KÜLTÜR SANAT - 31 Ağustos 2022 Çarşamba 14:39

137 yıllık saatli kule ilk günkü özelliğini koruyor

A
A
A
137 yıllık saatli kule ilk günkü özelliğini koruyor

Muğla’nın ilk Belediye Başkanı Hacı Süleyman Efendi tarafından 1885 yılında iftar ve sahur vaktini bildirmek için dönemin ünlü ustalarından Rum Konstantin oğlu Filvari Usta’ya yaptırılan tarihi bina üzerinde bulunan saat, o günden bu yana 137 yıldır aralıksız çalışıyor.

Muğla’nın ilk Belediye Başkanı Hacı Süleyman Efendi tarafından 1885 yılında iftar ve sahur vaktini bildirmek için dönemin ünlü ustalarından Rum Konstantin oğlu Filvari Usta’ya yaptırılan tarihi bina üzerinde bulunan saat, o günden bu yana 137 yıldır aralıksız çalışıyor. Saatin bakımını 48 yıldır sürdüren Orta Mahalle Muhtarı Akif Karadana, "Bu saatin tamiriyle ben ilgileniyorum şu anda benden sonra torunuma öğretiyorum, inşallah o ilgilenecek" dedi.


Muğla’nın Menteşe ilçesinin en eski yapılardan biri olan Saatli Kule, Muğla’nın ilk belediye başkanı olan Hacı Süleyman Efendi ve eşi Pembe Hatun tarafından 1885 yılında hac dönüşünde yaptırıldı. Hacı Süleyman Efendi’nin Şam’da gördüğü bir saat kulesi modelinin aynısını Muğla’ya döndükten sonra dönemin ünlü ustalarından biri olan Rum Konstantin oğlu Filvari Usta’ya yaptırdığı kitabede yer alırken, kule 137 yıldır Muğlalılara zamanı doğru göstermeye devam ediyor.


Saatli Kule aşağıdan yukarıya doğru küçülen kare plandan olmak üzere beş kattan oluşuyor. Alt katı dükkan olarak kullanılan kulenin beşinci katına ise yuvarlak saat kadranı yerleştirilmiş. Her katın cephesine sivri ve yuvarlak kemerli dikdörtgen pencereler açılmış. Tarihi saatli kulede bulunan ’çan’ sayesinde, halk saati göremese de yapılan vuruşlar sayesinde saatin kaç olduğunu anlayabildiği belirtildi. 137 yıldır aralıksız çalışan saat ve kule Muğla’ya gelen herkesin dikkatini çekiyor.


Muğla’nın Menteşe ilçesi Orta Mahalle Muhtarlığı yapan aynı zamanda 48 yıldır saatin bakımlarını yapan Akif Karadana yaptığı açıklamada, şunları dile getirdi:


