EĞİTİM - 31 Ekim 2024 Perşembe 12:32

Belediyenin şiddeti önleme farkındalık çalışmaları sürüyor

A
A
A
Belediyenin şiddeti önleme farkındalık çalışmaları sürüyor

Bodrum Belediyesi tarafından düzenlenen “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Şiddet Farkındalığı” eğitimleri, Türkiye Sürdürülebilir Turizm Programı kapsamında Bodrum Otelciler Derneği (BODER) iş birliği ile devam ediyor.



Bodrum Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri tarafından ücretsiz düzenlenen “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Şiddet Farkındalığı” eğitimleri son olarak İMEAK Deniz Ticaret Odası Bodrum Şubesi Toplantı Salonu’nda düzenlendi. Eğitime, beş farklı otelden turizmci ve otel personelleri katıldı.



Bodrum Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğünde görevli sosyolog Ayşegül Bezirgan ile sosyolog Cansu Koçer Sevindi tarafından sunum eşliğinde verilen eğitim çalışmasında toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dayalı şiddet olgusu üzerine vurgu yapılarak toplumda kadın- erkek rolleri, toplumsal cinsiyet, biyolojik cinsiyet, şiddetin tanımı ve şiddet döngüsü, dört farklı şiddet türü; fiziksel şiddet, psikolojik şiddet, cinsel şiddet ve ekonomik şiddet ana başlıkları altında eğitimler veriliyor. 6284 sayılı kanun ve kadın hakları hususunda bilgilendirme yapılıyor. Eğitimin son kısmında ise farkındalık oluşturan interaktif oyun ile katılımcılardan her biri, rastgele kâğıt seçip okudukları dezavantajı bir role bürünerek, oyunun sonunda ise eşitsizliğin neden olabileceği olumsuz durumu hayali de olsa deneyimleyip empati geliştirebiliyor.



