POLİTİKA - 26 Kasım 2024 Salı 16:08

Bakan Tekin: "Eğitimi güncel tutmak, yeni olandan faydalanmak için köklerimiz üzerinde yol alacağız"

A
A
A
Bakan Tekin: "Eğitimi güncel tutmak, yeni olandan faydalanmak için köklerimiz üzerinde yol alacağız"

Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin, Batılılaşma serüvenimizdeki hatalı değerlendirmelerden eğitimin de nasibini aldığını söyledi. Bakan Tekin, "Eğitim sistemimizde milli bir kimliğin oluşumuna katkı sağlamayı, milli bilince sahip bireylerden oluşan bir toplum meydana getirmeyi, eğitimi toplumun her kesimine ulaştırmayı ve gençleri 21. yüzyılın gereksinimlerine uygun şekilde donatmayı hedefliyoruz” dedi.


Atatürk Üniversitesi 15 Temmuz Milli İrade Salonu’nda düzenlenen "Öğretmen Gözüyle" Temalı Maarif Kongresi’nde konuşan Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin, ülkemizin eğitim ile ilgili önemli sorunlarının ele alındığı 1. Maarif Kongresi’nin 1921’de Ankara’da gerçekleşmesinden bu yana 103 eğitim öğretim yılı geçtiğini belirterek, “Bu 103 yılda neler oldu? Nereden başladık ve nereye geldik? Süreci doğru okumak zorunda olduğumuzu düşünüyorum. Malumunuz eğitim, memleketimizin kalkınmasının anahtarı olan varoluşsal bir süreçtir. Eğitim sistemlerinin sürekli değiştiği ve araştırma imkânlarının hiç olmadığı kadar geliştiği günümüz dünyasında bizim özgün ve özgür bir bakış açısını esas alan yeni bir dil ve perspektif inşa etme gayretimiz hepinizin malumudur. Bu durumda eğitim alanı, tabiatı itibarıyla statik olamaz. Bu dinamizmi dolayısıyla da sürekli bir aksiyonu öngörür. Bilimsel, pedagojik ve teknolojik gelişmeler, yenilenen ve dönüşen toplumsal ihtiyaçlar, küresel ve yerel düzeydeki farklılaşmalar, bireysel taleplerdeki çeşitlilikler Bütün bunlar hayatın her alanında olduğu gibi, eğitim alanında da dönüşümü zorunlu kılmakta, bizi hep daha iyisini aramaya yöneltmektedir” dedi.



“Kendi kültürümüze küsüldüğü, özümüzün yok sayıldığı dönemlerden geçtik”


“Eğitimi güncel tutmak, yeni olandan faydalanmak için köklerimiz üzerinde yol alacağız” diyen Bakan Tekin, “Batılılaşma sürecinde, ergenlikte sık sık ailesine küsen bir genç gibi, kendi kültürümüze küsüldüğü, özümüzün yok sayıldığı dönemlerden geçtik. Maalesef Batılılaşma serüvenimizdeki hatalı değerlendirmelerden eğitim de nasibini aldı. Ancak şimdi, başka ülkelerin eğitim sistemlerini idealize ettiğimiz, getirip biz de uygularsak her derdimize deva bulacağımızı düşündüğümüz günleri geride bıraktık. Komşunun ilacıyla tedavi olamayacağımızı artık öğrendik. İki yüz yıllık tarihî geçmişi olan ülkelerin uygulamalarını idealize etmekten, bizim işimize yarayacağını düşünmekten imtina ediyoruz” dedi.



