ASAYİŞ - 27 Kasım 2024 Çarşamba 12:16

İstanbul Valisi Gül, TEKNOFEST’te dereceye giren 113 öğrenciye ödül verdi

A
A
A
İstanbul Valisi Gül, TEKNOFEST’te dereceye giren 113 öğrenciye ödül verdi

İstanbul Valisi Davut Gül, TEKNOFEST 2024 Adana Yarışmalarında, dereceye giren 113 öğrenciye ödül verdi. Ödül töreninde konuşan Vali Gül, “Okullarınızı ziyaret ettiğimde heyecanınıza, iddianıza, inancınıza, azminize şahit oldum. Yaptığınız sunumlardaki, hazırladığınız projelerdeki çözüm önerilerinizi çok takdir ettim. Kendinizi ifade etme şeklinizden ve açıklayıcı bilgiler vermenizden dolayı çok mutlu oldum. Sizler ve üniversiteli gençlerimiz bizim en büyük gücümüz, en büyük umudumuz ve güçlü yarınlarımızın teminatısınız" dedi.


İstanbul Valisi Davut Gül, geçtiğimiz ekim ayında Adana’da düzenlenen TEKNOFEST 2024 Adana Yarışmalarında, dereceye giren 113 öğrenciye ödül verdi. Ödül alan öğrencilerin 57’si İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesindeki okullarda eğitim gören öğrencilerden oluşurken, 56’sı da İstanbul’da bulunan üniversitelerde lisans ve lisansüstü programlarında eğitim hayatlarına devam eden öğrencilerden oluştuğu öğrenildi.



“Güçlü yarınlarımızın teminatısınız”


Ödül töreninde konuşan İstanbul Valisi Davut Gül, “Tüm dünyanın takdir ettiği bu festival ile Nuri Killigil’den, Şakir Zümre’den, Vecihi Hürkuş’tan, Nuri Demirağ’dan kalan, yarım bırakılmış hikayelerimiz tamamlanıyor. Hayallerimiz gerçeğe dönüşüyor. Peki, kimlerle? Gözlerinin içi parlayan, fikrini ve yüreğini ortaya koyan sizlerle. Okullarınızı ziyaret ettiğimde heyecanınıza, iddianıza, inancınıza, azminize şahit oldum. Yaptığınız sunumlardaki, hazırladığınız projelerdeki çözüm önerilerinizi çok takdir ettim. Kendinizi ifade etme şeklinizden ve açıklayıcı bilgiler vermenizden dolayı çok mutlu oldum. Sizler ve üniversiteli gençlerimiz bizim en büyük gücümüz, en büyük umudumuz ve güçlü yarınlarımızın teminatısınız. İnşallah, yarının akıllı makinelerini, yapay zekalarını, dijital teknolojilerini üretecek ve geliştireceksiniz. Projelerinizle Türkiye Yüzyılı’nın kahramanları olacaksınız. İlminizle, irfanınızla, ahlakınızla dünyanın her yerinde, her sahada medeniyetimizi temsil edecek, insanlığın takdirini kazanacaksınız. Sizlere çok güveniyoruz. Bu vesileyle bu organizasyonu ülkemize kazandıran T3 Vakfına ve Selçuk Bayraktar’a şükranlarımı sunuyorum. Gece-gündüz demeden büyük bir aşkla, gayretle yolunuzu aydınlatan hocalarımıza teşekkür ediyorum. Sizler gibi başarılı evlatlar yetiştiren ailelerimizi canı gönülden kutluyorum. TEKNOFEST 2024’te ödül alan her birinizi tek tek yürekten tebrik ediyorum. Milli teknoloji hamlemize katkılar sunan başarılarınızın artarak devam etmesi temennisiyle gözlerinizden öpüyorum. Hepinizi sevgi, saygı ve muhabbetle selamlıyorum” dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara “Ortadaki oyun” Keçiören’de büyük ilgi gördü Keçiören Belediyesi tarafından düzenlenen 27. Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali’nde ünlü tiyatro sanatçıları Altan Erkekli ve Veysel Diker’in sahnelediği "Ortadaki Oyun" adlı tiyatro oyunu sanatseverler tarafından ilgi gördü. Keçiören Belediyesi, 27. Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali kapsamında, ünlü tiyatro sanatçıları Altan Erkekli ve Veysel Diker’in sahnelediği "Ortadaki Oyun" adlı tiyatro oyununa ev sahipliği yaptı. Neşet Ertaş Sanat ve Gösteri Merkezi’nde sahnelenen oyunu CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülşah Deniz Atalar, CHP Giresun Milletvekili Elvan Işık Gezmiş, CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol, Keçiören Belediye Başkan Yardımcıları Atila Zorlu, Emir Can Tunç, Selçuk Karadağ ve Serkan Bedirhanoğlu, vatandaşlarla beraber izledi. Veysel Diker’in yazıp yönettiği ve Altan Erkekli ile sahne aldığı tek perdelik müzikli oyun, tiyatro severlerden büyük ilgi gördü. İzleyenleri güldürürken düşündürdü Günlük hayatın karmaşık problemlerini mizahi bir bakış açısıyla sunan ikili, muhteşem sahne performanslarıyla izleyenleri güldürürken düşündürdü. Türk tiyatrosunun temellerini oluşturan orta oyunu geleneğinden izler taşıyan müzikli hicivli oyunda, usta sanatçılar oyun boyunca seslendirdikleri şarkılarla da izleyenlere keyifli bir akşam yaşattı. Özellikle Veysel Diker’in seyircileri de oyuna katarak sergilediği doğaçlama performans, salonu dolduran izleyicilerden büyük beğeni topladı. Bol kahkaha ve alkışlar eşliğinde geçen keyifli oyunun sonunda Altan Erkekli, Veysel Diker ve 27. Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali Koordinatörü Yılmaz Eren’e çiçek takdiminde bulunuldu. Keçiören Belediye Başkanı Dr. Mesut Özarslan’ı temsilen Başkan Yardımcısı Emir Can Tunç’a plaket sunulmasının ardından program son buldu.
İstanbul ‘Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi Merkezi’ açıldı Girne Üniversitesi’nde kurulan ‘Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi Merkezi’ açıldı. Merkezin açılış semineri ise Eski Meclis Başkanlarından ve aynı zamanda KKTC’nin ilk kadın Başbakanı Dr. Sibel Siber gerçekleştirdi. Yoğun katılımla gerçekleşen seminerde; Dr. Sibel Siber, Kıbrıs’taki Türk varlığının kökenlerinden başlayarak günümüze kadar süregelen etnik gerilimlere, siyasi eşitlik mücadelesine ve çözüm sürecine dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Girne Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi Merkezi, uluslararası güvenlik, diplomasi, çatışma yönetimi, ekonomik kalkınma ve çevresel sürdürülebilirlik gibi alanlarda kapsamlı araştırmalar yapmayı, politika önerileri geliştirmeyi ve öğrencilere ileri düzey eğitimler sunmayı hedefliyor. Merkez; bölgesel ve küresel düzeydeki diplomatik çalışmalara katkı sağlamayı ve akademik alanda önemli bir referans noktası olmayı amaçlıyor. Doç. Dr. Didem Aydındağ: “Çalışmalarımız sayesinde daha barışçıl bir dünya inşa edilebileceğine olan inancım tam” Girne Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi Merkezi Müdürü Doç. Dr. Didem Aydındağ, “Çeşitliliğe, kapsayıcılığa ve sürdürülebilirliğe dayalı bir ortam oluşturarak bakış açılarımızı zenginleştirmeye ve araştırmalarımızın etkisini artırmaya amaçlıyoruz” dedi. Doç. Dr. Aydındağ, “Uluslararası güvenlik, küresel yönetişim, sürdürülebilir kalkınma ve teknolojinin uluslararası ilişkiler üzerindeki etkisi gibi temel alanlara odaklanacağız. Bu alanlara yönelik çalışmalarımız sayesinde daha barışçıl bir dünya inşa edilebileceğine olan inancım tam” ifadelerini kullandı. Dr. Sibel Siber: “Kardeş Ocağı Kıbrıslı Türklerin ilk sivil toplum örgütü olarak adını tarihe yazdırdı” Dr. Sibel Siber, Osmanlı İmparatorluğu’nun Kıbrıs’ı fethetmesinden itibaren adada yaşayan toplumların ilişkilerini ve İngiliz Sömürge yönetiminin etkilerini ele aldı. Dr. Sibel Siber, ayrıca 