DÜNYA - 25 Ağustos 2013 Pazar 18:42

OTİSTİK MİLLİ SPORCU EGE DENİZ, DÜNYA 5.Sİ OLARAK YURDA DÖNDÜ

A
A
A
OTİSTİK MİLLİ SPORCU EGE DENİZ, DÜNYA 5.Sİ OLARAK YURDA DÖNDÜ

Avrupa Yüzme Şampiyonu otistik milli sporcu Ege Deniz, INASFID Dünya Yüzme Şampiyonasından dünya 5.`si olarak yurda döndü.
Avrupa Yüzme Şampiyonu otistik milli sporcu Ege Deniz 14-25 Ağustos 2013 tarihinde düzenlenen INASFID Dünya Yüzme Şampiyonasından dünya 5`ncisi olarak yurda döndü. Atatürk Havalimanı`na gelen şampiyon sporcu Ege Deniz ve ailesi gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Kızının dünya beşinciliği gibi bir dereceyle yurda döndüğünü belirten Ege Deniz`in annesi Bahar Deniz, ``Orada çok güzel gelişmeler oldu. Kızımız bir kere dünya beşinciliği gibi bir dereceyle döndü. Ama gerçekte bir üçüncülüğümüz de var fakat çok basit bir hatadan yani üç dolfin vurması gerekirken dört dolfin vurduğu için diskalifiye edildi. Bu yüzden üçüncülük madalyamızı alamadık. Bunun nedeni yeterince çalışamamak. Zamanında çok dolaştık havuz bulmak için, antrenör bulmak için çok çabaladık`` dedi.
Ege`nin yüzde seksen otizm raporu olduğunu belirten ve bunun çok ciddi bir başarı olduğunu ifade eden Bahar Deniz, ``Çok dar bir alana sıkıştı bütün çalışmalarımız. Ama elinden geleni yaptı ve şuanda Türkiye`nin en başarılı otizm zihinsel engelli sporcusudur. Ama bir şey daha vurgulamak istiyorum.``
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Karadeniz’de batan Kafkametler’in sahibi 3 sanık hakim karşısında Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde fırtına nedeniyle batan Kafkametler’in donatanı (sahibi) 1’i tutuklu 3 kişi, ilk duruşmada hakim karşısına çıktı. Karadeniz Ereğli ilçesinde 19 Kasım 2023’te Karadeniz’de batan Kafkametler Gemisinin mürettebatlarından 5’inin cansız bedenine ulaşılırken, Kaptan Cemal Turan, 3’üncü Kaptan Berke Çamurtaş, Başmühendis Veli Özel, 2’nci Makinist Göksel Özel, Usta Gemici Satılmış Uslu, Gemici Mustafa Nacar ve Yağcı Ömer Hebip’in cansız bedenlerine ulaşılamamıştı. 5 denizcinin cansız bedenine ulaşılan, 7 denizcinin ise hala kayıp olduğu faciada bilirkişi raporunda şirketin "tali kusurlu" olduğu belirtilmişti. Karadeniz Ereğli Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanarak Karadeniz Ereğli Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan iddianamede sanıklar Saffet, Gökhan ve Kayacan Ö. hakkında ayrı ayrı "taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti. Karadeniz Ereğli Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada, geminin donatanları olan Kafkametler Şirketi’nin yönetim kurulu üyeleri Saffet Ö., Samet Ö. ve Kayacan Ö., SEGBİS aracılığı ile hakim karşısına çıktı. "Gemi İstanbul’a gelseydi bu elim kaza vuku bulmayacaktı" Tutuklu sanık Saffet Ö., suçlamaları kabul etmedi. Kaptan Cemal Turan’ın basiretsiz bir karar aldığını öne süren Saffet Ö., "(Olayın yaşanması) Kaptanın basiretsiz bir kararı. Biz müdahil olamıyoruz. Geminin bakım ve onarımıyla ilgileniyorum. Ben olmadığım zaman atanmış kişi Aytekin D. ilgileniyor. Eksik olan bir şey olsa gemi yola çıkmaz, gemi devamlı denetleme görüyor. Aytekin D, gemi kaptanına İstanbul’a devam etmesi noktasında tavsiye etmiş. Kaptanın kararı yanlış bir tutum olmuş. Ereğli’ye gideceğine İstanbul’a gelseydi