ASAYİŞ - 13 Ocak 2025 Pazartesi 10:31

Azalan su kaynakları için uzmanlardan tasarruf uyarısı

A
A
A
Azalan su kaynakları için uzmanlardan tasarruf uyarısı

Yağışsız geçen kış sezonu Türkiye’nin birçok noktasında suya erişimi zorlaştırırken, tahıl ambarı Konya’nın da yakın gelecekte su stresi yaşayacağı öngörülen bölgeler arasında olduğuna dikkat çekiliyor. Uzmanlar, suyun yaklaşık yüzde 75 oranında tarımsal faaliyetlerde kullanıldığının altını çizerken, tükettiğimiz her bir ürünün aslında su tüketimi olduğunun farkında olmamız gerektiğini belirterek tasarruf uyarısında bulunuyor.

Türkiye genelinde geçmiş yıllara oranla yağışlarda düşüşler yaşanırken, Konya Ovasında bu düşüşler yüzde 35 oranında raporlandı. Tahıl ambarı Konya’da barajlar başta olmak üzere yer altı su seviyelerinde de büyük düşüşler yaşanıyor. Suyun kullanım alanı olarak yaklaşık yüzde 75’inin tarımsal faaliyetlerde olduğuna dikkat çeken uzmanlar, tarımda modern sulama tekniklerine geçilmesinin su tasarrufunda büyük rol oynadığına dikkat çekiyor.

Azalan su kaynakları için uzmanlardan tasarruf uyarısı

“Suyun en önemli kullanım alanı tarımsal faaliyettir”

Damlama sulamanın yüzde 50’ye kadar sulamada tasarruf sağladığına dikkat çeken Necmettin Erbakan Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatma Bedük, “Suyun en önemli kullanım alanı tarımsal faaliyettir. Suyun yaklaşık yüzde 70 ila 75’i tarımsal faaliyet için, yüzde 10 ila 15’i sanayide, yüzde 10 ila 12’si de evsel kullanımlarla tüketilmektedir. Dolayısıyla tarımsal faaliyetlerdeki su kullanımı oldukça önemlidir. Konya’da yer altı su seviyesi her yıl 1 ila 2 metre azalmaktadır. Şu anda yaklaşık 300 metrelerden su çıkan bölgeler vardır. Yeraltı su seviyesinin alçalması demek daha düşük kalitede suyun temini anlamına gelir. Yine tuz içeriği, kireç içeriği, mineral içeriği fazla olan su temin edilmesi anlamına gelir. Bu suyla sulama yapıldığı zaman toprakta tuzlanma söz konusu olur ve toprakta tarımsal verimlilik azalır. Yine içme suyu amacıyla veya endüstri amacıyla kullanımda da arıtımı güçleşir. Dolayısıyla yer altı seviyesinin alçalması önemli bir sıkıntı oluşturmaktadır. Tarımda su kullanımının azaltılması için modern sulama tekniklerine geçilmesi gerekir. Örneğin damlama sulamanın yüzde 30 ila 50 sulamada tasarruf sağladığı bilinmektedir. Yine suya daha az ihtiyaç duyan bitki deseni seçilmesi tercih edilmelidir. Nitrat kirliğinin önüne geçilebilmesi için de gübre uygulamaları azaltılmalı ve iyi tarım uygulamalarına geçiş yapılması gerekir” dedi.

Azalan su kaynakları için uzmanlardan tasarruf uyarısı

"Tükettiğimiz her bir ürünün aslında su tüketimi olduğunun farkında olmamız gerekir”

