SAĞLIK - 02 Temmuz 2024 Salı 17:23

Yaz sıcakları kalbinizden vurmasın

A
A
A
Yaz sıcakları kalbinizden vurmasın

Yaz aylarında artan sıcaklıklarla birlikte kalp ve damar problemlerine bağlı ölümler de artış gösteriyor.

 Sıcak havalarda vücudun ısı dengesinin korunması için kalp, akciğerler ve böbreklerin daha fazla çalışması gerekir. Bu da özellikle kalp hastaları için büyük bir risk oluşturuyor. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Köksal, aşırı sıcak havalarda vücudun kendini serin tutmak için daha fazla çalıştığını, bu durumun ise kalbin üzerine ciddi bir yük bindirdiğini belirterek, "Sıcak havalarda damarlar genişleyerek tansiyonun düşmesine yol açar ve kalp, tansiyonu dengelemek için daha fazla çalışmak zorunda kalır. Ayrıca aşırı terleme ile vücudun su kaybı artar, bu da kalbin iş yükünü iki katına çıkarır. Kalp problemi olan kişiler, kalp ameliyatı geçirenler, kalp ilacı kullananlar ve 65 yaş üstü bireyler risk altındadır" dedi.

 

Köksal, "Kalp yetmezliğiniz olsa da sıcak havalarda daha fazla sıvı tüketmeniz zorunludur aksi halde tansiyonunuz düşecektir. Eğer kalp yetmezliği veya kalp kapak problemi nedeniyle idrar söktürücü alıyor iseniz lütfen doktorunuza danışın. Aşırı sıcaklarda terleme yolu ile sıvı kaybınız fazla olacağı için doktorunuz idrar söktürücünüzü kesebilir. Eğer kalp yetmezliğinden dolayı günlük 1.5 litre ile sıvı alımınız kısıtlandı ise bu miktarı aşırı sıcaklarda 2 litreye çıkarmak doğru olacaktır. Belli aralarla (günlük veya haftalık) kilo takibi ile vücudunuzda fazla su toplanıp toplanmadığını kontrol etmek mümkündür. Takiplerde kilo alımı veya kaybı size doğrudan vücutta fazla su toplanıp toplanmadığı veya yeterli sıvı alıp almadığınız konusunda fikir verecektir. Tansiyon hastalarına, kalp yetmezliği olan veya kalp kapak hastalarına tuz kısıtlaması yapılmıştır. Hastalara özellikle aşırı tuz içeren gazlı içecekler, turşu vb. gıdalar yasaklanmıştır. Bunun nedeni ise tuz tüketiminin vücutta aşırı sıvı yüklenmesine neden olmasıdır. Ancak aşırı sıcaklarda terleme yolu ile su ile beraber tuz kaybı da olacağı için dikkatli olunmalıdır. Tansiyonunuz sürekli düşük, ağızda kuruluk var ve bacaklarda kramplar olmaya başladı ise bir miktar tuz tüketmekte fayda vardır. Ayrıca idrar söktürücü kullanan hastaların aşırı potasyum kaybını önlemek için günde 1 tane muz veya birkaç parça kayısı tüketmeleri önerilir" dedi.

 

Kan sulandırıcı kullanan hastaların aşırı sıcaklarda dikkat etmesi gerektiğini belirten Köksal, "Kapak ameliyatı (mekanik kapak) geçirmiş olan ya da kalp damarlarına stent konulmuş hastaların sıvı kaybına uğramaması önemlidir. Vücudun aşırı sıvı kaybına uğraması kanın pıhtılaşmaya yatkın olmasına yol açar. Bu pıhtılaşmaya yatkınlık da mekanik kapağın çalışmasını bozabilir veya kalp damarlarındaki stentlerin tıkanmasına sebep olabilir. Bu yüzden kan sulandırıcı ilaçlar düzenli alınmaya devam edilmelidir ve kaybedilen sıvının kontrollü olarak yerine konması gereklidir. Warfadin kalp kapak ameliyatı olmuş, kalp ritim problemi olan veya damar tıkanıklığı olan hastaların yaygın kullandığı güçlü bir kan sulandırıcı ilaçtır. İdeal ilaç (warfadin) dozu, belli aralıklarla yapılan ve INR diye adlandırılan kan testi bakılarak ayarlanır. Yazın aşırı sıcaklarda vücuttaki sıvı kaybının da etkisi ile warfadin kullanan hastalarda INR değerleri daha yüksek çıkma eğilimindedir. Bu nedenle bu güçlü kan sulandırıcıyı kullanan hastaların yazın aşırı sıcaklarda daha sık INR kan tahlili yaptırarak, ilaç dozunu daha yakın takip etmeleri gerekmektedir" dedi.

