ASAYİŞ - 25 Ağustos 2024 Pazar 18:44

Erzincan’daki kazada ölen polis memuru, eşi ve oğlu son yolculuğuna uğurlandı

A
A
A
Erzincan’daki kazada ölen polis memuru, eşi ve oğlu son yolculuğuna uğurlandı

Erzincan-Sivas karayolunda tır ile ticari taksinin çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden polis memuru, eşi ve çocuğu Kırşehir’de son yolculuklarına uğurlandı.


Erzincan’da meydana gelen kazada polis memuru Ömer Cihan, oğlu Batu Cihan (3) ve eşi Aysun Fatma Cihan ile Eren Kılıç hayatını kaybetmişti. Hayatını kaybeden Cihan ailesinin cenazeleri, Ahi Evran Külliyesinde ikindi namazına müteakip kılınan cenaze namazının ardından son yolculuklarına uğurlandı. Cihan ailesi taziyeleri cami avlusunda aldı. Polis memurunun ailesi cenaze namazı boyunca ayakta durmakta zorlandı. Polis memuru Ömer Cihan için resmi tören düzenlendi. Törenin ardından merhum ve merhumenin cenazesi Asri Mezarlıkta defnedildi.



Son mesajında helallik istemiş


Öte yandan Ağrı Belediyesi’nde görevli olduğu öğrenilen Aysun Fatma Cihan’ın şehirden ayrılmadan önce sosyal medya hesabından helallik dilediği mesaj ise yürekleri dağladı. Cihan paylaşımında; "Kendime yurt bilmezken gittiğim yerleri ilk kez yurt bildiğim bir yerden ayrılmanın üzüntüsünü yaşıyorum. İnsanıyla, havasıyla, toprağıyla, adım adım gezdiğim sokakların ile ayrılıyorum Ağrı senden. Birlikte oturup kalktığımız ani gelen gidişle veda edemediğim kim varsa haklarınızı helal edin" ifadelerine yer verdi.



