ASAYİŞ - 16 Ekim 2024 Çarşamba 22:31

3 yıl önce oğlunu kaybetmişti, ağaca asılı halde bulundu

A
A
A
3 yıl önce oğlunu kaybetmişti, ağaca asılı halde bulundu

Muğla’nın Menteşe ilçesinde 3 yıl önce oğlunu kaybeden şahıs ağaca asılı halde ölü olarak bulunurken geride bıraktığı notta, "Halil İbrahim’im sana geliyorum" ifadeleri yer aldı.


Olay, Düğerek yolu üzerinde ormanlık alanda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, vatandaşlar tarafından ağaca asılı halde bir erkek cesedi olduğu fark edildi. 112 Acil Çağrı Merkezi’ne yapılan ihbar üzerine bölgeye polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen polis ekipleri yaptıkları incelemelerde şahsın 65 yaşındaki Kadir Tepe olduğu ve yaklaşık 1 hafta önce hayatını kaybettiği belirlendi. Cesedin arkasında, Tepe tarafından bırakılan bir not bulundu. Notta, "Kendim ettim, Halil İbrahim’im oğlum sana geliyorum, sizleri çok seviyorum beni sakın unutmayın" yazılı olduğu öğrenildi.


Olayın ardından yapılan araştırmalarda Kadir Tepe’nin oğlunun uzman çavuş olarak Ankara’da görev yaptığı ve 3 yıl önce arkadaşının silahı ile kendi hayatına son verdiği bilgisine ulaşıldı. Tepe’nin cansız bedeni hastane morguna kaldırıldı.


Olayla ilgili soruşturma sürüyor.



3 yıl önce oğlunu kaybetmişti, ağaca asılı halde bulundu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Vali Karakaya, Ahlat’ta elma bahçesini gezdi Bitlis Valisi Ahmet Karakaya, Ahlat ilçesindeki hibe destekle kurulan elma bahçesini gezerek çiftçilerle sohbet etti. Doğu Anadolu Projesi (DAP) ve Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) tarafından yüzde 50 hibe desteğiyle kurulan elma bahçesini ziyaret eden Vali Karakaya, bahçe sahibi Sunullah Yıldırım’dan hasat hakkında bilgi aldı. İlçenin Saka köyünde 30 dönüm alanda kurulu ve 3 bin 750 adet elma ağacından oluşan bahçeyi gezen Vali Karakaya elma toplayarak çiftçilere hayırlı ve bereketli kazançlar diledi. Burada gazetecilere açıklamalarda bulunan Vali Karakaya, “Elmacılıkla ilgili çok ciddi adımlar atılmış. Bunu görmekten büyük bir memnuniyet duyduk. Yöremizin iklimine, toprağına uygun ürünlerin daha verimli bir şekilde üretilmesi için çabalarımız devam edecek. Çünkü bir ülkeyi güçlü kılan üretimidir. Üretim ne kadar fazla ise orada bereket olur. Mal ve ürünler ucuzlar. Ama üretmezseniz başkalarının eline bakarsınız. Tarım ve gıda konuları stratejik bir alan. Ne kadar çok üretip pazarlayabilirseniz o kadar hem girdi sağlanır hem de insanımızın refah seviyesi adına bu faaliyetlerin artarak devam etmesi adına çaba sarf edeceğiz. Çiftçilerimize hayırlı ve bereketli olsun” dedi. Bir süre gezi ve incelemelerine devam eden Vali Karakaya, ilçeden ayrıldı. Vali Karakaya’ya ziyaretinde Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkan Vekili Ramazan Ergezen, Ahlat İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Ömer Kartaler, Bitlis İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Adem Aydoğdu, Bitlis Tarım ve Orman Müdürü Ramazan Çolak, Ahlat Ziraat Odası Başkanı Necat Demirden, Ahlat İlçe Tarım ve Orman Müdürü Nihat Keskin ve bazı kurum amirleri eşlik etti.
Ankara Sağlık Bakanı Memişoğlu: "Hekimliğin bu empati duygusu, özverisi, hastayla iletişim ilişkisini bozarsak hepimiz kaybederiz" Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Eğer hekimliğin empati duygusu, özverisi, hastayla iletişim ilişkisini bozarsak hepimiz kaybederiz. O nedenle bu tarafına da iyi bakmamız gerekir" dedi. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Ankara’da bir otelde Özel Hastaneler Platformu Derneğince düzenlenen 12. Sağlık Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’de doktor sayısı ile nüfus artarken ve sağlık hizmetinin sağlık turizmiyle gelişirken bu anlamda özel sektörün büyümemesini iddia etmenin yanlış olduğunu ve adil şekilde büyümesi gerektiğini ifade etti. Üniversitelerin sağlığın geleceğini yönettiğini aktaran Memişoğlu, yükseköğretim kurumlarının sağlıkla ilgili gelecek insan kaynağının kalitesini ve kişiliğini oluşturduğunu ve bu kurumların iyi olmadığı takdirde 10 sene sonra insan kalitesinin yetersizliğinden bahsedilebileceğini kaydetti. Hekimliğin etik değerlerini, adanmışlıklarını ve hedeflerini kaybedilmemesi gerektiği bir meslek grubu olduğunu söyleyen Memişoğlu, "Eğer hekimliğin bu empati duygusu, özverisi, hastayla iletişim ilişkisini bozarsak hepimiz kaybederiz. O nedenle bu tarafına da iyi bakmamız gerekir" diye konuştu. "Büyük hastanelerimizde teknoloji üsleri de yapacağız" Memişoğlu, Türkiye’deki muayene artış oranını yüzde 81 olduğunu, bu artış oranının hekimin sistemden, kamu hastanelerinden, özel hastanelerden ve üniversitelerden çıkmaya başladığını gösterdiğini kaydederek, "Ama hekimlik zorla iş yaptırılacak bir insan gücü değil. Hekim biraz değerli olduğunu hissetmek istiyor, ona zorla hiçbir şey yaptırtamazsınız. Zor yönetilen hekim, analitik düşünür hemen boşluğu bulur. Onun için hekim severek, isteyerek hedefli çalışan adamdır. Onun için ona hedef koyacağız. Hedef şu, üreteceksin, elde edeceksin. Ben bunu sağlatmaya çalışacağım" dedi. Türkiye’nin estetikte, saç ekiminde ve botoksta yani sağlığın "görsel tarafını" yönettiğini aktaran Memişoğlu, "Ama sağlıklı tarafın sağlığını da yönetmemiz gerekiyor. Buna da özel sektör olarak bakmamız ve bakanlık olarak buranın önünü açmamız gerekiyor. Sağlıklı kalana da sağlıklı kalmak isteyene de bir hizmet sunmamız gerekiyor, bir alan açmamız gerekiyor. Bunu yapmıyoruz" ifadelerini kullandı. Memişoğlu, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı’nı (TÜSEB) bilim üreten, üretmek isteyen üreticinin veya bilim insanına yatırım yapmak isteyen büyük fonların ekosistemini oluşturacak bir yapıya dönüştüreceklerini söyleyerek, "TÜSEB’in biliyorsunuz aynı zamanda şirketi de var kendisinin altında. O şirketle de gerektiği zaman bu yapıları kendi finansmanıyla yapabileceğini öngörüyoruz ve burayı esasında bakanlığımızın bilim ve üretim mutfağı olarak görüyoruz. Burada öncelikli olarak ne üreteceğiz, hangi klinik çalışmalar yapacağız, hangi bilimi üretmek için ön plana çıkaracağız, burada oluşturacağız" şeklinde konuştu. "Elimizde olan işlenmemiş petrol diye düşündüğümüz sağlık verilerimizin bilimsel işleyişini TÜSEB’teki AI enstitüsüne yapacağız ve oradaki petrolü işler hale getirip, rafine edip dünya bilimine sunacağız" diyen Memişoğlu, şunları kaydetti: "Böylece Türkiye’nin esasında yazılım anlamında da bilişim anlamında da o verileri kullanıp, onları sağlık hizmetlerine, tedaviye ve yeni bir şey söylemeye kullanır hale getireceğiz. Büyük hastanelerimizde teknoloji üsleri de yapacağız. Böylece teknoloji, bilim insanı, hasta aynı yerde, buna özel finansmanın da olduğu alanlarla yeni şeyler söyleyeceğiz."