EKONOMİ - 25 Eylül 2024 Çarşamba 09:16

Yeni Renault Rafale, Türkiye pazarına “rüzgâr” gibi giriş yaptı

A
A
A
Yeni Renault Rafale, Türkiye pazarına “rüzgâr” gibi giriş yaptı

D-SUV segmentinin kurallarını yeniden yazmaya gelen Yeni Renault Rafale, Selçuk Havaalanında başlayan ve Bodrum’a uzanan rotada yapılan lansmanı ile Türkiye pazarına rüzgâr gibi bir giriş yaptı. Sportif ve karakteristik tasarımı, özel olarak tasarlanan iç mekânı, Solarbay teknolojisine sahip cam tavanı ve 200 HP E-Tech tam hibrit motoruyla otomobil severleri kendisine bağlayacak benzersiz bir model olan Yeni Renault Rafale, sürüş zevkini en üst seviyeye çıkarıyor. Araç, lansmana özel 2 milyon 650 bin TL’den başlayan fiyatıyla üst düzey bir sürüş deneyimini kullanıcılarına sunmaya hazırlanıyor.


Renault’nun üst düzey SUV Coupe segmentindeki yepyeni modeli Renault Rafale, İzmir Selçuk’tan başlayarak Muğla Bodrum’a uzanan bir rotada gerçekleştirilen lansman ile Türkiye pazarına giriş yaptı. Adını Renault’nun Fransız havacılık endüstrisindeki prestijli geçmişi ve 1934 yılında 445 km/s hıza ulaşan Caudron-Renault Rafale uçağından alan Yeni Renault Rafale, iddialı ve karakteristik tarzı ile dikkatleri üzerine çekiyor.


Araç, Renault’nun yeni tasarım dili olan biçimli çizgileri ve ileri teknolojik özellikleri sonuna kadar taşırken, sunduğu gelişmiş sürüş deneyimiyle kullanım ve seyahat keyfini maksimum seviyeye çıkarıyor. Yeni Renault Rafale, güncel Austral modelinde kendini kanıtlamış olan üstün performans verimlilik oranına sahip 200 HP E-Tech hibrit güç-aktarma sistemi ile D-SUV segmentine damga vuruyor.



“Çok sevileceğinden ve en çok tercih edilen SUV modelleri arasına gireceğinden hiç şüphem yok


Gerçekleştirilen lansmanın ardından açıklamalarda bulunan MAİS Genel Müdürü Dr. Berk ÇAĞDAŞ, “Yeni Renault Rafale, bizim için SUV ailemizin eksik parçasını tamamlayan oldukça önemli bir model. D-SUV segmenti, Türkiye gibi SUV’yi giderek daha çok seven ve daha çok sahiplenen bir ülke için ilgi çekici bir segment. Yeni Renault Rafale ise gerek üst düzey dizaynı gerekse son teknoloji donanımlarıyla kullanıcılarına benzersiz bir sürüş deneyimi yaşatmak üzere üretilen ve D-SUV segmentinin bir numaralı oyuncusu olmak için pazara giriş yapan benzersiz bir model. Renault’nun ürün gamının en üstünde bulunan, bizim için aynı zamanda bir prestij modeli olan ve OYAK vizyonunun bir sonucu olarak Türkiye’ye etkileyici şekilde giriş yapan Yeni Renault Rafale’in çok sevileceğinden ve en çok tercih edilen SUV modelleri arasına gireceğinden hiç şüphem yok“ dedi.



Rafale mavisi ile mavi rotada gerçekleşen rüzgâr gibi bir lansman


Aracın Türkiye lansmanı, Ege’nin birbirinden güzel duraklarından oluşan harika bir rotada, üst düzey bir sürüş deneyiminin oluşturulduğu lansman kurgusuyla #rüzgarınakapıl sloganıyla gerçekleştirildi. Özel olarak Rafale dünyasında kurgulanan Selçuk Efes Havaalanında yapılan ürün sunumunun ardından, Caudron-Renault Rafale uçağının havacılık endüstrisindeki geçmişine atıfta bulunan; orijinal renklerinde tasarlanmış ve lansmana özel sadece Hindistan’da üretilebilen ‘Smoke Oil’ mavi duman çıkartan yarış uçağı ile Yeni Renault Rafale’ler pist üzerinde etkileyici bir gösterimle sahneye çıktılar. Rafale’lerin anahtarları da gökyüzünden mavi bayraklar ile dalışa geçen profesyonel paraşüt ekibi tarafından davetlilere teslim edildi. Selçuk Havaalanından başlayan test sürüşü Bafa Gölü etrafından devam ederek; Rafale kurgusuyla baştan sona tekrar dekore edilmiş olan Bodrum Xuma Village’daki Rafale deneyimi ile son buldu.



