ASAYİŞ - 08 Kasım 2024 Cuma 11:39

Kars’ta jandarma uygulamalarını sıklaştırdı

A
A
A
Kars’ta jandarma uygulamalarını sıklaştırdı

Kars’ta jandarma güvenlik, asayiş ve trafik uygulamalarını yoğunlaştırdı. Jandarma ekiplerince yalpan uygulamalar ise vatandaşlar arasında memnuniyetle karşılanıyor.


Kars İl Jandarma Komutanlığı’nca uygulama noktaları ile önceden belirlenen noktalarda yapılan uygulamalarda 162 bin 743 kişinin GBT sorgulaması yapıldı. Çeşitli, suçlardan aranması bulunan 270 kişi yakalandı. Yakalanan 270 kişiden mahkemeye sevk edilen 26 kişi tutuklandı.


Ayrıca jandarma trafik timlerince 66 bin 465 araç sorgulandı. 106 araç trafikten men edildi. 267 araca 1 milyon 290 bin 690 lira cezai işlem uygulandı. Kayıp olarak aranan 6 kişi bulunarak ailelerine teslim edildi.


Jandarma 27 zararlı yazılma işlem yaparken, 73 siteye bilişim dolandırıcılığı ve yasa dışı bahis oynatmaktan, 3 kişiye ise bilişim müstehcenliğinden işlem yaptı.


Kars İl Jandarma Komutanlığı’nca asayiş, güvenlik ve trafik uygulamalarının hız kesmeden devam edeceği öğrenildi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Seyhan Belediyesi kaçak yapılara izin vermiyor Seyhan Belediyesi ekiplerince, Yeni Mahalle’de kaçak olduğu belirlenen iki yapı yıkıldı. Kaçak yapılaşmanın önünü kesmeye kararlı olduklarını belirten Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin, “ Yıkım kararı yalnızca yasal zorunluluktan değil aynı zamanda Seyhan’da yaşayan her vatandaşımızın güvenliği, sağlığı ve adalet duygusunun korunması adına alındı” dedi. Seyhan Belediyesi kaçak yapılaşmaya geçit vermemek adına çalışmalarına devam ediyor. Bu kapsamda Yeni Mahalle’de ruhsatsız olduğu belirlenen iki kaçak yapının yıkımı Seyhan Belediyesi Yapı Kontrol Müdürlüğü ekipleri tarafından emniyet güçleri ve zabıta ekipleri nezaretinde sorunsuz bir şekilde gerçekleşti. Yıkımın, belediye encümenin aldığı karar doğrultusunda gerçekleştirildiğini belirten Başkan Tekin, “Kaçak yapılaşmaya müsamaha söz konusu bile olamaz. Yıkım kararı yalnızca yasal zorunluluklardan değil, aynı zamanda Seyhan’da yaşayan her vatandaşımızın güvenliği, sağlığı ve adalet duygusunun korunması adına alınmıştır. Ruhsatsız yapılaşma, kentteki kaynakların eşit ve adil kullanımını da engellemektedir. Yasalar çerçevesinde inşaat yapan vatandaşlarımızın ve girişimcilerimizin üstlendiği maliyetlere rağmen, ruhsatsız yapılar bu yükümlülüklerden kaçınarak adil olmayan bir durum oluşturmaktadır. Bu eşitsizliğin ve adaletsizliğin önüne geçmek de temel görevimizdir. Belediye olarak, bireysel hak ve özgürlüklerin toplum güvenliği ve ortak yarar ile dengelenmesi gerektiğine inanıyoruz. Elbetteki başını sokacak bir çatı bulmak amacıyla kendine barınma imkânı sağlayan her Seyhanlının yanındayız. Ancak bireysel kazanç yada ticari girişim amacıyla ruhsatsız ve her türlü yapısal denetimden uzak bir şekilde yapılan bu binayı bu kapsamda değerlendiremeyiz” dedi. Başkan Tekin, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kentimizi hep birlikte daha güvenli, yaşanabilir ve adil bir hale getirmek için çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğimizi belirtirken, yıkım süreçlerini de insan onuruna saygılı bir yaklaşımla gerçekleşecek olup, ihtiyaç duyan vatandaşlarımız için sosyal destek sağlamak üzere birimlerimizi de hazır bulunduracağız. Ruhsatsız yapılaşmanın önlenmesi, kentimizin güvenli ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşması, halkımızın güvenliği ve kentimizin gelişimi için de tüm girişimcilerimizi yasalara uygun hareket etmeye davet ediyorum.”
