GÜNDEM - 26 Ekim 2024 Cumartesi 13:39

Büyükakın, doğalgaz patlamasından etkilenen vatandaşlarla bir araya geldi

A
A
A
Büyükakın, doğalgaz patlamasından etkilenen vatandaşlarla bir araya geldi

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Gebze’de meydana gelen doğalgaz patlamasından etkilenen ailelerle bir araya geldi.


Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Gebze’de meydana gelen doğalgaz patlaması neticesinde hayatını kaybeden Günay Ergen’in yakınlarını ziyaret ederek taziye dileklerini iletti. AK Parti Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Saadettin Hülagü, Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz, AK Parti Gebze İlçe Başkanı Recep Kaya, Darıca Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık ve AK Parti Darıca İlçe Başkanı Köksal Şakar’ın da yer aldığı ziyarette aile üyeleriyle görüşen Başkan Büyükakın, yaşanan olaydan duyduğu üzüntüyü dile getirerek, Ergen ailesine başsağlığı diledi. Ergen ailesi ziyaretinin ardından aynı olayda yaralanan vatandaşları da tedavi gördükleri Darıca Farabi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ziyaret eden Başkan Büyükakın, ailelerle sohbet etti. Olayda yaralananlara geçmiş olsun dileklerini ileten Başkan Büyükakın, ilk andan itibaren ailelerin yanında olarak yaraların sarılması için tüm desteğin sağlandığını ifade etti.


Ziyaretlerin ardından sosyal medya hesabından bir paylaşım yapan Başkan Büyükakın, "Gebze’de meydana gelen doğalgaz patlamasında hayatını kaybeden değerli büyüğümüz Günay Ergen amcamızın ailesine taziyede bulunduk. Hastanede tedavi gören yavrularımızı ziyaret ettik. Evleri zarar gören ailelerimizi belediyemizin tesislerinde misafir ediyoruz. Belediye olarak, ailelerimizin mağdur olmaması ve yaralarının sarılması için elimizden gelen tüm desteği sağlıyoruz. Büyük geçmiş olsun" dedi.



Büyükakın, doğalgaz patlamasından etkilenen vatandaşlarla bir araya geldi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara MHP Lideri Bahçeli: “Şehitlerimizin kemiklerini sızlatacak hiçbir yanlışın içine girmedik, girmeyi aklımızın ucuna dahi getirmedik” Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Şehitlerimizin kemiklerini sızlatacak hiçbir yanlışın içine girmedik, girmeyi aklımızın ucuna dahi getirmedik” dedi. MHP, “Vefatının Yüzüncü Yılında Ziya Gökalp” başlıklı sempozyum programı düzenledi. Parti genel merkezinde gerçekleşen programa MHP Lideri Devlet Bahçeli, başkanlık divanı ve parti üyeleri katıldı. Sempozyumda konuşan Bahçeli, “Merhum Ziya Gökalp’i doğru tanımak; hayatını, eserlerini, ilmini ve fikri mirasını detaylarıyla bilmek özellikle Türk milliyetçilerinin, vatan ve millet sevgisiyle dolup taşan milli yüreklerin, kanaatimce temel önceliği olmalıdır. Hasreti çekilen, dokunaklı sözleriyle kalplere nüfuz eden, dinledikçe emsalsiz duygular eşliğinde ilk günkü heyecanı veren ölümsüz bir eserin icracısı ve ihyacısı mevkiindeki bir sanatlar neyse, Merhum Gökalp tıpkısının aynısıdır. O, hakikatli bir münevver, hokkayla mürekkebi beyaz sayfalarda buluşturup fikir kalıbına döken mütehassıs bir mürşit ve mütefekkirdir. Aynı zamanda Türk tarihinin haysiyetli çağrısı, Türk milletinin hürriyet saçan çehresidir” ifadelerini kullandı. Ziya Gökalp’in Türkiye’de sosyolojinin kurucusu, halk biliminin