KÜLTÜR SANAT - 12 Kasım 2024 Salı 11:50

Osmanlı’nın gözde fabrikalarından biriydi, şimdilerde içler acısı halde

A
A
A
Osmanlı’nın gözde fabrikalarından biriydi, şimdilerde içler acısı halde

Kocaeli’nde 1832 yılında feslerin dayanıklılığını artırmak amacıyla kurulan Dinkhane, bir dönem Osmanlı’nın gözde sanayi merkezlerinden biriyken, günümüzde harabe hali ve ürkütücü görüntüsüyle dikkat çekiyor.


Başiskele’de bulunan Dinkhane 1832’de, İstanbul’daki Feshane’de üretilen feslerin dayanıklılığını artırmak amacıyla kuruldu. Osmanlı padişahı Sultan II. Mahmud’un emriyle kurulan bu fabrikada, İstanbul’dan gemiler aracılığıyla getirilen fesler sıcak su ve sabun kullanılarak dinklenmeye başlandı. Günde ortalama 500 fesin işlendiği Dinkhane, zamanla İzmit Çuha Fabrikası’ndan gelen kumaşların dinkleme işlemlerini de üstlendi. Böylece Dinkhane, Osmanlı’nın sanayileşme sürecinde önemli bir merkez haline geldi.



Turizme kazandırılacağı günü bekliyor


Uzun yıllar feslerin dayanıklılığını artırmak için kullanılan dinkleme işlemine ev sahipliği yapan yapının içi, günümüzde adeta harabeye döndü. Fes dinkleme işleminde kullanılan malzemeler kırılarak kullanılamaz hale gelirken, yapılar ise zamanla çürüdü; çevresi ise otlarla kaplandı. Eskiden hareketli bir sanayi merkezi olan Dinkhane, bugün sessizliğe bürünmüş bir harabe olarak duruyor.



Araştırmacı-yazar Emin Öztürk, yapının tarihi hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Sultan II. Mahmud döneminde fes kullanımının yaygınlaşarak Tunus, Fransa ve Avusturya’dan ithal edildiğini aktaran Öztürk, "Yıllık ithalat miktarı yarım milyonu geçince devlet özellikle ordunun ihtiyacı olan feslerin yurt içinde üretilmesi için harekete geçti. 1831 yılında Sultan II. Mahmud, Mimarbaşı Altunizade İsmail Zühtü Paşa’yı bu iş için görevlendirdi. Altunizade, Tunus’tan 23 fes ustası, Bursa’dan ise yetenekli 15 kalfa getirerek İstanbul’da Feshane’yi kurdu ve fes üretimine başlandı" dedi.


Fes üretiminde en önemli aşamalardan birinin, yünlü kumaşın dayanıklılığını artırmak amacıyla yapılan dinkleme işlemi olduğunu söyleyen Öztürk, "Kumaş, sıcak su ve sabunla dövülerek sıklaştırılıyordu. Bu işlem daha önce ayakta çiğnenerek yapılırken, sonrasında su değirmenlerinde gerçekleştirilmeye başlandı" diye konuştu.



"Sular incelenerek kuruldu"


Emin Öztürk, Feshane’de çalışan ustaların talebi üzerine Dinkhane’nin kurulduğunu anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Tunuslu ustalar, Feshane’de üretilen feslerin rengini bir türlü tutturamayınca İstanbul’un suyunun bu iş için uygun olmadığı kanaatine vardılar. Bunun üzerine ustalar İzmit’e gönderildi ve buradaki tüm sular incelendi. İncelemeler neticesinde Yuvacık Barajı’na su sağlayan Kirazdere’nin suyunun bu iş için çok uygun olduğu tespit edildi. Daha sonra bu Kirazdere’nin yanına ahşap köprü kurularak dinkleme işlemi başladı. Fakat sık yaşanan taşkınlar bu köprüyü kullanılamaz hale getirince 1832 yılının ilkbaharında burada kalıcı bir dinkhane kurulmasına karar verildi"


Dinkhanenin yapımında kullanılan malzemelerin özenle seçildiğine dikkat çeken Emin Öztürk, "Yapı için gerekli keresteler Samanlı Dağları’ndan, taşlar ise İzmit yakınındaki eski bir saraydan temin edildi" şeklinde konuştu.



