EKONOMİ - 22 Ekim 2024 Salı 18:53

Konya’da "OSB’lerde İkiz Dönüşüm Buluşmaları" gerçekleştirildi

A
A
A
Konya’da "OSB’lerde İkiz Dönüşüm Buluşmaları" gerçekleştirildi

Konya’da Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) ve Türkiye İş Bankası arasında imzalanan protokol kapsamında, OSB’lerde üretim yapan sanayicilere yönelik "OSB’lerde İkiz Dönüşüm Buluşmaları" gerçekleştirildi.


Konya Organize Sanayi Bölgesi Konferans Salonunda düzenlenen programda, OSB sanayicilerinin dijital dönüşüm ve yeşil dönüşümleri ile ihracat finansmanını da kapsayan protokol tanıtıldı. Programda konuşan Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sezgin Yılmaz, “Etkinliğimiz boyunca şu dört kelimeyi aslında hem benden hem de panelistlerimizden bolca duyacaksınız; OSB, ihracat, üretim ve ikiz dönüşüm. İş Bankası ve OSBÜK işbirliği ile Ekonomi Gazetesinin de bizlere yakın desteği ile beraber bugün buraya niye toplandık. Artık ikiz dönüşüm dediğimiz yani hem yeşil dönüşüm hem de dijital dönüşüm hareketini biz Konya’da başlatmak istiyoruz. Niye Konya? Konya, tarımı, gıdası, ticareti, turizmi ve sanayisi ile birlikte çok ciddi bir potansiyel barındıran önemli kadim şehirlerimizden bir tanesi. Burada ciddi bir potansiyel, KOBİ sayısı, hacmi, birikimi olduğunu gördük. Dolayısıyla bunu Konya’dan tüm Türkiye’ye yayma hedefiyle çıkıyoruz. Bugün buradayız, çünkü ikiz dönüşüm dediğimiz konuda artık dijitalleşen, teknolojinin değiştiği böyle bir ortamda ben ona sıçrama hareketi diyorum, dijital ve teknolojik ortamda bu sıçrama hareketinin olması gerektiğini düşünüyorum. Ama bunda çok iyimser değil misiniz, yani bu bir günde olacak bir konu değil. Farkındayız, biz İş Bankası olarak 100 yıldır buradayız, bir 100 yıl daha kalmaya da niyetliyiz. Dolayısıyla zamanımız var ama ikiz dönüşümle ilgili maalesef vaktimiz olmadığını hepimiz biliyoruz. Türkiye’de toplamda 404 tane organize sanayi bölgesi var. Bunlar ülkemizin ekonomik büyümesi ve kalkınmasında kanaatimce başat rol oynuyor. Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşuna baktığımızda da 600’den fazlasının OSB’lerde yer aldığını, üretim yaptığını, istihdama katkı sunduğunu görüyoruz. Yine ülkemiz sanayi üretiminin yüzde 45’inin OSB’lerdeki firmalardan çıktığını görüyoruz. Bu derece kritik önemde olan konunun niye OSB’den başlatıldığını burada vurgulamak istiyorum. Yani OSB dışında da bizim bir çok sanayi kuruluşumuz, tesisimiz, çok değerli firmalarımız var ama altyapısıyla, disipliniyle, birikimiyle, geçmiş tecrübesiyle bu işin OSB’lerden başlaması gerektiğini düşünerek yola çıktık" dedi.



"OSB’lerimizin ikiz dönüşümüne rehberlik ediyoruz"


