SPOR - 05 Temmuz 2019 Cuma 17:58

METİK ve MIP’ten, Sevgi Evlerinde kalan çocuklara tenis eğitimi

A
A
A
METİK ve MIP’ten, Sevgi Evlerinde kalan çocuklara tenis eğitimi

Mersin Tenis İhtisas Kulübü’nde (METİK), Mersin Uluslararası Liman İşletmeciliği A.

Mersin Tenis İhtisas Kulübü’nde (METİK), Mersin Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş. (MIP) ile ortak yürütülen ’Sevgi Evleri Tenis Eğitim Projesi’ tüm hızıyla devam ediyor.


METİK kortlarında devam eden ’Sevgi Evleri Tenis Eğitim Projesi’ çerçevesinde METİK Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Atakan ve MIP Halkla İlişkiler Müdürü Sevda Onbaşlı, çocuklarla bir araya gelerek bol bol sohbet ettiler.


METİK Başkanı Atakan, burada yaptığı açıklamada, “Şampiyon Tenisçi Mersin’den” sloganıyla MIP işbirliği ile 17 Temmuz 2017’de başlattıkları Tenis Eğitim Projesinin 3’üncü yılını bugün yeniden başlattıklarını söyledi. Atakan, “2017 yılında Sevgi Evlerinden 8-12 yaş grubunda 12 erkek oyuncu tespit ederek başlattığımız projemizi, yaklaşık 1 yıl sonra 25 Mayıs 2018’de ise yine 8-12 yaş grubunda 8 kız oyuncumuzu da bu projemize dahil ederek, daha kapsamlı hale getirdik ve hedefimizi büyüttük. Başarılı geçen iki yılın ardından bugün toplam 18 sporcu çocuğumuzla Tenis Eğitim Projemizin meyvelerini yakın zamanda alacağımız inancıyla yeniden toplanmış bulunuyoruz” dedi.



“Sporcularımızın malzeme ve diğer ihtiyaçları MIP tarafından karşılanıyor”