öncülerinden, kültür ve medeniyet tarihinin de kilit ismi olduğunu ifade eden Bahçeli, “Gökalp Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin fikri ve teorik istikametini sıfır hatayla tayin etmesiyle milli gönüllerde taht kurmuştur. Milli kültür tarifi ve medeniyet tasviriyle Türk düşünce hayatına damga vurmuş, mümkün ve muhtemel kimlik buhranlarına fikir kanatlarını açarak ta o yıllardan engel olmaya çalışmıştır. Nitekim bu mihverdeki çalışmaları ve hayranlık uyandıran çalışkanlığı onu bir adım öne taşımış ve gıptayla takip edilen Türk filozofu yapmıştır. Onun Türklüğe bakışı laboratuvar ya da biyolojik menşeli olmamıştır. Irkı yalnızca atlarda arayan, ırkçılığı elinin tersiyle itip ademe mahkum eden milli birlik ve kardeşlik dirayetiyle millet şuuruna sahip çıkmış, destek vermiş, sonuna kadar bu kararlı çizgide mahfuz kalmıştır” dedi. "Millet, dil bakımından müşterek olan, yani aynı terbiyeyi almış fertlerden mürekkep kültürel bir zümredir" Ziya Gökalp’in 25 Aralık 1922 tarihinde Küçük Mecmua’da yayımlanan bir makalesindeki yazısı hakkında konuşan Bahçeli, “Gökalp milletin ne olduğunu anlamak için, öncelikle ne olmadığının tetkik edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Ona öre, ilk olarak millet coğrafi bir zümre değildir. İkinci olarak, ırk ve kavmiyet değildir. Üçüncü olarak, bir imparatorluk dahilinde müşterek bir siyasi hayat yaşayanların mecmuu değildir. Dördüncü olarak, bir şahsın kendisini, keyfine ve çıkarına uyarak mensup gördüğü bir cemiyet de değildir. Milletin teşekkül ve tekamülünde, diğer mühim unsurların yanı sıra eğitim, kültür ve duygudaşlığı işaret eden odur. Merhum Gökalp’in akıl ve ahlak imbiğinde damıtılan millet tanımı aynısıyla şudur; ’Dil bakımından müşterek olan, yani aynı terbiyeyi almış fertlerden mürekkep kültürel bir zümredir.’ İnsani şahsiyetimizin bedenimizde değil, ruhumuzda olduğunu söyleyen odur. Maddi meziyetlerimizin soyumuzdan, manevi meziyetlerimizin de terbiyesini aldığımız cemiyetten geldiğini vurgulayan gene odur” şeklinde konuştu. Hapishane köşeleri, sürgün yılları, haksız eleştiriler, maksatlı saldırılar, asılsız suçlamalar, hatta iftira boyutundaki sataşmaların Gökalp’i davasından ve millete sevdasından vazgeçiremediğini dile getiren Bahçeli, “O bir devrin dimağı, aklı, siyasi ve fikri ahlak kutbudur. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilham ve iradesinin arka planındaki Türk aklı ve Türk düşünce kahramanıdır. Dilinden düşürmediği mefkûresi tükenmez coşkuların, bitmez ümitlerin kurumayan kaynağı ve suyu kesilmeyen şadırvanıdır. Türk milletinin vicdanını, dayanışmasını, estetik zevkini, tarihsel ilkelerini, dilini töresini, kutlu mazisini, kültürel müktesebatını, medeniyet ve millet kavramlarını sosyoloji disipliniyle analiz etmiş, muazzam bir fikri külliyatı kısa hayatına sığdırmıştır. Tarihten ders ve ibret almasını bilmiştir” değerlendirmesinde bulundu. “Şehitlerimizin kemiklerini sızlatacak hiçbir yanlışın içine girmedik, girmeyi aklımızın ucuna dahi getirmedik” Türkiye Cumhuriyeti’nin 101’inci yıl dönümünde, her türlü tehdidi, her neviden tehlikeyi, dalga boyu yükselen melanet ve cinayet planları milli dayanışma ruhuyla ve manevi direnç atılımıyla berhava etmekten başka ikinci bir seçenek tanımayacaklarının altını çizen