ÇEVRE - 07 Ocak 2025 Salı 13:03

Uzmanından önemli müsilaj açıklaması: "Yapmamız gereken en ivedi konu"

A
A
A

Marmara Denizi’nde yeniden görülmeye başlanan müsilaja ilişkin önemli uyarılarda bulunan Prof. Dr. Mehmet Çakmakcı, "Yapmamız gereken en ivedi konu, ön arıtma tesislerini ileri biyolojik atık arıtma su tesislerine, biyolojik arıtma tesislerini de ileri biyolojik atık su arıtma tesislerine dönüştürmek" dedi.

Yıldız Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Çakmakcı, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İSU Genel Müdürlüğü tarafından kente kazandırılan Başiskele Kullar İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi’nde incelemelerde bulundu. Çakmakcı, tesiste yürütülen çalışmalar hakkında yetkililerden bilgi aldı.

"Marmara Denizi’ne deşarj edilen atık suların yüzde 53’ünün ön arıtmadan kaynaklı"

İncelemelerinin ardından İHA Muhabirine açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Mehmet Çakmakcı, Marmara Denizi’nde 2021’de görülen müsilajın ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 22 maddelik eylem planı hazırlandığını ve birçok maddede gelişme kaydedildiğini vurguladı. Prof. Dr. Mehmet Çakmakcı, "Gelişme kaydedilemeyen en önemli maddelerden biri, Marmara Denizi’nde azot ve fosfor yükünü azaltacak noktasal kaynaklarda ileri biyolojik atık su arıtma tesisi kurulması konusunda oldu. Aslında o 22 maddelik eylem planında, Marmara Denizi’ne deşarj edilen atık suların yüzde 53’ünün ön arıtmadan kaynaklı olduğu, yani azot ve fosfor giderinin olmadığı tesislerden kaynaklı olduğu da bir nevi belirtilmiş oldu. Şuanda Marmara Denizi’ne yüzde 53 ön arıtma, yüzde 42 biyolojik arıtma ve yüzde 5’de sadece biyolojik arıtmadan geçen sular verilmektedir. Bu eylem planının maddelerinde şu da belirtilmişti: ’2024 yılı sonu itibariyle tüm tesislerimiz ileri biyolojik atık su arıtma tesislerine dönüştürülecektir. Bu konuda Bakanlığımız hem teknik hem de maddi destek sağlayacaktır’ ama 3 yıllık periyoda baktığımızda çok ciddi bir gelişme kaydetmediğimizi görmekteyiz" dedi.

Uzmanından önemli müsilaj açıklaması:

"Bizim için çok ciddi bir risk konusudur"

Halk arasında "deniz salyası" olarak bilinen müsilajın, denizdeki biyolojik üretimin ilk basamağını oluşturan bitkisel planktonların (fitoplankton) çevresel faktörlerle aşırı çoğalmasıyla oluştuğunu kaydeden Prof. Dr. Mehmet Çakmakcı, "Baktığımızda yapışkan ve şeffaf bir sıvı görürüz ama bunlar deniz tabanında canlı yaşamını da sıfıra indirmektedir. Tamamen tahrip etmektedir. Bizim için çok ciddi bir risk konusudur" diye konuştu.

"Marmara Denizi’ne en düşük miktarda azotlu ve fosforlu suları vermemiz gerekiyor"

Çakmakcı, müsilaj oluşumuna karşı alınabilecek önlemlere ilişkin de bilgilendirmelerde bulunarak, "Müsilaj oluşumuna karşı müdahale edebileceğimiz 3 faktör var. Birincisi deniz suyunun sıcaklığının değişimi (artırılması), ikincisi su kütlelerinin durağanlığı, üçüncüsü de azot ve fosfor yükünün azaltılmasıdır. Biz burada azot ve fosfor yükünün azaltmak için öncelikli olarak noktasal kaynaklarımızı, evsel su arıtma tesislerimizi, endüstriyel su arıtma tesislerimizi ileri biyolojik su arıtma tesisine dönüştürerek bunları gidermeyi sağlamalıyız. Böylelikle Marmara Denizi’ne en düşük miktarda azotlu ve fosforlu suları vermemiz gerekiyor" şeklinde konuştu.

