SAĞLIK - 21 Haziran 2019 Cuma 13:46

Ağız kokusu kanser belirtisi olabilir

A
A
A
Ağız kokusu kanser belirtisi olabilir

Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç.

Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Yavuz Selim Yıldırım, ağız kokusunun kanser belirtisi olabileceğini söyledi.


Hisar Hospital Intercontinental Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Yavuz Selim Yıldırım, “Ağız kokusu insan ilişkilerini etkileyen önemli bir sebeptir, ağzı kokan kişiden ziyade etrafındaki insanlar daha çok rahatsız olur. Önemli bir sağlık sorunudur. Çoğunlukla gelip geçici olur ancak devamlı oluyorsa araştırmak ve tedavi etmek gereklidir. En sık ağızda, dilde, dişlerde ve midede bulunan problemlere bağlı oluşabilir, İş yaşamını aile hayatını ve sosyal çevreyi olumsuz etkiler” dedi.


Ağız kokusuna multidisipliner olarak yaklaşmak gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Yavuz Selim Yıldırım, “En başta Kulak Burun Boğaz Uzmanı değerlendirmede bulunmalı, bununla beraber diş hekimi ve Gastroentrolojı Uzmanı da hastayı muayene etmelidir. Önceden olmayan ve sonradan ortaya çıkan devamlı kötü koku mide kanseri, karaciğer kanseri, gırtlak kanseri ve dil kökü kanseri gibi çeşitli kanserlerin belirtisi olabilir.


Ağız kokusunun kanser dışında sık görülen sebepleri ise; burnu tıkalı kişilerin ağızdan nefes almasına bağlı ağız ve boğaz bölgesinin kuruması ve bu bölgedeki bakterilerin artmasına bağlı ağız kokusu, dil kökünde biriken bakterilerin yaptığı ağız kokusu, diş ve diş etine bağlı problemler, yoğun geniz akıntısı, Boğaz enfeksiyonları, bademcik içerisinde taş oluşması, alkol- sigara -tütün kullanımı, Şeker ve böbrek hastalıkları, bazı ilaçların yan etkisi ve yetersiz sıvı alımı sayılabilir.” diye konuştu.


Doç. Dr. Yavuz Selim Yıldırım, ağız kokusu tedavisi konusunda şunları söyledi; “Öncelikle sebep bulunmalı bunun için çeşitli tetkikler yapılabilir. Kokunun nereden geldiği araştırılmalıdır. Eğer kokunun kaynağı saptanamamış ise kronik sinüzit enfeksiyonları, kronik bademcik enfeksiyonları, kronik mide problemleri ve kronik diş ve diş eti rahatsızlıkları teker teker kontrol edilmelidir.


Lüzumu halinde ayrıntılı gastroentrolojı muayenesinden geçmeli, uygun süre ve dozda tedaviye rağmen geçmeyen koku da endoskopi düşünülebilir.


Diş ve diş eti rahatsızlıkları ve bunlara neden olabilecek çürükler köprüler protezler düzeltilmeli.


Sağlıklı insanlarda ağız kokusu nasıl giderilir?


Bol su içilmeli, Sigara alkol kullanımı terk edilmeli, Her gün düzenli dişler fırçalanmalı, Koku veren yiyeceklerden uzak durulmalı, Diş fırçasının yumuşak yüzüyle dil fırçalanmalı, Reflü yapan yiyeceklerden uzak durulmalı ve Uzun süre aç kalmamalı.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Yumaklı: "Dişimizle tırnağımızla bir yere getirmiş olduğumuz, hakikaten çok emek sarf edilmiş bir takım şeyleri bunlara kurban etmemeliyiz" Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı "Bab-ı Ali Toplantıları-Büyüyen Küresel Gıda Sorunu ve Türk Tarım Sektörünün Konumu, Geleceği" konulu toplantıda konuştu. Bakan Yumaklı, Ana muhalefetin boykot çağrılarına karşı ekonomimizin önü ardı hiç düşünülmeden bu tür şeylere kurban edilmesinin doğru olmadığını ifade etti. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, "Bab-ı Ali Toplantıları - Büyüyen Küresel Gıda Sorunu ve Türk Tarım Sektörünün Konumu, Geleceği" Toplantısına katıldı. Beşiktaş’ta bir otelde düzenlenen toplantıda konuşan Bakan Yumaklı, "Tarım sektörü milli güvenlik kadar, savunma sanayi kadar önemli. Ülkelerin stratejik bakışlarında ilk üçün içerisinde mutlaka yer alan bir sektör olarak konuşulur. Küresel iklimin en büyük etkisi de yine bu son derece stratejik olan sektöre gelmiş durumda. "Büyüyen Küresel Gıda Sorunu ve Türk Tarım Sektörünün Konumu, Geleceği". Burada bir görüş alış verişinde bulunacağız. Tarım ve orman sektörü, gıda arzı ve güvenliğine sağladığı katkının yanı sıra bütün sanayiler içinde bir girdi teminini ifade eder. Dolayısıyla hem kırsal kalkınmada olan etkisi hem oluşturduğu istihdamla da modası asla geçmeyecek stratejik bir sektördür. Dünyada kırılma dönemlerine baktığımızda her zaman bir takım zorlukların sıkıntıların gerçekleştiğini görüyoruz. Her gün yeni bir gündemle uyanıyoruz. Gün içinde gündemimiz defalarca değişebiliyor. Hele ki son günlerde bunun örneğini çok yakında görüyoruz. Böyle dönemde kendimizi tarımsal üretimde, gıda-arz güvenliğinde güçlü tutmak zorundayız. Öncelikle bunun altını kuvvetlice çizmek istiyorum." dedi. "Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi ’Ambarın anahtarı kimdeyse güç ondadır’ prensibince hareket ediyoruz." diyen Yumaklı, "Birleşmiş Milletlerin (BM) yayınladığı bir rapora göre 2050 yılında yüzde 65’le yüzde 70 daha fazla gıda üretmemiz gerektiğini söylüyorlar. Bu nedenle bizim önümüzde kıldan ince kılıçtan keskin bir yol var. Biz bakanlık olarak bütün bunlardan sorumluyuz. Biz bütün bu kapsamda bakanlık olarak toplamda 165 bin arkadaşımızla beraber öncelikle ülkemizin gıda-arz güvenliğinin gerektirdiği hususları yerine getiriyoruz. Daha sonrada bizlerin ürettiklerine ihtiyacı olan bu ülkelerin de ihtiyacını gideriyoruz." dedi. 2024 yılı sonu itibariyle de 32,6 milyar dolarlık bir tarım ürün ihracatının söz konusu olduğunu söyleyen Bakan Yumaklı, "Çiftçiyi korumak ve tüketiciyi korumak’ bugün için bizim parolamız bu. Tarımsal destekler var. Ar-ge var. Sulamada çok ciddi yatırımlar halen yapılmaya devam ediyor. Bugün ülkemiz tarımsal hasılada Avrupa’da birinci, dünyada ilk 10 ülke arasında. 186 ülkeye 2 binin üzerinde tarım ve gıda ürünü ihraç ediyoruz. 2024 yılı sonu itibariyle de 32,6 milyar dolarlık bir tarım ürün ihracatımız söz konusu. Bu ihracatta katkısı olan çiftçisinden sanayicisine kadar, sektörün tüm paydaşlarına teşekkür etmek istiyorum." Önümüzdeki dönemde 5 ana temel üzerine tarımsal üretimin oturtulduğunu kaydeden Yumaklı, "Birincisi yapmış olduğumuz üretimin sürdürülebilir olması gerekir. Sürdürülebilir üretimin verimli olması gerekir. Sürdürülebilir ve verimli tarımsal üretimin elde ettiği çıktıların kalitesi olması gerekir. Bütün bunların kayıt altına alınması gerekir ki en çok mücadele verdiğimiz alanlardan bir tanesi ve son madde ise bütün bunlardan elde edilen gelirin tarım sektörüne yatırım olarak geri dönmesi. Bu 5 eksen etrafında şekillendirdik. Bu kapsamda son 2 yılda özellikle hayata geçirmek için mücadele ettiğimiz tarımsal üretim planlamasını 2024 yılı itibariyle hayata geçirdik. Yani şuanda bizim hasat edeceğimiz ürünler tarımsal üretim planlamasının ilk meyveleri olacak bu sene. Türkiye’nin kendi ürünlerini üreten ve katma değerli hale getirerek bunları pazarladığı bir ülke olması bizim açımızdan son derece önemli. Başka önemli bir konu ise tarımsal üretimin teknolojik ihtiyacı. 2025 yılını tarımsal teknoloji konusunda çok daha farklı bir perspektifi getirmek üzere projeler oluşturmaya ayırdık." dedi. Ana muhalefetin boykot çağrılarına ekonominin kurban edilmemesi gerektiğine işaret eden Yumaklı, "Ekonomimizin bu anlamda hakikaten hiç önü ardı düşünülmeden bu tür şeylere kurban edilmesinin doğru olmadığını bir kez daha kuvvetlice ifade etmek istiyorum. Dişimizle tırnağımızla bir yere getirmiş olduğumuz, hakikaten çok emek sarf edilmiş bir takım şeyleri bunlara kurban etmemeliyiz. Başka bir şeyi konuşuyoruz. Sizin ülkenizde gıda arz güvenliğiyle ilgili bir sorun olduğunda, bütün dinamiklerinizi ya da avantajlarınızı kaybettiğinizde ’bu ülkede işte bir siyasi görüş daha az etkilenecek öbürü hiç etkilenmeyecek’ diye bir şey yok. Herkes aynı şekilde etkilenecek. Dolayısıyla şapkamızı önümüze alıp düşünmemiz gerekir." dedi.