SPOR - 15 Mart 2025 Cumartesi 10:47

Fenerbahçe ile Samsunspor 64. randevuda

A
A
A
Fenerbahçe ile Samsunspor 64. randevuda

Fenerbahçe, Trendyol Süper Lig’de yarın evinde oynayacağı Samsunspor ile ligde 64. kez karşı karşıya gelecek. Sarı-lacivertlilerin rekabette galibiyet sayısında 35-12 üstünlüğü bulunuyor.

Trendyol Süper Lig’in 28. haftasında Fenerbahçe, yarın saat 20.30’da sahasında Samsunspor ile karşılaşacak. Ligde sarı-lacivertliler, 19 galibiyet, 4 beraberlik ve 2 mağlubiyetle topladığı 61 puanla 2. sırada bulunuyor. Kırmızı-beyazlılar ise 15 galibiyet, 6 mağlubiyet ve 5 beraberlikle 50 puan topladı ve 3. sırada yer alıyor. Ligde geçtiğimiz haftayı BAY geçen ve UEFA Avrupa Ligi’nde elenerek yeniden lige dönüş yapan Kanarya, Karadeniz ekibine karşı galibiyet alarak yoluna kayıpsız devam etmek istiyor.

Ligde 64. randevu

İki takım, Süper Lig tarihinde bugüne kadar 63 kez rakip oldu. 4 Ocak 1970 tarihinde oynanan ve sarı-lacivertlilerin 2-0’lık galibiyetiyle başlayan rekabette Fenerbahçe’nin galibiyet sayısında 35-12 üstünlüğü bulunuyor. 16 müsabaka ise beraberlikle sonuçlandı. Sarı-lacivertlilerin 110 golüne, kırmızı-beyazlılar 60 golle karşılık verdi.

Sezonun ilk yarısında Samsun’da oynanan mücadelede taraflar sahadan 2-2’lik eşitlikle ayrıldı.

Farklı skorlar tarihe geçti

Fenerbahçe ile Samsunspor’un ligde birbirlerine karşı elde ettiği tarihi skorlar bulunuyor. Sarı-lacivertliler, 1993-1994 sezonunda İstanbul’da oynanan ve 8-1 kazandığı müsabaka lig tarihinin en farklı skorlu galibiyetlerinden biri olarak kayıtlara geçti. Kanarya’nın rakibi karşısında 6-2 ve 5-0’lık galibiyetleri yer alıyor. Karadeniz ekibinin ise Fenerbahçe karşısında 1985-1986 ve 1986-1987 sezonlarında 4-0’lık galibiyetleri bulunuyor.

Evinde son 9 maçı kazandı

Fenerbahçe, bu sezon ligde evinde 12 müsabaka oynadı. Jose Mourinho’nun öğrencileri bu maçlarda 11 galibiyet elde ederken, 1 maçta da mağlubiyet yaşadı. Sahasındaki mücadelelerde rakip filelere 31 gol gönderen sarı-lacivertliler, kalesinde 11 gol gördü. Kanarya, evindeki son 9 maçta ise hanesine 3’er puan yazdırdı. Samsunspor karşısında galibiyet alındığı takdirde 2011-2012 sezonunda yaşadığı evinde en uzun galibiyet serisini tekrarlayacak.

Ligin en az gol yiyen takımı

Sarı-lacivertliler, Süper Lig’de bu sezon hücumdaki verimliliğin yanında savunmasıyla da ön plana çıkıyor. Kanarya oynadığı 25 maçta kalesinde 23 gol görerek, ligde en az gol yiyen takım konumunda yer alıyor. Kaleci Dominik Livakovic’in sakatlığı sonrası kaleyi devralan İrfan Can Eğribayat, üst üste 2 kez olmak üzere son 4 haftanın 3’ünde kalesini gole kapattı. Fenerbahçe, bu sezon toplam 11 maçta kalesinde gol görmedi.

Kostic ve Mert Hakan kart sınırında

Samsunspor maçı öncesinde Filip Kostic ile Mert Hakan Yandaş, sarı kart ceza sınırında bulunuyor. İki isim sarı kart görmesi halinde bir sonraki hafta oynanacak Bodrum FK maçında forma giyemeyecek. Bu iki futbolcunun yanı sıra sakatlığı nedeniyle tedavisi süren Çağlar Söyüncü de sarı kart ceza sınırında yer alıyor.

