ASAYİŞ - 13 Kasım 2024 Çarşamba 12:14

Yasadışı bahis reklamı ve teşvikinde bulunduğu tespit edilen 23 sanatçı ve sosyal medya fenomenine yönelik yürütülen soruşturmada ev hapsi cezası alan Serdar Ortaç ve Mehmet Ali Erbil hakkında İstanbul Sulh Ceza Hakimliği’nin tutuklama tal

A
A
A
Yasadışı bahis reklamı ve teşvikinde bulunduğu tespit edilen 23 sanatçı ve sosyal medya fenomenine yönelik yürütülen soruşturmada ev hapsi cezası alan Serdar Ortaç ve Mehmet Ali Erbil hakkında İstanbul Sulh Ceza Hakimliği’nin tutuklama tal

Yasadışı bahis reklamı ve teşvikinde bulunduğu tespit edilen 23 sanatçı ve sosyal medya fenomenine yönelik yürütülen soruşturmada ev hapsi cezası alan Serdar Ortaç ve Mehmet Ali Erbil hakkında İstanbul Sulh Ceza Hakimliği’nin tutuklama talebi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca reddedildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Depremde 42 kişinin öldüğü Ekim Apartmanı davasında bilirkişi raporu bekleniyor Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan ve 42 kişinin yaşamını yitirdiği Adana’daki Ekim Apartmanı davasında, tutuklu 3 sanığın yargılanmasına devam edildi. Çukurova ilçesindeki Ekim Apartmanı, 6 Şubat 2023’te meydana gelen depremlerde yıkılmış, apartmanda 42 kişi yaşamını yitirmişti. Soruşturma çerçevesinde tutuklanan apartmanın müteahhitleri Tamer Erginkoç ve Cem Akkaya ile o dönem işleri nedeniyle Karadağ’da bulunan, binanın teknik uygulama sorumlusu inşaat mühendisi Cüneyt Akkaya hakkında ’Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma’ suçlamasıyla Adana 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın duruşmasına devam edildi. Duruşmaya, hakkında kırmızı bültenle arama kararı çıkartılan ve Karadağ’da yakalanıp burada 7,5 ay tutuklu kaldıktan sonra Türkiye’ye getirilen mühendis Cüneyt Akkaya, diğer tutuklu sanıklar Tamer Erginkoç ile Cem Akkaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Tarafların avukatlarının yer aldığı duruşmada Türkiye Barolar Birliği ve Adana Barosu avukatları da hazır bulundu. Mahkeme savcısı, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilmesini ve bilirkişi raporunun beklenmesini talep etti. Sanıklardan Cüneyt Akkaya, mahkemeye yazılı savunma gönderdiğini belirterek tahliyesini istedi. Mahkeme heyeti, tutuklu müteahhitler ve mühendisin tutukluluklarının devamına karar verip, duruşmayı Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden istenilen bilirkişi raporunun beklenilmesi için ileri bir tarihe erteledi.
Kütahya Dereli kaplıcaları kış mevsimine girerken de gözde Kütahya’nın Emet ilçesine bağlı Sülye köyündeki Dereli kaplıcaları, kış mevsimine girerken de ilgi odağı olmayı sürdürüyor. Yaklaşık 40 derecede olan doğal su, çevre birçok ilden de şifa arayanlar tarafından büyük rağbet görüyor. Bir çok hastalık ile kırık - çıkık, eklem ağrıları gibi rahatsızlıklara da iyi geldiği bilinen Dereli kaplıcaları, şifalı suyu ile buradan faydalananları memnun ediyor. Sülye Köyü Muhtarlığı tarafından işletmesi gerçekleştirilen kaplıcalar doğal görünümünü koruyor. Ulaşımı da çok kolay olan kaplıcalara Emet üzerinden gidilebildiği gibi Tavşanlı Çörtlen mevkiinden de sıcak asfalt bulunuyor. Tavşanlı Yeniköy’den hafta sonu tatilini değerlendirmek için çocukları ile Dereli kaplıcalarına gelen Salih Bayrak, “Tavşanlı’da oturuyorum, iki haftada bir bazı günler buraya geliyorum. Bel ağrısı diz ağrılarına buranın suyu iyi geliyor. Kütahya çevresinde en iyi hamamlar buralar" derken Enes İlhan ise "Çok güzel şifalı suları var. Fırın adı verilen mağarasından yüzümüze cilde iyi geldiği için kil maskesi yaptık. Kasım ayı olması ve dışarısı soğuk olmasına rağmen içerisi oldukça sıcak" dedi. Dereli Kaplıcalarına arkadaşları ile eğlenmeye geldiğini belirten ve açık havuzun soğuk olacağı ön görüşü ile geldiğini belirten Mehmet İnanç da, buraya gelmekten çok mutlu olduğunu ifade ederek herkesi davet ettiğini söyledi.