“Muğla saatli kulesi Muğla’nın ilk belediye reislerinden Hacı Süleyman Efendi tarafından 1885 yılında hac ziyareti yaptığında Suriye Şam’da bu saatin aynısını görüyor. Muğla’ya döndükleri zaman bu saati burada inşa yaptırıyorlar. Yapanlar Rum ustası Kostantini Filibos ustaları. Osmanlı zamanlarında yapılmış. Babam daha önce burada saatçilik yapıyordu, ben de ondan öğrendim. 74 yılında babam vefat edince bana bıraktı. Ben de 74 yılından bugüne kadar bu saatin arızasını gideriyorum. Ben buranın sahiplerini üç nesil olarak tanıyorum. Şu an için bu saatli kulenin sahibi Süleyman Aksoy. Buranın sorumlusu özel şahıs, burası mülk malı, tapulu bir yer, kamunun değil, belediyenin veya bir vakıfların değil. Ben burada saatin arızası olduğu zaman yapıyorum. Bu saat 2008 yılında Belediye ve Valilik tarafından restore edildi. Saatimiz Fransız malı ile çalışıyor mekanik saat başlarında saat kaç ise ona göre çalıyor saat 8 ise 8 defa 4 ise 4 defa yarımlarda tek çalıyor. Bu saatin tamiriyle ben ilgileniyorum şu anda, benden sonra torunuma öğretiyorum, inşallah o ilgilenecek.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Rektör Hacımüftüoğlu, çalışan gazeteciler gününde basın mensuplarıyla buluştu Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla düzenlenen etkinlikte basın mensuplarıyla bir araya geldi. Atatürk Üniversitesi ev sahipliğinde, Ata Uygulama Otelinde gerçekleşen programda gazetecilerin bu anlamlı günü kutlanırken, üniversitenin projelerine dair önemli bilgiler de paylaşıldı. Rektör Hacımüftüoğlu konuşmasında, gazetecilik mesleğinin topluma sağladığı değerli katkılara vurgu yaparak, tüm basın çalışanlarının gününü kutladı. Atatürk Üniversitesi bünyesinde yapılan çalışmalara da değinen Hacımüftüoğlu, özellikle ilaç ve aşı merkezlerinin kurulması yönündeki çalışmalarda ciddi aşama kaydedildiğini belirtti. Stratejik öneme sahip bu alanların ülke adına önemli kazanımlar sağlayacağını ifade eden Hacımüftüoğlu, yapılan görüşmelerin olumlu geçtiğini ve yakın zamanda somut adımlar atılacağını dile getirdi. Rektör Hacımüftüoğlu, Erzurum’un yüksek irtifa avantajının katma değere dönüşmesi için üniversite olarak yoğun bir çaba sarf ettiklerini de aktardı. Şehirle bütünleşmiş bir üniversite hedefi doğrultusunda üniversite-toplum iş birliğini güçlendiren projeler üzerinde çalıştıklarını belirten Hacımüftüoğlu, Erzurum’a katkı sağlayacak yeni adımların hızla hayata geçirileceğini ifade etti. Programın devamında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Hacımüftüoğlu, Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesindeki çalışmalara dair detayları da paylaştı. Özellikle sağlık alanında sürdürülen projelerin, bölge halkı ve ülke adına büyük öneme sahip olduğunu vurgulayan Rektör Hacımüftüoğlu, Atatürk Üniversitesinin ülke yükseköğretimi başta olmak üzere, bölgesi ve ülkesi için taşıdığı anlamın ve sorumluluğun bilincinde olduklarını belirterek bu bilinçle çalışmalarına devam edeceklerini sözlerine ekledi. Etkinlik, günün anlam ve önemine binaen hazırlanan pastanın kesilmesiyle sona erdi. Rektör Hacımüftüoğlu, tüm gazetecilerin gününü bir kez daha kutlayarak, sağlık ve başarı dolu bir gelecek temennisinde bulundu.
Çanakkale Prof. Dr. Yeşim Büyükateş: "Müsilaj etkilerinin izlenmesi için biyolojik, hidrolojik ve ekolojik parametrelerin sürekli takip edildiği bir sistem kurulmalıdır" Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi yüzeyinde müsilaj (deniz salyası) oluşumu yeniden artış gösterdi. Çevre sorunuyla ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Yeşim Büyükateş, müsilaja ilişkin kısa ve uzun vadede çözüm önerilerini anlattı. Büyükateş, müsilajın etkilerinin izlenmesi için biyolojik, hidrolojik ve ekolojik parametrelerin sürekli takip edildiği bir sistem kurulması gerektiğini belirtti. Çanakkale Boğazı’nda deniz yüzeyinde müsilaj (deniz salyası) oluşumu yeniden artmaya başladı. Bazı bölgelerde belirginleşen müsilaj, çevre açısından endişeye yol açtı. Özellikle balıkçılar, deniz ekosistemindeki