SPOR - 14 Ekim 2024 Pazartesi 13:58

Büyükşehir Okçuları Türkiye Şampiyonu oldu

A
A
A
Büyükşehir Okçuları Türkiye Şampiyonu oldu

Muğla Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü okçuları 2024 Açık Hava Okçuluk Türkiye Şampiyonası’nda Hazal Burun ve Emircan Haney’den oluşan mix takımla Türkiye şampiyonu oldu.


Türkiye Okçuluk Federasyonu 2024 Açık Hava Okçuluk Türkiye Şampiyonası Antalya’da yapıldı. Muğla Büyükşehir Belediyesi Okçuları şampiyonada büyük başarı elde etti. Büyükşehir Belediyesi sporcularından Hazal Burun 21 Yaş altında Türkiye şampiyonu, Hazal Burun ve Emircan Haney’den oluşan mix takımda yine aynı turnuvada Türkiye Şampiyonu oldu.


Açık Hava Okçuluk Türkiye Şampiyonası Antalya 100. Yıl Okçuluk Tesisleri’nde klasik yay erkekler, makaralı yay kadınlar ve makaralı yay erkekler kategorilerinde gerçekleştirildi. Şampiyonaya 86 spor kulübünden toplam 234 sporcu katıldı. Muğla Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü şampiyonaya 4 sporcu ile katıldı. Büyükşehir Belediyesi okçularından Hazal Burun 21 yaş altında Türkiye Şampiyonu oldu. Aynı şampiyonada Hazal Burun, Emircan Haney’den oluşan mix takım Türkiye Şampiyonu olurken, Ecesu Demircan, Hazal Burun ve Songül Lök’ten oluşan takım Büyük Kızlar kategorisinde Türkiye üçüncüsü oldu. Bireysel kızlar kategorisinde Songül Lök Türkiye ikincisi, bireysel erkeklerde Emircan Haney Türkiye üçüncüsü oldu.


Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras; “Büyükşehir Belediyemiz sporcuları büyük bir başarıya daha imza attı. Okçularımız Hazal Burun ve Emircan Haney mix takımda Türkiye Şampiyonu oldu. Daha önce Avrupa Şampiyonu olan okçumuz Hazal Burun bu defa Türkiye Şampiyonu oldu. Şampiyonaya katılan tüm sporcularımızı başarılarından dolayı kutluyorum. Sporcularımızın bu seviyeye gelmesini sağlayan, Muğlamızı gururlandıran hocamız Ejder Sözen’e de teşekkür ediyorum” dedi.



Büyükşehir Okçuları Türkiye Şampiyonu oldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan kaymakam adaylarına: "Milletin gönlüne girilmeden devlet adamı olunmaz" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Koltuğa oturmak, resmi plakalı araçlara binmek bir yöneticiyi, bir mülki idare amirini, saygıdeğer bir devlet adamı yapmaz. Milletin adamı olunmadan, milletin gönlüne girilmeden, milletin takdirini, teveccühünü, duasını kazanmadan hakiki manada devlet adamı olunmaz" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleşen 109. Dönem Kaymakamlık Kursu Kura Töreni’nde konuştu. "Ülkemizdeki 81 vilayetimize bağlı 922 ilçemizin tamamı bizim nazarımızda değerlidir, önemlidir, birinci sınıf hizmeti almaya layıktır" Cumhurbaşkanı Erdoğan, kaymakamlık kursunu başarı tamamlayan gençleri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Görüyorum ki her biriniz Türkiye’ye ve aziz milletimize hizmet etmek üzere yola revan olmanın heyecanını yaşıyorsunuz. Kardeşlerimin birazdan töreninizi gerçekleştireceğiz. Böylece 14’ü kadın toplam 97 genç kaymakam adayımızın görev yerlerini belirleyeceğiz. Şunu öncelikle söylemek isterim; ülkemizdeki 81 vilayetimize bağlı 922 ilçemizin tamamı bizim nazarımızda değerlidir, önemlidir, birinci sınıf hizmeti almaya layıktır" dedi. Kaymakam adaylarına görev yapacakları ilçeler arasında asla uzak-yakın, küçük-büyük, gelişmiş veya geri kalmış ayrımına gitmemeleri tavsiyesinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ayrıca hangi kökene, meşrebe, kimliğe, inanca, görüşe mensup olursa olsun milletimizin her bir ferdi, devletimizin eşit vatandaşıdır. Asırlardır kimliğine bakmadan zalimlerin karşısında, mazlumların yanında durmuş hamiyetperver bir milletin mensupları olarak, ülkemize sığınan biçarelere kardeşlik görevimizi ifa etmek de vazifemizdir. Düşene vurmak, ezilene zulmetmek, mağdurların feryadına kulak tıkamak Türk milletine ve Türkiye Cumhuriyeti devletine asla yakışmaz. Şahsımı temsilen ilçelerimizde görev yapan siz kaymakamlarımızdan, bu