Dış tasarım: Güçlü karaktere sahip SUV coupe


Yeni nesil CMF-CD platformu kullanılarak geliştirilen araç, rakiplerinden farklı ve oldukça iddialı bir tasarıma sahip. Hafif yükseltilmiş fastback tarzıyla SUV coupe sınıfında yer alıyor. Belirgin omuz çizgisiyle dinamik ve sportif bir görünüm ortaya koyarken, güçlü ön cephesi ve gövde oranlarıyla güçlü bir izlenim bırakıyor. Renault’nun marka imajında sadık bir duruş sergileyen Rafale’in ön ızgarası, merkezi logonun etrafında 3 boyutlu tasarımla düzenlenen küçük elmaslar barındırıyor. Mavi arka plan, görüş açısına bağlı olarak optik bir illüzyon oluşturuyor. Yeni Renault Rafale, ikisi yeni olmak üzere beş farklı gövde rengiyle sunuluyor. Yeni renkler Saten Sedef Beyaz ve Alpine Mavi’nin yanı sıra; Alev Kırmızı, Yıldız Siyah ve Mineral Gri de diğer renk seçeneklerini oluşturuyor.



Üst düzey bir deneyim, üst düzey bir iç mekân


Araç, iç mekânda Solarbay otomatik kararan cam tavan ve yeni grafiklere sahip OpenR çift ekranlı konsol ile dikkat çekiyor. Solarbay cam tavanın dokuz segmenti istek üzerine kararıyor ve güneşliğe gerek kalmadan saniyeler içinde güneşten maksimum koruma sağlıyor. Sürücü ve yolcular dört cam tavan opaklık seviyesi arasından seçim yapabiliyor. Solarbay cam tavan, çok katmanlı lamine teknolojisi ile sauna ve buzlanma etkisini de en aza indiriyor. Sürücü kontağı kapatıp aracı terk ettiğinde cam tavan otomatik olarak kararıyor. İlk çalıştırma anında ise son ayarına geri dönüyor.


Maksimum görüş ve rahatlık için konumlandırılan OpenR ekran, sürücünün gözlerini yoldan ayırmadan OpenR Link bilgi-eğlence sisteminin keyfini çıkarmasını sağlıyor. Yeni bir grafik arayüzüne sahip olan merkezi ekran ile her MULTI-SENSE ayarı; belirli bir ekran, desen ve renkler ile farklı bir görünüm sunuyor. Yeni Renault Rafale, büyük bir Head-up Display (9,3 inç) ile de donatıldı. Araç hızı, aktif sürüş yardımcıları, hız uyarıları ve navigasyon verileri gibi bilgiler her şartda optimum görüş için doğrudan ön cama yansıtılıyor.


Yeni Renault Rafale, sürücüsü kendisine yaklaştığında onu tanıyor. Koltuk sırtlığının üst noktasındaki ışıklı Alpine logosu kalp atışı şeklinde yanıp-sönerek sürücüsü ile aralarındaki yakın bağı ifade ediyor. Aydınlatmanın rengi, MULTI-SENSE ayarlarından tercih edilen seçenekle eşleşiyor. Bu yeni teknoloji dünyada bir ilk olmasıyla öne çıkıyor.


Hem önde hem de arkada geniş bir iç hacim sunan araç, seyahat keyfi açısından çıtayı yükseltiyor. 2,74 m aks mesafesine sahip olmakla birlikte, 302 mm ile pazarda öne çıkan genişlikte bir diz mesafesini sağlıyor. Tüm bunların yanında Yeni Renault Rafale, 627 litrelik bagaj hacmi ile uzun seyahatlerin vazgeçilmezi haline geliyor. Arka koltukta bulunan ileri teknolojili kol dayama; iki USB soketi, tabletler ve akıllı telefonlar için saklama alanı ve ekranları rahatça görmek üzere iki katlanabilir destek içeriyor.



Bağlantılı, sezgisel ve güvenli


Araç, sürüş yardımcılarından (ADAS) pazardaki en sezgisel OpenR Link bilgi-eğlence sistemine kadar CMF-CD platformunun tüm ileri teknoloji özelliklerinden yararlanıyor. Buluta bağlı açık uçlu bir sistem olan OpenR Link, FOTA (firmware over the air) teknolojisini kullanarak önerilen güncellemeleri otomatik olarak entegre ediyor. Ayrıca sistem, örneğin rot ayarı veya klima gibi yeni parçalar hakkında bilgi sağlayabiliyor.


