ASAYİŞ - 05 Mart 2024 Salı 14:54

Eyüpsultan’da feci kaza: Lüks araç ile emniyet şeridinde bekleyen ATV’ye çarptı

A
A
A
Eyüpsultan’da feci kaza: Lüks araç ile emniyet şeridinde bekleyen ATV’ye çarptı

Eyüpsultan’da arkadaşları ile ATV ile gittiği esnada arızalanması sonrası yol kenarında bekleyen Oğuz Murat Arıcı’ya lüks bir araç çarptı. Çarpma sonrası lüks araç sürücüsü Timur C. olay yerine gelen annesi Yazar Eylem Tok ile birlikte olay yerinden ayrılarak İstanbul Havalimanına giderek Mısır’a gitti. Kaza sonrası Timur C. ve annesi Eylem Tok’un araçla İstanbul Havalimanına geldikleri anlara ilişkin görüntüler ortaya çıktı.


Olay, 1 Mart Cuma günü saat 23.30 sıralarında Eyüpultan Davutpaşa Caddesi üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre cadde üzerinden Belgrad Ormanı yönüne ATV motorla giden Oğuz Murat Arıcı (29) aracının arızalanması üzerine yol kenarına çekerek arızayı gidermeye çalıştı. O esnada Timur C. yönetimindeki 34 EGG 06 plakalı Porsche marka lüks araç, yol kenarında bekleyen ATV motora çarptı. Çarpmanın etkisiyle ATV motor sulama kanalına düştü. ATV motorun altında kalan Oğuz Murat Arıcı yaralandı. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan Arıcı ambulans ile hastaneye kaldırıldı. Hastaneye kaldırılan genç adam hayatını kaybetti.



Oğlunu alarak olay yerinden ayrıldı


Kaza sonrası Timur C. telefon ile annesini arayarak olay yerine gelmesini istedi. Bunun üzerine olay yerine gelen Yazar Eylem Tok, oğlu Timur C.’yi de alarak olay yerinden kaçtı. Kaza sonrası olay yerinden kaçan Timur C. ve Eylem Tok’un saat 02.00 sıralarında İstanbul Havalimanına geldikleri öğrenildi. Havalimanındaki işlemlerinin ardından anne ve oğlunun uçakla Mısır’a gittikleri öğrenildi. Timur C. ve Eylem Tok’un kaza yerinden ayrıldıktan sonra İstanbul Havalimanına geldikleri görüntüler ortaya çıktı. Görüntülerde anne ve oğlun araçla havalimanına geldiği, turnikelerden geçtikleri ve daha sonra pasaport kontrol noktasından geçerek uçağa gittikleri görülüyor.



Talihsiz adam toprağa verildi


Öte yandan kazada yaralanan ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden Oğuz Murat Arıcı önceki gün Sarıyer Gümüşdere Camii’nde düzenlenen tören sonrası son yolculuğuna uğurlandı. Kaza ile ilgili başlatılan incelemelerin devam ettiği öğrenildi.



Oğuz Murat Arıcı’dan geriye bu görüntüler kaldı


Öte yandan Oğuz Murat Arıcı’dan geriye ATV motorla gezdiği anlara ilişkin görüntüler kaldı.



Eyüpsultan’da feci kaza: Lüks araç ile emniyet şeridinde bekleyen ATV’ye çarptı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana ÇÜTAM konferansları başladı 9 yıldır her Çarşamba günü aralıksız konferanslarını sürdüren Çukurova Üniversitesi’ne bağlı Çukurova Türkoloji Araştırmaları Merkezi ÇÜTAM’ın yeni dönemin ilk konuşmacısı Çukurova Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü Arş. Gör. Aytuna Cora oldu. Cora, “Sanat Eserini Anlamak” konulu konuşmasında, “Sanat eseri, var olan diğer nesnelerden farklıdır” dedi. Kısacıkzade Konağında gerçekleşen toplantıda ÇÜTAM Müdürü Prof.Dr. Deniz Abik, 9 yıldan bu yana Adana sıcaklarından dolayı Haziran sonu ara verdikleri etkinliklere Ekim ayında yeniden başladıklarını söyledi. Abik’in açış konuşmasından sonra kürsüye gelen Çukurova Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü Arş. Gör. Aytuna Cora, sanat eserinin ne olduğu hususunu, bir sanat üreticisi olarak uzun süredir zihnini kurcalayan meselelerden biri olduğunu belirterek, “Sanat eseri dediğimizde hepimizin zihninde, ortak özellikler çerçevesinde belirli bir imge belirir. Bir resim tuval bezi ve üzerinde bulunan boya katmanlarından oluşmakta, mermer bir heykel, mermerin biçim verilmiş, yontulmuş hali olarak var olmakta, seramik bir eserler de örnek olarak gösterilebilir.Eseri meydana getiren malzeme, mermer, ahşap, seramik ya da boya katmanı, eserin somut gerçeklikler zemininde var olabilmesinin ön şartı olmaktadır. Renkle, biçimle, dokuyla, hacimle birlikte eseri algılarız. Eserin bu fiziki nitelikleri, eserle ilk karşılaşılan tabakalardır. Bir başkasının zihninde var olan meseleyle, içerikle eseri meydana getiren, onu taşıyan malzeme marifetiyle karşılaşmış oluruz. Bu anlamda eserin fiziksel bütünlüğü, bir nesne olarak var olabilmesi ve izleyiciyle buluşması açısından önemli bir yapı olarak bulunur. Ancak tek başına bu tabaka sanat eserini açıklamak ve anlamak için yetersiz kalmaktadır” dedi. Arş. Gör. Aytuna Cora şunları ifade etti: “Sanat eserleri de doğaları gereği bir bilinç tarafından meydana gelme zorunluluğu taşır. Bu yönüyle üretim biçimi kullanım nesnesindeki gibidir. Eserde, kullanım nesnesinin aksine malzeme kendi özgür alanını korur. Sanatçı, kullanacağı malzemeyi, tam da malzemenin kendine has karakteristik yapısı için özellikle seçer. Şiirde her bir sözcük, sözcüğün imlediği kavrama atıf yapmak için oradadır. Bunun için sanat eserinde malzeme, malzeme olarak kendisini özgürce sergileyebilir.” İnsanın, yönelen bir varlık olarak zihinsel bir bilme ve anlama süreci içinde olduğuna dikkat çeken Cora, şunları söyledi: “Bakmak, duymak, bir kokuyu hissetmek, bir yüzeye dokunmak gibi eylemlerin hepsinde bilinç bir şeye yönelmiştir. İnsanın dünya ile kurduğu ilişki bu zihinsel süreçler ile anlamlı olarak yapılanabilir. Sanatçının içinde yaşadığı dünyadan, etkileşim içinde olduğu her türlü şart ve durumdan beslenerek üretilir. Eser bir şey söyler, sanatçının malzemeyi kullanarak maddi bütünlüğe dönüştürdüğü bir içeriği taşır. İçeriğin malzeme ile maddi bir bütünlüğe dönüştürülmesi işlemi sanat üretimi olarak tanımlanabilir. Bir kullanım nesnesinin üretimiyle, ilham gerektiren bir üretim sürecini barındıran sanat eserinin oluşturulması birbirinden ayrı konumlanır. Bu bilgiler ışığında sanat eserinin var olan diğer nesnelerden nasıl bir farkı olduğu daha net görülebilmektedir.” Konferans sonunda ÇÜTAM Müdürü Prof.Dr. Deniz Abik, sunum yapan Arş. Gör. Aytuna Cora’ya teşekkür belgesi verirken, toplantı hatıra fotoğrafının çekimi ile son buldu.