Bahçeli, “Biz dersimizi tarihten satır satır aldık. Fikrimizin gücünü ve görkemini Ziya Gökalp’ten aldık. Azmimizi ve cesaretimizi ecdadımızda, Milli Mücadele kahramanlarından edindik. Aziz şehitlerimizin kemiklerini sızlatacak hiçbir yanlışın içine girmedik, girmeyi aklımızın ucuna dahi getirmedik. Hep söyledim, yine söylüyorum: Türk’üz, Türkçüyüz, kaynağını Türk-İslam ülküsünde bulmuş Türk milliyetçileriyiz” dedi. “İran’ın vurulması tırmanan gerilim hatlarını kontrol edecek eylemsel simülasyondur” İsrail’in dün geceki İran’a saldırısına ilişkin Bahçeli, “Gece saatlerinde İsrail’in misilleme bahanesiyle, İran’ın Tahran, Huzistan ve İlam eyaletlerine düzenlediği hava saldırısı yalnızca taktik, stratejik ve nokta hedefli bir operasyondur. Bunun yanı sıra Orta Doğu’daki muhtemel kanlı ve kesif boğuşmanın test safhası, deneme tahtasıdır. İran’ın vurulması, bölgesel refleksleri, doğacak irili ufaklı tepkileri, tırmanan gerilim hatlarını kontrol edecek eylemsel simülasyondur. Adım adım vatanımıza ulaşacak ve musallat olacak Davut Koridoru’nu aktif etmek için fırsat kollayanların ABD destekli İran saldırısı ara bir istasyondur. İran’a yapılan saldırıyı kınıyorum” şeklinde konuştu. “Gazze’yi yurdumuza taşımak istiyorlar” İsrail’in Anadolu’yu çevrelemek maksadıyla küresel cinayet ve rezalet mekanizmasında toplaşan diğer Türkiye düşmanlarını yedeğine alarak Türkiye’ye gelmeyi planladığını söyleyen Bahçeli, “Gazze’yi yurdumuza taşımak istiyorlar. Bunun için istihbarat tezgahlarına, kapalı devre oyunlara ve işbirlikçi tahriklerine müracaat ediyorlar. Lütfen uyanık olalım, birbirimizden kopmamız projelendiriliyor. Birbirimize yüz çevirmemiz, surat asmamız, el uzatmak yerine yumruk sıkmamız dayatılıyor.23 Ekim 2024 Çarşamba günü, Kahramankazan’daki TUSAŞ tesislerine yapılan terör saldırısı PKK/YPG/PYD’nin kimlerin maşası olduğunu açıklıkla gözler önüne sermiştir. PKK, Türk’ün de, Kürt’ün de, hatta yaşayan her canlının da düşmanıdır. Bölücü terör örgütü PKK’nın efendileri, Sayın Cumhurbaşkanımızın BRİCS toplantısına katıldığı gün, bizim de Salı günkü tarihi çıkışımızın hemen ardından Türkiye’ye terör baronlarının talimatıyla kanlı mesaj vermişlerdir. Bu kanlı mesaj ayaklarımızın altında çiğnenmiştir. Suriye’den sızan hainler imha edilmişler, şehitlerimizin acısıyla sızlayan gönüller teröre karşı tek ses olmuşlardır. Teröristler ile onları üzerimize salan muhasım unsurlar sonuç alamayacaklar, Türkiye’yi geçemeyecekler, yolumuzdan ve mücadele kararlılığımızdan geri çeviremeyeceklerdir” ifadelerini kullandı. “Türk siyasetinde gerçek halkçı Milliyetçi Hareket Partisi’dir” Konuşmasının Ziya Gökalp’in saf ve duru halkçılığını benimsediklerinin altını çizen, “CHP’nin halkçılığını da seçkinci, zümreci, halka rağmen halk adına siyaset yapan dayatmacı bir anlayış olarak görüyor, böyle olduğunu nesnel ve tarihsel verilere dayanarak iddia ediyoruz. Çünkü Gökalp’e göre, Türkçülük ve halkçılık, toplumsal tabakalaşmaya, sınıf farklılığına kapalı bir düşünce sistemidir. Ona düşüncesine göre; ulus-devlet veya milli devlet, mesleki örgütlenmenin egemenliği üzerine kurulu bir halkçılığa dayanmaktadır. Türk siyasetinde gerçek halkçı Milliyetçi Hareket Partisi’dir. Türk milliyetçisi kesinlikle ve aynı zamanda halkçı, halkın sesi ve tercümanıdır” dedi.