Cihan Aydın düdük çalacak

Fenerbahçe ile Samsunspor arasında oynanacak mücadeleyi hakem Cihan Aydın yönetecek. Aydın’ın yardımcılıklarını Esat Sancaktar ile Hakan Yemişken yapacak. Maçın 4. hakemi ise Batuhan Kolak olacak.

İsmail Yasin Akçın

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Şehit annesinin gördüğü rüya üzerine harekete geçen aile, evlatlarının ismini yaşatacakları cami yaptırma kararı aldı Van’ın Çatak ilçesinde 11 Eylül 2020 yılında Şehit olan Jandarma Uzman Çavuş Sezer Uçar’ın Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde yaşayan ailesi gördükleri rüya üzerine evlatlarının ismini yaşatmak için cami yapma kararı aldı. Kendi imkanlarıyla kısa sürede cami inşaatına başlamayı planlayan Uçar ailesi, şehit oğullarının ismini inşa edilecek camide yaşatmayı planlıyor. Reyhanlı ilçesinde yaşayan Emine ve Hasan Uçar çiftinin 6 evladından Jandarma Uzman Çavuş Sezer Uçar, 11 Eylül 2020 tarihinde Van’ın Çatak ilçesinde teröristlerle yaşanan çatışmada şehit oldu. Şehit Sezer’in anne ve babasının evlat acısı, 5 yıl geçmesine rağmen devam ediyor. Evladının şehadetinden kısa bir süre önce kendisine verdiği parfümü ve elbiseleriyle hasret gideren anne Emine Uçar, rüyasına giren evladı Şehit Sezer Uçar’ın kendisinden cami istediğini belirterek durumu eşiyle paylaştı. Evlatlarının ismini yaşatmak için harekete geçen şehit anne ve babası, durumu il müftülüğüyle paylaşarak yer tahsisi için talepte bulundu. Kendi imkanlarıyla cami inşaatına başlamayı planlayan çift, evlatlarının ismini yaşatacakları cami için destek bekliyorlar. "Depremden sonra oğlumu rüyamda gördüğümde oğlum bana ’Anne cami’ dedi" Şehit oğlunun rüyasında ‘Anne cami’ demesi üzerine oğlunun adını yaşatacak cami yapımı için harekete geçen şehit annesi Emine Uçar, "Benim 4 oğlum ve 2 kızım var. Jandarma Uzman Çavuş olan oğlum Sezer Uçar şehit oldu. Van ilinin Çatak ilçesinde şehit oldu. Oğlum iki kızını baba emanet etti ve gitti. Depremden sonra oğlumu rüyamda gördüm. Oğlumu gördüğüm zaman konuşmuyordu ama gözleriyle anlatıyordu. Oğlum bana ’Anne cami’ dedi. Bende ona tamam dedim. Hemen kocamı uyandırdım, oğlum benden camii istiyor dedim. Hatay şehri depremde yıkıldı ve camileri yok olmuştu. Kocama ’Oğlumun adına cami yapmamız lazım’ dedim. Cami yapımı için çalışmalara başladık. Bu ayın içinde temeller atılacak. Oğlum Van şehrine gideceği zaman parfümünü bana bıraktı. Ben kokumu sana veriyorum diyen oğlum, Van’a gittikten 5 gün sonra şehit oldu. Oğlumun adını yaşatmak için camii yapıyoruz" dedi. " Eşim rüyasını anlatınca bende çok sevindim ve kendi imkanlarımız da cami inşaatına başlayacağız" Eşinin rüyası üzerine evladının ismini yaşatabilmek için cami yapabilmenin yollarını araştıran ve il müftülüğüyle iletişime geçen Şehit babası Hasan Uçar, kendi imkanlarıyla kısa sürede inşaata başlayacaklarını belirterek "Oğlum Jandarma Uzman Çavuş Sezer Uçar 11 Eylül 2020 Van ilinin Çatak ilçesinde teröristlerle çatışırken şehit oldu. Oğlumuz her zaman yanımızda ve aklımızda hissediyoruz. Eşim sabaha karşı rüyasını bana anlattı. Eşimin rüyasında oğlum, annesine gözleriyle hitap ederken ‘Anne camii’ dedi. O günlerde 6 Şubat depremini de yaşamıştık. Şehitler her zaman güzel şeyler isterler. Depremden bütün camilerimiz etkilenince insanların camiye ihtiyacı vardı. Oğlumda camiyi annesinden istedi. Eşim beni uyandırdı ve ‘Oğlumuz bizden cami istiyor’ dedi. Eşim rüyasını anlatınca bende çok sevindim ve kendi imkanlarımız da cami inşaatına başlayacağız. Nereye kadar giderse devam edeceğiz ve destekleri de bekliyoruz. Antakya ilçesinde bir yer tespiti yapıldıktan sonra hemen başlayacağız. Temeline başlar, başlamaz hemen inşaatına başlayacağız. Kendi birikimlerinden ve bütçemden yapacağım. Bende oğlumun adına bir camii yaptırmak için bütün ailemizle karar verdik" ifadelerini kullandı.