noktada özellikle hassasiyet ve özveri bekliyorum" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kaymakam adaylarına hitap ettiği konuşmasında, "Eğitim hayatınız süresince şu gerçeğe bizzat şahit oldunuz: Devletimiz, unvanınıza uygun vasıflarla mücehhez olmanız için her türlü gayreti göstermiştir. Yurt dışı stajıyla birlikte toplam 42 ay süren yoğun, kapsamlı ve çok boyutlu bir eğitim programını bugün alnınızın akıyla tamamladınız. Bu zaman zarfında tecrübe paylaşımından çalışma ziyaretlerine, mevzuat bilgisinden inceleme gezilerine, iletişimden protokol kurallarına varıncaya kadar görevinizi icra ederken ihtiyaç duyacağınız her konuda en üst düzeyde eğitim aldınız. Çünkü vatandaşa layıkıyla hizmet etmek, onların dertlerine derman olmak, şehirlerimizin kalkınmasına destek vermek, bir mülki idare amiri için büyük bir misyondur, manevi mesuliyeti fevkalade ağır bir görevdir. Devleti, millet için hizmet üreten bir sisteme kavuşturmanın yolu, milletin derdiyle dertlenmekten, bu milletin gönlüne girmekten geçer" değerlendirmesini yaptı. Koltuğa oturmanın, resmi plakalı araçlara binmenin bir yöneticiyi, bir mülki idare amirini, saygıdeğer bir devlet adamı yapmayacağının altını çizen Erdoğan, "Milletin adamı olunmadan, milletin gönlüne girilmeden, milletin takdirini, teveccühünü, duasını kazanmadan hakiki manada devlet adamı olunmaz. İlçelerinde Cumhurbaşkanını ve devleti temsil eden kaymakamlarımız, devletimizin milletimize uzanan eli, duyan kulağı, gören gözüdür. Her bir vatandaşımızın derdiyle dertlenmek en büyük sorumluluğunuzdur. Bu bakımdan ilçe sınırları içindeki her türlü işten, çalışmadan, hizmetten, eksikten, sorundan ve elbette başarıdan sorumlu olan kaymakamlarımız, görevlerini ne kadar etkin icra ederse, devletimiz de o derece güçlü olur. Sizlerden bu misyonun hakkını vermenizi, görev yapacağınız her yerde millete hizmet için samimiyetle koşturmanızı istiyorum" açıklamasını yaptı. Açıklamalarını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün bir kez daha Derik Kaymakamımız Muhammed Fatih Safitürk’le birlikte ülkeye ve millete hizmet yolunda toprağa düşen tüm idarecilerimizi, tüm şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum. Buradaki her bir genç kardeşimin de gerektiğinde vatanı, milleti, devleti bayrağı ve bağımsızlığımızın timsali olan ezanı uğruna aynı fedakarlıkta bulunacak iradeye ve adanmışlığa sahip olduğunu görüyorum. İnşallah her biriniz meslek büyüklerinizin açtığı yolda sabırla ilerleyecek adınızı görev yaptığınız her yerde milletimizin kalbine yazdıracaksınız. Bundan en küçük bir şüphe duymuyor bizleri mahcup etmeyeceğinize, ailelerinize ve sizleri yetiştiren hocalarınıza mahcup olmayacağınıza tüm kalbimle inanıyorum. Burada bir hususun altını çizmekte fayda olduğu kanaatindeyim. Biz millet olarak tarih boyunca nice büyük devletler kurduk. Asya bozkırlarından, Afrika’nın kızgın çöllerine Akdeniz’in bir ucundan Hint Okyanusu’na kadar milyonlarca kilometrekarelik alanı atlarımızın nal sesleriyle inlettik. Sınırları bir dönem Afrika’dan Avrupa’nın ve Asya’nın ücra köşelerine uzanan devletlerimizde himayemiz altında yaşayan farklı inançlardan milyonlarca insanı barış, huzur ve esenlik içinde yönettik. Tarihte kurduğumuz devletlerin iki taşıyıcı sütunu oldu. Bunlar tabii ki mülkün temeli olan adalet, diğeri de merhametti. Aynı durum bugün de geçerlidir. Türkiye bir hukuk devletidir. Medeniyetimiz bir merhamet medeniyetidir" ifadelerine yer verdi. Adaletin yüceltildiği ölçüde devletin yüceleceğini, merhametle muamele edildiği ölçüde insanlarla devlet arasındaki bağın sağlamlaştırılacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Devlet ile millet arasındaki mesafe açılırsa o zaman da kamu olarak yaptığımız hizmetlerin hiçbir anlamı olmaz. Biz her iki tecrübeyi de yakın tarihinde yaşamış bir ülkeyiz. Bakınız devletle millet arasında duvarlar ören, devletle milleti farklı konumlara yerleştiren