Belediyenin şiddeti önleme farkındalık çalışmaları sürüyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Söke’de Kızılay Haftası kutlandı Türk Kızılay Söke Şubesi tarafından 29 Ekim-4 Kasım tarihlerini kapsayan Kızılay Haftası düzenlenen etkinlikle kutlandı. Program kapsamında şiirler okunurken, karate gösterileri ve öğrenci performansları katılımcılardan tam not aldı. Etkinliğe Söke Kaymakamı Ali Akça, Garnizon Komutanı Mesut Kılınç, Belediye Başkan Yardımcıları Vural Tosun ve Yağız Pullukçu, İlçe Emniyet Müdürü Fatih Demiralp, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı. Türk Kızılay Söke Şube Başkanı Funda Öztürk, konuşmasında, "Kızılay Haftası, Türk Kızılay’ının insanlık için yaptığı özverili çalışmaları hatırlamak ve bu bilinci yaymak adına önemli bir fırsattır" dedi. Kızılay’ın köklü tarihinden de bahseden Öztürk, "1868’de kurulan Hilal-i Ahmer Cemiyeti, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün isteğiyle ‘Kızılay’ adını aldı. Bugün ise Türkiye ve dünyadaki ihtiyaç sahiplerine yardım eli uzatmaya devam ediyor" ifadelerini kullandı. Kızılay’ın dayanışma, şefkat, hoşgörü ve tarafsızlık ilkeleri çerçevesinde çalıştığını belirten Öztürk, Türkiye genelinde yürütülen kan bağışı kampanyalarına dikkat çekerek, yılda yaklaşık 3 milyon ünite kana ihtiyaç olduğunu vurguladı. Konuşmasını, Kızılay’ın misyonu ve vizyonuyla sonlandıran Öztürk, "Kızılay, iyiliğin gücüyle birey ve toplumun direncini artırmayı, insan onurunu koruyarak acıları dindirmeyi amaçlıyor. Vizyonumuz ise herkes için güvenli bir yaşam sağlamak" dedi. Program’da Kızılay tarafından çocuklara çeşitli hediyeler ve broşürler dağıtılırken; izci grubu ve karate grubunun gösterisi yer aldı. Öğrenciler Kızılay’ı anlatan şiir ve özlü sözleri de okudu. İlçe Kaymakamı Ali Akça, Türk Kızılay’ı Söke Şubesi yönetici ve gönüllülerinin haftasını kutladı, çalışmalarında başarılar diledi.
Kayseri SGK İl Müdürü Türkoğlu: "Çalışanların sigortalı olarak çalıştırılmaları zorunluluktur" Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Kayseri İl Müdürü Mustafa Türkoğlu kayıt dışı istihdam ile ilgili yaptığı açıklamada; "Çalışanların sigortalı olarak çalıştırılmaları anayasal bir hak olmakla birlikte aynı zamanda hem çalışanlar hem de işverenler açısından bir zorunluluktur. Bu çerçevede kayıt dışı çalışan bir işçinin emekli olma hakkı yoktur" dedi. Ülkenin en önemli sorunları arasında yer alan kayıt dışı istihdamla mücadele çerçevesinde her yıl rehberlik ve bilgilendirme amaçlı faaliyetler gerçekleştiğini aktaran SGK İl Müdürü Mustafa Türkoğlu, kayıt dışı istihdamın çok yönlü bir sorun olmasından dolayı SGK tarafından ülke genelinde her yıl kayıt dışı istihdamla mücadele çerçevesinde rehberlik ve bilgilendirme amacıyla sivil toplum kuruluşları ve meslek odalarına ziyaretler yapıldığını aktardı. Kayıt Dışı istihdam hakkında bilgiler veren Türkoğlu; "Ülkemizin ve sosyal güvenlik sisteminin en önemli sorunları arasında yer alan kayıt dışı istihdam çalışanların Sosyal Güvenlik Kurumu’na hiç bildirilmemesi ya da çalışma gün veya ücretlerinin eksik bildirilmesidir. Yani sigortasız işçi çalıştırma durumunda olduğu gibi, çalışma sürelerinin veya ödenen ücretlerin eksik bildirilmesi de kayıt dışı istihdam olarak değerlendirilmektedir. Çalışanların sigortalı olarak çalıştırılmaları anayasal bir hak olmakla birlikte aynı zamanda hem çalışanlar hem de işverenler açısından bir zorunluluktur. Yani işverenlerin çalışanlarını sigortasız olarak çalıştırma hakları olmadığı gibi çalışan kişilerin de sigortasız çalışmayı istemek gibi bir hakları söz konusu değildir. Bu şekilde çalışmayı isteyen kişilerin sigortasız çalıştırıldığının tespiti halinde işverenlere yönelik yaptırımlar uygulanmakta işverenler kendilerince kötü niyetli olmamalarına rağmen mağdur olabilmektedirler. Özellikle emekli aylığı alan, dul ve yetim aylığı alan, sosyal yardım alan veya bakmakla yükümlü konumunda olan bazı kişilerin sigortasız çalışma konusunda daha istekli oldukları bilinmektedir. Bu kimselerin sigortasız çalışma konusundaki talepleri karşısında işverenlerin yasal yükümlülüklerini yerine getirme bilinciyle hareket etmeleri tespiti halinde mağduriyet yaşamamaları amacıyla gerekli dikkati göstermeleri gerekmektedir. Kayıt dışı istihdamın toplumun sosyal ve ekonomik değerleri üzerinde birçok olumsuz etkisi bulunmakta, ayrıca hem çalışanlar ve işverenler hem de devlet açısından birçok olumsuz etkiye yol açmaktadır. Bu çerçevede kayıt dışı çalışan bir işçinin emekli olma hakkı yoktur. Çalışamaz duruma geldiğinde malullük aylığından yararlanamaz. Hayatını kaybetmesi durumunda geride kalan eş ve çocukları ölüm aylığı hakkından