Zonguldak BEUN’da akciğer kanserinin tanı ve tedavi sürecinde yenilikçi yaklaşımlar ele alındı Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEUN) Tıp Fakültesi ve Türk Toraks Derneği iş birliğiyle düzenlenen "Türk Toraks Derneği Batı Karadeniz Şubesi Mart Ayı Bilimsel Toplantısı", Rektör Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer’in katılımıyla gerçekleştirildi. İbni Sina Kampüsü Tıp Fakültesi Doç. Dr. Şebnem Kargı Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen etkinliğe; BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, Türk Toraks Derneği Şube Başkanı Prof. Dr. Mertol Gökçe, akademisyenler, uzmanlar ve öğrenciler katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapmak için kürsüye gelen Rektör Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, konuşmasının başında Batı Karadeniz’in Sağlık Üssü Araştırma ve Uygulama Merkezi ile bölgesinde göz dolduran BEUN’un sağlık alanında gerçekleştirdiği çalışmalarla ulusal ve uluslararası camiada önem arz eden bir konumda olduğunu belirtti. Rektör Prof. Dr. Özölçer, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleşen Türk Toraks Derneği Batı Karadeniz Şubesi Mart Ayı Bilimsel Toplantısı’nın oldukça önem arz ettiğini belirterek, "Bugün burada çok değerli bilim insanlarımızla bir araya gelerek, şehrimizin önemli sağlık sorunlarından biri olan akciğer kanserinin tedavi ve çözüm süreciyle ilgili yenilikçi yaklaşımları paylaşmak için toplanmış bulunuyoruz. Şehrimiz başta kömür madenciliği gibi farklı etmenlerden dolayı oluşabilecek solunum yolu hastalıklarına bağlı ölüm oranlarında, ne yazık ki üst sıralarda yer almaktadır. Özellikle akciğer kanserinin şehrimizde yaygın görülen hastalıklardan biri olması nedeniyle Üniversitemiz bu alanda 3. basamak referans merkezi olarak kritik bir rol üstlenmektedir. Bundan dolayı bizler, bölgemizde yüksek risk oluşturan hastalıklar için alanında donanımlı bilim insanlarımızla hastaların yaşam kalitesini artırmak için son gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Bu gelişmeler ışığında hastalarımıza doğru ve etkili tedavi yöntemleri sunarak onların nitelikli sağlık hizmetleri almaları için var gücümüzle çalışıyoruz" açıklamasında bulundu. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinin akciğer kanserinin tedavi sürecinde önemli bir referans merkezi olarak rol üstlendiğine dikkat çeken Rektör Prof. Dr. Özölçer, "Torasik Onkoloji Konseyleri ve multidisipliner yaklaşımlar sayesinde, hastalarımıza en güncel ve kapsamlı tedavi hizmetini sunuyoruz. Bu kapsamda bugün düzenlenen etkinlikte, hastalığın tanı ve tedavi sürecinde yapay zekâ gibi uygulamaların sunacağı katkıların değerlendirilecek olması oldukça kıymetlidir. Bizler, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi olarak, sağlık alanındaki gelişmelere her daim kararlılıkla katkıda bulunmayı, toplum sağlığına dair önemli çalışmalara imza atmayı sürdüreceğiz. Bu düşüncelerle Üniversitemiz ev sahipliğinde düzenlenen etkinliğe katkı ve katılım sağlayan herkese teşekkür ediyorum" açıklamasında bulundu. Açılış konuşmasının ardından Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, konuşmacılara teşekkür belgelerini takdim etti. Belge takdiminin ardından hatıra fotoğrafı çekildi. Açılış töreninin son bulmasının ardından, moderatörlüğünü BEUN Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Meltem Tor’un, oturum başkanlığını ise Prof. Dr. Tor ve Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mertol Gökçe’nin yaptığı toplantıda, akciğer kanserinin güncel TNM sınıflandırılması ve torasik onkolojide yapay zekâ uygulamaları gibi konular ele alındı.