elitist zihniyetin ülkemize çok büyük zararları olur. Milli iradenin askıya alındığı dönemlerde devlet vatandaşlarının bir kısmını tehdit kaynağı olarak gördü, dış görünüşüyle, kılık kıyafetiyle kadınların başörtüsü, erkeklerin saçı ve sakalıyla çok uğraştılar" diye konuştu. Geçmişte ’irticacı’, ’takunyalı’, ’tarikatçı’, ’cemaatçi’, ’laik-anti laik’, ’ilerici-gerici’ diyerek insanların birbirine düşürülmeye çalışıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sırf inancını özgürce yaşamak istediği için, sırf anasının dilini konuştuğu için milyonlarca vatandaşımız ötekileştirildi, ötelendi, maalesef haksızlığa ve hukuksuzluğa maruz bırakıldı. Bunun bedelini ise demokrasimiz ödedi. Devletimiz ve milletimiz ödedi. Bir gerçeği sizlere burada tekrar hatırlatmak istiyorum. Vatandaşına üstten bakan, vatandaşların bir kısmını tehdit kaynağı gören bürokratik oligarşinin devlet tasavvurumuzda yeri yoktur. Devlet, milletinin hizmetindedir. Kamu görevlisi de milletin hizmetkarıdır. Devlet yönetiminde bizim rehberimiz ve pusulamız insanı yaşat ki devlet yaşasın ilkesidir. Osmanlı’yı 6 asır boyunca ayakta tutan temel ilke işte budur. Devletimizin taşıyıcı kolonu olan bu ilkeden en küçük bir tavize, en küçük bir sapmaya izin veremeyiz. 22 yıldaki tüm çabalarımıza rağmen görev yapacağınız yerlerde, halen buna mugayir uygulama varsa değiştirmek, devletle milleti yakınlaştırmak, kucaklaştırmak, kaynaştırmak sizlerin öncelikli vazifesidir" dedi. Kaymakam adaylarına hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hatırlatmak isterim ki, bulunduğunuz makam devletin sadece otoritesini, sadece gücünü değil, aynı zamanda kerim vasfını da göstermenizi gerektiriyor. Dolayısıyla atandığınız her yerde devletin şefkatli, merhametli, adaletli, gülümseyen yüzü, müşfik eli olmanızı sizlerden özellikle bekliyorum. Benim vatandaşıma hiçbir zaman ’devlet nerede’ dedirtmeyeceksiniz. İhtiyacı olan vatandaşın gelip sizi bulmasını da beklemeyeceksiniz. Siz gidip benim mağdur vatandaşımı bulacaksınız" şeklinde konuştu. Erdoğan, devletle millet arasındaki mesafenin kapanmasının önemine değinerek, "Halktan kopuk idareci profiline tahammülümüz yoktur. Görev yaptığınız yerde her türlü işten, eksikten ve başarıdan sorumlu olacaksınız" ifadelerini kullandı. Kaymakam adaylarına başarılar dileyen Erdoğan, görevlerinin ağır ama bir o kadar da onurlu olduğunu söyledi. Erdoğan, "Hazreti Ömer’in hani gece kapı kapı dolaşması var ya... Acaba içeride ağlayan var mı? İçeriden garip sesler geliyor mu? Bunu siz yapacaksınız. Siz rastgele bir kaymakam değilsiniz. Siz işte bu kapı kapı dolaşmak suretiyle acaba içeriden garip sesler geliyor mu? Aç olanların halinden siz anlayacaksınız. Safahat’ta ’Kocakarı ile Ömer’ şiirini şöyle bir okursanız, orada gerçekten üzerimizdeki görevin ne denli büyük olduğunu çok açık ve net görürsünüz. Yeri gelecek Ömer gibi çuvalı sırtınıza vuracaksınız, yanındaki sahabe Abbas’a da ’şu çömlek yoğurdu da sen al, o da sana yeter’ diyeceksiniz. Ve tekrar o kocakarının kaldığı çadıra gideceksiniz, ona kendi elinizle çorbayı siz yapacaksınız. Yapar mısınız? Yaparsınız. Devran değişti. İşte bu devranı değiştirecek olanlar sizlersiniz. Hanım kaymakamlarımız var. Erkek kaymakamlarımız var. Birlikte bu işleri yapacaksınız. Ve nasıl bu devran değişiyor, bunu milletimize göstereceksiniz" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kaymakam adaylarından, vatandaşların ihtiyaçlarını bizzat takip etmelerini, onların yanına gitmelerini ve mağduriyetleri gidermeye öncelik vermelerini istedi. Erdoğan, "İhtiyaç sahibini, mazlumu, mağduru, garip gurebayı bulup derdiyle hemdert olacak, hemhal olacaksınız. Görev yaptığınız mahalde, sosyal, kültürel ve ekonomik kalkınmayı koordine edecek, vatandaşın talep ve şikayetlerine 24 saat kapınızı açık tutacaksınız. Bu çok önemli. Kibir, asla sizin semtinize uğramayacak. İnsanımızı devletinden uzaklaştıracak veya soğutacak gelişmelere