ÇEVRE - 28 Haziran 2024 Cuma 09:45

Sarıyer ormanları ve sahilleri çöplüğe döndü

A
A
A
Sarıyer ormanları ve sahilleri çöplüğe döndü

Bayram tatili sonrası İstanbul sahillerinin ve ormanlarının vatandaşlar tarafından çöplüğe çevrilmiş hali havadan çekilen görüntüler ile gözler önüne serildi. Sarıyer Kısırkaya Sahili’nin çöple dolmuş halinin çevre kirliliğinin en somut görüntüsü olduğu kaydedildi.


İstanbul’da Sarıyer Kısırkaya Plajı ve Belgrad Ormanı tatilciler tarafından çöplerle kirletildi. Sahiller bayram tatilini İstanbul’da geçiren vatandaşların çöpleri ile doldu taştı. Havadan çekilen görüntülerde sahillerin çöplüğe döndüğü net bir şekilde ortaya çıktı. Plastik şişeler, lastikler, yemek artıkları ve çöp poşetleri ile dolan sahile gelenler, gördükleri manzara karşısında şaşkına döndü. Belgrad Ormanı’nda ise yol kenarları başta olmak üzere insanların girebildiği her noktada adeta çöp dağlarının oluştuğu görüldü. Bazı gönüllüler çöpleri temizlemek için çalıştıklarını ancak her akşam aynı kirlilik ile karşılaştıklarını belirtti. İstanbul’un ormanları ve sahilleri çöple dolmaya devam ederken, belediye ekiplerinin ise birçok noktada çalışmadıkları görüldü.



“İnsanların içerisine çöp canavarı kaçtığına inanıyorum”


İstanbul Çevre Konseyi Genel Sekreteri Zafer Murat Çetintaş, “Kısırkaya Plajı’nda havadan çekilen görüntülerden 5-10 kamyon çöp çıkabileceği gözüküyor. Burada 10 tona yakın çöp olduğunu tahmin ediyorum. Bu çöpü kim toplayacak, bu belediyelerin asli görevidir. Halkın uyarılması lazım. Uyarmaz ve ceza kesmezseniz bu şekilde olur. Bizim insanımızın içerisine karışan çöp canavarlarını yok etmek için ciddi anlamda cezai uygulamalar yapmak zorundayız. Ormanlarda atılan çöpler nedeniyle yangın çıkabiliyor. Hızlı bir şekilde buraların temizlenmesi gerekiyor. Sarıyer sınırları içerisinde olan Sarıyer Belediyesi’nin zabıtalarının sürekli orada nöbet tutmaları gerekiyor. Kısırkaya gibi halk plajları ücretsiz olduğu için bu plajlara akın yaz dönemi boyunca devam ediyor. Halk bedava olduğu için intikam alırcasına hoyratça kullanıyor. Dereler çöp deresi haline getiriliyor. İnsanların içerisine çöp canavarı kaçtığına inanıyorum. Bulunduğumuz yer 10 gün önce temizlendi. Arkada tabelada görüyorsunuz ’Çöp dökmek yasaktır’ yazıyor ama inadına oraya çöpler dökülüyor” dedi.



“Bu manzara karşısında artık çok üzülüyorum”


Sarıyer’de ormanları gönüllü olarak temizleyen Osman Çelebi, “İstanbul’u sözde seviyoruz galiba, bakıyoruz sahiller çöp dolu. Biz arkadaşlarımızla birlikte kendi insanlarımızla çöp poşetleri alıp kendimiz temizliyoruz. Her yer çöplük olmuş. Artık doğayı sevdiklerine inanmıyorum. O çevreciyim diyen bir kısma da inanmıyorum. Bu manzara karşısında artık çok üzülüyorum, diyecek söz bulamıyorum” diye konuştu.