Isparta Evlilik hayatına kara sevda Tofaş şartı Isparta’da yaşayan 38 yaşındaki Erkan Kayaşen, babasından yadigâr kalan 1980 model Tofaş Murat 131’e gözü gibi bakıyor. Otomobiline büyük önem verdiğini dile getiren Eşi Fethiye Kayaşen, "Bu tutku onun bir sevdası değil, kara sevdası olmuş" dedi. Isparta’da yaşayan 38 yaşındaki Erkan Kayaşen, babasından yadigâr kalan 1980 model Tofaş Murat 131’e duyduğu sevgi ve özenle tüm kentte tanınır hale geldi. Hayatını bu özel araca adamış olan Kayaşen, Tofaş’ını bir aile üyesi gibi görüp, onu gözü gibi koruyor. “Benim için bu aracın kıymeti paha biçilemez” Babası vefat ettikten sonra, Tofaş’ı yaşatmak için büyük çaba sarf ettiğini belirten Kayaşen, aracın orijinal halini koruyabilmek adına üç yıl süren kapsamlı bir restorasyon sürecine girdiğini söyledi. Zor bulunan yedek parçalar, hassas işçilik ve her detaya gösterilen özen sayesinde, 100 bin kilometredeki araç, yılların yorgunluğuna rağmen ilk günkü parlaklığını koruyor. "Bu aracı toplamak kolay değil" diyen Kayaşen, "Şu anda böyle bir aracı toplamak isteseniz, yaklaşık 300 ila 400 bin lira arasında bir ücret ödemeniz gerekiyor. Benim için bu aracın kıymeti paha biçilemez" şeklinde konuştu. Dostluk bitiren aşk Arabasına olan bağlılığının dostluk ve ilişkilerini etkilediğini anlatan Kayaşen, “Bu sevdam yüzünden birçok dostluğum bitti. Eşim ise bu konuda bana çok destek oldu. Aracımın yeri bambaşka ama eşimin yeri de öyle” şeklinde konuştu. Evlenmeden önce eşine "Büyük sevdam Tofaş, diğeri Beşiktaş" dediğini aktaran Kayaşen, araba konusunda hassasiyetinin kesinlikle tartışmaya kapalı olduğunu belirterek, “Eşimle bu araç hakkında birçok konuda tartışmalarımız oldu. Ama eğer bir seçim yapmam gerekiyor olsaydı bu benim için çok zor olurdu. Cevabım ise ne eşim ne de arabam, ikisinden de vazgeçmem” şeklinde konuştu. “Temizlik benim uç noktam” Temizlik ve güvenlik konularında da titiz olan Kayaşen, yağmurlu veya karlı havalarda arabasını dışarı çıkarmadığını, aracı kapalı bir garajda sakladığını ve garajına güvenlik kamera sistemi kurduğunu söyledi. "Arabamın etrafında kedi bile dolaşsa telefonuma bildirim geliyor" diyen Kayaşen, gece saatlerinde bile garaja inip aracını kontrol ettiğini belirtti. Tofaş’la zaman yolculuğu Kayaşen, otomobilini tanıyan herkesin aracı gördüğünde 1980’li yıllara döndüğünü hissettiğini ve bunun kendisine büyük mutluluk verdiğini söyleyerek, "Bu araba bir dönemin ruhunu yaşatıyor" dedi. Kayaşen, sık sık aracını fuarlarda sergilediğini ve sosyal medyada paylaşarak takipçilerinin ilgisini çektiğini belirtti. Özel ses sistemi kurduğu Tofaş’ında gezerken Cengiz Kurtoğlu’nun şarkılarını dinlemeyi sevdiğini belirten Kayaşen, "Bir araca biniyorsan, ses sisteminin de çok iyi olması lazım. Caddede