KÜLTÜR SANAT - 12 Aralık 2024 Perşembe 10:19

Mersin Sinema Ofisi öğrencilere yönelik atölye düzenledi

A
A
A
Mersin Sinema Ofisi öğrencilere yönelik atölye düzenledi

Mersin Sinema Ofisi’nin ev sahipliğinde üniversite öğrencilerine yönelik ’Belgesel Film Proje Geliştirme Atölyesi’ düzenlendi. ’Anadolu Üniversiteleri Belgesel Sinema Atölyeleri’ projesi çerçevesinde gerçekleştirilen atölyede öğrenciler, belgesel film yapımı süreçlerinden finansman bulma yöntemlerine kadar birçok konuda detaylı bilgi sahibi oldu.


Belgesel Sinemacılar Birliği (BSB) ve Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliği’nin Kültür Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü desteğiyle hayata geçirdiği ’Anadolu Üniversiteleri Belgesel Sinema Atölyeleri’ projesi çerçevesinde 7 şehirde ve 9 üniversitede atölye çalışması yapan ekibin son durağı Mersin oldu. Mersin Sinema Ofisi’nin ev sahipliğinde Mersin Üniversitesi (MEÜ) İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü öğrencilerine yönelik gerçekleştirilen ’Belgesel Film Proje Geliştirme Atölyesi’nde genç sinemacılara belgesel film yapımı konusunda bilgiler verildi. Atölyeye katılan öğrenciler, uzman ekibin rehberliğinde belgesel film projelerinin nasıl geliştirileceğine dair pratik bilgiler edindi. Atölyede belgesel yapım süreçlerinin her aşaması ele alınarak, öğrencilere finansman bulma yöntemlerine kadar birçok konu derinlemesine anlatıldı. Atölye, genç belgeselcilerin sinematik bakış açılarını geliştirmelerine ve projelerini profesyonel seviyeye taşımalarına da imkan sağladı.



"Öğrencilerin fikirleri bir proje paketine dönüştürülecek"


Maltepe Üniversitesi Sinema TV Bölüm Başkanı ve BSB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Hakan Aytekin, metropol dışında kalan yerlerde belgesel sinema konusunda destek oluşturma hedefiyle yola çıktıklarını belirterek, "Bunun için de en önemli kaynaklardan biri üniversitelerin iletişim fakültelerinin sinema televizyonla ilgili bölümleri. Dolayısıyla biz hedef grup olarak bunları seçtik. Burada müfredatlarına ek olarak belgesel sinemayı fiilen de yapan insanlar olarak ‘belgesel projesi nasıl hazırlanabilir, hazırlanan projelerde nelere dikkat edilmesi gerekir ve projeler kendilerine finans ya da yapım imkanları bulmak için ne tür ortamlara sunulabilir’ konularında bir atölye düzenliyoruz" dedi.


Atölye sonunda öğrencilerin belgesel film fikirlerinin bir proje paketine dönüştürebileceğini aktaran Aytekin, "Proje dosyalarını tamamladıktan sonra gerek yurt içinde gerekse yurt dışında önereceğimiz yerlere proje dosyalarını yollayacaklar. Eğer projeleri herhangi bir imkan bulursa, ki daha önceki yıllarda yaptığımız deneyimler bunun mümkün olduğunu gösteriyor" diye konuştu.



"Nitelikli projelerin üretilmesine destek olmayı amaçlıyoruz"


Belgesel Sinemacılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı ve Belgesel Yönetmeni Bahriye Kabadayı Dal da, "Atölyenin amacı, belgesel sinema alanında nitelikli projelerin üretilmesine destek olmak. ‘Nasıl bir fikir projeye dönüştürülür, destek almak için nerelere başvurulabilir’ konularında bir eğitim verebilmek amacıyla atölyelere başladık. Mersin, eğitimlerimizin son ayağı. Mersin Üniversitesi öğrencilerinden de fikirlerini proje halinde sunmalarını bekleyeceğiz" dedi.



"Atölye hem akademik hem de pratik anlamda çok kıymetli"


Görüntü Yönetmeni ve Belgesel Yönetmeni Ozan Turgut ise atölyenin hem akademik hem de pratik anlamda çok kıymetli olduğunu ifade ederek, "Üniversitelerde öğrenciler akademik bilgiye sahip oluyorlar, fakat sahaya çıktıklarında akademik bilginin çok da uygulanabilir olmadığını fark ediyorlar. Bunu daha başında görüp bu deneyimleri aktarmak çok değerli bir hal alıyor. Projenin amacı her atölyeden istediğimiz en az 2-3 film önerisinin çıkması durumunda, bunu hayata geçirebilecek destekleri sağlayabilmek" diye konuştu.



