ASAYİŞ - 11 Ekim 2024 Cuma 10:20

Sahte altınla dolandırıcılık: 413 bin liralık vurgun yapan 3 şüpheli tutuklandı

A
A
A

Kırıkkale’de sahte altınla 413 bin liralık vurgun yapan üç dolandırıcı, polis ekiplerinin düzenlediği operasyonla yakalandı. Benzer suçlardan da suç kaydı bulunan zanlılar, tutuklandı.

Olay, Ovacık Mahallesi Zafer Caddesi’ndeki bir kuyumcuda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, O.K. (47) isimli kuyumcu, müşteri gibi iş yerine gelen Seher K. (24) isimli kadından, gerçeğine benzeyen sahte bir bileziği 413 bin liraya satın aldı. Dolandırıcı kadın, altınları satmasının ardından otomobilde bekleyen Ramazan Ö. (24) ve Ercan A. (26) ile birlikte kayıplara karıştı.

Altınların sahte olduğunu fark eden kuyumcu, durumu hemen polise bildirdi. Yapılan ihbar üzerine harekete geçen İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri, teknik ve fiziki takip sonucu dolandırıcıların Ankara’nın Gölbaşı ilçesinde bir apart dairede olduklarını tespit etti. Kırıkkale İl Emniyet Müdürlüğü ve Gölbaşı İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin düzenlediği operasyonla üç şüpheli gözaltına alındı. Yapılan aramalarda da 5 cep telefonu ve bin 415 lira ele geçirildi.

Zanlılar, sağlık kontrollerinin ardından adliyeye sevk edildi. Hakim karşısına çıkartılan 3 şüpheli "nitelikli dolandırıcılık" suçlaması ile tutuklandı. Vurgunla elde edilen para ise kuyumcuya iade edildi.