Yeni Renault Rafale hem sürücünün hem de yolcuların konforuna katkıda bulunan bir dizi yapay zekâ destekli işleve de sahip. Örneğin sistem bir cam açıksa klimayı kapatmayı veya çok sıcaksa klimayı açmayı öneriyor. Bu proaktif öneriler, her yolculukta listelenen ve analiz edilen rutin prosedürlere dayanıyor.


Sürüş, güvenlik ve park olmak üzere üç kategoriye ayrılan 30 adet gelişmiş sürüş destek sistemi (ADAS) ile donatılan Yeni Renault Rafale; bilgi-eğlence ekranının yanı sıra direksiyonun solundaki yeni My Safety Switch düğmesi ile sürücünün tek bir düğmeye dokunarak aynı anda beş ADAS için tercih ettiği ayarları etkinleştirebilmesine imkan tanıyor. Ayrıca, mevcut hız sınırını okuyan ve araç çok hızlı hareket ediyorsa sürücüyü uyaran yeni bir “ISA” veya “Akıllı Hız Yardımcısı” işlevi de içeriyor. Araç tüm bunların yanı sıra daha sakin bir sürüş tarzını teşvik etmek ve kaza riskini azaltmak üzere standart olarak Safety Coach sistemini de içeriyor.



Güç-Aktarma sistemleri: Verimliliğin zirvesi


Yeni Renault Rafale’in çok modlu bir otomatik şanzımanla birleştirilen 200 HP E-Tech tam hibrit benzinli motoru, yakıt tüketimi (5,0 litre/100 km) ve CO2 emisyonu (107-113 g/km) (WLTP değerleri) açısından kendi sınıfında yeni standartlar belirliyor. 205 Nm tork ve 130 HP (96 kW) güç üreten 3 silindirli 1,2 litre turbo beslemeli benzinli motor ve iki elektromotordan oluşuyor. İçten yanmalı motor, yüzde 41’lik olağanüstü bir verimlilik seviyesini mümkün kılıyor. Ana elektromotor 50 kW (70 HP) güç ve 205 Nm tork sağlıyor. Elektromotorları 2 kWsa / 400 V lityum iyon batarya besliyor. İkincil elektromotor ise motoru çalıştıran ve debriyajsız multimode şanzımanın vites geçişlerini yöneten 25 kW / 50 Nm gücünde bir yüksek gerilimli marş jeneratörü (HSG) olarak çalışıyor.


Araç yavaşladığında veya fren yaptığında otomatik olarak devreye giren tamamen elektrikli çalıştırma ve enerji geri kazanım sistemi ile E-Tech tam hibrid güç-aktarma sistemi, aracın şehir kullanımlarının yüzde 80’inde elektrik modunda kalabilmesini sağlıyor. Sürücü ayrıca direksiyon üzerindeki butonları kullanarak dört rejeneratif fren seviyesinden birini seçerek şarj sürecine katkıda bulunabiliyor.



Optimum çeviklikle üstün yol tutuş


Yeni Renault Rafale’de standart olarak sunulan gelişmiş 4Control dört tekerlekten yönlendirme teknolojisi, çeviklik ve performansta önemli oranda iyileşme sağlıyor.


Yakıt tüketimi seviyesi eşdeğer güce sahip içten yanmalı bir motora göre yüzde 40’a kadar daha düşük olan araç; 200 HP E-Tech tam hibrit motor ile 0’dan 100 km/s hıza 8,9 saniyede ulaşırken, 80-120 km/s ara hızlanmasını 5,6 saniyede tamamlıyor. E-Tech teknolojisi, WLTP döngüsünde 5,0 litre/100 km yakıt tüketimi ile pazarın en iyi verimlilik seviyelerinden birini sunuyor. Üstün yakıt verimliliği ve 55 litre yakıt deposu ile uzun yolculuklar için ideal olan toplam bin 100 kilometrenin üzerinde bir menzil sağlıyor. Yolcular, kişiselleştirilebilir MULTI-SENSE ayarları ile zenginleştirilen, şarj kısıtlamaları olmayan gelişmiş sürüş kolaylığının keyfini çıkarıyor. Sürücü; Eco, Sport, Comfort ve MySense olmak üzere sürüş özelliklerini kişiselleştirilebilen dört modlu MULTI-SENSE ayarları (direksiyon sertliği, motor tepkisi ve şasi çevikliği) ile sürüş deneyimine odaklanabiliyor.


Yeni Renault Rafale, lansmana özel 2 milyon 650 bin TL’den başlayan fiyatıyla üst düzey bir sürüş deneyimini kullanıcılarına sunmaya hazırlanıyor.



Yeni Renault Rafale, Türkiye pazarına “rüzgâr” gibi giriş yaptı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Çocukları kışa hazırlayın Bursa Dörtçelik Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde görevli Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Emre Soyer, çocukları hastalıklardan korumanın yolları ve kış mevsiminde güçlü bağışıklık sistemi için yapılması gerekenler hakkında açıklamalarda bulundu. Çocukların okul başlangıç döneminde aile hekimi ya da çocuk hastalıkları hekimine muayene ettirilmesinin faydalı olacağını dile getiren Uzm. Dr. Soyer, “Hekim, uygun görürse vitamin ve mineral açısından taramaları gerçekleştirir. Genel bir muayene de yapmış olur. Kış mevsimine girmeden çocuğun günlük A vitamini, C vitamini, D vitamini ve demir takviyelerini dışardan beslenerek alıp almadığının kontrolünü mutlaka yapılmalıdır” dedi. Çocuklarda üst solunum ve alt solunum yolu enfeksiyon bulgularının en başta ateşle kendini gösterdiğine dikkat çeken Uzm. Dr. Soyer, “İlkokul çağı çocuklarında; 3 günden daha fazla süren 38 derece ve üstü inatçı ateş, iştah kaybı, boğaz ağrısı, kuru öksürük, halsizlik, ciddi eklem ağrıları durumlarında mutlaka aile hekimine ya da çocuk hekimlerine başvuruda bulunmaları gerekmektedir. Ancak çocuğun neşesi yerinde, iştahı normal ve inatçı olmayan bir ateş söz konusu ise hekime başvurmadan evde takibi yapılabilir. Ateş ve iştah takibi, ailelere en fazla önerdiğimiz şey. Bunu yakın takip ettiğimiz sürece çocuğun neşesi yerinde, iştah ve sıvı alımında herhangi bir problem yoksa çocuklarımızı hekime getirmeden ve endişe etmeden takip edebiliriz” şeklinde konuştu. Öğretmenlere önemli rol düşüyor Çocukların bağışıklık sistemleri güçlü, hastalanmadan ve kışa hazır bir şekilde girebilmeleri için aileler kadar okuldaki öğretmenlere de önemli rol düştüğünün altını çizen Soyer, “Sınıfların her teneffüste mutlaka havalandırılması gerekmektedir. Uzun teneffüsler sonrasında öğretmenlerimiz, çocukların el hijyenine dikkat etmeli; özellikle yemekten ya da tuvaletten sonra çocukların ellerini yıkadıklarından emin olmalıdırlar. Ayrıca çocuklar sabah sınıfa geldiklerinde tok olup olmadıklarını sorgulamalarında da çok fayda var” diye konuştu. Spora teşvik edin Çocukların günlük A, C, D vitaminleri ile demir açısından kış mevsimine özel meyve ve sebzelerle beslenmesini çok önemsediklerini ifade eden Soyer, bunun yanı sıra uyku ve günlük sıvı alımına da özen gösterilmesi gerektiğini belirtti. Son olarak çocukların kış döneminde mutlaka spor yapması gerektiğini vurgulayan Soyer, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Çocuklarınızı açık havaya çıkarın. Yürüme, koşma, bisiklet sürme faaliyetleri gün ışıdığında ve açık havada çocuklarımız için bağışıklık sistemini güçlü tutmak açısından çok önemli unsurlar. Ailelerimizin sınav kaygısıyla çocuklarını spordan mahrum bırakma gibi durumları oluyor. bunu tavsiye etmiyoruz. Çocuklarımızın sağlıklı bir şekilde kışı geçirmeleri için temiz havada spor yapmalarını kesinlikle öneriyoruz”
Ağrı Bir çok medeniyete ev sahipliği yapan “Meya Antik Kenti” turizme kazandırılmayı bekliyor Ağrı´nın Diyadin ilçesine bağlı Günbuldu köyünde bulunan ve Bir çok medeniyete ev sahipliği yapan Meya Antik Kenti mağaraları, turizme kazandırılmayı bekliyor. Sarp kayalıkların oyularak yapıldığı ve birçok medeniyetin izini taşıyan ‘Meya Antik Kenti, Türkiye’nin en eski antik kentlerinden biri olarak biliniyor. Kültür turizmi için büyük bir potansiyel taşıyarak içerisinde bulunan mağaralar ve yaşam alanlarıyla da dikkat çekiyor. Köyün batısında yer alan bir dağın sarp kayalıklarına