ASAYİŞ - 05 Ekim 2024 Cumartesi 09:15

Fatih’te öldürülen 2 kadından birinin ve öldüren Semih Çelik’in cenazesi Adli Tıp Kurumu’ndan alındı

A
A
A
Fatih’te öldürülen 2 kadından birinin ve öldüren Semih Çelik’in cenazesi Adli Tıp Kurumu’ndan alındı

Fatih ve Eyüpsultan’da öldürülen 2 genç kadından birinin ve surlardan atlayarak intihar eden katillerinin cenazeleri aileleri tarafından Adli Tıp Kurumu’ndan teslim alındı.


Fatih’te dün akşama doğru önce kendi evinde Ayşenur Halil’i (19) daha sonra Edirnekapı surlarında İkbal Uzuner’i (19) öldüren Semih Çelik (19) ardından ise kendisini surlardan aşağıya atarak intihar etmişti. Otopsi işlemleri yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu’na getirilen cenazelerden Semih Çelik’in cenazesi gece geç saatlerde babası tarafından teslim alındı. Öldürülen kadınlardan Ayşenur Halil’i in cenazesi de ailesi tarafından gece saatlerinde teslim alındı. İkbal Uzuner’in ise herhangi bir yakını veya aile üyesi öldürüldüğü günün gecesinde Adli Tıp Kurumu’na gelmedi. Cenazelerin yapılacak işlemler sonrası defin işlemlerinin gerçekleşmesi bekleniyor.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çankırı Hititler’den kalan tuz mağarası umut oldu: Hastalarda yüzde 50 oranında iyileşme görüldü Çankırı’da hayata geçirilen proje çerçevesinde, Türkiye’nin dört bir yanından gelen KOAH ve astım hastaları, Hititler’den kalan ve yerin 150 metre altında bulunan tuz mağarasında sağlıklarına kavuşmaya çalışıyor. Hastaların tedavisinin olumlu yönde ilerlediğini belirten Dr. Tuba Öztürk Haliloğlu, yüzde 50’ye yakın iyileşme görüldüğünü söyledi. Çankırı’da, Çankırı Valiliği ile kurumların işbirliği ile gerçekleştirilen ’Daha Güçlü Bir Nefes Projesi’, KOAH ve astım hastalarına umut oluyor. Hititler döneminden kalan ve "Yer Altı Tuz Şehri" olarak adlandırılan tuz mağarasında, KOAH hastalarına yönelik farklı sosyal, kültürel ve sağlık etkinlikleri gerçekleştiriliyor. Yerin 150 metre altındaki mağara içerisinde, hastaların 4 ila 6 saat tuz ortamındaki havaya maruz kalmaları ve etkin zaman geçirmeleri sağlanıyor. 15 gün süren tedavinin onuncu gününde hastaların sağlık durumu ile ilgili bilgi veren Dr. Tuba Öztürk Haliloğlu, yüzde 50’ye yakın iyileşme görüldüğünü söyledi. "KOAH ve astım hastalarında yüzde 50’ye yakın bir iyileşme izledik" Hastaların yaşam kalitesinin artmaya başladığını belirten Dr. Tuba Öztürk Haliloğlu, “Hastalarımızda belirgin farklılıklar görmeye başladık. Buraya geldiğinde ikinci katı yürüyerek çıkamayan hastalarımız, dördüncü kata yürüyerek çıkmaya başladılar. Özellikle konuşurken bile efor sarf etmekte zorlanan hastaların şuan rahatça konuştuğunu görebiliyoruz. Hastaların mukus atımında belirgin bir artış izledik. Daha önceden balgam çıkaramayan hastalar artık rahat balgam çıkartmaya başladılar. Balgamla birlikte akciğerdeki siyah birikimlerin yavaş yavaş balgamla birlikte dışarı atıldığını gördük. Şu anki KOAH ve astım hastalarında yüzde 50’ye yakın bir iyileşme izledik. Tuz terapisi, hastalık ne kadar ileri ve ağırsa o kadar fazla yanıt verdiğini izledik. Özellikle daha ağır KOAH ve astım hastalarında daha hızlı olumlu sonuçlar aldık” ifadelerini kullandı. “Tek seferde koşarak çıkacağıma inanıyorum” Mağaradan koşarak çıkacağına inandığını söyleyen Ahmet Saraçer, “Ben buraya sürünerek geldim desem yeridir. Ben Çankırı’ya geldiğimde beni otogardan aldılar. Bu mağaraya da geldiğim de inip çıkarken çok zorlanıyordum şimdi ise çok rahat oluyor. Ciğerlerimdeki üşümede geçerse ben herhalde tek seferde koşarak çıkacağıma inanıyorum” dedi. “Buradaki tedaviden de çok faydalandım” Konya’dan Çankırı’ya tedavi olmaya gelen Nevzat Doğruöz ise, “30 seneye yakın KOAH hastasıyım. İlk geldiğim günden beri bu mağarada temiz hava soluyup rahat nefes aldım. Buradaki tedaviden de çok faydalandım. Böyle bir sisteme çok hayran kaldım. Keşke tüm Türkiye burayı tanısa da tüm KOAH hastaları burada tedavi görse” diye konuştu.
