GÜNDEM - 07 Eylül 2024 Cumartesi 18:51

Bakan Yerlikaya’dan şehit polisin ailesine ziyaret

A
A
A
Bakan Yerlikaya’dan şehit polisin ailesine ziyaret

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Kastamonu’da firari şahıs tarafından silahla vurularak şehit edilen Polis Memur Ahmet Şahan’ın ailesini ziyaret etti.


Kastamonu’yu ziyaret eden İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, bir dizi programa katıldı, esnaf ve vatandaşlarla buluştu. Bakan Yerlikaya ziyaretleri çerçevesinde, 1 Ağustos tarihinde Kastamonu’da firari şahıs tarafından silahla ateş açılması neticesinde yaralanan ve kaldırıldığı hastanede şehit düşen Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde görevli Polis Memuru Ahmet Şahan’ın ailesini ziyaret etti. Şehit Şahan’ın eşi, çocukları ile bir araya gelen Bakan Yerlikaya, taziye dileklerini iletti.


Ziyaret ile ilgili sosyal medya hesaplarından paylaşım yapan Yerlikaya, "Kahraman şehidimiz Ahmet Şahan, Kastamonu Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğümüzde görevli polis memurumuzdu. Zehir tacirleriyle mücadele ediyordu. 1 Ağustos 2024 tarihinde görevi başındayken yaralanmış, hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit olmuştu. Bugün kahraman şehidimizin ailesini, eşi Müjgan kardeşimizi, evlatları Yaşar ve Yaren yavrularımızı, kayınvalidesi Muammer ablamız ve kayınpederi İbrahim ağabeyimizi Kastamonu’daki evlerinde ziyaret ettik. Dualarımız şehidimiz içindi" ifadelerine yer verdi.



Bakan Yerlikaya’dan şehit polisin ailesine ziyaret

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AK Parti Sözcüsü Çelik: "Sivil anayasanın yapılması bugün siyaset yapan, bugün yönetici olan, bugün akademisyen olan, bugün herhangi bir görevde olan herkesin gelecek nesillere bir borcudur" AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Sivil anayasanın yapılması bugün siyaset yapan, bugün yönetici olan, bugün akademisyen olan, bugün herhangi bir görevde olan herkesin gelecek nesillere bir borcudur" dedi. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MYK toplantısı devam ederken basın toplantısı düzenledi. Çelik, toplantıda Teşkilat Başkanlığı, Medya ve Tanıtım Başkanlığı, Ar-Ge Başkanlığı tarafından yapılan sunumların yanı sıra, önümüzdeki kongre sürecine yönelik hazırlıklara değindi. Çelik, 12 Eylül darbesinin 44. yıl dönümünde darbenin Türkiye’ye verdiği zararları hatırlatarak, bu darbenin dış kaynaklı bir proje olduğunu ifade etti. Türkiye’nin darbe anayasasından kurtulması gerektiğini ifade eden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bütün darbeler aslında işte huzuru sağlamak için, anayasal düzeni korumak için derler. Bu tip bahanelerle ortaya çıkarlar. Ama her zaman sorulan soru şudur: Darbelerden bir gün önce var olan huzursuzluk darbeden bir gün sonra aynı güçler iş başındayken nasıl giderilememiştir? Dolayısıyla bu darbelerin aslında herhangi bir şekilde huzuru sağlamak ya da anayasal düzeni korumakla ilgili değil, belli bir siyasi projeyi hayata geçirmek, belli bir siyasi maksada ulaşmak üzere planlandığı ve icra edildiği çok açıktır. Burada darbeyi yapanların dış çevreler tarafından ’bizim çocuklar’ ya da ’bizim oyuncaklar’ diye anılması her zaman için bunun sembolü olmuştur. Maalesef 12 Eylül darbesi, aynı 60 ihtilali, postmodern darbeler gibi büyük zararlar vermiştir. Ama 12 Eylül darbesinin tabii en büyük zararlarından bir tanesi, o anayasayla ortaya çıkan ve Türkiye’deki sivil siyasetin üstünlüğünü, demokrasinin üstünlüğünü, demokratik gelişmeyi gasp eden sonuçlarıdır. Tabii burada sık sık bunu söylüyoruz. Bu darbe anayasasından Türkiye’nin kurtulması gerekir ve bundan kurtulması için de net bir şekilde ciddi bir anayasa, sivil anayasaya Türkiye’nin ihtiyacı vardır. Tabii ki 30 yıldan fazla sürede çok sayıda maddesi değişti. 