EKONOMİ - 15 Kasım 2024 Cuma 09:42

İTO Başkanı Avdagiç’ten ‘Trump’lı dünyaya hazırlık’ önerileri

A
A
A
İTO Başkanı Avdagiç’ten ‘Trump’lı dünyaya hazırlık’ önerileri

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “İleri teknolojili yabancı sermaye yatırımlarına cömert teşvikler sağlama zamanının geldiğine inanıyoruz” dedi.



Avdagiç, Oda’nın Kasım ayı Meclis toplantısında dünyadaki ve Türkiye’deki ekonomik gelişmelerle ilgili değerlendirmelerini paylaştı. Avdagiç, Türk sanayinin katma değer odaklı dönüşümü amacıyla emek yoğun sektörler için bir dönüşüm planı hazırlanması ve bu süre içinde de istihdam kaybını önleyecek desteklerin güçlendirilmesinin önem taşıdığını söyledi.



Şekib Avdagiç, “Enflasyonla mücadelede elbette sadece iç talebin baskılanması yetmez. Potansiyel enflasyonist etkisi yüksek alanlarda üretimi destekleyecek finansal mekanizmaları da harekete geçirmeliyiz. Buna paralel olarak verimlilik artırıcı teşvik ve destekleri de günün koşullarına göre yeniden tasarlamalıyız” dedi.



İleri teknolojili yabancı sermaye yatırımlarına cömert teşvikler sağlama zamanının geldiğini belirten Avdagiç, “Doğrudan yabancı yatırım çekmek için mevcut teşvik sistemini bütünsel bir yaklaşımla gözden geçirmeli, yatırımın niteliğine, büyüklüğüne ve stratejik önemine göre uzun dönemli vergi teşvikleri sağlamalıyız. Bu kapsamda ayrıca teknoloji transferine hız kazandıracak politikaları yeniden tasarlamalı ve Teknoloji Transferini Hızlandırma Fonu Türkiye Projesi’ni işlevsel şekilde hayata geçirmeliyiz. Bu nevi tedbirlerle Türkiye’nin Trump’ın dünya ekonomisinde oluşturacağı korumacılık ve ticaret savaşları ile daha da zorlaşacak süreci başarıyla geride bırakacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.



“Dünya sübvansiyon savaşlarına doğru gidiyor”


İTO Başkanı Şekib Avdagiç, “ABD’de Donald Trump’ın kazandığı seçim sonrasındaki gelişmelerin dünyanın yeni korumacılığın sonucu olarak bir ‘sübvansiyon savaşları’na doğru gittiğini gösterdiğini vurguladı Avdagiç, “Nihayetinde tüm bu sübvansiyonlar sadece küresel ekonomiye zarar vermekle kalmayacak, aynı zamanda gelişmiş ve gelişen ya da yoksul ekonomiler arasındaki uçurumu daha da derinleştirecektir” değerlendirmesinde bulundu.



Avdagiç, yeniden ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın ikinci döneminde uygulaması beklenen politikaların küresel ekonomide de derin etkileri olacağına dikkati çekti.



Avdagiç, “Trump’ın verdiği sözlerin bir kısmını hayata geçirmesi halinde bile ‘maliye politikaları, enflasyon, ekonomik büyüme ve faiz oranları’ üzerinde oluşturacağı baskı, dünyanın her ülkesinde hissedilecek” dedi.



“Yeni ve daha şiddetli ticaret savaşları bekleniyor”


Trump’ın ajandasında 2 önemli başlık bulunduğuna dikkati çeken Şekib Avdagiç, “İçeride vergi indirimleri ve ithalatta yüksek gümrük vergilerinin yön vereceği daha katı korumacılık bulunuyor. Aynı şekilde yeni ve daha şiddetli ticaret savaşlarının başlaması, Rusya ile uzun yıllardır savaşı sürdüren Ukrayna’ya desteğin çekilmesi, küresel güvenlik ve jeopolitik gerginliklerin seyrinin değişmesi bekleniyor” şeklinde konuştu.



