ASAYİŞ - 12 Aralık 2024 Perşembe 13:59

Güngören’de kentsel dönüşüm kapsamında yıkımı yapılan bina çöktü

A
A
A
Güngören’de kentsel dönüşüm kapsamında yıkımı yapılan bina çöktü

Güngören’de kentsel dönüşüm kapsamında yıkımı yapılan bina, çalışmalar sırasında çöktü. Olayda ilk bilgilere göre ölen ya da yaralanan olmadı.


Edinilen bilgilere göre Haznedar Mahallesi Marmara Caddesi Cami Sokak’ta bulunan 5 katlı 4 bloktan oluşan binanın kentsel dönüşüm kapsamında yıkımına karar verildi. Boşaltılan binayı yıkmak üzere bugün belediye ekipleri sokak üzerine geldi. Geniş güvenlik önlemleri altında başlatılan yıkım çalışmaları devam ederken 5 katlı bina bir anda çöktü.


Bölgeye itfaiye, polis ve arama kurtarma ekipleri sevk edildi. Ekipler tarafından çevrede geniş güvenlik önlemleri alınırken, tedbir açısından arama kurtarma ekipleri de enkaz üzerinde incelemelerde bulundu. İlk belirlemelere göre olayda ölen ya da yaralanan olmadığı öğrenildi.



Güngören’de kentsel dönüşüm kapsamında yıkımı yapılan bina çöktü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Muğla’da kadın çiftçiler için koyun yetiştiriciliği projesi tamamlandı Tarım ve Orman Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen “Kadın Çiftçiler Tarımsal Yeniliklerle Buluşuyor” programı kapsamında, Muğla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün hazırladığı ve Bakanlık tarafından onaylanan proje başarıyla tamamlandı. Bir yıl boyunca süren proje, 13 ilçede koyun yetiştiriciliği yapan ve bu konuda bilgi almak isteyen kadın çiftçilere yönelik eğitimler ve desteklerle hayata geçirildi. Proje kapsamında, Balıkesir Bandırma Koyunculuk Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Uzman Veteriner Hekim Serkan Şengül ve Veteriner Hekim Ebru Şengül, Milas Fesleğen Mahallesi ve Menteşe Muratlar Mahallesi’nde 30 kadın üreticiye koyun yetiştiriciliği, koç katım ve gebelik dönemi bakımı hakkında eğitim verdi. Ayrıca, örnek işletme ziyaretleri düzenlenerek üreticilere uygulamalı bilgi aktarıldı. Proje süresince toplamda 100 kadın üreticiyle görüşüldü ve 200 üreticiye dağıtılmak üzere 800 adet mineral blok (yalama taşı) temin edildi. Program, aynı zamanda “Kadın Dayanışması ile Koyun Yetiştiriciliği” projesiyle entegre şekilde yürütüldü. Proje kapanışı, Muğla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü toplantı salonunda yapıldı. Programda eğitim alan kadın üreticilere mineral bloklar dağıtıldı. İl Tarım ve Orman Müdürü Barış Saylak, kapanış konuşmasında projenin önemine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: “Bugün bizim için mutluluk dolu bir gün. Proje sayesinde kadın üreticilerimize destek sağladık. 2021’de yaşanan büyük orman yangınlarının ardından hayvanlarını ve arazilerini kaybeden üreticilere yardım etmek için çalışmalar başlattık. Bu projeyle, kırsaldan kente göçü önlemek ve sürülerin büyüklüğünü artırarak üreticilerimize gelir oluşturmayı hedefledik” Barış Saylak, proje kapsamında şimdiye kadar yaklaşık 6 bin 900 koyun ve 237 koç dağıtıldığını, bunların toplamda 8 bin 856 kuzunun dünyaya gelmesine katkı sağladığını ifade etti. Ayrıca, üreticilerin bu projeden yaklaşık 24 milyon TL’lik bir katma değer elde ettiğini belirtti. Proje, koyun yetiştiriciliği alanında kadınların bilgi ve becerilerini artırarak ekonomik kalkınmalarına destek sağladı. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, benzer projelerle kadın üreticilerin yanında olmaya devam edeceğini açıkladı.
