ASAYİŞ - 05 Kasım 2024 Salı 13:09

Kaçak kazı yaparken suçüstü yakalandı

A
A
A
Kaçak kazı yaparken suçüstü yakalandı

Karabük’ün Ovacık ilçesinde kaçak tarihi eser kazısı yapan 1 kişi suç aletleri ile birlikte Jandarma ekiplerince kıskıvrak yakalandı.


Edinilen bilgiye göre, İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince Ovacık ilçesi kırsalında bir ihbar sonucu yaptıkları operasyon kapsamında bir kişi izinsiz tarihi eser kazısı yaptığı sırada suçüstü yakalandı. Operasyon kapsamında gözaltına alınan şahısla birlikte kaçak kazıda kullandıkları malzemeler ele verildi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sultangazili çocuklara uygulamalı deprem ve güvenli trafik eğitimi Sultangazi Belediyesi, çocuklara küçük yaşta trafik ve deprem bilinci kazandırmaya devam ediyor. İlçedeki okullardaki 4, 5 ve 6. sınıf öğrencileri "Deprem Eğitim Parkı”nda düzenlenen simülasyon destekli eğitimlerle doğal afetler hakkında bilinçlendirilirken, "Uygulamalı Trafik Eğitim Parkı”nda trafik kurallarını öğreniyor. Türkiye’nin deprem kuşağında yer alması deprem konusundaki farkındalığın daha da artmasını gerektiriyor. Bu bilinçle hareket eden Sultangazi Belediyesi, ilçedeki Deprem Eğitim Parkı’nda 4, 5 ve 6. sınıf öğrencilerine uygulamalı eğitimlerle deprem anında neler yapılması gerektiğini anlatıyor. Doğal afetler hakkında bilinçlendirmenin yanı sıra özellikle büyükşehirlerde hayati önem taşıyan trafik kavramı ve trafik kuralları, çocuklara eğlenceli bir eğitimle aşılanıyor. Uygulamalı Trafik Eğitim Parkı’nda trafik polisleri, çocukları araçlara bindirerek trafik kurallarını öğretiyor. Simülasyonlu deprem eğitimi İlçedeki okullarda okuyan öğrencilere 50 Yıl Mahallesi’nde yapılan "Şehit Özay Gezgin Deprem Eğitim Parkı"nda çocuklara muhtemel doğal afet ve deprem konusunda çeşitli eğitimler veriliyor. Park içerisinde yer alan özel simülatörle öğrencilerin muhtemel bir deprem halinde ne yapmaları gerektiği konusunda bilgiler aktarılıyor. Eğitmenlerin verdiği bilgilerin ardından 7.4 büyüklüğündeki bir depreme göre ayarlanan simülatörde, sınıfta veya evde depreme yakalananların, yapması gerekenler uygulamalı olarak gösteriliyor. Uygulamalı trafik eğitim parkı Habibler Mahallesi’nde yer alan Uygulamalı Trafik Eğitim Parkı’nda ise çocuklara trafik kuralları, trafik polisleri tarafından öğretiliyor. Eğitim parkında yatay-düşey trafik işaretleri, sinyalizasyon sistemleri, bisiklet yolları, yaya geçitleri, hemzemin geçit, yaya kaldırımları, eğitim pisti, üst geçit ile eğitim laboratuvarı bulunuyor. Çocuklara akülü araçlar eşliğinde teorik ve uygulamalı trafikle ilgili bilgiler veriliyor. 1 yılda 45 bin öğrenci Sultangazi Belediye Başkanı Abdurrahman Dursun, “Sultangazi Belediyesi olarak şehrimizdeki Uygulamalı Deprem Parkı’nda afet anında neler yapılması gerek onları gösteriyoruz. Trafik Eğitim parkımızda ise çocuklarımızın trafik bilinci oluşturmalarına katkıda bulunuyoruz. Ağaç yaşken eğilir. Maalesef ülkemiz deprem kuşağında. Bu yüzden çocuklarımızı ne kadar çok bilinçlendirirsek o kadar iyi. 1 yılda Deprem ve Trafik Parkımızda 45 bin çocuğumuza eğitim verdik. Bu sayıyı her geçen gün daha da artıyoruz“ diye konuştu.
Siirt Uzmanından kronik hastalara tavsiyeler Siirt Eğitim ve Araştırma Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Ali Nar, özellikle yüksek tansiyon, diyabet ve kalp rahatsızlıklarına sahip bireylerin kontrollerini aksatmamaları gerektiğini söyledi. Bu hastalıkların ciddi sağlık problemlerine yol açabileceğini ve zamanında müdahale edilmezse hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürebildiğini ifade eden Dr. Nar, hastaların, doktorlarının verdiği tedavi planına ve ilaç kullanımına harfiyen uymaları gerektiğini söyledi. Bu hastalıkların genellikle sinsi ilerlediğine ve geç fark edildiğinde tedavisinin zorlaştığına dikkat çeken Nar, "Özellikle yüksek tansiyon ’sessiz katil’ olarak biliniyor. Hastalarımız çoğu zaman tansiyon yüksekliğini hissetmeyebilir. Ancak bu durum, organ hasarına yol açmadan önce kontrol altına alınmalıdır" dedi. Bunun yanı sıra, sağlıklı beslenme ve düzenli egzersizin bu hastalıkların önlenmesi ve yönetilmesinde büyük rol oynadığını belirten Dr. Nar, "Tuz tüketimini azaltmak, düzenli egzersiz yapmak, sebze ve meyve ağırlıklı beslenmek, bu hastalıkların kontrolünde oldukça etkilidir. Özellikle risk grubunda bulunan bireylerin dikkatli olmaları gerekiyor. Aile geçmişinde kalp hastalığı, diyabet ya da yüksek tansiyon bulunan kişilerin daha sıkı bir kontrol altında olması hayati önem taşıyor. Erken teşhis, birçok hayatı kurtarabilir. Hastanelerde sunulan sağlık hizmetleri bu tür kronik hastalıkların teşhis ve tedavisinde büyük bir öneme sahip. Hastalar, bu hizmetlerden yararlanarak sağlıklarını güvence altına alabilecekler" dedi.