Avdagiç, şunları söyledi: “Beklentilerle ilgili daha spesifik bir örnek vereyim. Hangi ülkeden geldiğine bakılmaksızın; ithal ürünlerin tamamına yüzde 10’luk genel tarife ve Çin’den yapılan ithalata yüzde 60’lık tarife dahil olmak üzere konulacak ilave vergiler, muhtemelen küresel çapta etkisi en fazla hissedilen araçlar olacak. Küresel ticaretin önünde önemli bir bariyer oluşturabilecek bu vergiler, büyümeyi ve kamu maliyesini de ciddi ölçüde baskılama riski taşıyor. Vergilerin ABD’de enflasyonu artırması ve FED’in de daha sıkı para politikasıyla yanıt vermesi sonucu da olabilir. Doları güçlü tutacak bu durum, kuşkusuz özellikle sermaye açığı bulunan ekonomiler için de arzu edilmeyen yeni bir risk tablosuna işaret ediyor.”



“Yeni küresel konjonktür, üretim deseni düşük teknolojili ekonomileri sarsabilir”


Avdagiç, şöyle devam etti: “Yeni küresel konjonktür, üretim deseni düşük teknolojili harcı alem mallardan oluşan ekonomileri çok daha şiddetli sarsabilir. Otomobil pazarındaki hızlı değişim bunun örneği. İleri teknolojili üretimin kısa süre içinde orta ve düşük teknolojili üretim üzerinde ne ölçüde büyük yıkımlara yol açabileceğine hep birlikte tanık oluyoruz. Elektrikli otomobil pazarında bir numaraya yükselen Çin ile rekabet edemeyen çok sayıda Avrupalı marka, birbiri ardına fabrika kapatma ve üretimi kısma yoluna gitti ve deyim yerindeyse adeta havlu attı. Avrupa otomotiv sanayisinin önemli tedarik merkezlerinden biri konumundaki Türkiye’nin durumunu, bu örnek gelişmeler paralelinde ciddiyetle ele almak zorundayız. Zira Türkiye’nin otomotiv ihracatının yüzde 80,50’si AB’ye yapılıyor.”



İTO Başkanı Avdagiç, küresel gelişmeler ışığında Türkiye ekonomisine bakıldığında Enflasyonla Mücadele Programı’nın ekonomi üzerindeki kısıtlayıcı ancak geçici olduğunu düşündükleri etkilerinin belirginleşmeye başladığını söyledi.



Avdagiç, “Bir yandan iç talebin kısılması, diğer yandan dış pazarlarda ekonomik aktivitenin yavaşlaması hem üretim hem de ihracat üzerindeki baskıyı artırıyor. Yatırım eğilimi zayıf seyrederken, özellikle emek yoğun kimi sektörlerde de rekabet gücü giderek zayıflıyor. Sanayi üretimimiz Eylül’de aylık bazda sınırlı da olsa bir toparlanma kaydetti, ancak yıllık bazda daralma sürüyor. 10 aylık ihracat yüzde 3,2 oranında artarak 216,4 milyar dolara yükseldi. İthalat ise yüzde 7,2 daraldı ve 282 milyar dolara geriledi. Mevcut trendin sürmesi halinde 2024 yılı ihracatının 264-265 milyar dolar, ithalatın 343-344 milyar dolar, dış ticaret açığının da yüzde 25 düşüşle 80 milyar doların altında gerçekleşmesini bekliyoruz” dedi.



“Kararlılık ve sabır enflasyonla mücadelenin en önemli silahı”


Şekib Avdagiç, enflasyon tarafında ise TÜFE’nin aylık bazda yüzde 2,88 artış kaydettiğini, yüksek bazın etkisiyle düşüşünü sürdüren yıllık enflasyonun ise yüzde 48,58’e indiğini ve Temmuz 2023’ten bu yana en düşük seviyesine gerilediğini hatırlatarak, şunları söyledi: “Enflasyondaki düşüş hızının yavaşlaması, dezenflasyon sürecinin uzayabileceğini gündeme getirdi. Nitekim Merkez Bankası, enflasyon tahminlerini yukarı yönlü revize etti. TCMB 2024 sonu için yüzde 38 olan enflasyon orta nokta tahminini yüzde 44’e yükseltti. 2025 yılı tahminini de yüzde 14’ten 7 puanlık artışla yüzde 21’e çıkardı. Biliyoruz ki, kararlılık ve sabır enflasyonla mücadelenin en önemli silahı. Fedakarlıklarımızın karşılığını almak için sürecin tamamlanmasına odaklanmalı ve eksiklik görülen alanlarda tahkimatı süratle güçlendirmeliyiz.”