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Işıkhan: "Türkiye, bölgesel çatışma ve savaşlarda kalıcı barışın tesis edilmesinde rol oynamaya devam etmektedir" Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, "Türkiye, bölgesel çatışma ve savaşlarda kalıcı barışın tesis edilmesinde rol oynamaya devam etmektedir" dedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Avrupa Konseyi ve Litvanya Sosyal Güvenlik ve Çalışma Bakanlığı iş birliğinde, Avrupa Konseyi Litvanya Dönem Başkanlığı himayesinde Litvanya’nın Başkenti Vilnius’ta düzenlenen ’Avrupa Sosyal Şartı Üst Düzey Konferansı’na katıldı. Konferansın ’Durum Değerlendirmesi - İzlenecek Yol’ başlıklı dördüncü oturumda konuşan Işıkhan, Avrupa Sosyal Şartı’nın 1960’lardan bu yana Avrupa’da sosyal hakların geliştirilmesi ve milyonlarca insanın yaşamlarının iyileştirilmesinde bir mihenk taşı olduğunu belirtti. Benzeri görülmemiş dönüşümlerin ve zorlukların yaşandığı bir dünyada, sosyal hakların her geçen gün daha önemli hale geldiğini dile getiren Işıkhan, şunları kaydetti: “Bu bağlamda, Bakanlar Komitesi tarafından kabul edilen son reformların Avrupa Sosyal Şartı sisteminin modernleştirilmesi ve bu güçlüklerin etkin bir şekilde ele alınmasında çok önemli bir rol oynadığına inanıyoruz. Bugün, Avrupa Konseyi’nin 75. yıldönümünde Siyasi Deklarasyonu onaylayarak, sadece Şart’ın ilkelerine olan bağlılığımızı teyit etmekle kalmıyor, aynı zamanda Avrupa Konseyi’nin sosyal haklar alanındaki rolünü güçlendirmeye yönelik gelecekteki faaliyetlerimiz için de bir yol çiziyoruz. Türkiye olarak Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı’nın 31 Maddesinden 29’unu ve 98 paragrafından 91’ini kabul ederek sosyal haklara olan sarsılmaz bağlılığımızı gösterdiğimizin altını çizmek isterim. Bu durum, Türkiye’yi Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı’nın Akit Tarafları arasında en fazla kabul edilen hükümlere sahip ülkelerden biri haline getirmektedir.” “Türkiye sosyal hakları ilerletmek için kapsamlı reformlar yoluyla cesur adımlar atıyor” Türkiye’nin kapsamlı reformlar yoluyla sosyal hakları ilerletmek için cesur adımlar attığına dikkati çeken Işıkhan, Türkiye’nin özellikle zor zamanlarda insani yardım ve kalkınma yardımı sağlayarak sosyal adalete olan bağlılığını her zaman gösterdiğini söyledi. Bakan Işıkhan, “Türkiye, hem Sosyal Adalet için Küresel Koalisyon’a katılarak hem de Koordinasyon Grubu’na üye olarak, özellikle hassas bölgelerdeki insanlar için sosyal adaletin hüküm sürdüğü bir dünya inşa etmek üzere kolektif eylemi teşvik etmektedir. Türkiye, bölgesel çatışma ve savaşlarda ’savaşın kazananı olmaz’ ilkesiyle, insani trajedinin önlenmesi ve kalıcı barışın tesis edilmesinde öncü rol oynamaya devam etmektedir. Devam etmekte olan Rusya-Ukrayna savaşı bu kararlılığın bariz bir örneğidir" dedi. Siyasi Deklarasyonda vurgulandığı üzere Türkiye’nin sosyal hakların korunması ve uygulanması konusunda yerel ve bölgesel makamlar ve sosyal ortaklarla iş birliği de dahil olmak üzere güçlendirilmiş diyaloğu desteklediğini belirten Işıkhan, “Bu katılımcı yaklaşım, Şart’ın ilkelerinin herkesin yararına olacak somut eylemlere dönüştürülmesini sağlayacaktır. Ayrıca, hedefe yönelik destek ve rehberliğin üye devletleri Şartı etkin bir şekilde uygulama konusunda güçlendireceğine inanıyoruz. Bu Siyasi Deklarasyonu onaylayarak, sosyal hakların