SPOR - 15 Aralık 2024 Pazar 19:52

Aliağa Helvacı, Çiğli Belediyespor’u deplasmanda 2-1 yendi

A
A
A
Aliağa Helvacı, Çiğli Belediyespor’u deplasmanda 2-1 yendi

İzmir Süper Amatör Lig 2. Grup’ta zirve mücadelesi veren Çiğli Belediyespor’u 2-1 mağlup ederek 3 puan aldı. Bu galibiyetle puanını 26’ya çıkaran Aliağa temsilcisi, 2. sıradaki yerini sağlamlaştırırken Çiğli Belediyespor 23 puanda kalarak 4. sıraya geriledi.


Çiğli Belediye Atatürk Stadyumu’nda oynanan karşılaşmanın ilk yarısında iki ekip de pozisyon üretmesine rağmen gol sesi çıkmadı ve devre 0-0 sona erdi. İkinci yarıya daha etkili başlayan Aliağa Helvacı, 53. dakikada Yağmurcan Taş’ın golüyle 1-0 öne geçti. Bu golün ardından baskısını artıran konuk ekip, 70. dakikada Sadık Buzoğlu’nun golüyle skoru 2-0’a taşıdı. Ev sahibi ekip, uzatma dakikalarında Ufuk Karabulut’un golüyle farkı 1’e indirdi ancak kalan sürede başka gol olmayınca Aliağa Helvacı sahadan galip ayrıldı.


Maç bitiminden sonra Aliağa Helvacı spor takım otobüsü taşlanırken, araçta maddi hasar oluştu.



Aliağa Helvacı, Çiğli Belediyespor’u deplasmanda 2-1 yendi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Ertuğrul Sağlam’dan taraftarlara sitem Kocaelispor Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam, Esenler Erokspor mağlubiyetinin ardından taraftarlara sitem ederek, “Bu seviyedeki takımın teknik adamına o şekilde bağırılması hoş bir durum mu?" dedi. Trendyol 1. Lig’in 16. haftasında Kocaelispor, konuk ettiği Esenler Erokspor’a 2-0 yenildi. Karşılaşmanın ardından teknik direktör Ertuğrul Sağlam basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Oyunu değerlendiren ve 1-0 geri düştükten sonra motivasyon düşüklüğünü taraftarın tepkisine bağlayan Sağlam, “Sezonun en iyi oyun başlangıcını yaptık. Önde baskı iyiydi, oyunu kenarlara açtık, pozisyonlar ürettik. Futbol adına çok doğru işler yaptık. O baskıdan ve üretkenlikten aslında gol çıkarmamız gerekiyordu. Sonrasında eksik yakalandığınız pozisyonda gol yedik. Devrenin sonuna doğru da baskı kurduk, pozisyon bulduk. Araya geride girdik. İkinci yarı oyuna baskılı başlayıp topu kendi inisiyatifimize alıp ilk devredeki başlangıcı yapmak istiyorduk. Olmadı. Bugün birçok oyuncumuzun, oyunun belirli bölümünden sonra çok basit pas hataları yapması, geçmişteki performansın çok uzağında kalması, tabiri caizse kendilerine yakışmayacak performansta olması beni de şaşırttı. Taraftarın da skor 1-0 iken tepkisi maalesef birçok iç saha maçında olduğu gibi oyuncularımızı etkiledi. Herkes ‘Bunlar profesyonel, etkilenmeyecek’ diyecek. İnanın; rakibin eleştirisi, kötü sözü hiçbir futbolcunun umurunda olmuyor ama kendi taraftarı yuhalayınca, ıslıklayınca ortaya bu manzara çıkıyor. 1-0 iken tepkilerin sonucunda maçı ne hale getirdi. Kaybeden Kocaelispor oluyor. Bundan önceki birçok maçta da bu oldu. İstemediğimiz bir sonuç oldu. İlk yarı genel hatları itibariyle iyiydi. İkinci yarı bir şey yapmadık. İstemediğimiz sonuç aldık. Avantajımızı üst seviyeye çıkaracakken maalesef 4’te kaldık. İnsanlar şunu unutmasınlar; bu takım bugün lig bitse direkt Süper Lig’e çıkacak. ‘Takım iyi oynamıyor’ diyorlar. 