"Öğrenciler için bulunmaz bir fırsat"


MEÜ İletişim Fakültesi Radyo, Sinema ve Televizyon Bölümü Öğretim Üyesi ve Mersin Sinema Ofisi Danışmanı Doç. Dr. Hakan Erkılıç, "Öğrenciler belgesel film süreçlerini Belgesel Sinemacılar Birliği’nin profesyonel üyelerinden öğreniyorlar. Bu öğrenciler için bulunmaz bir fırsat" ifadelerini kullandı.



"Mersin Sinema Ofisi önemli bir taban oluşturuyor"


MEÜ İletişim Fakültesi Radyo, Sinema ve Televizyon Bölümü Öğretim Üyesi ve Mersin Sinema Ofisi Danışmanı Prof. Senem Duruel Erkılıç ise, Mersin Sinema Ofisi’nin ev sahipliğinde geçen sene de belgesel sinema atölye çalışması gerçekleştirildiğini hatırlatarak, "Öğrencilerimizin belgesel sinemayı doğrudan üretimde bulunanlardan dinliyor olmaları çok önemli. Farklı sesler duyarak, pratikte bu işin nasıl yapıldığını dinleyerek öğrenmelerinin, öğrencilerin ilerlemesi için çok önemli bir kaynak olduğunu düşünüyorum. Bu projeler, ileride bir takım projeler ortaya çıkması için de önemli bir başlangıç noktası oluyor. Mersin Sinema Ofisi hem öğrenciler hem de kentteki diğer sinema üretiminde bulunacaklar için önemli bir taban oluşturuyor" dedi.



Atölyeye katılan öğrenciler memnun


MEÜ Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü 4. sınıf öğrencisi Yaren Sena Demirel, "Bu atölyeye katılana kadar belgeselden hep kaçıyordum. Hiç alanım değil gibi geliyordu. Ama iyi ki gelmişim. Çok heyecanlıyım ve daha öğreneceğim şey var" diye konuştu.


MEÜ Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü 2. sınıf öğrencisi Mehmet Köksal da, "Atölyenin belgesele başlamak hakkında kafamdaki soruları cevapladığını düşünüyorum" dedi.


Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü 2. sınıf öğrencisi İkra İrem Demir, "Atölye bana çok farklı bakış açıları kazandırdı. Değişik alanlarda da çalışabileceğimizi öğrenmiş oldum" diye konuştu.