bu olumsuz gelişme nedeniyle kaygı duymaya başladı. Müsilaj, 2020 yılında Marmara Denizi’ni etkisi altına alarak ciddi bir çevre sorununa dönüşmüştü. Bu yıl Çanakkale önlerinde tekrar gözle görülür hale gelen müsilajın etkileri ve nedenleri yeniden gündeme geldi. "Besin zincirinin bozulmasına ve biyolojik çeşitlilikte düşüşe yol açmaktadır" Çevre sorunuyla ilgili açıklamalarda bulunarak, müsilajın oluşum nedenlerini ve çözüm önerilerini paylaşan Prof. Dr. Yeşim Büyükateş, "Deniz suyu sıcaklıklarının yüksek olması, güneş ışınlarının miktarı, yağışlarla kentsel ve tarımsal araziden yüzey akışıyla azot, fosfor gibi besin elementlerinin yoğun miktarlarda denizel sisteme girişi, akıntı hareketleri, müsilaj oluşumuna sebep olan fitoplanktonik grupların varlığı ve noktasal/noktasal olmayan kirlilik kaynakları sistemde yoğun birikimler oluşmasını desteklemektedir. Bu durum, deniz ekosistemlerinde habitat kaybına, oksijen alışverişi ve fotosentezde azalmaya, besin zincirinin bozulmasına ve biyolojik çeşitlilikte düşüşe yol açmaktadır" dedi. "Kirlilik yükünü bertaraf edecek planlamalar yapılmalıdır" 2008 ve 2020 yıllarında yaşanan yoğun müsilaj oluşumu ve gerçekleştirilen çalışmaların ardından belirttiği noktalar hakkında konuşan Prof. Dr. Büyükateş, "Kısa vadede; evsel, endüstriyel ve kanalizasyon atıklarının arıtılmadan deşarjı engellenmelidir. Tarımsal faaliyetlerde kullanılan gübre ve pestisitlerin su sistemine taşınmasını engellemek için sürdürülebilir tarım uygulamaları desteklenmeli ve bu kirlilik yükünü bertaraf edecek planlamalar yapılmalıdır. Uzun vadede ise sulak alanların korunması, aşırı avcılığın önlenmesi, kıyı erozyonunun kontrolü ve habitat kaybının engellenmesi sağlanmalıdır. Doğal balıkçılıktan ziyade temiz balık yetiştiriciliği desteklenmelidir. Yağmur suyu ve kanalizasyon atıklarının ayrılması planlanmalıdır. Müsilaj etkilerinin izlenmesi için biyolojik, hidrolojik ve ekolojik parametrelerin sürekli takip edildiği bir sistem kurulmalıdır. Halkın katı atık yönetimi ve çevre bilinci konularında bilinçlendirilmesi önemlidir. Bu önlemler, ekosistem tabanlı bir yaklaşımla sürdürülebilir deniz yönetimini mümkün kılacaktır” diye konuştu.
Manisa Derbent Mahallesinde dere geçişleri güvenli hale geldi Manisa Su ve Kanalizasyon İdaresi (MASKİ) Genel Müdürlüğü ekipleri, Turgutlu ilçesine bağlı Derbent Mahallesi’nde, dere geçiş noktasında yaptığı menfez çalışmasıyla ulaşımı güvenli hale getirdi. Çalışmalar sayesinde aşırı yağışlar nedeniyle zarar gören menfezler yenilenerek vatandaşların can ve mal güvenliği sağlanırken mahalle sakinlerinden teşekkür mesajları geldi. MASKİ Genel Müdürlüğü, dere yataklarına yakın tarım arazileri ve yerleşim yerlerinde can ve mal güvenliğini sağlamak amacıyla menfez montaj çalışmalarına devam ediyor. Bu kapsamda Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı ekipleri, Turgutlu ilçesi Derbent Mahallesi’nde dere geçiş noktasına altı adet menfez yerleştirdi. Bu işlemle hem ulaşım güvenliği sağlandı hem de vatandaşların günlük hayatı kolaylaştırıldı. Mahalle muhtarından teşekkür Derbent Mahallesi Muhtarı Ziya Köroğlu, “Karacaali Çayı’ndan geçiş yıllardır çiftçilerimiz için büyük bir sorun olmuştu. Özellikle kış aylarında tarım arazilerine ulaşımda ciddi sıkıntılar yaşanıyordu. Bu önemli çalışmayı hayata geçmesine vesile olan başta CHP Manisa Milletvekilimiz Bekir Başevirgen olmak üzere Büyükşehir Belediye Başkanımız Ferdi Zeyrek ve Turgutlu Belediye Başkanımız Çetin Akın’a teşekkür ederim. Çiftçilerimiz artık rahat bir nefes aldı” ifadelerini kullandı. “Traktörlerimiz su altında kalıyordu” Mahalle sakinlerinden Selçuk Atlı da yapılan çalışmalardan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Karacaali Çayı’ndan geçmek bizim için büyük bir sıkıntıydı. Suyun şiddetli aktığı zamanlarda traktörlerimiz su altında kalıyordu. Büyükşehir Belediye Başkanımız Ferdi Zeyrek sayesinde artık bu tehlikeden kurtulduk. Allah razı olsun. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi.