EĞİTİM - 02 Nisan 2024 Salı 11:28

Lise öğrencisinden gururlandıran başarı: CERN’e kabul edildi

A
A
A
Lise öğrencisinden gururlandıran başarı: CERN’e kabul edildi

Kocaeli’de yaşayan lise öğrencisi Baran Ekin Canpolat, dünyanın en büyük parçacık fiziği laboratuvarını yöneten araştırma kuruluşu CERN’in düzenlediği kampa dünyada başvuran 650 kişi arasında seçilerek kabul gördü. 26 Mayıs’ta İsviçre’ye gidecek olan Canpolat, bilim insanlarının yapacağı deneylerde yer alacak.


İsviçre’de bulunan dünyanın en büyük parçacık fiziği laboratuvarını yöneten araştırma kuruluşu Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nin (CERN) düzenlediği kampa katılabilmek için 3 yıldır çalışan 11. sınıf öğrencisi Baran Ekin Canpolat, başarısıyla herkesi gururlandırdı. Kartepe Ertuğrulgazi Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi olan Canpolat, CERN’in düzenlediği "CERN Solvay Student Camp"a tam burslu olarak kabul edildi. Dünya genelinde 650 öğrencinin başvurduğu ve 60 öğrencinin kabul gördüğü kampa Türkiye’den sadece Canpolat seçildi. Canpolat, seçilen 60 öğrenci ile birlikte parçacık fiziği ve programlama alanında çalışan bilim insanları tarafından verilen derslere katılacak. Öğrenciler; büyük patlama, dünyanın oluşumu, atom parçacığı gibi konuları ele alacak, araştırma projeleri üzerinde çalışacak, deneyler yapacak ve parçacık hızlandırıcıları ile deney merkezlerini ziyaret edecek. 26 Mayıs’ta İsviçre’ye gidecek olan Canpolat, bir hafta boyunca çalışmalarda yer alacak.



"Bilim insanlarından bilgi alacağım"


3 yıllık çalışmasının ardından CERN tarafından kabul edildiğimi söyleyen Baran Ekin Canpolat, "Yaptığımız çalışmalarımızın hepsini belgelendirdik ve CERN’in iletişim mailine gönderdik. İngilizce sınavlarını da başarıyla bitirince bana sertifika verdiler. Bunun sonucunda da başvurumuzu yaptık. 3 yıldır yürüttüğümüz çalışmalar var. Konferanslar düzenliyoruz, bilim insanlarını davet ediyoruz, online seminerler veriyoruz. Bunun sonunda da emeğimizin karşılığını aldığımızı düşünüyorum. Oradaki bilim insanlarından stem, mühendislik ve fizik alanlarından, atom altı parçacıkları hakkında bilgi alacağım. Bu kampa 650’den fazla öğrenci başvurdu. Dünya üzerinde 80’den fazla ülke başvurdu ve yalnızca 60 ülke kabul gördü. Türkiye’de bu ülkelerin arasında" dedi.



"Tıp alanında kendimi geliştirmek istiyorum"


Canpolat, 650 öğrenci arasından seçildiğini ifade ederek, "Ülkem adına da, kendim adıma da gururluyum. Türkiye’den bir tek ben seçildim. Öğretmenlerime çok teşekkür etmek istiyorum. Bana bu süreçte çok iyi danışmanlık yaptılar. Okul müdürüme de bize bu imkanları sunduğu için çok teşekkür ediyorum. Hedefim tıp fakültesi. Tıp alanında kendimi geliştirmek istiyorum. ’CERN ile tıpı nasıl ilişkilendirdin?’ diye soracak olursanız eğer, atom altı parçacıklar ve parçacık fiziği kanser teşhislerinde önemli etken. CERN’deki deneylerde bunları gözlemleyip ülkeme geldiğim zaman ve gelecekte deneyimlerimi kullanmayı hedefliyorum" şeklinde konuştu.



"Neden bu bir öğrenci bizim okulumuzdan olmasın?"