gezerken bir Cengiz Kurtoğlu çalmıyorsa, o araç eksik demektir. O arabada Cengiz babamızın ‘Önce Birkaç Damla Yaş’ şarkısını dinlerken, o tiz sesini ve bas sesini de tam olarak duyabileceksin. İnsanlar bunu görüp şaşırmalılar" şeklinde konuştu. “Çok teklifler aldım ama hepsini reddettim” Bu aracı satmayı asla düşünmeyen Kayaşen, "Aracın yeri bende çok ayrı, teklifler aldım ama hepsini reddettim" diyerek bu mirasın parayla ölçülemeyeceğini ifade etti. Ayrıca aracının koltuğuna bugüne kadar kendisinden başka kimseyi oturtmadığını ve hayata veda ettikten sonra aracını kızına miras bırakacağını ifade etti. Evlilik hayatında Tofaş şartı Eşi Fethiye Kayaşen de eşinin bu tutkusunu anlayışla karşıladığını belirterek, “Evlendiğimizde, bu arabanın onun için ne kadar kıymetli olduğunu kabul ettim. Bazen arabayı kıskanıyorum ve ‘Ben mi, araba mı?’ diye sorduğumda bile bana ikimizin de yeri ayrıdır derdi. Artık anladım ki bu onun vazgeçilmez bir tutkusu, bu onun sevdası değil kara sevdası olmuş” diye ekledi. “Arabasıyla sohbet ediyor, ne var ki?” Eşinin araba tutkusu nedeniyle hayrete düşen Fethiye Kayaşen, “Bir ara arabasıyla kendi kendine konuştuğunu duydum, ne yapıyor diye merak ettim. İlk başta kendi kendine konuştuğunu düşündüm, ama bir baktım ki arabasıyla konuşuyor. Ona ne yaptığını sorduğumda, bana ‘Arabayla konuşacaksın. Ona nasılsın? İyi misin? diye soracaksın’ dedi. Çok şaşırdım, sonra da ‘Senin de araban olunca sen de arabanla konuşursun’ dedi. Allah razı olsun, daha sonra bana bir araba aldı ve bir baktım ki ben de arabamla konuşuyorum” dedi. Pazar günlerinin genellikle araba yıkama günü olduğunu söyleyen eşi Fethiye Kayaşen, “Saatlerce arabasıyla uğraşıyor, bazen başka her şey arka planda kalıyor. Ama düşünüyorum ki, ne kadar kötü bir şey olabilir ki? Sonuçta ilgilendiği şey bir araba” diyerek, eşinin arabasına olan tutkusunu daha iyi anladığını belirtti. “Babam sanayide, ben okulda” Erkan Kayaşen’in kızı Sudenaz Kayaşen, babasının araba tutkusunu ve ona duyduğu sevgiyi büyük bir gururla anlatarak, “Babamın uzun zamandır bir araba sevdası var ve bu konuda babamla çok gurur duyuyorum. Babam, dedemden kalan yadigâra nasıl gözünden sakındıysa, ondan sonra ben de onun arabasına gözüm gibi bakacağım” dedi. Sudenaz, babasıyla vakit geçirme konusunda yaşadığı zorlukları ise şu şekilde anlatıyor: “Babamı çok sık göremiyordum açıkçası. Evde gördüğüm zamanlarda da genellikle balkon ya da mutfakta oturmuş mezat izliyor oluyordu ve sürekli arabanın parçalarını toplamaya çalışıyordu. Akşamları çoğunlukla sanayide oluyordu zaten. Ben okula gidip geliyorum ve eve her gelip babamı sorduğumda sanayide olduğunu öğreniyordum. Yani göremiyorduk pek fazla, fakat bunun için çabalamasını gördüğümde ben şahsen mutlu oluyordum.”