İzmir İzmir’de yavru aslan bulundu İzmir’in Torbalı ilçesinde güvenlik güçleri tarafından bir çiftliğe yapılan baskında ele geçirilen yavru aslan, İzmir Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı’na teslim edildi. Henüz 10 aylık olduğu tahmin edilen ve uygun olmayan şartlarda yalnızca kedi maması ile beslendiği belirlenen yavru aslan bir ay süren tedavi ve bakımın ardından kendini toparladı. Minik yavru günlerini veteriner hekimlerin gözetiminde oyunlar oynayarak geçiriyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İzmir Doğal Yaşam Parkı, çok özel bir konuğu ağırlıyor. Güvenlik güçleri tarafından Torbalı’da bir çiftliğe yapılan baskında ele geçirilen ve yaklaşık 10 aylık olduğu tahmin edilen yavru aslan, Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğünce, Doğal Yaşam Parkı Şube Müdürlüğü yetkililerine teslim edildi. Uygun olmayan şartlarda tutulduğu ve kedi maması ile beslendiği belirlenen erkek yavru aslan, bir ay boyunca karantinada tutuldu. 62 kilogram ağırlığındaki aslan için uygun beslenme programı hazırlandı, bağışıklığının güçlenmesi için gerekli tedaviler uygulandı. Yavru aslanın isminin, gelecek günlerde yapılacak anket sonucu İzmirlilerin oyları ile belirlenmesi planlanıyor. Uygun olmayan şartlarda tutulmuş İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Pınar Okyay, yavru aslanın çiftlikte kapalı bir ortamda tutulmuş olduğunu belirterek, "Yavru aslanı İzmir Doğal Yaşam Parkı’nda tedavi altına aldık. Veteriner hekimlerimiz aslanın uygun olmayan beslenme şekli nedeniyle raşitizm hastalığına yakalandığını, kemiklerinde, ayaklarında sorun olduğunu belirledi. Arkadaşlarımız onu sevgi ile kucakladı. Yaklaşık bir aydır bizimle birlikte. İlk günler veteriner hekimlerin gözetiminde dışarı çıkıyordu. Yapılan bakım ve tedavilerin ardından artık kendisi dışarı çıkıp yaşam alanında zaman geçiriyor" dedi. "Bundan sonra yaşamını güvenli bir alanda sürdürecek" İzmir Doğal Yaşam Parkı’nda yavru aslana uygun bir yaşam alanı oluşturduklarını anlatan Prof. Dr. Okyay, şunları söyledi: "Beslenmesini düzenledik. Artık sağlıklı genç bir aslan yavrusu olarak bundan sonraki süreçte yaşamını güvenli ve huzurlu bir alanda sürdürecek. Parkımızdaki 5 kişilik aslan ailesinin bireyi olarak zaman içinde onlara alışmasını sağlayacağız. Tüm bu süreçler, profesyonel ekibimiz tarafından yürütülüyor. Artık bu küçük yavrunun doğaya salınması mümkün değil. O nedenle doğaya en yakın olan ortamlardan olan İzmir Doğal Yaşam Parkı’nda hayatını sürdürecek. Burada mutlu bir hayat sürmesi için elimizden geleni yapacağız." Yavru aslan için özel menü Doğal Yaşam Parkı’na getirildiğinde hiç et ile beslenmediği belirlenen yavru aslan için özel bir beslenme programı uygulanıyor. Sabah ve öğlen kırmızı et, kuru mama ve bir su bardağı tavuk suyu ile beslenen aslan, akşam da haşlanmış tavukgöğsü ve kuru mama tüketiyor. İnsanlarla yakın ilişki kurduğu belirlenen aslan gün içinde basketbol topu, halat topu ve şamandıra gibi oyuncaklarla oynayarak günlerini keyifle geçiriyor.