SPOR - 02 Şubat 2023 Perşembe 17:47

Karaman Futbol Kulübü’nün yeni teknik direktörü Şaban Yıldırım oldu

A
A
A
Karaman Futbol Kulübü’nün yeni teknik direktörü Şaban Yıldırım oldu

TFF 3.

TFF 3. Lig 2. Grup’ta mücadele eden Karaman Futbol Kulübü’nün yeni teknik direktörü Şaban Yıldırım için imza töreni düzelendi.


Zafer Hızarcı ile yollarını ayıran Karaman Futbol Kulübü, takımın başına Şaban Yıldırım getirdi. Kırmızı-beyazlılar, düzenlenen imza töreninde 53 yaşındaki tecrübeli çalıştırıcıyla anlaşma sağladı. Kulüp Başkanı Süleyman Han, Onursal Başkan Mehmet Ali Han ve yeni teknik direktör Şaban Yıldırım, imza töreninin ardından açıklamalarda bulundu.



“Hoca seçimi bizim için kolay olmadı"


Sözlerine Zafer Hızarcı’ya teşekkür ederek başlayan Onursal Başkan Mehmet Ali Han, “Bir sene içerisinde ligden düşmüş olarak görünen, ligde kalarak bu senede zirvesine oynayan bir takımımız var. Hiç kimse zerre kadar şüphe duymasın. Geçen sene bize şu anı teklif etselerdi herhalde öpüp başımızın üzerine koyardık. Karaman Futbol Kulübü hedefinden hiç şaşmadı. Bizler şaşmadık Karaman halkı bunu bilsin. İnşallah sezon sonunda da bir üst lige çıkarak hedefimizden asla taviz vermeyeceğiz. Hoca seçimi de bizim için kolay olmadı. En az 100 hocayla görüştük. Doğru karar verdiğimizin kanaatindeyiz. İsteyerek hocamızı getirdik biz buraya. O yüzden hoca da hem bizim hem de Karaman’ın emaneti. Bu yüzden hocamızın değerini bileceğiz hep beraber” şeklinde konuştu.



“Sahada iyi işler yapan bir takım var"


Teknik Direktör Şaban Yıldırım ise, “Benim için burada olmak gerçekten son derece memnuniyet verici ama ondan öncesinde de sürpriz olduğunu söylemem gerekiyor. Çünkü aklımda olan bir yer değildi burası. Burayla ilgili bilgi edindikçe buraya dair olan isteğimiz de arttı. Neyi gördük burada, neden buradasınız diye sorarsanız önce bir vizyon gördük, bir hedef gördük burada. Dürüstlük gördük ve ona uygun bir takım gördük. İzlediğimiz kadarıyla iyi işler yapabilen sahada iyi işler yapan bir takım var. Dolayısıyla da hem başkanlarımızın vizyonu hem de şehrin isteği doğrultusunda bu takım bize umut verdi. Dolayısıyla da belli bir şeyleri yapabileceğimizi düşünüyoruz. Ama başkanımla birlikte uzun yaptığımız konuşmalarda şunu da aramızda konuştuk. İki şeyi birden götürmek gerekiyor. Yani hem şimdiyi iyi yönetmek lazım hem de geleceği bir yandan da planlamak lazım. Bunlar birbirleriyle çelişen şeyler değil tam tersi birbirlerini besleyen şeylerdir. Yani iyi sonuçlar geldikçe diğer geleceğe dair planlamalar, yapılanmalar daha hız kazanacaktır. Şehrin isteğini de gördük yani taraftarın potansiyelini gördük. Şehirde iyi bir taraftar olduğunu gördük. Yani takımını destekliyor, tribünleri dolduruyor, başarı geldikçe daha fazlasını yapabilecek bir potansiyele sahip olduğunu gördük. Bütün bunlar bizi buraya çekti. Burada bulunduğumuzdan dolayı hem ben hem de ekibim son derece memnunuz. İnşallah sezon sonunda istediğimiz, arzuladığımız, taraftarımızın istediği yere hep birlikte çalışarak gelmiş oluruz” ifadelerine yer verdi.


Karaman Futbol Kulübü’nün grubundaki rakiplerinin güçlü olduğunu dile getiren Yıldırım, rakipleri yenebilmek için birlik ve beraberliğin en büyük güçleri olduğunun da altını çizdi. Kulüp Başkanı Süleyman Han da, “Başarılarımıza hocamızın katısı olacağına inanıyorum. Hep birlikte bu sezonu çıkartalım ve hedefimize ulaşalım” dedi.