20. yüzyılın ortalarından itibaren Kıbrıslı Türklerin ve Rumların müzakere süreçlerini ve İngiltere, Yunanistan ve Türkiye’nin katılımıyla gerçekleşen diplomatik gelişmeleri de aktardı. Dr. Siber, Osmanlı İmparatorluğunuın adadan ayrılma sürecinde, Kıbrıslı Türklerin lidersiz ve örgütsüz olduğunu, Kıbrıslı Rumların ise Kilise ve kulüpleriyle oldukça örgütlü olduklarını ifade etti. Ancak, zamanla sömürge yönetimine karşı duyulan güvensizlik ve Osmanlı’nın tekrar adayı İngilizlerden geri alacağına dair inançsızlık ile Kıbrıslı Türklerin de örgütlenmeye başladıklarını söyledi. Bu örgütlenmenin kulüplerde başladığını ifade eden Dr. Sibel Siber, 1909’da kurulan Kardeş Ocağı’nın, Kıbrıslı Türklerin ilk sivil toplum örgütü olma özelliği ile önemli bir tarihi kurum olduğunu vurguladı. Kardeş Ocağı’nın özellikle Sömürge idaresi yıllarında çok önemli misyonlar üstlendiğini ve adeta bir parlamento gibi çalıştığını anlattı. Dr. Siber, İkinci Dünya Savaşı sonrası, 1945’te Birleşmiş Milletlerin toplumlara self-determinasyon hakkını tanımasının, Kıbrıslı Rumlarda Enosis fikrini güçlendirdiğinin altını çizdi. 1950’de Kilisenin öncülüğünde Enosis Plebisiti yapıldığını ve yüzde 96 oranında onay verildiğini anlattı. Kıbrıslı Rumlara self determinasyon hakkının tanınması için 16 Ağustos 1954’te, Yunanistan’ın konuyu BM’ye taşıdığını, böylelikle Kıbrıs konusunun BM’ye ilk kez gelmiş olduğunu vurguladı. 5 Aralık 1968’de BM’de Kıbrıs’la ilgili ilk kararın çıktığından söz etti. Kıbrıs’ta müzakere tarihçesini de özetleyen Dr. Siber, Kıbrıslı Türklerin lideri Dr. Fazıl Küçük’ün imzası olan Londra ve Zürih Anlaşmaları’na kadar olan müzakere süreçleri ile Cumhuriyet’in dağılmasından sonraki müzakere süreçlerinden söz etti. 1955 Londra Konferansı ile ilk kez Yunanistan, İngiltere ve Türkiye’nin aynı masada Kıbrıs konusunu görüştüklerini ve İngiltere tarafından Kıbrıslı Rum lider Makarios’a yapılan Anayasa’da değişiklik önerilerini değerlendiren Dr. Sibel Siber, 1958 Mcmillan Planı ile Taksim’in gündeme geldiğini ama tüm bu önerilerin Rum tarafınca reddedildiğini vurguladı. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin dağılmasından sonra da aralıklarla müzakerelerin devam ettiğini anlatan Siber, 1964 Amerikan Achesson Planı’ndan da söz etti. Dr. Siber konuşmasında, 1968 yılında Kleridis ve Denktaş arasında Beyrut’ta başlayan müzakerelerin aralıklarla Haziran 1974 tarihine kadar devam ettiğini anlattı. Bu müzakerelerin tümünün Cemaat Meclis’i gizli oturumlarında görüşülüp kapatıldığını ve ilk kez Meclis Başkanlığı döneminde, neredeyse yarım asır sonra divan kararıyla kendisinin açtığını söyledi. Bu müzakere tutanaklarının tarihimize ışık tutan önemli belgeler olduğunu vurguladı. Müzakerelerde, Rum liderlerin Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğini reddetmesinin çözüm sürecini zorlaştırdığını belirten Dr. Siber, kalıcı barış için iki toplumun birbirlerini eşit ortaklar olarak görmesinin önemine vurgu yaptı. Kıbrıs müzakerelerinde, Rum liderin “yüzde 20, yüzde 80’e hükmedemez” söylemiyle federasyonun temel parametresi olan siyasi eşitliğin reddedildiğini anlatan Dr. Siber, karşılıklı haklara saygı ve her iki toplumun kendisini güvende hissedeceği bir çözüme ulaşmak mümkün dedi. Dr. Sibel Siber sözlerini, “Çözümü liderler, barışı halklar yapar. Çözüm masada ama barış gönüllerdedir” vurgusu ile tamamladı.
