EKONOMİ - 09 Ekim 2024 Çarşamba 16:43

İstanbul Turizm Fuarı sektöre kapılarını açtı

A
A
A
İstanbul Turizm Fuarı sektöre kapılarını açtı

Turizmin önde gelen firmalarını buluşturan ve 2. kez organize edilen İstanbul Turizm Fuarı (ITF), Yenikapı-Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi’nde kapılarını açtı.


Türk Hava Yolları resmi hava yolu sponsorluğunda, İstanbul Büyükşehir Belediyesi destekleri, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Stratejik Partnerliği, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı, Ticaret Bakanlığı, İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu destekleri ve Türkiye İş Bankası ana sponsorluğunda, dünya turizminin büyük oyuncuları İstanbul Turizm Fuarı Yenikapı’da bulunan Avrasya Gösteri merkezinde kapılarını açtı.


Çok sayıda katılımcı ve protokol üyesi açılışa katıldı


Fuarın açılışını Dream Project CEO’su ve Yönetim Kurulu Üyesi Volkan Ataman, Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sezgin Yılmaz, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Genel Müdür Yardımcısı Dr. Elif Balcı Fisunoğlu, Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği Başkanı Oya Narin, İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi, Turizm Geliştirme ve Eğitim Vakfı ve İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu Başkan Yardımcısı Bahadır Yaşık, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Başkanı Firuz Bağlıkaya, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Ekrem İmamoğlu gerçekleştirdi.


“Biz gelişime çok önem veriyoruz”


Fuarı düzenleyen Dream Project CEO’su ve Yönetim Kurulu Üyesi Volkan Ataman, “2 gün boyunca 15 bin profesyonel ziyaretçi bekliyoruz. Şu an 37 ülkeden tur operatörleri ve seyahat acenteleri burada. 2 günde 8 bin BDT toplantı bekliyoruz. Çok ciddi iş anlaşmaları ve kontratlar yapılacak. Şu an iç pazardaki otel ve acente kontratları da fuarda başladı. Biz gelişime çok önem veriyoruz. Sektörün sorunlarını masaya yatırmaya, onlara çözüm önerisi bulmaya çok kıymet veriyoruz. 12 tane konu başlığında 57 tane çok değerli konuşmacımız var. Gastronomi Turizmi de çok kıymetli. Bunun için de bir gastronomi oturumu gerçekleştirdik. Toplam 11 konu başlığı var, 78 konuşmacı var. Çok ünlü şeflerimiz var, sunumlar yapılacak, gastronomi sektörü ele alınacak. Sağlık turizmi alanında katılımcılarımız var” şeklinde konuştu.


Türkiye’nin özgün lezzetlerini küresel çapta tanıtmak amacıyla bu yıl ’Gastronomi Turizmi’ teması da İstanbul Turizm Fuarı’nda yer aldı. Anadolu’nun zengin mutfak kültürlerinin "Kardeş Mutfaklar" başlığı altında tanıtıldığı fuar süresince yoğun ve zengin bir programa sahne olurken Volkan Ataman “Ünlü şeflerin rehberliğinde gerçekleştirilen atölye çalışmaları ile ziyaretçilere eşsiz tatlar sunduk. Gastronomi tutkunlarının damaklarında unutulmaz tatlar, hafızalarında keyifli anlar bıraktık” dedi.