Bu sporcuların malzeme ve diğer ihtiyaçlarının bir yıl boyunca MIP tarafından karşılandığını belirten Atakan, “Haftada 3 saat tenis eğitimleri de Kulübümüz bünyesinde hizmet veren Mersin Tenis Akademisi antrenörleri tarafından verilmektedir. Ülkemize ve şehrimize dünyaca ünlü bir tenisçi kazandırma amaçlı hazırlanmış olan bu projenin asıl amacı, sporcularımızın sponsor katkıları ile kulübümüzde ve şehrimizde yollarına devam edebilmesidir. Kulübümüz tarafından daha önce birçok başarılı sporcu yetiştirilmiş, ancak bu çocuklarımız maddi olanakları olmadığından tenisten uzaklaşmış ya da lisanslarını başka şehirlerdeki kulüplere taşımışlardır. Bu da şehrimiz ve kulübümüz için büyük kayıp olmuştur. Ama sponsorlarımızın destekleri sayesinde bunu tersine çevirerek, şehrimiz ve kulübümüz adına milli takıma oyuncu yetiştireceğimize inancımız tamdır. Bu anlamda şehrimizdeki tüm kamu kurum ve kuruluşlara sizlerin aracılığı ile kulübümüze ve sporcularımıza sponsor olarak destek olmaları için çağrı yapıyoruz. Mersin Sevgi Evleri ile geçmişte yaptığımız eğitimin daha kapsamlı olarak yapılması konusunda işbirliği sağladık. ‘Şampiyon Tenisçi Mersin’den projemizi gelecek günlerde ilköğretim okullarından altyapımız için seçeceğimiz çocuklarımızla daha da geliştireceğiz. Projemize ve kulübümüze destek veren başta Mersin Uluslararası Liman İşletmelerine ve tüm kamu kurum ve kuruluşlara teşekkür ederiz” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Yumaklı: "Dişimizle tırnağımızla bir yere getirmiş olduğumuz, hakikaten çok emek sarf edilmiş bir takım şeyleri bunlara kurban etmemeliyiz" Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı "Bab-ı Ali Toplantıları-Büyüyen Küresel Gıda Sorunu ve Türk Tarım Sektörünün Konumu, Geleceği" konulu toplantıda konuştu. Bakan Yumaklı, Ana muhalefetin boykot çağrılarına karşı ekonomimizin önü ardı hiç düşünülmeden bu tür şeylere kurban edilmesinin doğru olmadığını ifade etti. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, "Bab-ı Ali Toplantıları - Büyüyen Küresel Gıda Sorunu ve Türk Tarım Sektörünün Konumu, Geleceği" Toplantısına katıldı. Beşiktaş’ta bir otelde düzenlenen toplantıda konuşan Bakan Yumaklı, "Tarım sektörü milli güvenlik kadar, savunma sanayi kadar önemli. Ülkelerin stratejik bakışlarında ilk üçün içerisinde mutlaka yer alan bir sektör olarak konuşulur. Küresel iklimin en büyük etkisi de yine bu son derece stratejik olan sektöre gelmiş durumda. "Büyüyen Küresel Gıda Sorunu ve Türk Tarım Sektörünün Konumu, Geleceği". Burada bir görüş alış verişinde bulunacağız. Tarım ve orman sektörü, gıda arzı ve güvenliğine sağladığı katkının yanı sıra bütün sanayiler içinde bir girdi teminini ifade eder. Dolayısıyla hem kırsal kalkınmada olan etkisi hem oluşturduğu istihdamla da modası asla geçmeyecek stratejik bir sektördür. Dünyada kırılma dönemlerine baktığımızda her zaman bir takım zorlukların sıkıntıların gerçekleştiğini görüyoruz. Her gün yeni bir gündemle uyanıyoruz. Gün içinde gündemimiz defalarca değişebiliyor. Hele ki son günlerde bunun örneğini çok yakında görüyoruz. Böyle dönemde kendimizi tarımsal üretimde, gıda-arz güvenliğinde güçlü tutmak zorundayız. Öncelikle bunun altını kuvvetlice çizmek istiyorum." dedi. "Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi ’Ambarın anahtarı kimdeyse güç ondadır’ prensibince hareket ediyoruz." diyen Yumaklı, "Birleşmiş Milletlerin (BM) yayınladığı bir rapora göre 2050 yılında yüzde 65’le yüzde 70 daha fazla gıda üretmemiz gerektiğini söylüyorlar. Bu nedenle bizim önümüzde kıldan ince kılıçtan keskin bir yol var. Biz bakanlık olarak bütün bunlardan sorumluyuz. Biz bütün bu kapsamda bakanlık olarak toplamda 165 bin arkadaşımızla beraber öncelikle ülkemizin gıda-arz güvenliğinin gerektirdiği hususları yerine getiriyoruz. Daha sonrada bizlerin ürettiklerine ihtiyacı olan bu ülkelerin de ihtiyacını gideriyoruz." dedi. 2024 yılı sonu itibariyle de 32,6 milyar dolarlık bir tarım ürün ihracatının söz konusu olduğunu söyleyen Bakan Yumaklı, "Çiftçiyi korumak ve tüketiciyi korumak’ bugün için bizim parolamız bu. Tarımsal destekler var. Ar-ge var. Sulamada çok ciddi yatırımlar halen yapılmaya devam ediyor. Bugün ülkemiz tarımsal hasılada Avrupa’da birinci, dünyada ilk 10 ülke arasında. 186 ülkeye 2 binin üzerinde tarım ve gıda ürünü ihraç ediyoruz. 2024 yılı sonu itibariyle de 32,6 milyar dolarlık bir tarım ürün ihracatımız söz konusu. Bu ihracatta katkısı olan çiftçisinden sanayicisine kadar, sektörün tüm paydaşlarına teşekkür etmek istiyorum." Önümüzdeki dönemde 5 ana temel üzerine tarımsal üretimin oturtulduğunu kaydeden Yumaklı, "Birincisi yapmış olduğumuz üretimin sürdürülebilir olması gerekir. Sürdürülebilir üretimin verimli olması gerekir. Sürdürülebilir ve verimli tarımsal üretimin elde ettiği çıktıların kalitesi olması gerekir. Bütün bunların kayıt altına alınması gerekir ki en çok mücadele verdiğimiz alanlardan bir tanesi ve son madde ise bütün bunlardan elde edilen gelirin tarım sektörüne yatırım olarak geri dönmesi. Bu 5 eksen etrafında şekillendirdik. Bu kapsamda son 2 yılda özellikle hayata geçirmek için mücadele ettiğimiz tarımsal üretim planlamasını 2024 yılı itibariyle hayata geçirdik. Yani şuanda bizim hasat edeceğimiz ürünler tarımsal üretim planlamasının ilk meyveleri olacak bu sene. Türkiye’nin kendi ürünlerini üreten ve katma değerli hale getirerek bunları pazarladığı bir ülke olması bizim açımızdan son derece önemli. Başka önemli bir konu ise tarımsal üretimin teknolojik ihtiyacı. 2025 yılını tarımsal teknoloji konusunda çok daha farklı bir perspektifi getirmek üzere projeler oluşturmaya ayırdık." dedi. Ana muhalefetin boykot çağrılarına ekonominin kurban edilmemesi gerektiğine işaret eden Yumaklı, "Ekonomimizin bu anlamda hakikaten hiç önü ardı düşünülmeden bu tür şeylere kurban edilmesinin doğru olmadığını bir kez daha kuvvetlice ifade etmek istiyorum. Dişimizle tırnağımızla bir yere getirmiş olduğumuz, hakikaten çok emek sarf edilmiş bir takım şeyleri bunlara kurban etmemeliyiz. Başka bir şeyi konuşuyoruz. Sizin ülkenizde gıda arz güvenliğiyle ilgili bir sorun olduğunda, bütün dinamiklerinizi ya da avantajlarınızı kaybettiğinizde ’bu ülkede işte bir siyasi görüş daha az etkilenecek öbürü hiç etkilenmeyecek’ diye bir şey yok. Herkes aynı şekilde etkilenecek. Dolayısıyla şapkamızı önümüze alıp düşünmemiz gerekir." dedi.