Sivas Kleopatra’nın güzellik sırrına talep azaldı Kleopatra’nın dillere destan güzelliğini borçlu olduğunu düşünülen kile olan ilgi her geçen gün azalıyor. 3 metre derinlikte bin bir güçlükle çıkartılan şifa kaynağı geçmişte olduğu gibi günümüzde alıcı bulmuyor. Sivas Altınyayla ilçesine bağlı Mutubey köyünde yıllardır toprak altından çıkartılan kilin faydaları saymakla bitmiyor. Köy sakinleri toprağın 3 metre altından kazarak çıkarttıkları kilin; saç bakımı, cilt bakımı, egzama ve mantar hastalıkları gibi birçok hastalığa iyi geldiği söylüyor. Binbir güçlükle çıkartılan bu güzellik ve şifa kaynağı geçmişte olduğu gibi günümüzde ilgi görmüyor. “Eskiden şampuan yerine kil kullanılırdı” Geçmişte şampuan yerine kil kullanıldığını belirten Köy sakinlerinden Mahmut Danişment, “Kil, saçlardaki kırılmayı, dökülmeyi önleyip saçları korur. Egzama ve mantar hastalıklarını kurutur tedavi amaçlı olarak kullanılır. Eskiden at arabasıyla köylere götürüp satılır ve çokta müşterisi olurmuş. Özellikle kadınlar tercih ederdi. O zamanlarda şampuanların yaygın olmadığı dönemde insanlar kil kullanarak banyo yaparlarmış. Öncelikle bir kaba ıslayıp yumuşayıp dağılmasını beklerlermiş daha sonra da saçlarını yedirirlermiş 10-15 dakika bekledikten sonra saçlarını durulayıp saçlarının yumuşadıklarını gözlemlerlermiş. Üretimi zahmetli olduğu için artık kimse çıkartamıyor. Bazen diğer köylerden gelip kil var mı diyorlar, kilosuna 200 lira vermek istiyorlar ancak bulamıyorlar. Bazen arkadaşlarımız da oluyor veriyorlar” diye konuştu. “Üretimi çok zor” Toprak altından kilin çıkartılmasının zor olduğunu belirten Mustafa Çakmak, “Buranın kilinin meşhur olduğunu bildiğim için gelmişken biraz kil götürmek için uğradım. Bu kilin saç bakımında ve cilt bakımında kullanıldığını biliyorum. Kan değeri düşük olan insanların özellikle de bayanların yediğini biliyoruz. Toprağın altında olduğu için çıkartması oldukça zor. Eskiden buradan çıkarıp satan insanlar varmış, kazılıp değerlendirilse büyükşehirlerde falan alıcısı çok olur” dedi.
Muğla Çam balında rekolte sevinci Dünya çam balı üretiminin yüzde 90’nı, Türkiye çam balı üretiminin de yüzde 83’ünün karşılandığı Muğla’da 2019 yılından bu yana ilk defa rekolte çam balı üreticilerinin yüzünü güldürdü. Orman yangınları ve küresel iklim değişikliğine rağmen Muğla’daki bal ormanlarındaki çam ağaçları çam balı için ihtiyaç duyulan basralar nedeniyle beyaza büründü. 2020 yılında pandemi, 2021 yılında Muğla’da yaşanan Cumhuriyet tarihinin ene büyük orman yangınları ve yanan bal ormanları sonrası Muğla’nın Menteşe ilçesi sınırlarında yer alan kırsal Kıran, Sarnıç ve Denizova, Milas, Bodrum, Köyceğiz ve Datça ilçelerine çam balı üretimi için çok sayıda gezgin arıcı geldi. Hedef 20 bin ton çam balı Geçen yıl 13 bin 800 ton çam balı üretimi gerçekleşen Muğla’da bu yıl hedef 20 bin ton. Çam balı üretimi için bölgeye gelen gezgin