19 kez değiştirildi. Sistemin çalışmasındaki dengeyi bozan, kendi iç bütünlüğü olmayan ama en önemlisi darbenin izlerinin hem lafzına, anayasanın lafzına hem de ruhuna sindiği sonuçlar maalesef Türkiye’nin önünde engel olmaya devam etmektedir. Birçok maddede değişiklik olmasana rağmen gelinen noktada kendi içinde bütünlüğü olan entegre ve sivil bir gözle yapılmış, milli iradeyi korumak, anayasal düzeni korumak, temel hak ve hürriyetleri geliştirmek, özgürlükleri korumak, Türkiye’yi önümüzdeki yüzyıla hazırlayacak sadelikte ve dinamizmde bir sivil anayasaya olan ihtiyaç, ihtiyaçtan öte bir zorunluluktur. En önemlisi de bunun gelecek nesillere bir borcumuz olmasıdır. Demokrasi konusundaki samimiyetlerden bir tanesi de bu anayasa sürecine destek vermekle ilgilidir. Hem sağdan hem soldan çeşitli kesimlerden herkes bu anayasanın değişmesi gerektiğini net bir şekilde ifade ediyor. Ama maalesef iş bunu hayata geçirmeye gelince bir sürü engeller oluyor. Çeşitli zamanlarda bu süreçlerin içinde bulunduk ama sistemi kilitleyen bir takım tutumların aslında çeşitli yerlerde taktik manevralar gibi öne sürülerek stratejik düzeyde anayasa değişimini engellemek üzere işlevselleştirildiğini gördük. Onun için gerçekten Türkiye’yi lafzıyla, ruhuyla halen bu darbe süreçlerini taşıyan bu anayasadan kurtarmak gerektiği açıktır. Sivil anayasanın yapılması bugün siyaset yapan, bugün yönetici olan, bugün akademisyen olan, bugün herhangi bir görevde olan herkesin gelecek nesillere bir borcudur." Sözcü Çelik, teşkilatların yaz dönemi boyunca yoğun çalışmalar gerçekleştirdiğini ve bu süreçte yapılan Türkiye Buluşmaları’nın verimli geçtiğini ifade etti. Teşkilatların Türkiye’nin demokratik ve müreffeh geleceği için önemli bir rol oynadığını vurgulayan Çelik, sivil siyasetin en yüksek adresinin AK Parti olduğunu ve bu siyasetin vatandaşın taleplerini dikkate alarak şekillendiğini belirtti. Çelik, Türkiye Buluşmaları’nın son derece verimli olduğunu, teşkilatların kendi siyasetlerini vatandaşlarla buluşturma bakımından çok güzel köprüler kurduğunu gösterdiğini söyledi. "Helalleşmeden normalleşmeye, normalleşmeden cumhura hakaret edenleri himayeye dönüşen bir süreç" Çelik, CHP’nin "helalleşme" ve "normalleşme" süreçlerinin ardından son dönemde Cumhurbaşkanına hakaret edenleri himaye etmeye dönüştüğünü söyledi. Çelik, bu durumun vatandaşlar tarafından olumsuz karşılandığını ve AK Parti’nin siyasetteki güçlü duruşunun sürdüğünü belirtti. Çelik, "Helalleşmeden normalleşmeye, normalleşmeden cumhura hakaret edenleri himayeye dönüşen bir süreç. Tabii vatandaşımız da bunun notunu vermektedir. Çünkü bu işler uzun yürüyüşler içerisinde tutarlılık gerektirir. Tutarlılık olmadığı zaman herhangi bir şekilde bundan netice alınması mümkün değildir. Sivil siyasetin en yüksek adresi, demokrasinin en büyük taşıyıcısı bugün AK Parti’dir. Türkiye’yi Türkiye Yüzyılı’na taşıyacak irade de AK Parti’de ve Cumhur İttifakı’nda somutlaşmaktadır" dedi. "Bunu yapanların, bu emri verenlerin hepsinin cinayetten yargılanması gerekir" Sözcü Çelik, Filistin’de