Uzmanından önemli müsilaj açıklaması:

"Bu tesislerin sayısını artırmalıyız"

22 maddelik eylem planında suların geri kazanımına da dikkat çekildiğinin altını çizen Prof. Dr. Mehmet Çakmakcı, "Bugün yaptığımız teknik incelemelerde Başiskele Kullar İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi’ni gördük. Tesisin son kademesinde 17 bin metreküp/gün kapasiteli bir geri kazanım ünitesi olduğunu gördük. 17 bin metreküp/gün suyun bir kısmı peyzaj ve endüstriyel tesislerde kullanılmaktadır. Sulara ikinci kez kullanım hakkı tanıyan böyle tesislerin sayısını artırmalıyız" ifadelerini kullandı.

"Elimizden geldiği kadar azot ve fosfor yükünü minimuma indirmeye çalışıyoruz"

Prof. Dr. Mehmet Çakmakcı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Müsilaj, sadece son 5 yılda oluşan bir durum değil. Marmara Denizi’nin kirlenmesi uzun yıllara sahip bir konu. Eğer bugün tedbir almazsak, gelecek yıllarda Marmara Denizi’nin faydalı kullanımlarından istifade edemeyebiliriz. Bu üzücü bir durum. Şuanda birçok uzman tarafından çeşitli balık türlerinin yetişmediğini ifade ediyor. Bunların sebeplerinden biri de müsilaj olduğunu söyleyebiliriz. Bizler elimizden geldiği kadar azot ve fosfor yükünü minimuma indirmeye çalışıyoruz"

"Biyolojik arıtma tesisine dönüştürmek zorundayız"

Marmara Denizi’nde yeniden müsilaj görülmeye başlandığını da aktaran Çakmakcı, "Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından Marmara Denizi’nde son 3 ay içinde gözlemler ve deniz altında dalgıçlar tarafından incelemeler yapıldı. Hemen hemen Marmara Denizi’nin tüm kesimlerinde, Çanakkale’ye dökülme noktasına kadar müsilaj görüldüğü belirtiliyor. Yapmamız gereken en ivedi konu, ön arıtma tesislerini ileri biyolojik atık arıtma su tesislerine, biyolojik arıtma tesislerini de ileri biyolojik atık su arıtma tesislerine dönüştürmek. Bazı zorluklar olduğunu biliyoruz. Marmara’daki illerimizde kentleşme çok yoğun. Arıtma tesisi kurulacak alan bulunmasında da zorluk yaşanıyor ama örnek almamız gereken ülkelerden biri Japonya. 30 milyon insanın yaşadığı şehirde arıtma tesislerinin ne kadar dar alanlara ve meşakkatli şekilde yaptıklarını görüyoruz. Marmara’yı kurtarmak için en azından bizim bu durumları dikkate alarak yeni çözümler üretmemiz gerekiyor. Marmara Denizi’ni kirleten tek ülke biz değiliz. Tuna’dan, Karadeniz’den gelen kirletici yükler de olduğunu unutmamalıyız. Biz üzerimize düşeni yapmalıyız. Tedbir alırsak canlı türlerini artırma durumları söz konusu olacaktır" dedi.

