ASAYİŞ - 19 Temmuz 2024 Cuma 00:21

Kütahya Gediz’deki orman yangını kontrol altına alındı

A
A
A

 Kütahya'nın Gediz ilçesinde meydana gelen orman yangınına havadan ve karadan müdahale eden ekipler, yangını kontrol altına aldı.

Saat 14.30 sıralarında ilçeye bağlı Gümele Köyü Avdan mevkiinde çıkan orman yangınına 4 helikopter, 2 uçak, Denizli'den ve Eskişehir'den gelen takviyelerle birlikte AFAD, Orman Bölge Müdürlükleri bütün yangın ekipmanları, araçları personelleri ile müdahale edildi.

Yangın nedeniyle Arıca Köyü Dere Mahallesi'nde bulunan 30 hane tedbir amacı ile tahliye edilmişti. Yangında can ve mal kaybı yaşanmazken bölgede soğutma çalışmalarının devam ettiği açıklandı.

Yangının yaklaşık 70 hektarlık bir alanda etkili olduğunu ve yangın bölgesinde soğutma çalışmalarının devam ettiği belirtildi. 

Recep Baysal

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Türkiye’nin Mühendis Kızları’na Birleşmiş Milletler’den ödül Limak Vakfı tarafından dokuz yıldır sürdürülen ve Türkiye sınırlarını aşarak uluslararası bir boyut kazanan Türkiye’nin Mühendis Kızları projesi, Birleşmiş Milletler’e bağlı dünyanın önde gelen kurumsal sürdürülebilirlik inisiyatifi UN Global Compact (UNGC) tarafından düzenlenen Partnership for Sustainability Award 2024 kapsamında ‘People’ kategorisinde ödüle layık görüldü. Kadınların bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM) alanlarındaki temsilini ve istihdamını artırmak amacıyla 2015 yılında Limak Vakfı tarafından hayata geçirilen Türkiye’nin Mühendis Kızları projesi uluslararası arenada ödüle layık görüldü. Kosova, Kuzey Makedonya ve Suudi Arabistan gibi ülkeler ile globalde yolculuğuna Global Engineer Girls ile devam eden Türkiye’nin Mühendis Kızları projesi, UN Global Compact tarafından düzenlenen Partnership for Sustainability Award 2024 kapsamında, ‘People’ kategorisinde ödüle layık görüldü. Yapılan açıklamaya göre; hızla büyüyerek küresel bir sosyal fayda hareketine dönüşen Türkiye’nin Mühendis Kızları (Global Engineer Girls) projesi, kapsayıcılık ve cinsiyet eşitliğini desteklemesi yönündeki faaliyetleri dolayısıyla ödüle hak kazandı. Bu prestijli ödül ile Limak, kadınların mühendislik sektöründeki yerini güçlendirme ve sürdürülebilir kalkınma amaçlarına katkı sağlama taahhüdünü tescillemiş oldu. Genç kadınlara mühendislik alanında eğitim, mentörlük ve kariyer fırsatları sunan Türkiye’nin Mühendis Kızları (Global Engineer Girls), yurt içi ve yurt dışında daha geniş kitlelere ulaşma hedefiyle kadınların mühendislik alanındaki potansiyellerini en üst seviyeye çıkarmayı amaçlıyor.
Antalya Her yıl 500 hasta karaciğer nakli beklerken hayatını kaybediyor Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Aliosmanoğlu, organ bağışındaki yetersizliğe dikkat çekti. Türkiye’de yılda ortalama bin 700-bin 800 arası karaciğer nakli gerçekleştirildiğini belirten Prof. Dr. Aliosmanoğlu, buna rağmen 2 bin-2 bin 500 civarında hastanın nakil bekleme listelerinde olduğunu söyledi. Prof. Dr. Aliosmanoğlu, “Maalesef, yılda yaklaşık 500 hasta karaciğer nakli beklerken hayatını kaybediyor” diye konuştu. Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Organ Nakli Merkezi’nden Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Aliosmanoğlu ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Havva Asuman Yavuz, Türkiye’de organ naklinin önemine ve organ bağışındaki yetersizliklere dikkat çekti. Bir yılda yaklaşık 400 nakil gerçekleştiriliyor Prof. Dr. İbrahim Aliosmanoğlu, 2008 yılında kurulan Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Organ Nakli Merkezi’nin yılda 350-400 civarında böbrek ve karaciğer nakli gerçekleştirdiğini belirtti. Nakillerin yüzde 90’ının canlı vericilerden yapıldığını ifade eden Prof. Dr. Aliosmanoğlu, “Gönlümüz bunun tam tersi olmasını isterdi. Ancak ülkemizde organ bağışı oranlarının düşük olması nedeniyle ağırlıklı olarak canlı vericili nakiller yapmak zorundayız” dedi. “Düşük doğum ağırlıklı bebeklerde karaciğer naklinde ön sıralardayız” Merkezdeki başarıların altını çizen Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Aliosmanoğlu, böbrek ve karaciğer nakillerinin sadece Türkiye’den değil, dünyanın farklı ülkelerinden gelen hastalar için de başarıyla uygulandığını vurguladı. Prof. Dr. Aliosmanoğlu, “Böbrek naklinde eş zamanlı bypass ameliyatları da yapan az sayıda merkezden biriyiz. Ayrıca düşük doğum ağırlıklı bebeklerde karaciğer naklinde hem Türkiye hem de dünya çapında ön sıralardayız. Başarı oranlarımız yüzde 90-95 seviyesinde. Bu da hem tecrübeli bir ekibe hem de güçlü bir altyapıya sahip olmamızın sonucu” ifadelerini kullandı. “Karaciğer naklinde bekleyen hasta fazla, nakil az” Türkiye’de yılda ortalama bin 700-bin 800 arası karaciğer nakli gerçekleştirildiğini belirten Prof. Dr. Aliosmanoğlu, buna rağmen 2 bin -2 bin 500 civarında hastanın nakil bekleme listelerinde olduğunu söyledi. Prof. Dr. Aliosmanoğlu, “Maalesef, yılda yaklaşık 500 hasta karaciğer nakli beklerken hayatını kaybediyor” diyerek, bu durumun organ bağışı eksikliğinden kaynaklandığını dile getirdi. “Böbrek nakli bekleyen hasta sayısı 20 bin ile 30 bin arasında” Türkiye genelinde yılda 3 bin-3 bin 500 arası böbrek nakli yapıldığını belirten Prof. Dr. Aliosmanoğlu, buna karşılık nakil bekleyen hasta sayısının 20 bin ile 30 bin arasında olduğunu ve diyalize giren 60 bin hastanın bulunduğunu açıkladı. Aliosmanoğlu, “Bu kişilerden yılda sadece 3 bin- 3 bin 500’üne böbrek nakli gerçekleştirilebiliyor. Bu da yine organ bağışının önemini ortaya çıkarıyor” şeklinde konuştu. “Nakil yaşam kalitesini artırıyor” Prof. Dr. Aliosmanoğlu, böbrek naklinin, diyaliz tedavisine kıyasla hastaların yaşam süresini ve yaşam kalitesini artırdığının bilimsel olarak kanıtlandığına dikkat çekerek şu ifadelere yer verdi: “Diyaliz süresini uzatıp nakil ameliyatından kaçmak, hastaların yaşam kalitesini ve ameliyat başarı oranını düşürüyor. Nakil, hayat kurtarıyor ve sosyal hayata dönüşü sağlıyor.” Organ bağışı için çağrı Yılın birçok gününde birden fazla nakil operasyonu gerçekleştiren Prof. Dr. Aliosmanoğlu, yorgunluğunu ise şu şekilde yendiğini açıkladı: “Bir hastayı yoğun bakımda ölmek üzereyken ameliyat edip yürüyerek taburcu etmek, manevi açıdan en büyük tatmini sağlıyor.” Organ naklinde kadavra bağışı sayısı alarm veriyor Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Havva Asuman Yavuz ise kadavra bağışına dair önemli açıklamalarda bulundu. Covid-19 pandemisi sonrası dönemde kadavra bağış oranlarının ciddi şekilde düştüğünü ifade eden Prof. Dr. Yavuz, bu durumun hasta sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini vurguladı. Canlı vericilerle nakil oranı yüzde 90 Prof. Dr. Yavuz, Amerika ve Avrupa ülkelerinde organ nakillerinin yaklaşık yarısının kadavra bağışlardan gerçekleştiğini, buna rağmen Türkiye’de bu oranın çok düşük olduğunu belirtti. Yavuz, “Ülkemizde böbrek ve karaciğer nakillerinin yüzde 90’ı canlı vericilerden yapılıyor. Kadavradan bağış oranı çok yetersiz” diye