bu elim kaza vuku bulmayacaktı. Gemi kaptanı Cemal Turan, Aytekin D.’nin tavsiyesine uymamış, uymak zorunda da değil. Gerisi kaptanın kararına kalmış. Ben suçlamaları kabul etmiyorum, beraatımı istiyorum" şeklinde konuştu. Şirketin yönetim kurulu üyesi Kayacan Ö. ise Kafkametler gemisinin 2022 yılında ağır bakımlarının yapıldığını ifade ederek, "Türk bayraklı tek bir gemimiz vardı. Söz konusu olayda batan gemidir. Herhangi bir eksik yoktu, bakımlarını yaptık, belgelerini aldık. Eksik olsa zaten yük taşınmasına izin verilmez. Her limanda gerekli görüldüğünde denetleme yapılıyor. Bazılarında ise rapor tutuluyor" ifadelerine yer verdi. Olayın yaşandığı gün ilgili kurumlara bilgi verdikten sonra Karadeniz Ereğli ilçesine yola çıktıklarını anlatan Kayacan Ö., "Yola çıktıktan sonra 3-4 saatte Ereğli’ye geldik. O saatte olay teyit edildi. Devlet kendi ekibini kurarak arama kurtarmalar yaptı. Biz de bilgi olarak yardımcı olmaya çalıştık. Bu olaydan dolayı üzgünüz. İçlerinde 10-15 yıllık tanıdıklarımız var. Beraber ekmeği bölüştüğümüz insanlar vardı. Böyle bir şeyin olmasını istemedik" dedi. Tutuksuz sanık G.Ö. de geminin askeri mendireğe çarptığını öğrendikten sonra hep birlikte şirkette toplandıklarını, yaşanan olaydan dolayı üzgün olduklarını belirtti. Rusya’dan yola çıkan geminin rotasının İstanbul Boğazı’nı geçerek İzmir’e inerek yükünü boşaltacağını, rotasının bu yönde olduğuna dikkat çeken sanık avukatı, geminin kaptanının Karasu önlerine geldiğinde önlerinde 6 saatlik yol varken şirketin Boğaz’a gitme tavsiyesine uymadığı yönündeki iddiaları yineledi. Sanık avukatı, 2004 yılında bir kaza yaşandığına atıfta bulunarak, bu sebeple boğaz geçişi kapalı bile olsa kıyı emniyetinin küçük gemileri boğaz içine aldığının altını çizdi. Sanık avukatı ayrıca, olağanüstü hava şartlarında olayın meydana geldiğini sözlerine ekledi. "Gemide sürekli bakım yapılmadığını düşünüyorum" Kazadan bir gün önce gemi çalışanı olan babası Tamer Özer ile görüştüklerini anlatan Atınç Özer, "Kastamonu açıklarındaymışlar. İstanbul Boğazı kapalı olursa Karasu veya Ereğli’ye gideceklerini bana söyledi. Son seferiydi, İzmir’de yükü indirdikten sonra işi bırakacaktı. Gemi Zonguldak’ta bir kere arıza vermiş. Gemide sürekli bakım yapılmadığını düşünüyorum. Geminin girmesine izin vermeyen Karasu ve Ereğli Limanı yetkilileri ile Ereğli pilot sorumlularından şikayetçiyim" şeklinde konuştu. Eşinin 15 yıldır gemide çalıştığını söyleyen Nuran Özer ise geminin ısıtma sisteminde bile arıza olduğunu hatırlatarak, "Karasu’ya gittiklerini, havanın kötü olduğunu söyledi. Son seferiydi. Geminin kalorifer tesisatı çalışmıyordu. Evden giderken ısıtıcı alıp gitmişti" dedi. Duruşmada ayrıca daha önce ortaya atılan geminin yakınında mayın patladığı iddiaları da tartışıldı. Tamer Özer’in oğlu Alper Özer, geminin hasar gördüğünü, derme çatma bakımlar yapıldığını, tesisatın yapılamadığını ve babasının evinden ısıtıcı götürdüğünü sözlerine ekledi. "Babamın fütursuzca karar aldığını söyleyenlerden şikayetçiyim" Babası hakkındaki iddialara tepki gösteren gemi kaptanı Cemal Turan’ın kızı Özlem Çakar, babasının 40 yıllık denizcilik tecrübesi olduğunu söyleyerek, "Babamın suçu yoktur. Babamın fütursuzca karar aldığını söyleyenlerden şikayetçiyim. Rusya’ya gitmeden