SAĞLIK - 14 Mart 2025 Cuma 15:51

Grip vakaları 3 kat arttı

A
A
A
Grip vakaları 3 kat arttı

Influenza A H1 tipi grip hasta sayısının aralık ayına göre 3 kat artış gösterdiğini belirten Manisa Celal Bayar Üniversitesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yavuz Havlucu, çocuk ve risk grubunda yer alan kişilerin çok daha dikkatli olmaları gerektiğini, iyileşme süresinin 1-2 haftaya kadar uzayabildiğine dikkati çekerek uyarıda bulundu.


Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi Başhekim Yardımcısı Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yavuz Havlucu, Influenza A tipi grip hastalığının son günlerde yeniden etkisini göstermeye başladığını ve aralık ayına göre şubat ayında hasta sayısının 3 kat artış gösterdiğine dikkati çekti.


Tüm dünyada ve Türkiye’de Grip influenza virüsünün neden olduğu, solunum yolu enfeksiyonlarında son günlerde artış olduğunu belirten Prof. Dr. Havlucu, oldukça bulaşıcı olduğunu, sonbahar sonu, kış ve ilkbahar başına kadar olan dönemde daha sık görüldüğünü belirtti.


Prof. Dr. Havlucu, toplumun özelliklerine göre her yıl belirli sayıda insanı etkileyerek ve hastalandırdığını, çocuklar ve risk grubunda olan kişilerin çok daha dikkatli ve hastalıktan korunması için mutlaka aşı yaptırması gerektiğini ifade etti.



Ani ateş ve öksürükle başlıyor


İnfluenza’nın (GRİP) ani başlayan ateş, öksürük, baş ve boğaz ağrısı, burun akıntısı, halsizlik, eklem ve kaslarda ağrı ile seyreden bir enfeksiyon olduğunu ifade eden Prof. Dr. Havlucu, hastalık belirtilerinin hastanın günlük işlerini etkileyecek düzeye ulaşabildiğini vurguladı.


Prof. Dr. Havlucu, "Halsizlik grip geçtikten sonra bile bir kaç hafta devam edebilir. Şikâyetler genellikle 7 gün sürer, ilk 2-3 gün içerisinde şiddetlenir ve sonrasında düzelme başlar, ancak iyileşme süresi 1- 2 haftaya kadar da uzayabilir. Hastalık bebeklik döneminden yaşlılığa kadar tüm yaş grubunu etkilemekte ve görülebilmektedir." diye konuştu.



Risk grubu diğer kişilere göre daha fazla etkileniyor


Hastalığın risk grubunda yer alan kişiler için oldukça ağır geçebileceğin dikkati çeken Prof. Dr. Havlucu, "Risk grubunda yer alan kişilerde hastalık diğer kişilere göre daha ağır seyredebilmektedir. Bu kişilerde zatürre, bronşit, sinüzit, orta kulak iltihabı ve oldukça nadiren beyin ve sinir sisteminde hasar oluşması, kalp kası hasarı gibi ciddi tablolara neden olabilir. Ancak altta yatan hastalığı olan kişilerde, gebelerde, infantlarda, yaşlılarda ağır seyredip hastanede ve yoğun bakımda yatışa, hatta ölüme neden olabilir. Temel olarak hasta bireylerin öksürme, hapşırma ve konuşma esnasında yaydıkları damlacıkların, sağlıklı bireyler tarafından solunum yoluyla alınmasıyla bulaşmaktadır. Hasta kişinin öksürmesi ya da hapşırması sonucu etrafa influenza (grip) virüsü içeren milyonlarca damlacık dağılır. Bu damlacıkların enfekte bireylerin 1-2 metre uzağına kadar yayılabildiği gösterilmiştir. Az da olsa, bu damlacıkların bulaştığı yüzey ve nesnelere temas edildikten sonra ellerin ağız, burun veya göze sürülmesi ile de bulaşabilmektedir. Tokalaşma, öpüşme, bir metreden fazla yaklaşarak konuşma önemli bulaş yollarıdır. Kapı kolu, masa, bardak, vb. yüzeylerde virüs 2-8 saat canlı kalmaktadır. Hasta kişiler belirtilerin ortaya çıkmasından 1 gün öncesinden başlayarak hastalığın 5.-7. günlerine kadar bulaştırıcıdır." dedi.



"İnfluenza A verilerinde şubat ayında artış yaşandı"


"Grip, nezleden (soğuk algınlığı) farklıdır" diyen Prof. Dr. Havlucu, soğuk algınlığının, influenza virüsü dışında 200’e yakın virüsün sebep olduğu, çok daha hafif seyirli bir hastalık olduğunu ve burun akıntısı, boğaz ağrısı ve halsizlik ile seyreden üst solunum yolu enfeksiyonu olduğunu kaydetti.


Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre Aralık ayı itibarıyla influenza tespit etme oranlarında artış yaşandığına dikkati çeken Prof. Dr. Havlucu, "En sık izole edilen influenza A’dır. Aralık ayının başlangıcında influenza tespit oranı yüzde 13 civarında iken bu oran Ocak ayının sonunda yüzde 29’a Şubat ayının sonunda ise yüzde 26’ya kadar yükselmiştir. Mevsimsel salgınlara ve pandemilere neden olabilen en yaygın ve tehlikeli grip türü olan İnfluenza A tipinden de en sık tespit edilen H1 olarak bildirilmiştir. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2025 yılı ilk haftasında solunum şikayetleri ile ayaktan başvuran hastalardan alınan solunum yolu numunesinde 27 (yüzde 22,3) influenza virüsü; 25 (yüzde 20,7)’inde diğer solunum yolu virüsleri (rinovirus ve SARS-CoV-2) tespit edilmiştir. Bu oranlar Şubat ayının sonunda ise belirgin artış göstermiş ve 79 (yüzde 36,6) influenza virüsü, 49 (yüzde 22,7) şeklinde tespit edilmiştir." diye konuştu.



Her yıl mutlaka grip aşısı yaptırılmalı


Hasta kişiler hekim önerisi dışında ilaç kullanmaması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Havlucu, risk grubundaki kişilerin mutlaka hekime başvurmaları gerektiğini vurguladı.


Hasta kişilerin sağlık kurumlarına ve kalabalık ortamlara gitmek zorunda kaldıklarında maske takmalarının, hastalığın diğer kişilere bulaşmasını engellediğini vurgulayan Prof. Dr. Havlucu, "Hasta olanların kalabalık ortamlarda bulunmamaları, evden çıkmamaları ve evde istirahat etmeleri hastalık bulaşmasının önüne geçmek için önemlidir. Hastalıktan korunmada en etkili yöntem grip aşısıdır. Etkin ve güvenli aşılar tüm dünyada 60 yıldan uzun süredir kullanılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü virüsün değişikliklerini yakından takip edip, aşı içeriği için yıllık önerilerde bulunur. Her yıl aşı içeriği Dünya Sağlık Örgütü’nün tavsiyeleri dikkate alınarak hazırlanır. Aşı, yapıldığı grip sezonu için etkili olmaktadır. Bu nedenle, eskiden geçirilmiş grip hastalığı ya da uygulanmış grip aşısına bakılmaksızın mevsimsel gribe karşı etkin bir korunma sağlanması için her yıl grip aşısı yaptırılmalıdır. Aşının koruyucu etkisi, aşı yapıldıktan iki hafta sonra başlayacağı için aşının en uygun zamanı, gribin sık görülmeye başladığı dönemden hemen öncesidir. Ekim ve Kasım ayları grip aşısının yapılma zamanı olarak tercih edilmelidir. Aşılanmayanlar kişiler ise mart ayının sonuna kadar aşılanabilir. Aşının koruyuculuğu yaklaşık 6-8 ay sürer." dedi.



