ASAYİŞ - 25 Eylül 2024 Çarşamba 11:17

İstanbul Bakırköy’de emekli öğretmene milyonluk telefon dolandırıcılığı şoku

A
A
A

İstanbul Bakırköy’de yaşayan 77 yaşındaki emekli öğretmen kadın, telefonda kendisini polis, savcı olarak tanıtan dolandırıcılar tarafından ‘operasyonda adınız’ geçiyor bahanesiyle kandırıldı. Piyasa değeri 1 milyon liradan fazla olan 53 ata altınını bankadan alan kadın, adım adım dolandırıcılar tarafından yönlendirilerek onlara teslim ederken, o anlar güvenlik kamerası tarafından kaydedildi.

Olay, dün sabah saatlerinde Bakırköy Florya’da yaşandı. Edinilen bilgilere göre 77 yaşındaki emekli öğretmen Sevim Aşıcı’yı telefonla arayan dolandırıcılar, ‘bir operasyonda adınız geçiyor, 33 kişi sizinle birlikte mağdur, kimlik bilgileriniz her yerde var. Ziynet eşyalarınızı banka kasanızdan alıp bize verin sayıp geri vereceğiz’ diyen şahıslar tarafından dolandırıldı. Emekli öğretmen Aşıcı, 1 saatten fazla süreyle kendisini kandıran şahıslarla telefonda konuştu. Evinin yakınındaki bankanın kasasından piyasa değeri 1 milyon liradan fazla olan 53 ata lira altınını alan kadın, yine telefonla kendisini yönlendirilen ve ticari taksiyle olay yerine gelen şahıslara altınlarını teslim etti. Dolandırıcılar talihsiz kadına ‘altınları geri getireceğiz’ derken, kadın ise olaydan sonra evine döndü. Bir süre sonra dolandırıldığını anlayan Aşıcı, polise giderek şikayetçi oldu.

“Haber verirseniz çocuklarınız tehlikeye girecek”

Yaşanan olayları anlatan Aşıcı, “Öğlen saatlerine doğru beni birisi arayarak, ‘sizin bilgilerinizi almışlar, şimdi biz onun araştırmasını yapıyoruz ben başkomiserim isterseniz beni 155’i arayarak sorabilirsiniz daha sonra savcımla da konuşacaksınız’ dedi. Beni ikna etti. ’Bilgilerinizi alıp bütün bankalara vermişler’ diyerek bana cep telefonundan bir fotoğraf gösterdi ’bunlar dolandırıyorlar’ dedi. Bu olayla ilgili 33 kişi mağdur durumda diyerek ‘çok mağdur durumda kalacaksınız’ dedi. Ben çocuklarıma haber vereyim dediğimde ise ‘biz operasyon yapıyoruz haber verirseniz çocuğunuz tehlikeye girecek biz dosyanızı kapatacağız’ dedi. Nasıl olur dediğimde ise Bakırköy Savcısı da burada dedi. Ben hiç inanmadım ama yine de inandım” dedi. Dolandırıcıların inandırıcı olmak için telefonda kendisine tüm ailesinin isimlerini ve mesleklerini de söylediğini ifade eden Aşıcı, "Bana tüm kardeşlerimin torunlarının adlarını söyledi ve mesleklerini söyledi. ’Biz emniyetiz’ dedi. Hakikaten tüm bilgiler doğru. ’Ziynet eşyalarınızı kayıt altına alıp size geri vereceğiz’ dedi. ‘Sizin neyiniz var’ diye sordu ben bir şeyim yok dediğimde ise ‘Var, bankada kasanız var kasanıza koydunuz paraları’ dedi. Ben siz bu kadar bilgiyi nereden biliyorsunuz dedim. ‘Biz emniyetçiyiz orada banka çalışanları var ya onlarla bu kişiler birlik olup haber sızdırıyorlar. Biz bütün işlemleri yapıyoruz. Siz kimseye haber vermeden doğru gidip onları alacaksınız. Biz onları sayacağız kimseye haber vermeyeceksin, kimseyle konuşmayacaksınız. Yoksa 33 kişinin hayatına sebep olursunuz’ dedi. Öyle dediği için de ben kimseye sebep olmayayım dedim. Gittim ’altınları bu arada bankacılarla konuşmayacaksınız gayet normal davranın’ dediler. Ama kafamda soru işaretleri ile gittim. Çıktım oradan 50 metre ilerle dediler. Telefon sürekli açık” diye konuştu.