Okulun eğitim sistemini anlatan fizik öğretmeni Duygu Güney, "Okulumuzla sınava öğrenci kabul ediyoruz. Öğrencilerimizin okulumuza geldikten sonra birçok alanda projeler geliştirmelerine, kendileri göstermelerine imkan sağlamaya çalışıyoruz. Bu sebeple okulumuzda farklı alanlarda, farklı kültürlerde proje tabanlı eğitim yapmaya çalışıyoruz. Öğrencilerimize hiçbir şeyin imkansız olmadığını aşılamaya çalışıyoruz. CERN kampına başvururken de Türkiye geneline sadece bir öğrenci kabul edileceğini, hatta belki onun bile olmayacağını bize söylendi. Çünkü 80’den fazla ülke başvurmuştu, sadece 60 öğrenci kabul görecekti. Ama biz yine de ’Neden bu bir öğrenci bizim okulumuzdan olmasın?’ diye yola çıktık" diye konuştu.



"Baran birçok öğrenciye de ilham oldu"


Baran Ekin Canpolat’a 3 yıl boyunca danışmanlık yaparak destek verdiğini ve onu yalnız bırakmadığını dile getiren Güney, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Okulumuzda yaptığımız faaliyetleri, öğrencilerimizin şimdiye kadarki çalışmalarını, backgroundunu, derslerinde ne kadar başarılı olduğunu, İngilizce’ye ne kadar hakim olduğunu, yapacağı çalışmaların ülkemiz ve okulumuz için ne kadar önemli olduğunu başvuru sırasında anlatmaya çalıştık ve sonuçta da kazanmasının ve tam burslu eğitim alabilmesinin hem sevincini hem de gururunu yaşadık. Baran bu sayede birçok öğrenciye de ilham oldu. Çünkü hiçbir şey imkansız değil, istedikten sonra hayallerimize ulaşmanın, isteklerimizi gerçekleştirebilmenin çok kolay olduğunu, sadece bunun için çaba sarf etmemiz gerektiğini görmüş olduk. Baran’ın birçok öğrenciye ilham olacağını ve oradaki bilgileri, gözlemleri ve deneyimleriyle dünyaya çok daha farklı gözle bakacağına eminiz"



"Baran Türkiye’den çıkan gurur olarak hepimizi temsil edecek"


Baran’a 3 yıl boyunca destek olan matematik öğretmeni Esra Tuğçe Bal ise kabul aşamasının zor geçtiğini söyleyerek, "Bizim için sürpriz oldu. Baran tam burslu olarak İsviçre’ye gidiyor. Seyahat ve konaklamayı her şekilde onlar karşılayacak. Baran’ın CERN’de olacağı süre bir hafta olacak. Dönüşte de bütün deneyimlerini bizlere aktarabilecek. Baran, Türk ve dünyanın her yerinden mühendislerle iletişim kurabilecek. Aynı zamanda Türk kültürünü tanıtabilecek. Baran çok yönlü bir kişilik. Aynı zamanda bağlama çalabilen ve sesi de güzel olan arkadaşımız. İsviçre’de Malatya’dan, Türkiye’den çıkan gurur olarak hepimizi temsil edecektir" ifadelerini kullandı.



"Bu başarı Kocaeli adına çok gurur verici"


Öğrencinin başarısıyla gurur duyduğunu belirten okul müdürü Mesut Tekin, "Öğretmenler odasında ana sloganımız şu; ’Ülkeye, bayrağa, vatana, evlatlarımıza borcumuz var’ Bütün birikimimizi, tecrübemizi, öğrendiklerimizi çocuklarımıza aktarmamız gerekiyor. Bize emanet edilen bu toprakları gençler daha ileriye taşıyacak. Öğretmen arkadaşlarıma samimi gayretleri için teşekkür ediyorum. Bu 3-4 yıllık çabanın sonucu. Bu başarı; okul, öğretmen arkadaşlarım ve Kocaeli adına çok gurur verici. İnşallah önümüzdeki süreçte başarılar daha da artarak devam edecek çünkü biz tarlaya tohum ekmeye devam ediyoruz. O tohumlar elbet bir gün verecektir. Sefer bizden zafer Rabbimizden. Biz çalışacağız, çabalayacağız" dedi.