Programda konuşan Organize Sanayi Bölgesi Üst Kuruluşu (OSBÜK) Başkanı Memiş Kütükcü ise, OSBÜK ile İş Bankası arasında bu çalışma protokolü imzalandığında ilk çalışmayı Konya’dan başlatma kararını o gün aldıklarını ifade ederek, "Sanayi tarihi yıllar içerisinde çok önemli değişimler ve teknolojik dönüşümler yaşadı. Üretim şekillerimizde, işletme anlayışımızdaki işçi işveren ilişkilerinde, dağıtım ve lojistikte daha önce de dönüşümler yaşadık. Ancak içinde bulunduğumuz dönüşüm süreci bugüne kadar karşı karşıya kaldığımız en kapsamlı ve en derin dönüşüm süreci. Ya bu dönüşüme adapte olacağız ya da rekabet gücümüz her geçen gün biraz daha eriyecek. Özellikle dijital teknolojiler artık destekleyici bir unsur olmaktan ileri giderek yenilikçi büyümenin itici gücü haline geldi. Dijital dünyanda yaşananlar ve karbon salınımını azaltmaya odaklanan yeşil dönüşüm yani ikiz dönüşüm süreci işletmelerimizin rekabet stratejilerinde ilk sıraya yerleşti. Bu bir konfor alanı değil, bu artık bir zorunluluk. Yani üretim hayatının bir zorunluluğu. Fiyata dayalı rekabet döneminden verimliğiliğe, dijitalleşmeyle daha yüksek katma değerli üretim ve ihracata dayalı rekabet dönemine fiilen geçmiş durumdayız. OSBÜK olarak biz de 81 ilimizdeki 404 sanayi bölgemizin, OSB’lerimizdeki 67 bin fabrikamızın bu yeni döneme adapte olmalarına katkı sağlamak için yoğun bir çalışma programı yürütüyoruz. OSBÜK bünyesindeki ihtisas kurullarımızı çalıştırıyor, eğitimlerimizi, bilgilendirme toplantılarımızı ve işbirliklerimizi aralıksız sürdürüyoruz. Kurduğumuz OSBÜK Yeşil Dönüşüm ve Sürdürülebirlilik Merkezimizde OSB’lerimizin ikiz dönüşümüne rehberlik ediyoruz. Ayrıca OSB’lerimizin dijital dönüşümüne rehberlik edecek 2 bin dijital elçi yetiştirdik, bu çalışmamız devam ediyor. Çeşitli kurum ve kuruluşlarımızla protokoller imzalayarak sanayi işletmelerimizin dönüşüm süreçlerini finanse etmelerine destek olacak mekanizmalara da öncülük etmeye devam ediyoruz" şeklinde konuştu.


Programda açılış konuşmalarının ardından panele geçildi.