İstanbul Bakırköy’de emekli öğretmene milyonluk telefon dolandırıcılığı şoku

Adım adım takip edip, ‘Kıyafetinin rengi kırmızı, seni uydudan takip ediyoruz’ dediler

Dolandırıcı şebekesi tarafından adım adım takip edilen Aşıcı, kıyafet renginin bile telefonda söylediğini belirtti. Kendisini takip eden dolandırıcıların telefonda giydiği kıyafetin rengini de söylediğini ifade eden mağdur, “Buradan yoldan yürüttü. ’Biz sizi uydudan görüyoruz. Özellikle üstünde kırmızı bir şey var. Biz sinyali almak için bir aşağıya inip bir yukarı çıkacaksınız. Oraya birisi gelecek sizden teslim alacak altınları’ dediler. Siyah maske takan bir delikanlı geldi. Ben biraz problem yapınca çocuk kaçtı. O telefondaki adam ’yürü sağa dönün oraya gidin durun’ dedi. Çocuk geldi acele ile benim altınlarımı aldı. ’10 dakika sonra getireceğiz altınları’ dedi. Ben bekledim bekledim gelmedi komşular görmüşler bağırmışlar ‘Sevim hanım dolandırılıyorsun’ diye ben duymamışım. Bir komşu geçti buradan ’Sevim hanım sen dolandırıldın’ dedi. Siz kapının önünde bekleyin dediler. Ben evin önüne gidip gelen giden olmayınca karakola gittim. Karakolda da oğluma haber verdim. O kadar sözde haber dinliyorum. Örnekleri izliyorum. Yine de inandım. Benim durumuma düşmesin kimse çok açık göz olsunlar uyanık olsunlar haberleri takip etsinler. Ben polislerimize, güveniyorum. Hükümetimize güveniyorum, hakimlerimize adalete güveniyorum” dedi.

“Ticari taksiyle geliyorlar, taksi onları bekliyor”

Mağdur kadının oğlu Mustafa Uğur Ataç ise yaşananları anlatarak, “ Ben iş yerindeyim dolandırıldım dedi karakola yanına geldim. Kameraları tek tek inceledim. 34 TJD 04 plakalı bir taksi onları bekliyor. Onları bırakıyor. Bekliyor. Altınları alıp tekrar aynı taksiyle gidiyorlar. Zaten tam karakolun önünden geçiyorlar. Böyle bir olay kimsenin başına gelmesin herkes dikkatli olsun. Bunlar namert insanların birikimine göz diken insanlar. Hırsızlık dolandırıcılık yaparak para kazanmaya çalışan insanlar. Buna bir önlem alınsın. Herkesin bilgileri her yerde geziyor. Teyzemin çocuklarına kadar isimlerini söylemişler. Kandırıyorlar insanları. Hükümetimize polisimize güveniyoruz. İnşallah adaletimize teslim ederler” şeklinde konuştu.

Yaşanan anlar güvenlik kamerasında

Yaşanan olay anları ise sokakta bulunan güvenlik kameraları tarafından kaydedildi. Görüntülerde yüzleri cerrahi maskeli dolandırıcıların taksiyle sokağa gelmesi. Kadının elinde altınlarla sokakta yürümesi dolandırıcılara altınları vermesi yer aldı.