şehit edilen Ayşenur Ezgi Eygi’yi de anarak, İsrail’in Gazze’deki saldırılarını kınadı. İsrail güçlerinin Ayşenur Ezgi Eygi’yi doğrudan hedef alarak öldürdüğünü belirten Çelik, "Burada bunu yapanların, bu emri verenlerin hepsinin cinayetten yargılanması gerekir. Fakat işte bir çifte standartta burada görüyoruz. Bazı basın kuruluşları net bir şekilde Ayşenur kardeşimizden bahsederken, yani barış isteyen birinden, Gazze için yüreği atan birinden, başka bir coğrafyada yaptığı kariyer çerçevesinde rahatça yaşayacakken insanlık vicdanının yanında saf tutan birini hedef alan bu katliam karşısında tutup onunla ilgili haber yaparken Ayşenur’la ilgili ’militan’ diyorlar. Bunlar barışı savunan herkese militan derler. Bunlar adaleti savunan herkese militan derler. Bunlar insanlık adına vicdani bir hassasiyet gösteren herkese militan derler. Çünkü bunların ruhları kirlenmiştir. Bunların akılları kirlenmiştir. Bunların yegane amacı insanlığı daha büyük kaosun içerisine sokmaktır. Bunlar her zaman için yaptıklarında kendileriyle ilgili ufacık bir şey söz konusu olduğunda bunu dünyanın en önemli meselesi haline getirirler. Ama bir başkası kendileri tarafından katledildiği zaman hemen yalan makinesini çalıştırarak, onu militan diye suçlamaya başlarlar. Tabii bunun bir de alt payandaları var, alt destekçileri var. Onlar da Ayşenur kardeşimizi kimin öldürdüğünü belirtmeden öldürüldü diye geçiyorlar. Peki kim öldürdü? Niye öldü? Bütün bunları yazmıyorlar. Niye? Yine orada bu katliam makinesini savunmaya dönük bir şey var. Bunun üçüncü ayağında da şu var; yukarıdan aşağı saydığımızda bir takım haberlerde maalesef Türkiye’nin içinde de bazıları yaptı bunu. İsrail güçlerinin Netanyahu’nun katliam şebekesinin istemeden ve doğrudan olmayan bir sebeple bu olaya sebebiyet verdi. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı da önce ’Yeterince bilgi sahibi değilim’ dedi. Sonra ’İsrail güçleri istemeden ve doğrudan olmayan bir şekilde bunu yapmış’ dedi. Tepkiler olunca daha güçlü bir söz söyleme ihtiyacı hissetti. Dolayısıyla mesele Netanyahu gibi bir katliam şebekesi olunca hakikatin nasıl eğilip büküldüğünü, adaletin nasıl taciz edildiğini, hakkaniyetin nasıl hedefe koyulduğunu bir kere daha görmüş olduk. Esas mesele budur. Ruhları kirleten, akılları kirleten, vicdanların üzerinde ipotek koymaya çalışan ve insanlığın adalet aracını gasp etmeye çalışan bu katliam şebekesine teslim olanların yaptığı bu katliam şebekesinin suçu kadar ağırdır. Buna teslim olmak kadar, bu süreci sessizce geçiştirmeye çalışmak kadar bu bahsettiğim kavramsal oyunlarla işte militan diyerek, öldürüldü diyerek, istenmeden ve doğrudan olmayan sebeplerle bu eylem ortaya çıktı denilerek bunu örtbas etmeye çalışmak kadar alçakça bir durum yok. Gelinen noktada maalesef en büyük zararı insan hakları bilincine veriyorlar. Ama ne olursa olsun Gazze meselesi insanlığın aklının temizlenmesinde, ruhunun temizlenmesinde, adalet fikrinin yüceltilmesinde, insan haysiyetinin yüceltilmesinde, şehitlerinin bereketiyle yeni bir sayfa açılmasına vesile olmaktadır. Şehitlere, bir kere daha Ayşenur kardeşimize ve oradaki bütün şehitlere Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyoruz" diye konuştu. Yunanistan ile diyalog süreci Çelik, Yunanistan ile diyalog sürecinde yaşanan gelişmeleri de değerlendirdi. Çelik, Başbakan Kiryakos Miçotakis’in diyalog ve normalleşmeye yönelik mesajlarına