Konya’da "OSB’lerde İkiz Dönüşüm Buluşmaları" gerçekleştirildi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Samsun’da “En İyi Narkotik Polisi Anne” projesi Samsun’un Bafra ilçesinde, uyuşturucu ve bağımlılıkla mücadele kapsamında hayata geçirilen “En İyi Narkotik Polisi Anne” projesi çerçevesinde farkındalık semineri yapıldı. "En İyi Narkotik Polisi Anne" projesi kapsamında Belediye Kültür Merkezi salonunda protokol üyelerinin ve annelerin katılımıyla bir eğitim düzenlendi. Eğitimde emniyetin narkotik, siber suçlar, aile içi ve kadına karşı şiddet ile asayiş birimlerinde görevli personeller sunum yaptı. Programa gelen katılımcılara görevli polisler tarafından broşür dağıtılarak dolandırıcılık ve KADES uygulaması hakkında bilgilendirme yaptılar. “Yeni ve çok çeşitli suç türleriyle karşı karşıyayız” Bafra İlçe Kaymakamı Dr.Mustafa Altınpınar yaptığı açılış konuşmasında, "Günümüzde artık yaşadığımız kentlerde yeni ve çok çeşitli suç türleriyle karşı karşıyayız. Var olan suç türlerinin de doğaları değişmiştir. Suçun kentlerdeki gelişimini engellemek için bizim de kendi araç ve süreçlerimizi gözden geçirmemiz, gerekiyorsa değiştirmemiz ve çeşitlendirmemiz zorunlu hale gelmiştir. Karşı karşıya kaldığımız risk ve tehditlerin doğasına uygun olarak yeni araç ve yöntemleri mücadelenin bir parçası haline getirmek zorundayız. İşte En İyi Narkotik Polisi Anne projesi böyle bir arayışın ve anlayışın ürünüdür. Genel olarak bağımlılıkla ve özelde de uyuşturucuyla mücadelemizde anneler ve kadınlarımız en büyük kozumuz olacak çünkü bu mücadele yüksek bir fedakârlık gerektiriyor. Çünkü varlığını bir başkasının varlığına bu derece tereddütsüz armağan edebilen, hayatı pahasına çocukları ve ailesi için mücadele eden başka bir varlık yok. İlk yüksek katlım toplantısını gerçekleştirdiğimiz bu proje rutin olarak devam edecek” dedi. İlçe Kaymakamı Altınpınar konuşmasının ardından emniyet birimleri tarafından, annelere uyuşturucuyla mücadele konusunda eğitim verildi. Programa Samsun İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Mustafa Bakçepınar, İl Emniyet Müdür Yardımcıları Ertan kartal, Vedat Çobanoğlu, Mehtap Arslan, İlçe Emniyet Müdürü Murat Öner ve İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Gürcan Özdilek katıldı.
Kastamonu Kastamonu’da "5. Muhammed İhsan Oğuz Araştırma Ödülleri" sahiplerini buldu Kastamonu Üniversitesi Muhammed İhsan Oğuz Uygulama ve Araştırma Merkezi koordinesinde Muhammed İhsan Oğuz V. İlahiyat Araştırmaları Tez Yarışması’nda ödüller sahiplerini buldu. Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, "İlahiyat sahasında, İslam’ın temel meselelerini anlamaya ve çağımızın sorunlarına çözüm aramaya yönelik yapılan bu değerli çalışmalar, hem ilmi araştırmaların kalitesini artıracak hem de İslam medeniyetiyle ilgili yeni ufuklar açacaktır” dedi. Muhammed İhsan Oğuz Vakfı ile Kastamonu Üniversitesi Muhammed İhsan Oğuz Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından Merkez Kütüphanesi Sezai Karakoç Konferans Salonu’nda düzenlenen program, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. 2024 yılında 62’si yüksek lisans, 82’si doktora tezi olmak üzere toplamda 144 tezin başvurduğu yarışmada, yüksek lisans ve doktora tezleriyle dereceye giren araştırmacılara ödülleri verildi. Ödül töreninde konuşan Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, Kastamonu Üniversitesi’nin bilimsel araştırmalara verdiği desteğe dikkat çekerek, ilahiyat alanında güçlü bir akademik birikime sahip olduklarını ifade etti. İlahiyat çalışmalarının sadece akademik bir çaba olmadığını, aynı zamanda toplumsal ve kültürel bir sorumluluk taşıdığını belirten Rektör Topal, İslam medeniyetinin tarih boyunca ilme, hikmete ve bilgiye büyük değer verdiğini hatırlattı. Bu çalışmaların, teorik bilgiyle sınırlı kalmaması gerektiğini, aynı zamanda günümüz toplumsal sorunlarına çözüm üretecek nitelikte olması gerektiğini vurgulayan Rektör Topal, ödül alan genç akademisyenlerin İslam kültürü ve medeniyetine önemli katkılarda bulunduğunu ifade ederek, ilahiyat alanındaki bu çalışmaların İslam’ın temel meselelerini anlamaya ve günümüz sorunlarına çözüm aramaya hizmet ettiğini kaydetti. Rektör Topal, “İslam medeniyeti bu anlayışla inşa edilmiştir ve bugün de ısrarla sahip çıkmamız gereken bilgi, hikmet ve marifet temelleri, bizlere bu mirası sürdürme sorumluluğu yüklemektedir. Bilgi, ahlak ve hayat arasındaki dengeyi yeniden kurmak, hakikat peşinde koşan, hikmetle yoğrulmuş bir medeniyet anlayışını yeniden hayata geçirmek hiç şüphesiz bizlerin öncelikli görevi karşımıza çıkmaktadır. Hazreti Muhammed’in 23 yıllık peygamberliği döneminde tamamlanan vahiy (Kur’an-ı Kerim) ve onun açıklaması mahiyetindeki sünnet İslam dininin inanç, ibadet ve ahlak yanında hukuki, ferdi ve içtimai hayatla ilgili temel ilkelerini ve amaçlarını belirlemiş ve dinin ana çatısını kurmuştur. Kur’an ve sünnetin kıyamete kadar var