Murat Delice - Ozan Erturan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Başkan Ceritoğlu Sengel’den turizm için markalama vurgusu İzmir Ticaret Borsası Eylül Ayı Meclis Toplantısı İzmir’in kadın belediye başkanlarının katılımıyla İZQ İnovasyon Merkezi’nde gerçekleşti. Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel; “Efes Selçuk sadece İzmir’in değil sadece Ege Bölgesi’nin değil Türkiye’nin gözbebeğidir” dedi. İzmir Ticaret Borsası Eylül Ayı Meclis Toplantısı’nda İzmir’in kadın belediye başkanlarını çalışmalarını ve projelerini anlattı. İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer ve İzmir’in kadın belediye başkanlarının katıldığı toplantıda konuşan Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, İzmir’in kent olarak bir lobisi olması gerektiğinin altını çizdi. Sengel; “İzmir ihracat anlamında ürünlerin üretildiği yerlerden bir tanesidir. Bir meyve sepetinin içinde yaşıyoruz değil mi? İzmir’in gerçekten siyaset ile kamuoyu ile odalarla, kamu kurumlarıyla bir lobisi var mı? Hep beraber bir yerlerle kontak kuruyor muyuz?” dedi. İzmir’in tarihi, tarımsal ve turistik zenginliklerinin ortaya çıkarılması için bir kompozisyona ihtiyaç duyduğunun altını çizen Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel; “Efes Selçuk Belediye Başkanı olarak şunu söylemek isterim ki; ’Efes Selçuk’ ibaresini kullanmaya başladığım 2019 yılından bu yana bir şeyin mücadelesini veriyoruz. Biz bir markalama çalışması yapıyoruz, değerlerimize sahip çıkıyoruz. Efes’i Aydın’da zannediyorlar. Agroturizm dediğimiz tarımı ve turizmi bir araya getiren bir kavram var. Bunun için özel sektör ve belediyeler olarak neler yapmamız gerektiğini düşünüyorum. İzmir için, ilçelerimiz için bu kompozisyonu oluşturmalıyız. Biz bütün belediye başkanlarımız ile beraber bunu yapmaya çalışıyoruz. Geçen dönem de bunun için çalıştık ama bence bir lobi oluşturup bir kompozisyon yazmak zorundayız” dedi. Tüm belediye başkanlarının İzmir için birlik içinde çalışması gerektiğine dikkat çeken Başkan Ceritoğlu Sengel; “Hepimiz yan yana mücadele etmeye çalışıyoruz. Hem üzülüyorum hem de gurur duyuyorum. Üzülüyorum çünkü 30 yıldan bu yana İzmir’de Cumhuriyet Halk Partisi varken, en yüksek kadın belediye başkanı sayısı 8 oldu. Gurur duyuyorum, bugüne kadar en yüksek sayıya ulaştık, 9 tane kadın adayımız vardı. Ne kadının erkekten ne erkeğin kadından farkı yok. Yönetişim gönülle oluyor, akılla oluyor. Hepimizde de eşit var” dedi.
İstanbul Güvenli Ödeme Sistemi ile araç satışında dolandırıcılık ortadan kalkacak Araç satışında alıcıyı ve satıcıyı koruma amacıyla uygulanacak ‘Güvenli Ödeme Sistemi’ 27 Eylül itibariyle zorunlu hale geliyor. İkinci el araç alım satımı sırasında nakit olarak ödenecek araç satış bedelini güvence altına alan ‘Güvenli Ödeme Sistemi’ 27 Eylül’de zorunlu hale geliyor. Yeni sistem ile dolandırıcılıkların önüne geçilmesi, alıcıyı ve satıcıyı korumak hedefleniyor. Araç satışında sahte para ve satış bedelinin ödenmemesi gibi riskler ortadan kalkıyor Ticaret Bakanlığı ile Türkiye Noterler Birliği işbirliğiyle uygulamaya alınan Güvenli Ödeme Sistemi ile nakit taşıma, sahte para ve satış bedelinin ödenmemesi gibi risklerin ortadan kaldırılması hedefleniyor. Uygulamada, önce satıcı güvenli ödeme sürecini başlatacak, sonra alıcı notere gitmeden önce referans numarası ile parayı aracı kuruluşa yatıracak. Yeni ruhsatın çıkması yani satışın onaylanmasının ardından güvenli hesapta bekleyen para anında satıcının hesabına geçecek. Güvenli Ödeme Sistemi’nin 27 Ağustos’ta yetki belgesi bulunan işletmelerde zorunlu olarak uygulanmaya başladığını, 27 Eylül’de ise tüm araç satışları için zorunlu hale geleceğini belirten Galerici Gökhan Ardeşen, ‘‘Güvenli Ödeme Sistemi çok basit uygulanacak bir sistem. Bu yöntem ile araç alım satımı çok daha güvenli oluyor. Sisteme dahil olan bankalarda araç bedeli ortak havuzda tutuluyor. Araç satışı gerçekleştiğinde siteme dahil bankaya bildirim gidiyor ve banka havuzda bekleyen satış bedelini anında satan kişinin hesabına aktarıyor’’ dedi. Uygulama güvenli bir sistem olduğunu ifade eden Ardeşen, ‘‘Biz yetki belgesi bulunan işletmeler olarak güvenli ödeme sistemini şuanda kullanıyoruz. Araç satışında banka, satış bedelinden 105 lira mahsup edecek. Bu bedelin 52,5 lirası işlem katılım payı olarak Türkiye Noterler Birliği’ne aktarılacak. Sistemi Ticaret Bakanlığı denetleyecek’’ şeklinde konuştu.