"Kendimize ait bir birikimiminiz var"


Binlerce yıllık tecrübeyi görmezden gelen taklitçi zihniyetin bizi bir yere götürmediğini acıyla tecrübe ettiğimizi anlatan Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin, "Dünyanın birçok kültüründen daha kadim olan bir medeniyetimiz, kendimize ait bir birikimiminiz var. Yine sadece bize ait olan dertlerimiz, kemikleşmiş sorunlarımız da var. Bunları ancak bize ait reçetelerle çözebiliriz. Komşu derdini çözecek reçeteyi bulmuş olabilir. Biz kendi dertlerimize derman olacak düşünsel ve eylemsel bir gayret içindeyiz. Eğitim, tam bu noktada yerelden evrensele uzanmak zorunda. Ayaklarımızı sağlam bir zemine basmadan, her esintiye kapılarak şekilden şekle girme tehlikesine karşı tedbir almak istiyoruz. Eğitim sistemimizde milli bir kimliğin oluşumuna katkı sağlamayı, milli bilince sahip bireylerden oluşan bir toplum meydana getirmeyi, eğitimi toplumun her kesimine ulaştırmayı ve gençleri 21. yüzyılın gereksinimlerine uygun şekilde donatmayı hedefliyoruz. Eğitim felsefemiz doğrultusunda ahlaklı, erdemli; milleti ve insanlık için iyi, doğru, faydalı ve güzel olanı yapmayı ideal edinmiş vatansever öğrenciler yetiştirmek üzere eğitim sistemimizi geliştirme gayretindeyiz” diye konuştu.



"Popülist kaygılardan uzağız"


Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin, konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Eğitim sistemimizin bütün kanallarını açık tutmak, politikalarımızın önünde engel teşkil eden, zaman zaman kaosa sebebiyet veren durumları bertaraf etmek için göreve geldiğimiz günden itibaren küçük büyük her türlü sorunun üzerine gittik. Bunu yaparken popülist kaygılardan uzağız. Hoş görünme derdinde değiliz. Öncelikle problemleri çözmek ve inandığımız eğitim anlayışının yolunu açmak istiyoruz. Gündelik siyasi gerilimlerle vakit kaybedecek bir lükse sahip değiliz. Bu niyetle eğitim sistemimizi ileriye taşımak, bireyden başlayarak ideal topluma uzanan güçlü bağı kurmak için 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı’nda üç temel meseleyi merkeze aldık. Bunlar; Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin uygulanması, Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi’nin hayata geçirilmesi ve Okul-Aile İş Birliği’nin güçlendirilmesidir. Birincisi, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli; Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, bilgiyi değil, insanı merkeze alır. Madde ile manayı, akıl ile duyguyu, birey ile toplumu dengeler. Daha önce belirttiğim şekilde evlatlarımıza evrensel değerler kazandırırken onların kendi kültürlerine, tarihine ve medeniyetine bağlı bireyler olarak yetişmesine ortam ve imkân sağlar. Eğitim alanında gerçekleştirdiğimiz bu köklü dönüşümle, sadece bilgi üreten değil; aynı zamanda bu bilgiyi insanlık yararına dönüştüren Türkiye Yüzyılı nesline Allah’ın izniyle ulaşacağımıza inanıyorum. Öğretim programlarımızı, bilimsel gelişmeler ışığında, eğitim bilimlerindeki yenilikleri, insan hakları ilkelerini ve milletimizin kadim değerlerini esas alarak yeniden yapılandırıyoruz. İkincisi, Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi; Mesleki eğitimi, 28 Şubat sürecinin baskılarıyla daraltılan alanlardan kurtararak, kalkınmanın merkezinde yer alan bir başarı hikâyesine dönüştürme gayretindeyiz. Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi de bu amacımızda bizim yol haritamızı oluşturuyor. ’Herkesin bir mesleği olmalı’ anlayışıyla hazırladığımız bu belge, mesleki eğitime erişimi artırmanın ötesinde, eğitimde kaliteyi yükseltmeyi ve mezunlarımızı küresel iş gücü piyasasında rekabet edebilir bireyler olarak yetiştirmeyi hedefliyor. Bu çerçevede hayata geçirdiğimiz ’sektör içi okul’ ve ’sektöre entegre okul modelleri’ öğrencilerimize geleceğin teknolojilerine uyum sağlama imkânı sunmakla kalmıyor; aynı zamanda ülkemizin nitelikli iş gücü ihtiyacını karşılayarak kalkınmamıza güç katıyor. Üçüncüsü ise, Okul-Aile İş Birliği’nin güçlendirilmesi. Aile, bir çocuğun ilk öğretmenidir; onun hayata bakışını, öğrenme aşkını ve değerlerini şekillendiren en sağlam köktür. Bu anlayışla hayata geçirdiğimiz ’Velivizyon’ platformuyla velilerimize rehberlik ediyor, çocuklarının sosyal ve akademik gelişimlerine daha bilinçli bir şekilde katkı sunmalarını hedefliyoruz. Bunun yanında, ’Okul Randevu Sistemi’ ve ’Ebeveyn Okulu’ programlarımızla ailelerimizi eğitim süreçlerine daha etkin bir şekilde dâhil ediyor, öğretmen, veli ve devletin el ele verdiği güçlü bir eğitim ekosistemi oluşturuyoruz" dedi.



