POLİTİKA - 04 Kasım 2024 Pazartesi 12:28

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Gazze vurgusu

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Gazze vurgusu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “2. Dünya savaşı sırasında Avrupa’nın ortasında kurulan imha kamplarını gölgede bırakacak bir vicdansızlığa önce Gazze’de, son 6 haftadır da Lübnan’da hepimiz şahitlik ediyoruz” dedi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi’nin (İSEDAK) 40. Toplantısı’nın açılışına katıldı.



“Avrupa’nın ortasında kurulan imha kamplarını gölgede bırakacak bir vicdansızlığa şahitlik ediyoruz”


Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan İslam dünyasının içerisinde bulunduğu duruma dikkat çekerek, “Tüm insanlık, özellikle Müslümanlar için ağır imtihanlarla dolu bir yıl geçirdik. İslam coğrafyası tarihinde hiç olmadığı kadar kanla, acıyla, gözyaşı ve zulümle anılır hale geldi. Son asrın en vahşi soykırımlarından biri Gazze’de yaşandı ve yaşanıyor. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırısı ile başlayan katliamlarda 50 bin Filistinli kardeşimiz şehit düştü. 100 binden fazla Filistinli kardeşimiz yaralandı. Şehit ve yaralılarımızın üçte ikisi kadın, çocuk ve bebeklerden oluşuyor. Daracık bir alana hapsettikleri 2 milyon insanı susuz, gıdasız, ilaçsız bırakıp sonra da ölümlerini sadece seyrettiler. Biz bu toplantıyı yaparken dahi şu an Gazze ve Lübnan’da ümmetin çocukları ölmeye devam ediyor. 2. Dünya Savaşı sırasında Avrupa’nın ortasında kurulan imha kamplarını gölgede bırakacak bir vicdansızlığa önce Gazze’de, son 6 haftadır da Lübnan’da hepimiz şahitlik ediyoruz. Geçtiğimiz 13 ay boyunca Gazze ve işgal edilmiş Filistin topraklarında çokça acı gördük. Bir insan bunu nasıl yapabilir diye sorguladığımı sayısız habere rastladık. Henüz bir iki yaşındaki bebeklerin keskin nişancılar tarafından hedef tahtası olarak kullanılması gibi barbarlıklarla yüreklerimiz dağlandı” ifadelerini kullandı.



“Gözü dönmüş bir ölüm makinesi karşısında Gazze’nin aslanlarının kahramanca direndiğini gördük”


Tüm saldırı ve baskılara rağmen Filistin halkının dik durduğunun altını çizen Erdoğan, “Tüm bunlarla birlikte Gazze’de kahramanlıklar gördük, yiğitlik gördük. Vatan sevgisinin ne demek olduğunu hep beraber gördük. Batılı güçlerin sınırsız askeri, diplomatik ve siyasi desteğini arkasına alan gözü dönmüş bir ölüm makinesi karşısında Gazze’nin aslanlarının nasıl kahramanca direndiğini gördük. Filistin halkı 13 ayda 50 bin şehit verdi. Yaşamadıkları acı, zorluk, çile, zulüm neredeyse kalmadı. Ama buna rağmen Filistinli kardeşlerimiz onurlarından taviz vermedi. Özyurtlarında özgürce yaşama iradelerinden geri adım atmadı. Siyonist rejim ve destekçileri 13 aydır her türlü zulmü, soykırımı yaptılar. Fakat Filistinli kardeşlerimize diz çöktüremediler. Bugün bir kez daha her türlü imkansızlığa rağmen hayatları pahasına topraklarına sahip çıkan Filistinli kardeşlerimi hürmetle selamlıyorum. Gazze’nin Filistin’in, Lübnan’ın kahraman şehitlerine Allah’tan rahmet niyaz ediyor, Rabbim mekanlarını cennet eylesin diyorum” ifadelerini kullandı.



“Siyonist saldırganlığa verilebilecek en güzel cevaplardan biri daha fazla devletin Filistin devletini tanıması olacaktır”