en üst düzeyde savunulduğu bir gelecek için taahhütte bulunmuş oluyoruz. En önemli hedefimiz, herkes için adalet, eşitlik ve haysiyet ilkelerinin rehberliğinde sarsılmaz bir birlik sergilemek olmalıdır” diye konuştu. “Türkiye, yaşam hakkı saldırı altında olan Filistin halkının yanında olmaya devam edecektir” Konferansta Filistin’deki çatışmaya da değinen Işıkhan, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler bugün sosyal adaletin ve sosyal hakların korunmasının öneminden bahsederken, Gazze’de Filistin halkının tüm temel hakları İsrail tarafından ayaklar altına alınmaktadır. Bu bağlamda Gazze’de yaşanan vahşi katliamları şiddetle kınıyoruz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü liderliğinde Türkiye, yaşam hakkı saldırı altında olan Filistin halkının yanında olmaya devam edecektir. Tüm devletleri ve uluslararası kuruluşları bu zor dönemde Filistin halkına destek olmaya ve bu insani kriz karşısında sessiz kalmamaya çağırıyorum.” Ayrıca Bakan Işıkhan, program kapsamında Litvanya Sosyal Güvenlik ve Çalışma Bakanı Vytautas ilinskas ile ikili görüşme de gerçekleştirdi. Görüşmede, iki ülke Bakanlıkları arasındaki ikili diyaloğu güçlendirme konusundaki kararlılıkları vurgulandı. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanı Theodoros Rousopoulos ile de görüşen Işıkhan, çalışma hayatı ve sosyal güvenlik konularına dair yaşanan küresel değişimleri ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
İstanbul Michy Batshuayi: “Tekrar Şampiyonlar Ligi’nde oynayacağım için mutluyum” Galatasaray’ın yeni transferi Michy Batshuayi için imza töreni düzenlendi. Törende konuşan golcü oyuncu, "Tekrar Şampiyonlar Ligi’nde oynayacağım için mutluyum" dedi. Galatasaray’ın kadrosuna kattığı Belçikalı golcü oyuncu Michy Batshuayi, Ali Sami Yen Spor Kompleksi RAMS Park Stadyumu’nda 3 yıllık sözleşmeye imza attı. Batshuayi, imza töreni sonrası Galatasaray TV’ye açıklamalarda bulundu. Belçikalı forvet, "Karşılama için çok teşekkür ederim, çok mutluyum. Galatasaray büyük ve sıklıkla şampiyon olan bir kulüp. Bu, bir oyuncu için çok önemli. Galatasaray birkaç seneden beri beni istiyordu. Kader bizi bir araya getirdi" diye konuştu. Fenerbahçe’den Galatasaray’a transfer olduğu için yapılan eleştirilere de yanıt veren 30 yaşındaki oyuncu, "Futbolun güzelliği burada, bazıları memnun oluyor bazıları olmuyor. Burada en önemlisi benim memnun olmam. Ailem de çok memnun. Galatasaray’ın bana duyduğu güvene karşı çok çalışacağım" ifadelerini kullandı. "Tekrar Şampiyonlar Ligi’nde oynayacağım için mutluyum" Michy Batshuayi, Türkiye liginin her geçen gün geliştiğini vurgulayarak, "3 büyük kulüpte de deneyimim oldu. Galatasaray beni buraya çağırdı ve ben de yapmam gerekenleri yerine getireceğim. Şampiyonlar Ligi’ni biliyorum. Tekrar Şampiyonlar Ligi’nde oynayacağım için mutluyum. Bu stadyumda oynamak muhteşem bir deneyim olacak. Taraftarlarımızın inanılmaz olduğunu biliyorum. Çok mutluyum. Bazı futbolcularla konuştum. Mertens, Zaha ve Ziyech gibi isimleri tanıyorum. Diğerleri ile de tanışacağım. En iyi şartlarda çalışıp, maçları kazanmak için birbirimizi tanımamız çok önemli diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı. Batshuayi, açıklamaların ardından RAMS Park ve Galatasaray Stadyum Müzesi’ni gezdi.