Sarıyer ormanları ve sahilleri çöplüğe döndü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli CHP Genel Başkanı Özel, Emek Mitingi’nde konuştu CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Gebze’de düzenlenen "Emek Mitingi"nde yaptığı açıklamada, "Uyarım şudur; geçim olmazsa, seçim olur. Ey Recep Tayyip Erdoğan, ey Devlet Bahçeli, ey Cumhur İttifakı Gebze’yi duy. Ya geçim, ya seçim" dedi. CHP tarafından Kocaeli’nin Gebze ilçesinde Emek Mitingi düzenlendi. Mitingde konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, vatandaşların haklı talepleri olduğunu ifade ederek, "Bu meydanı dolandıran herkes diyor ki, geçinemiyoruz. 10 bin TL emekli maaşına muhtaç edilen, sesi duyulmayan emekliler bugün burada. 17 bin TL asgari ücret olan, seçim senesinde ’Yılda 4 kez zam yapacağız deyip kandırılan ama bu büyük enflasyon ortamında yılda 2. enflasyon zammı bile çok görülen, bir yıl boyunca enflasyon karşısında ezilmeye terk edilen emekçiler, asgari ücretliler... Sadece emekli ve emekçiler yok. 2 bin TL öğrenci harcıyla barınamayan, geçinemeye öğrenciler, 1 milyon atanmayan öğretmen, Rize’de 17 TL’lik taban fiyatla kendisiyle alay edilen çay üreticisi, masrafları arttığı halde taban fiyatları maliyetleri karşılamayan çiftçiler, dükkanını siftahsız kapatan, borcunu ödemek için eşin, dostun kredi kartına sarılan esnaf ve en kötüsü geçinmek için kazanmak, kazanmak için çalışmak lazımken maalesef Türkiye’nin dört bir yanındaki genç işsizler, güvencesizler, sizler burada hepsinin adına bu meydandasınız. Sesini yükseltiyorsunuz" dedi. "Sokaklar, meydanlar bizimdir" Yerel seçimlerden bu yana Türkiye genelinde çeşitli mitingler yaparak sesini duyuramayanların sesi olmaya gayret gösterdiklerini söyleyen Özel, "Eğitim mitingi yaptık, emekli mitingi yaptık, çay mitingi, buğday mitingi yaptık ama her defasında uyardık. Temmuz geliyor, hayat pahalılığı var. Enflasyon eziyor ve asgari ücrete, emekli ücretlerine hem enflasyon zammını vermek, hem refah payını vermek, emekçinin hakkını vermek, vergi adaleti sağlamak, kuşa dönmüş olan maaşları ve artan vergi kademlerine kurban etmemek ama özellikle asgari ücreti enflasyonu refah payını vermek zorundasınız. ’Bunu yapmazsanız bu sesi duyururuz, meydanlara çıkarız’ dedik dinlemediler. Sokaklar, meydanlar bizimdir" diye konuştu. "Yazıklar olsun bu düzene" CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ülkede gelir adaletsizliğinin en üst noktaya çıktığını belirterek, "Bugün Türkiye’de en zengin yüzde 20 bütün paranın, bütün varlıkların yüzde 80’ini alıyor ama en yoksul yüzde 20 sadece yüzde 0.5’ini alıyor. Yani birileri yüzde 81’i alırken, birileri bizler, sizler yüzde 1’i bile alamıyoruz ama işine gelince dedelerimiz Çanakkale’de koyun koyuna yatıyor, işine gelince hepimiz aynı gemideyiz, işine gelince birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olan bugünlerde kardeşiz ama bölüşürken bu insanlar yok. Yazıklar olsun bu düzene" şeklinde konuştu. "Türkiye’de verilen emekli maaşının yabancı dillerde tercümesi yoktur" Meydanda geçinemeyen vatandaşların olduğunu ve herkesin sesini hep birlikte duyurmak için bir araya geldiklerine dikkat çeken Özgür Özel, konuşmasına şöyle devam etti: "Eğer herkes herkesin sesini duyar ve hep birlikle sesi yükseltirse başarmamızı önünde hiçbir engel yok. Herkese