oyularak yapılan antik kentin içinde türbe,kale mezarları, cami, kilise, yaşam alanı ve ibadethane olarak kullanılan çok sayıda mağara yer alıyor. Kayaçların aşınması sonucu peribacalarını andıran şekillerin oluştuğu antik kent, keşfedilmeyi bekliyor. Bu mağaraların mutlaka korunması jeolojik miras kapsamında ele alınması ve burada mutlaka arkeolojik kazıların başlatılması turizm bölgesi olarak ele alınmasının son derece önemli olduğunu söyleyen Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Beşeri ve Ekonomik Coğrafya Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Faruk Kaya, "Şu an bulunduğumuz yer Meya Antik Kent’i, Diyadin ilçesi Günbuldu köyü sınırları içerisinde yer alan, bu alan tamamen volkanik arazilerden oluşuyor. ve özellikle günümüzden yaklaşık 3,5 milyon önce Hüdavendiyer volkanının patlaması sonucunda ignimbiritlerin işte burada oluşturmuş olduğu basamaklı yapılar üzerine, katmanlı yapılar üzerindeki kayaklıklara oyulmuş mağaralar bulunmaktadır. Bu mağaraların önemli bir kısmı insan tarafından oyulmuş yani insan emeğiyle oyulmuş mağaralar, bu mağaraların içerisinde çeşitli odalar, ibadethaneler, tapınaklar ve farklı amaçlı kullanım alanları yaşam alanları bulunmaktadır. Ancak daha sonra yukardan gelen kayaların özellikle buraları kapatması ve aşınması sonucunda doğal oluşumlu mağaraların ve geçmişe ait kültürel izleri taşıyan türbe, kale mezarı, cami, kilise gibi yerlerin bugün çk görünmediğini görüyoruz. Mağaralar tüf ve kalkerden oluşan kayalara oyulmuş, kayaların o oluşumu yumuşak olduğundan dolayı çeşitli mağaraların oyulması çok daha kolay oluşmuş. Tabi bu mağaralardan tüneller vasıtasıyla üç bölgeye çıkıldığı, hatta bunlardan bir tanesi Tokluca Kalesi’ne çıkıldığı görülmektedir. Bu kale kentler genellikle savunma amaçlı kurulmuş kentlerdir. Kale kentlerin kurulmasında asıl olan saldırılara, işgallere karşı korunmak özellikle baktığın zaman mağaraları da çok korunaklı kayaların içerisine oyulmuş olarak görüyoruz. Yine kale kentlerin kurulmasına esas olan faktörlerden bir tanesi su faktörüdür. Hemen önümüzden geçen Meya deresi, burada, bu şehrin kurulmasında etkili olmuştur. Yine ön tarafta çok geniş tarım alanları var, bu tarım alanları da tarımsal faaliyetler için kurulmuş ve şu an da da gördüğünüz gibi, hayvancılık faaliyetlerinde de çok elverişli, günümüzde korunmasız olduğundan dolayı hayvanlar burada gelişi güzel otlatılmaktadır. Burası çok ciddi bir turizm potansiyeline sahiptir, kültürel miras potansiyelini bünyesinde barındırmaktadır çünkü biraz önce ifade ettiğim, Meya Antik Kenti içerisinde kayalıklara oyulmuş kaleler, kale kentin içerisinde çeşitli kültürlere ait izler bulunmaktadır. Yani Hristiyan kültürle, Müslüman kültürle hatta Urartu kültürüne kadar giden izler vardır bundan dolayı da biraz önce mağaraların içerisinde maalesef definecilerin mağaraları bile kazdıklarını gördük. Burası korunmazsa belki de bir süre sonra geldiğimizde bu mağaraların büyük bir çoğunluğunu göremeyeceğiz ve ya şu ön taraftaki kayaların üzerinde yer alan işaretler hackarlar ve benzeri işaretlerin de bulunan dönemin kültürünü yansıtan işaretlerin bir çoğu da yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Dolayısıyla 2 bin 200 metre yükseklik üzerinde yer alan Meya Antik Kenti ve gerçekten günümüzde hala çok önemli bir gizeme ve görüntüye sahip olan bu mağaraların mutlaka korunması jeolojik miras kapsamında ele alınması ve burada mutlaka arkeolojik kazıların başlatılması ve turizm bölgesi olarak ele alınması son derece önemlidir. Buranın korunma altına alınması daha doğrusu bir sit alanı olarak ilan edilmesi, kültürel miras açısından son derece önemlidir" ifadelerine yer verdi.