Mersin Sinema Ofisi öğrencilere yönelik atölye düzenledi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’dan ATO’ya ziyaret Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ankara Ticaret Odası’nda (ATO) oda üyeleri ile toplantı yaptı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ATO Duatepe Hizmet Binası’nda katıldığı toplantıda ATO üyelerinin talep, sorun, görüş ve önerilerini dinledi. Toplantıda konuşan ATO Başkanı Gürsel Baran, asgari ücret konusunun iş dünyasının da öncelikli gündemini oluşturduğunu söyledi. Asgari Ücret Tespit Komisyonu henüz çalışmalarına başlamadan konunun taraflarca gündeme getirildiğini ve her kesimin zihninde bir artış oranı oluştuğunu kaydeden Baran, “Komisyonda işçi, işveren ve hükümet temsilcileri detaylı çalışmalar yapacaklar. İşçilerimiz açısından geçim sorunu, işletmelerimiz açısından da maliyet sorunu söz konusu. Her iki tarafın da üzerinde uzlaşacağı bir rakamın açıklanmasını temenni ediyoruz. Bu noktada bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Asgari ücret en temel ücret seviyesini ifade ediyor. Yapılan işin niteliğine göre ücretler değişiyor. Zaman zaman gazetelerde haber olarak görüyoruz. Mobilya ustaları ayda 60 bin lira kazanıyor, duvar ustaları 100 bin lira, iş makinası kullananlar 150 bin lira gibi. Buradan şunu anlatmaya çalışıyorum, bizim esas sorunumuz nitelikli işgücü eksikliğimiz” dedi. “Meslekli olmak, asgari ücreti katlar” Türkiye’de hemen her ilde üniversite bulunduğunu ancak nitelikli iş gücü ve usta sayısının yetersiz olduğunu ifade eden Baran, “Kimse, bir mesleğin çırağı olmak istemiyor. Nitelikli işgücü yetiştirebilsek, gençlerimize mesleki yeterlilik kazandırabilsek, belki mesleğinin ilk yıllarında asgari ücret seviyesinde gelir elde edebilirler ancak ilerleyen yıllarda gelir seviyesi asgari ücreti katlar hale gelir. Nitelikli işgücü, işletmelerin üretim ve hizmet kapasitesini de artıracak bir unsur. İşletmeyi ilerleten çalışandan hiçbir işveren vazgeçmek istemez. Çalışanını iş yerinde tutmak ve onun refah ve huzurunu sağlamak için de elinden geleni yapar” ifadelerini kullandı. Baran, son yıllarda birçok sektörde istihdam edilen Suriyeli sığınmacıların Esad rejiminin sona ermesiyle ülkelerine dönmeye başladığını ve bunun sektörlerde istihdam açısından sıkıntı oluşturabileceğine dair endişelerin oluştuğunu söyledi. “Kredi Garanti Fonu devreye alınmalı” Baran, finansmana erişimde yaşanan sıkıntılara da dikkati çekerek, “Enflasyona bağlı olarak kredi maliyetlerinin de yüksek olması, ticari hayatın finansmanı noktasında ciddi sıkıntılara yol açıyor. Bu süreçte Kredi Garanti Fonu devreye alınmalı. Reel sektör için KGF ile destekler gündeme getirilmelidir” şeklinde konuştu. “Ticari kredi kartlarına taksit talebi” Ticari kredi kartlarının işletmeler için önemli bir finansman aracı niteliğinde olduğunu ifade eden Baran, “İşletmelerimiz, tüm işlemlerini kredi kartı ile yürüterek, işletmesinin sürdürülebilirliğini sağlamaya çalışıyor. Tüm bunlara rağmen ticari kredi kartlarına taksit konusunda sınırlandırma getirilmesi mağduriyetlere yol açıyor. İşletmelerimiz, nakit akışını düzenleyebilmek, finansal planlamalarını yapabilmek açısından ticari kredi kartlarına uygulanan taksit imkanları ve çeşitliliğinin artmasının sağlanmasını talep ediyor” ifadelerine yer verdi. Baran, kredi kartı ile vergi ödemelerinde limitlerin kaldırılması ve mükellefin kredi kartı limiti ne kadarsa o kadarla ödemeye imkan tanınması talebini de Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’a iletti. “Vergi reformu yapılmalı” Baran, hâlihazırda yürürlükte olan vergi sisteminin KDV oranlarındaki farklılıklar, dolaylı vergilerin payının yüksekliği gibi nedenlerle kayıt dışını tetikler bir hal aldığını ifade ederek, “Vergi sisteminin kökten bir şekilde ele alınması ve kalıcı refahı sağlayacak, kayıt dışını ortadan kaldıracak, adaletli ve kapsamlı bir vergi reformunun yapılması gerektiği kanaatindeyiz. Ülkemizde vergi oranlarının yüksekliği, vergi ödememe eğilimini tetikliyor. KDV oranlarındaki farklılıklar, hele aynı sektörde alım ve satımdaki farklılıklar, işlem yükü oluşturuyor ve kayıt dışılığa eğilimi artırıyor” dedi. “Aflar caydırıcı” Türkiye Cumhuriyeti tarihinde kamu alacaklarına yaklaşık 50 kez af