geleceğiz, her derdi söyleyeceğiz ama öncelikle yıllarca emek vermiş, çalışmış, alın teri dökmüş, göz nuru dökmüş, dirsek çürütmüş ve en sonunda emekli olmuş insanlarımızı bugün dünyanın en düşük emekli maaşlarına muhatap ediyorlar. Bugün Türkiye’de Adalet ve Kalkınma Partisi geldiğinde 1.5 asgari ücret düzeyinde olan en düşük maaş, bugün 0.6 asgari ücret düzeyindedir. Bu düzen büyük bir yoksulluk, büyük bir açlık getirmiştir. Bugün için emeklilerin maaş ortalaması 12 bin 700 liradır ve bugün Türkiye’de verilen emekli maaşının yabancı dillerde tercümesi yoktur. Yabancı devlet adamlarıyla konuşurken nüfusun çok önemli kısmını 270 Euro ile geçinmek zorunda olduğunu söylediğimizde muhataplar tercüme hatası sanıyor ama Türkiye’deki en düşük emekli maaşının 270 Euro olduğunu duyunca inanamıyorlar. Enflasyon yüzde 75 iken emeklilerin derdini konuştuğumuz gibi kademeyi de konuşacağız, stajı da konuşacağız. Kısmi emekliliği de konuşacağız ancak ilk önce bu mitingin buraya gelme amacı olan geçinemeyen herkesin derdini dile getireceğiz." "Emekçi sınıfı bundan sonra hakkını sizde bırakmayacak" Emekli maaşının bir asgari ücret olana kadar durmayacaklarını söyleyen Özel, "Vergide adalet istiyoruz. Yılbaşında vergi yüzünden maaş üçüncü ayda kuşa dönmesin istiyoruz. Asgari ücretten büyük mücadelelerle vergi kaldırıldı ama bugün asgari ücret kadar ki kısım hesaplamalara dahil edildiği için daha nisan ayında maaşlar erimeye başlıyor. Bugün 17 bin liralık asgari ücret ilk verildiği gün ocak ayında 9 gram altın alırken, şuan asgari ücret 7 gram altın alabiliyor. Asgari ücret o günden bugüne 3 bin 850 lira eridi. Yani ocak ayındaki 17 bin lira artık o rakam değil. ’Enflasyon farkı vermeyiz’ diyorlar eğer vermezseniz ocaktan bugüne emekçinin maaşından 11 kilogram kıymayı çaldınız, emekçinin maaşından 25 kilogram pirinci çaldınız, ocaktan bugüne yüzde 75 enflasyonun olduğu bu ülkede ’Aynı maaşla geçin’ diyenlere sesleniyoruz. Enflasyon farkı hakkımızdır, refah payı hakkımızdır. Emekçi sınıfı bundan sonra hakkını sizde bırakmayacak, hakkını söke söke alacaktır" ifadelerini kullandı. "Tarlalar ipotekli, tarlalar teker teker satılıyor" Çiftçilerin de ekonomik zorluk yaşadığının altını çizen Genel Başkan Özgür Özel, "Maliyetler 2 katına kadar artmışken ürünlere verilen fiyatlar masraflarını dahil karşılamıyor. Tarlalar ipotekli, tarlalar teker teker satılıyor. Türkiye AK Parti döneminde Hollanda kadar toprağını kaybetmiş durumda. 500 bin çiftçi tarımı bıraktı, her 4 gençten tarımla uğraşan 3’ünün gözü maaşlı bir işte. Toprağını, tarlasını bırakıp gözü maaşlı işte. Çitilerin yaş ortalaması 58. Yani kendine yeten bu güzel ülke artık karnını doyurmak için ithalat yapmak zorunda" dedi. "Hak aramak için meydanlardayız" Özel, 1 yılda işsiz kişi sayısının 1 milyon 200 bin arttığını, geniş tanımlı işsizliğin ise 11 milyona ulaştığını söyleyerek, "Resmi işsizlerin yüzde 90’ı işsizlik sigortasından yararlanamıyor. İşsizlik sigortasından yararlanamayan yüzde 90’ının sesi olmak, onlarla birlikte hak aramak için meydanlardayız. Çalışan, okuyan atanamayan öğretmene, lise mezunu gencimize kadar ne kadar geleceğinden endişeli ve kendi kaderine bırakılmış gencimiz var ise Gebze’den hepsine selam olsun" şeklinde konuştu. "25 bin liranın altındaki asgari ücreti kabul etmiyoruz" "Yarın 1 