16’ncı maç; en az 9-10 tane iyi oynadığımız maç sayabilirim. Oyunun belli bölümlerinde çok iyi oynadığımız maçları da sayabilirim. Taraftarın beklentisi ve hayaliyle gerçekler arasında çok fark var maalesef. Pandemiden sonra özellikle toplumun her kesimine sirayet etmiş; mutsuzluk, beğenmeme hastalığı, sahip olduğu değerleri yok sayma ve beğenememe hali. Toplumun her kesiminde var, sadece bu statta olan bir şey değil. Ciddi bir rahatsızlık var, bu bizim taraftarımızda da var" diye konuştu. “İyi takımız ama mükemmel takım değiliz. Üst düzey futbol arıyorlarsa burada göremeyecekler” İyi bir takım olduklarını vurgulayan Sağlam, "Biz iyi bir takımız ama mükemmel bir takım değiliz. Her maç çok iyi oynayacak kadromuz yok. En değerli oyuncuyu bu işin içine alamadık, 10 numaramız maalesef istediğimiz seviyede değil. Transfer döneminin son haftasında 8 numara alalım istedik, alamadık. Eksikliğini yaşıyoruz. İnsanların bunu görmesi lazım. İnsanların mutsuz olmasının bir nedeni de şu; neyle takımımızı kıyaslıyorlarsa, ortam belli. 15 maçın 12-13’ünde bu sıkıntıyı yaşadık; gelen takım yatıyor oynatmıyor. Premier Lig takımı ya da üst düzey futbol arıyorlarsa onu burada göremeyecekler. Bir diğer sıkıntı; kendimizi çok fazla önemsiyoruz ve büyütüyoruz. Bizim takımın kalitesi, gücü belli. Tüm bu rahatsızlıkların sonucunda ligin tepesindeyken, Süper Lig için 4 puan avantajımız varken yaşadığımız şeyleri görüyorsunuz. Bunu bana kimse savunmasın. Burada ciddi rahatsızlık var. Takımın geçmişine de baktığımız zaman çok net ortaya çıkmış. Bu kadar taraftar gücüne, ekonomik güce rağmen, futbolu doğru yaşadığını sanan şehir amatör kümeye düşmüş. Ben yoktum, sizler vardınız. Neden düştüğünü sizler benden daha iyi biliyorsunuz. 3 sene önce bu takım şampiyonluğa oynarken; şampiyonluğa takım yapıp küme düşerken siz buradaydınız. Dolayısıyla bazı şeyleri doğru yorumlamak, okumak lazım" sözlerini sarf etti. “İnsanlar biraz hoşgörülü olmalı. Oyuncularımızın hakkını da kimseye yedirmem” Sağlam, sözlerine şöyle devam etti: "Biz yarın gideriz, başka yerde çalışır ekmeğimizi buluruz. Ama bu kadar önemli şehrin önemli takımı, tarihi olan bir takımı bu sebeplerden dolayı bu sıkıntıları yaşamamalı. İnsanlar biraz daha sabırlı ve hoşgörülü olmalı. Takım buradayken ne çocuklar ne biz bu muameleyi hak ediyoruz. Biz kazansaydık farkı 7 puan yapacaktık, 4 puanda kaldık. Bu kadar karamsarlığa düşüp, moral bozup, umutsuz tablo çizip ortalığı karıştırmanın, velveleye vermenin kimseye faydası olmayacak. Biz yine ayağa kalkarız. Eğer iyi değerlendirilirse bu gibi karşılaşmalar kaybettiğinden daha fazlasını kazandıracak değerler üretebilir. Bu yol engebeli. Kazanacağız, kaybedeceğiz, alttaki üsttekini yenecek. En ufak şeyde bunları yaşayacaksak; herkes bir daha düşünmeli. Neden mutsuz olduğunu, hiçbir şey beğenmediğini düşünmeli. Bizim yerimizde olmak isteyen, çok daha fazla para harcayan takımlar var. Bizim yaptığımız iş. Dolayısıyla biz kabul ediyoruz, tamam. Oyuncularımızın performansı da alt seviyede kaldı. Ama bu puanları da bu çocuklar elde etti. 16’ncı haftada da bunu şansla izah edemezsiniz. Ortada emek, mücadele ve gelinen nokta var. Oyuncularımızın hakkını da kimseye yedirmem. Bu seviyeye takımı onlar getirdiler. Kötü bir mağlubiyet aldık. Kötü bir gün yaşadık. Bu durumu iyi değerlendirebilirsek, gerekli dersleri çıkarabilirsek bundan sonrasını daha rahat hale getirebiliriz.” “Hiç umurumda değil. Neye inanırsam onu söylüyorum” Taraftara gösterdiği tepkinin kamuoyuna yansımasından sonra kendisine olan sevgiyi kaybetmekten endişe edip etmediğinin sorulması üzerine ise Ertuğrul Sağlam, “Valla hiç umurumda değil. Burada neye inanırsam onu söylüyorum. Bundan sonrasıyla alakalı; biz oluruz, olmayız. Hayat bu. Geçen yıl da Süper Lig’e sadece 3 puan fark varken gönderildik. Hayat devam etti. Ölmedik biz. Ben burada görevime devam edeceğim ama ilerleyen süreçlerde başka antrenörler de gelecek. Kocaelispor’un bundan sonraki süreçte bu kadar varlıkla, bu kadar taraftarla, bu kadar şehir gücüyle bunları başarmakla alakalı olarak