ASAYİŞ - 26 Kasım 2024 Salı 15:13

’Çocuğumu dövdün’ cinayetinde sanıklar 42 yıl hapse çarptırıldı

A
A
A
’Çocuğumu dövdün’ cinayetinde sanıklar 42 yıl hapse çarptırıldı

Kocaeli’nde çocuğunu dövdüğünü iddia ettiği şahsı bıçaklayarak öldüren sanık ile kuzenine, kasten öldürme ve yaralama suçundan toplam 42 yıl hapis cezası verildi.


Donanma Mahallesi’nde 3 Ekim 2022’de meydana gelen olayda, iddiaya göre Süleyman Kabadayı, bahçesine giren Y.E.K. (16) ile kuzeni A.K.’yi (17) dövdü. Bunun üzerine Y.E.K.’nin babası Ömer K. ile kuzeni Serkan K., Süleyman Kabadayı’nın evine gitti. Çıkan kavgada Süleyman Kabadayı ve oğlu Ahmet Hakkı Kabadayı, Ömer K. tarafından bıçaklandı. Süleyman Kabadayı’nın eşi de darp edilerek kolu kırıldı. 2 şüpheli olay yerinden uzaklaşırken, hastaneye kaldırılan Süleyman Kabadayı, yapılan tüm müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Olaya ilişkin gözaltına alınan Ömer K. tutuklanarak cezaevine gönderilirken, Serkan K. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Dava sürecinde Serkan K. de tutuklandı.



"Kızgınlıkla adam öldürülüyorsa Türkiye nereye gidiyor bilmiyorum"


Sanıklar hakkında Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesince açılan davanın duruşmasına devam edildi. Duruşmaya tutuklu sanıklar, maktulün ailesi ve taraf avukatları katıldı. Maktulün eşi müşteki Şerife Kabadayı, "Ölen belli, öldürenler belli, mezar belli. Kızgınlıkla adam öldürülüyorsa Türkiye nereye gidiyor bilmiyorum" dedi.


Maktulün oğlu Ahmet Hakkı Kabadayı da sanıklardan şikayetçiyi olduklarını bertti.



"Olay yerinde bana bir anda saldırı yapılınca kendimi kavga içinde buldum"


Suçsuz olduğunu dile getiren tutuklu sanık Serkan K., "Olay yerinde bana bir anda saldırı yapılınca kendimi kavga içinde buldum. Diğer sanığın geldiğini görmediğim gibi bıçaklanma olayını görmedim. Atılı suçlardan beraatimi istiyorum" diye konuştu.



"Hiçbir baba çocuğunu alıp suç işlemeye gitmez"


Ömer K. ise, "Olay yerine suç işleme iradesiyle gitmedim. Çocukların refakati ile olay yerine gittik. Evladıma yapılan olayın sebebini öğrenmek istedim. Ancak çocukların tartaklandığı gibi biz de tartaklandık. Hiçbir baba çocuğunu alıp suç işlemeye gitmez ancak Serkan bir anda saldırıya maruz kaldı. Ben de onu kurtarmaya çalışırken kendimi kavganın içinde buldum. Olay yerinden kaçmak ve kendimizi kurtarmak için hamle yaptım. Kimsenin canını almak için hamle yapmadım. Olay nedeniyle pişmanım. Başıma su dolu bidon vuruldu. Ahmet’te bıçak gördüm hamle ile yere düşürdüm" şeklinde konuştu.