Erzincan’daki kazada ölen polis memuru, eşi ve oğlu son yolculuğuna uğurlandı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Sıla bebeğe şiddet uygulayan komşu çocukları ile ilgili mahallenin muhtarı konuştu Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde Sıla Y. bebeğe şiddet uygulayarak istismarda bulunduğu iddia edilen komşu çocukları ilgili mahalle muhtarı konuştu. Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde şiddet ve cinsel istismara uğrayan Sıla Y. bebek olayında bebeğin annesi B.Y., 2 komşu çocuğu, komşu çocuklarının babası ve anne B.Y.’nin nikahlı eşi olmak üzere toplamda 5 kişi tutuklanmıştı. Mahalle muhtarı, anne B.Y.’nin Sıla bebeği bıraktığı komşuları hakkında konuştu. Olayın yaşandığı Camiatik Mahallesi’nin muhtarı Recai Öztürk yaptığı açıklamada, "Mahallemizde yaşanan bu olay ilçemizi derinden üzmüştür. Herkes ilçemizde bu olay nasıl oldu diye düşünüyor. Ayrıca Narin kızımızın başına gelenlerden sonra bizim böyle bir şeyle karşılaşmamız bizi ikinci defa derinden yaraladı. İnsanlık adına utanç verici bir olay bu. Hepimize bu durumda sabır ve sükûnet lazım. Ninelerinin yaşı 90 yaşlarında falan. Seni dedik işte yaşlılar evine verelim. Torunlarını da dedik ki çocuk bakım evlerine yerleştirelim. Baba geldi, ’hayır’ dedi ’ben çocuklarıma bakarım’. Anne ’hayır’ dedi. Nene de diyor ki ’ben camdan atarım kendimi, gitmem’ dedi. Biz de biliyorsunuz bu yasalar gereği kendi rızaları olmadan kalkıp da onları kendi baskımızla götüremiyoruz. Onları bir türlü ikna edemedik. Bakımlarının iyi olacağını ne kadar dediysek de. Aile de biraz değil bayağı problemli bir aile. Kadın dört tane çocuk doğuruyor. Çocukların en büyüğü işte on, on iki, on üç öyle yaşlarında. En küçük oğlunu alıyor, Ege tarafında bir kasabaya gidiyor, yanına gidiyor. Orada evlilik yapıyor. Bunları burada bırakıp gidiyor. Bu aile böyleydi. Uğraştık biz. Hani elimizden geldiğince yine maddi manevi yardımcı olduk. Ama ben karşı taraftaki küçük kızımızın ailesinin hiçbirini tanımıyorum. Küçük kızımızı tanımıyorum. Onlar hakkında hiçbir bilgim de yok. Onun için işte dediğim gibi aile problemliydi. Ama ne kadar gerçeklik pay var, ne var ne yok bilmiyorum" dedi. Minik Sıla’nın ise sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenildi.
Diyarbakır Narin’in cinayetinde tutuklanan anne Yüksel Güran: “O kadar titiz davranıyorlar ki, benden bile şüphe ediyorlar çalışmadan dolayı çok mutluyum” demişti Diyarbakır’da 21 Aralık’ta kaybolan, 8 Eylül’de cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın annesi Yüksel Güran, ‘Kasten öldürme suçuna iştirak etmek’ etme gerekçesiyle tutuklandı. Anne Güran, İhlas Haber Ajansı’na verdiği röportajlarda “O kadar titiz davranıyorlar ki, benden bile şüphe ediyorlar çalışmadan dolayı çok mutluyum. Devletimiz iyi ki böyle bir şey yapıyor. Hepsini kızım için yapıyor. Beni götürsün, babasını, ağabeyini götürsün” ifadelerini kullanmıştı. Narin Güran cinayetinde Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında ‘Kasten öldürme suçuna iştirak etmek’ etme gerekçesiyle tutuklanan anne Yüksel Güran’ın İhlas Haber Ajansı’na verdiği röportajlarda, çalışmalarda titiz davranıldığını, kendisinden bile şüphe edildiğini ve bu çalışmadan dolayı çok mutlu olduğunu söylemişti. Yüksel Güran, 23 Ağustos’ta İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine verdiği röportajda, kızından hiç haber alamadıklarını Çarşamba gününden bu yana kızının kayıp olduğunu söylemişti. Kızının kaybolduğu gün saat 13.00’e kadar evde olduğunu, belirten Güran, “O vakitte evde yemek yedik. Yemekten sonra kızım saate bakıp Kur’an kursuna geç kaldığını söyledi. Saat 16.00’ya kadar kursunun devam edeceğini söyledi. Dersten sonra amcasının kızlarının yanına gideceğini söyledi. Kızım gitti, daha artık gelmedi. Kızımı görmek için tepeye çıktım. Baktım ki orada çocuklar oyun