ASAYİŞ - 15 Eylül 2024 Pazar 01:10

Narin'in cinayetinde ’bir kısım şahısların hedef saptırma maksatlı suni ihbarları’ kayıtlara geçti

A
A
A

Diyarbakır’da 21 Ağustos’ta kaybolan, 8 Eylül’de cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ı arama kurtarma çalışmalarının, “Bir kısım şahısların hedef saptırma maksatlı suni ihbarlarıyla ve dikkat dağıtıcı eylemleriyle akamete uğratılmaya çalışıldığı, bunun bir kısmı Güran ailesinin bazı fertleri tarafından yapıldığı” sulh ceza hakimliğinin tutuklama gerekçesinde yer aldı.

Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedeni bulunan Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sürüyor. Soruşturma kapsamında tutuklama talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edilen ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldıktan sonra savcılığın talebi üzerine yeniden gözaltına alınan R.A. (15), çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklandı.

Narin Güran’ın tutuklu amcası Salim Güran’ın işçisi R.A, savcılıktaki ifadesinde, olay günü sabah 05.00-06.00 gibi uyandığını, o gün sondajın başında uyuduğunu, aşağı tarlanın ardından yukarı tarlanın da suyunu değiştirdiklerini, Salim Güran’ın yukarı tarlaya geldiğini ifade etti. Sondajın başında kahvaltı yaptıklarını, Salim Güran’ın 1 buçuk-2 saat yanlarında kaldığını, Güran’ın saat kaçta yanlarından ayrıldığını hatırlamadığını öne süren R.A, şunları söyledi:

"Babam 13.00 sıralarında diğer tarlalarda çalışan işçileri almaya gitti. Sonra saat 14.00-15.00 sıralarında muhtar (Salim Güran) tekrar yanıma geldi ve babamın nerede olduğunu sordu. Ben de ’İşçileri almaya gitti’ dedim. Yanımda babamı arayıp ’Neredesin?’ diye sordu. Saat kaçta aradığını hatırlamıyorum. Babam da, ’İşçileri dağıtıyordum’ dedi. Bu görüşmeden sonra muhtar yanımda oturdu. Birkaç dakika sonra muhtar tekrardan babamı aradı ve yine ’Neredesin?’ diye sordu. Babam da ’Köyde yemek yiyorum’ dedi. Bu sırada muhtarla çay içiyorduk. 16.00-16.30 sıralarında babam da geldi, bizimle çay içmeye başladı. Babam aşağı tarlaya 16.00-16.30 sıralarında gitti. Ben muhtar ile yukarı tarlada kaldım. Ben bulaşıkları yıkıyordum. 5-10 dakika muhtar burada oturduktan sonra bana ’Ben eve gidip üstümü değiştirip geleceğim.’ dedi.

Muhtar yanımdan ayrılmasından sonra ben de suyu değiştirmeye gittim. Muhtar saatini hatırlamadığım zaman diliminde yanımdan ayrılmıştı. 5-10 dakika içinde ben suyu değiştirene kadar muhtar tekrardan sondajın başına gelmişti. Bir süre sonra babam da aşağı tarla suyunu değiştirip geldi. Akşam yemeğini hazırlayıp yedik. Muhtar hiç yanımızdan gitmedi, hep beraber oturduk. Sadece 5-10 dakikalığına muhtar üzerini değiştirip gelmişti. Muhtar akşam yemeğinden sonra bizimle otururken telefonu çaldı. Telefon görüşmesinde muhtara Narin Güran’ın kaybolduğu bildirildi. Bu şekilde Narin’in kaybolduğunu öğrendik. Salim Güran üstünü değiştirmek dışında saat 14.00’ten sonra yanımdan ayrılmadı. Tarladan da ayrılmadık."

Savcılıkta, tutuklu amca Salim Güran’ın olay günü öğleden sonraya ilişkin "R.A ile kanal bölgesine geldik. Kayınbabama ait çiftliğe gittik, bu çiftlikte pislikler kanala akıtılıyor, bu sebeple fıskiyeler tıkanıyor, M. de oradaydı, çiftlikte bize kazma kürek getirdiler, saati hatırlamıyorum, M. ile birlikte kazdık, hanımı bize çay getirdi, epey burada kaldık, kazma kürek ile hat açtık, çayımızı içtikten sonra R.A. ile tekrardan tarlaya döndük." beyanı hatırlatılarak, "Salim Güran ile sizin ifadeniz arasındaki çelişkiye ilişkin beyanınız nedir?" sorulması üzeri R.A, "Bu çelişkiye ilişkin söyleyecek bir şeyim yoktur" ifadesini kullandı.