Kocaeli Demir-çelik sektörü SteelOrbis etkinliğinde buluştu Demir-çelik sektörünün önemli oyuncuları, Kocaeli’nde düzenlenen SteelOrbis Piyasa Sohbetleri toplantısında buluştu. Yıldızlar Yatırım Holding grup şirketlerinden Yıldız Demir Çelik’in platin sponsor olduğu ve 500’ü aşkın sektör temsilcisinin katıldığı etkinlikte Yıldız Demir Çelik, kapsam ve etkinliğini artırdığı ‘Stargate’ çevrimiçi müşteri portalini tanıttı. Demir-çelik sektörü, Kocaeli’de düzenlenen SteelOrbis Piyasa Sohbetleri etkinliğinde bir araya geldi. Yıldızlar Yatırım Holding grup şirketlerinden Yıldız Demir Çelik’in platin sponsorluğunu üstlendiği etkinliğe, sektöre yön veren 500’den fazla profesyonel katılım sağladı. Etkinliğin açılış konuşmasını Mesut Özdöl yaptı. Ardından, Yıldız Demir Çelik Pazarlama Müdürü Reyhan Öztürk, şirketin yolculuğunu ve çelik sektörüne bakış açılarını içeren bir sunum gerçekleştirdi. Etkinlik kapsamında, Mesut Özdöl’ün moderatörlüğünde düzenlenen “Çelik Piyasalarını Neler Bekliyor” başlıklı panelde, Yıldız Demir Çelik Yurt İçi Ticari Satış Müdürü Vedat Acar, Beko Satın Alma Kategori Müdürü Bayçu Ongunyurt ve Gökmetal Çelik Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Demiruz konuşmacı olarak yer aldı. Etkinliğin kapanışında ise ünlü ekonomist Kerim Rota, “Küresel Ekonomi ve Türkiye Güncel Makro Analizi” başlıklı sunumuyla son ekonomik gelişmeleri ve geleceğe dair öngörülerini paylaştı. Rota, dünyada enflasyon ve faiz oranlarının seyrine dikkat çekerek, mevcut ekonomik fırsatlar ve riskler hakkında değerlendirmelerde bulundu. Türkiye özelinde ise enflasyon beklentilerinin kırılıp kırılmayacağı, iç talepteki düşüşün olası etkileri, reel ücretlerin ve alım gücünün nasıl şekilleneceği gibi kritik konulara değindi. Ayrıca, 2025 yılında döviz kurları ve faiz oranları hakkında beklentilerini de katılımcılarla paylaştı. “STARGATE” yenilenen yüzüyle kullanıcılarıyla buluştu Yıldız Demir Çelik, etkinlikte çevrimiçi müşteri portali olan STARGATE’in yeni yüzünü de tanıttı. Güncellenen haliyle STARGATE, kullanıcı dostu ekranıyla müşterilerine yenilikçi ve dinamik bir deneyim sunuyor. Portal içerisinde müşteriler; siparişlerini, sevk hareketlerini ve finansal işlemlerini takip edebilirken, ürün test raporlarına da hızlıca erişim sağlayabiliyor. Yıldız Demir Çelik Müşteri Deneyimi ve Pazarlama Direktörü Yelda Güney Liman, dijitalleşmenin çağın en önemli araçlarından biri olduğunu belirterek, “Hem sektörümüzdeki diğer oyuncularla hem de müşterilerimizle etkili iletişim kurabilmek için tüm mecraları titizlikle kullanıyoruz. Bu doğrultuda, sektörümüzün en önemli buluşmalarından biri olan SteelOrbis toplantılarına platin sponsor olarak destek veriyoruz. Bu etkinlikte, müşterilerimize 7/24 hizmet sunduğumuz STARGATE portalimizin yeni yüzünü de tanıtma fırsatı yakaladık. Müşterilerimizin talepleri ve beklentileri değiştikçe, biz de proaktif yaklaşımımızla başta STARGATE olmak üzere tüm platformlarımızı yenilemeye ve geliştirmeye devam edeceğiz" dedi.
İstanbul İstanbul Bakırköy’de emekli öğretmene milyonluk telefon dolandırıcılığı şoku İstanbul Bakırköy’de yaşayan 77 yaşındaki emekli öğretmen kadın, telefonda kendisini polis, savcı olarak tanıtan dolandırıcılar tarafından ‘operasyonda adınız’ geçiyor bahanesiyle kandırıldı. Piyasa değeri 1 milyon liradan fazla olan 53 ata altınını bankadan alan kadın, adım adım dolandırıcılar tarafından yönlendirilerek onlara teslim ederken, o anlar güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Olay, dün sabah saatlerinde Bakırköy Florya’da