bunları söylüyorum. Taraftarsa taraftar. Kendimizse kendimiz. İlk devre iyiydik, ikinci yarı kötü oynadık. Beceremedik, yapamadık. Kabul ediyorum. İğneyi başkasına çuvaldızı kendimize batırıyoruz. Ama bu seviyedeki takımın bu muameleyi görmesi, teknik adamına o şekilde bağırılması normal mi? Bu işi toparlayacaksak daha olumlu, yapıcı ve sabırlı olmak lazım. Süper Lig’e çıkmanın en büyük adayıyız. Tamam insanlar üzüldü, biz de üzüldük, kahrolduk. Soyunma odasına bir girseniz cenaze evi gibi. Burada kafayı eğip karamsarlığa düşüp bu işi kurtaramayız. Yarın yine çalışmaya başlayacağız. Bu hatalardan nasıl arınabiliriz buna bakacağız” sözlerini kaydetti.
Ankara Başkan Yavaş: “Mülakat sisteminin mutlaka ve mutlaka ortadan kaldırılması lazım” Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, devlet kurumlarına işe alımlarda mülakatın kaldırılması gerektiğini söyledi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Operational Research Kulübü tarafından “Türkiye’nin Üniversite Buluşması” sloganıyla düzenlenen 20. Genç Akademi Sempozyumu’na katıldı. Sempozyumda üniversite sayısının çok olması değil, verilen eğitimin kaliteli olması gerektiğini söyleyen Yavaş, “Gerçekten bu ülkede okulları açarken sayı olarak şu kadar üniversitemiz oldu diyerek illerde üniversite açmakla övündük. Halbuki öyle değil. Açtığımız üniversitenin kalitesiyle Avrupa’daki diğer üniversitelerle kapışmasıyla, bu üniversitelerden mezun olan herkesin el üstünde tutularak en iyi işleri yapması, en azından iş dünyasının veya devletin kendisinin peşinde koşan bir eğitim sistemi kurmalıydık” dedi. Üniversitelerde okuyan öğrencilerin ve ailelerinin yıllardır beklenti içinde olduklarını söyleyen Yavaş, “Açtığımız okullar şuna yaradı; çocuklar beş yıl boyunca herhangi bir okula gidip okuyup iş sahibi olmayı beklerken, ailesi de alın terini bu gençlere sarfetmek suretiyle ’benim evladım okulu bitirecek, güzel bir iş sahibi olacak’ beklentisiyle yıllardır bekledi. Gördüğümüz kadarıyla maalesef böyle olmadı” ifadelerini kullandı. “Gençler ve aileler hayal kırıklığına uğruyor” Avrupa’da üniversite okuyan öğrenci sayısının az olduğunu ve insanların erken yaşta meslek hayatına atıldığını belirten Yavaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa’da üniversite öğrenci sayısı oldukça az. Herkes üniversite okumak istemiyor. Niye istemiyor, teknik okullarda veya becerisine daha uygun bir okulda okuyup erkenden hayata atılıyor. Üniversiteyi Türkiye’deki gibi 4-5 yıl okumadan 5 yıl önce hayata atılıyor. Ve yapacağı işle ilgili bir okulda okuyarak atılıyor. Dolayısıyla biz her ile üniversite açmak zorunda değiliz. Avrupa’da gerçekten üniversite okuyan sayısı az. Bizde ne kadar çok üniversite öğrencimiz var diye övünüyoruz ama açtığımız okullardan mezun olup da iş bulamayınca gençler ve aileler hayal kırıklığına uğruyor.” Mülakatın kaldırılması ve liyakatin sağlanması gerektiğini kaydeden Mansur Yavaş, “Ben bugünkü hükümet söz verdiği için söylüyorum: yüksek puanlar alıyorsunuz ama mülakatlarda eleniyorsunuz. Kim olursa olsun. adı ne olursa olsun bu mülakat sisteminin mutlaka ve mutlaka ortadan kaldırılması lazım. Devletinizin size bir sözü var. Devlet aynı zamanda bütün insanlarına eşit davranmalıdır, adaletli davranmalıdır. Yani sizler okulda okuyup acaba mezun olunca iş bulabilecek miyim diye hareket ederken, belli bir grup nasılsa işim hazır diye hareket ederse o zaman yetki verdiğiniz bu devlete güveniniz sallanır. Bunun çaresi nedir; insanlara adaletli davranmak için mülakatı ortadan kaldırıp, başarı ve liyakatin mutlaka ve mutlaka ön plana çıkması gerekiyor” dedi.