karşı sıfır tolerans ile yaklaşacaksınız. Şu noktaya özellikle dikkat etmenizi sizlerden rica ediyorum. Halktan kopuk, sokaktan kopuk, ilçesindeki esnaftan, iş adamından, köylüden, çiftçiden kopuk idareci profiline tahammülümüz yoktur. Kışın soğuğunda, ah benim kaymakam kardeşlerim, yeri gelecek kamyonu, kamyoneti alacaksınız, kömürü, odunu dolduracaksınız. Nerede kömürü olmayan, odunu olmayan var, onlara bunu bizzat siz götüreceksiniz. Yok, e gelsin de gönderelim. Hayır, arayacaksın, bulacaksın ve götüreceksin" dedi. Sorumluluğu altındaki personeli, makamının gücünü de kullanarak ezen mütekebbir idareci tipine de tolerans göstermeyeceklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Devlet sistemimiz içerisinde koltuğuna güç ve itibar kazandırmak yerine, koltuğundan güç devşiren, bununla da kalmayıp hukuk dışı, etik dışı, adap ve edep dışı yollara tevessül edenlere müsamaha ile bakamayız. Bu konuda sizlerin de çok yüksek bir hassasiyet düzeyiyle hareket edeceğinize inanıyorum" ifadelerini kullandı. Erdoğan, son 22 yılda Türkiye’nin büyük hamleler gerçekleştirdiğini ifade ederek, kaymakam adaylarının bu süreçte önemli bir rol oynayacaklarını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "22 yılı devlet yönetiminde olmak üzere, yarım asrı bulan siyasi hayatımızda elde ettiğimiz tüm başarıları, milletimize kulak verdiğimiz ve milletimizin sağduyusuna güvendiğimiz için hamdolsun elde ettik. Sizden de milletimizle gönül bağlarınızı, irtibat ve muhabbetinizi daima güçlü tutmanızı bekliyorum. Şunu unutmayın. Bizim yönetim anlayışımıza göre mevcudu korumak, gerilemek demektir. Dünyada yaşanan hızlı gelişme ve baş döndürücü dönüşüm, her alanda eskiye göre çok daha hızlı olmamızı, çok daha çalışmamızı, kaybedilen onlarca seneyi telafi etmemizi kaçınılmaz kılıyor. Türkiye’nin her alanda girdiği hamleler sürecine en büyük, destek yerinden kalkınma çabalarının başarıya ulaşmasından gelecektir. Sizlerin özellikle yerel çaptaki vizyonel her projesi, Türkiye’nin bir bütün halinde çok daha hızlı kalkınmasını kolaylaştıracaktır" şeklinde konuştu. Kaymakamların görev yapacakları yerlerin sosyal ve kültürel dokusunu iyi bilmeleri gerektiğini belirten Erdoğan, "Görev yapacağınız yerin ekonomik, sosyal, kültürel ve tarihi dokusunu ve derinliğini iyi bilerek hareket etmeniz bu süreçte sizlere yardımcı olacaktır. Görev ve sorumluluk sahanızda yaşayanları aileniz kabul edecek, ailenizin istikbalini nasıl düşünüyorsanız, vatandaşın geleceğini de aynı hassasiyet ve fedakarlıkla planlayacak, emanete sıkı sıkıya sahip çıkacaksınız. Unutmayın, sizler mülki idare amirisiniz. Sizler devleti temsil gibi, şerefli bir sorumluluk üstlendiniz. Sizler nasıl olursanız mahiyetinizde görev yapanlar da size göre kendilerini, çalışma tarzlarını vatandaşla münasebetlerini ona göre ayarlayacaktır. Çalışma arkadaşlarınıza siz örnek olacaksınız. Bununla da yetinmeyecek, onları motive ederek, varsa sorunları çözerek, vatandaşa bir bütün halinde tam bir uyum ve heyecan içerisinde hizmet götürülmesini siz temin edeceksiniz. Ortaya koyacağınız projeler ve hizmetlerle Türkiye Yüzyılı hedeflerine çok daha hızlı bir şekilde ulaşacağımıza ben yürekten inanıyorum. Biz son 22 yılda bu kötü hafızayı güzelliklerle, hizmetlerle yatırım ve eserlerle değiştirmek için gerçekten çok çalıştık. Hizmet ve yatırım siyasetimizin nişaneleri olan eserlerimizle Anadolu’nun talihini değiştirdik. Sizin gayretleriniz ve çalışmalarınızla inşallah bu acı hatıraları tamamen mazide bırakacak, Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesinin de üstüne sizlerle birlikte çıkaracağız. Göreviniz ağır, mesuliyetiniz büyüktür. Ailelerinizle birlikte milletimiz de sizden çok başarılı hizmetler bekliyor. Her birinizin bunu başaracak yeteneğe iradeye, güce sahip olduğunuzu biliyorum. Hocalarınız ve meslek büyükleriniz size nasıl bakıyorsa şahsen ben de aynı şekilde sizlere güveniyorum" ifadelerini kullandı.