“Öğretmenlerimiz hedeflediğimiz dönüşümün asıl kahramanlarıdır”


Bakan Tekin, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli başta olmak üzere bu üç politikanın da başarıya ulaşmasında, en büyük güvencenin ve dayanağın, eğitim sisteminin mimarları olan öğretmenler olduğunu ifade ederek, "Onlar, hedeflediğimiz dönüşümün asıl kahramanlarıdır. Bu süreçte, öğretmenlerimizin mesleki hareket alanlarını genişletmek, sınıf ve okul şartlarına uygun şekilde karar alabilmelerini desteklemek ve ihtiyaç duydukları teknik desteği sağlamak için yol haritamız belli. Bu rotada yol alırken öğretmenlerimizin mesleki niteliklerini artırmak, çalışma koşullarını iyileştirmek ve onlara hak ettikleri itibarı kazandırmak için Öğretmenlik Meslek Kanunu hazırladık. Sayın Cumhurbaşkanımızın onayları ile geçtiğimiz ay yürürlüğe giren bu Kanun ile öğretmenlik mesleğini yasal zeminde özel bir statüye kavuşturduk. Bu kanun, öğretmenlerimizin meslekî haklarını güvence altına alırken, uzmanlık ve başöğretmenlik gibi kariyer basamaklarıyla mesleki gelişimlerini teşvik eden bir yapıyı hayata geçirdi. Ayrıca Millî Eğitim Akademisini kurarak öğretmenlerimizin mesleki gelişimini dünya standartlarında destekleyecek bir model oluşturduk. Akademi, öğretmenlerimizin görev öncesi hazırlıklarından meslek içi gelişimlerine kadar her aşamada yanlarında olacak, donanımlı ve çağın ihtiyaçlarına cevap verebilen eğitimciler yetiştirme hedefimize hizmet edecek” şeklinde konuştu.



“Öğretmenlerimizin deneyimlerinin paylaşılması kıymetli”


Öğretmenler Günü’nün, öğretmenlerimizin kritik rollerini ve eğitimdeki katkılarını takdir etme fırsatı sunduğunu ifade eden Bakan Tekin, “Bu kapsamda, 2024 yılı Öğretmenler Günü Kutlama Programı kapsamında Maarif Kongresini düzenleyerek öğretmenlerimizin uygulamaya ilişkin deneyimlerinin bildiri olarak paylaşılmasını son derece kıymetli buluyorum. Bizim politikalarımızı desteleyecek bir bakış açısı ile seçilmiş ’Öğretmen gözüyle’ temasıyla ’oyun ve arkadaşlığın’, ’ailenin’ ve ’sosyal sorumluluk çalışmalarının’ eğitime etkisinin ele alınması beni ziyadesiyle memnun etti. Emeği geçen öğretmenlerime, eğitim yöneticilerine, üniversitemize şükranlarımı sunuyorum. Bu etkileşimin, birlik ve beraberlik içinde hareket etmenin, elini taşın altına koymanın vatanperverlik olduğunu biliyorum" dedi.


Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin, Maarif Kongresi’nin yapıldığı salonunun girişinde açılan sergiyi gezdi. Program sonrası, yarışmalarda ödül alan öğretmenlere hediyeler verildi.



Bakan Tekin: "Eğitimi güncel tutmak, yeni olandan faydalanmak için köklerimiz üzerinde yol alacağız"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Ortaca’nın içme suyu hatları yenileniyor Muğla Büyükşehir Belediyesi MUSKİ ekipleri Ortaca İlçesi Atatürk Mahallesi İnönü Caddesinde kullanım ömrünü tamamlayan, sık sık arılanarak su kayıplarına ve kesintilere neden olan hatları yeniliyor. Ekipler bunun yanı sıra bölgede kayıp kaçakla mücadele kapsamında hatlar üzerinde akustik dineleme yaparak su kaybı yaşanan hatların da yenileme çalışmalarını sürdürüyor. Vatandaşlara sağlıklı ve kesintisiz içme suyu sağlamak için yeni hat imalatları ve revizyon çalışmalarına devam eden Muğla Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (MUSKİ) Genel Müdürlüğü ekipleri bu kapsamda Ortaca Atatürk Mahallesinde çalışma başlattı. İnönü Caddesi üzerinde kullanım ömrünü tamamlayan ve bu nedenle sık sık arızalanarak su kaybına ve kesintilerine neden olan içme suyu hatları yenileniyor. Hatlar böylece bölgenin gelecek yıllardaki nüfus projeksiyonu hesaplanarak yeterli büyüklük ve dayanaklıktaki borular ile değiştiriliyor. Çalışmaların tamamlanmasının ardından Ortaca Belediyesi tarafından bölgede asfaltlama çalışması yapılarak alt ve üstyapısı yenilenmiş bir şekilde vatandaşların hizmetine sunulacak. Hat çalışmalarının yanı sıra Ortaca’da kayıp kaçağın azaltılması için hat tarama çalışmaları sürüyor. Akustik dinleme cihazı ile hatlarda meydana gelen arızlar tespit edilerek tamirat işlemleri yapılıyor. Son olarak 17 noktada gece saatlerinde yapılan taramalarda tespit edilen arızalar giderilerek bölgedeki hatların daha sağlıklı çalışması ve su kayıplarının önüne geçilmesi sağlanıyor. İçme suyu hatları nedeniyle kesintiler yaşadıklarını ve uzun yıllardır bu sorunun çözülmesi için beklediklerini söyleyen Mahalle sakini Murat Çimen, “Yıllardan beri beklenen bir çalışmaydı bu, Ahmet Aras başkanımı ve ekibinin gelmesi ile beraber işlerin daha hızlı olduğunu görüyoruz. En önemlisi çağrılara hızlıca dönülmesi. Atatürk Mahallesi sakini olarak da bu sokağımızın da yapılması, denetlenmesi ve yatırımların gelmesinden dolayı Ahmet Aras ve ekibine çok teşekkür ederiz” dedi. Mahalle sakini Taner Tansel Türkmen, “Büyükşehir’in çalışmalarından dolayı çok teşekkür ederiz. Yol çalışmalarından, içme suyu borularının değişmesinde bize verdiği değer nedeniyle hizmet olarak verilmesi nedeniyle başkanımız Ahmet Aras Bey’e teşekkür ederiz” dedi. Mahallelerinde içme suyu hatlarının yenilenmesi nedeniyle duyduğu memnuniyeti dile getiren Muhtar Talat Dirmilli ise “Mahallemizin sorunları biliyoruz. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Aras ve çalışan ekibine teşekkür ederiz. Su altyapısına kadar yaptıkları için ayrıca teşekkür ederiz. Bu şekilde mahallemizin sorunlarını yavaş yavaş çözmeye çalışıyoruz” dedi.