Fehime Kartal - Osman Ayaydın

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük İşçi almak için gelen baskılara dayanamayan Belediye Başkanı sitemini sosyal medyadan böyle yaptı Karabük’ün Eskipazar ilçe Belediye Başkanı Serkan Cıva, işçi alımı ile ilgili üzerlerine büyük baskı olduğunu ifade ederek, sosyal medyadan halka böyle sitemini dile getirdi. Günde en az 50 kişinin arayarak, belediyeye gelerek işçi alıyor musunuz gibi sorulara muhatap olmaktan günü akşam ettiklerini, memlekete hizmet edemediklerini ve İŞKUR müdürlüğünü geçtiklerini belirten AK Partili Belediye Başkanı Serkan Cıva, “ Seçimlere yakın zaman kala 18-20 tane eleman alımı yapılmış bu belediyeye ve bunlar bütçeyi ikiye katlamış. Belediyenin geliri giderini karşılamıyor. İller Bankası’ndan gelen mevcut para var, her ay 1 milyon 1,5 milyon eksik para geliyor. Ben Belediye personelimizin giderini karşılamıyor ve ben bu parayı denkleştirebilmek için ödeyebilmek için her ay takla attırıyorum esnaftan kısıyoruz, oradan kısıyoruz buradan kısıyoruz. Ben şu anda belediyenin 3 tane arsasını satılığa çıkardım. Belediye personelinin önünüzdeki aylarda maaşlarını ödeyebilmek için. Böyle bir tablo ile karşı karşıyayız. 4-5 kişi emekli oldu onlar bile sayıyı düşürmedi” dedi. “Bütün ilçeyi belediyeyi işe soksam hepsi girecek” Sayıştay’dan müfettişlerin geldiğini ve durumu anlattıklarını da kaydeden başkan Cıva, “Müfettişlerle bizzat konuştuk durumu anlattık hem tasarruf tedbirleri nedeniyle hem de işçi giderleri bütçenin çok fazla üzerinde olması nedeniyle işçi alımı olursa, belediye başkanı ve şirket müdürü de zimmet çıkar dedi. Diyor ki cebinden ödersin. 60 bin lira maaşla ben işçi giderini mi karşılayayım, kendi çoluk çocuğuma mı bakayım. Bu konuda bize biraz müsamaha gösterin biraz müsaade edin memlekete biraz hizmet edelim arkadaşlar. Seçimden sonra bir tane engelli alımı yapıldı oda zorunlu tuttular sayıya göre, 3 tane de memur geçti belediyeye. Maalesef üzülerek söylüyorum ki, burası siyasi bir yer olduğu için eleme alımı yaparken onun oğlu, bunun yeğeni, bunun bilmem neyi. İşte bu bize oy verdi. Herkes etrafındaki insanları belediye dolduruyor ve iş yapacak usta bulamıyorsunuz. Sonucunda bu sıkıntıyı ilçe çekiyor. Şu anda ilçeyi tek bir tane sucuya mahkum etmişler. Alternatifi yok, usta yok. Su problemi var kaç aydır çözemedik. Niye usta yok elimizde, işi bilen adam yok, iş yapan yok. Maalesef ben alım yapabilsem, nitelikli bir usta almak isterim öncelikle. Çünkü bu ilçenin hizmete ihtiyacı var. Bütün ilçeyi belediyeyi işe soksam hepsi girecek. Herkes belediye rahat yer, yatış yeri olarak görüyor çünkü. Arkadaşlar illa amaç, iş ise ekmek kapısıysa bir sürü fabrikamız açılacak. Biraz bekleyin, müsaade edin birkaç ay daha. OSB’de alüminyum fabrikası kuruluyor alım yapacak, kereste fabrikası kuruluyor alım yapacak. Yani biz illa ki yardımcı olacağız. Memleketin derdiyle halkımızın derdiyle dertleneceğiz. İş bulacağız, aş bulacağız. Ama biraz müsaade edin, biraz izin verin bize. Şu memlekete biraz hizmet edelim. Bu memleketin hizmete ihtiyacı var. Bu memleketin geleceği ve önü açık. Bu memleket sağda solda dedikoduyla şununla bununla yürümüyor arkadaşım. Bugüne kadar dedikodu yapılmış da ne olmuş. Memlekette dikili ağacı olmayan insanlar akşama kadar dedikodu ediyor. Dedikodular yüzünden çevremizdeki bütün ilçelerimiz ikiye üçe