Mahkeme heyeti, her iki sanığa da Süleyman Kabadayı’yı öldürme suçundan haksız tahrik indirimi uygulayarak ayrı ayrı 18 yıl hapis cezası verdi. Ahmet Hakkı Kabadayı’ya yönelik işlenen kasten yaralama suçundan ise sanıklara ayrı ayrı 3 yıl hapis cezası verildi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Kuşadası’nda trafik ve eğitim parkı ilk misafirlerini ağırladı Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel tarafından çocukların trafik eğitimi alması amacıyla kente kazandırılan Şehit Fethi Sekin Trafik ve Eğitim Parkı’nın ilk misafirleri Reşat Nuri Güntekin İlkokulu öğrencileri oldu. Öğretmenleriyle birlikte parka gelen minikler, polis ekiplerinden uygulamalı olarak trafik kurallarını öğrenirken eğlenceli vakit geçirme fırsatı da buldu. Yaşama geçirdiği temalı parklar ile kente değer ve estetik katan Kuşadası Belediyesi, geleceğin bilinçli yaya ve sürücülerinin yetişmesini sağlamak amacıyla bir süre önce Yavansu Mahallesi’nde çocuklar için Şehit Fethi Sekin Trafik ve Eğitim Parkı’nı kullanıma açtı. Yaklaşık 4 bin 200 metrekarelik alana kurulu olan parkta ilk eğitim alan Reşat Nuri Güntekin İlkokulu öğrencileri oldu. Eğitim araçlarına binen öğrencilere, trafik polisleri tarafından trafik ortamı, kuralları, kültürü ve kazaların en aza indirilmesi ile ilgili bilgiler verildi. Yaya geçidini nasıl kullanacakları gösterilen öğrencilere ayrıca trafik ışıkları ve trafik tabelalarının anlamları da öğretildi. Kuşadası Kaymakamı İbrahim Keklik, Başkan Ömer Günel, İlçe Milli Eğitim Müdürü İbrahim Ataman, İlçe Emniyet Müdür Yardımcısı Rasim Demirelli ve kent protokolü üyeleri de Şehit Fethi Sekin Trafik ve Eğitim Parkı’nı gelerek öğrencileri ziyaret etti. Kaymakam İbrahim Keklik ve Başkan Ömer Günel daha sonra öğrencilerle birlikte uygulamalı eğitime de katıldı. “Kuşadası’nda çocuklarımız çok mutlu” Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel; “Şehit Fethi Sekin Trafik ve Eğitim Parkı’nda bugün ilk eğitimimiz verildi. Çocuklarımız çok mutlu oldu. Bu eğitimleri İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve İlçe Emniyet Müdürlüğü ile gerçekleştirmeye devam edeceğiz. İkinci sınıftan itibaren tüm çocuklarımız parkımıza gelip, Kuşadası Belediyesi’ne ait olan trafik eğitim araçlarını kullanarak eğitim alabilecekler. Temelden başlaması gereken eğitimde trafik kurallarının öğrenilmesi büyük önem taşıyor. Çünkü trafik kazalarındaki kayıpları en aza indirgemenin yolu bundan geçiyor. Çocuklarımız bizim geleceğimiz. Bu nedenle onları en iyi şekilde donatmak zorundayız. Çocuklarımıza yaşamın her alanında destek olmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Şehit Fethi Sekin Trafik ve Eğitim Parkı’nda ailelerin de çocuklarıyla birlikte vakit geçirebilmeleri için bank, kameriye, bisiklet ve yürüyüş yolları da bulunuyor. Park, çocuklara trafik eğitiminin verilmesinin yanı sıra Kuşadalıların yeşil alan ile sosyal yaşam alanı ihtiyacını da karşılıyor.
Erzurum Bakan Tekin: "Eğitimi güncel tutmak, yeni olandan faydalanmak için köklerimiz üzerinde yol alacağız" Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin, Batılılaşma serüvenimizdeki hatalı değerlendirmelerden eğitimin de nasibini aldığını söyledi. Bakan Tekin, "Eğitim sistemimizde milli bir kimliğin oluşumuna katkı sağlamayı, milli bilince sahip bireylerden oluşan bir toplum meydana getirmeyi, eğitimi toplumun her kesimine ulaştırmayı ve gençleri 21. yüzyılın gereksinimlerine uygun şekilde donatmayı hedefliyoruz” dedi. Atatürk Üniversitesi 15 Temmuz Milli İrade Salonu’nda düzenlenen "Öğretmen Gözüyle" Temalı Maarif Kongresi’nde konuşan Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin, ülkemizin eğitim ile ilgili önemli sorunlarının ele alındığı 1. Maarif Kongresi’nin 1921’de Ankara’da gerçekleşmesinden bu yana 103 eğitim öğretim yılı geçtiğini belirterek, “Bu 103 yılda neler oldu? Nereden başladık ve nereye geldik? Süreci doğru okumak zorunda olduğumuzu düşünüyorum. Malumunuz eğitim, memleketimizin kalkınmasının anahtarı olan varoluşsal bir süreçtir. Eğitim sistemlerinin sürekli değiştiği ve araştırma imkânlarının hiç olmadığı kadar geliştiği günümüz dünyasında bizim özgün