Avdagiç, kritik geçiş döneminde, zayıf iç talep koşullarını da dikkate alarak ihracatın finansmanına daha güçlü destek sağlanmasının yerinde olacağını, teşviklerin etkinliğini artırmak ve hedef sektörlerde rekabet gücünü korumak için selektif desteklere yönelmenin doğru bir yaklaşım olacağını kaydetti.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Askerden izne gelen oğlunu yatağında ölü buldu Askerden 1 hafta önce memleketi Aksaray’a izne gelen ve Hatay’daki usta birliğine teslim olmaya hazırlanan genç, annesi tarafından yatağında ölü bulundu. Olay, Taşpazar Mahallesi 842 Sokak’ta bulunan Kardelen Apartmanı’nda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, 1 hafta önce Sivas’taki acemi birliğindeki askerlik görevinden memleketi Aksaray’a izne gelen Melih Çopur (26), 2 gün önce rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı. Hastanede zatürre teşhisi konulan Melih Çopur evinde istirahate çekilirken, bugün sabah saat 07.30 sıralarında annesi Asuman Çopur oğlunun odasına girip kontrol etmek istedi. Birkaç kez oğluna seslenen anne cevap alamayınca odaya girdi. Oğlunu uyandırmaya çalışan anne oğlunun tepki vermemesi üzerine hemen 112 Acil Çağrı Merkezine bilgi verdi. İhbar üzerine adrese sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri Melih Çopur’a yaptığı ilk müdahalede hayatını kaybettiğini tespit etti. Bunun üzerine olay yerine gelen İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Cinayet Büro Amirliği ekipleri inceleme yaparken, Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde tahkikat başlatıldı. Olay Yeri İnceleme Şubesi ekiplerinin yaptığı çalışmanın ardından Cumhuriyet Savcısı da incelemeler yaparken, Melih Çopur’un cenazesi otopsi yapılmak üzere Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırıldı. Olayla ilgili tahkikat başlatıldı.
Düzce Hastanede kırmızı kod DÜZCE(İHA) – Düzce Sağlık Müdürlüğü Afet ve Acil Durum Planları (HAP) kapsamında Atatürk Devlet Hastanesi Muncurlu ek hizmet binasında Kırmızı Kod 2024 yılı masa başı ve saha tatbikatı gerçekleştirildi. Atatürk Devlet Hastanesi Muncurlu Ek Hizmet binasında, Sağlık Hizmetleri Başkanlığı Acil ve Afetlerde Sağlık Hizmetleri Birimi koordinasyonunda ve İtfaiye Müdürlüğü iş birliği ile 2024 yılı masa başı ve saha tatbikatı yapıldı. Düzce Atatürk Devlet Hastanesi Muncurlu ek hizmet binasında yapılan ve gerçeği aratmayan tatbikat, hastane personelinin acil durumlara karşı bilgi ve becerilerini artırmak, hastane içindeki güvenlik önlemlerini test etmek amacıyla gerçekleştirildi. Düzenlenen saha tatbikatında senaryo gereği Kadın Doğum Servisinde yatan hastanın tedavisini yapmak üzere odaya giren görevli personel bir koku fark eder. Hemen hastanın yanına yaklaşır. Hastayı ve etrafı kontrol ederken koku artar ve hasta banyosundan duman geldiğini görür. Isı ve duman detektörü algılama yaparak alarm verir. Servis sorumlu hemşiresi hemen koridora yönelerek yüksek sesle ‘Kırmızı Kod’ diye bağırır. Servis hemşire istasyonunda bulunan hemşire telefonla yangın başladığını söyler. Hastane yönetimi, yangın sırasında hastaların ve personelin güvenliğini sağlamak için önceden belirlenmiş acil eylem planlarını hayata geçirir ve yangın tatbikatı sırasında, hastane personeli tahliye işlemlerini başarıyla gerçekleştirilir ve hastalar belirlenen güvenli bölgelere tahliye edilir. Düzce Belediyesi İtfaiye Müdürlüğünde görevli yangın müdahale ekipleri hızla olay yerine ulaşır ve yangını kontrol altına alır. Ayrıca, Hastane Afet Yönetim ekiplerimizce tatbikat sırasında iletişim ve koordinasyon becerilerinin test edilmesi amacıyla, çeşitli iletişim kanalları kullanılarak hastane içinde sürekli bilgi akışı sağlandı. Gerçeği aratmayan tatbikat başarılı ve sorunsuz bir şekilde tamamlandı.