Balıkesir Kazakistan Başkonsolosundan, Balıkesir Üniversitesine ziyaret Kazakistan Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Nuriddin Amankul, beraberindeki heyetle birlikte Balıkesir Üniversitesini ziyaret etti. Amankul programı kapsamında ilk olarak Rektör Prof. Dr. Yücel Oğurlu’yu makamında ziyaret etti. Rektör Oğurlu ve Başkonsolos Nuriddin Amankul ayrıca Balıkesir Üniversitesinde öğrenim gören Kazakistanlı öğrenciler ile düzenlenen yemek programında bir araya geldi. Merkez Yemekhanede yoğun bir katılımla gerçekleştirilen yemek programına, Hukuk Fakültesi Dekan V. Prof. Dr. Mustafa Yasan ve Uluslararası İlişkiler Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Seda Şahin de eşlik etti. “Öğrencilerimizin başarılarıyla gurur duyuyoruz” Gerçekleşen programda yaptığı konuşmada üniversite için uluslararası iş birliklerinin önemine değinen Rektör Prof. Dr. Yücel Oğurlu, ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade ederken, Kazakistanlı öğrencilere de Balıkesir Üniversitesi olarak ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduklarını söyledi. Kazakistanlı öğrencilerin başarılarını yakından takip ettiklerini ve kendileriyle gurur duyduklarını ifade eden Rektör Oğurlu, öğrencilerin tüm talepleriyle ve ihtiyaçlarıyla da yakından ilgilendiklerini vurguladı. “Balıkesir Üniversitesinin başarılarını yakından takip ediyoruz” Başkonsolos Nuriddin Amankul da programdaki konuşmasında misafirperverliğinden dolayı Rektör Prof. Dr. Yücel Oğurlu’ya teşekkür ederken, gelecekte ülkelerine hizmet edecek olan Kazakistanlı öğrencilerin aldıkları nitelikli eğitimden ve gördükleri ilgiden duydukları memnuniyeti dile getirdi. Balıkesir Üniversitesinin başarılarını yakından takip ettiklerini söyleyen Başkonsolos Amankul, Kazakistanlı öğrencilerin mezuniyetleri sonrasında da iki ülke arasındaki kardeşlik ve iyi ilişkilere katkı sunacaklarını sözlerine ekledi. Balıkesir Üniversitesi Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Halk Oyunları Topluluğunun gösterileri ve Kazakistanlı öğrencilerin de müzik konseriyle renk kattığı program, hatıra fotoğrafları çekilmesi ile sona erdi. Ziyarette; Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Cevdet Avcıkurt, Prof. Dr. Murat Doğdubay, Prof. Dr. Fatih Satıl ve Genel Sekreter Yardımcısı İsmail Durak da hazır bulundu.
Antalya Antalya’da denize sıfır çardaklar tarihe karıştı, sahil halkın kullanımına açılacak Antalya’nın Aksu ilçesinde deniz kaplumbağalarının yuvalama alanı olan Kumköy Sahili’nde kurulan ve 2021 yılından bu yana yıkımı yılan hikayesine dönen çardaklar, Aksu Belediyesi tarafından yıkıldı. Bölgede bulunan 700 çardağın yıkımının tamamlanması ve alanın temizlenmesinin ardından, plaj halkın kullanımına açılacak. Denize sıfır sahilde yıllardır konaklayan vatandaşlar ise yıkımın bugün yapılacağından habersiz olduklarını öne sürerek, “Çocukluğumuzdan beri sahil kenarındayız, çok anımız vardı. Anı da kalmadı, bir şey de kalmadı” dedi. Aksu’daki 1,5 kilometrelik Kumköy Sahili, 2021 yılının mart ayında Cumhurbaşkanı kararıyla "Nesli tükenme tehlikesindeki deniz kaplumbağalarının yuvalama alanı" ilan edildi. Özellikle Aksu ve Serik ilçelerindeki binlerce kişinin yaz tatilini geçirdiği, lüks otellere komşu ve "bedava tatilin adresi" olarak tanımlanan çardaklar için 2022 yılında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca yıkım kararı alındı. 