İstanbul Beylikdüzü’nde sınavsız üniversite vurgunu: İran uyruklu öğrencileri yaklaşık 700 bin dolar dolandırdılar Türkiye’de üniversitelerdeki tıp bölümüne sınavsız yerleştirme ve yatay geçiş yapılacağı vaadi ile İran’dan getirdikleri öğrencileri yaklaşık 700 bin dolar dolandıran 9 şüpheli yakalandı. Beylikdüzü’nde kurdukları danışmanlık şirketini bir yurda çeviren ve dolandıracakları kişileri burada ağırlayan şüphelilerden 7’si tutuklanarak cezaevine gönderildi. İstanbul’da İran uyruklu bazı kişiler, Türkiye’de üniversiteye kaydolacakları vaadiyle dolandırıldıkları ihbarında bulundu. İhbar üzerine polis ekipleri tarafından çalışma başlatıldı. Dolandırıcılık Büro Amirliği tarafından olayla ilgili yapılan çalışmalarda, şüphelilerin Türkiye’de bulunan önemli üniversitelerin tıp bölümlerine sınavsız yerleştirileceği ya da yatay geçiş yaptırabileceği vaadiyle kandırıldıkları belirlendi. Şüpheliler, İran’da zengin ailelerle irtibata geçtikten sonra öğrenci ve ailelerini Türkiye’ye getirirken, yurt haline getirdikleri evlerde ağırladıkları tespit edildi. Büyükçekmece, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından alınan izinle 3 ay süren teknik ve fiziki takibin ardından şüphelilerin 13’ünün İranlı, 2’sinin Türk olduğu belirlendi. Yaklaşık 700 bin dolar vurgun yapan 15 şüphelinin yakalanması için Ankara ve İstanbul’da eşzamanlı operasyon düzenledi. Türkiye’de bulunan 9 şüpheli gerçekleştirilen operasyonlarda yakalanarak gözaltına alınırken, 6 şüphelinin ise yurtdışında olduğu belirlendi. Yakalanan şüpheliler emniyetteki tamamlanan işlemlerin ardından adli makamlara sevk edildi. Şüphelilerden 2’si sevk edildikleri adli makamlarca adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, 7 şüpheli tutuklanarak cezaevine gönderildi.
İstanbul Tesis Yönetim Hizmetleri Mevzuat Çalıştayı düzenlendi Tesis Yönetim Hizmetleri Mevzuat Çalıştayı gerçekleşti. Tesis Yönetim Hizmetleri Mevzuat Çalıştayı 23 Ekim tarihinde Ankara’da düzenlendi. Çalıştay Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Bakan Yardımcısı Hasan Suver ve Mesleki Hizmetler Genel Müdürü Banu Aslan’ın yanı sıra kamu kurum kuruluşları, dernekler, sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerin katılımları ile gerçekleşti. Tesis Yönetim Hizmetleri Mevzuat Çalıştayı hakkında değerlendirmelerde bulunan Altın Emlak Global Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı “Daha önce bakanlığımız bünyesinde Konut Politikaları ve Tesis Yönetimi Hizmetleri Şube Müdürlüğü kurulmuştu. Yapılan bu çalıştay ile de tesis yönetimi sektöründeki standartlar, lisanslama ve denetim gereklilikleri ele alındı. Çalıştayda ayrıca sektörün kurumsallaşması, dijitalleşme, profesyonel eğitim ve sorumluluk alanlarının tanımlanması konuları da değerlendirildi. Tesis yönetim şirketlerinin sorumlulukları, çalışan yeterlilikleri ve sektörde sürdürülebilir bir gelişimin sağlanması için alınacak tedbirlerin değerlendirildiği çalıştay, tesis yönetimi sektörünün kurumsallaşması yönünde önemli bir başlangıç oldu” dedi. "Tesis yönetim hizmetlerinde kaliteyi yükseltmeliyiz" Tesis Yöneticileri Federasyonu (TEYFED) Başkanı Yahya Sağır da yaptığı değerlendirmede “Çalıştaya mevzuat komite üyelerimiz