yararlanamazlar. İşsizlik sigortasından faydalanamazlar. Genel sağlık sigortası primlerini kendileri ödemek zorunda kalabilir. İş kazası ve meslek hastalığına karşı alınması gereken önlemlerden yoksun olarak çalışmak zorunda kalırlar. Ücret ve diğer sosyal haklar konusunda Kanunların sağladığı korumadan yoksun olarak daha kötü şartlarda çalışırlar. İhbar ve kıdem tazminatından yoksun kalır ve yıllık izin, haftalık izin, doğum izni gibi haklardan yararlanamazlar. Yapılacak denetimler ve tespitler sonucunda kayıt dışı işçi çalıştıran işverene yüksek tutarlarda idari para cezası uygulanır. Bunun sonucunda işyerinin kapanması riski de vardır. Kayıt dışı işçi çalıştıran işverene uygulanacak idari para cezası işverenden işverene ve tutmakla zorunlu oldukları belgeye göre çeşitlilik gösterir. Örneğin bir yıl bir işçiyi kayıt dışı çalıştırdığının denetim sonucu anlaşılması halinde idari yaptırımı 14 asgari ücrete kadar para cezasıdır. Ayrıca bu çalışmalara ait primler gecikme cezası ve faiziyle birlikte tahsil edilir. Bu işyerlerinin yararlanmakta olduğu sigorta prim teşvikleri durdurulur. Devlet ve özel sektör tarafından sağlanan teşvikler ile hibe ve kredi avantajlarından faydalanılamaz. Yaşanacak iş kazası ve meslek hastalıkları karşısında devlete ve işçilere karşı idari ve adli yükümlülükler doğar. Haksız rekabete neden olur ve piyasa dengesinin bozulmasına zemin hazırlar. İşverenlerin vergi avantajı sağlayan indirim ve gider yazma gibi avantajlardan yararlanma hakkı olmaz. İşyerinde çalışanların verimliliği ve motivasyonu azalır. Vergi ve prim kaybına sosyal güvenlik açığına neden olur. Sosyal güvenlik sisteminde çalışan/emekli dengesinin bozulmasına neden olur. Primsiz ödemelerin artmasına neden olur. Gelir dağılımının bozulmasına ve kaynak dağılımında etkinliğin bozulmasına neden olur. Ekonomik verilerin güvenirliliğine zarar verir ve ekonomik kararların öngörülen etkileri oluşturmasına engel olur" dedi. Çalışanların ihbar ve şikayetleri ile ilgili de bilgiler veren Türkoğlu; "Çalışanların çalışmalarının işverenler tarafından bildirilip bildirilmediğini veya hangi kazanç seviyesinden bildirildiğini kısa sürede öğrenebileceği birçok yol vardır. Çalışanlar e-devlet şifresi ile www.turkiye.gov.tr adresinden sorgulama yapabilirler. Yine 7 gün 24 saat “ALO 170” Çalışma ve Sosyal Güvenlik İletişim Merkezini arayabilirler. İl ve ilçelerde bulunun tüm Sosyal Güvenlik İl Müdürlükleri veya Sosyal Güvenlik Merkezlerine başvurarak da sigortalı olarak bildirilip bildirilmediği ve hangi kazanç seviyesinden bildirildiğini kısa sürede öğrenebilirler. Çalışanlar sigortasız çalıştırıldıklarını ya da ücretlerinin veya çalışma sürelerinin eksik bildirildiğini düşündüklerinde ihbar ve şikayetlerini ALO 170’e, Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü/Sosyal Güvenlik Merkezine veya CİMER yani Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi üzerinden de iletebilirler" ifadelerini kullandı. "Yabancı çalışana ödenecek ücretin en az başvuru tarihi itibariyle yürürlükte bulunan asgari ücret tutarı dikkate alınmalıdır" Yabancı uyruklu işçi çalıştırmanın şartlarını da ifade eden Mustafa Türkoğlu; "İşverenlerce çalıştırılacak kişi yabancı uyruklu ise önceden çalışma izni alınması gerekmektedir. Çalışma izni talep edilen işyerinde en az 5 Türkiye vatandaşı istihdamı aranmaktadır. Yabancı uyruklu çalışana ödenecek aylık ücret miktarının yabancı çalışanın görev ve yetkinliği ile bağdaşır seviyede olması zorunludur. Buna göre yabancı çalışana ödenecek ücretin en az başvuru tarihi itibariyle yürürlükte bulunan asgari ücret tutarı dikkate alınarak Bakanlıkça belirlenen seviyede olması gerekmektedir. Çalışma izni bulunmayan yabancı uyruklu kişiyi çalıştırırsanız her bir yabancı uyruklu kişi için ödeyeceğiniz idari para cezası tutarı 2024 yılı için 56.752 TL’dir. İdari para cezaları tebliğ tarihinden itibaren bir ay ödenmek zorundadır. Kaçak yabancı işçi çalıştıran işveren, yabancı kişinin ve varsa eş ve çocuklarının konaklama giderleri ile ülkelerine dönmeleri için gerekli masrafları ve gerektiğinde sağlık harcamalarını da karşılamak zorunda kalabilmektedir" diye konuştu. Ücretlerin banka kanalı ile ödenmesinin de zorunlu olduğunun altını çizen SGK İl Müdürü Mustafa Türkoğlu; "Türkiye genelinde işveren tarafından çalıştırılan işçi sayısının 5 ve üzerinde olması halinde çalıştırılan işçilere yapılan ücret dahil her türlü ödemenin kanuni kesintileri düşüldükten sonra kalan net tutarının bankalar aracılığıyla ödenmesi zorunludur. Bu ödemelerin banka aracılığıyla yapılmaması durumunda işverenlere 2024 yılı için her işçi ve her ay için 1.514 TL idari para cezası uygulanır" dedi.