Evde alınması gereken tedbirlere dikkat çeken Prof. Dr. Fatma Bedük, ”Su tüketimini azaltacak ve suyun verimli kullanımını sağlayacak tedbirler alınması gerekir ev ölçekli olarak. Örneğin daha düşük akışlı bataryaların kullanılması, bulaşıkların elde yıkanması yerine bulaşık makinesinde yıkanması ve bulaşık makinelerinin tam dolu olarak çalıştırılması, tasarruflu olanların tercih edilmesi. Dolayısıyla suyu sadece su tüketimi olarak düşünmemek gerekir, tükettiğimiz her bir ürünün aslında su tüketimi olduğunun farkında olmamız gerekir. Su ayak izi bir ürünün üretilmesi aşamalarında kullanılan su miktarının hesaplanmasıdır. Karbon ayak izi bir ürünün üretilmesi ve tedariki, tüketilen enerjiden kaynaklı emisyonların toplamıdır. Örneğin bir kot pantolonun üretimi için yaklaşık 7 bin 500 ile 10 bin litre su harcandığı bilinmekte. Çünkü kot pantolonun ham maddesi olan pamuk yetiştiriciliğinde 1 kilogram pamuk için 10 bin litre suya ihtiyaç vardır. Sonrasında yine bu kot pantolonun işlenmesi sırasında yaklaşık 150 litre kadar su kullanılmaktadır. Dolayısıyla fazladan aldığımız her bir giyim ürünü bile aslında su tüketimidir” şeklinde konuştu.

“Tükettiğimiz her bir ürünün bir karbon ayak izi vardır”

Sera gazlarının iklim değişikliğine sebep olduğunun altını çizen Prof. Dr. Bedük, “Sera gazlarından en önemlisi karbondioksittir. Diğer sera gazları da hesaplanırken karbondioksit cinsinden hesaplanır. Tükettiğimiz her bir ürünün bir karbon ayak izi vardır. Bu ürün hem üretilmesi aşamasında hem de tedarik ve tüketiciye ulaşması aşamalarında bir karbon ayak izi oluşur. Dolayısıyla bizler aslında evde tükettiğimiz her bir ürün için bir karbon ayak izi oluştururuz. Kargoyla sipariş ettiğimiz her bir ürün için içtiğimiz bir bardak kahve için, bir karbon ayak izi oluştururuz ve oluşturduğumuz bu emisyon aslında iklim değişikliğine bir katkı sağlar. Dolayısıyla yine su kaynaklarına zarar verir” diye konuştu.