ile katılım sağladık. Özellikle tesis yönetimi şirketlerinin şeffaf, hesap verebilir ve Bakanlık yetkilendirmesi ile denetlenebilir hale getirilmesi gerektiği vurguladık. Mesleki yeterliliklerin sektörümüz için önemi, dijitalleşmenin gerekliliği, çalışanların düzenli mesleki eğitimlerle desteklenmesi gibi hususların sektörde kalitenin artırılması için önemli şartlar olduğunu paylaştık. Çalıştay kapsamında ayrıca, ceza ve yaptırım mekanizmalarının etkinliğinin artırılması gerektiği, mevcut yaptırımların caydırıcı olmaktan uzak olduğunu ifade ettik. Tesis yönetim hizmetlerinde kaliteyi artırmak için düzenleyici çerçevenin sıkılaştırılması gerektiği vurgulayarak çalıştaya özel raporumuzu sunduk” dedi. "Mevzuat güncellenmeli, yasal zemin sağlanmalı" Profesyonel Tesis Yöneticileri Derneği Başkanı Ozan Özen ise “Dernek olarak çalıştaya önemli katkılar sunduk. Çalıştayda, tesis yönetimi alanında lisanslama, denetim süreçleri ve profesyonellik kriterlerinin artırılması konuları detaylı olarak ele alındı. Bizler de, tesis yönetim şirketlerinin yeterlilik, sınıflandırma ve sorumluluk alanlarının netleştirilmesi, çalışan eğitimlerinin iyileştirilmesi ve mevzuatın güncellenmesi gerekliliği üzerine değerlendirmelerde bulunduk. Özellikle, tesis yönetim şirketlerinin yasal zeminde sınıflandırılması, bağımsız denetimlerin güçlendirilmesi ve sertifikasyon süreçlerinin geliştirilmesi gibi sektörü ileri taşıyacak başlıklarda önemli adımlar da değerlendirildi” dedi. Yapılan açıklamaya göre; tesis yöneticilerinin sahip olması gereken bilgi, beceri ve yetkinlikleri tanımlamak, mesleki yeterliliklerini geçerli ve güvenilir bir belge ile kanıtlamalarına imkân sağlamak, sınav ve belgelendirme kuruluşlarına kaynak ve referans oluşturmak ve adaylara mesleğe ilişkin rehberlik sağlamak amacıyla 18UY0354-6 kodu ile hazırlanmış olan Tesis Yöneticisi Mesleki Yeterlilik belgesi bulunuyor. Çalıştay tesis yönetim şirketlerinin ve bu alanlarda görev alan yöneticilerin hukuki, mali ve teknik mevzuat açısından standartlaştırılmasını sağlamayı hedefliyor. Bu konuda kamunun düzenleyici, denetleyici ve yol gösterici konumunun geliştirilmesi, konu hakkında da mevzuat çalışmalarına altlık oluşturması planlanıyor.
Samsun Muş: “Birinci gündemimiz Samsun-Ankara hızlı tren projesi" Ankara hızlı tren projesi" dedi. Samsun Milletvekili Mehmet Muş, Samsun’a yapılacak yatırımları ve gündemi değerlendirdi. Samsun Büyükşehir Belediyesi Ömer Halisdemir Çok Amaçlı Salon’da düzenlenen toplantıda açıklamada bulunan Muş, merak edilen konular hakkındaki soruları da cevapladı. “1,6 milyar dolar ihracatımızı, Türkiye ihracatının yüzde 2’sine çıkartmamız lazım” İhracat payının artması için sanayi alanlarını genişlettiklerini ve yeni OSB’ler kurduklarını ifade eden Milletvekili Mehmet Muş, “Turizm, sanayi, tarım alanlarında bitirmek istediğimiz projeler var. Samsun’u bu alanlarda daha da ileri taşımak istiyoruz. Başlayan ve devam edenlerin yanı sıra başlayacak projeler var. 2028’e kadar ne hedeflediysek hayata geçirmiş olacağız. Tekkeköy Merkez OSB 4 milyon metrekareye çıktı. Kavak OSB 10 milyon metrekareye çıktı. Bizim şehrin ihracatını arttırmamız lazım. 