katlamış. Ve biz bu geçiş sürecini güzel değerlendirmezsek yine konuşacağız. Bu memleketin dedikoduyu değil, bu memleketin konuta ihtiyacı var, sosyal alanlara ihtiyacı var, TOKİ’ye ihtiyacı var, sanayi sitesine ihtiyacı var, temiz su içme ihtiyacı var, hayvan varlığına ihtiyacı var, kafeteryalara, restoranlara, millet bahçesini ihtiyacı var. Ekibimizle birlikte bunların hepsinin temelini attık inşallah. Bu yıl bunların çoğunu çözeceğiz inşallah, yapacağız” diye tepkisini belirtti. “Kim ne yaparsa yapsın, ben doğru bildiğimden şaşmam” Halka anlaşma yapalım diyerek tepkisini sürdüren Başkan Cıva, “ Ben bir dahaki döneme aday olmayayım. Biraz rahat bırakın beni iş konusunda. İlçeye biraz hizmet edelim. Geleceğimize, gençlerimize ve halkımıza güzel bir Eskipazar bırakalım, hep birlikte. Sonrası ben çekip gideyim. Önemli değil yani. Bizim koltukla ilgili de bir derdimiz yok Allah’a şükür. İlçeyi sevdiğim için bu makamlara talip olduk. Elimizde Ali Keşkinkılıç vekilimiz gibi bir değerimiz var. Ona bile sahip çıkmayı öğrenemedik yani. Ben şahidim arkadaşım, biz bu ilçeye yaptığımız yatırımların çoğunu Ali vekilimizin desteğiyle aldık, Allah ondan da razı olsun. Ama biz ilçe olarak onu bile eleştiriyoruz yani sabah akşam. Şunu yapmamış, bunu yapmamış. Bu adam daha ne yapsın abi? 7-8 aydır dünya hizmet aldık. Alıyoruz da. Yani bir müsaade edin, vekilimizle birlikte güzel bir Eskipazar inşa edelim. Bırakalım size. Sonra dedikoduyu yaparsınız, kim istiyorsanız oturtursunuz. Kimi nereye almak istiyorsanız aldırtırsınız, sıkıntı yok. Bu memleketin önü açık. Lütfen rica ediyorum. Bu memleketin dedikoduyla şununla bununla önüne takoz olmayın. Ben işi gücü bıraktım, ilçedeki işçi dedikodusuyla akşam ediyoruz. Soda fabrikasına 400 kişi başvurmuş, 10 kişi aldılar. Herkese referans oluyoruz. Üç yüz doksan kişi dışarıda kalmış. Adamlar bize düşmanlık yapıyor yani. Bizim elimizde olan bir şey mi bu. Efendim mesaj atanlar, koltuktan indireceğiz, işte arkandayız, önündeyiz, yanındayız. Bırakın bu işleri. Bir rahat bırakın da şu ilçeye biraz hizmet edelim. Yani bunun için bu dedikodular yüzünden icraat üretmeyen insanların konuşmaları yüzünden yıllardır bir yere gidememiş. Ama ben ahdettim ,bu ülkeye hizmet edeceğim. Kim ne yaparsa yapsın, ben doğru bildiğimden şaşmam. Boğazımdan bir şey geçmedikten sonra hiçbir önemli değil kimin ne dediği. Takmadıkları kulp ta kalmadı. Çay bahçesi açıyoruz hırsız, onu yapıyoruz arsız, neler söylüyorlar neler. Vallahi çok da umurumda değil. Sadece işçi alımlarıyla ilgili biraz bize bir müsaade edin. Bu memleketin önü açık. İşsizlik çözülecek. Her şey çözülecek. Bu memleketin geleceği parlak, önü açık. Bir salıp biraz müsaade edin güzel bir Eskipazar inşa edelim biz” dedi.
Karabük CHP’li Akay, ıslah çalışmalarını gündeme taşıdı CHP Karabük Milletvekili ve TBMM Plan Bütçe Komisyonu Üyesi Cevdet Akay Karabük ve ilçelerinde ödenek yetersizliğinden dolayı yapılmayan ıslah çalışmalarını TBMM gündemine taşıdı. TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmasında, Karabük’ün heyelan bölgesi olduğunun altını çizerek ivedilikle yapılması gereken ıslah projeleri sıralayan Akay, iktidarı uyararak, “Bu projeler ödenek bekliyor. Gerekli ödenekleri ayırın ve hemşehrilerimizi oluşabilecek tehlikelere karşı koruyun” çağrısında bulundu. Akay, “Karabük ilimiz birinci derece heyelan bölgesi, bundan