Ankara Bakan Kurum: "İzmir Körfezi bir zahmet temizlenecek" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, "Çevre Bakanı olarak diyorum ki; bunu herkes not alsın, İzmir Körfezi bir zahmet temizlenecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi bir zahmet sorumluluklarını yerine getirecek" dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının 2025 yılı bütçelerine ilişkin sunum yaptı. Bakan Kurum, 6 Şubat depremleri sonrasında yapılan çalışmalardan 81 ildeki kentsel dönüşüm faaliyetlerine, iklim değişikliğiyle mücadeleden Sıfır Atık Hareketi’ne, millet bahçelerinden çevre ve doğa koruma projelerine kadar Bakanlığın birçok projesindeki son durumu anlattı. Türkiye’nin son 120 yılda 20 yıkıcı deprem yaşadığını, binlerce vatandaşını toprağa verdiğine dikkati çeken Bakan Kurum, bugün 85 milyon nüfusun yüzde 71’inin deprem riski taşıyan bölgelerde yaşadığını vurguladı. "Deprem bölgesi ’milli seferberlik sahası’ olmuştur" Kahramanmaraş depremlerinin hemen ardından Cumhuriyet tarihinin en büyük konut seferberliğinin başlatıldığını belirten Bakan Kurum, “Eli daima deprem bölgesinin üzerinde olan, deprem bölgesini daima ilk gündem olarak gören Cumhurbaşkanımızın liderliğinde depremin üzerinden 45 gün geçmeden ilk temellerimizi attık. 3’üncü ayın sonunda tam 180 bin yuvanın inşasını başlattık. Bugün küllerinden yeniden doğan deprem bölgesi, dünyanın en büyük, en hareketli şantiye alanı olmuştur. Türk milletinin her ferdinin üzerine titrediği Anadolu’daki 10 asırlık hikayemizin en büyük ’milli seferberlik sahası’ olmuştur. Şu anda 11 ilimizde bin 900 şantiyemizde deprem bölgesine adanmış 160 bin kardeşimiz, ’bir vatan müdafaası’ şuuruyla yeni yuvalarımızı yapmaktadır” ifadelerini kullandı. "2025 yılı sonunda 453 bin yuva ve iş yerimizin anahtarlarını vereceğiz" Şu ana kadar deprem bölgesinde 358 bin ev ve iş yerinin ihalesinin gerçekleştirildiğini açıklayan Bakan Kurum, Hatay’da 130 bininci konutun teslim edildiğini hatırlattı. 4 bin 333 köyde yaklaşık 62 bin köy evinin inşasının sürdüğünü belirten Kurum, “Her gün ortalama bin 500 konut yaparak 70 bin konutumuzu daha tamamlayacak, toplam 202 bin ev ve iş yerimizi teslim edeceğiz. 2025 yılı sonuna geldiğimizde 453 bin yuva ve iş yerimizin anahtarlarını afetzede kardeşlerimize vermiş olacağız. Evine girmeyen tek bir afetzede kardeşimizi bırakmayacağız” diye konuştu. "İstanbul’da 600 bin konut kendiliğinden çökebilecek vaziyettedir" İstanbul için kentsel dönüşüm çağrısını yineleyen Bakan Kurum, şunları kaydetti: "Özellikle de geçmişinde en büyük sınavları hep depremlere karşı vermiş olan, muhtemel bir depremle Türkiye’nin bekasını tehlikeye atacak olan İstanbul’umuzun üzerine titriyoruz. Bilim insanlarımız uyarılarına her gün bir yenisini daha ekleyerek, ’İstanbul’un yakın geleceğinde bir deprem bekleniyor; acil ve kesintisiz kentsel dönüşüm şart’ diyorlar. ‘İstanbul’a dair tüm gündemler ertelenmeli, süratle dönüşüme odaklanılmalı’ diyorlar. Bu çağrıları da şu hakikatlere dayandırıyorlar. Bugün İstanbul’umuz toplam 7.5 milyon ev ve iş yeriyle devasa bir metropoldür. Bu yuvaların 1,5 milyonu mühendislik hizmeti almamış ve zemin nedeniyle de ileri derecede risk altındadır. Hele hele bunların 600 bini, bırakın 7 şiddetindeki bir depremi, her an kendiliğinden