getirildiğini kaydeden Baran, “Bizim her durumda ilk aklımıza gelen şeyin af değil de, ödeme refleksinin geliştirilmesi olması gerektiği kanaatindeyiz. Afların vatandaşın yükümlülüklerini ödemesi konusunda teşvik edici değil, aksine caydırıcı etki oluşturduğunu da görüyoruz. Bu nedenle vergi sistemi, yaklaşık her iki yılda bir af yapılmayacak şekilde düzenlenmeli ve mücbir sebepler dışında af çıkmayacağı da Anayasa ile güvence altına alınmalıdır. Tüm bunların yanı sıra, şartlar ne olursa olsun vergisini günü gününe ödeyen mükelleflere yapılan indirimler, uyumlu mükellef olmaya özendirecek oranlarda uygulanmalı, hâlihazırda uygulanan 5 puanlık indirimler yükseltilmelidir” şeklinde konuştu. “Temel sorun kayıt dışı” Türkiye’de vergi ile ilgili en temel sorunlardan birinin de kayıt dışı ekonomi olduğunu belirten Baran, kayıt dışı ekonomi oranının yüzde 25’leri aştığının ifade edildiğini söyledi. Baran, “Kayıt dışı önlenmeden bizim ekonomimizi tamamen sorunsuz hale getirmemiz mümkün olmayacaktır” diye konuştu. “Destek ve teşviklerde esnaf-tacir ayrımı yapılmasın” Kamunun destek ve yardımlarında esnaf/tüccar ayrımı yapmasının ekonomik alanda adaletsizlik oluşturduğunu ifade eden Baran, “Yan yana iki dükkânda faaliyet gösteren, aynı işle iştigal eden işletmelerden biri esnaf, diğeri de odamıza kayıtlı gerçek kişi ticari işletmesi olabiliyor. Sadece kayıtlı olunan kuruluş farklı diye bu işletmeler farklı uygulamalara maruz kalıyor. Esnaf ve sanatkâr konumunda olanlar, Esnaf Kefalet Kooperatifleri vasıtasıyla devlet desteğinden yararlanarak, piyasa faizlerinin yaklaşık yarısı kadarıyla finansman temin edebiliyor. Odalarımıza kayıtlı işletmeler ise kredi kullanmak isterse komşusunun iki katı faiz ödemek zorunda kalıyor. Bu nedenle devlet destek ve teşviklerinde esnaf-tacir ayrımı yapılmadan eşit koşullar sağlanmasını talep ediyoruz” dedi. “Konkordato, alacaklı şirketleri batma noktasına getiriyor” Şirketlerin yaşatılması açısından faydalı olan konkordato müessesinin beş yılı aşan uygulama süresi içerisinde alacaklılar için korkulu rüya haline geldiğini kaydeden ATO Başkanı Gürsel Baran, uygulamanın borçluyu koruma şemsiyesi altına alırken, alacaklının kendini güvencede hissedeceği bir dayanak sağlamadığını ifade etti. Baran, “Ticari sistem zincir halinde işleyen bir sistemdir. Bu sistemde bir borçlunun ödeme yapmaması zincirleme halinde diğerlerine yansıyor. Konkordato ilan eden şirketten alacağı olanlar, kendi borçlarını ödemekte sıkıntı yaşayarak batma noktasına geliyor. Konkordato müessesesinin alacaklıyı da gözetecek şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiği kanaatindeyiz. Şirketi konkordato ilan edecek konuma getiren sahibi veya yöneticilerinin de sorumlu olacağı, o şirketten alacağı olanların da tahsilatının bir an önce gerçekleştirileceği yeni bir sistem kurulmalıdır” ifadelerini kullandı. “Dava açma süresi 1 yıl olarak yeniden düzenlenmeli” İşçi-işveren davalarının iş dünyasının yaşadığı sorunların başında geldiğini ifade eden Baran, “İşçilerin işten ayrıldıktan sonra kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti ve diğer tazminatlar konusunda dava açma süresi 5 yıl. İşletmenin geleceği açısından belirsizlik oluşturan bu durumun yaşanmaması için, önümüzü görebilmek için, dava açma sürecinin bir yıl olarak yeniden düzenlenmesini talep ediyoruz” dedi. Sosyal yardımlar konusuna da değinen Baran, “Mevcut sosyal yardım sistemini, yoksulluğu azaltmanın yanı sıra, şartları uygun olanların işgücüne katılımını da teşvik eder bir yapıya kavuşturmamız gerektiği kanaatindeyiz” dedi. Baran, reel sektörü etkileyecek kararlarda iş dünyası temsilcileri ile istişare edilmesinin muhtemel mağduriyetlerin önüne geçilmesine ve daha doğru ve yerinde sonuçların ortaya çıkmasına katkı sağlayacağına inandıklarını da sözlerine ekledi. Baran’ın konuşmasının ardından ATO Yönetim Kurulu ve Meclis üyelerinin tek tek söz alarak sorunlarını dile getirdiği toplantıda, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’a ATO’nun 68 Meslek Komitesi’ne bağlı üyelerinin görüşlerinin yer aldığı bir de dosya sunuldu. Toplantıda Ticaret Bakan Yardımcısı Özgür Volkan Ağar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lutfihak Alpkan, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Dr. İ. İlhan