dolayı da gerekli ödeneklerin ayrılması ve ilgili yatırımların hızla hayata geçirilmesi için iktidarı defalarca uyardık. Buna rağmen ilimiz ne yazık ki hala gerekli yatırımları alamıyor ve üvey evlat muamelesi görüyor.” dedi. Merkez, Safranbolu, Eskipazar ve Yenice ilçelerinde yapılması gereken fakat ödenek yetersizliğinden dolayı yapılmayan ıslah projelerinden bahseden Akay, “İktidara sesleniyoruz. Merkezde Soğanlı Çayı ıslahı, Cumayanı Köyü Kızıldere ıslahı, Çukurca ve Burunsuz Köyleri Eskipazar Çayı ıslahı, Safranbolu ilçesinde Navsaklar Köyü Araç Çayı ıslahı, Geren Köyü Kurudere ıslahı, Eskipazar ilçesinde Başpınar, Karahasanlar Köyü deresi ıslahları, Yenice ilçesinde Kadıoğlu, Şimşir ve Kayadibi Karaçakıl deresi ıslahları için ödenek bekliyor. Gerekli ödenekleri ayırın ve hemşehrilerimizi oluşabilecek tehlikelere karşı koruyun.” şeklinde konuştu.
Adıyaman Adıyaman’da ilk defa hasta uyutulmadan açık kalp ameliyatı yapıldı Adıyaman’da ilk defa 45 yaşındaki bir hastaya uyutulmadan ve sohbet edilerek açık kalp ameliyatı yapıldı. Nefes darlığı ve diyabet gibi kronik rahatsızlıkları bulunan 4 çocuk babası 45 yaşındaki Ali Rıza Kuruca, Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne başvurdu. Kalp Damar Cerrahı Doç. Dr. Cengiz Güven’e muayene olan Ali Rıza Kuruca için yapılan tektik ve işlemlerin sonucunda kronik rahatsızlığı nedeniyle açık kalp ameliyatının riskli olabileceği belirlendi. Kalp Damar Cerrahı Doç. Dr. Cengiz Güven ve ekibi ile Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Doç. Dr. Nezir Yılmaz ile ekibi tarafından yapılan değerlendirme sonrası anestezi alanında dünyada ilk olan yöntemle kalp ve akciğer makineye bağlanmadan hastanın bilinci açık şekilde açık kalp ameliyatı (bypass) yapılmasına karar verildi. Ali Rıza Kuruca’nın ameliyata onay vermesinin ardından 10 kişilik ekiple Kalp Damar Cerrahı Doç.Dr. Cengiz Güven tarafından yaklaşık 2 saat süren operasyon gerçekleştirildi ve ameliyatın ardından Kuruca sağlığına kavuştu. Bir gün yoğum bakım ünitesinde tutulan Kuruca, daha sonra servise alındı. Hastane Başhekimi Doç. Dr. Kasım Turgut ve ameliyatı gerçekleştiren ekip, Ali Rıza Kuruca’yı serviste ziyaret etti. Ziyarette hastaya bilinci açık bir şekilde bypassı gerçekleştirdiklerini ve ciddi bir sıkıntı yaşamadıklarını aktaran Kalp Damar Cerrahı Doç. Dr. Cengiz Güven, "Normalde bypass ameliyatları kalp durdurularak, yani kalp ve vücut bir makinaya bağlanarak yapılan ameliyatlardır. Yaptığımız bu ameliyat uygun, seçilmiş hastalarda kalbi durdurmadan yapabildiğimiz ameliyat çeşidi. Buna genellikle hastanın damar durumuna göre karar veririz. Anestezi ekibiyle yaptığımız değerlendirmede tek damar olması nedeniyle hem kalp, akciğer makinesini kullanmadık, kalp çalışırken bu ameliyatı yaptık hem de yüksek torakal dediğimiz spinal anestezi yöntemle hasta uyanıkken, bilinci açık bir şekilde bypassımızı gerçekleştirdik ve ciddi bir sıkıntı yaşamadık. Birinci günde hastamızı biz servise aldık” dedi. Yapılan ameliyatın özellikli bir işlem olduğunu ve başarılı sonuç aldıklarını belirten Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Doç. Dr. Nezir Yılmaz ise, ameliyatın spinal anestezi yöntemiyle yapılmasının dünyada ilk vaka olabileceğini söyledi. Başarılı sonuç alındığını belirten Doç. Dr. Yılmaz, "Bypass cerrahileri riskleri en yüksek olan ameliyat gruplarından olarak