Tekirdağ Başkan Nallar: "Herkes üstüne düşeni yapsın, şehrimize hep birlikte sahip çıkalım" Süleymanpaşa Belediye Başkanı Volkan Nallar, göreve gelmesinin hemen ardından başlattığı yabani otların temizlenmesi, larva, vektör, uçkun ve haşere mücadelesi ile özel alanlardaki otların kesilmesi talepleri konusunda açıklamalarda bulundu. Yapılan çalışmaların eş zamanlı olarak ilerlediğini ancak özellikle ot temizliğinde gelen taleplerin öze alanlara yöneldiğini belirten Başkan Volkan Nallar, “Çalışmalarımızı detaylıca planlayıp imkanlarımız doğrultusunda şehrimizin dört bir yanına yaydık. Ancak biz çalıştıkça gelen talepler özel alanlara yönelmeye başladı. Ben buradan tüm vatandaşlarıma seslenmek istiyorum. Sevgili Süleymanpaşalı hemşehrilerim. Özellikle yerleşim yerleri içinde bulunan özel ya da tüzel kişilerin sahipleri olduğu boş durumdaki tarla, arsa ve parsellerde ot temizliğini yapma sorumluluğu o yerin sahiplerine aittir. Biz belediye olarak bu yerlere girip çalışma yapamıyoruz. Yer sahipleri de bu alanları bakımsız bıraktığında maalesef yangın tehlikesi ve kontrolsüz haşere üremesi ile karşı karşıya kalıyoruz. Bu konuyu hep birlikte çözmemiz gerekiyor” dedi. Konuyla ilgili vatandaşların hem yangın çıkması hem haşere üremesi hem de yönetmeliklerden dolayı ceza kesilmesiyle mağdur olmaması için hassasiyet göstermesini isteyen Süleymanpaşa Belediye Başkanı Volkan Nallar, “Aynı zamanda bu konu Belediyemiz Emir ve Yasaklar yönetmeliği Madde 27’de açık bir şekilde belirtilmiş. Yönetmelikte ‘Yerleşim yeri içerisinde kalan özel ve tüzel kişilere ait arazilerde yangın tehlikesine ve haşerat üremesine karşı arazi sahibi tarafından ot ve çalı temizliği yapılması zorunludur.’ diyor. Siz değerli vatandaşlarımdan rica ediyorum. Şehir içindeki boş arsa, tarla ya da arazinizin bakımını yapın. Biz de şehrin dört bir yanında size daha iyi hizmet vermek için çalışalım. Herkes üstüne düşeni yapsın. Şehrimize hep birlikte sahip çıkalım” ifadelerini kullandı.
Muş Muş’ta ilk defa ekimi yapılan ata tohumu buğdaydan yüksek verim bekleniyor Muş’ta deneme amacıyla 17 dekar alanda ekimi yapılan ata tohumu buğdaydan yüksek verim alınması hedefleniyor. Merkeze bağlı Kırköy beldesinde çiftçilikle uğraşan Hüseyin Karakurt, 17 dekar alana ata tohumundan olan peygamber buğdayını ekti. Karakurt, diğer buğday çeşitlerine oranla verimi yüksek olan buğdayı tüm çiftçilere tavsiye etti. Muş Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Gün, gazetecilere, geçmişi 7 bin yıla dayanan ata tohumunu Muş’ta deneme amacıyla ekildiğini ifade ederek, "Çiftçimiz öncülüğünde ata tohumu olan buğdayın deneme olarak ekimi yapıldı. Yaptığımız incelemelerde buğday, Muş’un şartlarına uygun. Buğdayın gelişimi güzel. Bir başakta 150 buğday tanesi olduğu görülmüştü. Bu da büyük bir verim sağlamakta. Çiftçimiz dönüme 875 kilogramın üzerinde bir verim bekliyor. Müdürlük ve bakanlık olarak istediğimiz ürünlerden biridir. Bunu da Muş’umuza bereket getirmesini diliyorum. Ata tohumu 7 bin yıllık bir geçmişe sahip" dedi. Çiftçi Hüseyin Karakurt ise 7 bin yıllık ata tohumunu merak ettiği için Muş’ta 17 dönüm alana ekimini yaptığını ifade ederek, "Buğday verimi yüksek olduğu için ekimini yaptık. Dönümüne yaklaşık 850 kilogramın üzerinde bir verim bekliyoruz. Normal buğdayının üç katı verim alacağız inşallah. Bu buğdayın ise şeker hastalığına iyi geldiğini söyleniyor. Buğdayı öğütüp tandırda ekmek yapmayı planlıyoruz” şeklinde konuştu.