Fuar 2 gün sürecek


İstanbul Turizm Fuarı, 9-10 Ekim 2024 tarihlerinde sektöre kapılarını açacak. 37 farklı ülkeden katılan satın alıcı tur operatörleri ve seyahat acentaları fuar boyunca sektörün geleceğini şekillendiren önemli iş birliklerine imza atacak.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Edirne "Edirne kırmızısı" doğduğu topraklarda yeniden hayat buldu Edirne kırmızısı doğduğu kente geri döndü. Rengin ana maddesi kök bitkinin 3’üncü kez hasadı gerçekleştirildi. Geçmişi Osmanlı dönemine dayanan ve Trakya Üniversitesi tarafından uzun süredir devam eden çalışmalarla yeniden gün yüzüne çıkarılan, kırmızının en güzel hali olarak bilinen ve Avrupalı casusların peşinden koştuğu ’Edirne Kırmızısı’ renginin üretiminde kullanılan kök boya bitkisinin hasadı yapıldı. Formülü 17’inci yüzyılda casuslukla Avrupa’ya aktarılan Edirne kırmızısı doğduğu kente geri döndü. Rengin üretiminde kullanılan kök boya bitkisi ’Rubia tinctorum’ bitkisinin Edirne topraklarında yetiştirilerek çoğaltılması için yapılan çalışmalar sonuç verdi. Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nün Karaağaç’taki tıbbi aromatik ve boya bitkileri bahçesinde bu yıl üçüncü kez Edirne Kırmızı Kök Boyası hasadı ve kumaş boyama etkinliği yapıldı. Edirne kırmızısının efsane bir renk olduğunu ve uğruna casusluklar yapıldığı, formülünü bulunmak için insanların kaçırıldığını söyleyen Edirne Vali Yardımcısı Turgut Subaşı, son yıllarda özellikle üniversitenin 3-4 yıl önceki araştırmasıyla birlikte bu alanda yapılan pilot çalışmalarla rengin tekrar insanlığa, kullananlara kazandırılması için emek verildiğini ve büyük bir başarı sağlandığını ifade etti. Edirne kırmızısı ile sadece bir kök bitkisi üretimi yapılmadığını belirten Subaşı, aynı zamanda endüstride, sanayide, tarımda birçok sektöre doğrudan ve dolayların katkıları da olacağını söyledi. Çalışma konularından birisinin de tıbbi aromatik ve boya bitkileri olduğunu söyleyen Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Adnan Tülek, hasat yapılan alanda tek ve çok yıllık olmak üzere 60 civarı bitki bulunduğunu aktardı. Bu boya bitkilerinin en önemlilerinden birisinin Edirne Kırmızısının elde edildiği Rubia kök boya bitkisi olduğuna değinen Tülek, Edirne Kırmızısının doğal bir boya ve Osmanlı mirası olduğunu söyledi. Çalıştıkları bu ürün gruplarında model olarak görev almayı ve üreticilere teknik destek sağlamayı amaçladıklarını dile getiren Tülek, yürütülen çalışmalar çerçevesinde bazı üreticiler tarafından kök boya bitkisinin üretimine başlandığını belirtti. 2017 yılından beri Edirne kırmızısının şehrin kültürüne kazandırılması için yoğun çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Trakya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Tan, Edirne Kırmızısı ve Edirne Gülü Uygulama Araştırma Merkezi kurulması başvurusunun YÖK tarafından kabul edilmesinin de son derece sevindirici olduğunu belirtti. Konuşmaların ardından Edirne kırmızısı renginin elde edildiği bitkinin (rubia tinctorum) hasadı yapıldı. Kazanlarda kaynatılan kök bitkinin içine iplik ve kumaş atıldı. Muhteşem renge bürünen kumaşlar ve iplikler hayranlıkla izlendi. Doğduğu topraklara yeniden getirilen rengin popülerliğini artırmak için çalışmaların devam edeceği belirtildi.
Ankara Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Kılıç: “Sineklerle uğraşarak bataklığın kurutulması mümkün değil” Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, İstanbul’da iki genç kızın öldürülmesinin kadın cinayetleri kategorisinden çok farklı olduğunu ve işin içerisinde sapkın akımlar olduğunu belirterek, "Sineklerle uğraşarak bataklığın kurutulması mümkün değil” dedi. Yeniden Refah Partisi Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç açıklamalarda bulundu. Kılıç, İsrail’in saldırıları ve son günlerde yaşanan kadın cinayetlerine ilişkin konuştu. İstanbul’da yaşanan cinayetler nedeniyle toplumun moralinin bozulduğunu belirten Kılıç, “Toplum olarak üzgünüz, canımız sıkkın, moralimiz son derece bozuk. Ülkemiz için, nesillerimiz için, geleceğimiz için büyük kaygılar içindeyiz. İstanbul’un göbeğinde, İstanbul surlarında iki kız evladımız, bu toplumun yetiştirdiği iki önemli değerimiz canavarca hislerle bir