önce bir hafta Tuzla Tersanesi’nde arıza için parça bekledi" ifadelerini kullandı. Cemal Turan’ın diğer kızı Meltem Akkuş da, "Karasu Limanı’nda da alay edercesine gemiyi alamayacaklarını söyleyip, ’Ereğli’de şansınızı deneyin’ denmiş. Ereğli’de de iki gemi çarpışması olduğu için limana alınmamışlar. Kaza yapan gemiye kimse yardıma gitmemiş. Şirket sahipleri bizimle iletişime geçmedi. Tüm sorumlulardan şikayetçiyim" dedi. Gemi kaptanı Cemal Turan’ın Fransa’da yaşanan bir fırtınada gemisini güvenli alana taşıdığı gerekçesiyle ödül aldığını ve gazetelerde haber konusu olduğunu anlatan oğlu Bora Turan ise, "Irgattaki arıza nedeniyle çapa toplanmadı. Toplanmış olsaydı gemiyi limana sokardı. Olay sonrası biz geminin battığını İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’dan öğrendik" ifadelerini kullandı. "Gelinime ’Mustafa’yı niye arıyorsun? Arama öldü’ dedi" Gemici Mustafa Nacar’ın babası Mehmet Nacar, bir gün önce oğluyla konuştuğunu, kendisine dalgaların geminin üzerinden aştığını söylediğini anlattı. Baba Nacar, "İzmir’e gideceklerini, İstanbul’da tersanede bakım yapılacağını söyledi. Oğlum ilk kez bu gemiye katıldı. Ereğli’den ilk kez gemiye bindiler ve burada gemi battı. A.D. bizimle irtibat kurmadı, 3 aylık gelinime, ’Mustafa’yı niye arıyorsun? Arama öldü’ şeklinde sözler söyledi. Bizim de bu şekilde haberimiz oldu" dedi. "Geminin battığını haberlerde gördük" Geminin 3. Kaptanı Berke Çamurtaş’ın babası Güngör Çamurtaş, haberlerde olayı görünce ilçeye hareket ettiklerini söyledi. Çamurtaş ayrıca, şirket yetkililerinin başsağlığında bile bulunmadığını sözlerine ekledi. "54 yıllık yaşamımda böyle bir fırtına görmedim" Kafkametler Şirketi’nde 4 yıldır karada yetkilendirilmiş kişi olarak görev yapan Aytekin D., mahkemede tanık olarak dinlendi. Hava durumunun kötü olduğunu öğrenince geminin kaptanı Cemal Turan’a ulaştığını anlatan Aytekin D., şunları söyledi: "Havanın kötü olduğunu, İstanbul’a gelmesini tavsiye ettim. İstanbul’a gelirseniz acente olarak devreye gireceğimi, yardımcı olacağımı söyledim. Karasu’ya kadar gelmişken ’Ne gerekiyorsa yaparız.’ dedim. Bunun üzerine emniyetli görmediğini söyleyerek, Ereğli’ye döneceğini söyledi. Yaşı benden büyük olduğu için ’tamam ağabey.’ dedim. ’Orada da aynı durumla karşılaşma, gerekirse sorabilirsiniz.’ dedim. Son konuşmamız bu şekildeydi. Gemi 18 Kasım’da dış limana demirlemiş mesajı geldi. 19 Kasım sabahı aradım demir taraması yaptığını söyledi. Daha sonra da irtibat sağlayamadık. Ereğli’ye geldik. 54 yıllık yaşamımda böyle bir fırtına görmedim. Bozhane limanı çok kötüydü, görüş mesafesi sıfırdı. Gemide daha önceden bir arıza yoktu. Arıza olsa gemiye zaten kalkış izni verilmez." "(Mayın patlaması) Gemide hasar olsa zaten oradan göndermezlerdi" Ukrayna’da geminin yakınında mayın patladığında hasar oluşup oluşmadığı yönündeki soruya yanıt veren Aytekin D., "Gemi kaptanı beni aradı kıç tarafında bir patlama olduğunu söyledi. Geminin durumunu bildirdik. Hemen Ukrayna sahil güvenlik ekipleri geldi. Denetim yaptılar, kontrol ettiler. Kaptan bir hasar yok dedi. Gemide hasar olsa zaten oradan göndermezlerdi. Geminin ağır bakımları yapıldı. Gemide ufak tefek arızalar olabilir, bu arızalar mühendis tarafından giderilir. Büyük arıza olsa zaten yola