Türkiye’nin her zaman Filistin halkının yanında durduğunu vurgulayan Erdoğan, “Türkiye olarak ilk günden beri İsrail’in uyguladığı soykırım karşısında en kararlı duruşu sergileyen ülkelerden biriyiz. Uluslararası kuruluşların medyayı ve küresel güçleri adeta esir alan siyonist lobinin şahsımı ve ülkemizi hedef alan tehditlerine boyun eğmiyoruz. Elimizdeki tüm imkanlarla kardeşlerimize yardımcı olmaya çalışıyoruz. Şimdiye kadar 85 bin tonun üzerinde insani yardım malzemesini Mısır makamlarının desteği ile Gazze’ye ulaştırdık. Bu miktarla Gazze’ye en fazla yardım ulaştıran ülke konumundayız. Önce 54 kalemde ardından bütün kalemlerde İsrail ile ticari işlemleri tamamen durdurduk. Böylece yaklaşık 9.5 milyar dolarlık ticaret hacminden fedakarlıkta bulunduk. Soykırım suçlularının uluslararası hukuka hesap vermesi için elimizden geleni yapıyoruz. Uluslararası Adalet Divanında İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahillik başvurumuzu yaptık. BM başta olmak üzere her uluslararası platformda tepkimizi açıkça ortaya koyduk. Kış mevsimi iyice bastırmadan Filistinli mültecilere sahip çıkan BM Filistinlilere Yardım Ajansına desteğimizi daha da arttırdık. İsrail kısa süre önce ajansın yasaklanması konusunda haddini aşan bir karar aldı. Üye ülkelerimizin İsrail’in baskıları karşısına bu dönemde ajansa daha fazla destek olması gerektiğine inanıyoruz. Gazze ve Lübnan’a yönelik siyonist saldırganlığa verilebilecek en güzel cevaplardan biri daha fazla devletin Filistin devletini tanıması olacaktır. Buradan tüm ülkelere Filistin devletini tanıma çağrımı tekrarlıyorum. Teşkilatımızın kuruluş felsefesinde ve temel amaçları arasında Filistin’in işgalden kurtarılması yer alıyor. Bu amaca hizmet edecek kalıcı çözümler üretmemiz için dayanışmamızı ve birlikteliğimizi her zamankinden daha fazla şekilde göstermeliyiz. İslam dünyasının görüş ayrılıklarını bir tarafa bırakıp Filistin ve Lübnan halkına, haklı mücadelelerinde destek olması büyük önem arz ediyor. Diğer türlü İsrail’in Gazze’de yaktığı, şimdi de Lübnan’a taşıdığı ateşin tüm bölgemizi sarmasına engel olamayız” diye konuştu.



Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Gazze vurgusu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Uzman uyardı: “Zatürre bulaşıcı olduğu kadar, ölümcül bir salgındır” Havaların soğumasıyla birlikte artabilecek muhtemel zatürre vakalarına karşı uyarılarda bulunan Göğüs Hastalıkları bölümü Uzman Doktor Büşra Çimen Şeker, “Zatürre ölümcül seyredebilen bir hastalıktır. Kronik hastalarda bu risk daha fazla olabilir” dedi. Havaların soğumasıyla görülme sıklığı da artmaya başlayan zatürreye karşı İzzet Baysal Devlet Hastanesi’nde Göğüs Hastalıkları bölümü Uzman Doktor Büşra Çimen Şeker, uyarıda bulundu. Pnömoni’nin (Zatürre) ölümcül seyredebilen bir hastalık olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Şeker, risk faktörü olan hastalara daha dikkatli olma çağrısında bulundu. “Zatürre bulaşıcı bir hastalıktır” Zatürrenin bulaşıcı bir hastalık olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Büşra Çimen Şeker, “Zatürre bulaşıcı bir hastalıktır. Hasta kişiyle yakın temasta bulunan, onunla aynı mutfak eşyalarını çatal, kaşık, tabak gibi ya da özel eşyalarını havlu vb. kullanan kişiler, aynı ortamda öksürük veya hapşırma sonucu mikroorganizmalara maruz kalanlar risk altındadır. Yalnız hastaya mikroorganizma bulaştı diye o hasta pnömoni olacak diye bir kaidemiz yoktur. Hastanın bağışıklık sisteminin süzgecinden geçmesi gerekir öncelikle mikroorganizmanın. Bu sebeple mikroorganizmayı alan herkes pnömoni olmayacaktır. Hastanın durumuna göre değişir” şeklinde konuştu. “Birbirinden farklı tedaviler yapıyoruz” Pnömoni durumunda tedavi için hastanın durumuna göre farklı tedavi yöntemi uyguladıklarını belirten Uzm. Dr. Şeker, “İyileşmeyen pnömoni durumunda biz hekimler olarak durumu tekrar değerlendiririz. Eğer hasta, toplum kaynaklı pnömoni dediğimiz, toplumdan bulaşan, hastane kaynaklı enfeksiyonlarda birbirinden farklı tedaviler yapıyoruz. Toplum kaynaklı tedavi olarak başladığımızda hastada bir cevap göremediğimizde daha farklı organizmalara göre antibiyotik spektrumumuzu yavaş yavaş genişletiyoruz. Yine iyileşmeyen zatürrelerde altta yatan bir kanser durumu var mıdır? Bağışıklık sistemini baskılayacak bir durum var mıdır? Neden hastamız iyileşmiyor? Ya da bir tüberküloz vakası olabilir mi? Bunları gözden geçirmemiz gerekir. Genel olarak tedaviyle iyileşme oranlarımız yüksektir ama iyileşmeyen hastalarda mevcut durumları da düşünmek gerekir” diye konuştu. “Zatürre, ölümcül seyredebilen bir hastalıktır” Zatürre hastalığının ölümcül olabileceğine değinen Uzm. Dr. Şeker, “Zatürre, ölümcül seyredebilen bir hastalıktır. Bu durum özellikle hastanın mevcut kronik hastalıkları ile ilişkilidir. Hastamız bir takım kronik hastalıkları olduğu takdirde, risk faktörü olan hastalarda daha dikkatli gitmek gerekir. Çünkü akciğer tutan bir enfeksiyon olduğu için hastada solunum yetmezliği gelişebilir. Bunun dışında adlandırdığımız ani ve hızlı bir şekilde hastanın kanına, bakterinin karışmasıyla ortaya çıkan ani, hızlı, yanıt, bağışıklık yanıtı yine haftayı kötüleştirip yoğun bakımlık yapabilir. Kronik hastalıkları olan kişilerde, zatürre daha ağır seyreder ve bu da solunum yetmezliği gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Bunun dışında miyokardit gibi isimlendirdiğimiz hastanın mevcut mikroorganizmasının yine kana karışarak kalbi tutması gibi bir durum söz konusu olabilir. Bu sebeplerden ölümcül seyredebilir” diye konuştu. “Pnömonide Temizlik Çok Önemlidir” Zatürre hastalığına karşı temizliğin çok önemli olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Büşra Çimen Şeker, “Zatürreye karşı alınması gereken önlemler şunlardır, özellikle pnömonide temizlik çok önemlidir. El temizliği, beden temizliği, kişisel hijyen, bulunduğumuz ortamın temizliği ve kapalı ortamların düzenli havalandırılması çok önemlidir. Sigara ve alkol kullanımının azaltılması veya mümkünse sonlandırılması, mümkün değilse azaltılması gerekir. Kronik hastalıkların kontrol altında tutulması, hastaların düzenli olarak kontrollerine gidip kronik hastalıkların ilerlemesinin durdurulması ve pnömoni aşıları yine çok önemli konuda” ifadelerini kullandı.
İstanbul ‘Aşk-ı Tezhib ve Hat San’atı’ sergisi Hünkar Kasrı’nda ı Tezhib ve Hat San’atı" isimli sergisi Hünkar Kasrı’nda sanatseverlerle buluştu. Her yıl birçok sergi ve etkinliğe ev sahipliği yapan Hünkâr Kasrı, farklı ve özgün bakış açılarını sanatseverlerle buluşturmaya devam ediyor. Bu kapsamda Hünkar Kasrı’nda gerçekleşen sergide sanatçılar Sabriye Şeker ve Nalan Oğul’un beraber hazırladığı, tezhip ve hat sanatı eserler ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Sanatın çıkış noktasının Anadolu kültürü olduğunu belirten sanatçılar, desenleri ve zengin yorumlarıyla sahip olduğumuz kültürel değerleri yaşatmayı amaçlıyor. Serginin açılışı İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu ve Meclis Üyelerinin yanı sıra sanatçılar Sabriye Şeker ve Nalan Oğul’un katılımıyla gerçekleşti. İstanbul Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Mehmet Develioğlu serginin açılışında yaptığı konuşmada, "İTO olarak Hünkar Kasrı’nda açtığımız sergilerde amacımız sanat mirasımızı gelecek nesillere taşımak. Sanatseverleri bu tarihi mekanda ağırlamaktan, sanatseverleri sanatçılarla buluşturmaktan mutluluk duyuyoruz. Bugün açılan sergimizde de çok güzel eserler var. Bu sergide sanatın insan ruhuna ve hafızasına kazandırdığı zenginliği hissedeceğiz. Geleneksel sanatlarımıza sahip çıkarak kültürel değerlerimizi yaşatan sanatçılarımıza teşekkür ediyorum" dedi. “Aşk-ı Tezhîb ve Hat San’atı” isimli sergi 30 Kasım 2024 tarihine kadar 10.00 - 19.00 saatleri arasında ziyaretçilerini bekliyor.