İstanbul Çin ve Brezilya’dan daha sürdürülebilir bir dünya hedefi Çin ve Brezilya’nın daha adil bir dünya ve daha sürdürülebilir bir gezegen hedefine yönelik planlarını konu alan bir makale yayımladı. 2014 yılında Çin ve Brezilya arasındaki Belo Monte Ultra Yüksek Voltaj (UHV) iletim projesine yönelik iş birliği anlaşması imzalandı. Bu proje, tropik yağmur ormanları ve nehirleri aşan 2 bin kilometreden uzun bir alanı kapsıyor. Yapılan açıklamaya göre; Brezilya’nın kuzey ve güneyini birbirine bağlayan bir "elektrik otobanı" oluşturan proje, yalnızca sanayi bölgelerine yeterli enerji sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 10’unu oluşturan 22 milyon Brezilyalının enerji sıkıntısını çare buldu. Proje, bugüne kadar 180 terawatt saat hidroelektrik enerji iletimi gerçekleştirerek 64 milyon ton standart kömür tasarrufu sağladı ve 170 milyon ton karbondioksit (CO2) emisyonun önüne geçti. Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva, yaptığı açıklamada "Çin, Brezilya’nın devam eden enerji dönüşümünde aktif rol oynuyor" dedi. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ise başkent Brazilya’da Lula ile yaptığı görüşme esnasında birbirlerinin başarısına katkıda bulunan "altın ortaklar" olarak Çin’in Brezilya’yla çalışmaya ve insanlık için ortak geleceğe sahip bir topluluk inşa etme hedefi doğrultusunda ilerlemeye hazır olduğunu dile getirdi. Yapılan açıklamada şu bilgiler yer aldı: "İki ülke daha adil bir dünya ve daha sürdürülebilir bir gezegen için ortak geleceğe sahip Çin-Brezilya topluluğu anlayışıyla aralarındaki bağları güçlendirdi ve Kuşak ve Yol Girişimi’ni Brezilya’nın kalkınma stratejileriyle uyumlu hâle getirme konusunda anlaşmaya vardı. Bu yıl, Çin ile Brezilya arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasının 50. yıl dönümü kutlanıyor. İki ülke son elli yıl boyunca ekonomik ve ticari bağlarını güçlendirerek ekonomik ve ticari iş birliğinde önemli başarılara imza attı. Diplomatik ilişkilerin 50. yıl dönümünü kutlamak amacıyla Brezilya’nın Recife şehri, kültürel ilişkilere elverişli ortamı geliştirmek amacıyla 2024 yılını "Çin Yılı" olarak belirledi. Çin ve Brezilya, hızla değişen günümüz dünyasında BM, G20 ve BRICS gibi çok taraflı çerçeveler bünyesinde küresel yönetişim ve iklim değişikliği gibi önemli konularda birbirleriyle yakın ve düzenli olarak çalışıyor. Çin ve Brezilya Mayıs ayında Ukrayna krizine yönelik siyasi çözüm konusunda altı maddelik ortak mutabakat yayımladı ve uluslararası toplumdan pozitif tepki aldı. İki ülke aynı zamanda bu siyasi krizle ilgili olarak barışı destekleyen daha fazla ses toplamak amacıyla diğer Küresel Güney ülkeleriyle birlikte "Friends for Peace" (Barış için Dostluk) grubunu kurdu."
İstanbul Bakırköy Belediyesi Kadına yönelik şiddete karşı konferans düzenledi Bakırköy Belediyesi, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde bir konferans düzenledi. Kadına yönelik şiddetin uzmanlarca hukuki ve sosyal boyutta ele alındığı konferansa katılan Bakırköy Belediye Başkanı Doç. Dr. Ayşegül Ovalıoğlu, “Kadınların omuzlarındaki yükleri hafifletebilmek için elimizden ne geliyorsa yapacağız” dedi. Kadınlara hak ettikleri eşit bir yaşamı sunabilmek için