Salim Güran ile 21 Ağustos’ta saat 08.33, 15.52, 18.37, 18.51, 18.52, ve 18.54’te yaptığı görüşmelerin içeriğinin sorulması üzerine R.A, hiçbir konuşmayı hatırlamadığını savundu.

Tutuklu amcanın eşinin ifadesinde "Salim ile 14.30’da eve geldiklerini, evde beraber yemek yediklerini, Salim’in bir süre evde dinlendiğini, bir süre sonra evden ayrıldığını" söylediği, Salim Güran’ın da "evden sonra H.G’nin evine gittiğini, sonra sondajın oradaki tarlaya geçtiğini" anlattığı hatırlatılan R.A, "Bu çelişkilere diyecek bir şeyim yoktur" dedi.

R.A’ya savcılıkta, "Cep telefonlarında yapılan imaj çalışmasında Salim ile aralarında yapılan görüşmede Salim’in ’O sondaki köşede bir şeyin düşmüş ha, sana ait bir şey sondaki yamaçta, yamacın köşesi taş’ şeklinde mesajına karşılık sizin ise ’eeee’ diye cevap verdiğiniz, Salim’in de, ’Biri yerde’ şeklinde cevap verdiği, sizin de tekrar, ’tamam henüz bende değil/tamam daha ölmemiş’ diye cevap verdiğiniz bu konuşmaya ilişkin diyecekleriniz nelerdir?" sorusu da yöneltildi. R.A, soruya "Valla ben böyle bir şey hatırlamıyorum" cevabını verdi.

Salim Güran’ın pamuk tarlasındaki kurtlanmayla ilgili M.Ş.G. ile görüştüğünü, tarlaya gittiğini beyan ettiğinin anımsatılması, kendisinin ise tarladan ayrılmadıklarını söylemesiyle ortaya çıkan çelişkinin sorulması üzerine R.A, "Hatırladığım pamuk kurtlanması olayı olay günü gerçekleşmemişti" dedi.

Salim Güran’ın, "R.A’nın kız kardeşlerini tarladan köylerine götürdüğü" yönündeki ifadesine ilişkin soruya karşılık da R.A, "21 Ağustos 2024 tarihinden 1 veya 2 gün önce kız kardeşlerim tarlaya gelmişlerdi. Onları Salim arabası ile köye götürmüştü ancak olay günü kardeşlerim tarlaya gelmemiştir" ifadesini kullandı. R.A, savcılıktaki sorgusunda, soruşturma kapsamında tutuklu olan Nevzat Bahtiyar’ı tanımadığını, o köyde sadece muhtarı tanıdığını söyledi. Nevzat Bahtiyar’ın ifadeleri de sorulan R.A, "Bu hususta diyecek hiçbir şeyim yoktur. Konu ile ilgili bilgim yoktur" cevabını verdi.

"Tüm bu çelişkiler ışığında neden Salim Güran isimli kişiyi korumaya çalıştığına ilişkin soru yöneltilmesi üzerine de R.A, "Ben Salim’i korumuyorum, Salim saat 14.00’ten sonra kıyafet değiştirmek için gitmesi dışında yanımdan ayrılmadı. Beyanım bundan ibarettir. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, suçsuzum" savunmasında bulundu. R.A. sevk edildiği nöbetçi sulh ceza hakimliğindeki ifadesinde de savcılıktaki beyanlarını tekrar etti.

Salim Güran’ın olay günü tarlada olduğu saatlerle alakalı beyanlarının dosyadaki hiçbir delille tam olarak örtüşmediği konusunun hatırlatılması üzerine R.A, "Salim Güran belirttiğim saatlerde tarlada benim yanımdaydı, hatırladığım kadarıyla sabah 08.00’den itibaren 1-1 buçuk saat yanımızdaydı, daha sonra yanımızdan ayrıldı, 14.00-14.30 arası geldi, ondan sonra yanımızda Narin’in kaybolduğu haberini alana kadar kaldı, bu sürede bir defa üstünü değiştirmek için yanımızdan ayrıldı" dedi.