Temmuz" diyen Özel, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Yarın size zam var mı? Yarın size zam yok ama neye zam var elektriğe yüzde 38 zam var. Elektriğe zam gelince iğneden ipliğe her şeye zam geliyor. Göreceksiniz bütün Türkiye’de su zamlanacak, ekmek zamlanacak, süt zamlanacak. Her şey zamlanacak ama sadece asgari ücretliye zam vermemeye çalışan bir anlayış var ve bunu enflasyonla mücadele diye söylüyorlar. Eğer enflasyonla mücadele alın terini ödememekle olacaksa yazıklar olsun öyle mücadeleye. Bundan sonra mücadele emeklinindir, emekçinindir. Asgari ücret verildiği günden bugüne neredeyse 4 bin lira kaybetti. Bugünkü 17 bin lira, o günkü 13 bin lira. Asgari ücrete en az enflasyon kadar zam istiyoruz, artış istiyoruz. Biz yüzde enflasyon rakamını beklemeksizin 25 bin liranın altındaki asgari ücreti kabul etmiyoruz. Buradan Ankara’ya kaldırın elleri. 25 bin liralık asgari ücret alınana kadar mücadeleye söz mü? Emekliye bir asgari ücret alana kadar mücadeleye söz mü? Çiftçiler hakkını alana kadar, çiftçi borçlarının faizleri silinip, desteklemeler verilene kadar Türkiye’deki bütün çiftçilerin, köylülerin yanında mücadeleye söz mü? Esnaf perişan, iflasta. Esnafın borcunun faizi silinene kadar yandaşa değil, esnafa can suyu verilene kadar mücadeleye söz mü? Bu ülkeye adaleti getireceğiz, söz veriyorum. Şimdi Ankara duysun. Hep beraber sesleniyoruz. Vergide adalet...Ey Ankara, ey ülkeyi yönetenler, milletin bıçak kemiğine dayandı. Artık bizde sıkacak kemer kalmadı, artık kemer sıkmayacağız, artık hakkımızı alacağız, mücadele edeceğiz" "Geçim olmazsa, seçim olur" Mitingin ana temasının geçinemeyenlerin sesi olduğunu kaydeden Özel, "Hep birlikte söyleyin, duymayanlar duysun; geçinemiyoruz. Buradan sesleniyorum. Biri çıkmış ’Önümüzde 4 yıl seçimsiz dönem’, biri çıkmış ’Erken seçim istemek hainliktir’ Bu meydandan önce şu sesi duyun; geçinemiyoruz. Uyarım şudur; geçim olmazsa, seçim olur. Ey Recep Tayyip Erdoğan, ey Devlet Bahçeli, ey Cumhur İttifakı Gebze’yi duy. Ya geçim, ya seçim. Eğer hakkınızı vermezlerse, asgari ücrete zam vermezlerse, emekli maaşını artırmazlarsa, sesinizi duymazlarsa mücadeleye var mıyız? Hakkınızı söke söke almaya var mıyız? Eğer geçim yoksa seçim var. Ankara, geçim yoksa seçim vardır. Gerisini siz düşünün. Şimdi bu meydan, bütün sesini duyurmak isteyenlerin meydanıdır" cümlelerini kullandı. "Hakkımızı almaya ant içiyoruz" Özgür Özel, sözlerini şöyle noktaladı: "Bugün burada biz hep beraber kabuğumuzu kırdık, zincirlerimizi kırdık. Sokakları çok görenlere, meydanları boş görenlere, görmek isteyenlere inat kalktınız geldiniz. Hakkınızı aramaya geldiniz, ekmeğinizin peşine koşmaya geldiniz, alın teriniz için geldiniz. Hepinizi saygıyla selamlıyoruz. Bundan sonra her birinizin için mücadeleye devam edeceğiz. Bütün Türkiye’ye sesleniyoruz. Vergide adalet olana kadar, servet sahiplerine servetine göre vergi, çok kazanan çok, az kazanan az, kazanmayanlar artık vergi vermeyene kadar bu mücadeleyi başlatıyoruz. Buradan sonra nereye çağrılırsak koşa koşa gitmeye, meydanları doldurmaya, sokakları arşınlamaya, aşındırmaya, hakkımızı almaya ant içiyoruz. Hep beraber şunu haykıralım; zam hakkımız, söke söke alacağız. Temmuz zammı hakkımız söke söke alırız. Hepinizi seviyorum. Sizin için çalışacağız, sizin için başaracağız"