ve özgür bir bakış açısını esas alan yeni bir dil ve perspektif inşa etme gayretimiz hepinizin malumudur. Bu durumda eğitim alanı, tabiatı itibarıyla statik olamaz. Bu dinamizmi dolayısıyla da sürekli bir aksiyonu öngörür. Bilimsel, pedagojik ve teknolojik gelişmeler, yenilenen ve dönüşen toplumsal ihtiyaçlar, küresel ve yerel düzeydeki farklılaşmalar, bireysel taleplerdeki çeşitlilikler Bütün bunlar hayatın her alanında olduğu gibi, eğitim alanında da dönüşümü zorunlu kılmakta, bizi hep daha iyisini aramaya yöneltmektedir” dedi. “Kendi kültürümüze küsüldüğü, özümüzün yok sayıldığı dönemlerden geçtik” “Eğitimi güncel tutmak, yeni olandan faydalanmak için köklerimiz üzerinde yol alacağız” diyen Bakan Tekin, “Batılılaşma sürecinde, ergenlikte sık sık ailesine küsen bir genç gibi, kendi kültürümüze küsüldüğü, özümüzün yok sayıldığı dönemlerden geçtik. Maalesef Batılılaşma serüvenimizdeki hatalı değerlendirmelerden eğitim de nasibini aldı. Ancak şimdi, başka ülkelerin eğitim sistemlerini idealize ettiğimiz, getirip biz de uygularsak her derdimize deva bulacağımızı düşündüğümüz günleri geride bıraktık. Komşunun ilacıyla tedavi olamayacağımızı artık öğrendik. İki yüz yıllık tarihî geçmişi olan ülkelerin uygulamalarını idealize etmekten, bizim işimize yarayacağını düşünmekten imtina ediyoruz” dedi. "Kendimize ait bir birikimiminiz var" Binlerce yıllık tecrübeyi görmezden gelen taklitçi zihniyetin bizi bir yere götürmediğini acıyla tecrübe ettiğimizi anlatan Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin, "Dünyanın birçok kültüründen daha kadim olan bir medeniyetimiz, kendimize ait bir birikimiminiz var. Yine sadece bize ait olan dertlerimiz, kemikleşmiş sorunlarımız da var. Bunları ancak bize ait reçetelerle çözebiliriz. Komşu derdini çözecek reçeteyi bulmuş olabilir. Biz kendi dertlerimize derman olacak düşünsel ve eylemsel bir gayret içindeyiz. Eğitim, tam bu noktada yerelden evrensele uzanmak zorunda. Ayaklarımızı sağlam bir zemine basmadan, her esintiye kapılarak şekilden şekle girme tehlikesine karşı tedbir almak istiyoruz. Eğitim sistemimizde milli bir kimliğin oluşumuna katkı sağlamayı, milli bilince sahip bireylerden oluşan bir toplum meydana getirmeyi, eğitimi toplumun her kesimine ulaştırmayı ve gençleri 21. yüzyılın gereksinimlerine uygun şekilde donatmayı hedefliyoruz. Eğitim felsefemiz doğrultusunda ahlaklı, erdemli; milleti ve insanlık için iyi, doğru, faydalı ve güzel olanı yapmayı ideal edinmiş vatansever öğrenciler yetiştirmek üzere eğitim sistemimizi geliştirme gayretindeyiz” diye konuştu. "Popülist kaygılardan uzağız" Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Eğitim sistemimizin bütün kanallarını açık tutmak, politikalarımızın önünde engel teşkil eden, zaman zaman kaosa sebebiyet veren durumları bertaraf etmek için göreve geldiğimiz günden itibaren küçük büyük her türlü sorunun üzerine gittik. Bunu yaparken popülist kaygılardan uzağız. Hoş görünme derdinde değiliz. Öncelikle problemleri çözmek ve inandığımız eğitim anlayışının yolunu açmak istiyoruz. Gündelik siyasi gerilimlerle vakit kaybedecek bir lükse sahip değiliz. Bu niyetle eğitim sistemimizi ileriye taşımak, bireyden başlayarak ideal topluma uzanan güçlü bağı kurmak için 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı’nda üç temel meseleyi merkeze aldık. Bunlar; Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin uygulanması, Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi’nin hayata geçirilmesi ve Okul-Aile İş Birliği’nin güçlendirilmesidir. Birincisi, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli; Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, bilgiyi değil, insanı merkeze alır. Madde ile manayı, akıl ile duyguyu, birey ile toplumu dengeler. Daha önce belirttiğim şekilde evlatlarımıza evrensel değerler kazandırırken onların kendi kültürlerine, tarihine ve medeniyetine bağlı bireyler olarak yetişmesine ortam ve imkân sağlar. Eğitim alanında gerçekleştirdiğimiz bu köklü dönüşümle, sadece bilgi üreten değil; aynı zamanda bu bilgiyi insanlık yararına dönüştüren Türkiye Yüzyılı nesline Allah’ın izniyle ulaşacağımıza inanıyorum. Öğretim programlarımızı, bilimsel gelişmeler ışığında, eğitim bilimlerindeki yenilikleri, insan hakları ilkelerini ve milletimizin kadim değerlerini esas alarak yeniden yapılandırıyoruz. İkincisi, Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi; Mesleki eğitimi, 28 Şubat sürecinin baskılarıyla daraltılan alanlardan kurtararak, kalkınmanın merkezinde yer alan bir başarı hikâyesine dönüştürme gayretindeyiz. Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi de bu amacımızda bizim yol haritamızı oluşturuyor. ’Herkesin bir mesleği olmalı’ anlayışıyla hazırladığımız bu belge, mesleki eğitime erişimi artırmanın ötesinde, eğitimde kaliteyi yükseltmeyi ve mezunlarımızı küresel iş gücü piyasasında rekabet edebilir bireyler olarak yetiştirmeyi hedefliyor. Bu çerçevede hayata geçirdiğimiz ’sektör içi okul’ ve ’sektöre entegre okul modelleri’ öğrencilerimize geleceğin teknolojilerine uyum sağlama imkânı sunmakla kalmıyor; aynı zamanda ülkemizin nitelikli iş gücü ihtiyacını karşılayarak kalkınmamıza güç katıyor. Üçüncüsü ise, Okul-Aile İş Birliği’nin güçlendirilmesi. Aile, bir çocuğun ilk öğretmenidir; onun hayata bakışını, öğrenme aşkını ve değerlerini şekillendiren en sağlam köktür. Bu anlayışla hayata geçirdiğimiz ’Velivizyon’ platformuyla velilerimize rehberlik ediyor, çocuklarının sosyal ve akademik gelişimlerine daha bilinçli bir şekilde katkı sunmalarını hedefliyoruz. Bunun yanında, ’Okul Randevu Sistemi’ ve ’Ebeveyn Okulu’ programlarımızla ailelerimizi eğitim süreçlerine daha etkin bir şekilde dâhil ediyor, öğretmen, veli ve devletin el ele verdiği güçlü bir eğitim ekosistemi oluşturuyoruz" dedi. “Öğretmenlerimiz hedeflediğimiz dönüşümün asıl kahramanlarıdır” Bakan Tekin, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli başta olmak üzere bu üç politikanın da başarıya ulaşmasında, en büyük güvencenin ve dayanağın, eğitim sisteminin mimarları olan öğretmenler olduğunu ifade ederek, "Onlar, hedeflediğimiz dönüşümün asıl kahramanlarıdır. Bu süreçte, öğretmenlerimizin mesleki hareket alanlarını genişletmek, sınıf ve okul şartlarına uygun şekilde karar alabilmelerini desteklemek ve ihtiyaç duydukları teknik desteği sağlamak için yol haritamız belli. Bu rotada yol alırken öğretmenlerimizin mesleki niteliklerini artırmak, çalışma koşullarını iyileştirmek ve onlara hak ettikleri itibarı kazandırmak için Öğretmenlik Meslek Kanunu hazırladık. Sayın Cumhurbaşkanımızın onayları ile geçtiğimiz ay yürürlüğe giren bu Kanun ile öğretmenlik mesleğini yasal zeminde özel bir statüye kavuşturduk. Bu kanun, öğretmenlerimizin meslekî haklarını güvence altına alırken, uzmanlık ve başöğretmenlik gibi kariyer basamaklarıyla mesleki gelişimlerini teşvik eden bir yapıyı hayata geçirdi. Ayrıca Millî Eğitim Akademisini kurarak öğretmenlerimizin mesleki gelişimini dünya standartlarında destekleyecek bir model oluşturduk. Akademi, öğretmenlerimizin görev öncesi hazırlıklarından meslek içi gelişimlerine kadar her aşamada yanlarında olacak, donanımlı ve çağın ihtiyaçlarına cevap verebilen eğitimciler yetiştirme hedefimize hizmet edecek” şeklinde konuştu. “Öğretmenlerimizin deneyimlerinin paylaşılması kıymetli” Öğretmenler Günü’nün, öğretmenlerimizin kritik rollerini ve eğitimdeki katkılarını takdir etme fırsatı sunduğunu ifade eden Bakan Tekin, “Bu kapsamda, 2024 yılı Öğretmenler Günü Kutlama Programı kapsamında Maarif Kongresini düzenleyerek öğretmenlerimizin uygulamaya ilişkin deneyimlerinin bildiri olarak paylaşılmasını son derece kıymetli buluyorum. Bizim politikalarımızı desteleyecek bir bakış açısı ile seçilmiş ’Öğretmen gözüyle’ temasıyla ’oyun ve arkadaşlığın’, ’ailenin’ ve ’sosyal sorumluluk çalışmalarının’ eğitime etkisinin ele alınması beni ziyadesiyle memnun etti. Emeği geçen öğretmenlerime, eğitim yöneticilerine, üniversitemize şükranlarımı sunuyorum. Bu etkileşimin, birlik ve beraberlik içinde hareket etmenin, elini taşın altına koymanın vatanperverlik olduğunu biliyorum" dedi. Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin, Maarif Kongresi’nin yapıldığı salonunun girişinde açılan sergiyi gezdi. Program sonrası, yarışmalarda ödül alan öğretmenlere hediyeler verildi.