"Kimse ifadelerimi ne şekilde vereceğim hususunda bana baskı yapmadı"

Tutuklulardan Birsen Güran’ın 12 Eylül 2024 tarihli beyanlarının hatırlatılması üzerine R.A, "Kimse ifadelerimi ne şekilde vereceğim hususunda bana baskı yapmadı. Beni kimse tehdit etmiyor, Salim Güran’dan korkacağım herhangi bir durum yoktur" şeklinde konuştu.

Hakimliğin, R.A’nın tutuklanma gerekçesinde şunlar yer aldı:

"Suça sürüklenen çocuk R.A’nın üzerine atılı ’Çocuğu Kasten Öldürmek’ suçunu işlediğine dair, 21 Ağustos 2024 günü kaybolan maktul Narin Güran’ı bulmak için gerçekleştirilen arama kurtarma çalışmalarının bir kısım şahısların hedef saptırma maksatlı suni ihbarlarıyla ve dikkat dağıtıcı eylemleriyle akamete uğratılmaya çalışıldığı, buna göre dosyadaki JASAT tutanağına göre, ’Suriyelilerin kaldığı çadıra yakın bir konumda terlik bulunduğu’ iddia edilerek jandarma personelinin bu kısma yönlendirilmeye çalışıldığı, köyde yangın çıkarıldığı, arama kurtarma çalışmaları esnasında olağan dışı elektrik kesintilerinin yaşandığı, iki şahsın bir kız çocuğunu köyün üst tarafına götürdüğü şeklindeki ihbarda bulunulduğu, yanlış ifadelerle güvenlik birimlerinin yanlış yönlendirildiği, bu gibi eylemlerle jandarma personelinin Eğertutmaz Deresi’nden uzaklaştırılmaya çalışıldığı, bu eylemlerin bir kısmının Güran ailesinin bazı üyeleri tarafından yapıldığı, Diyarbakır 4. Sulh Ceza Hakimliği’nin 13 Eylül 2024 tarihli kararıyla bir kısım şüphelilerin tutuklanmasına karar verildiği, R.A’nın şüpheli Salim Güran’ın tarlada olduğu saatlerle alakalı beyanlarının dosyadaki HTS kayıtlarıyla, diğer şüpheli beyanlarıyla ve dahi şüpheli Salim Güran’ın kendi beyanlarıyla çeliştiği, soruşturmanın henüz tamamlanmadığı, taraflar üzerinde baskı kurulma ihtimalinin eldeki dosya bakımından somut olarak varlığı ve dosyadaki diğer tüm belgeler birlikte değerlendirildiğinde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 5. maddesinde öngörülen geçerli şüphe sebeplerinin, 1982 Anayasası’nın 19. maddesinde belirtilen kuvvetli belirtinin ve CMK’nın 100/1 maddesinde öngörülen kuvvetli suç şüphesini gösterir somut delillerin mevcut olduğu, müsnet suç için kanunda öngörülen cezanın alt ve üst sınırı, müsnet suçun CMK 100/3 maddesinde belirtilen katalog suçlardan oluşu, delilerin tamamen toplanmamış olması, verilmesi beklenen cezaya göre R.A’nın kaçma ihtimalinin kuvvetle muhtemel olduğuna dair kanaat ve tutuklama tedbirinin ölçülü olması, bu safhada adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı anlaşıldığından R.A’nın CMK 100 ve devamı maddeleri gereğince tutuklanmasına karar verildi."