rağmen Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias’ın Türkiye’yi hedef alan açıklamalar yaptığını söyledi. Çelik, Dendias’ın açıklamalarının Miçotakis’in başbakan olarak koyduğu irade ile çeliştiğini ve diyalog sürecini sabote etmeyi amaçladığını belirtti. Çelik, Doğu Akdeniz’deki gelişmelere ve dış müdahalelere dair değerlendirmelerde bulunarak, bölgedeki sorunları çözmeye gelenlerin aslında sorunları daha karmaşık hale getirdiğini vurguladı. Kıbrıs meselesine dışarıdan müdahale edenlerin gerçekte çıkarlarının peşinde olduğunu ifade eden Çelik, bölgenin sağduyulu bir şekilde yönetilmesi gerektiğini belirtti. Çelik, provokatörlere meydan verilmemesi gerektiğini de sözlerine ekledi. Sivil bir anayasa hedeflediklerini ancak mevcut ilk dört maddenin değiştirilmesi önerilerine karşı olduklarını da vurgulayan Çelik, anayasanın ilk dört maddesi konusunda herhangi bir tartışma olmadığını ve bu maddelerde herhangi bir değişiklik teklifinin olumlu görülmediğini belirtti. "Özgür Bey keşke bu konuşmayı şehidin babasının yanında yapmasaydı" "CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ayşenur Ezgi Eygi’nin cenazesinde konuşmadığı için Meclis Başkanı Kurtulmuş ile cenaze adabına yakışmayan bir diyaloğa girdi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Çelik, "Burası bir cenaze. Özgür Bey keşke bu konuşmayı şehidin babasının yanında yapmasaydı. Kuşkusuz herkesin mesajı Ayşenur’un şehadetini selamlamaktı. Özgür Bey iki hata yaptı; biri Ayşenur’un fedakarlığını bir ideolojiye indirgedi. Bu doğru bir şey değil. Gazze bir insanlık meselesidir. İkincisi cenazeler siyasi partilerin nutuk atacağı yer değil. Devleti temsil eden makam duygu ve düşünceleri paylaşıyor. Oradaki en üst makam Meclis Başkanlığı makamıdır. Herhangi bir siyasi indirgeme yapmadan Ayşenur’un, insani değerlerin safında konuşuyor. Zaten siyasi bir konuşma yapılmıyor. Devlet hayatının standartlarını Özgür Bey koymuyor" ifadelerini kullandı. "Fransa demokrasi ilkesinden saparak terör örgütlerine destek veriyor" Fransa’da PKK yandaşlarının düzenlediği festivalde terör örgütünün propagandasının yapılmasını çifte standart olduğunu söyleyen Çelik, Fransa’nın terör örgütlerine destek veren tutumunu eleştirdi. Fransa’daki bir çimento firmasının PKK ve DEAŞ gibi terör örgütlerine destek verdiğini ve bu desteklerin Fransız istihbaratının bilgisi dahilinde yapıldığını ifade eden Çelik, Fransa’nın demokrasi ilkesinden saparak terör örgütlerine destek verdiğini ve bunun demokrasi açısından büyük bir zarar olduğunu belirtti. Bir basın mensubunun "CHP Genel Başkanı Özgür Özel, erken seçim ile ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek, ’İşsizliği engelleyemeyenin, yoksulluğu bitiremeyenin, fiyatları indiremeyenin gideceği yer seçim sandığıdır. Kaçamazsınız; geçim yoksa seçim var’ ifadelerini kullandı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklindeki sorusuna Çelik şöyle cevap verdi: "Özgür Bey, ’Erken seçim talebimiz olmayacak’ demişti. Seçimlerin üzerinden çok zaman geçmedi. Demek ki kendilerine ödünç verildiğini düşündüğü oyları hak etmediklerini ve bu sonucu alamadıklarının ifadesidir. Biz bize verilen muhafazakar Kürt demokratlardan ödünç oylar olduğunu biliyoruz. ’Erken seçim istemeyeceğiz, hizmetlerimiz ile vatandaşın huzuruna çıkacağız’ demişti. Bu gerçekleşmedi demek ki. Erken seçim yoktur. Erken seçim olunca CHP Genel Başkanı kim olacaktır, tüm tartışma bundan ibarettir" ifadelerini kullandı.