çökebilecek vaziyettedir. Zaten gün geçmiyor ki İstanbul’un bir mahallesinde kendiliğinden çöken bir bina olmasın." "88 bin sosyal konutun inşasına başladık" Bakan Kurum, 2025 yılı sonu itibarıyla 81 ili kapsayan yeni bir sosyal konut kampanyası daha başlatacaklarını belirterek, şu ifadelere yer verdi: "Bizden önce düşe kalka ilerleyen Toplu Konut İdaresi’ni canlandırarak 21 yılda 3 trilyon lira yatırım yapmış, 1 milyon 462 bin sosyal konut ve 46 bin sosyal donatıyı 5 milyon dar gelirli vatandaşına sunmuş olmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz. Ama durmuyoruz. Bugün 81 ilin tamamına yayılan tam bin 210 şantiyede, 312 bin yuvamızın, park, bahçe, cami, okul ve sosyal donatımızın inşasını da aşkla sürdürüyoruz. 2024 yılında 130 bin konutun ihalesini, 34 bin evin satışını ve 52 bin evin teslimini tamamladık. Şu anda 50 ve 100 bin sosyal konut projelerindeki konutlarımızı, depremin getirdiği yüksek maliyetlere ve zorluklara rağmen büyük oranda bitirdik. İlk kez buradan ifade ediyorum. 250 bin sosyal konut kampanyamızda şu anda 88 bin konutumuzun inşasına başladık. TOKİ’mizin 2 gün önce açıkladığı ihale takvimine göre tüm inşaatlarımızı başlatacağız, milletimize verdiğimiz sözü tutacağız. Yine İlk Evim Arsa Projesi kapsamında 694 ilçede taleplerimizi topladık. 2025 yılı Temmuz ayına kadar da tahsis süreçlerini tamamlayacağız." Bakan Kurum, Emine Erdoğan öncülüğündeki Sıfır Atık Hareketi kapsamında 193 bin binada sıfır atık yönetim sistemi kurulduğunu, toplam 60 milyon ton atığın geri kazanıldığını belirtti. Kurum, ekonomiye 185 milyar lira katkı sağlandığını ve 498 milyon ağacın kesilmesinin, 5,9 milyon ton sera gazı salımının önlendiğine vurgu yaptı. Kurum, Son 22 yılda belediye ayrımı gözetmeksizin 25 bin 950 çevre yatırımına 58 milyar lira kaynak sağlandığını belirterek, “Türkiye’nin 7 bölgesinde sıfır atık pilot ilçelerimizi belirleyeceğiz. Depozito Yönetim Sistemimizin makine ve altyapı kurulumunu 2025 yılı sonuna kadar yapacak, ülke genelinde uygulamaya geçeceğiz. 2017 yılında yüzde 13 olan geri kazanım oranımızı 2024 yılı itibarıyla yüzde 35’e çıkardık; inşallah daha çok çalışarak 2035 yılında yüzde 60’a çıkaracağız” şeklinde konuştu. İzmir Körfezi’nin kirli suyu Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Bakan Kurum, Plan ve Bütçe Komisyonu’na İzmir Körfezi’nden alınan bir müsilajlı su getirdi. Kurum, kirli su numunesini göstererek, "Bu suyu, İzmir Körfezi’ndeki kirliliği görmekten imtina eden, bu acı tablo karşısında tek bir açıklama dahi yapmayan siyasilere denizin kirliliğini daha iyi anlatmak için getirdim. Artık İzmir Körfezimizde büyük bir çevre felaketi yaşandığını, Körfez’in içindeki tüm canlılarla birlikte can çekiştiğini, her saat başı binlerce balığın öldüğünü görmenin vakti gelmiş, hatta geçmiştir" ifadelerini kullandı. İzmirli vatandaşların rahat bir yaşam süremediğini belirten Bakan Kurum, "Şu kirliliğin olduğu bir denizde balıklar yaşayabilir mi? Şu anda bu su numunesi içerisinde atık su kaynaklı amonyak miktarı olması gerekenden tam 50 kat daha fazladır. Oksijen miktarı sıfırdır sıfır" dedi. "İzmir Körfezi bir zahmet temizlenecek" Bakanlık olarak İzmir Körfezi Orta ve Uzun Vadeli Eylem planlarını da çok yakında kamuoyuyla paylaşacaklarını ifade eden Bakan