Erzurum Cumhurbaşkanı Erdoğan Erzurum’da gençlerle buluştu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Erzurum’da “Gençlik Buluşmaları” programında gençlerle bir araya geldi. Gençlerine güvenmeyen bir milletin geleceğinden umudunu kestiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye Yüzyılı’nı gençlerimizle birlikte inşa ediyoruz” dedi. Erzurum Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki Bilim Erzurum’da düzenlenen “Gençlik Buluşmaları” programına katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gençlerle her bir araya geldiğinde onların enerjisiyle, coşkusuyla, umuduyla adeta gençleştiklerini ifade ederek, “Dadaşlar diyarındaki bu birlikteliğimizin ülkemiz, milletimiz ve bilhassa gençlerimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Bunun için gerek Ankara ve İstanbul’daki programlarda, gerek şehir ziyaretlerimizde her fırsatta gençlerimizle bir araya gelmeye gayret ediyorum. Rahmetli Necip Fazıl ’Gençlik yaş değil, ruh işidir’ diyor. Fatih Sultan Mehmet Han 21 yaşında İstanbul’u fethederken hangi inanç ve azme sahipse, hükümdarlığının 46. yılında 73 yaşında çıktığı seferde hayata gözlerini yuman Kanuni de aynı hissiyatla hareket ediyor. Ben de burada Fatih’in yolundan giden bir gençlik, Kanuni’yi, Yavuz’u takip eden bir nesil görüyorum” dedi. “Doğru bildiğimiz yolda kararlılıkla yürüdük” Gençlerine güvenmeyen bir milletin geleceğinden umudunu kestiğini vurgulayan Erdoğan, “Biz siyasette, bürokraside, ticarette, sivil toplum faaliyetlerinde, hayatın her alanında gençlerimize güvendik, inandık, hep onların önünü açtık. Türk siyasetinde gençlere ve kadınlara hem il ve ilçe teşkilatları, hem genel merkez düzeyinde en üst seviyede temsil imkanını biz sağladık. Bunu yaparken elbette eski dönemlerin taassuplarının eseri direnişlerle, tepkilerle de karşılaştık. Ama hiçbirine kulak asmadık. Doğru bildiğimiz yolda kararlılıkla yürüdük. Hamdolsun uzun bir mücadelenin ardından gençlerimizin ve kadınlarımızın dinamizmini ülkemize kazandırmayı da başardık. Hep söylediğimiz gibi partimizin gençlik kollarını, sizleri geleceğe hazırlayan bir okul olarak kabul ettik. Gençlerimizi arka bahçemiz değil, asli yol ve mesai arkadaşlarımız olarak gördük. Sizler de bizleri mahcup etmediniz. Gayretinizle, azminizle, becerinizle hep yüzümüzü ağarttınız. Geçmişte partimizin gençlik ve kadın kollarında görev alan yüzlerce, binlerce arkadaşımız bunun en güzel örnekleridir. Bu arkadaşlarımız kimi kendi işinde, kimi kamu yönetiminde, kimi siyasette, kimi uluslararası alanda şu anda başarıdan başarıya koşuyor. Parlamentodan kamu yönetimine ve araştırma geliştirmeye kadar her platformda ülkemize eşsiz hizmetler sunan gençlerimizle gurur duyuyoruz” şeklinde konuştu. “Türkiye Yüzyılı’nı gençlerimizle birlikte inşa ediyoruz” Bu seviyeye gelmenin kolay olmadığını ve bir şeyin daha idraki içerisinde olduklarını söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gençliğine güvenmeyen kusura bakmayın nal toplar. Sevgili gençler, bizler bundan sonraki süreç içinde özellikle gençlerimize süratle daha farklı imkanlar vermek suretiyle eğitimden sağlığa, spordan teknolojiye ihtiyaç duydukları tüm alanlarda gereken altyapıyı sağlamaya devam edeceğiz. Hepsinden önemlisi gençlerimize biz bu özgüveni kazandırdık. Daha düne kadar gençlerimizin en büyük hayali okulunu bitirdikten sonra KPSS’de iyi bir puan alarak memuriyete girmekti. Şimdi aynı gençler, ülkenin sınırlarını aşıp dünyayı kucaklayan bir vizyonla TEKNOFEST