Bartın Bartın’da çekilen fotoğraf Bakanlığın yarışmasında büyük ödülü aldı Kültür ve Turizm Bakanlığının bu yıl 21’incisi düzenlediği “Devlet Fotoğraf Yarışması”nda Bartın Irmağının havadan çekilen fotoğrafı bin 338 eser arasından ödül almayı başardı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğünce 3 ayrı kategoride gerçekleştirilen “Devlet Fotoğraf Yarışması”nın sonuçları açıklandı. Türkiye’de fotoğraf üretimine katkı sağlayarak ülkemizin doğal güzellikleriyle kültürel mirasına dair görsel bellek oluşturmak amacıyla bu yıl 21’incisi düzenlenen yarışmaya rekor bir başvuru yapıldı. Toplam 563 katılımcının 1.338 fotoğrafı değerlendirildiği etkinlikte ‘İnsan ve Yaşam’, ‘Tabiat ve Doğal Hayat’ ve ‘’Tarihi Mekanlar ve Mimari Eserler’ kategorilerinde 8 başarı ödülü verildi. Bartın Irmağının havadan fotoğrafı en iyiler arasında Özgünlükleri, teknik kalitesi, görsel etki ve tematik uyumları ile seçici kurul tarafından ödüle layık görülen fotoğraflar arasında Bartın Irmağının havadan çekilen fotoğrafı da yer aldı. Amasra Turizm Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde İngilizce Öğretmeni Serdar Aydın tarafından çekilen fotoğraf ‘İnsan ve Yaşam’ kategorisinde ödül alan 3 eserden biri oldu. Aydın’ın fotoğrafı ödül alan ve sergilenmeye değer bulunan 34 fotoğrafla birlikte Bakanlık uhdesinde Ankara’da gerçekleştirilecek törende sergilenecek. Doğayla bütünleşmenin ve huzurun en saf hali Parthenios adı ile anılan ve kente adını veren Bartın Irmağının Gürgenpınarı mevkinde çekilen fotoğrafta suyun yüzeyindeki yumuşak dalgaların üzerinde huzurla salınan küçük mavi bir kayık görülüyor. Homeros’un İlyada’sında da bahsedilen nehrin yoğun yağmurlarla değişen rengiyle oluşan göz yanılsamasının yansıdığı fotoğrafta, güneş ışıklarıyla ağaç dallarının uzun gölgelerinin suya yansıması ise eşsiz bir zariflik katıyor. Sakinliğin hüküm sürdüğü bu manzarada, her bir gölge nehri bir sanat eserine dönüştürerek suyun yüzeyinde boylu boyunca uzanıyor. Küçük kayığın içinde oturan kişi ise bu büyüleyici manzarada doğayla bütünleşmenin ve huzurun en saf halini temsil ediyor.
Ankara ASO Başkanı Ardıç: “Ülkemizin başkentini sanayinin ve en önemlisi teknolojinin de başkenti yapmak istiyoruz” Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, “Yenilikçi, ileri teknolojiyle donatılmış verimliliği, üretim kapasitesi yüksek, ihraca potansiyeli zirvede bir sanayi hedefi için çalışıyoruz. Ülkemizin başkentini sanayinin ve en önemlisi teknolojinin de başkenti yapmak istiyoruz” dedi. ASO Başkanı Seyit Ardıç, Ankara’da özel bir üniversitenin öğrenci topluluğu tarafından düzenlenen programa katıldı. Ardıç, yaptığı konuşmada Osmanlı döneminde Avrupa’nın en büyük devletleri arasında en küçük ekonomi ve en düşük üretim düzeyinin Osmanlı’ya ait olduğunu belirterek, “1914 yılında meclise sunulan bütçede devletin toplam harcaması 34 milyon lira. Eğitime ayrılan pay ise sadece 500 bin. Peki eğitime 500 bin lira ayrılırken bütçede kibrit ithalatı için ayrılan pay ne kadardı biliyor musunuz? kibrit ithal edebilmek için eğitime ayrılan bütçenin yüzde 40’ı kadar bir bütçe. Yani 200 bin lira kibrit ithalatına ayrılmıştı. Çünkü kibrit fabrikamız bile yoktu. Ben de yanlış hatırlamıyorsam ilk kibrit fabrikamızı 1926 yılında yaptık. O dönemde kayıtlı sadece 282 sanayi kuruluşunda 182’si işler durumdaydı. Bunların tamamına yakını da yabancıların ve azınlıkların elindeydi” ifadelerini kullandı. Amacının iş hayatındaki bilgi, birikim ve tecrübelerini Ankara ve Türkiye’de sanayinin daha da gelişmesi için aktarmaya çalışmak