arıcılar, ilk çam balı hasadını yaparken, meteorolojik şartların bu şekilde devam etmesi durumunda iki ve üçüncü hasatları yapabileceklerini açıkladılar. “Bu sezon iyi geçecek” Muğla’ya ailesi ile birlikte çam balı üretimi için gelen Adanalı bal üreticisi Mehmet Tilki, “Bugünlerde bal sezonu çok güzel. Bir haftadır çamda bal ışıl ışıl görünüyor. Çamlardaki basra böceği de süper var. Bu sene inşallah sezon iyi geçecek. Bu da havalara bağlı. Hava şartları böyle devam ederse bal üretimi devam eder. Hava şartlarına bağlı. Kasım ayına kadar bal üretimi devam eder. Rekolte arıya göre oluyor. Arı varsa yüksek rekolte alırsınız. Ama kovanda arı yoksa bal da yok. Arı varoasız temiz olacak. Temiz bal üretir o arı. Bu sezon iki kesim yapacağız. Birisi çiçek ve çam balı karışımı olacak. İkincisi ise sadece çam balı. Fiyat konusunda beklentimiz var ama bizim dediğimiz ve umduğumuz olmuyor. Biz bal kooperatifine bağlıyız. Çam balının tenekesi 3 bin civarındaydı. Bu sene de 3 binin üzerinde bir fiyat bekliyoruz. Bal üretirsek bu bizi kurtarır” dedi. Çam balı rekoltesi beklentisi 20 bin ton Çam balı rekoltesini 20 bin ton olarak beklediklerini açıklayan Muğla Tarım ve Orman İl Müdürü Barış Saylak, tüketicileri taklit ve tağşiş bal konusunda uyardı. Saylak, “ Geçtiğimiz yıllardaki orman yangınları ve iklim şartları sebebi ile üretimi düşen çam balında bu sene 5 yıl aradan sonra 20 bin ton hedefe doğru yürüyoruz. 5 bin tonlara kadar düşmüştü çam balı üretimi. Oysa biz Türkiye’nin ve dünyanın da çam balı lideriyiz Muğla olarak. Muğla’daki yaklaşık 5 bin civarındaki arıcılarımızın 1 milyona yakın arı kovanı var. Şu anda Muğla’daki 13 bin arı konaklama noktasında il dışından gelen misafir, gezginci arıcılarımız ile birlikte bu arkı koloni sayısı 2 milyon kovanda çam balı üretimi yapılıyor. Bu sene şükürler olsun iklim şartları iyi gidiyor geçtiğimiz yıllara nazaran. Bereketli bir sezon geçiriyoruz” dedi. “Üreticilerimiz sahte bal almasın” Tarım ve Orman İl Müdürü Saylak, sadece çam balı değil, Muğla olarak katma değeri yüksek arı ürünleri de ürettiklerini belirterek, “Apiterapik Ürünlerin Üretilmesi AR-GE İnovasyon Merkezi projesini de hayata geçirdik valiliğimiz önderliğinde ve GEKA destekli. Muğla’daki arıcılarımızı sadece bal değil, arı sütü, arı zehri, polen ve propolis gibi çok sayıda ürün üretiyoruz. Bakanlığımız bu yıl devrim gibi bir karara imza attı. Özellikle arıcılık desteklemelerinde, yıllardır söylenen gezginci arıcıların mazot desteklemesi ve genç kadın işletmeciler desteğini yaklaşık üç katına çıkardı. Geçmişte kovan başına 60 lire destek alan arıcılar, bu yıl bakanlığımızın destekleri ile bu yıl 190 lirayı buldu. Tüketicilerimizden bir tek isteğimiz var. Lütfen güvenilir çam balı ürünlerini alınız. Taklit ve tağşiş yapan firmaları bizim web sitelerimizde görebilirsiniz. Onlardan sahte bal ya da başka ürünler almayınız” dedi.