İstanbul Ticaret Bakanı Ömer Bolat, ’’Gümrük Birliği Anlaşması’nın güncellenmesi için Brüksel’de görüşmeler başladı’’ Ticaret Bakanı Ömer Bolat, ’’AB’nin Türkiye’nin ihracatında yüzde 41’lik bir payı var. Mevcut Gümrük Birliği Anlaşması’nı önümüzdeki dönemde revize etmeyi ve güncellemeyi umut ediyoruz. Çok yakın bir zamanda yüksek düzeyli diyalog ve istişare toplantıları Brüksel’de başladı’’ dedi. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, İstanbul’da düzenlenen Dünya Odalar Federasyonu (WCF) Genel Konsey Toplantısı’na katıldı. Toplantıda konuşan Bakan Bolat, Gümrük Birliği Anlaşması’nın güncelleneceğini belirterek, Türkiye’nin büyüme ve ihracat rakamlarından bahsetti. AB ile Gümrük Birliği Anlaşması sayesinde çok iyi tesis edilmiş ekonomik ilişkilerin bulunduğunu dile getiren Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “AB’nin Türkiye’nin ihracatında yüzde 41’lik bir ihracat payı olduğunu biliyoruz. Mevcut Gümrük Birliği Anlaşması’nı önümüzdeki dönemde revize etmeyi ve güncellemeyi umut ediyoruz. Çok yakın zamanda, üç ay kadar önce yüksek düzeyli diyalog ve istişare toplantıları Brüksel’de başladı. Türkiye yüzyıllar boyunca İpek Yolu’nu Avrupa ile bağladı. Şimdi de Zengezur Koridoru sayesinde Kuşak ve Yol Girişimi ile Azerbaycan ve Ermenistan üzerinden aynı şeyi gerçekleştirmeyi istediklerini anlattı” dedi. “Türkiye global ekonominin önemli bir aktörüdür” AB ile Gümrük Birliği Anlaşması sayesinde çok iyi tesis edilmiş ekonomik ilişkilerin bulunduğunu dile getiren Bakan Bolat, “AB’nin Türkiye’nin ihracatında yüzde 41’lik bir ihracat payı olduğunu biliyoruz. Mevcut Gümrük Birliği Anlaşması’nı önümüzdeki dönemde revize etmeyi ve güncellemeyi umut ediyoruz. Çok yakın zamanda, üç ay kadar önce yüksek düzeyli diyalog ve istişare toplantıları Brüksel’de başladı. Türkiye yüzyıllar boyunca İpek Yolu’nu Avrupa ile bağladı. Şimdi de Zengezur Koridoru sayesinde Kuşak ve Yol Girişimi ile Azerbaycan ve Ermenistan üzerinden aynı şeyi gerçekleştirmeyi istediklerini anlattı. Lojistik açısından bakıldığında gerçekten Türkiye eşsiz bir ticaret habitatıdır. Akdeniz ülkeleri, Afrika ve Arap ülkeleri ile İstanbul Boğazı ve Çanakkale Boğazları aracılığıyla, Atlantik’e de Cebelitarık aracılığıyla bağlanmaktadır. Aynı şekilde Süveyş Kanalı da buna aracılık etmektedir. Türkiye, GSYH olarak bakıldığında 1,2 trilyon dolarlık bir değer taşır bu bölgede. 600 milyar dolarlık dış ticaret hacmiyle Türkiye global ekonominin önemli bir aktörüdür. Global ticaretin de önemli bir aktörüdür. Yurt dışı ticaret tam olarak yüzde 50’sini oluşturmaktadır Türkiye’nin GSYH’sinin” şeklinde konuştu. “Ekonomiye ilişkin rakamlar Türkiye’nin gücünü ve dayanıklılığını ortaya koyuyor" Bakan Bolat sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde hayata geçirdiği çalışmaların meyvesini aldığını ve atılan tohumların yeşerdiğini belirterek, "Sürekli olarak büyüyoruz ve dünyanın küresel aktörleriyle birlikte aynı mecrada yer alıyoruz. Türkiye ekonomik görünümüyle ilgili olarak yakın döneme ait rakamların bariz bir şekilde Türkiye’nin gücünü ve dayanıklılığını ortaya koydu. Örnek vermem gerekirse yıllık büyüme ortalaması yüzde 5,4. 