yaşandı. Edinilen bilgilere göre 77 yaşındaki emekli öğretmen Sevim Aşıcı’yı telefonla arayan dolandırıcılar, ‘bir operasyonda adınız geçiyor, 33 kişi sizinle birlikte mağdur, kimlik bilgileriniz her yerde var. Ziynet eşyalarınızı banka kasanızdan alıp bize verin sayıp geri vereceğiz’ diyen şahıslar tarafından dolandırıldı. Emekli öğretmen Aşıcı, 1 saatten fazla süreyle kendisini kandıran şahıslarla telefonda konuştu. Evinin yakınındaki bankanın kasasından piyasa değeri 1 milyon liradan fazla olan 53 ata lira altınını alan kadın, yine telefonla kendisini yönlendirilen ve ticari taksiyle olay yerine gelen şahıslara altınlarını teslim etti. Dolandırıcılar talihsiz kadına ‘altınları geri getireceğiz’ derken, kadın ise olaydan sonra evine döndü. Bir süre sonra dolandırıldığını anlayan Aşıcı, polise giderek şikayetçi oldu. “Haber verirseniz çocuklarınız tehlikeye girecek” Yaşanan olayları anlatan Aşıcı, “Öğlen saatlerine doğru beni birisi arayarak, ‘sizin bilgilerinizi almışlar, şimdi biz onun araştırmasını yapıyoruz ben başkomiserim isterseniz beni 155’i arayarak sorabilirsiniz daha sonra savcımla da konuşacaksınız’ dedi. Beni ikna etti. ’Bilgilerinizi alıp bütün bankalara vermişler’ diyerek bana cep telefonundan bir fotoğraf gösterdi ’bunlar dolandırıyorlar’ dedi. Bu olayla ilgili 33 kişi mağdur durumda diyerek ‘çok mağdur durumda kalacaksınız’ dedi. Ben çocuklarıma haber vereyim dediğimde ise ‘biz operasyon yapıyoruz haber verirseniz çocuğunuz tehlikeye girecek biz dosyanızı kapatacağız’ dedi. Nasıl olur dediğimde ise Bakırköy Savcısı da burada dedi. Ben hiç inanmadım ama yine de inandım” dedi. Dolandırıcıların inandırıcı olmak için telefonda kendisine tüm ailesinin isimlerini ve mesleklerini de söylediğini ifade eden Aşıcı, "Bana tüm kardeşlerimin torunlarının adlarını söyledi ve mesleklerini söyledi. ’Biz emniyetiz’ dedi. Hakikaten tüm bilgiler doğru. ’Ziynet eşyalarınızı kayıt altına alıp size geri vereceğiz’ dedi. ‘Sizin neyiniz var’ diye sordu ben bir şeyim yok dediğimde ise ‘Var, bankada kasanız var kasanıza koydunuz paraları’ dedi. Ben siz bu kadar bilgiyi nereden biliyorsunuz dedim. ‘Biz emniyetçiyiz orada banka çalışanları var ya onlarla bu kişiler birlik olup haber sızdırıyorlar. Biz bütün işlemleri yapıyoruz. Siz kimseye haber vermeden doğru gidip onları alacaksınız. Biz onları sayacağız kimseye haber vermeyeceksin, kimseyle konuşmayacaksınız. Yoksa 33 kişinin hayatına sebep olursunuz’ dedi. Öyle dediği için de ben kimseye sebep olmayayım dedim. Gittim ’altınları bu arada bankacılarla konuşmayacaksınız gayet normal davranın’ dediler. Ama kafamda soru işaretleri ile gittim. Çıktım oradan 50 metre ilerle dediler. Telefon sürekli açık” diye konuştu. Adım adım takip edip, ‘Kıyafetinin rengi kırmızı, seni uydudan takip ediyoruz’ dediler Dolandırıcı şebekesi tarafından adım adım takip edilen Aşıcı, kıyafet renginin bile telefonda söylediğini belirtti. Kendisini takip eden dolandırıcıların telefonda giydiği kıyafetin rengini de söylediğini ifade eden mağdur, “Buradan yoldan yürüttü. ’Biz sizi uydudan görüyoruz. Özellikle üstünde kırmızı bir şey var. Biz sinyali almak için bir aşağıya inip bir yukarı çıkacaksınız. Oraya birisi gelecek sizden teslim alacak altınları’ dediler. Siyah maske takan bir delikanlı geldi. Ben biraz problem yapınca çocuk kaçtı. O telefondaki adam ’yürü sağa dönün oraya gidin durun’ dedi. Çocuk geldi acele ile benim altınlarımı aldı. ’10 dakika sonra getireceğiz altınları’ dedi. Ben bekledim bekledim gelmedi komşular görmüşler bağırmışlar ‘Sevim hanım dolandırılıyorsun’ diye ben duymamışım. Bir komşu geçti buradan ’Sevim hanım sen dolandırıldın’ dedi. Siz kapının önünde bekleyin dediler. Ben evin önüne gidip gelen giden olmayınca karakola gittim. Karakolda da oğluma haber verdim. O kadar sözde haber dinliyorum. Örnekleri izliyorum. Yine de inandım. Benim durumuma düşmesin kimse çok açık göz olsunlar uyanık olsunlar haberleri takip etsinler. Ben polislerimize, güveniyorum. Hükümetimize güveniyorum, hakimlerimize adalete güveniyorum” dedi. “Ticari taksiyle geliyorlar, taksi onları bekliyor” Mağdur kadının oğlu Mustafa Uğur Ataç ise yaşananları anlatarak, “ Ben iş yerindeyim dolandırıldım dedi karakola yanına geldim. Kameraları tek tek inceledim. 34 TJD 04 plakalı bir taksi onları bekliyor. Onları bırakıyor. Bekliyor. Altınları alıp tekrar aynı taksiyle gidiyorlar. Zaten tam karakolun önünden geçiyorlar. Böyle bir olay kimsenin başına gelmesin herkes dikkatli olsun. Bunlar namert insanların birikimine göz diken insanlar. Hırsızlık dolandırıcılık yaparak para kazanmaya çalışan insanlar. Buna bir önlem alınsın. Herkesin bilgileri her yerde geziyor. Teyzemin çocuklarına kadar isimlerini söylemişler. Kandırıyorlar insanları. Hükümetimize polisimize güveniyoruz. İnşallah adaletimize teslim ederler” şeklinde konuştu. Yaşanan anlar güvenlik kamerasında Yaşanan olay anları ise sokakta bulunan güvenlik kameraları tarafından kaydedildi. Görüntülerde yüzleri cerrahi maskeli dolandırıcıların taksiyle sokağa gelmesi. Kadının elinde altınlarla sokakta yürümesi dolandırıcılara altınları vermesi yer aldı.
Antalya Mahalleyi saran kokunun sebebi 70 metrekarelik evden çıktı Antalya’da 71 yaşındaki vatandaşa ait 70 metrekarelik apartman dairesinden bir kamyon dolusu evsel atık çıktı. Kepez Belediyesi, Güneş, Hüsnü Karakaş, Yeşilyurt, Esentepe’den sonra Teomanpaşa Mahallesi’ndeki bir evde temizlik operasyonu gerçekleştirdi. Mahalle sakinlerinin kötü koku ve haşere şikayetiyle gündeme getirdiği adeta bir çöplüğe dönüşen evde Kepez Kaymakamlığı, Hıfzıssıhha Kurulu’nun kararı doğrultusunda temizlik çalışması yapıldı. Kepez Belediyesi’nin Temizlik İşleri Müdürlüğü, Zabıta Müdürlüğü ve polis ekiplerinin katıldığı çalışmalara Mahalle Muhtarı Hüseyin Demir de eşlik etti. Saatlerce süren temizlik çalışması sonrasında 71 yaşındaki İ.K.’ye ait 70 metrekarelik apartman dairesinden bir kamyon dolusu evsel atık çıkarıldı. Atıklar arasında küflenmiş ve böceklenmiş yiyecekler, kullanılmaz hale gelmiş eşyalar, plastik atıklar, yıllardır açılmayan bir buzdolabı bulunuyordu. Çürümüş, böceklenmiş yiyecekler Ekipler, buzdolabını açtığında ise istiflenmiş, aralarında salam dahi bulunan çürümüş, böceklenmiş yiyecekler ve çöplerle karşılaştılar. Koku ve manzara mahalleliyi rahatsız ettiği kadar, belediye ekiplerini de zorlu bir temizlik süreciyle karşı karşıya getirdi. Temizlik İşleri Müdürlüğü ekipleri adeta bir çöplüğe dönüşün evin içindeki atıkları tek tek taşıyarak, kamyona yükledi. Tamamen çöplerden boşaltılan ev, belediyenin cami temizliği ekipleri tarafından deterjanlı sularla yıkanarak, hijyenik hale getirildi. Antalya Büyükşehir Belediyesi ekipleri tarafından da ev haşerelere karşı etkin bir şekilde ilaçlandı. Koku şikayetiyle ortaya çıktı Mahalle sakinlerinin muhtarlığa koku şikayetinde bulunduğunu belirten Mahalle Muhtarı Hüseyin Demir, “Mahalle sakinlerimizin şikayeti üzerine eve geldik, baktık. Çöpleri görünce durumun ne kadar vahim olduğunu anladık. Kendisini uyardık. Kepez Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğüne konuyu ilettik. Şuanda evde temizlik çalışması yapılıyor. Maalesef iş bu noktaya kadar geldi. Kendisi emekli öğretmen, ama bu da bir hastalık” dedi.