oynuyordu. Ben de orada olduğunu düşünerek bir şey yapmadım” demişti. Kızının bulunması için çağrıda bulunmuştu anne Güran, “Türkiye’ye sesleniyorum. Lütfen kızımı bana bulun. O benim pınar çiçeğimdir. O benim kalbimdir. Daha ben ne diyeyim. Lütfen, kim almışsa kızımı versin. Sizin de bir anne ve babanız var. Kızımı bir köşeye bırakıp gönderin bana. Allah rızası için yardım edin” şeklinde konuşmuştu. Hayalindeki gelinlik tabutuna ve mezarına bırakıldı Yüksel Güran, 24 Ağustos’ta verdiği röportajda ise, Narin’in 6 çocuğundan tek kızı olduğunu söylemişti. Kızının hayali amcaoğlunun düğününde gelinlik giymek olduğunu belirten Güran, “Son bir hafta boyunca sürekli gelinlik almam için ısrar ediyordu. Bugün kınamız vardı, bugün oğlum askere gidiyordu. Hiçbirini bırakmadılar gerçekleştirelim. Hayatımızı mahvettiler, hayallerimizi yıktılar. Neden bırakmadılar kızıma gelinlik giydireyim? Şimdi onların eline ne geçti? Benim yüreğimi yaktılar. Ellerine ne geçti? Bırakmadılar düğün alışverişimizi yapalım. Kızımı götürdüler” şeklinde konuşmuştu. Güran, “Ama bir türlü bulunmuyor. Başka Narin kaybolmasın, başka anne böyle ağlamasın. Yalvarıyorum, sen kimsin kızımı götürdün. Her gün kızımın fotoğrafına bakıyorum. Kızım evden çıktığı zaman ben bilmiyordum elbise giydiğini. Hatta ona şort giydiği için güldüm. Böyle mi camiye gidiyorsun dedim. Bana üstüne elbise alacağını söyledi. Ben sadece kızımı istiyorum. Hayalimizi yıkmayın. Bana Narin’i verin. Allah’tan başka bir şey istemiyorum. Ne olur bize yardımcı olun.” Yüksel Güran, 27 Ağustos’taki röportajında ise, kızı Narin’i istediğini ifade ederek, başka annelerin ağlamaması ve başka Narinlerin kaybolmaması dileğinde bulunmuştu. Sosyal medyada insanların kendilerini çok üzdüğünü belirten Güran, “O kadar çirkin yorumlar geliyor, benim çocuklarımı üzüyorlar. Devleti, polisi, jandarmayı meşgul ediyorlar, kendilerinden utansınlar. İnsan, böyle kız çocuğuyla dalga geçemez. Çok ayıp, bir çocukla, anne yüreğiyle, kardeşleri bu halde nasıl yorum yapıyorlar. Onlara yazıklar olsun. Sabahın köründe kalkıyoruz biri arıyor ’Narin ölmüş’, cesedini görmüş, ’Narin burada’ olmuş. Bize binlerce mesaj geliyor. Biz kendimizi bırakmışız, devletimizi meşgul etmesin. Bunu istiyorum, bunu dile getirmek istiyorum” dedi. Şu an gözaltı olmadığını ifadelerini kullanan Yüksel Güran, şöyle konuşmuştu: “Şu anda beni de götürüyor, babasını da, komşuları da, çocukları da, ağabeyini de götürüyor. Gidiyoruz, geliyoruz. Teşekkür ederiz. O kadar titiz davranıyorlar ki, benden bile şüphe ediyorlar çalışmadan dolayı çok mutluyum. Devletimiz iyi ki böyle bir şey yapıyor. Hepsini kızım için yapıyor. Beni götürsün, babasını, ağabeyini götürsün.” “Bütün ailem mahvoldu. Diyemiyoruz bu yaptı, şu yaptı” “Kendimizi sorguluyoruz, bakıyoruz kendimizde bir şey bulamıyoruz” diyen anne Güran, “Kadın erkek kim olursa yalvarıyorum, Türkiye’nin önünde yalvarıyorum kızımı bir köşede, devlet kapısına bırak. Bütün ailem mahvoldu. Diyemiyoruz bu yaptı, şu yaptı, sen kimsin? Dünya malı istiyorsan elimizden ne gelirse, yatağımızı satarız sana veririz sana o parayı. Dünya malı Narin’den daha mı kıymetli. Beni bir kağıda bırakma bir ömür. Gücüm kalmadı. 5 oğlum var, tek kızım var. Eğer bu kimse biliyor ben ona düşkünüm” şeklinde konuşmuştu. Okulların açılmasına da az kaldığını söyleyen anne Güran, “Bütün çocuklar kapımın önünden gidiyor. Okul karşımda, Narin olmaz ise yaşayamam. Babası dağ gibi düştü, ağabeyi askere gidiyordu, bize zehir ettiler. Bizi sorun, biz böyle bir aile değiliz. Kime zararımız var. Her yere sorun, ailem çok tatlı, ailemiz her gün barışa gidiyor. Narin karşıma çıksa, o kadar ki acı gördüm ben, o adam da olsa kadın da olsa ona teşekkür edeceğim. Güzel bir mevlit vereceğim. Kayınımın düğünü yapılacak ve Türkiye’nin önünde kızımla çiftetelli oynayacağım” ifadelerini kullanmıştı.