Osmaniye Depremzede kızların hedefi 1. Lige yükselip şehrin umudu olmak Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinden etkilenen Osmaniye’de depremzede kızlardan oluşan Arena Hentbol Spor Kulübü oyuncuların hedefi Kadınlar 1. Ligine yükselip şehrin umudu olmak. Osmaniye’de deprem döneminde antrenör Selçuk Karcı tarafından kurulan ve oyuncularının tamamını depremzede sporcuların oluşturduğu Osmaniye Arena Hentbol Spor Kulübü’nün hedefi 1. Ligine yükselip depremden yıkılan şehre umut olmak. Deprem nedeniyle şehirde oluşan umutsuzluğu kırmak ve gençlere umut ve moral olmak için zor şartlarda idmanlara devam eden takımın bir çok oyuncusu o dönem çadır ve konteyner kentlerden gelerek idman ve maçlarda mücadele verdi. Zor şartlara rağmen mücadele etmekten vazgeçmeyen kızlar geçen sezon ligde başarılı sonuçlar alarak Kadınlar 1. Ligi play-off maçlarında finale kadar yükselerek büyük bir başarıya imza attı. Deprem nedeniyle takımı ligden çekmemi isteyenler oldu ama biz bu çocuklara umut ışığı olmak istedik diyen Arena Hentbol Spor Kulübü Antrenörü Selçuk Karcı, ’’Deprem bölgesi takımıyız ailesini kaybetmiş öğrencilerimiz var. Onların da psikolojik olarak iyi olması için biz devam etmeye kararı aldık. Onlarla da devam ediyoruz, şuan çok güçlü bir ekibimiz var. Depremde çok şeyi kaybettik, kimileri bırak artık olmasın falan dedi ama biz bu çocuklara umut ışığı olmak istedik. Şu an hali hazırda çok gelişmiş sporcularımız var. Milli takımın kamplarına davet edilen öğrencilerimiz var. 2. liginde en iyi takımlarından biriyiz geçen yıl play-off kaldık, finale kadar çıktık, 2 golle maalesef elendik. Bu yıl daha sık hazırlanıyoruz. Osmaniye’nin çocuklarıyla bir transfer harici geri kalan hepsi, Osmaniye’nin çocukları onlarla bu sezon hedefimiz 1. lige çıkmak. Bunu yapabilecek güçte olduğumuzu düşünüyoruz. Elimizden geleni yapıyoruz inşallah. Allah’ın izniyle sezonu şampiyon olarak tamamlayacağız" diye konuştu. Depremin oluşturduğu tüm olumsuzlukları hentbol ile atlattıklarını söyleyen takım kaptanı Pervin Çenet(16), ’’Deprem zamanında biraz antrenmanlarımızda aksaklık oldu ama sporla birlikte bu durumu normalleştirerek antrenmanlarımıza başladık. Aslında hentbol bizim için bir motive kaynağıydı, biran önce de durumu normalleştirebilmek için herkes spora devam etti. Ligin başlamasına kısa bir süre kaldı, elimizden geldiği kadar çalışıyoruz. Hazırlık maçları yapıyoruz. İleride hedefim milli takıma gitmek, onun için bütün takım arkadaşlarımla birlikte sürekli haftanın 5 günü çalışıyoruz’’ dedi. Deprem döneminde kulübün kendilerine destek olduğunu söyleyen Ela Doğantürk(15), ’’Deprem zamanında kulübümüzden büyük destek gördük. Bende kulübümüzün altında daha iyi yerlere geleceğimizi düşünüyorum. İleride hedefim iyi bir hentbolcu olarak milli takımda ülkem için mücadele etmek istiyorum’’ diye konuştu.
Karaman Karaman’da kuş evleri ağaçlara yerleştirildi Karaman’da Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Gençlik Merkezi tarafından düzenlenen “Kuşaktan Kuşağa Öğrenme” projesi çerçevesinde hazırlanan kuş evleri, huzurevi sakinleriyle birlikte ağaçlara asıldı. Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından hayata geçirilen “Kuşaktan Kuşağa Öğrenme“ projesi çerçevesinde Karaman’da gençlik merkezi gönüllü gençleri, huzurevi sakinleri ve TOKİ Ortaokulu öğrencileri tarafından hazırlanan kuş evleri düzenlenen organizasyonla ağaçlara asıldı. Etkinliğe katılan huzurevi sakinleri ve gençler, kuş evlerini birlikte ağaçlara yerleştirirken doğa sevgisini ve sosyal dayanışmayı pekiştirdiler. Etkinlik boyunca gençler ve yaşlılar keyifli vakit geçirirken, kuşlara güvenli bir yuva sağlayarak anlamlı bir anıya imza attılar. Huzurevi sakinleri, gençlerle birlikte böyle bir etkinliğe katılmanın kendilerini mutlu ettiğini belirterek, “Kuşlara bir yuva yapmak, onları korumak, doğayı sevmek ve bu sevgiyi gençlerle paylaşmak harikaydı” diyerek duygularını ifade ettiler. Etkinliğe katılan gençler ise, “Huzurevi sakinleriyle bir araya gelmek ve onlarla beraber kuş evleri yapmak bize farklı bir bakış açısı kazandırdı. Onların tecrübelerinden çok şey öğrendik” dediler. Karaman Gençlik ve Spor İl Müdürü Mustafa Karadeniz, etkinlikle ilgili yaptığı açıklamada, "Bu projeyle hem doğaya katkı sunuyoruz hem de kuşaklar arasında bilgi ve sevgi aktarımını sağlıyoruz. Gençlerimizin, büyüklerimizden öğrenmesi gereken çok şey var. Aynı zamanda doğa ve çevre bilinci de bu tür etkinliklerle güçleniyor. Bu anlamlı etkinlik sayesinde gençler ve yaşlılar arasındaki bağlar daha da kuvvetlenirken, doğaya olan sevgi ve saygı da pekiştirildi" dedi.