2003-2023 yılları arasında. Bu dönemde kişi başına düşen gelir de neredeyse iki katına çıkmıştır. GSYH de dolar olarak bakıldığında bu dönemde 9 kat arttı. Türkiye ekonomisinin bu olumsuzluklara rağmen büyümesini sürdürdüğünü ve kayda değer başarı elde etti, en hızlı büyüyen ülkeler arasında yer aldı. Türkiye’nin geçen yıl yaklaşık 255 milyar dolarlık mal ihracatı yaparak rekor kırdı. Küresel mal ticaretindeki payını artırdı. Hizmet ihracatında da 106 milyar dolara ulaştı. Bu yılın 9 ayında mal ihracatında yüzde 3,2’lik, hizmet ihracatında ise yüzde 7’lik artış yakalandı. Dış ticaret açığımız da düşüşünü sürdürdü. Yüzde 33 düştü ilk 9 ayda. Halihazırdaki cari açık da 55,5 milyar dolardan 15 ayda 11,3 milyar dolara düştü" diye konuştu. “Uluslararası doğrudan yatırımlardan aldıkları payı yüzde 1,5’e çıkartmayı hedefliyoruz” İlk 8 ayda cari hesap açığının hızlı bir şekilde düşerek 9,7 milyar dolara gerilediğini vurgulayan Bakan Bolat, "Bunlar gerçekten dış ticaret açısından çok kayda değer rakamlar. Ağustosta cari hesap 4,3 milyar dolar fazla verdi. Üç ay üst üste fazla verdi. Bütün bu pozitif gelişmelerin neticesinde uluslararası rezervimiz de hızlı bir şekilde artışa geçti. Rezervimiz 98,5 milyar dolardan 156,5 milyar dolara ulaştı. Net rezervlerimiz eksi 65 milyar dolardan artı 34,6 milyar dolara ulaştı. Burada SWAP’lar hariç olarak söylüyorum. SWAP’lar dahil edildiğinde net rezervlerin artışı 56 milyar dolara tekabül etmektedir. 2003’ten bu yana 269 milyar doları aşan doğrudan yatırım geldiğini, küresel uluslararası doğrudan yatırımlardan aldıkları payı yüzde 1,5’e çıkartmayı hedefliyoruz. Türk müteahhitlik sektörünün yurt dışında üstlendiği proje hacminin 514 milyar dolara ulaştı. Bu rakam, müteahhitlerimiz uluslararası ihalelerde 12 bin 300 projeyi kazandığı anlamına geliyor. Bu projeler 143 farklı ülkede” ifadelerini kullandı. “2027 yılında Türkiye’nin GSYH’sini 1,7 trilyon dolara çıkmalı” Türkiye’nin 56 milyar dolarlık gelirle turizmde parlak bir dönem geçirdiğini aktaran Bakan Bolat, “Bu yıl 60 milyon turist ve 60 milyar dolar gelir hedefliyoruz. Türkiye’nin lojistik hizmetlerinde Avrupa’da 5’inci, dünyada 15’inci oldu. Bu pazardan daha fazla pay almak istiyoruz. Ülkemiz endüstri alanında önemli işlere imza atıyor. Tekstil, savunma, hazır giyim, otomotiv, seramik, inşaat malzemeleri ve havacılıkta öne çıktıklarını, otomotiv ve savunma sanayisinde Türkiye’nin yıldızı parlıyor. Çok iddialı bir program takip ediyoruz. ’İstikrarlı stabilizasyon’ diyoruz buna ekonomide. Stabil büyüme, düşük enflasyon ve ihracatın önderlik ettiği bir büyüme modeli. Buna Orta Vadeli Program diyoruz. Geçen yıl başladık ve önümüzdeki 3 yılı bu programı takip ederek tamamlayacağız. Hedefimiz, 2027’ye kadar Türkiye’nin GSYH’sini 1,7 trilyon dolara çıkmalı ve ortalama büyüme oranı yüzde 4 olmalı. Mal ihracatında 320 milyar dolara, hizmet ihracatında 160 milyar dolar hedefliyoruz” dedi.