kabul ediliyor. Genellikle genel anestezi altında uyutularak gerçekleştirilir. Ancak seçilmiş hastalarda uyanık şekilde yapılan cerrahiler de mümkün. Daha önce yapılan epiduralle veya farklı tekniklerle uyanık hastalar var ancak spinal anestezi dediğimiz tek enjeksiyonla, iğne şeklinde yapılan anestezi yöntemiyle ilk vaka olarak yapılmış cerrahi şu anki yapmış olduğumuz. Bu anlamda özellikli bir iş yapıldı ve başarılı sonuç alındı. Özellikle seçilmiş hastalarda kullanılarak olumlu sonuçlar alınabilir ve bypass cerrahisi risklerinden kaçınılabilir" şeklinde konuştu. Ameliyatın gerçekleşmesine katkı sunanlara teşekkür eden Hastane Başhekimi Doç. Dr. Kasım Turgut ise, deprem sonrası en hızlı toparlanan kliniklerden birisinin kalp damar cerrahisi ve kardiyoloji servisleri olduğunu ifade etti. İlk kez gerçekleştirilen bu başarılı operasyondan sonra hastayı ziyaret ettiklerini belirten Turgut, "Kendisini sağlıklı görmekten dolayı mutlu olduk. Bu ameliyatın gerçekleşmesine katkısı bulunan Kalp Damar Cerrahı Cengiz hoca ve ekibine ve anestezi bölümünde Nezir hoca ve ekibine öncelikle teşekkür ediyoruz. Depremin üzerinden yaklaşık 2 yıl geçti. Hastanemizi deprem öncesindeki durumlara, deprem öncesindeki imkanlara ulaştırmak için elimizden geleni yapıyoruz. Bu anlamda en hızlı toparlanan kliniklerimizden birisi ise kalp damar cerrahisi ve kardiyoloji. Tabii bunlar birbiriyle ilişkili branşlar" diye konuştu.
Ordu Sakin şehir Perşembe’ye arıtma tesisi Ordu’nun ‘Cittaslow’ (sakin şehir) ünvanına sahip Perşembe ilçesinde arıtma tesisi için ilk kazma bu yıl vurulacak. Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, 23’üncü atık su arıtma tesisinin Perşembe ilçesine yapılacağını söyledi. Toplam 272 milyon TL’ye yapılacak olan tesis için ilk kazmanın 2025 yılında vurulması planlanıyor. Ordu’nun 19 ilçesinde yatırım çalışmalarına hız kesmeden devam eden Büyükşehir Belediyesi, Başkan Dr. Mehmet Hilmi Güler’in öncülüğünde ilçelere modern alt ve üstyapı çalışmaları kazandırmaya devam ediyor. Bu kapsamda Ordu’nun sakin şehri olan Perşembe ilçesine hitap edecek olan atık su arıtma tesisi için gerekli olan finansman sağlandı. Toplam 272 milyon TL’ye yapılacak olan tesisin 135 milyon TL’si hibe olarak alındı. Geriye kalan kısım ise Büyükşehir tarafından finanse edilecek. “Perşembe’ye hayırlı olsun” Perşembe Belediye Başkanı Cihat Albayrak, mavi ile yeşilin tüm tonlarını taşıyan sahil ilçesi Perşembe’de arıtma tesisi hasretinin bitecek olmasından dolayı çok mutlu olduklarını söyledi. Başkan Albayrak, “Sakin Şehir Perşembemizin yıllardır hasretle beklediği, 4 bin 300 metreküp gün kapasitesi ile 35 bin kişiye hizmet edecek olan Perşembe tarihimizin en büyük altyapı ve yatırım projesi ‘Arıtma Tesis Terfi Merkezi ve Atık Su Kollektör Hattı’ projemiz hayata geçiyor. 272 milyon Türk Lirası bedelli bu güçlü projenin hayata geçmesinde desteklerinden dolayı, seçim çalışmalarında verdiği sözü tutan ve bu anlamlı projede büyük emek sarf eden kıymetli Bakanım Ordu Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Dr. Mehmet Hilmi Güler’e, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Sayın Murat Kurum’a, OSKİ Genel Müdürümüz Sayın Murat Us ve İLBANK A.Ş. Samsun Bölge Müdürü Sayın Afşin Çakır’a teşekkür ediyorum. Perşembe’mize hayırlı olsun. Daha modern bir Perşembe hayalimiz için durmadan yorulmadan çalışacağız” dedi.