Hatipoğlu, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Dr. Çetin Ali Dönmez, Gelir İdaresi Başkanı Bekir Bayrakdar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İŞKUR Genel Müdürü Samet Güneş, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürü Hüseyin Cahit Büyükbaş, Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Altındal ile ATO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Temel Aktay, ATO Meclis Başkanı Mustafa Deryal, Meclis Başkan Yardımcıları Vecdet Fehmi Şendil ve Ali İhsan Özdemir, ATO Yönetim Kurulu Üyeleri Adem Ali Yılmaz, Ahmet Akça, Ali Yıldız, Ali İhsan Güçlü, Halil İlik, Doç. Dr. Ömer Çağlar Yılmaz, Yasin Özyolu, ATO Meclis Başkanlık Divan Kâtibi Ayşe Nilay Çelik de yer aldı.
Antalya Alanya Belediyesi’nden 8 ayda yaklaşık 700 bin litre akaryakıt tasarrufu Alanya Belediyesi, mali düzende sürdürülebilir bir finansal yapı kurmak amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. İsrafı önlemek ve gelirlerinin verimli kullanılmasını sağlamak için akaryakıt konusunda önemli adım atılırken, 8 ayda akaryakıtta 682 bin 585 litre tasarruf sağlandı. İsrafı önlemek ve belediye gelirlerinin verimli kullanılmasını sağlamak amacıyla akaryakıt konusunda adım atan Alanya Belediyesi, bünyesindeki araçların sevk ve idaresini planlı, programlı bir şekilde hazırladı. Böylelikle ciddi oranda tasarruf sağlandı. Nisan’da akaryakıttan yüzde 27,82 oranında tasarruf yapılırken, Kasım ayı sonuna kadar geçen 8 aylık süreçte ise aylık ortalama yüzde 20,52 tasarruf sağlandı. Söz konusu süreçte akaryakıtta toplam yapılan tasarruf 682 bin 585 litre oldu. Öte yandan titizlikle yürütülen hizmetlerde aksama yaşanmadığı görüldü. Belediyenin mali disiplini ve verimliliği konusunda taviz vermeden çalışmaları hassasiyetle sürdürdüklerini vurgulayan Alanya Belediye Başkanı Osman Tarık Özçelik, “Yapılan çalışmaları azaltmadan, hizmet kalitesini daha da yukarıya taşırken, akaryakıttan tasarruf etmeyi başardık. 8 ayda 700 bin litreye yakın tasarruf yaptık. Sadece akaryakıt değil, tüm kalemlerde gereksiz harcamaların önüne geçmeye, beytülmali korumaya devam ediyoruz. Bu konuda çok kararlıyız ve taviz vermeyeceğiz” dedi.
Konya Öğretmen karısını öldüren zanlı bıçak araştırması yapıp, ’Aklın varsa Konya’yı terk’ diye tehdit etmiş Konya’da özel ders vermeye gittiği sitenin önünde boşanma aşamasındaki öğretmen karısını öldüren zanlının olay günü cep telefonundan ’av bıçağı’ araması yaptığı tespit edildi. Öldürdüğü karısını sürekli tehdit eden zanlının eğitim fakültesini bitirmediği halde öğretmenlik yaptığı da ortaya çıktı. Olay, 25 Ekim saat 18.30 sıralarında merkez Meram ilçesi Havzan Mahallesi Ebussuud Efendi Caddesi üzerinde bulunan bir sitede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Abdullah Küçüktaşdemir (47), boşanma aşamasındaki eşi özel bir eğitim kurumunda öğretmen olan Ebru Küçüktaşdemir’i (45) özel ders vereceği site önüne kadar takip etti. Burada ikili arasında çıkan tartışmada Abdullah Küçüktaşdemir, yanında bulunan bıçakla Ebru Küçüktaşdemir’i vücudunun çeşitli yerlerinden 22 bıçak darbesi ile yaraladı. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Polis ekipleri şüpheliyi etkisiz hale getirirken, olayda ağır yaralanan kadın ilk müdahalenin ardından kaldırıldığı Meram Devlet Hastanesinde hayatını kaybetti. Gözaltına alınan zanlı koca, ifadesinin ardından sevk edildiği adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi. Konya’yı terk et mesajı atmış, internette av bıçağı araması yapmış Konya Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili soruşturmasını tamamlarken, tutuklu olan zanlı hakkında ’kadına karşı tasarlayarak öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebiyle dava açıldı. Hazırlanan iddianamede katil zanlısı kocanın eğitim fakültesindeki eğitimini yarıda bırakmasına rağmen, yıllardır özel dershanede Türkçe öğretmenliği yaptığı belirtildi. Zanlının telefonunda yapılan inceleme sonrası olay günü Ebru Küçüktaşdemir’e, "Cezaevinden başka yer mi var, bugün bu iş bitecek. Bende her şey bitti. Aklın varsa Konya’yı terk et" şeklinde tehdit mesajları attığı ortaya çıkarken, olaydan yaklaşık 6 saat önce "Av bıçağı Konya" gibi aramalar yaptığı da iddianamede yer aldı.