çıkılmaz. Herhangi bir arıza olursa ufak tefek onlar kendileri yapıp kayıt tutarlar" şeklinde konuştu. "Her şeyi çalışır vaziyette kendisine teslim ettim" Cemal Turan’dan önce geminin kaptanlığını yapan İbrahim G. de mahkemede tanık olarak dinlendi. İbrahim G., "Yakınımızda 30-40 metrede mayın patladı. Sahil güvenlik geldi denetim yaptı. Her tarafının kontrolleri yapıldı. Öyle bir arıza olmuş olsa zaten izin vermezler. Benden sonra geminin kaptanı olan Cemal Turan’a gemiyi teslim ettiğimde her şey çalışıyordu, çalışır vaziyette kendisine teslim ettim" dedi. Sanık Saffet Ö.’nin sabit ikametgah ile tahliyesini isteyen sanık avukatı, bilirkişi raporunun ön rapor şeklinde olduğunu öne sürerek itirazda bulundu. Tutuklu sanık Saffet Ö.’nün tutukluluk halinin devamını talep eden cumhuriyet savcısı da, mütalaasında dosyadaki eksikliklerin giderilmesini talep etti. Tutuklu sanığa oy çokluğuyla tahliye kararı Mahkeme heyeti, tutuklu sanık Saffet Ö. hakkında oy çokluğuyla adli kontrol hükümleri uygulanarak yurt dışına çıkış yasağıyla tahliyesine karar verdi. Sanıkların görev ve sorumluluklarının tespit edilmesi, dosya kapsamında bulunan bütün bilgi ve belgelerin incelenerek kusurlu olup olmadıkları; kusurlu olmalarının tespiti durumunda da asli ya da tali kusurlu olup olmadıkları yönünde rapor düzenlenmesine karar verildi. Duruşma, 7 Temmuz tarihine ertelendi. Mahkeme sonrası gazetecilere açıklamalarda bulunan mağdur avukatı Hasan Ali Tan, üç sanık hakkında tutukluluk talep ederken tutuklu sanığın da tahliye edilmesine tepki gösterdi. Tan, "Batan gemide adalet arayışına devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
İstanbul Beşiktaş’ta 29 kişinin hayatını kaybettiği gece kulübü yangını davasında 1 sanığa tahliye Beşiktaş’ta 2 Nisan 2024’te tadilatta olan bir gece kulübünde 29 kişinin yaşamını yitirdiği yangına ilişkin 9 sanığın yargılandığı davada mahkeme, 1 tutuklu sanığın tahliyesine karar verdi. Beşiktaş Gayrettepe’de 2 Nisan 2024’te meydana gelen olayda, 16 katlı bir binanın eksi 1 ve eksi 2. katlarında faaliyet gösteren gece kulübünde tadilat yapıldığı esnada yangın çıkmıştı. Çıkan yangında 29 kişi yaşamını yitirmişti. Olaya ilişkin hazırlanan iddianamede 9 sanığın ‘bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma’ suçundan 22 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti. Yangınla ilgili İstanbul 33’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nce Marmara Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi içerisindeki duruşma salonunda görülen duruşmada, 5 tutuklu sanık ile bazı tutuksuz sanıklar ve avukatları hazır bulundu. Yangına ilişkin 53 sayfalık bilirkişi raporu hazırlandı Duruşmada, yangının yaşandığı gece kulübünde 4 kişilik bilirkişi ile gerçekleştirilen rapor dava dosyasına eklendi. 