konuştu. Kadavra bağış oranlarının artırılması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Yavuz, toplumun bu konuda daha özverili hareket etmesi gerektiğini de sözlerine ekledi. Diyaliz ve kadavra listeleri arasındaki uçurum Türkiye’de 60 bin civarında diyalize giren hasta bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Yavuz, bu hastalardan yalnızca 26-27 bininin kadavra bekleme listesine kayıtlı olduğunu belirtti. Diyaliz merkezlerinin bilgilendirme yapmasına rağmen hastaların önemli bir kısmının kadavra listelerine kaydolmadığını söyleyen Yavuz, “Diyaliz hastalarının yeterince bilgilendirildiğini düşünmüyorum. Kadavra listelerine kayıt olmayan birçok hasta, yaşam standartlarını ve tedavi süreçlerini zorlaştırıyor. Hastanemizde yaklaşık bin 500 hasta nakil bekliyor. Türkiye genelinde ise bu rakam 26-27 bin. Kadavra bağış oranlarının artırılması ve diyaliz hastalarının daha iyi bilgilendirilmesi şart” dedi. Nakil için geç kalmak riskli Nakil konusunda geç hareket etmenin yanlış bir yaklaşım olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yavuz, diyaliz süresinin uzamasının ameliyat sonrası komplikasyonları artırdığını söyledi. Prof. Dr. Yavuz, “Diyalize başlamadan veya erken dönemde nakil olmak en doğru seçenektir. Ancak birçok hasta diyalizle uzun süre vakit geçirmek istiyor ve bu düşünce hastalara zarar verebiliyor” ifadelerini kullandı.
Aydın Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden ÇKS için son tarih uyarısı Aydın Tarım ve Orman Müdürlüğü, üreticilere ait tarımsal faaliyetlerin ülke genelinde kayıt altına alınması ve çiftçilerin desteklerden yararlandırılabilmeleri amacıyla oluşturulan Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) 2025 kayıtları için son tarihin 31 Aralık 2024 olduğunu hatırlattı. 1 Eylül 2024 tarihinde başlayan 2025 üretim yılına ilişkin ÇKS başvuruları, hem il ve ilçe müdürlüklerince hem de e-Devlet kapısı üzerinden alınıyor. ÇKS için ilk kez başvuru yapacak ya da daha önce başvurusu bulunup da arazi bilgilerinde değişiklik olan çiftçilerin başvurularını il/ilçe tarım ve orman müdürlüklerine yapmaları gerekiyor. Önceki yıllarda ÇKS başvurusu olan çiftçiler ise e-Devlet uygulaması üzerinden başvurularını güncelleyebiliyor. ÇKS Yönetmeliği’nde gerçekleştirilen son değişiklik ile mülkiyet durumuna bakılmaksızın tarımsal faaliyet yapılan alanlar taahhütname belgesi ile kayıt altına alınabiliyor. Söz konusu düzenleme ile daha önce kayıt altına alınamayan maliki vefat etmiş ve tapu kayıtlarında mirasçıları adına intikali yapılmamış araziler de kayıt edilebiliyor. Mülkiyet ve mirasçılık sorunları sebebiyle tarımsal destek, hibe, tarımsal kredi ve devlet destekli tarım sigortalarından yararlanamayan üreticiler de bu imkanlardan yararlanabiliyor. Tarım ve Orman Bakanlığının dijital dönüşüm hamleleri kapsamında uygulamaya alınan ’TarımCebimde’ mobil uygulaması üzerinden de ÇKS işlemleri yapılabiliyor. Söz konusu uygulama, ürün bildirimi ve desteklemeler başta olmak üzere çeşitli konularda da çiftçilere kolaylık sağlıyor. E-Devlet üzerinden 1 Ekim 2022 itibarıyla ilk defa yapılabilen ÇKS kayıt yenileme ve ürün güncelleme başvuruları da sürüyor. 2025 ÇKS kayıtları için son tarihinin 31 Aralık 2024 olduğunun hatırlatıldığı Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yapılan paylaşımda, "2025 ÇKS kayıtları için son başvuru tarihi 31 Aralık 2024’tür. Aydın için başvurularınızı ziraat odalarından veya e-devlet üzerinden yapabilirsiniz" ifadelerine yer verildi.