GÜNDEM - 10 Kasım 2024 Pazar 09:06

Bamya çorbası yıllardır sofraların tam ortasında

A
A
A
Bamya çorbası yıllardır sofraların tam ortasında

Saray sofralarında gelişerek günümüze kadar gelen Konya mutfağının olmazsa olmazı ’Bamya çorbası’ yıllardır özel günlerde sofraların tam ortasındaki yerini koruyor.


Çiçek bamya ve kuzu etiyle yapılan ’Bamya çorbası’ saray mutfağından günümüze kadar gelerek özel günlerde verilen yemeklerde yer alıyor. Sofralarda yemeğin başında değil ortasında gelen ’Bamya çorbası’ hem iştah açması hem vitamin deposu olma özelliği hem de doyurucu olmasıyla vazgeçilmez lezzet olarak Konyalılar tarafından tüketiliyor. Bamya çorbası, Konya’ya gelen turistlerin de beğenisini kazanırken, 2021 yılında Konya Büyükşehir Belediyesinin Türk Patent ve Marka Kurumu’na yaptığı Coğrafi İşaretler Tescil başvurusunun ardından tescillendi.



"Bamya çorbası Konya’da çiçek bamyadan yapılır"


22 yıldır düğün yemekleri yapan aşçı Mehmet Alakır, bamya çorbasının Konya’nın olmazsa olmazı olduğunu ifade ederek, "Bamya çorbası Konya’nın coğrafi işaretli nadir yemeklerinden biri olarak sofralarımızı süslüyor. Özel günlerimizde; bayramlarımızda, düğünlerimizde, cenaze yemeklerimizde, davetlerde içilen bir çorba olarak biliniyor. Bamya çorbası Konya’da çiçek bamyadan yapılır. Diğer bamyalar kullanılmaz. Bamya çorbasındaki et kesinlikle kuzu etinden yapılır. Soğan bol olur” dedi.



"Bamya çorbasının olmazsa olmazı ekşidir"


Bamya çorbasının tarifini anlatan Alakır, “Çiçek bamyalar ilk olarak dövülür. Bunun nedeni de küçük parçalarından ayrılarak tane tane olması sağlanır. Bamyalar daha sonra ateşte ütülür. Ütülen bamyalar haşlanarak iplerinden ayrılır. Başka tarafta ise kuzu eti kavrulur. Etin içine soğan ve salça ilave edilir. Daha sonra da su konulur. Etler pişene kadar suyun içerisine bamya, soğan ve salça özleşir. Bamyanın en büyük özelliği ise ekşi olarak yenilmesidir. Ekşiyi de kendimiz hazırlarız. İçine ilave ettiğimizde doyurucu ve iştah açan bir özelliğe sahip olur. Bamya çorbasının olmazsa olmazı ekşidir. Limon tuzu olmazsa olmazdır" şeklinde konuştu.



"Turistler, yedikçe daha çok seviyor"


Konya’ya gelenlerin bamya çorbasını ilk kez denedikleri zaman ekşi bulduklarını daha sonra da çok sevdiklerini belirten Alakır, "Konya’ya gelen turistlerin ilk tattıkları zaman yüzleri ekşiyebiliyor. Ama sonra yedikçe daha çok seviyorlar. Gitmeden önce mutlaka bir defa daha içiyorlar. Bamya çorbasının yeri her zaman için sofraların ortasıdır. Konyalılar olarak biz bamya çorbasından önce yayla çorbası içeriz, kavurma pilav ve tatlı yeriz. Daha sonrasında bir bamya çorbası içeriz ki iştahımız açılsın ve biraz daha yiyelim diye. Bamya çorbasından sonra istediğiniz kadar yemek yiyebilirsiniz" diye konuştu.



"Çiçek bamyanın 1 kilosu şu anda 2 bin liraya satılmakta"


Bamya çorbasının fiyatlarına değinen Alakır, "Konya’da bir kase bamya çorbası 150 lirayla 250 lira arasında değişiyor. Bu fiyatların yüksek olmasının nedeni ise bamyanın yüksek fiyatı ve uzun uğraşı olmasından kaynaklıdır. Bamyalar çok küçük ve sabah saat 5 ile 7 arasında ipe dizilmesi gerekir. Bu süreç eğer ki saat 7’yi geçerse o bamya çorbalık değil yemeklik bamya olur. Çiçek bamyanın ise 1 kilosu şu anda 2 bin liraya satılmakta" ifadelerini kullandı.