olduğunu kaydeden Ardıç, “Yenilikçi, ileri teknolojiyle donatılmış, verimliliği, üretim kapasitesi yüksek, ihracat potansiyeli zirvede bir sanayi hedefi için çalışıyoruz. Ülkemizin başkentini sanayinin ve en önemlisi teknolojinin de başkenti yapmak istiyoruz” dedi. “Üretim kapasitesi ve kültürü oluşmaya başladı” Ardıç, Cumhuriyet ve Lozan Antlaşması’yla birlikte ekonomiyi kısıtlayan kapitülasyonların kaldırılmasıyla milli sanayinin gelişmeye başladığını ifade ederek, “’Siyasi, askeri zaferler ne kadar büyük olurlarsa olsunlar ekonomik zaferlerle taçlandırılmamışlarsa, meydana gelen zaferler devamlı olamaz’ diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İzmir İktisat Kongresi’ni topladı. Sanayide, tarımda, ticarette kalkınma hamlesi başlattı. Türkiye’de sanayi kesimlerinin üretim kapasitesi ve kültürü oluşmaya başladı” diye konuştu. Genç Cumhuriyet’in genç başkenti Ankara’nın o dönemde 30 bin nüfuslu, tarım ve hayvancılığın ağırlıklı olduğu bir şehir olduğunu belirten Ardıç, şunları kaydetti: “Kurtuluş Savaşı yıllarında imalatı harbiye ile başlayan savunma sanayi Cumhuriyet ile birlikte gelişti. Makine Kimya Endüstrisi Kurumu’nun fabrikaları açıldı. Yine 1935’te Atatürk’ün direktifiyle sanayimizin ihtiyacı olan ham maddeleri üretmek için çimento, gıda, traktör, makine, motor, boya, mobilya gibi diğer sanayi kuruluşları ve bu fabrikalara yan sanayi olarak çalışan özel işletmelerde hizmete girmeye başladı. Mayıs 1923’te Ankara Ticaret ve Sanayi Odası kurulmuştu. 1950’den sonra ise özel sektöre öncelik veren hükümet politikalarıyla başkentimizde sanayi daha da gelişmeye başladı.”
Hakkari Melikgazi’den Hakkari’ye kardeşlik eli Kayseri’nin Melikgazi İlçe Müftülüğüne bağlı Mehmet Zahit Kotku İpek 4-6 Yaş Kur’an Kursu öğrenci velileri, Hakkari ilinde faal bulunan 4-6 yaş Kur’an kursları yararına hayır panayırı düzenledi. Hakkari İl Müftü Yardımcısı Beyhan Görener’in girişimleri sonucu düzenlenen hayır panayırında elde edilen yaklaşık 54 bin TL gelir ile Hakkari’de faal bulunan 4-6 yaş Kur’an kurslarının birçok ihtiyacı giderildi. Mehmet Zahit Kotku İpek 4-6 Kur’an Kursu öğrencileri ise en çok sevdikleri oyuncaklarını Hakkari’deki 4-6 yaş Kur’an kurslarındaki öğrenci kardeşleri için gönderip sevgi ve selamlarını yazdıkları notlar ile ilettiler. Hakkari İl Müftü Yardımcısı Görener, “Başkanlığımızın en önemli hizmetlerinden olan 4-6 yaş Kur’an kurslarında; ilimiz, ülkemiz ve milletimiz için hayırlı, ahlaklı ve İslami terbiye ile donatılmış gençler yetiştirilmeye çalışılıyor. Bu kurslarda eğitim öğretim kalitesinin yükseltilmesi, fiziki durumlarının düzeltilmesi ile eğitim için gerekli araç ve gereçlerin temin edilmesine bağlıdır diye düşünüyorum. Bu niyetle böyle bir girişim yaptım. Niyet iyi olunca sonuç da güzel oldu. Panayırda elde ettiğimiz gelirlerle 4-6 yaş Kur’an kurslarımızın fiziki durumlarının düzeltilmesi yanında birçok ihtiyaçlarını giderdik. Öğrenciler de en çok sevdikleri oyuncaklarını Hakkari’deki kardeşleri için göndererek, kardeşliğe ne kadar önem verdiklerini gösterdiler. Bu vesile ile panayıra destek veren hanımefendilere, hocalarımıza, öğrencilerimize ve katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum” dedi. Öğrenciler tarafından gönderilen oyuncaklar ile diğer ihtiyaç malzemeleri Müftü Yardımcısı ve Kur’an Kursu öğreticileri tarafından 4-6 yaş Kur’an kurslarına dağıtıldı. Hediyeleri alan öğrenciler sevinçlerini dile getirerek Müftü Yardımcısı Görener şahsında panayırı düzenleyen veliler ile hediye gönderen öğrenci kardeşlerine teşekkürlerini sundular.