1,6 milyar dolar ihracatımız var. Bunu Türkiye ihracatından yüzde 1, sonra da yüzde 2’ye çıkartmak gerekiyor. Bunun için de büyük ölçekli sanayi yatırımlarına ihtiyaç var. Büyük sanayiler için de yer ve altyapı lazım. Bizim elimiz bu anlamla bir yerlere geldi ve epey bir yerimiz var. Bu anlamda tahsislerine başladık. Kısa bir zaman içerisinde Havza OSB’nin de planları bitmiş olacak. Yakakent’te bir ihtisas OSB var, Vezirköprü’deki tamamlandı. Bazı OSB’lerde genişlemeler olacak. Bunların şehrimize üretim olarak katkısı var” dedi. "En hızlı biten hastanelerden birisi olacak" Yapımı devam eden, duran ve yapılması düşünülen sağlık yatırımlarındaki son durumdan bahseden Mehmet Muş, “Samsun Şehir Hastanesi, Aralık ayı itibariyle tamamlanacak. Temizlik, yatakların gelmesi, cihazların taşınması bir süreç alıyor. İnşallah 2025 Nisan ayında belki Mayıs’ta hizmet vermeye başlayacak. En hızlı biten hastanelerden birisi olacak. Hizmete de girmiş olacak. Atakum Devlet Hastanesi’nin de ihalesi yapıldı. İtiraz geldi, bakanlık itirazı reddetti. Onun sonucunu bekliyoruz, tekrar itiraz olacak mı diye. İhale kesinleşince de sözleşme yapılıp, yapım ihalesine başlamak istiyoruz. Başladıktan 2 yıl içerisinde de bitirmek gibi hedefimiz var. Atakum Devlet Hastanesi’ne ihtiyaç vardı, o bölge hızlı büyüyor. Yakakent-Alaçam Hastanesi’nde temel atıldı ve ilerliyor. Orayı daha hızlı bitireceğiz. Tekkeköy Devlet Hastanesi ikmale gitti. Mevcut yüklenicinin sözleşmesi feshedildi. İkmal ihalesine gitti. Oradaki kalan metraj hesaplanıyor. Onlar da bittikten sonra hızlıca ihale yapıp, önümüzdeki yıl orayı bitirmek istiyoruz. Bunlar bittiği zaman Samsun yatak kapasitesi olarak ihtiyacını karşılamış oluyor. İlerleyen zamanlarda bir planlama belki mevcut hastanelerin yenilenmesi ile alakalı olabilir. Onun haricinde Samsun’un çok büyük bir ihtiyacı kalmayacak. Yine Şehir Hastanesi ve Eğitim Araştırma Hastanesi’ne raylı sistem gelecek. Projelendirme yapılıyor. Projesi bittikten sonra ihale yapılıp, başlanacak. İlkadım içerisinden geçip bir kolu Eğitim Araştırma, bir kolu da Şehir Hastanesi’ne gitmiş olacak. Ayrıca gelecek araçlarla raylı sistem mevcut kapasitesi de arttırılmış olacak” diye konuştu. Adliye yatırımlarındaki son durum İl genelindeki adli yatırımlardan da söz eden Mehmet Muş, “Aralık ayında Adli Tıp Bölge Başkanlığı tamamlanacak. Samsun haricinde civar illerin de buraya bağlanacağı bir bölge olacak. Şu an mevcut bir yerde hizmet veriyoruz. Aralık’ta teslim alınca o binaya taşınacağız. Bölge İstinaf Mahkemesi’nin de projesi bitti. Onu da Atakum’a yapmayı düşünüyoruz. İstinaf ve eski adliyede bulunan birimlerin hepsi Atakum’daki yeni yere gidecek. O alanı açıp tarihi adliye binasını da tekrar temizleyip, restore edip belki valilik belki başka bir şey olarak kullanıma açacağız. Yeşilkent Kavşağı’nı Aralık başında açacağız. O kavşak kesintisiz olarak çalışmış olacak. Kışın büyük zorluk oluyordu. Şimdi daha büyük bir alana yayılmış olacak. O da bizi ciddi anlamda rahatlatacak” şeklinde konuştu. Çinli otomotiv firmasının ve BAYKAR’ın yatırım söylentileri hakkında da bilgi veren Muş, “Bazı işler netleşince konuşmak daha iyi olur. Çalışmalar devam ediyor. İş bittikten sonra detaylar verilebilir. Hükümet, bakanlık ve bizlerin gayreti var. Yakın takip ediyoruz. Yapılacak olan ne varsa biz bu taraftan yapıyoruz. Burada biraz bekleyeceğiz. Bazı işleri bitmeden konuşmak çok iyi değildir. Samsun ve Havza OSB’ye ilgi var. Bazı büyük firmalar ilgileniyorlar. Yerle alakalı ön tahsislerle alakalı görüşüldü. 