Rıdvan Kılıç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul TCMB Başkanı Karahan: "2025 yılı sonunda enflasyonu yüzde 21’e indirmeyi hedefliyoruz" Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, "Yıl sonunda enflasyonun yüzde 44’e düşmesini bekliyoruz. Yaz aylarında baz etkisi ile hızlı düşen enflasyon, önümüzdeki dönemde aylık enflasyondaki iyileşme ile düşmeye devam edecek. 2025 yılı sonunda ise enflasyonu yüzde 21’e indirmeyi hedefliyoruz" dedi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin Kasım ayı olağan toplantısında açıklamalarda bulundu. ’Merkez Bankası Politikalarının Sanayimiz, Üretim Hayatımız ve Finansal İstikrar Açısından Önemi’ ana gündemiyle gerçekleşen toplantıda konuşma yapan TCMB Başkanı Fatih Karahan, Merkez Bankası olarak reel sektörde güçlü bir iletişimlerinin bulunduğunu belirterek, “Firma ve sektör temsilcileri ile yaptığımız görüşmelerle sahadan izlenimler ediniyoruz. Toplumsal refaha en büyük katkıyı fiyat istikrarını sağlayarak sunacağımızın bilincindeyiz” dedi. Dezenflasyon sürecinin devamı ve ardından fiyat istikrarının tesis edilmesiyle ilgili öngörülebilirliğin artacağını işaret eden Karahan, "Böylece yatırım, üretim ve tüketim kararları daha uzun vadeli bir bakış açısıyla alınabilecek" şeklinde konuştu. "2025 yılı sonunda ise enflasyonu yüzde 21’e indirmeyi hedefliyoruz" Dezenflasyon sürecinin devam ettiğini altını çizen Karahan, "Tüketici enflasyonu Ekim ayında yüzde 48,6 oranına gerileyerek, Mayıs ayındaki tepe noktasına kıyasla önemli miktarda düştü. Yıl sonunda enflasyonun yüzde 44’e düşmesini bekliyoruz. Enflasyonun ana eğilimi öngördüğümüzden yavaş olsa da iyileşiyor. Yaz aylarında baz etkisi ile hızlı düşen enflasyon, önümüzdeki dönemde aylık enflasyondaki iyileşme ile düşmeye devam edecek. 2025 yılı sonunda ise enflasyonu yüzde 21’e indirmeyi hedefliyoruz. Para politikamızdaki sıkı duruşumuzu dezenflasyonun devamını sağlayacak şekilde sürdüreceğiz" açıklamalarında bulundu. "Sıkı para politikası duruşumuzu sürdüreceğiz" Karahan, "Para politikamızdaki kararlı duruşumuz yurtiçi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlendirme ve enflasyon beklentilerindeki düzelme vasıtasıyla aylık enflasyonun ana eğilimini düşürmeye devam edecek. Mart ayında yüzde 50’ye çıkardığımız politika faizini 8 aydır sabit tutuyoruz. Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşumuzu sürdüreceğiz" dedi. "Türk lirası varlıklarına olan ilginin ve güvenin artığını görüyoruz" Kararlılıkla sürdürdükleri sıkı parasal duruş ve KKM bakiyesinin azaltılmasına yönelik uygulamaların etkisiyle Türk lirası varlıklarına olan ilginin ve güvenin artığını gördüklerini belirten Karahan, "2023 Ağustos ayında 140 milyar doların üzerine çıkan KKM hesapları Kasım ayının ortasında 38 milyar dolar seviyesine geriledi. Vadesi dolan KKM hesaplarından TL’ye geçiş oranları yılbaşında yüzde 10’lu seviyelerdeyken, son dönemlerde yüzde 25’ler civarında. Bu dönemde KKM hesaplarının toplam içindeki payı yüzde 26’dan yüzde 7’nin altına geriledi. Türk lirası mevduatının payı ise aynı tarihlerde yüzde 32’den yüzde 58’e yükseldi. KKM bakiyesinin azalması Türk lirası mevduat payını artırarak parasal aktarım mekanizmasını güçlendiriyor ve aynı zamanda Merkez Bankası bilançosu üzerindeki riskleri azaltıyor" diye konuştu. Karahan, "26 Mayıs 2023 ile 22 Kasım 2024 tarihleri arasında brüt rezervler 58,2 milyar dolar artış gösterirken, swap hariç net döviz pozisyonumuz 102,3 milyar dolar iyileşti. 22 Kasım itibarıyla brüt rezerv düzeyimiz 156 milyar doların üzerine çıktı. Swap hariç net rezervlerimiz yurtiçinde yaptığımız Türk lirası karşılığı döviz swaplarını dahil ettiğimizde 41,8 milyar dolar oldu" diyerek sözlerini tamamladı.