Bamya çorbası yıllardır sofraların tam ortasında

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt Üniversitesinin bugüne kadarki uluslararası öğrenci sayısı 500’ü geçti Bayburt Üniversitesi, her geçen yıl uluslararası öğrenci sayısında kayda değer bir artış göstererek farklı ülkelerden gelen öğrencilere ev sahipliği yapmanın gururunu yaşıyor. Üniversite, 2016 yılından bugüne kadar 16 farklı ülkeden toplam 549 uluslararası öğrenciye sunduğu eğitimle öne çıkıyor. Bu büyüme, üniversitemizin dünya çapında tanınırlığını artırma ve uluslararası alanda daha fazla öğrenci çekme hedefini yansıtan uluslararasılaşma vizyonunu başarıyla gerçekleştirdiğini ortaya koyuyor. Önlisans ve lisans öğrenci sayısındaki artış ivmesi dikkat çekiyor 2016-2019 yılları arasında Bayburt Üniversitesinde önlisans ve lisans programlarına kayıtlı uluslararası artmaya başlayan öğrenci sayısında, 2020 yılından itibaren belirgin bir artış ivmesi yaşandı. 2016-2019 yılları arasında 12 öğrenciyle başlayan bu serüven, 2020’de 19, 2021’de 28, 2022’de 117, 2023’te ise 284 öğrenciye ulaştı. Bu yılla birlikte bugüne dek eğitim verilen uluslararası ön lisans ve lisans öğrenci toplam sayısı 511’e yükseldi. Bu büyük artış, Bayburt Üniversitesinin uluslararası öğrenciler için cazip bir eğitim kurumu haline geldiğini gösteren en önemli kanıtlar oldu. Lisansüstü eğitimde sınırları aşan bir ilgi yoğunluğu yaşanıyor Bayburt Üniversitesinin sadece lisans seviyesinde değil, aynı zamanda lisansüstü eğitim alanında da uluslararası öğrencilerin ilgisini çektiği görülüyor. 2016-2019 yıllarında yalnızca 3 olan lisansüstü uluslararası öğrenci sayısı, 2020’de 6’ya, 2021’de 9’a yükseldi. Bu sayı, 2022’de 23, 2023’te 33 ve 2024 yılı itibariyle son 8 yılın toplamında 38’e ulaştı. Lisansüstü öğrenci sayısındaki bu artış, Bayburt Üniversitesinin araştırma ve yüksek lisans programlarına yönelik uluslararası ilgiyi artırdığını kanıtlıyor. Bayburt Üniversitesinin, “Güvenli Şehrin Huzurlu Üniversitesi” sloganıyla yola çıkarak oluşturduğu samimi ve güvenli ortam, dünya genelinde daha fazla öğrenciye hitap etme başarısını sürdürüyor. Rektör Prof. Dr. Mutlu Türkmen, uluslararasılaşma başarısı üzerine paylaştığı tebrik mesajında şu ifadelere yer verdi: “ Her yıl daha fazla uluslararası öğrenciye ev sahipliği yaparak dünyanın dört bir yanından gelen gençleri eğitimle buluşturmanın gururunu yaşıyoruz. 2016’dan bu yana, uluslararası öğrenci sayımızdaki gözle görülür artış, üniversitemizin küresel bir çekim merkezi olma yolundaki kararlılığını ve başarılarını gözler önüne sermektedir. 2024 yılı itibarıyla, bugüne dek 16 farklı ülkeden toplam 549 uluslararası öğrencimizle Bayburt Üniversitesi olarak barış, dostluk ve bilimi kucaklamaya devam ediyoruz. Önümüzdeki yıl uluslararası öğrenci sayımızı genel toplamda 1000’e, sonraki yıl ise 2000’e yükseltme hedefine mevcut uluslararası öğrencilerimizin gönül elçilikleri sayesinde ulaşacağımıza eminim. Bu önemli başarıya katkı sağlayan tüm akademik ve idari personelimize, ülkemizi ve üniversitemizi tercih eden değerli öğrencilerimize teşekkür eder, her bir uluslararası öğrencimize Bayburt Üniversitesi çatısı altında başarılı ve verimli bir eğitim hayatı dilerim.”