İbrahim Yetkin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Van’da soğuk hava aktarlara ilgiyi artırdı Van’da soğuk havaların etkisiyle vatandaşlar, bağışıklıklarını güçlendirmek ve hastalıklara karşı korunmak için aktarlardaki doğal ürünlere yöneliyor. Havaların soğumasıyla birlikte aktarlara yoğun talep oluştu. Vatandaşlar, bağışıklık sistemini güçlendirmek ve soğuk algınlığı gibi hastalıklarla mücadele etmek için özellikle ıhlamur, zencefil, adaçayı ve kuşburnu gibi bitkilere yöneliyor. Bu ürünler, kış aylarının en çok tercih edilen doğal çözümleri arasında yer alıyor. Soğuk havaların etkisini göstermesiyle birlikte aktarlarda yaşanan hareketlilik hem esnafın hem de vatandaşların yüzünü güldürüyor. “Hastaneye gitmeden önce bize uğramalarını tavsiye ediyoruz” İHA muhabirine konuşan Hakan Ertaş isimli aktar, soğuk havalarda yoğunluklarının arttığını belirtti. Genelde soğuk algınlığı geçirenlerin kendilerine geldiklerini ifade eden Ertaş, “Genelde soğuk algınlığı geçirenler bize geliyor. Biz de müşterilerimize, bitkisel ürünleri hasta olmadan önce kullanmalarını öneriyoruz. Önceden kullanıldığında hastalıklar daha hafif atlatılabilir. Ancak genellikle insanlar hasta olduktan sonra geliyorlar. O yüzden hastaneye gitmeden önce bize uğramalarını tavsiye ediyoruz” dedi. Öte yandan uzmanlar, bağışıklık sistemini güçlendirmek için sağlıklı beslenmenin önemine dikkat çekerken, doğal ürünlerin bilinçli ve ölçülü tüketilmesi gerektiğini vurguluyor.
Antalya Antalya’da kantinci esnafına "Hijyen Eğitimi" toplantısı Antalya Gazete Bayii Büfeciler Kantinciler Kuruyemiş İmalatı ve Ticareti Esnaf Odası, Kepez İlçe Milli Eğitim Şube Müdürlüğü ve Kepez İlçe Tarım Müdürlüğü iş birliğiyle kantinci esnaf ve personeline yönelik "Hijyen Eğitimi" toplantısı düzenlendi. Antalya Gazete Bayii Büfeciler Kantinciler Kuruyemiş İmalatı ve Ticareti Esnaf Odası Başkanı Adlıhan Dere’nin başkanlığında kantinci esnaf ve yanında çalışan personele yönelik ’Hijyen Eğitimi’ toplantısı gerçekleştirildi. Kantinlerde hijyenin önemi vurgulandı Toplantıda konuşan Kepez İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Süleyman Gökçen, kantinlerde hijyen kurallarına uyulmasının öğrenci sağlığı açısından kritik bir önem taşıdığını belirterek, “Bu tür eğitimlerin daha sık yapılması, bilgilerin güncellenmesi ve herkesin kendini geliştirmesi gerekiyor. Katılımın yoğun olması, esnafımızın bu konuya verdiği önemi gösteriyor” dedi. Gökçen ayrıca, hijyen kurallarına uyulmadığı durumlarda cezai işlem uygulanacağını ve bunun affının olmadığını da sözlerine ekledi. Başkan Dere: “Kantinci esnaflarımıza güveniyoruz” Toplantıda katılımcılara hitap eden Başkan Adlıhan Dere, “Kantinci esnaflarımızın, kendi çocuklarına yedirmedikleri hiçbir şeyi başkalarının çocuklarına da yedirmediğini biliyorum. Hepimiz, evlatlarımızı koruma konusunda büyük bir sorumluluk taşıyoruz. Kantinci esnafımızın bu hassasiyeti gösterdiğine inanıyor ve her birine teşekkür ediyorum. Daha sağlıklı bir hizmet sunma noktasında adımlarımızı atmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Dere, 2025 yılı içinde hijyen eğitimlerinin devam edeceğini ve bir sonraki eğitimin ilk yardım üzerine düzenleneceği bilgisini de paylaştı. Gıda hijyeni eğitimi verildi Toplantıda, Kepez İlçe Tarım Müdürlüğüne bağlı Gıda Mühendisleri Esma Çelik ve Osman Nuri Yılmaz tarafından, kantinci esnaf ve personeline gıda hijyenine dair kapsamlı bir eğitim verildi. Eğitimde, gıda hijyeninin önemi, doğru saklama şartları, çapraz bulaşma riskleri ve kişisel hijyen kuralları detaylı bir şekilde ele alındı. Ayrıca katılımcıların soruları yanıtlanarak günlük iş akışlarında karşılaşılabilecek hijyen sorunlarına yönelik çözüm önerileri sunuldu. Toplantıya, Kepez İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Süleyman Gökçen, iş sağlığı ve güvenliği uzmanları, gıda mühendisleri ve çok sayıda kantinci esnaf katıldı.