Karabük Sağlık Müdürüne istifa çağrısı Türk Sağlık-Sen Karabük Şube Başkanı Sadık Doğdu, promosyon sürecindeki tutum ve davranışları nedeniyle İl Sağlık Müdürü İsmail Kara’yı istifaya davet etti. Promosyon sürecinin beklenildiği gibi devam etmediğini ifade eden Sadık Doğdu, İl Sağlık Müdüründen sadece tarafsızlık beklediklerini ama kendilerinin açıkça yasak olmasına rağmen sendika üyeliğini sürdürdüğünü belirtti. Türk Sağlık-Sen Karabük Şubesi olarak Karabük’te promosyon süreci ile ilgili uzun bir süreden beri çalışanların taleplerini, sendika olarak nasıl bir yol izlenmesine dair önerilerini dile getirdiklerini ifade eden Kara, "Özellikle çalışanların tüm temsilcilerinin fikirlerinin alındığı, beraber hareket etmenin esas alındığı ve ihale sürecinin her aşamasında çalışanların tüm sendikalara açık olması gerektiğini söylüyoruz. Biz bunları isterken tek derdimiz çalışanın mağdur olmaması ve ekonomik anlamda önemli bir katkı yapacak bir promosyon anlaşmasına imza atılmasıdır. Aksine tüm söylemlerimiz kulak ardı edilerek sosyal taraflardan paylaşılmadan tamamlanmak istenen bir promosyon süreci görüyoruz" dedi. 1. basamak ihalesi yapılırken neden 5 yıllık yapıldığını soran Doğdu, "30 aylık yapılamaz mıydı? Eğer 30 aylık yapsaydınız; 4 Aralık’ta yapacağınız banka promosyon anlaşması tüm ili kapsayacak şekilde olacaktı. Bugün hiçbir sağlık çalışanı mağdur olmayacaktı. Bunu hiç mi öngöremediniz? Hastanede çalışan işçi arkadaşlarımızı neden 1. basamakta yapılan ihaleye kattınız, Eskipazar Devlet Hastanesi ve Eflani Devlet Hastanesi’nde çalışan sağlık çalışanlarını da bu ihale kapsayacak mı? Üniversiteye bağlı akademik personeller banka promosyon ihalesinde yer alacak mı? İl Sağlık Müdürlüğü 2 ve 3. basamak yaklaşık 2500 çalışan için yapacağı anlaşmada yetkili sendika harici hiç kimse ile en ufak bir diyalog bile kurmamıştır. Sayın İl Sağlık Müdürü yasaya açıkça aykırı olmasına rağmen sendika üyeliğini sürdürdüğü bu malum senle kapalı kapılar ardında nasıl bir promosyon süreci yürüttüğünü az çok tahmin edebiliyoruz. Biz Sayın İl Sağlık Müdüründen sadece tarafsızlık bekliyoruz ama kendileri açıkça yasak olmasına rağmen malum-sen üyeliğini sürdürüyor. Biz sendikal mücadeleden ve rekabetten ne yılar ne de çekiniriz. Ama devletin makamlarını sendikacılık için kullananlarında her zaman karşısında dururuz. Sayın İl Sağlık Müdürü sendikacılığa çok hevesli ise yasak olmasına rağmen üyeliği devam ettirmesinden bunu anlıyoruz. Görevinden istifa etsin malum-sende bir görev alsın sendikacılık yapsın" ifadelerine yer verdi.