Yozgat Yozgat’ta Halk Pazarı’nda farkındalık çalışması Yozgat Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından kadına yönelik şiddette farkındalık oluşturmak amacıyla Yozgat İl Merkezinde her hafta Çarşamba günleri kurulan Halk Pazarı ziyaret edilerek Pazar tezgahlarına çeşitli sloganların yazılı olduğu dövizler asıldı. Yozgat Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından ‘Kadına yönelik şiddete hayır!’ kampanyasına yönelik farkındalık çalışmalarına pazarcı esnafı da dahil edildi. Daha önce Salı Pazarında farkındalık çalışması yapan kurum personeli, bugün de Çarşamba Pazarında esnaf ve alışveriş yapanlarla bir araya geldi. Yozgat Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü personeli, Çarşamba Pazarı’nın kurulduğu kapalı Pazar yerine ellerinde dövizlerle geldi. Personel, pazarcı esnafını kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda bilgilendirme yaptı, broşür dağıttı. Üzerinde, "Lahanadan turşu olur, kadına şiddet son bulur, Domatese dikkat, kadına saygı şart, Çilek tatlı; şiddet olmaz haklı, Kabakla yap mücver, kadına birer mücevher, Bu tezgahta şiddete yer yok, Domates biber patlıcan kadından geliyor her can, Bir kadını ağlatan tek varlık soğan olsun; kadına şiddet son bulsun" gibi slogan yazılı dövizleri ise, pazarcı tezgahlarına astı. ‘Şiddetsiz Halk Pazarı’ sloganı ile yapılan çalışmalar kapsamında kadınların cep telefonlarına KADES uygulaması yüklenirken, pazarcı esnafına ve müşterilerine Kadına El Kalkamaz projesi hakkında bilgi verildi. Çarşamba Pazarı’nda gerçekleşen etkinlik sonrası konuşan Yozgat Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Arif Topal, kadına şiddete hayır sloganı ile daha önce salı pazarında yaptıkları farkındalık çalışmasını Çarşamba Pazarı’nda da gerçekleştirdiklerini söyledi. İl Müdür Yardımcısı Sevda Şahin ise kadına yönelik şiddet bir insanlık suçu olduğunu, insanlığa ihanet olduğunu belirtti. Bu ihaneti sona erdirmek için, toplumda farkındalık oluşturmak için, kadınların telefonlarına KADES uygulamalarını indirmelerini, halk pazarına geldiklerini ve farkındalık çalışması yaptıklarını kaydetti. Çeşitli sloganlarla çalışma yaptıklarını dile getiren Şahin, ‘’Esnafımız bu konuda çok duyarlı. Bizlere destek oluyorlar, sloganlar hoşlarına gitti, bunu pazar tezgahlarında görmeleri onları da bizleri de mutlu etti. Oradan alışveriş yapan vatandaşın da bir nebze olsun dikkatini çekti’’ dedi. Etkinliğe Yozgat Vali Yardımcısı Türker Çağatay Halim ile Yozgat Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Arif Topal da katıldı.
Erzurum Matbaalar dijitalleşme mağduru Erzurum Matbaa, Kırtasiye, Tabela ve Fotoğrafçılar Esnaf Odası Başkanı Hikmet Karaca, esnafa e fatura ve e-arşiv mecburiyeti getirildikten sonra ülke genelinde yaklaşık 40 bin matbaanın iş yerini kapatmak zorunda kaldığını söyledi. Dijital çağın hızla ilerlediği bir dönemde, matbaa sektörünün kendi evrimini yaşamak durumunda olduğunu ifade eden Karaca, “Ancak bu evrim beraberinde çeşitli zorlukları da getiriyor. Teknolojik gelişmelerin hızına ayak uydurmak, değişen taleplere cevap vermek ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek matbaa sektörünün önündeki en büyük zorluklar arasında yer almaktadır” dedi. Karaca, bir dönem her tür materyalin basılmasında ve çoğaltılmasında anahtar bir rol oynayan matbaaların günümüzde farklı bir gerçeklikle karşı karşıya kaldığını anlatan Başkan karaca açıklamasını şöyle sürdürdü; “Dijitalleşme ve internetin yaygınlaşmasıyla birlikte, belgelerin ve yayınların çoğu dijital ortamda paylaşılır hale geldi. Elektronik medya, basılı yayınları gölgede bırakırken, matbaa sektörü de buna ayak uydurmak zorunda kaldı. Hazine ve Maliye Bakanlığının büyük, küçük demeden bütün esnafı E Fatura veya E Arşiv sistemine geçirmesi ile birlikte yaklaşık 35-40 bin matbaa işinin %60’ını kaybetti, birçok matbaa da kapısına kilit vurmak mecburiyetinde kaldı.’’ Matbaa sektörünün kullandığı malzemelerin yüzde 85’i dövize endeksli ve ithal ‘’Matbaa sektöründe başta kâğıt olmak üzere boya ve diğer kimyasalların %90’ına yakını ithal. Fotokopi kâğıdının bile %16’sı Türkiye’de üretiliyor, geriye kalan %84’ü ise ithal ediliyor. Türkiye’de Cumhuriyetin kuruluşundan hemen sonra devlet tarafından açılan 13 tane kâğıt, karton ve selülozik üretebilen kâğıt fabrikalarımız vardı. SEKA fabrikaları kâğıt ihtiyacımızın yüzde 65’ini karşılıyordu. Yazık ki bu fabrikalarımızın tümü özelleştirme adı altında kapatıldı. O fabrikaların birçoğunun yerinde ya TOKİ siteleri yapıldı ya da özel şirketler tarafından satın alınarak başka amaçlarda kullanıldı. Kâğıt, karton ve selüloziğe ulaşma hususunda büyük sıkıntılar yaşayan sektörümüzün az da olsa rahatlayabilmesi için devlet desteğinde ya da devletin kendisi yurdun değişik bölgelerinde, değişik kâğıt türleri üretebilen en az 10-15 tane kâğıt fabrikasını açıp acilen üretime geçirmesi gerekiyor. Ayrıca Resmi Dairelere yapılan işlerde kesilen tevkifat uygulamasından vazgeçilmeli. Öte yandan birçok kâğıt cinsinde KDV oranı yüzde %10, kâğıda baskı yapıldıktan sonra ise KDV oranı %20’ye çıkıyor. Matbaacıyı zor durumda bırakan bu yanlış uygulamadan da bir an önce vaz geçilmesi gerekiyor.’’
Sakarya Tarihi Uzunçarşı’da teknik inceleme tamam, 3. Etap projesi bakanlıkta Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, merakla beklenen Uzun Çarşı dönüşüm çalışmalarıyla ilgili son gelişmeleri paylaştı. Bakanlık yetkililerinin tarihi dönüşüm için çarşıdaki teknik incelemesini tamamladığını açıklayan Alemdar, “Tarihi dokuyu ve kültürü muhafaza edecek, estetik bir çalışmayı ortaya koyacağız. 3. Etap dönüşümünü kapsayan projemizi bakanlığımızla paylaştık. Tarihi çarşıda en iyisi, en güzeli olması için titizlikle hareket ediyoruz” dedi. Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, şehrin en eski ticaret merkezlerinden olan Uzun Çarşı’nın dönüşüm çalışmalarıyla ilgili son gelişmeleri paylaştı. Alemdar, bir süre önce Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı ve bakanlık heyetiyle birlikte tarihi çarşıyı gezmiş ve planladıkları dönüşümle ilgili bilgiler aktarmıştı. Daha sonra bakanlık nezdinde çarşı içinde bir inceleme yapılacağı bilgisini paylaşan Başkan Alemdar, şimdi ise incelemenin tamamlandığı ve 3. Etap dönüşüm projelerinin bakanlık tarafıyla paylaşıldığını duyurdu. Çarşının aynı dokuyla modern ve estetik bir hale getirileceğini belirten Alemdar, “Yakın bir zaman önce Kültür ve Turizm Bakan Yardımcımız Gökhan Yazgı ile birlikte Uzun Çarşımızda incelemelerde bulunmuş, bakanlık tarafından gelecek teknik ekibin incelemeler yapması noktasında adımlar atmıştık. Geldiğimiz noktada bakanlığımız tarafından görevlendirilen teknik ekibin incelemeleri tamamlandı” diye konuştu. Proje çalışmalarının devam ettiğini dile getiren Başkan Alemdar, “Gerek Bakanlık yetkililerimiz gerekse Büyükşehir Belediyemiz bu konuda hummalı bir şekilde çalışıyor. Tarihi çarşımızın 3. Etabı için projemizi hazırladık, bakanlığımızla paylaştık. Üzerinin kapatılmasıyla ilgili de teknik çalışmalar, proje hazırlıkları devam ediyor. İnşallah Tarihi Uzunçarşı’nın daha estetik ve kullanışlı bir hale gelmesini sağlayacağız. Tarihi çarşıda en iyi projeyi hayata geçirmek için titizlikle çalışıyoruz. Aynı zamanda alt yapısıyla ilgili de gerekli çalışmaları gerçekleştirecek, esnaf ve vatandaşlarımız için konforlu bir alan oluşturacağız” şeklinde konuştu.