Manisa Başkan Balaban: “Veremeyeceğimiz hiçbir hesap yok” Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, kendisi ve yönetimine yönelik iddialar hakkında açıklamalarda bulunarak veremeyecekleri hesapları olmadığını aktardı. Son günlerde bazı basın yayın organlarında kendisi ve yönetimi hakkında ortaya atılan iddialarla ilgili açıklamalarda bulunan Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, çıkan haberlerin kamuoyunu yanlış yönlendirdiğini savundu. Her zaman şeffaf, halkçı bir yönetim anlayışı içerisinde olduklarını, yönetimde olduğu süreç içerisinde canlı yayınladıkları aylık basın toplantıları ile yaptıkları çalışmaları anlattıklarını, basın mensuplarının sorularına açık yüreklilikle cevap verdiklerini aktaran Başkan Balaban, aylık meclis toplantılarını da canlı yayınladıklarını hatırlattı. İddiaları Belediye Başkan Yardımcısı Ali Kuyumcu ile birlikte tek tek yanıtlayan Başkan Semih Balaban, hesap veremeyecekleri hiçbir şey olmadığını söyledi. “İhaleyi süresi dolduğu için yeniledik” Yunusemre Belediye Başkanı, araç ihalesinin iptal edilip daha fazla araçla yeniden yapıldığı iddialarının kamuoyunda yanlış bir algı oluşturmaktan öte bir amaç gütmediğini savunan, “Kamuoyunda belediyemizle ilgili doğruyu yansıtmayan iddialar var. Özellikle araç ihalesi ve iade edilen araçlar konusunda kamuoyu yanlış yönlendiriliyor. Bizden önceki belediye yönetimi 97 araç kiralamıştı. Biz bu 97 araçtan 42 binek aracı iade ettik. Geriye 55 araç kaldı. Eylül ayı sonunda ihale süresinin dolması nedeniyle yaptığımız ihalede fen, park bahçe ve temizlik işlerinde kullanılmak üzere vinç, ekskavatör, çöp arabası gibi 9 işlevsel araç ekleyerek ihalemizi yaptık. Yani iddia edildiği gibi ihale süresinin dolmasına 1,5 yıl kalmasına rağmen ihalenin iptal edildiği de doğru değil. Biz süresi dolduğu için bu ihaleyi yeniledik ve bu anlamla da yasal prosedürü uyguladık. Bu araçlara bizden önce yapılan ödeme aylık 7.5 milyon TL’ydi. 55 aracın 2 yıl önceki bedeli bu. Yeni yapılan ihalede 64 araç için bu enflasyonist ortamda aylık 9 milyon 800 bin TL. İhalenin ne kadar başarılı olduğu da net olarak görülmektedir. İhalemiz Kamu İhale Kurumunda onaylandı. Hiçbir itiraz da yapılmadı. Bu da bizim kamuya verdiğimiz önemin en büyük göstergesidir” dedi. “Halk ekmek projesini büyükşehir daha kapsamlı şekilde yapıyor” Halk ekmek çalışmasından neden çekildiklerinin açıklamasını daha önce de açıkladıklarına vurgu yapan Başkan Balaban, “Büyükşehir bizim takım kaptanımız. Ferdi Bey de çok başarılı çalışmalar yapıyor. Bu anlamda kendisine teşekkür ediyorum. En büyük projelerinden biri de halk ekmekti. Biz de büyükşehir belediye başkanımız daha kolay gerçekleştirsin diye Yunusemre Belediyesi olarak halk ekmekten çekildik ve tüm büfelerimizi büyükşehre devrettik. Ferdi Bey de bu hizmeti en güzel şekilde veriyor” ifadelerini kullandı. “Alanın bir kısmını önümüzdeki günlerde açacağız” Başkan Balaban, Yunusemre Belediye Hayvan Yaşam Alanı projesinde de Manisa Büyükşehir Belediyesi ile birlikte çalışacaklarının alanın bir kısmının önümüzdeki günlerde hizmete açılacağını söyledi: “Hayvan barınağı yaklaşık 120 dönüm alan üzerine kurulu. Tüm alanı açma imkanımız yok. Ama büyükşehir ile birlikte ortak bir çalışma yaparak buranın belli bir bölümünü hizmete açacağız. Sokak hayvanları konusunu önemsiyoruz. bu konuya hassasiyetle yaklaşıyoruz. Bünyemizdeki iki veteriner arkadaşımız büyükşehirle birlikte yaklaşık 2 aydır kısırlaştırma çalışması yapıyorlar” “Bu sorunu ortak akılla çözeceğiz” Küçük Sanayi Sitesinde imara aykırı düzenleme yapıldığı iddialarına da cevap veren Başkan Balaban, “Küçük Sanayi Sitemizin Manisa’ya yakışır, şehrin kalbinde yer alan bu sitenin yenilenmesine, çeki düzen verilmesine ihtiyaç olduğunu görüyoruz. Bunu esnaflarımız da istiyor. Esnaflarımız ile ortak akıl ile bir çözüm üretme gayretindeyiz. Hiçbir şekilde hiçbir esnaf arkadaşımıza en küçük bir baskı ya da saygısızlık yapmadan bu sorunu çözeceğiz” ifadelerini kullandı. “Emekli primi ödemektense huzur hakkı veriyoruz” Belediye Başkanı Balaban MAYEB ve YUNTAŞ’ta şirket yönetici sayısındaki artışı da daha önce açıkladıklarını hatırlatarak şunları söyledi: “İddialardan biri daha önce de cevap vermiştim. Emekli arkadaşlarımıza emekli primi ödemektense belediyeye 60-70 