2 yıl önce Aksu Belediyesi’ne gönderilen karar, dönemin belediye yönetimi tarafından uygulanmadı. Yıkım tarihleri belirlenip, tabelalar asıldı ancak sürekli ertelendi. Ekipler, sabah 7’de çevik kuvvet ekipleri eşliğinde yıkıma başladı 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimi’nden sonrası belediye başkanlığını kazanan İsa Yıldırım, çardaklarla ilgili yıkım kararı aldı. 700 çardak sahibine de yıkım kararı bildirildi. Çardakların yıkılması için son gün 20 Kasım olarak belirtilirken, geçtiğimiz hafta bölgede kalanların direnciyle karşılaşan ekipler yıkımı erteledi. Ertelemenin ardından dün düzenlenen Aksu Belediyesi Meclis Toplantısı’nın ardından, bugün sabah 07.00 sularında başlayan çalışmalar ile 700 çardak yıkıldı. Çardak sahibi, çardağını ateşe verdi Geçtiğimiz hafta çardakta yaşayanların yıkım çalışmalarını engellemek amacıyla gösterdikleri mücadeleye karşı, bu kez çok sayıda çevik kuvvet ekipleri alanda yerini aldı. Aksu Belediyesi ekipleri vinçlerle çardakların yıkımını gerçekleştirirken, yıkım ekiplerine tepki gösteren bir çardak sahibi çardağını ateşe verdi, o anlar cep telefonu kamerasına anbean yansıdı. “Çocukluğumuzdan beri sahil kenarındayız” Çardaklarda yazlarını geçiren bazı vatandaşlar yaşadıkları olaydan dolayı üzüntüsünü dile getirdi. Kumköy’de büyüdüğünü açıklayan Taner Şimşek isimli vatandaş, “Yapacak bir şey yok, direndik. Denizin başında büyüdük. Geldiler, yıktılar. Çocukluğumuzdan beri sahil kenarındayız, çok anılarımız vardı. Anı da kalmadı, bir şey de kalmadı” dedi. “Salı günü meclis toplanacak, karar çıkacak demişlerdi” Yazları torunlarıyla çardakta konakladığını anlatan İsmihan Çetin, yıkımın ansızın yapıldığını öne sürdü. Çetin, “Caretta caretta diyorlar, yuvalama alanını çeviriyoruz, koruyoruz zaten fazla da yok. 7-8 senedir konaklıyorduk, güzel oluyordu. Yürüyüşümüzü yapıyorduk, apartmanda hapishanede gibiyiz. Burada komşuluk vardı, denize giriyorduk, rahattık. Geçenlerde karşı geldik, salı günü meclis toplanacak, karar çıkacak demişlerdi, dün toplantıda yıkılacak diye karar almışlar. İnsanlara birkaç gün izin verilir, böyle birden yıkılır mı? Çok üzüldük, torunlarımız burada yazın tatilini geçiriyordu. Onlar da üzüldü” diye konuştu. “Caretta carettalar bizim sayemizde yaşıyordu” Bölgedeki sokak hayvanların bakımını sağlayan ve 6 yıldır yaz mevsiminde çardakta konaklayan İlknur Yalçın, “6 yıldır burada kalıyordum. Şu an çok iyi değiliz, ayın 20’sinde gelmişlerdi. Birden bugün haber geldi, her yer kapanmış, koşa koşa geldik, içeriye almadılar. Savaşa gelmiş gibiydik. İnsanların burada eşyaları, malzemeleri var. 60-70 yıldır vatandaşlar buraya geliyor, yerleşik bir düzenleri var. 60 yıldır neydi, bu yıl ne oluyor? Bunun açıklamasını yapması gerekiyorlardı, çok üzücü. Buraya ne yapacaklar, ne düşünüyorlar, sahil hakkındaki projeleri ne? En azından halka kazandırmalarını diliyoruz. Caretta carettalar bizim sayemizde yaşıyordu, yoksa buradaki diğer yaban hayvanlar carettaları yer. Gelip de burada caretta carettalarla ilgilenmiyorlardı ki, biz ilgileniyorduk” şeklinde konuştu. “Çocuklarımla yaz mevsiminde buraya gelip vakit geçiriyorduk” Köyde zeytin toplarken çardakların yıkıldığının haberini aldığını söyleyen Kadriye K. isimli vatandaş ise, “Tarlada zeytin topluyorduk, bize haber veren olmadı. Çardaklar yıkılmış denilince gidelim görelim dedik, yerimizde duramadık. Torunlarım burada yazın yüzüp stres atıyordu, halkına zarar vermek bu başka bir şey değil. Kızım da burada çardak kurmuştu. Yarımızın kolu yarımızın bacağı ağrıyor, yarımızda kireçleme var, faydası olsun diye buraya geliyorduk. Boşaltılacak diye haber verilmedi, biz yeniden bir karar çıkacağını sanıyorduk, o güne kadar çardağımızı sökeriz diye düşünüyorduk. Ama kimseye haber vermeden, habersizce bu işi bitirdiler” dedi. Kumköy, önümüzdeki hafta temizlenecek Aksu Belediyesi’nden yapılan açıklamaya göre, yıkımın ardından bölgede yaşayanlara eşyalarını toplaması için bu hafta izin verilecek ve önümüzdeki hafta belediye ekipleri tarafından alan tamamen temizlenecek. Vali Şahin, plajın halka açılacağını bildirmişti Antalya Valisi Hulusi Şahin geçen haziran ayında yaptığı açıklamada; plajdaki çardakların yıkımının ardından sahilin tamamen vatandaşın kullanımına sunulacağını belirterek, plajın herhangi bir otel ya da işletmeye verilmeyeceğini duyurmuştu.