çalışmalarına devam eden Bakırköy Belediyesi, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde bilinçlendirici bir konferans düzenledi. Bakırköy Belediye Başkan Yardımcısı Nurcan Alan’ın moderatörlüğünü yaptığı konferansta, ülkenin kanayan yarası olan kadına yönelik şiddet, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı Gönüllüsü, Eşik Üyesi Av. Selin Nakıpoğlu ve Türk Psikologlar Derneği Genel Sekreteri Dr. Öğr. Üyesi Duygu Buğa tarafından ele alındı. Bakırköy Belediyesi Konferans Salonu’nda düzenlenen program kapsamında kadına yönelik şiddet hukuki ve sosyal boyutlarda değerlendirildi. Konferansta vatandaşlar akıllarındaki soruları da sorma fırsatı buldu. Programa katılan Bakırköy Belediye Başkanı Doç. Dr. Ayşegül Ovalıoğlu, katılımcılara katkılarından dolayı teşekkür ederek kadına yönelik şiddetin önüne geçebilmek için her türlü çalışmayı yapacaklarını belirtti. “Her kesimin eşit olduğu, demokratik işleyişin düzgün ilerlediği bir gelecek hayal ediyorum” Programda konuşan Bakırköy Belediye Başkanı Doç. Dr. Ayşegül Ovalıoğlu, adaletin sağlanması ile eşit bir geleceğe adım atılabileceğine vurgu yaparak, “Ülke olarak en büyük mücadeleyi adalet ve ekonomi konusunda veriyoruz. Adaletin sağlanması konusunda şüpheler var. Adaleti sağlamak kişilerin kendisine bırakılmamalı. Bu noktada da biz her zaman elimizden geleni yapmak zorundayız. Yasalar, müdahil olduğunda korumak zorunda. Örneğin, gidip şikayette bulunuyorum ama o okları kendi üzerime çekeceğim konusunda da endişelerim var. Sokakta yürürken de birisi bize saldırdığında kimse ‘Başıma bir şey gelir’ diye müdahil olmak istemiyor. Sadece aile içi şiddete değil, toplumsal olarak buna nasıl karşı çıkacağız? Zihinlerdeki şiddeti nasıl durduracağız? Umut ediyorum ki, bunları konuştuğumuz bir gündemimiz olmasın artık. Artık eşitliğimize dair konuşalım. Her kesimin eşit olduğu, demokratik işleyişin düzgün ilerlediği bir gelecek hayal ediyorum” dedi. “Kreşleri kapatmayacağız, açmaya devam edeceğiz" Kreşlerin kapatılmasıyla ilgili tartışmalara da değinen Başkan Ovalıoğlu, “Siyaset doğru kullanıldığında ve doğru kişiler tarafından uygulandığında insanın hayatını kolaylaştıran bir şeydir. O yüzden bu meseleye evrensel olarak bakıyorum. Kadınların hayatını, üzerindeki yükleri rahatlatmak için yerel yönetimler olarak biz neler yapabiliriz? diye düşünerek kadınlara her alanda elimizden gelen desteği verebilmeliyiz. Vermeliyiz ki, kadınlar da gönül rahatlığıyla işini yapsın, ekonomik özgürlüğünü sağlasın. Yani bir yerde kadının ‘susması’ için bir sebep olmasın. Belediyeler olarak kreş mi yapmamız lazım? Daha da çok yapacağız. Bugün bize de kreşleri kapatmamız konusunda yazı geldi. Kapatmıyoruz. Kapatmamaya, hep birlikte kreş açmaya devam edeceğiz. Çünkü bizim amacımız herkese eşit bir hizmet sunabilmek. Amacımız sadece ekonomik durumu uygun olana anaokulu hizmeti sunmak değil aynı zamanda o ekonomik güce sahip olmayana da eşit, nitelikli ve mükemmel hizmeti sunabilmek. Açtığımız kreşlerle, sunduğumuz hizmetlerle kadının yükünü hafifletelim ki kadın da nefes alabilsin. Kim ne derse desin, evin direği kadın ve biz onun