Kayseri Kadavradan beklerken babası böbreğini verdi Kayseri’de doğuştan böbrek hastası olan ve 6 senedir diyalize girerek kadavradan nakil bekleyen 16 yaşındaki Tolgacan, babasının bağışladığı böbrek ile yeniden hayata tutundu. Kayseri’de 16 yaşındaki doğuştan böbrek hastası Tolgacan Yüksel, 6 senedir kadavradan nakil olabilmek için sıra bekliyordu. Babasının böbreğini bağışlayacağını söylemesi üzerine umutları yeşeren Tolgacan, hayallerine kavuştu. Yapılan tetkiklerde babası 50 yaşındaki Dursun Yüksel’in böbreği uyumlu çıkınca Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde nakil yapıldı. Babasının böbreği ile yeniden hayata tutunan Tolgacan, diyalizden önceki hayatına yeniden döndü. Yaşadığı süreci anlatan Tolgacan Yüksek; "6 senedir diyalize giriyorum. Nakil süreci zordu. Şimdi nakil oldum ve eskisi gibi hayatıma devam ediyorum. kadavradan nakil için bekledik ama çıkmadı. En son babam böbreğini verdi. Nakil için ameliyat oldum ve 2 ay bu süreç sürdü. Hiç beklemediğim anda oldu. Şimdi durumum iyi. İstediğim gibi gezebiliyorum, oynayabiliyorum. Diyaliz vücudu bitiriyor. Şimdi eskisi gibi iyiyim. Eski hayatıma devam ediyorum. Eğitimim de yarı da kalmıştı. Devam etmeyi düşünüyorum. İnsanlar da organ bağışlarlarsa iyi olur. O kadar kişi bekliyor. Hayatlarını kurtarabilirler. İnsanlar dua da kazanır" ifadelerini kullandı. Baba Dursun Yüksel de; "Tolgacan’ı 16 senedir hastaneye götürüp getiriyorduk. Nakil için sıraya yazılmıştık. 6 senedir diyalize giriyordu. Çıkmayınca ben böbreğimi verdim. Bu şekilde hayatımızı sürdürüyoruz. Çok güzel duygu. Böbreğimi verdim ama aynı hayatıma devam ediyorum. Herkesin de bağış yapmasını isterim" dedi. "Hayatının önemli bir kısmını sıkıntıyla geçirdi" Erciyes Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Pediatri Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sibel Yel de, “Tolgacan 1 yaşındayken kemik eğrilikleri ve kanında düşüklük gibi böbrek hastalığının belirtileri ile bize başvurmuştu. Çok erken yaşta böbrek yetmezliği geliştiği için hayatının önemli bir dönemini çeşitli sıkıntılar ile geçirdi. Son 6 yılda da çocuklarda kullandığımız karnına katater koyarak günlük karnına su verip alma şeklinde diyaliz yapıyorduk. Bunun da hastayı zorlayan tarafları var. Özellikle hastanın sosyal yönünü çok etkiliyor. Bu şekilde süreç geçirdikten sonra babasından böbrek nakli şansını yaşadık. Doku uyumu sağlandı ve çeşitli testlerden geçerek yakın zamanda nakil oldu. Ortak bir çalışma ve emekle Tolga’nın nakli gerçekleşti ve nakil sonrasında da çeşitli sıkıntılar açısından izlendi. Halen de takibimiz altında. Böbrek yetmezliğinde olan ve son döneme gelmiş olan hastaların tedavi şekilleri hemodiyaliz veya periton diyalizidir. Hiçbir diyaliz modalitesinin gerçek bir böbrek dokusunun yaptığı işi yaparak tam bir üre kreatinin temizliği sağlamayacağını da akıllarımızda bulundurmamız gerekir" şeklinde konuştu. "Organ bağışını vasiyet edin" Nakli gerçekleştiren uzmanlardan Erciyes Üniversitesi Genel Cerrahi Uzmanı ve Organ Nakil Cerrahı Doç. Dr. Tutkun Talih da, organ bağışını yaygınlaştırmak için bağışın vasiyet edilmesi gerektiğini söyleyerek; "Genel Cerrahi ve Bu durum Tolgacan için iyi bir şey. Babasının böbreği uydu ve taktık. Babası canından canını bağışladığı ama herkes Tolgacan gibi şanslı değil. Ülkemizde 30 bine yakın insan organ bekliyor. Ailelerinden birinin organı tutsun verir. O kişilerde beklemez ama olmayınca olmuyor. Bizim en büyük hedefimiz kadavralardan nakilleri artırmak. Birçok beyin ölümü oluyor ama bu hastaların birçoğu organ bağışında bulunmuyor. Bunu vasiyet etmemiz lazım. “Bir şey olursa organlarımı bağışlıyorum. Birileri benim organlarımla hayatını sürdürsünler. Onlar top oynarken, yürürken, işini yaparken onda beni görün” diye vasiyet edelim. Ben bunun denenmesi gerektiğine inanıyorum. Tolgacan’a da keşke babasından değil de kadavradan çıksaydı. Bu büyük bir emek. Çok büyük bir organizasyon" diye konuştu.