Kurum, şunları kaydetti: “Altını çiziyorum, bu işin takipçisi olacağız. İzmir Körfezi’nin temizlenmesi açısından her türlü süreci takip edeceğiz. İzmir Körfezi’nin umursamaz ellerde heba olmasına, her seçim öncesinde ‘Körfez’de kulaç atacağız’ deyip tek bir olumlu adım atmayan zihniyete müsaade etmeyeceğiz. Ben Çevre Bakanı olarak diyorum ki; bunu herkes not alsın, İzmir Körfezi bir zahmet temizlenecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi bir zahmet sorumluluklarını yerine getirecek. Yapması gerekenleri yapacak. İlgili herkese vazifelerini hatırlatmaya, İzmir halkı ve milletimiz adına devam edeceğiz." Mapa-Şamandıra’da pilot bölge Fethiye ve Göcek Mavi vatanın temiz geleceğini garanti edecek Mapa-Şamandıra Projesi’nin bu yıl içinde Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde pilot uygulama olarak başlayacağını aktaran Bakan Kurum, “Projemizle tekne ve yatların koylarımızda kontrollü şekilde konaklamalarını sağlayacağız. Ekolojik yaşamı koruyacağız. Atıkların denize deşarjını önleyecek, deniz canlılarını koruyacağız. Başarımızı ölçecek, eksik yönlerimizi giderecek ve en kısa süre içerisinde aynı uygulamayı tüm denizlerimizde yapmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Bakan Kurum, "Van Gölü Havza Koruma Eylem Planı ve Uygulama Programı”, Eğirdir Gölü’nün temizliği, Ayder ve Uzungöl’deki doğa koruma projelerinden de bahsetti. “Yeşil Şehir Vizyonu”nun millet bahçeleriyle devam ettiğini söyleyen Kurum, “Şu anda 77 milyon metrekare alana yayılan tam 521 millet bahçesi yapıyoruz. 274 millet bahçesinin yapımını bitirerek milletimize sunduk. İstanbul’un fethinin 569. yılında ilk fidanlarıyla buluşturduğumuz Atatürk Havalimanı Millet Bahçemizin kalan tüm etaplarını hızla tamamlayarak, milletimizle birlikte coşkuyla açacağız” ifadesini kullandı. "Site yönetimleriyle ilgili mevzuat tamamlanmak üzere" Bakan Kurum, site yönetimleriyle ilgili mevzuat hazırlıkları ile ilgili de, “Apartman ve sitelerde ortak alanların ve ortak giderlerin nasıl yönetileceği konusunda gerek kat maliklerinin, gerekse hizmet sunucusu şirketlerin sorunlarına çözüm bulacak olan mevzuat çalışmamızı tamamlamak üzereyiz. İnşallah bu yıl içinde milletimize arz edeceğiz” dedi. Yeşil sertifika, yağmur suyu ve gri su zorunluluk olacak Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’nin de güncellendiğini açıklayan Bakan Kurum, şu ifadelere yer verdi: "Yerleşim alanlarında elektrikli araçlar için şarj ünitelerinin kurulumunu kolaylaştırıyoruz. Site ve apartman otoparklarında şarj ünitelerinin kurulumu için zorunlu olan elektrik tesisatı artık ruhsata tabi olmayacak. Yine kamuya ait ve yeni yapı ruhsatı alınacak 10 bin metrekare ve üzerindeki sağlık, eğitim ve hizmet binaları için Yeşil Sertifika alınmasını zorunlu hale getiriyoruz. Belli büyüklük ve tipteki kamu binaları ve özel binalarda yağmur suyu ve gri su sistemlerinin kurulumu artık zorunlu olacak. Bu sayede her 1,5 yılda bir Mogan Gölü kadar sudan tasarruf etmeyi hedefliyoruz." Muhalif parti milletvekillerinin sözleri üzerine Bakan Kurum, "Hazmedemiyorsunuz, hazmedemiyorsunuz, hazmedemiyorsunuz. Biz aziz milletimiz için bu hizmetleri yapmaya devam edeceğiz. 2025 yılı bütçemizin milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum" diyerek cevap verdi.