Hasan Ay

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Çavuştepe kazı evi tamamlanıyor Van Valisi Ozan Balcı, Gürpınar ilçesindeki tarihi Çavuştepe Kalesinde yapımı son aşamaya gelen kazı evinde incelemelerde bulundu. Van Valisi Ozan Balcı beraberinde Vali Yardımcısı Musa Göktaş ile birlikte Çavuştepe Kalesinde yapımı son aşamaya gelen kazı evinin yapıldığı alana gitti. Gürpınar Kaymakamı Yasin Erdem tarafından karşılanan Vali Balcı, inşaatın son durumu hakkında bilgi aldı. İnşaatın bölümlerini tek tek inceleyen Vali Balcı, kazı ekibinin işini kolaylaştırmak için Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle modern bir kazı evi yaptırdıklarını söyledi. Eğitimden sağlığa, sosyal politikalardan kültür turizme, ulaşımdan iletişime, kırsal alana yani hayatın ve yaşamın her alanına dokunduklarını ifade eden Vali Balcı, “Vanımız, doğal zenginlikleri, tarihi ve kültürel zenginlikleri açısından harika bir birikime sahip. Çavuştepe Kalesi’de Gürpınar ilçemizde önemli bir kazı alanı. Buradan çıkan Urartulara ait çok önemli tarihi eserler Van müzemizde sergileniyor. Bundan dolayı kültürel eserlerimiz çok kıymetli. Biz de ilimizin kültürüne, katkı sunan kazılar yapan hocalarımızın ve ekibinin işini kolaylaştırmak için, Valilik olarak, devletimizin imkanlarıyla, Kültür Turizm Bakanlığımızın desteğiyle bu gördüğünüz kazı evini yaptık. Burada konservasyon alanları, sosyal alanlar, idari binalar, yani kazı yapan heyetin, bilim insanlarının hayatını kolaylaştıracak bir mekan yapmış olduk. Sadece buraya değil, Ayanis’e de kazı evi yapıyoruz bitirmek üzereyiz. Kültür ve Turizm Bakanlığımızın desteğiyle başka çalışmalar yapıyoruz. Gürpınar’daki Hoşap Kalesi’nin restorasyonu yaptırıyoruz. Akdamar Adası’ndaki eksiklikleri giderdik. Van Kalesi’ni aydınlattık. Gevaş‘taki Selçuklu Mezarlığının restorasyon ve bakımı yapılıyor. Yine Gevaş‘ta İzzettin Şir Camii’nin restorasyonunu yaptırıyoruz. Eski Van Şehrini ayağa kaldırıyoruz. Burada 750 yıllık Ulu Cami, Kızıl Minareli Cami, Miri Ambarı, Tarihi Hanın restorasyonu yapılıyor. Tarihimize, kültürümüze sahip çıkıyoruz. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi.
İstanbul Sigara, KOAH’a davetiye çıkarıyor Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Osman Elbek, KOAH hastalığına ilişkin olarak, “Dünyada 3 milyondan fazla insan KOAH nedeniyle ölüyor. Türkiye’de de her yıl 50 bin insanımızı kaybediyoruz. Türkiye’de en çok öldüren 4.hastalık” dedi. Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Göğüs Hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Osman Elbek, Dünya KOAH Günü’nde, Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Dr. Elbek, KOAH’ın dünyada ve Türkiye’de giderek artan bir sağlık sorunu olduğuna belirtirken, sigaranın hastalık üzerindeki etkisine dikkat çekti. Hastalığın ilerlemesi durumunda ise ciddi boyutlarda solunum sorunlarına yol açabileceğini vurguladı. “Türkiye’de en çok öldüren 4.hastalık” Tütün ürünlerinin KOAH hastalığı üzerindeki etkisine değinen Doç. Dr. Osman Elbek, “KOAH, sigara, elektronik sigara, ısıtılmış tütün ürünü gibi tütün ürünlerinin ya da iç ve dış ortam hava kirliliğinin oluşturduğu akciğerde kalıcı bozuklukla karakterize bir hastalıktır. Ne yazık ki kullandığımız ilaçların hiçbiri KOAH ölümünü engellememektedir. Hastalarımızın büyük bir kısmını kaybediyoruz. İlaç kullanmaktan ziyade KOAH’a yakalanmamak önemli olan. Bunun yolu da Türkiye’de ve dünyada tütün kullanımını azaltmak, iç ve dış ortamdaki kirliliği azaltmak ve yoksulluğu önlemek. Dünyada 3 milyondan fazla insan KOAH nedeniyle ölüyor. Türkiye’de de her yıl 50 bin insanımızı kaybediyoruz. Türkiye’de en çok öldüren 4.hastalık. Türkiye’de tütün kullanımı maalesef artmakta. Son 20 yılda Türkiye’de yüzde 27 oranında sigara kullanımı arttı. Nargile kullanımı 4 katına çıktı. En fazla tütün ürünü kullanan genç nüfusa sahibiz. Bacasız sobalar kullanmak, tandır pişirmek bunlar kadınları KOAH yapan en önemli nokta. Dış ortamda ise sanayi ve trafiğin oluşturduğu hava kirliliği KOAH açısından ciddi bir sorun oluyor. Bu nedenle hem ülkemizin hem de dünyanın tütün ve hava kirliliğinin önüne geçmesi gerekmekte” diye konuştu. “Tütün şirketlerinin bir pazarlama taktiği” Yıllara oranla KOAH hastalığındaki artışa dikkat çeken Doç. Dr. Elbek, “Elektronik sigara da ısıtılmış tütün ürünü de çıkarılan yeni ürünler de tütün şirketlerinin bir pazarlama taktiği. Zarar açısından hiçbir farkları yok. Aynı oranda KOAH sebebi. Gençler daha az zararlı olduğunu düşünerek bu ürünlere yöneliyorlar. Tam gelişme çağlarında akciğer fonksiyonlarında kayba yol açıyor. Bu durum özellikle 2050 yıllarında KOAH ölüme yol açan en önemli hastalıklar arasında yer almasına sebep olacak. 90’lı yıllarda dünyanın en ölümcül 10. hastalığı iken şu an 4.sıraya yükselmiş durumda. Türkiye olarak sağlığı hep ilaç kullanımı olarak düşünüyoruz. Sağlığı korumanın yolu zararlı partiküller dediğimiz tütün ürünlerinden uzak durmak, hava kirliliğinden uzaklaşmak, dengeli beslenmek, spor yapmak ve genel anlamda yoksulluğu önlemekten geçiyor” dedi.