Artvin Artvin’de sağanak sonrası yollar çöktü, dereler taştı Şiddetli sağanak yağışların sel ve heyelanlara neden olduğu Artvin’de Milletvekili Faruk Çelik vatandaşları yetkililerin uyarılını dikkate alma konusunda uyararak heyelan riskinin devam ettiğini hatırlattı. Bugün öğle saatlerinde Doğu Karadeniz bölgesini etkisi altına alan şiddetli sağanak yağış, Artvin’in kıyı kesimlerinde sel ve heyelanlara neden oldu. Konu hakkında açıklama yapan AK Parti Artvin Milletvekili Faruk Çelik vatandaşları uyarıları dikkate alma hususunda uyarırken Özel İdare, Karayolları ve AFAD ekiplerinin sahada olduğunu, heyelan riskinin sürdürdüğünü dile getirdi. Çelik yaptığı yazılı açıklamada heyelan riskinin sürmekte olduğunu ve ekiplerin sahada çalışmalarının devam ettiğini dile getirerek “Bölgemizde meydana gelen heyelanları yakından takip ediyorum. Yağışların devam etmesi nedeniyle heyelan riski sürmekte, ancak Özel İdare, Karayolları ve AFAD ekiplerimiz sahada aktif bir şekilde çalışmalarını sürdürüyor. Kontroller düzenli olarak yapılıyor ve güvenliği sağlanan bölgelerde gerekli müdahaleler hızla gerçekleştiriliyor” ifadelerine yer verdi. Açıklamasının devamında vatandaşları dikkatli olma hususunda uyaran Çelik sözlerinin devamında “Arhavi ilçemize bağlı Dereüstü, Kireçlik, Güneşli, Gürgencik, Dikyamaç, Küçükköy, Kemerköprü, Kestanealan, Derecik, Aaşağı Şahinler, Yukarı Şahinler, Hopa ilçemize bağlı Çamlıköy, Çimenli, Esenkıyı, Eşmekaya, Pınarlı, Yeşilköy, Başoba, Borçka ilçemize bağlı Karşıköy, Maral, Uğur ve Güreşen Grup köyleri meydana gelen heyelanlarla ilgili ekiplerimiz sahada ve durumu yakından takip ediyoruz. Önceliğimiz, can ve mal güvenliğini sağlamak. Bu nedenle, tüm vatandaşlarımızdan yetkililerin uyarılarına dikkat etmelerini ve riskli alanlardan uzak durmalarını rica ediyorum. Birlikte hareket ederek bu zorluğu da aşacağımıza inancım tamdır” dedi. (HFD
Düzce Düzce Bilim merkezi Düzce ve Türkiye için önemli bir değer Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü tarafından şehre kazandırılan ve Türkiye’nin büyük ölçekli bilim merkezleri arasında yer alan Düzce Bilim Merkezi, Türkiye’nin dört bir yanındaki bilim merkezleri yöneticilerini ağırladı. Düzce Belediyesi, TÜBİTAK Büyük Ölçekli Bilim Merkezleri Yöneticileri 8. Koordinasyon Toplantısı’na ev sahipliği yaptı. Düzce’de bir araya gelen Türkiye’nin 14 farklı şehrinden bilim merkezi yöneticileri Düzce Bilim Merkezi’ni de ziyaret etti. Merkez Müdürü Serkan Yılmaz eşliğinde Robotik ve Kodlama, Uzay ve Havacılık, Temel Bilimler, Tasarım ve Üretim, Matematik ve Keşif Atölyelerini inceleyen