1-2 ay sabra ihtiyacımız var. Samsun’daki firmalara da diğer şirketlerin ilgileri var. İlginin olması normal bir durum” ifadelerini kullandı. “Birinci gündemimiz Samsun-Ankara hızlı tren projesi" Enerjilerinin büyük çoğunu Samsun-Ankara hızlı tren hattı ve Atakum Çevre Yolu’na verdiklerine dikkat çeken Muş, “Şu anda Ankara-Samsun arasında bir otoyolumuz var. Ana gündemimiz, bütün odağımız tren, raylı sistem yani hızlı trenin yapılması. Öncelikli gündemimiz bu. Trafik ihtiyacı, yoğunluk artar, ihtiyaç hasıl olur Ankara-Samsun otobanı projelendirilebilir. Trabzon-Samsun arasında da Karadeniz Sahil Yolu var. Şu anda da işliyor. Onun haricinde ilave bir yol, çalışma gündemde yok. Böyle çok enerjimizi verdiğimiz bir yer değil. Enerjimizi daha çok saydığımız projelere vermek istiyoruz. Bizim için en kritik Samsun-Çorum-Ankara üzerinden Mersin Limanı’na inmek. Bizim için en önemli iş bu. Çünkü bu hem sanayiyi bu tarafa getirecek ve ulaşım anlamında bize çok ciddi kolaylık sağlayacak. Lojistik anlamında, yolcu taşımacılığının ötesinde bir şey bu. Birinci gündemimiz şu anda bu ve hayata geçirmek istiyoruz. Önümüzdeki yıl Batı Çevre Yolu ile bu bahsettiğimiz projenin ihalesini yaptırmak gibi bir hedefimiz var” açıklamasında bulundu. “Sahillerin tamamını koruma altına alacağız, kaçak yapılaşmaya müsaade etmeyeceğiz” İklim değişikliğine bağlı olarak yaz turizminin de gündeme alındığına değinen Muş ayrıca şunları söyledi: “Karadeniz’deki en büyük iki temel problemimiz var. Birisi burada sezon kısa, fakat bu küresel ısınmadan dolayı süre uzuyor şu anda. Dolayısıyla bizim sahillere sahip çıkmamız lazım. Çarpık yapılaşma, plansız yapılaşma hiçbirine müsaade etmeyeceğiz. Bütün sahilleri koruyacağız. İkincisi bizim burada en büyük zorlayan şeylerden bir tanesi Karadeniz daha dalgalı olduğu için denize girme her zaman mümkün olmuyor, rahat olmuyor. Dolayısıyla deniz turizminin gelişmesinin önünde iki faktör var. Ancak mevsimlerden dolayı burada sezon uzayacak gibi duruyor. Dolayısıyla biz şimdi Büyükşehir belediyemizde 1/100 bin ölçekli çevre düzeni planıyla beraber bu sahillerin tamamını koruma altına alacağız. Burada kaçak yapılaşmaya binaen hiçbirine müsaade etmeyeceğiz. Çünkü bu olursa o zaman koruyamayız orayı. Bütün bu insanların hakkı gasp edilmiş olur. Yani bu kayıt dışı, kanunsuz, nizamsız işin hiçbirini müsaade etmek istemiyoruz. Nerede bir hukuksuzluk varsa üzerine gideceğiz. Niye, çünkü o sahilleri koruyacağız ki daha planlı yatırımlar olursa o zaman burası işte deniz turizminde de öne çıkar. Eğer sahilini korursanız yarın öbür gün yatırımcıya yer verirsiniz, tahsis edersiniz gidip de herkes kafasına güzel yapı yapmaya kalkarsa elimizden çıkar. Buna müsaade etmeyeceğiz arkadaşlar." Toplantıya ayrıca AK Parti Samsun Milletvekili Orhan Kırcalı, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, Tekkeköy Belediye Başkanı Mustafa Candal, partililer ve davetliler katıldı.