Yalova Yalova’da kan bağışı seferberliği Yalova Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen ve 5 gün sürecek kan bağışı kampanyası yoğun katılımla başladı. Yalova Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Türk Kızılay Yalova Kan Bağış Merkezi işbirliğiyle 13-17 Ocak tarihleri arasında planlanan kan bağışı kampanyası başlatıldı. Sabahın ilk saatlerinden itibaren kampanyaya başta sağlık çalışanları büyük ilgi gösterdi. Kampanyaya polis ve jandarma ekipleri de katılarak destek verdi. Yalova Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Hasan Ergenç, 1 aydır bu kampanyanın hazırlıklarını yaptıklarını belirtti. 5 gün sürecek kampanyada yığılma olmaması için planlamaları ona göre hazırladıklarını anlatan Ergen, "Yalova Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak kendi hastalarımız için bu kanları toplayıp gerek durumunda hastalarımızda kullanılmak üzere inşallah bu kanları temin edeceğiz. Kızılay’ımızla beraber vatandaşlarımızı güzel ağırlamak için hazırlıklarımızı tamamladık. Vatandaşlarımızdan ricamız, bu kan gerçekten bir ihtiyaç. Yarın kime ne şekilde lazım olacağını bilemiyoruz. O yüzden biz hep şu sloganla yola çıktık. Şu anda biz tanımadığımız birine el uzatalım yarın da tanımadığımız insanlar ihtiyaç halinde bize el uzatsın. Şu anda engelli bir personelimizin form doldurduğunu gördüm, duygulandım. Hemşire arkadaşlarımız işlerini aksatmama şartıyla aşağıya inip ara ara kan veriyorlar. Biz zaten hastane olarak hastalarımıza sağlık noktasında en iyi hizmeti vermeye çalışıyoruz. Böyle bir etkinlikte onlar için kanlarımızı da vermenin çok güzel ve farkındalık oluşturacak bir davranış olduğunu düşünüyorum." Türk Kızılay Yalova Kan Bağış Merkezi Müdürü Sanem Ondur ise geniş bir katılım beklediklerini ifade ederek, "Önümüzdeki aylarda soğuk havalar bekliyoruz ve Ramazan. O yüzden genelde kan sıkıntısı yaşıyoruz. Tüm vatandaşlarımız kan bağışına bekliyoruz" dedi. Kan bağışında bulunan sağlık personeli ve polisler ise kampanyaya destek olmaktan dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti.
Ankara Ankara’da kaçırılan 3 hamile keçiden 2’si kesilmiş şekilde bulundu Ankara’da bir hayvan hakları derneğine ait kaçırılan 3 hamile keçiden 2’si kesilmiş şekilde bulundu. Ankara’da, bir hayvan hakları derneğine ait kaçırılan 3 hamile keçiden 2’si kesildi. İddialara göre, başkentte faaliyet gösteren bir hayvan hakları derneğine ait 3 hamile keçi, dün gece saatlerinde kaçırıldı. Kasap olduğu iddia edilen 3 kişi, hayvanları yaşam alanından götürerek 2’sini kesti. Keçilere satışa hazır bir hale getirdikten sonra yakalanan kişiler, polis tarafından gözaltına alındı. Kaçırılan 3 keçinin 2’sinin kesildiğini öğrenilirken, bir keçiye ise canlı bir şekilde ulaşıldı. “Keçilerimizi kaçıran şahısları bulduk” Ankara’da bir hayvan hakları derneği başkanı olduğunu söyleyen Berzan Özkan, “Dün gece saatlerinde yaşam alanımızda bulunan kesimden zor şartlardan kurtardığımız keçilerin bulunduğu alana giriş yaparak yaşam alanımızdan 3 adet hamile keçimiz kaçırılmıştı. Yaşam alanımızda bulunan kamera görüntüsü sonrasında yaşam alanımızdaki keçilerin kaçırılma anını karakola teslim ettik. Karakol eşliğinde keçilerimizi kaçıran şahısları bulduk. Gebe olan keçilerimizin 2 tanesini kesip satılmaya hazır bir haldeyken yakalandılar. Hiçbir şekilde suçlarını kabul etmediler ama savcılık arama izni verdiği için keçilerimize o şekilde ulaştık. Doğum yapmasına 5-6 gün kalan bir keçimizi kesmemişlerdi, ona sağ salim ulaştık. 2 keçimizin de cansız bedenine ulaştık” diye konuştu. Özkan, keçileri ölümden uzak olsun diye kurtardıklarını belirterek, şunları kaydetti: Bizim onlarla birlikte 350 sokak köpeğimiz var. Onlarla beraber yaşasınlar diye kurtardık. Başkent’te bir kasabın hayvanlarımızı çalarak satışa sunmaya çalıştığını polis ekiplerimiz tarafından gösterdik. Şu an Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edildiler. Bugün hakim karşısına çıkacaklar. Bunun hesabını vermeleri için yerel hayvan koruma görevlileri, hayvanseverler ve diğer dernek başkanları ile beraber Ankara Adliyesi’nin önündeyiz. 3 kişilerdi. Bir tanesi bizim eski yaşam alanı personelimiz, kasap olan şahsın yeni personeli. Bu kasap olan şahıs zaten bizim yaşam alanımıza gelip kendisini iyi olarak tanıttı. Köpeklere kemik falan getiriyordu. Ben de iyi niyetli olduğunu düşünerek giriş-çıkışında sıkıntı çıkartmıyordum ama saat 01.46’da yaşam alanımıza arka taraftan giriş yapıyorlar, hamile olan 3 keçimizi çalıyorlar. Güvenlik kamerasından yaptığımız tespitle şahısları tanıyıp ulaştık.”