Sivas Kuraklığın vurduğu Sivas’ta geniş bir alanda sulu tarım kısıtlandı Son 3 yılda hububat üretiminde rekor üstüne rekor kıran Sivas’ı kuraklık etkiledi. Barajlardaki su seviyelerinin yetersizliği nedeniyle 120 bin dönüm arazide sulu tarım kısıtlandı. Sivas’ta iklim değişikliğine bağlı olarak yaşanan kuraklık sonrası barajlardaki doluluk oranının tehlikeli düzeye düşmesi üzerine 120 dönüm tarım arazisinde sulu tarıma kısıtlama getirildi. Başta şeker pancarı ve patates gibi suya ihtiyaç duyan tarım ürünlerinin kısıtlandığı bölgelerde çiftçiler alternatif tarım ürünlerine yöneldi. Kuraklığın etkilediği barajlar, dron ile havadan da görüntülendi. Konuya ilişkin açıklama yapan Sivas Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Çetindağ, Pusat-Özen, Ulaş Karacalar ve Kangal Kocakurt barajlarındaki doluluk oranlarının yetersizliği nedeniyle sulu tarıma kısıtlama getirildiğini ifade etti. “Suyu daha çok isteyen bitkilerde kısıtlamaya gidildi” İklim değişikliğini Sivas’ın iliklerine kadar yaşadığını ifade eden Çetindağ, “Bugün 11’inci ayın yarısına geldik. Şu anda yaklaşık 6’ncı aydan bu yana yağmur yağmadı. 2024 yılı dolu dolu geçti, tüm ürünlerde en üst seviyelere çıktık fakat şu an kuraklığın yaşanmasından dolayı büyük sıkıntılar yaşanıyor. Biliyorsunuz Sivas’ımız şeker pancarında ve patateste Türkiye’deki sayılı illerimizden biri. Bu şeker pancarı, patates ve yem bitkilerine baktığımız zaman daha çok suyla ilgili. 6’ncı aydan bu yana yağış olmadığı için barajlarımız yüzde 20 ile yüzde 10 arasında kaldı. Kuraklık nedeniyle önümüzdeki yıl şeker pancarında, patateste ve yem bitkilerinde yani suyu daha çok isteyen bitkilerde bir kısıtlamaya gidildi” dedi. “Sivas kuraklığı iliklerine kadar yaşıyor” İlerleyen aylarda yeterli yağış olması halinde kısıtlama kararının değerlendirileceğini ifade eden Çetindağ, "Şu anki aldığımız kararla önümüzdeki yıl şeker pancarında, patateste ve yem bitkilerinde, yani su isteyen bitkilerde bir kısıtlamaya gidilecek. Biz çiftçilerimizi buna göre hazırlıyoruz. Kuraklık her geçen yıl ilerliyor ve Sivas’ta bunu iliklerine kadar yaşıyor. Şu anda rakıma bakıldığında Sivas, en yüksek rakıma sahip olan illerden bir tanesi ama bir damla yağmur düşmedi. Şu anda bunu kara kara düşünüyoruz ama ümidimizi de kesmiyoruz. Sivas’ımızda kar ve yağmur olmadığı sürece büyük sıkıntı yaşanıyor. Sadece barajlarda değil yer altı sularımızla da ilgili yağmur ve kar olması lazım ki yer altı sularımız da bundan faydalansın. Eğer istediğimiz gibi kar yağar, barajların doluluk oranı artarsa bu karar tekrardan değerlendirilecek. Ülkemizin 85 milyon insanını doyurmak bizim çiftçilerimizin elinde. Biz çiftçiler olarak hazırlığımızı yaptık, inşallah önümüzdeki yıl da bu sıkıntıyı yaşamayız diye bekliyoruz” diye konuştu.