53 sayfalık raporda, yangın çıkan işletmenin bulunduğu yapıda onaylı projeye göre bir değişiklik olmadığı, binanın taşıyıcı sisteminin projesindeki gibi olduğu belirtildi. Raporda, olay yerinde yapılan incelemede ise projede acil çıkış merdiveni olan bölümün ve bölümlerin kapatıldığı bilgisine yer verildi. Hazırlanan raporda, olayın yaşandığı mekanın İstanbul’un genelindeki diğer emsal kulüplere göre daha geniş metrekare alanına sahip olduğu belirtilerek, zeminde, duvarda, tavanlarda kullanılan izolasyon ve ses yalıtım sistemlerinin kaynak yaparken kıvılcımların yangına dönüşmesiyle zehirli duman saldıkları, işçi ve çalışanların bu zehirli gazı soluyarak yaşamını yitirdiği kaydedildi. İş yeri için itfaiye yangın raporu alınmadan çalışma ve açma ruhsatı verildiği belirtildi Bilirkişi tarafından hazırlanan raporda, mekana Beşiktaş Belediyesi Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü tarafından 7 Kasım 2006 tarihinde ‘Yangın Bakımından İncelenen İş Yerlerine Ait Muayene Raporuna’ istinaden rapor verildiği ancak daha sonra bu iş yeri için itfaiye yangın raporu alınmadan çalışma ve açma ruhsatı verildiği, iş yerinde bir denetim ve kontrol yapılmadığı aktarıldı. Raporda 11 Ağustos 2020’de Beşiktaş Belediyesinin 500 metrekarelik alan için İş Yeri Açma ve Çalışına Ruhsatına İlişkin Yönetmelik hükümlerine göre ilgili ruhsatı verdiği, yangın öncesi yapılan tadilat için herhangi bir izin ve belge alınmadığı anlatıldı. Raporda, iş yeri sahipleri Şahzade Şekergümüş, Mehmet Menduh Ceylan, Fatma Dörtgül ve iş güvenliği uzmanı Kadircan Gülhan ile 4 Kasım 2018 ve 11 Ağustos 2020 yıllarında iş yeri açma ve çalışma ruhsatında onay ve imzası bulunan memurlar Lalehan Taşdelen, Feridun Tayfun Erelmas, Beşiktaş Belediyesi Ruhsat ve Denetim Müdürü Uğur Türkyılmaz, dönemin belediye başkan vekili Yasemin Saral ve Ali Rıza Yılmaz’ın asli kusurlu olduğu belirtildi. Uğur Türkyılmaz, dönemin Beşiktaş Belediye Başkan Yardımcısı ve Belediye Başkan Vekili Ahmet Mithat Şeker, Ruhsat Şefi Nilüfer Oğuz’un ise tali kusurlu olduğu aktarıldı. 1 sanığın tahliyesine hükmedildi Alınan savunma ve beyanların ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanık İsmet Şen’in tahliyesine hükmederek, eksik hususların giderilmesi için duruşmayı erteledi. İddianameden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, 29 kişi ‘maktul’, 27 kişi ‘müşteki’, 9 kişi ise ‘şüpheli’ sıfatıyla yer almıştı. Müşteki şüpheli Ercan Erkan ile dumanda etkilenen müşteki Usamettin Yıldırım’ın, ayrıca Gülden Taşpınar’ın yaralandıklarının belirtildiği iddianamede, savcılık ve bilirkişi heyetinin olay yerinde yaptığı çalışma sonucu olayın yaşandığı işletmenin sahiplerinin şüpheliler Şahzade Şekergümüş, Fatma Dörtgül ve Mehmet Memduh Ceylan olduğu, mesul müdürünün şüpheli İsmet Şen olduğu, işletmenin tadilat dolayısıyla metal işlerini yapan kişilerin şüpheliler Çağatay Altunel ve Kahraman Erdem olduğu kaydedilmişti. Dursun Çelik ile Sibel Çelik’in işletmede bulunan asansörlü ve hidrolik destekli sahneyi kuran şirketin sahibi olduklarının aktarıldığı iddianamede, İbrahim Bildirici’nin ise işletmenin tadilat ve tamirat işlerinden sorumlu olduğunun tespit edildiği aktarılmıştı. Olaya ilişkin yangın raporuna da yer verilen iddianamede, yangın söndürülmesi sonrası yapılan incelemede işletmenin mal kabul bölümü girişine göre yaklaşık 15 metre mesafede yanmaya dayalı ağır tahribat ve deformasyonun oluştuğu, bu alanda yapılan detaylı incelemede, tadilat amacıyla kullanılan ve prize takılı halde bulunan elektrikli kaynak makinesi, elektrikli metal kesme motoru gibi elektrikli el aletleri ile çeşitli sayıda sanayi tipi oksijen tüplerinin bulunduğunun gözlendiği kaydedilmişti. Hazırlanan iddianamede, kaynak çalışması sırasında