ruhuna hayat veriyor. Türkiye Yüzyılı’nı işte bu gençlerimizle birlikte inşa ediyoruz. İstanbul’un fethinin 600. yılı olan 2053 vizyonumuzu işte bu gençlerimiz şekillendirecek, ilmik ilmik örecek. Malazgirt Zaferi’nin bininci yılında ülkemizi diplomasiden ekonomiye, güvenlikten temel hizmet alanlarına kadar her alanda dünyada ilk sıralara çıkartacak olan yine siz ve sizden sonraki nesillerdir.” “Hepinize, her birinizin hayaline ihtiyacımız var “ Cumhurbaşkanı Erdoğan gençlere seslenirken, “Gençler siz bakmayın birilerinin ülkesini beğenmeyip yurt dışı güzellemesi yaptığına. ’Ben varım’ diyeceksiniz. Sosyal medyada art niyetli olarak dolaşıma sokulan ’Türkiye bir doktor, mühendis, sanatçı kaybetti. Filanca ülke şunu kazandı’ görüntülerinin devamı hiçte öyle söylendiği gibi olmuyor. Bu ülkenin, bu devletin sağladığı imkanlarla eğitim hayatlarını tamamlayıp, iş tecrübesi edinip, sonra yurt dışına gidenlerin çoğu hayal kırıklığıyla geri dönmenin ne yazık ki yollarını arıyor. Oralarda kalanların bir bölümünün de geri dönmeyi kendilerine yediremedikleri için yaşadıkları sıkıntılara özellikle göğüs gerdiklerini biliyoruz. Her ne şekilde olursa olsun teröre bulaşmamış ve bu şartla bu ülkenin kapıları da, milletimizin gönlü de tüm evlatlarına sonuna kadar açıktır. Bizim keyfi yere feda edecek tek bir insanımız, tek bir gencimiz yoktur. Hepinize, her birinizin hayaline, birikimine, becerisine bizim ihtiyacımız var. Unutmayınız. Yalan bire kırk veren zehirli bir tohum gibidir. Halbuki biz bire yüz veren bilginin, bilimin, hakikatin peşindeyiz. Gençlerimizden beklentimiz zeka ve kabiliyetleriyle işte bu bereketli hasadı milletimize kazandırmadır. Dadaşlar diyarının gençlerinin bu kutlu yürüyüşte en önde yer alacaklarından şüphe duymuyorum. Rabbim yolumuzu, bahtınızı açık etsin diyorum” şeklinde konuştu. “Gençler nedense evlenmiyor, boşanmalar da artıyor” Aile kavramının çok kutsal bir kavram olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ki bizim milletimizin aile kavramı noktasında geçmişten bugüne farklı bir kudsiyeti var. Onun için de tabii bu kavrama hep birlikte sahip çıkmamız lazım. Özellikle üniversite gençliğimizin kavramı üzerindeki duruşu çok farklı olması lazım. Mesela bizim şu anda üzerinde durduğumuz bir konu; gençler nedense evlenmiyor, boşanmalar da artıyor. Yani erkekler kızlara karşı, kızlar erkeklere karşı evlilikte çok sıkıntılı. Bunu aşmamız lazım. Zaman zaman ben de, arkadaşlarım da yardımcı olmak istiyoruz, aracı olalım diyoruz. Ama bakıyorsun maalesef kızlara erkek, erkeklere kız beğendiremiyoruz. Bu konuda işi çok uzatmayalım. Ben 25 yaşında evlendim. Ama şimdi bakıyoruz yani 30, 35, 40, alıp başını gidiyor. Bir an önce evliliği yapmak lazım. Ve gençler nasibinizi böyle 30, 40 bu yaşlarda değil, gençlik yaşında halletmek lazım. Ve bir de tabii bizim bir kutsalımız daha var. Yani bu LGBT, MGBT filan bu işlere de karşıyız” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan “Sarı Gelin” türküsüne eşlik etti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gençlerin sorularına cevap verirken,“Biz yatalım kalkalım, bol bol dua edelim, iyi ki onların eline bu ülke kalmadı. Bunlar, biliyorsunuz belediyelerde hangi sefaleti bizlere yaşatıyorlar, değil mi? Bir de oraya kalsaydı” diye konuştu. “Gençlik Buluşması” programında Ferhat Göçer konser verirken, sinevizyon gösterimi de yapıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ferhat Göçer’in seslendirdiği “Sarı Gelin” türküsüne eşlik etti.