Balıkesir Bandırma’da ilçe spor güvenlik kurulu toplantısı gerçekleşti 2025 sezonu profesyonel ve amatör futbol ile basketbol müsabakalarının güvenli ve emniyetli bir şekilde gerçekleştirilmesi amacıyla Bandırma Kaymakamı Engin Aksakal başkanlığında, İlçe Spor Güvenlik Kurulu toplantısı düzenlendi. Toplantı, Bandırma Kaymakamlık makamında gerçekleşti. Toplantıda, geçtiğimiz hafta Bandırmaspor’un lider takım Kocaelispor ile oynayacağı maç öncesinde Karacabey yol güzergahında akaryakıt istasyonundan taraftarlar arasında yaşanan tatsız olaylar detaylı bir şekilde ele alındı. Ayrıca, Bandırma’da 2024 yılı boyunca gerçekleştirilecek tüm spor müsabakalarında alınacak güvenlik önlemleri gündeme geldi. Özellikle Bandırmaspor’un Yeni Malatyaspor ile oynayacağı maç ve 3 Aralık 2024 tarihinde yapılması planlanan Türkiye Ziraat Kupası 4. Eleme Turu’nda Karacabey Belediyespor karşılaşması için alınacak tedbirler değerlendirildi. Karacabey Belediyespor un güvenlik önlemler kategorisinin değişmesi nedeniyle güvenlik tedbirlerinin bir miktar azaltılmasına karar verildi. Ancak, maçta yine de 100 özel güvenlik görevlisi görev alacak. Bunun yanı sıra, Bandırma’da gerçekleşecek spor müsabakalarında taraftarların giriş ve çıkışlarında üst aramaları ve araç kontrollerinin yoğunlaştırılacağı, böylece seyirciler için daha güvenli bir ortam oluşturulacağı ifade edildi.. Toplantının sonunda, spor etkinliklerinde şiddet ve düzensizliğin önlenmesi için alınacak tedbirlerin, taraftarların müsabaka alanlarına gidiş ve dönüş güzergahlarını da kapsayacak şekilde uygulanması gerektiği vurgulandı.
Eskişehir Eskişehir’de 6,5 büyüklüğünde deprem için gerçeği aratmayan tatbikat Eskişehir’de Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) çerçevesinde AFAD-RED ve AYDES uygulamalarının kullanıldığı gerçeği aratmayan deprem tatbikatı gerçekleştirildi. Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) çerçevesinde her yıl düzenli şekilde yapılan deprem tatbikatlarından birisi bugün Eskişehir’de yapıldı. AFAD-RED ve Afet Yönetimi ve Karar Destek Sistemi (AYDES) uygulamalarının desteği ile gerçekleştirilen tatbikatta, Eskişehir’in Tepebaşı ilçesi Uluönder Mahallesi merkezli olarak 6,5 büyüklüğünde deprem varsayımı yapıldı. Eskişehir Emniyet Müdürlüğü toplantı salonunda, Eskişehir Vali Yardımcısı Okan Leblebiciler başkanlığında Afet ve Acil Durum Koordinasyon Kurulu bir araya geldi. Kentteki kamu kurumlarının ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile gerçekleştirilen toplantıda, AFAD Eskişehir İl Müdürü Aslan Mehmet Coşkun sunum yaptı. Tatbikat çerçevesinde, Eskişehir’de depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle kontrollü yıkımı devam eden bir okulun binasında, enkaz altından yaralı kurtarma çalışmaları gerçekleştirildi. Bir yandan da yangın çıkan bir binadan mahsur kalan vatandaşlar itfaiye ekiplerince tahliye edildi. Zincirlikuyu Mahallesi Şehit Jandarma Astsubay Çavuş Hasan Önal Parkı’nda, depremzedelerin acil ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri çadırlar kuruldu. Gerçekleşebilecek bir deprem sonrasında depremzedelere sunulacak hizmetler sergilendi. Eskişehir Hasan Polatkan Havaalanı’nda da senaryo gereği kaza yapan uçakta çıkan yangının söndürülmesi ve içerde mahsur kalan yolcuların tahliye edilmesi için çalışma yapıldı. Kentin farklı noktalarında gerçekleştirilen tatbikatları, Eskişehir Vali Yardımcısı Okan Leblebiciler, Eskişehir Emniyet Müdürü Tolga Yılmaz, Eskişehir Jandarma Komutanı Tuğgeneral Erhan Demir, AFAD Eskişehir İl Müdürü Aslan Mehmet Coşkun, kurum müdürleri, STK temsilcileri yakından takip etti. Gerçekleştirilen geniş çaplı tatbikatlarda, çok sayıda arama kurtarma grubu, STK temsilcileri, itfaiye, polis, jandarma, sağlık personeli, doğal gaz ve elektrik dağıtım firması çalışanları yet aldı. Gün boyu süren ve gerçeği aratmayan tatbikatlar toplam 568 personel ve 108 araç görev aldı.