Bayburt Doğa ve Bilim Okulu projesi başladı Bayburt Üniversitesinin Doğa ve Bilim Okulu projesi başladı. Bâbertî Külliyesinde başlayan “Bilim Birlikte Hayat Birlikte” Bütünleşik Doğa ve Bilim Okulu projesinin açılışı coşkuyla yapıldı. Doğa Eğitimi ve Bilim Okulları Destekleme Programı kapsamında desteklenen proje, Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu ve Teknoloji Transfer Ofisi iş birliğinde, Öğr. Gör. Derya Yarımkaya tarafından yürütülüyor. Proje, ortaokul öğrencilerine bilim sevgisi aşılamak ve çevre bilinci kazandırmak amacıyla hayata geçirildi. Projeye, Bayburt il merkezindeki ortaokulların 5., 6. ve 7. sınıflarında öğrenim gören 30 öğrenci katıldı. Başvuruların yoğun olduğu projede katılımcılar, kura yöntemiyle belirlendi. 11-16 Kasım tarihleri arasında sürecek proje kapsamında öğrenciler, bilim, doğa ve kültür temalı çeşitli etkinliklerde bir araya geliyor. Proje boyunca öğrenciler; drama, bocce, simülasyon, okçuluk, model uçak yapımı, teleskopla gökyüzü gözlemi, ebru sanatı, organik tarım, oryantiring, akıl ve zekâ oyunları, insansız kara ve hava araçları, fotoğrafçılık ve artırılmış gerçeklik gibi geniş bir yelpazede etkinliklere katılacak. Eğitimler, her biri alanında uzman 18 akademisyen tarafından yürütülecek ve öğrencilere bilimsel bilgi ve uygulamalı öğrenme fırsatı sunulacak. Açılışta konuşma yapan Rektör Yardımcısı ve Teknoloji Transfer Ofisi Müdürü Prof. Dr. Ali Savaş Bülbül, üniversitemizin proje çağrılarına yanıt vermesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, bu proje ile öğrencilerin bilimle dolu bir deneyim yaşayacağını belirtti. Prof. Dr. Bülbül, gençlerin bilime olan ilgisini artırmanın önemine vurgu yaptı. Proje Yürütücüsü Öğr. Gör. Derya Yarımkaya ise, öğrencilerin bilimle keyifli bir yolculuğa çıkacaklarını ifade ederek, bu sürecin onların gelecekteki akademik başarılarına önemli katkı sağlayacağını söyledi. Bayburt Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleşen bu proje, bilim ve doğanın iç içe olduğu, öğrencilerin bilimsel meraklarını keşfetmeleri için önemli bir fırsat sunuyor. Proje, 16 Kasım 2024 tarihine kadar devam edecek.
Bayburt Bayburt Üniversitesinin üniversite sporlarındaki yükselişi 21 yeni madalyayla sürdü Bayburt Üniversitesi, Türkiye Üniversite Sporları Federasyonunun (TÜSF) 2023-2024 yılı madalya sıralamasında 29. sıraya yükselerek, her geçen yıl spor alanında önemli bir ivme kazandığını ortaya koydu. Türkiye genelinde 161 üniversitenin yer aldığı üniversiteler arası spor müsabakalarında Bayburt Üniversitesinin sporcu öğrencileri 5 altın, 8 gümüş ve 8 bronz olmak üzere toplam 21 madalya ile önemli bir başarıya imza attı. Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu uhdesinde düzenlenen spor müsabakalarında Türkiye genelindeki 161 üniversiteden toplam 38.309 sporcu öğrencinin mücadele ettiği düşünüldüğünde, Bayburt Üniversitesinin başarı grafiği daha fazla önem kazanıyor. 91 farklı spor dalında faaliyet gösteren TÜSF, 178 farklı spor etkinliği düzenlerken, bu etkinliklerin önemli bir kısmında temsil edilen Bayburt Üniversitesi başarılı sonuçlarla spor camiasında adından söz ettiriyor. Yakın zaman önce TÜSF Başkanı seçilen Rektör Prof. Dr. Mutlu Türkmen, Bayburt Üniversitesinin spor alanındaki bu başarısının yalnızca kendileri için değil, Türkiye’deki tüm üniversite sporlarının gelişimi için de büyük önem taşıdığını vurguladı. Rektör Türkmen, yaptığı açıklamada, “Bayburt Üniversitesi olarak sporun her dalında var olmayı ve öğrencilerimize destek olmayı sürdüreceğiz. Bu başarıyı daha ileriye taşıma hedefindeyiz. Her bir öğrencimizi tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyorum” ifadelerini kullandı. Bayburt Üniversitesi, 2024 yılında da hem sporcu öğrenci sayısını artırmayı hem de spor dallarındaki çeşitliliğini genişletmeyi hedefliyor. Üniversite, gelecekte de ülke genelinde köklü üniversitelerle rekabet ederek, Türk sporuna katkı sunmaya devam edecek.