bin lira maliyet olmasını engellemek için biz huzur hakkı şeklinde gerçekleştirdik. Bunu da daha öncede söylemiştim. Yine yaptığımızın arkasındayız” “Tek çıkarımız halkın ve kamunun çıkarını korumak” Yunusemre Belediye Başkanı Balaban her zaman açık, kamu kaynaklarının halkın çıkarına olacak şekilde kullanılması için var güçleri ile çalıştıklarını belirtirken, kamu kaynaklarının en doğru şekilde kullanmak için de mesai harcadıklarını söyledi. Belediyeye yapılan araç bağışının zorlama ya da baskıyla olmadığını kaydeden Başkan Balaban, bu konuda da yanlış bir algı oluşturmak istendiğini dile getirdi. Başkan Semih Balaban açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı: “Hiçbir konuda veremeyeceğimiz hiçbir cevap yok. Çünkü bizler halkın çıkarlarını koruyan kamu belediyeciliği yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Bizim için tek bir çıkar vardır. Halkın çıkarı, kamunun çıkarı. Nerede bir gelir varsa bu gelir bireylere, 3-5 gruba değil kamuya, topluma aktırılmalıdır. Kanuna değer verdiğimiz için her türlü harcamada elimizden gelen tasarrufu gösteriyoruz. Belediyenin birçok kafeteryası var. Hepimiz oradan yiyip içiyoruz ama bütün başkan yardımcılarımız ve ben o paraları son kuruşuna kadar ödüyoruz. Belediye bizim babamızın malı değil. Belediye halkın belediyesi. 7 aydır hiçbir başkan yardımcısının makam aracı yok. 2 tanede yine ayrı ihtiyaç çerçevesinde temizlik malzemesi ihale yaptık. Yaklaşık 3 milyon lira olarak belirlenen maliyeti, ihalede sonucu 1 milyon 402 bin liradan hallettik. Yine şeffaf şekilde kırtasiye malzemesi ihalesi yaptık. Yaklaşık 2 milyon lira olarak belirlenen maliyeti de 1 milyon 433 bin liraya hallettik. Bu da kamuculuğun ne kadar iyi olduğunun ve kamu çıkarlarını ne kadar koruduğumuzun 2 somut göstergesidir. Bu tür konularda da haber yapmak isteyen basın mensuplarımız ben den ya da ilgi başkan yardımcımız Ali Kuyumcu’dan bilgi alabilir”
Adana Vali Köşger’den gastronomi destinasyonu çağrısı Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, Adana’nın gastronomi alanında Türkiye’de bir marka değeri olduğunu söyleyerek, “Adana, Hatay, Gaziantep eksenli Kahramanmaraş, Nevşehir, Mersin ve Şanlıurfa’nın da eklenebileceği bir destinasyon oluşturulsun istiyoruz” dedi. Bu yıl 8’incisi düzenlenecek Uluslararası Adana Lezzet Festivali için hazırlıklar tamamlandı. Valilik tarafından belediyeler, odalar ve sivil toplum kuruluşlarının katkılarıyla organize edilen festival, 17-20 Ekim’de Merkez Park’ta gerçekleştirilecek. Kent mutfağı ile sokak lezzetlerinin tanıtılmasının hedeflendiği gastronomi etkinliği, bu yıl "Kökleriyle Adana" temasıyla düzenlenecek. Michelin yıldızlı şefler katılacak Festival öncesi gazetecilere konuşan Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, “Adana’da son yılların dolu dolu en görkemli festivalini gerçekleştireceğiz. Bu sene Birleşmiş Milletler ile gerçekleştirdiğimiz bir bölümde var. İklim değişikliğine, gıda israfına atıf yaptığımız hem Adana’da üretilen hem de gıda ürünlerini nasıl etkin kullanacağımıza ilişkin programlar var. Hem de uluslararası Michelin yıldızlı şeflerinin katıldığı, Adana’nın lezzetlerini yorumladığı bir bölüm olacak. Bu senenin teması zaten Kökleriyle Adana. Burada kendisine özgün lezzetleri ortaya çıkaran Adana mutfağının her yönüyle tanıtıldığı bir festival olacak. 500’ün üzerinde yemeğimiz var. Çok dolu dolu bir program gerçekleştirilecek” dedi. “Adana’nın gastronomi alanında Türkiye’de bir marka değeri var Vali Köşger, yeni bir gastronomi havzası oluşturulmasını istediklerini belirterek, “Yeni bir destinasyon olarak Çukurova Havalimanı ile de birlikte tüm dünyaya pazarlansın. Adana, Hatay, Gaziantep eksenli ama Kahramanmaraş, Nevşehir, Mersin ve Şanlıurfa’nın da eklenebileceği bir destinasyon oluşturulsun burada. Adana’nın gastronomi alanında Türkiye’de bir marka değeri var. Bu eksende yeni bir turizm destinasyonu oluşturulmalı. İnsanlar farklı lezzetler, tatlar için seyahat edebiliyorlar. Adana’da bu anlamda dünyadaki en iddialı lezzetlerin tadılabileceği mekanlardan birisi. Burada 24 saat canlı bir hayat var. Adana’da çok güzel bir sunum var. Güler yüzlü sunum yapılıyor” şeklinde konuştu. Öte yandan Vali Köşger, Adana Lezzet Festivali’ne 1 milyonun üzerinde ziyaretçi beklediklerini söyledi.