psikopat tarafından parçalara bölünerek katledilmiş ve maalesef bu durum Türkiye’de yaygın bir hal alma eğilimine girmiştir. Onlarca sabıkası olan psikopatlar maalesef sokaklarda dolaşmaktadır. Kadınlarımızın, çocuklarımızın, özellikle kız çocuklarımızın can güvenliği yoktur. Aileler endişe ve kaygı içinde çocuklarını okullarına ya da işe göndermektedir” diye konuştu. “Yasaklamayla siber suçların önlenmesi mümkün değildir” Siber zorbalıkların her geçen gün arttığını kaydeden Kılıç, “Bilgisayar oyunları ya da uygulamaları üzerinden 8-10 yaşındaki çocuklar dahil olmak üzere çocuklarımız siber zorbaların saldırısına ve tehditlerine maruz kalmaktadır. Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı var. Gerekirse teknik kabiliyet ve kapasitesinin arttırılması lazım. Gerekirse personel sayısının takviye edilmesi lazım. Suç işlendikten sonra değil, suç işlenmeden önce siber suçlarla ilgili önemlerin alınması lazım. ‘Discord’ adlı bir uygulama, bu uygulama üzerinden çocuklarımız hedef haline getirilmiş. Elbette ki sadece bir uygulamanın yasaklanması ya da kısıtlanmasıyla siber zorbalığı veya siber suçların önlenmesi mümkün değildir” ifadelerini kullandı. “İnsanlar adaleti adliyelerde değil sosyal medya mecralarında arar hale gelmiştir” Kılıç, sosyal medya üzerinden gelen tepkiler üzerine gelişen hukuk sisteminin terk edilmesi gerektiğini söyleyerek, “Türk hukuk sistemi gelen tepkiler üzerine karar veren bir hukuk sistemi olmaktan acilen çıkmalıdır. Buradan Adalet Bakanımıza çağrıda bulunuyorum. Hakimlerimize, savcılarımıza hangi güvence verilecekse verilsin. Hangi eğitim sağlanacaksa sağlansın. Ama takım elbise kravata iyi hal indirimi olmayacağı gibi gelen tepkiler üzerine kararlarını değiştiren bir hukuk sisteminin varlığı da kabul edilebilir değildir. İnsanlar artık adaleti adliyelerde değil sosyal medya mecralarında arar hale gelmiştir. Ülke olarak bunu hak etmiyoruz” açıklamasında bulundu. “Müslüman ülkelerin liderlerinin acilen seferber olması lazım” Gazze ile başlayan saldırıların Lübnan’a sıçradığını hatırlatan Kılıç, saldırıları kınamanın ve lanetlemenin artık bir anlam ifade etmediğini söyledi. Dünyanın harekete geçmesinin kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü: “En başında söylemiştik, İsrail’in Gazze’deki terörizmine tepki verilmediği takdirde İsrail devlet terörü siyonist politikalarını gerçekleştirmek üzere komşu ülkelere yayılacak, sonra onların çevresindeki ülkelere bulaşacak. Terörist İsrail’in ve soykırımcı Netanyahu’nun durdurulması Müslüman olsun olmasın bütün dünya liderlerinin boynunun borcudur. Temelde petrolü elinde bulunduran, doğalgazı elinde bulunduran dünyanın su kaynaklarının yarıdan fazlasını elinde bulunduran Müslüman ülkelerin liderlerinin acilen seferber olması lazım. İsrail ile ticaretin başta Türkiye olmak üzere bütün Müslüman ülkeler tarafından kağıt üzerinde ve sözle değil, dolaylı ticaret parametreleri de kontrol edilmek suretiyle bir şekilde durdurulması lazımdır.” “Sineklerle uğraşarak bataklığın kurutulması mümkün değil” Ülke genelinde toplumsal duyarlılığın gelişmesi ve pekişmesi için yapılan her türlü sivil eylemi desteklediklerini aktaran Kılıç, “İstanbul’da son işlenen kız çocuklarına yönelik cinayetler kadın cinayetleri kategorisinden çok farklı bir şey. İşin içerisinde sapkın akımlar var. Toplumda ağır psikopatik vakaların elini kolunu sallayarak dolaşması ve cinayetler işlemesi karşısında cinayetleri kategorize etmenin de bir anlamı kalmamıştır. Her türlü ideolojik ya da siyasal görüşten bağımsız olarak bu meseleyi bir milli mesele olarak ele alıyoruz. Türkiye’de bugün madde bağımlığıyla mücadele meselesi kelimenin tam anlamlıyla milli güvenlik meselesidir. Önümüzdeki Milli Güvenlik Kurulu toplantısının madde bağımlılığıyla mücadele ve uyuşturucu ticaretinin durdurulması konusuyla toplanması yerinde olacaktır. Sineklerle uğraşarak bataklığın kurutulması mümkün değil. Sineklerden kurtulmak için bataklığın tümden kurutulması lazımdır. Uyuşturucu yollarının üzerinde olduğu herkesçe bilinen Türkiye’de uyuşturucu ticareti her türlü engellenmelidir. Türkiye bir geçiş ülkesi olmaktan da kurtulmalıdır, uyuşturucunun pazarı olmaktan da kurtulmalıdır” diye vurguladı.