İstanbul Tekstil esnafı Suriyelilerin gidişine üzülüyor Suriye’de Esad rejiminin çökmesinin ardından İstanbul’da bulunan bazı Suriyeliler memleketlerine dönmeye başladı. Tekstilciler ise bu duruma yakındı. Sosyal medya üzerinden video paylaşan Tekstilci Harun Kuzan, yanında çalıştırdığı 5 Suriyelinin işten ayrıldığını belirterek, tekstil sektörünün bitmemesi için yabancı çalışanların Türkiye’de çalışmaya devam etmesi gerektiğini söyledi. Suriye’de Esad rejimi çöktü, İstanbul’da tekstil atölyelerinde çalışan bazı Suriyeliler memleketlerine dönmeye başladı. Bunun üzerine sosyal medya üzerinden video paylaşan tekstilci Harun Kuzan, paylaştığı video milyonlarca kez izlendi. Kuzan, videoda tekstil atölyesinde çalıştırdığı Suriyelerin işten ayrılmasına yakınarak, atölyelerde işlerin yetişmemeye başladığını söyledi. Çektiği video ile sesini duyurmaya çalışan Kuzan, “Bu videonun bu kadar izleneceğini düşünmüyordum. Sektör bitme noktasına geldi. Tekstil sektörünün bitmemesi adına Suriyeli ve yabancı çalışanların gitmesini istemiyoruz. Bu tarz videolar çekmeye devam edeceğim” dedi. “İstanbul’daki tekstil atölyelerinin çoğu yabancı çalışanlar sayesine ayakta duruyor” Sosyal medya üzerinden kendi tekstil atölyesinde çalışan Suriyeli vatandaşların işten ayrılması ile ilgili video paylaşan Tekstilci Harun Kuzan, “Videoda Suriyelilerin gitmesini istiyordunuz işte gittiler atölye boş kaldı işler aksadı dedim. Bunun üzerinde video milyonlarca kişiye ulaştı. Videoyu paylaşmamdaki amaç tekstil atölyelerin yabancı çalışanlar sayesinde ayakta durmasından kaynaklıydı. Benim yanımda yaklaşık 6 tane Suriyeli çalışan vardı. Bunlardan 5’i savaşın bitmesinin ardından memleketlerini döndüler. Bir tanesi ise çalışmaya devam ediyor. Türkler artık tekstil atölyelerinde çalışmak istemiyor. İstanbul’daki tekstil atölyelerinin çoğu yabancı çalışanlar sayesine ayakta duruyor. Elimdeki işlerin geçen hafta bitmesi gerekiyordu daha 15 gün oldu hala bitmedi. Yabancı çalışanların gitmesini tekstil sektörü bitmesin diye kimse istemiyor. Bunu ben de istemiyorum. Tekstil sektörünü ayakta tutmamız lazım. Yabancı çalışanlara da Türk çalışanlara verdiğimiz maaşı veriyoruz. Ucuza çalıştırmıyoruz. 45 bin TL maaş veriyoruz. Bu videonun bu kadar izleneceğini çok düşünmüyordum. Sektör bitmesin diye bu tarz videolar çekmeye artık devam edeceğim” şeklinde konuştu.