Grip vakaları 3 kat arttı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Osmaniye Kızların köy okulundan şampiyonluğa uzanan başarısı Osmaniye’de köy okulundan çıkan kızlar Karaman’da düzenlenen Masa Tenisi Yıldızlar Grup Yarışmalarında Akdeniz bölge şampiyonu olarak, Türkiye Şampiyonası’na katılma hakkı kazandı. Osmaniye’nin Düziçi ilçesine bağlı Atalan Şehit Selahattin Altun Ortaokulu Masa Tenisi Takımı, Karaman’da düzenlenen Masa Tenisi Yıldızlar Grup Yarışmalarında Akdeniz bölge birincisi olarak Türkiye Şampiyonası’na katılma hakkı kazandı. Ayşenaz Karınsız, Hatice Bilgin, Hilal Cuma ve Ela Cuma’dan oluşan Şehit Selahattin Altun Ortaokulu kız masa tenisi takımı, Osmaniye il birinciliğinin ardından Karaman’da düzenlenen bölge şampiyonasına katıldı. Turnuvada namağlup unvanını koruyarak Akdeniz şampiyonu olan ekip, müsabakalar sonucunda Türkiye Şampiyonası biletini aldı. Müdür Yardımcısı ve Beden Eğitimi Öğretmeni Tahsin Gürsoy, "3 yıl sonra bu çocukları Türkiye Şampiyonası’na götürmek için proje hazırladık. Çok şükür Rabbim bize nasip etti ilk senemizde götürdük. Atalan beldesinin dinamiklerini harekete geçirmek için sporun birleştirici gücünden yararlandık. Biz bundan sonraki 3 yıl içinde de bir plan hazırlayarak ilkokuldan gelen çocuklarımızla Türkiye finallerinde final oynamak için çalışmalarımız olacak. İnanıyoruz bunu da yapacağız Allah nasip ederse biz Atalan beldesi için bunu yaptık diğerlerini de yapmakta hiçbir tereddüdümüz yok. Yeter ki bizlere inansınlar biz onlara inanıyoruz" dedi.
İzmir Aile şirketlerinin geleceği: ’Kurumsal olgunluk’ Denetim, vergi ve danışmanlık alanlarında dünyanın önde gelen profesyonel hizmet sağlayıcılarından biri olan KPMG ve Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD) iş birliğiyle "Aile Şirketlerinde Kurumsal Olgunluk Uygulamaları" konulu seminer düzenlendi. EGİAD merkezinde düzenlenen seminerde KPMG Türkiye Strateji ve Operasyonlar Şirket Ortağı Bükre Bektaş, Strateji ve Operasyonlar Direktörü Emre Kara, CFO Danışmanlık Hizmetleri Direktörü Tuğçe Uysal ve Yönetişim, Risk ve Uyum Hizmetleri Direktörü Doğa Çivikgedey, aile şirketlerinde kurumsallaşmanın önemi ve en iyi uygulamalar hakkında bilgiler paylaştı. EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı M. Kaan Özhelvacı yaptığı konuşmada, kurumsal olgunluğun sürdürülebilir büyümeyi ve rekabet gücünü destekleyen temel bir unsur olduğunu vurgulayarak, genç iş insanlarının şirket yönetiminde daha aktif rol almasının önemine dikkat çekti. Küresel rekabette öne çıkabilmek ve sürdürülebilir büyümeyi sağlamak için yeşil ve dijital dönüşüme daha fazla yatırım yapılması gerektiğini belirten Özhelvacı, "Teknolojiyi etkin kullanarak verimliliği artırmalı ve katma değerli üretime odaklanmalıyız. Ancak bu dönüşüm yalnızca ekonomik bir gereklilik değil, aynı zamanda toplumsal bir paradigma değişimidir" dedi. Yapay zeka genç iş insanlarının aile şirketlerine hızlı entegrasyonu için fırsat Aile şirketlerinin yapay zekâ teknolojilerine adaptasyonu da ele alınan konular arasındaydı. Özhelvacı, "Günümüzde birçok aile şirketinin yapay zekâya temkinli yaklaştığını, hatta bu teknolojik dönüşümde geri planda kaldığını görüyoruz. Ancak işin umut verici tarafı şu ki, aile şirketlerinde yeni nesiller yapay zekâya çok daha iyimser bakıyor ve bu teknolojinin işletme çapında benimsenmesi gerektiğini güçlü bir şekilde savunuyor. Bu noktada, mevcut liderlerin gelecek nesilleri sürece daha aktif şekilde dahil etmeleri, onların teknoloji konusundaki yeteneklerinden ve yenilikçi bakış açısından faydalanmaları hayati önem taşıyor. Yapay zekâ yalnızca bir teknolojik araç değil, aynı zamanda şirketlerin sürdürülebilirliği, verimliliği ve küresel rekabetteki gücü için kritik bir stratejik hamledir. Bu dönüşümde başarı sağlanması için yalnızca mevcut liderlerin değil, genç neslin de sorumluluk alması gerekiyor. Yeni neslin, yapay zekânın aile şirketlerine sağlayacağı avantajları daha net görebildiği bir gerçek. Ancak bu potansiyelin hayata geçebilmesi için, genç iş insanlarının yapay zekâ dönüşümüne katılımı konusunda daha proaktif olmaları, lider kadrolarla açık ve sürekli bir diyalog içinde bulunmaları şart. Gelecek nesillerin cesareti, dinamizmi ve teknolojiye yatkınlığı ile mevcut liderlerin tecrübesi ve stratejik vizyonu birleştiğinde, aile şirketleri küresel rekabette öncü olabilir. Sonuç olarak, yapay zeka ve teknoloji, genç iş insanlarının aile şirketlerine daha hızlı ve etkin bir şekilde katkı sağlayabilmeleri için bir fırsattır" diye konuştu. Geleceğe hazırlanmak EGİAD olarak dünyadaki ekonomik ve teknolojik dönüşümleri yakından takip ettiklerini belirten Özhelvacı, "Gelecek belirsiz olabilir; ancak bilinçli kararlarla bu belirsizliği fırsata çevirmek bizim elimizde" diyerek iş insanlarını bilgiye dayalı karar almaya ve dayanışmaya davet etti.