Bilecik Protokol üyeleri kabak dilimini en kısa sürede soymak için yarıştı Bilecik’in tarım ve kültür zenginliğini yansıtan Kızıldamlar Kestane Kabağı Festivali’nde düzenlenen Kabak Soyma Yarışması’nda protokol üyeleri yarıştı. İki dakikada içinde 2 kabak dilimi soyan Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bahadır Sayıncı birinci oldu ve köyün en büyük kabağını kazandı. Bilecik Valisi Sayın Şefik Aygöl’ün katılımıyla bu yıl da gerçekleşen festival, özellikle Kızıldamlar köyünde yetiştirilen ve lezzetiyle nam salan kestane kabağı tanıtıldı. 550 dekarlık alanda yaklaşık 850 ton kestane kabağı üretiliyor Kızıldamlar köyünde yetiştirilen kestane kabağı, üstün kalitesi ve benzersiz tadıyla artık bu köyün simgesi haline gelmiş durumda. Bilecik Merkez’e bağlı Kızıldamlar köyünde toplam 550 dekarlık alanda yaklaşık 850 ton kestane kabağı üretiliyor. İl genelinde ise bin 43 dekarlık alanda yılda ortalama 2 bin 596 ton balkabağı yetiştiriliyor. "Kestane kabağı benzersiz lezzetiyle Bilecik’in simgelerinden biri haline gelmiştir" Festivalde konuşan Bilecik Valisi Şefik Aygöl, “Kızıldamlar köyümüzde yetiştirilen kestane kabağı, Bilecik’imizin tarımsal zenginliğini gözler önüne seriyor. Bu özel mahsul, hem kaliteli yapısıyla hem de benzersiz lezzetiyle Bilecik’in simgelerinden biri haline gelmiştir. Böylesine değerli bir ürünü halkımıza tanıtmaktan ve üreticilerimizi desteklemekten büyük bir mutluluk duyuyoruz. Tarım, bizim kültürel mirasımızın ve ekonomik gücümüzün önemli bir parçasıdır. Bu festivale katılan ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" dedi. Dekan Prof. Dr. Bahadır Sayıncı birinci oldu ve köyün en büyük kabağını kazandı Konuşmaların ardından En İyi Kestane Kabağı Yarışması, Halk Oyunlar gösterisi, Kabak Soyma Yarışmasıyla son buldu. Kabak Soyma Yarışması’nda renkli görüntüler ortaya çıkartı. İki dakikada içinde en çabuk 2 kabak dilimi saymak için Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bahadır Sayıncı, Tarım İl Müdürü Necmettin Yoldaş, Bilecik Ziraat Odası Başkanı Ahmet Sevinen ve Muhtarlar Derneği Başkanı İlhami Çınar yarıştı. Yarışmada 1 dakika içinde 2 dilim kabağın dış kabuğunu soyan Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bahadır Sayıncı birinci oldu. Sayıncı’ya köyün en büyük kabağı hediye edilirken, dereceye girenleri Vali Aygöl tebrik etti.