olması; dini düşünce ve hayatta herhangi bir sapmanın varlığı halinde bunun Müslümanlar tarafından Kur’an ve sünnet ışığında düzeltilebileceği, Müslümanların din konusunda şaşırmayacağı ve İslam ümmetinin yanlış üzerinde birleşmeyeceği anlamına gelmektedir. Bununla birlikte İslam’ın bu iki asli kaynağının, bu kaynaklarda ifade edilen ilke, hüküm ve hedeflerin, örneklendirme ve benzetmelerinin anlaşılması, yorumlanması ve bunlardan ameli hayatın çeşitli yönlerine ilişkin bazı değer hükümlerinin ve uygulanabilir sonuçların çıkarılması ancak muhakeme ile mümkün olmaktadır. Kur’an ve sünnet metninin, sınırsız sayıda ve çok çeşitli olaylara ışık tutabilmesi, farklı konum ve mahiyetteki insan davranışlarını yönlendirebilmesi ancak böyle bir anlama ve yorumla mümkün olabilmektedir” diye konuştu. İslam’ı doğru tanımanın, dini hayata ilişkin gelişmeleri yakından ve doğru bir şekilde takip etmenin yolunun yüksek din eğitim ve öğretiminden geçtiğini, fert ve toplum olarak İslam ülkelerinin buna ihtiyaç duyduğunu, aksi takdirde dini yönelişlerin ve değerlerin yanlış amaçlara alet edilebileceğini ve dinin barış yerine kavga ve kargaşa nedeni kılınabileceğini belirten Rektör Topal, "Gerçekten de dini yöneliş ve din etrafındaki oluşumlar bir realitedir; doğru olan, bu olguyu yok saymak değil, dinin insan unsurunun inşasındaki vazgeçilmez öneminin farkına varıp onu toplumsal gelişmenin dinamiklerinden biri yapabilmektir. Bunun yolu dini kavram ve konuları ilmi zaviyeden olgunluk içinde müzakere etmek ve bu yönde bir gayretin içinde olmaktan geçmektedir. Çok yönlü ve karmaşık sorunların çözümü de elbette çok yönlü ve kapsamlı olmak durumundadır. Bu gerçeği göz ardı etmeksizin çözüm basite indirgenerek ve tek bir yöne ağırlık verilerek bulunamaz. Son yüzyıl Mısır ulemasının sıkça tekrarladığı ve tartıştığı ‘İslam dini Müslümanlarla perdelenmiştir’ ifadesini bizim bugün tekrar gündeme almamız, hatta kimilerince yaşadığımız olumsuz gidişatın sebebi olarak gösterilen İslam ve Kur’an’ın esasen bu gelişmelerin asıl mağduru olduğunu anlamamız ve anlatmamız önem arz etmektedir. Medeniyetimize baktığımızda, alim; din ile hayat, akıl ile vahiy, kâinat ile insan ve insan ile Kur’an arasında ilişki kurabilen kişidir. Gayesi, ilim ile hikmeti, hikmet ile irfanı birleştirmektir. Sadece dini bilgiye değil, insanlığa fayda sağlayacak her türlü bilgi ve yönteme ulaşmayı hedefleyen bilgi değerlidir. Nitekim İmam Şafii, ‘İlim, ezberlenen malumat değildir; ilim, faydalanılandır’ diyerek, ilmin bizi hakikatle doğrudan ilişki kurmaya yönlendirmesi gerektiğine işaret etmiştir. İslam’da alimin ve ilmin aleyhi cahillik olmadığı gibi, ilim ve alim sadece bilgiye sahip olmakla da tanımlanmaz. İlim sadece bir merak unsuru olarak kabul edilirse, alim kavramına haksızlık edilmiş olur. İlim, hakikatin peşinde olmak ve hakikati bulmaktır; fakat bu sadece teorik olarak hakikate ulaşmak anlamına gelmez, aynı zamanda ulaşılan hakikate teslim olmaktır. Alim; adalet, fazilet ve tüm güzelliklere ulaşma çabası içinde olan kişidir. Bugün burada ödüle layık görülen tezler, İslam ilim geleneğinin günümüz ihtiyaç ve sorunlarına nasıl çözüm getirebileceğinin güzel örnekleridir. İlahiyat sahasında, İslam’ın temel meselelerini anlamaya ve çağımızın sorunlarına çözüm aramaya yönelik yapılan bu değerli çalışmalar, hem ilmi araştırmaların kalitesini artıracak hem de İslam medeniyetiyle ilgili yeni ufuklar açacaktır” ifadelerini kullandı. Muhammed İhsan Oğuz Vakfı adına konuşan M. İhsan Oğuz ise, vakfın ilahiyat alanındaki bilimsel araştırmaları destekleyerek, toplumun dini ve kültürel gelişimine katkı sağladığını belirtti. İlahiyat alanındaki araştırmaların toplumların manevi yönlerini şekillendirdiğini vurgulayan Oğuz, düzenlenen tez yarışmasıyla genç araştırmacılara destek olmaktan duyulan memnuniyeti dile getirdi. Oğuz, verdikleri ödüllerle birlikte geleneksel hale getirdikleri Muhammed İhsan Oğuz VI. İlahiyat Araştırmaları Tez Yarışması’nı da şimdiden başlattıklarını söyledi. Muhammed İhsan Oğuz Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Mustafa Aykaç da, merkezin bu tür etkinliklere verdiği önemin altını çizerek, ilahiyat çalışmalarını teşvik etmek amacıyla çeşitli projeler geliştirdiklerini ifade etti. Aykaç, bu gibi yarışmaların yeni fikirlerin ortaya çıkmasına vesile olmasını dilediğini belirtti. Konuşmaların ardından “Muhammed İhsan Oğuz IV. İlahiyat Araştırmaları Tez Yarışması”nda yüksek lisans ve doktora tezleriyle başarılı olan akademisyenlere ödülleri, etkinliğe katılan protokol üyeleri tarafından verildi. Programın devamında, yarışmanın bilim kurulu üyeleri ile panelde yer alan tebliğcilere plaketleri verildi. Törene, Vali Yardımcısı Ahmet Atılkan, Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Atalan, Muhammed İhsan Oğuz Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı M. İhsan Oğuz ile çok sayıda davetli, akademisyen ve öğrenciler katıldı.