Lise öğrencisinden gururlandıran başarı: CERN’e kabul edildi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas 100 gramıyla 4 kişilik ailenin karnı doyuyor Kurutulmuş çiçek bamyanın saymakla bitmeyen faydalarının yanı sıra, 100 gramı ile de dört kişilik bir ailenin karnı doyuyor. Türkiye’de yaygın olarak Akdeniz bölgesinde yetiştirilen bamya, ince işçiliğinden dolayı kilogram fiyatı 2 bin 500 liradan alıcı buluyor. Kadınlar tarafından İlkbahar aylarında sabah güneş doğmadan günün erken saatlerinde, çiçek haliyle tek tek toplanarak ince bir işçilikle ipe diziliyor. Bamyanın 100 gramı ile 4 kişilik aileye yemek yapılabiliyor. İç Anadolu’nun birçok ilinde ise düğünlerde düğün yemeği yapılarak misafirlere ikram edilen kurutulmuş çiçek bamya, insanlar tarafından sevilerek tüketiliyor. Faydaları saymakla bitmeyen bamya, birçok hastalığın da ilacı olarak biliniyor. Bamya, günümüzde de diz kapağındaki sıvı azalması, eklem rahatsızlıkları, kabızlık, hazımsızlık, şişkinlik gibi birçok hastalığa iyi gelmesi nedeniyle sıklıkla tercih ediliyor. Hal esnaflarından Hakan Özfidancı, ”Sabah güneş doğmadan, kadınlar tarafından toplanan bamya, çiçek haliyle toplanır. Bamyanın tek tek ipe dizilmesi maliyetini yükseltiyor. Yazın taze satılan bamya kuru bamya ile eşdeğer değildir. Bu bamyanın 100 gramından 4 kişilik bir aileye yemek yapılabilir. İlk bakışta pahalı gözükse de aslında bamya pahalı bir yemek değildir. Eskiden atalarımız da tükettiği bir yemektir, Konya, Kayseri gibi illerimizde düğün yemeği olarak da tüketiliyor. Bamyanın kilogram fiyatı şu anda 2 bin 500 lira” diye konuştu. Özfidancı “Fiyatı ilk bakışta pahalı gibi gözükse de yemekleri yapıldığı zaman çok ekonomik ve bereketli bir bitki. 100 gramı 250 lira, ancak bu 100 gramdan dört kişili bir aileye yemek yapılabiliyor. Eskiden atalarımız, dedelerimiz bamyayı ilaç olarak kullanırlarmış. Günümüzde de bazı aileler halen şifa niyetine ilaç olarak kullanmaya devam ediyor. Diz kapağındaki sıvı azalması, eklem rahatsızlıkları, kabızlık, hazımsızlık, şişkinlik için alıp şifa niyetine tüketen müşterilerim var” dedi.
İstanbul Organ nakli olanlar, çocuklar ve hamileler pestisit tehlikesi altında Son zamanlarda gıda üretiminde aşırı tarım ilacı kullanımı, ciddi bir endişeye yol açıyor. Pestisit kalıntıları, sağlık açısından büyük riskler taşıyor. Özellikle organ nakli olan bireyler, çocuklar ve hamileler bu tehlikeden en çabuk etkilenen gruplar arasında yer alıyor. Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, pestisit kalıntılarının sadece sebzelerle sınırlı olmadığını, bakliyat, et, süt ve yumurta gibi çok çeşitli gıdalarda da pestisitlere rastlanabileceğine dikkat çekerek, “Halkımız bu konuda bilinçli olmalı, ne yediğini iyi bilmelidir. Aynı zamanda, yetkililerin denetimleri artırması şarttır. Pestisit kalıntıları, başta organ nakli hastaları olmak üzere birçok kişi için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Pestisitlerin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılması için bireysel önlemler yeterli olmayabilir. Bu nedenle, pestisit kullanımı azaltılmalı. Pestisitlerde doz çok önemlidir” dedi. Pestisitler en çok elma, çilek, domates, biber ve ıspanak gibi ince kabuklu ya da yüzeyi pürüzlü olan ürünler, buğday, pirinç, kuru fasulye ve nohut gibi ürünlerde bulunabiliyor. Hayvan yemlerindeki pestisitler, et, süt ve yumurtaya bulaşabiliyor. Pestisitler sağlık üzerinde şu olumsuz etkilere sebep olabiliyor: "Hormonal düzensizlikler, sinir sistemi hasarı, kansere yol açabilecek toksik etkiler, üreme bozuklukları". Pestisit maruziyetini azaltmak için sebze ve meyveleri bol suda yıkamak, sirkeli veya karbonatlı suda bekletmek, kabukları soyulabilen ürünlerin kabuklarını soymak, sebze ve meyveleri mevsiminde tüketmeye özen göstermek gerekiyor.