Futbola Sakaryaspor’un altyapısında başlayan Şaban Yıldırım, 2000-2001 sezonunda aktif futbola veda etti. Antrenörlüğe altyapısında yetiştiği Sakaryaspor’un genç takımında başlayan Yıldırım, 2003-2004 sezonunda takımı Süper Lig’e çıkartarak ilk başarısını elde etti. Yıldırım, Sakaryaspor’un yanı sıra İstanbulspor, Mardinspor ve Elazığspor’un teknik direktörlüğünü de yaptı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Yumaklı: "Dişimizle tırnağımızla bir yere getirmiş olduğumuz, hakikaten çok emek sarf edilmiş bir takım şeyleri bunlara kurban etmemeliyiz" Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı "Bab-ı Ali Toplantıları-Büyüyen Küresel Gıda Sorunu ve Türk Tarım Sektörünün Konumu, Geleceği" konulu toplantıda konuştu. Bakan Yumaklı, Ana muhalefetin boykot çağrılarına karşı ekonomimizin önü ardı hiç düşünülmeden bu tür şeylere kurban edilmesinin doğru olmadığını ifade etti. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, "Bab-ı Ali Toplantıları - Büyüyen Küresel Gıda Sorunu ve Türk Tarım Sektörünün Konumu, Geleceği" Toplantısına katıldı. Beşiktaş’ta bir otelde düzenlenen toplantıda konuşan Bakan Yumaklı, "Tarım sektörü milli güvenlik kadar, savunma sanayi kadar önemli. Ülkelerin stratejik bakışlarında ilk üçün içerisinde mutlaka yer alan bir sektör olarak konuşulur. Küresel iklimin en büyük etkisi de yine bu son derece stratejik olan sektöre gelmiş durumda. "Büyüyen Küresel Gıda Sorunu ve Türk Tarım Sektörünün Konumu, Geleceği". Burada bir görüş alış verişinde bulunacağız. Tarım ve orman sektörü, gıda arzı ve güvenliğine sağladığı katkının yanı sıra bütün sanayiler içinde bir girdi teminini ifade eder. Dolayısıyla hem kırsal kalkınmada olan etkisi hem oluşturduğu istihdamla da modası asla geçmeyecek stratejik bir sektördür. Dünyada kırılma dönemlerine baktığımızda her zaman bir takım zorlukların sıkıntıların gerçekleştiğini görüyoruz. Her gün yeni bir gündemle uyanıyoruz. Gün içinde gündemimiz defalarca değişebiliyor. Hele ki son günlerde bunun örneğini çok yakında görüyoruz. Böyle dönemde kendimizi tarımsal üretimde, gıda-arz güvenliğinde güçlü tutmak zorundayız. Öncelikle bunun altını kuvvetlice çizmek istiyorum." dedi. "Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi ’Ambarın anahtarı kimdeyse güç ondadır’ prensibince hareket ediyoruz." diyen Yumaklı, "Birleşmiş Milletlerin (BM) yayınladığı bir rapora göre 2050 yılında yüzde 65’le yüzde 70 daha fazla gıda üretmemiz gerektiğini söylüyorlar. Bu nedenle bizim önümüzde kıldan ince kılıçtan keskin bir yol var. Biz bakanlık olarak bütün bunlardan sorumluyuz. Biz bütün bu kapsamda bakanlık olarak toplamda 165 bin arkadaşımızla beraber öncelikle ülkemizin gıda-arz güvenliğinin gerektirdiği hususları yerine getiriyoruz. Daha sonrada bizlerin ürettiklerine ihtiyacı olan bu ülkelerin de ihtiyacını gideriyoruz." dedi. 2024 yılı sonu itibariyle de 32,6 milyar dolarlık bir tarım ürün ihracatının söz konusu olduğunu söyleyen Bakan Yumaklı, "Çiftçiyi korumak ve tüketiciyi korumak’ bugün için bizim parolamız bu. Tarımsal destekler var. Ar-ge var. Sulamada çok ciddi yatırımlar halen yapılmaya devam ediyor. Bugün ülkemiz tarımsal hasılada Avrupa’da birinci, dünyada ilk 10 ülke arasında. 186 ülkeye 2 binin üzerinde tarım ve gıda ürünü ihraç ediyoruz. 2024 yılı sonu itibariyle de 32,6 milyar dolarlık bir tarım ürün ihracatımız söz konusu. Bu ihracatta katkısı olan çiftçisinden sanayicisine kadar, sektörün tüm paydaşlarına teşekkür etmek istiyorum." Önümüzdeki dönemde 5 ana temel üzerine tarımsal üretimin oturtulduğunu kaydeden Yumaklı, "Birincisi yapmış olduğumuz üretimin sürdürülebilir olması gerekir. Sürdürülebilir üretimin verimli olması gerekir. Sürdürülebilir ve verimli tarımsal üretimin elde ettiği çıktıların kalitesi olması gerekir. Bütün bunların kayıt altına alınması gerekir ki en çok mücadele verdiğimiz alanlardan bir tanesi ve son madde ise bütün bunlardan elde edilen gelirin tarım sektörüne yatırım olarak geri dönmesi. Bu 5 eksen etrafında şekillendirdik. Bu kapsamda son 2 yılda özellikle hayata geçirmek için mücadele ettiğimiz tarımsal üretim planlamasını 2024 yılı itibariyle hayata geçirdik. Yani şuanda bizim hasat edeceğimiz ürünler tarımsal üretim planlamasının ilk meyveleri olacak bu sene. Türkiye’nin kendi ürünlerini üreten ve katma değerli hale getirerek bunları pazarladığı bir ülke olması bizim açımızdan son derece önemli. Başka önemli bir konu ise tarımsal üretimin teknolojik ihtiyacı. 2025 yılını tarımsal teknoloji konusunda çok daha farklı bir perspektifi getirmek üzere projeler oluşturmaya ayırdık." dedi. Ana muhalefetin boykot çağrılarına ekonominin kurban edilmemesi gerektiğine işaret eden Yumaklı, "Ekonomimizin bu anlamda hakikaten hiç önü ardı düşünülmeden bu tür şeylere kurban edilmesinin doğru olmadığını bir kez daha kuvvetlice ifade etmek istiyorum. Dişimizle tırnağımızla bir yere getirmiş olduğumuz, hakikaten çok emek sarf edilmiş bir takım şeyleri bunlara kurban etmemeliyiz. Başka bir şeyi konuşuyoruz. Sizin ülkenizde gıda arz güvenliğiyle ilgili bir sorun olduğunda, bütün dinamiklerinizi ya da avantajlarınızı kaybettiğinizde ’bu ülkede işte bir siyasi görüş daha az etkilenecek öbürü hiç etkilenmeyecek’ diye bir şey yok. Herkes aynı şekilde etkilenecek. Dolayısıyla şapkamızı önümüze alıp düşünmemiz gerekir." dedi.