omuzlarındaki yükleri hafifletmek için sosyal hizmetlere daha da ağırlık vererek elimizden ne geliyorsa yapacağız” ifadelerini kullandı. “Yalnız değilsiniz, birlikte güçlüyüz” Kadınlara, yalnız olmadıklarını hatırlatarak birlik ve beraberlik çağrısı yapan Başkan Ovalıoğlu şunları söyledi: “Yasalar konusunda, İstanbul Sözleşmesi konusunda, kadına yönelik şiddete karşı çıkmak konusunda toplum olarak mücadele etmeliyiz. Hep kadını konuşuyoruz ama erkeğin bu zihniyette olarak yanımızda durması şart. Anneler olarak o erkekleri de biz yetiştiriyoruz ama eğitimler de çok önemli. Hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin hazırladığı müfredata hem de kendi rehberimize uygun şekilde belediyemiz bünyesindeki kurum içi eğitimleri tamamlayacağız. Bu konuları sadece böyle günlerde konuşmamalı, güncel tutmalıyız. Mesele, yalnız değilsiniz! Hep beraber, birlikte güçlüyüz. Devletler, hükümetler halkının yanındadır. Halkın rahatı için, refahı için onlar gönüllü olarak buraya gelmişlerdir. Biz seçmişizdir, siz seçmişsinizdir. O zaman bizim faydamıza, yararımıza işler yapmakla yükümlüdür. ‘Sence, bence’ olmaz, orada siyaset kalkar. Orada devreye her konuda halkın refahı, güvenliği ve huzuru girer.”
Balıkesir Balıkesir’de zeytini kuraklıktan sonra lodos vurdu Türkiye’nin önemli zeytin üretim merkezlerinden Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde, zeytini kuraklıktan sonra bu defada lodos vurdu. Kuraklıktan zeytinler büyüyemezken, son günlerde düşen yağmurla birlikte gelen lodos da zeytinin dibe düşmesine neden olurken, hasat maliyetlerini artırdı. Burhaniye yöresinde Mayıs ayından beri yağmur düşmemesi nedeniyle zeytinler büyüyemedi. Zeytin hasadına başlanırken, beklenen yağmurda lodosla birlikte geldi. Aşırı lodos yüzünden zeytinin dibe düşmesi, hasat maliyetlerini artırırken, yemeklik yağ rekoltesinin de düşmesine neden oldu. Zeytinyağı fiyatlarının geçen yıla göre büyük oranda düşmesi de üreticileri üzdü. Zeytin hasadı yaptığını anlatan Ferit Doğan ,” Lodosla birlikte zeytinler döküldü. Dökülünce işçilik maliyetleri de arttı. Kadın yevmiyeleri. 800-900 lira, erkek yevmiyeleri ise bin 200-bin 500 lira. Maliyetler daha da arttı. Zeytinyağı fiyatları da tam belli olmadı. Bekliyoruz Tariş’in fiyat açıklamasını. Bu sene zeytin manasında işler çok iyi gitmiyor” dedi. Yaşar Özdemir de, “Bu sene zeytincinin işi zor. Lodos esti zeytinler yere döküldü. Zaten yevmiyeler pahalı. Yani insanlar ne yapsın ki. Yağın fiyatları düşük. Zeytinler küçük. Üstüne yağmurda yağmayınca bir türlü zeytincilik de iş olmuyor. Maliyetler çok yüksek. Eğer kendi işimiz olmasa zaten kesinlikle zarar ederiz. Allah yardımcımız olsun. Ne diyelim” diye konuştu. Ziraat mühendisi Mustafa Erümit ise,” Beklenen yağışlar olmadığı için rekoltede istediğini alamayan çiftçiyi bu sefer lodos vurdu. Yağışlarla birlikte gelen lodos ağacın üstünde olan zeytinleri de döktü. Maalesef, bu da toplama maliyetlerine ve ürünün kalitesine çok büyük etkiler yaptı. Bundan sonra çiftçimizin Allah, yardımcısı olsun. Maliyetler iyice artıyor. Önümüzdeki günlerde neler olacağını hep beraber göreceğiz” dedi.