ÇEVRE - 07 Kasım 2023 Salı 12:29

Orman İşletme Müdürlüğünden ağaçlandırma seferberliği çağrısı

A
A
A
Orman İşletme Müdürlüğünden ağaçlandırma seferberliği çağrısı

Kırşehir’de, 11 Kasım Ağaçlandırma Seferberliği çağrısı yapan Orman İşletme Müdürlüğü, bozkır olarak bilinen topraklarda bir yılda 400 bin fidan dikimi planlıyor.


Kırşehir’de gerçekleştirilecek olan Milli Ağaç Seferberliği ile önümüzdeki bir yıl içerisinde 400 bin fidanın dikilmesi planlanıyor. Bu proje ile birlikte Kırşehir’in doğal güzellikleri korunacak ve yeşil alanlar artırılacak. Ayrıca, bu proje ile iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir adım atılmış olacak. Ağaç dikme seferberliği için ebeveynleri ile birlikte çocukları fidan dikimi etkinliğine çağrı yapan Orman İşletme Müdürü Alper Çimen; 2019 yılından bu yana her yıl ’Milli Ağaçlandırma’ günü olarak ilan edildiğini, bozkır topraklarda her şey değişeceğini söyledi. Çimen, açıklamasında, "Türkiye’nin kuraklık sorununu aşabilmesi için ağaçlandırma çalışmalarını önemli görüyoruz. Farkındalık oluşturmak için 11 Kasım tarihi ’Milli Ağaçlandırma’ günüdür. Ülkemizde 7’den 70’e herkes fidan dikimi etkinliğine katılım sağlamalı. Herkes fidan dikmeli. Bizler için fidan dikimi bir kültür gereğidir. Dinimiz de fidan dikimine ciddi bir önem yapmaktadır. Kırşehir’in plakası 40’ın 10 bin katı fidan dikimini hedefliyoruz" dedi.