Erzincan İliç altın madenindeki heyelana ilişkin 43 sanığın yargılanması Erzincan’ın İliç ilçesindeki altın madeninde 9 işçinin toprak altında kalarak yaşamını yitirdiği heyelana ilişkin 5’i tutuklu 43 sanığın yargılanmasına başlandı. İliç’te Çöpler Altın Madeninde meydana gelen toprak kayması nedeniyle 9 işçinin hayatını kaybettiği olaya ilişkin açılan davanın ilk duruşması, 17 Mart 2025 Pazartesi başladı bugün de devam edecek. Davada, 5’i tutuklu 43 sanık, ’taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’ suçlamasıyla yargılanıyor. Duruşmayı hayatını kaybeden çalışanların ailelerin yanı sıra CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, DEM Parti vekilleri ve parti heyetleri ile DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu takip etti. 09.00’da başlayan duruşmada, öncelikle fiziki olarak mahkemeye katılan tutuklu sanık Operasyonlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı I. R. G.’nin ifadesi alındı. İfade, 17.10’da sona erdi. Olay günü, olay yerinin boşaltılması ile ilgili talimat verdiğini ve bu talimatı ile de birçok insanın hayatının kurtulduğunu belirten I.R.G.’nin avukatı tarafından tahliyesi ve beraati talep edildi. Daha sonra SEGBİS üzerinden tutuklu sanık Proje Müdürü S. K. S.’nin ifadesine geçildi. Duruşmaya iftar nedeniyle ara verildi. İftardan sonra S.K.S, savunmasını tamamladı. S.K.S ifadesinde, suçsuz olduğunu ve yığın liç alanından sorumlu olmadığını söyleyerek, beraatini istedi. I.R.G. ve S.K.S.’nin ifadeleri tercüman aracılığı ile alındı. S.K.S’nin ardından duruşmada SEGBİS üzerinden diğer tutuklu sanıklar İş Sağlığı ve Güvenliği Müdürü S. Ç., INR Proje Koordinatörü Ö. A. ve Eski Kıdemli Jeoteknik Mühendisi A. R. K.’nin ifadeleri alınacak. Hakim, hayatını kaybedenlerin aileleri hariç, STK’lar, kurumlar ve siyasi partiler de dahil olmak üzere, herkesin davaya müdahil olma taleplerini reddetti. Duruşmaya devam edilmesi ve duruşmanın cuma gününe kadar sürmesi bekleniyor.
Balıkesir Erdek’te ağaç katliamı: Palmiyeleri kurtarmak yerine kökünden kestiler Balıkesir’in Erdek ilçesinde kırmızı palmiye böceği tehdidi nedeniyle yaklaşık 25 palmiye ağacının kuruduğu açıklanmıştı. Ancak Erdek Belediyesi’nin böceklerle mücadele etmek yerine çareyi ağaçları kesmekte bulması tepkiye yol açtı. Erdek Belediyesi ekipleri, ilçenin simgelerinden olan palmiyeleri kökünden keserek kireçleme işlemi gerçekleştirdi. Vatandaşlar, böcek istilasının önceden bilinmesine rağmen geç kalınan müdahalenin ağaç katliamına dönüştüğünü ifade etti. Belediye yönetimine tepki gösteren vatandaşlar, ağaçların ilaçlama ile kurtarılabilecekken neden bu yöntemin tercih edilmediğini sorguladı. Kamu zararı ve doğa tahribatı Uzmanlar, kırmızı palmiye böceği ile mücadelede erken teşhisin ve düzenli ilaçlamanın önemine dikkat çekerken, Erdek Belediyesi’nin bu adımları atmadığı ve sorunu kesim yoluyla çözmeye çalıştığı belirtiliyor. Yapılan uygulamanın ilçeye ciddi kamu zararı verdiği ifade edilirken, vatandaşlar belediye yönetimini sert bir dille eleştirdi. Belediye başkanına tepki Erdek Belediye Başkanı Burhan Karışık’ın konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "İzmir’den bir firmayla ilaçlama çalışmaları yapılacak" dediği öğrenildi. Ancak vatandaşlar, "Bu açıklama çok geç kalmış bir önlem. Böcek tehlikesi yıllardır biliniyordu. Palmiyeleri korumak yerine kesmeyi tercih ettiler" diyerek tepki gösterdi. Belediyenin ağaçları kurtarmak yerine kesim yoluna gitmesi, Erdek’te tartışma konusu oldu. Yetkililerin konuyla ilgili daha detaylı bir açıklama yapması beklenirken, ilçe sakinleri sorumluların hesap vermesini istiyor.