Bilim Merkezi yöneticileri, 52 farklı düzeneğin bulunduğu konsept sergi alanını da gezdi. Büyük ölçekli bilim merkezlerinin yöneticileri Düzce’de buluştu Düzce Bilim Merkezi ile ilgili görüşlerini dile getiren yöneticiler; “Düzce Bilim Merkezi gerçekten çok güzel tasarlanmış. Çok renkli ve eğlenceli. Düzce için ve Türkiye için çok önemli bir değer olmuş. Sergileriniz, Çocuk Üniversitesi çok güzel, atölye laboratuvar alanları çok iyi. Ziyaretçiler ile çok iyi deneyimler yaşanacağını öngörüyoruz. Biz de elimizden gelen desteği vermek için her zaman buradayız. Gerçekten Düzce için başarılı bir proje. Çocukların eğlenebileceği, ücretsiz bir alan. Bütün öğrencilerin gezip görebileceği muazzam bir yer. Misafirperverliğiniz için de çok teşekkür ediyoruz” dediler. Başkan Faruk Özlü ile bir araya geldiler Kendisi de Düzceli olan Bursa Gökmen Uzay ve Havacılık Eğitim Merkezi Operasyon Sorumlusu Astronom Furkan Tomak ise “Bir Düzceli olarak Düzce için büyük bir şans olduğunu düşünüyorum. 7’den 70’e herkesin ziyaret edebileceği interaktif deney düzenekleri ve atölye çalışmaları ile hem eğitici, hem de keyifli vakit geçirebileceği bir alan olmuş. O yüzden değerini bilin. Fırsat bu fırsattır, bir an önce gelin gezin diyorum tüm Düzceli hemşehrilerime” ifadelerinde bulundu. Yaklaşık 25 kişiden oluşan heyet, Düzce Bilim Merkezi ziyareti sonrası Mutfak Sanatları Merkezi’nde ağırlandı. Yöresel lezzetlerden oluşan yemek davetine, Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü de katılarak bilim merkezi yöneticileri ile bir araya geldi. 14 Farklı şehirden geldiler TÜBİTAK Büyük Ölçekli Bilim Merkezleri Yöneticileri 8. Koordinasyon Toplantısı ise, TÜBİTAK Bilim ve Toplum Başkanlığı Başkan Yardımcısı Cengiz Helvacı başkanlığında, Düzce, Konya, Kocaeli, Kayseri, Elazığ, Antalya Kepez, Gaziantep Müzeyyen Erkul, Trabzon Özdemir Bayraktar, Ankara Alev Alatlı, Aksaray, Denizli, Samsun, İstanbul Esenler, Yozgat Çekerek Bilim Merkezleri ile Bursa Gökmen Uzay ve Havacılık Eğitim Merkezi temsilcilerinin katılımı ile yapıldı. TÜBİTAK Bilim ve Toplum Başkanlığı Başkan Yardımcısı Cengiz Helvacı toplantı öncesi yaptığı açıklamada, “Biz Türkiye’de desteklediğimiz bütün bilim merkezlerimizle 2 ayda bir toplantı gerçekleştiriyoruz. Bu toplantılarda bilim merkezilerimizin taleplerini değerlendiriyoruz. Türkiye’deki bilim merkezlerimizin etkinliğini ve verimliliğini nasıl daha ileriye taşırızı hep birlikte konuşuyoruz. Onlar sahadalar, vatandaşla ve çocuklarla birebir iletişimde olan onlar. Onlardan gelen geri bildirimleri birlikte değerlendiriyoruz” ifadelerini kullandı.