Etkinlik içerisinde farklı kamu kuruluşları görev alırken doğa yürüyüşü de gerçekleştirilecek.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sinop Sinop’ta ev yangını Sinop’un Erfelek ilçesinde çıkan yangında bir ev tamamen kullanılamaz hale geldi. Olay, sabah saatlerinde Akçaçam köyünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Huriye ve Selahattin İncekara çifti sabah saatlerinde mantar toplamak için evlerinden çıktı. O sırada evdeki sobanın alev alması sonucu yangın çıktı. Yangın kısa sürede tüm evi sardı. İhbar üzerine olay yerine ivedilikle itfaiye, sağlık ve güvenlik güçleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin müdahalesi sonucu yangın kontrol altına alındı. İkamette herhangi bir yaralanma ve can kaybı yaşanmazken, yangın sebebiyle ev tamamen yanarak kullanılamaz hale geldi. Yangınla ilgili açıklamalarda bulunan Akçacam Köyü Muhtarı Yüksel Ayran, "Selahattin amcanın evi yandı. Kendisi mantar toplamaya gitmiş araziye, sobayı yanık bırakarak. Şimdi vatandaşlara barınacak yer ayarlamaya çalışıyoruz. Mevcutta bulunan bir değirmenimiz var. İçerisinde eşya var mı yok mu bilmiyoruz ama yoksa da AFAD’la, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın destekleriyle döşeyip planlamayı düşünüyoruz. Ancak kendi fikirlerini de aldıktan sonra bunu yapacağız. Bu konuda Sayın Valimizle birebir görüşmeyi düşünüyoruz. Yardım talebinde bulunacağız. İlk hedefimiz böyle durumlarda vatandaşlarımız için barınacak yerimiz olması içindi. O yüzden de zaten bir bina yapmıştık ama daha bina yapım aşamasında olduğu için onu tam organize edemedik. İkinci planlamamız da bir tane misafirhane yapmayı düşünüyoruz. Orada da vatandaşlarımıza böyle durumlarda yararlanmaları için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz" dedi.
Erzurum Dünya prematüre gününe özel program düzenlendi Her yıl dünya genelinde prematüre doğumlara dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak amacıyla kutlanan 17 Kasım Dünya Prematüre Günü kapsamında, Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi tarafından anlamlı bir program düzenlendi. Etkinlik, prematüre bebeklerin hayata tutunma süreçlerine ve ailelerin bu zorlu yolculukta karşılaştıkları deneyimlere vurgu yaptı. Prematüre Doğumun Önemi ve Güncel Yaklaşımlar Paylaşıldı Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadir Şerafettin Tekgündüz ve Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Kara’nın katılımıyla gerçekleşen programda, prematüre doğumların tıbbi ve sosyal boyutları ele alındı. Etkinlik boyunca, bu hassas süreçte hem ailelerin hem de sağlık profesyonellerinin üstlendiği kritik roller detaylı bir şekilde değerlendirildi. Prof. Dr. Tekgündüz, prematüre bebeklerin özel bakıma ihtiyaç duyduklarını ve bu konuda farkındalığın artırılmasının hayati önem taşıdığını ifade etti. Doç. Dr. Kara ise prematüre doğum oranlarının dünya genelindeki artışına dikkat çekerek bu konuda toplumda bilinç oluşturulmasının gerekliliğini vurguladı. Taburcu Edilen Bebekler ve Aileleri Programın Neşe Kaynağı Oldu Etkinlikte; Yenidoğan Kliniğinden taburcu edilen bebekler ve aileleri de yer aldı. Bebeklerin sağlıkla büyüdüklerini görmek, etkinliğe katılan sağlık çalışanları için moral kaynağı oldu. Ailelerin yaşadığı zorlu süreçleri paylaşması ve bebeklerin sağlıklı gelişim hikayeleri, programa anlamlı bir derinlik kattı. Program sonunda, katılımcılara çeşitli ikramlar sunulurken, geleneksel pasta kesimi gerçekleştirildi. Etkinlik, prematüre doğumlara ilişkin farkındalığın artırılmasına yönelik önemli bir adım olarak katılımcılar tarafından büyük takdir topladı.
İstanbul Çalışanlar iş-özel hayat dengesi için hibrit ya da uzaktan çalışmak istiyor Araştırmaya göre, şirketlerin yüzde 70’i uzaktan çalışma ve hibrit çalışma modeline devam ederken, yüzde 22’si tam zamanlı ofise dönüş, yüzde 8’i ise uzaktan çalışmadan hibrit çalışmaya geçiş kararı aldı. Çalışanlar iş-özel hayat dengesi için hibrit ya da uzaktan çalışmak istiyor. Pandemi dönemi ile birlikte çalışma hayatını değiştiren uzaktan çalışma ve hibrit çalışma modelleri hem globalde hem de Türkiye’deki pek çok şirkette kalıcı hale geldi. Öte yandan başta dünyanın en büyük teknoloji şirketleri olmak üzere bazı şirketler çalışanlarını ofise çağırmaya başladı. İnsan kaynakları ve personel yönetimi platformu Kolay İK, şirketlerin çalışma modellerini değiştirip değiştirmediğine ve çalışanların bu duruma yaklaşımı üzerine bir araştırma yaptı, araştırmaya yaklaşık 500 çalışan katıldı. Çalışanlar iş modellerinden memnun Araştırmaya göre, şirketlerin yüzde 70’i uzaktan çalışma ve hibrit çalışma modeline devam ederken yüzde 22’si tam zamanlı ofise dönüş, yüzde 8’i ise uzaktan çalışmadan hibrit çalışmaya geçiş kararı aldı. Çalışanların yüzde 58’i iş modelinin yönetim kararı ile belirlendiğini, yüzde 24’ü fikirlerinin alındığını, yüzde 18’i ise yalnızca bazı departmanların fikrinin alındığını söyledi. Mevcut iş modelinde kalma kararı çalışanların yüzde 79’undan destek bulurken yüzde 13’ü geçilen yeni modeli desteklemediğini, yüzde 8’i ise bu konuda kararsız olduğunu ifade etti. Çalışanların yüzde 50’si yani her iki çalışandan biri, uzaktan veya hibrit modelde çalışmak istemesinde en önemli etkenin iş-özel hayat dengesi olduğunu belirtti. Bunu yüzde 35 ile iş modelinin değişmesi durumunda iş performansının ve verimliliğinin düşmesi endişesi takip etti. Öte yandan iş modeli değişen veya değişiklik yapılması halinde yeni bir iş aramayı düşüneceğini söyleyenlerin oranı yüzde 63 oldu. Çalışanların yüzde 20’si de bu durumda istifa edeceklerini belirtti. “Bu süreç yalnızca operasyonel değil, çalışma kültürü olarak da ele alınmalı” Araştırma sonuçlarını değerlendiren Kolay İK CEO’su Çağlar Yalı, “Çalışma modellerinin yeniden şekillendiği bu dönemde, şirketlerin verimliliğe ve operasyonel süreçlere yönelik ihtiyaçlarını karşılamak kadar çalışanların sesine kulak vermek ve onların beklentilerini anlamak da son derece önemli. Çünkü şirketlerin çalışma modelinde yapacakları değişikliklerin çalışan motivasyonu ve bağlılığı üzerinde doğrudan bir etkisi var. Bu sebeple değişiklik planlayan şirketlerin bu süreci yalnızca operasyonel açıdan ele almayıp yeni nesil çalışma kültürünü de oluşturacak stratejik bir adım olarak görmesi gerekiyor” dedi.