"Osmanlı’nın sanayileşme hamlesinin önemli bir parçasıydı"


Dinkhane’nin 2 katlı inşa edildiğini, üst katında memur odaları, kahve ocağı, alt katında ise ahır, depo ve mahzenin bulunduğu bilgisini veren Öztürk, ayrıca yapıda 4 büyük çark ve her bir çarka bağlı ikişer tokmağın yer aldığını kaydetti. Öztürk, "Ayrıca yapıda, büyük bakır kazanlar, havuzlar ve kurutma alanları da mevcuttu. Dinkhane inşaatının tamamlanmasının ardından Feshane’de üretilen fesler dinklenmek üzere gemilere yüklenip İzmit’e gönderiliyor, ardından rıhtımdan hamallar eşliğinde Dinkhane’ye getiriliyordu. O dönemlerde Dinkhane’de günde 500 fes dinkleniyordu. 1843’de İzmit Çuha Fabrikası’nın kurulmasının ardından kumaşlar da burada dinklenmeye başladı. Bu sebeple Dinkhane’ye yeni bölümler eklendi. Böylece Sultan II. Mahmud döneminde temelleri atılan bu yapı, Osmanlı’nın sanayileşme hamlesinin önemli bir parçası oldu" ifadelerini kullandı.



Osmanlı’nın gözde fabrikalarından biriydi, şimdilerde içler acısı halde

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya GastroAntalya 5. kez kapılarını açtı Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlenen Uluslararası Gastronomi ve Miksoloji Yıldızları Buluşması GastroAntalya’nın açılışını gerçekleştiren Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, “Bir tarım ve turizm kenti olan Antalya’mız gastronomi alanında da önemli bir yere sahip. Bu tür organizasyonları gastronomiye katkısı sebebiyle son derece önemsiyoruz” dedi. Uluslararası Gastronomi ve Miksoloji Yıldızları Buluşması GastroAntalya, Cam Piramit Kongre ve Fuar Merkezi’nde beşinci kez kapılarını açtı. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla Akdeniz Şefler Kulübü tarafından düzenlenen etkinliğin açılışı Antalya Valisi Hulusi Şahin, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in de katıldığı bir törenle gerçekleşti. Antalya adına son derece önemli Törenin açılışında konuşan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, bu tür etkinlikleri Antalya adına son derece önemsediklerini söyledi. Antalya’nın zengin mutfak kültürünü tüm dünyaya tanıtılması gerektiğine dikkat çeken Başkan Böcek, “Kentimize gastronomi alanında hak ettiği değeri kazandırmak için başlattığımız Uluslararası Food Fest Antalya Gastronomi Festivali’nin 3’üncüsünü rekor katılım ile Ağustos ayında gerçekleştirdik. Bugün de Akdeniz Şefler Kulübümüz ile dünyanın mutfak yıldızlarını 5. kez buluşturuyoruz. Yiyecek ve içecek sektöründeki usta yarışmacılar, yerli ve yabancı jüri üyelerinin oyları ile başarılarını tescil edecekler. Ayrıca çalıştaylar, sunumlar, paneller, ürün tadımları gibi birçok farklı etkinlik gerçekleştirilecek. Mutfak sanatımızı, gastronomi sektörümüzü siz değerli şeflerimizle daha üst seviyelere çıkaracağız” diye konuştu. Vali Şahin gastronominin önemine değindi Vali Hulusi Şahin de turizmle ayrılmaz ikili olan gastronominin önemine değinerek, “40 ülkeden gelen şeflerimize, sayısı binleri geçen yarışmacılarımıza teşekkür ediyorum. Turizmin başkenti olarak, turizmle ayrılmaz bir ikili olan gastronomiye de başkentlik edecektik. Bunu başarmış oldunuz. Bu muhteşem coğrafyada bizim değerli ürünlerimiz var. Köklü kültürümüz sonucu değerli bir de mutfağımız var. Türkiye’de şeflik mesleğine büyük bir ilgi var. Bu etkinlik, mesleğe ilgi duyanlara da büyük fırsatlar sunacak. Büyükşehir Belediye Başkanımıza hem bu mekanı tahsis ettiği hem de Antalya’ya bu anlamda bir festival kazandırdığı için teşekkür ediyorum” dedi. Açılış konuşmalarının ardından Azerbaycan Gastronomi Derneği Başkanı Serkan Memedov ve Akdeniz Şefler Kulübü Başkanı Bilal Yüreğir Vali Hulusi Şahin ve Başkan Muhittin Böcek’e plaket takdim etti. Daha sonra sahnede kurdele kesimiyle GastroAntalya’nın açılışı gerçekleşti. Açılışın ardından Azerbaycan Gastronomi Milli Takımı gösteri gerçekleştirdi.
Kayseri Yahyalı Belediyesi Tekstil Fabrikası için eğitim kursu açtı Yahyalı Belediyesi, Kayseri Valiliği ve Koyuncu ailesinin desteğiyle yapımı devam eden tekstil fabrikasına iş gücü sağlamak amacıyla kadınlar için bir eğitim kursu açtı. Yahyalı Belediye Başkanı Esat Öztürk, Yahyalı Kadın Ve Gençlik Merkezi’nde başlayan kursu ziyaret ederek kurs hocalarından bilgi aldı. Başkan Öztürk konuşmasında; ‘’Yahyalımız için gurur verici bir güzelliği hep beraber paylaşıyoruz. Ben ilçe Kaymakamımıza, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne, Halk Eğitim Müdürlüğüne, Müdür yardımcısı Ali kardeşime, Kurs Hocamız Elif Hanıma teşekkür etmek istiyorum. Ayrıca Büyükşehir Belediye Başkanımız Memduh Büyükkılıç’a gönülden yürekten teşekkür ediyorum. Göndermiş oldukları bu makinalarla kursumuzu tamamlayacağız. İnşallah 3 ay gibi bir süre içerisinde kursiyerlerimizi sertifikalandırıp tekstil fabrikamızda işe başlayacaklar. Daha öncesinde açmış olduğumuz Tekstil atölyesinde 65 kişiyi istihdama kazandırdık. Hanım kardeşlerimiz buradan evlerine ekmek götürüyorlar. Gerçekten benimde gurur duyduğum bir hizmet oldu. Bu Yahyalı’mızın güzelliği, bizim belediyemizin güzelliği diye düşünüyorum. Biz tekstil fabrikasını açmak için gayret ediyoruz. Bunu vesile bilerek, Kayseri Valimiz Gökmen Çiçek’e teşekkür ediyorum. Şuan ki tekstil fabrikamızın yapımında çok büyük emeği var. 4 milyon tl gibi bir parayı tekstil fabrikası için Belediyemize aktardı. Ayrıca Özkoyuncu ailesine teşekkür ediyorum, şuan ki tekstil atölyemizin malzemelerini onlar aldılar ve onunla da yetinmediler şuan ki tekstil fabrikamız ada 2.7 milyon TL gibi bir yardım da bulundular. Şimdiye kadar ki yapılan güzellikler hayırsever sahiplerimiz tarafından yapıldı. Yine ben iş insanlarımıza çağrıda bulunmak istiyorum. Yahyalı’yı seven insanların mutlaka destek vereceklerine inanıyorum. Ben hepinize kolaylıklar diliyorum teşekkür ediyorum” diye konuştu. Yahyalı Şehit Adem İlkkılıç Halk Eğitim Merkezi Müdür Yardımcısı Ali Karagöz konuşmasında; ‘’Başkanım bu projeyi uyguladığınız için teşekkür ediyorum. Kursiyerlerimizin hevesli olması bizlerin hoşuna gidiyor. Burada bizim amacımız sıfırdan hiç işi bilmeyen, makinaya oturmamış arkadaşları yetiştirip istihdama kazandırmak. Teşekkür ediyorum kolaylıklar diliyorum” dedi.