elektrikli kaynak makinesinden çıkan kıvılcımların ses yalıtım, izolasyon ve döşeme gibi kolay yanıcı nitelikteki malzemeleri tutuşturmasıyla yangının başladığı, hızla gelişerek çevresine yayıldığı, çalışanların taşınabilir yangın söndürme cihazlarıyla (kuru kimyevi toz) yangını söndürmeye çalıştıkları, yangının hızla büyümesi ve yayılması sırasında işletmede yoğun duman oluştuğu ve elektriğin kesildiği ifade edilmişti. İddianamede, iş yeri dahilinde acil durum aydınlatmaları ile yönlendirme levhalarının olmadığı, sprinkler söndürme sistemi ve yangın dolaplarının çalışmadığı, yangının söndürülmesi sonrasında ise kurtarma faaliyetleri çerçevesinde işletme içerisinde farklı noktalarda hareketsiz yatar vaziyette kişilerin bulundukları yerden çıkarılarak sağlık ekiplerine teslim edildiği belirtilmişti. Bilirkişi heyetinin raporuna da yer verilen iddianamede, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda yer alan ‘sağlık gözetimi’ maddesi ile Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik’te yer alan ‘İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi’ maddesi ve aynı yönetmeliğin ‘Eğitim süreleri’, ‘Acil durum planları, yangınla mücadele ve ilk yardım’ maddesine uyulmadığının tespit edildiği, ayrıca İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği’nin ‘İş ekipmanı ile ilgili kurallar’ maddesinin hükümleri ile İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirme Yönetmeliği’nin ‘İşveren yükümlülüğü’ maddesine uyulmadığı da aktarılmıştı. Hazırlanan iddianamede, gece kulübünde gerekli tedbirlerin alınmadığı, tadilat işlemlerinde gerekli özenin gösterilmediği, şüphelilerde kusur bulunduğu, şüpheliler tarafından özen yükümlülüğüne aykırı davranılmak suretiyle öngörülebilecek ancak istenmeyen neticenin gerçekleşmesine iradi hareketle sebebiyet verildiği belirtilmişti. Hazırlanan iddianame kapsamında 9 kişi hakkında ‘bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak’ suçundan ayrı ayrı 2 yıl 8’er aydan 22,5’ar yıla kadar hapis cezası talep edilmişti.
Sivas Necla Güngör Kıragası: "Slovenya karşısında en iyi şekilde mücadele edeceğiz" Kadın A Milli Takımı Teknik Direktörü Necla Güngör Kıragası, Slovenya maçı öncesi yaptığı açıklamada, "Yarın grupta lider olan Slovenya’ya karşı en iyi şekilde mücadelemizi vereceğiz. Sivas halkına da mesaj verelim, yarın ki maç ülkemiz için çok kıymetli" dedi. UEFA Uluslar B Ligi 2. Grup’ta mücadele eden Kadın A Milli Takımı gruptaki dördüncü maçında 8 Nisan 2025 Salı günü Sivas 4 Eylül Stadı’nda Slovenya’yı ağırlayacak. Yarınki Slovenya maçı öncesi Kadın A Milli Takım Teknik Direktörü Necla Güngör Kıragası ile kadrodan 2 futbolcu Sivas 4 Eylül Stadyumu’nda basın toplantısı düzenledi. Maça galibiyet için çıkacaklarını ifade eden Kıragası, "Sivas’ta olduğumuz için gururlu ve mutluyuz. Sivas ülkemiz adına önemli bir şehir. Milli takımı güzel bir şekilde kucakladıkları için teşekkür ediyoruz. Dünya sıralamasında önemi olan bir maç oynayacağız. Slovenya’da talihsiz bir şekilde yenildik. Bu takım bu oyuncularla beraber C liginden B ligine yükseldi. Yarında grupta lider olan Slovenya’ya karşı en iyi şekilde mücadelemizi vereceğiz. Sivas halkına da mesaj verelim, yarın ki maç çok kıymetli ülkemiz için. Sivas seyircilerinin karşısında kazanıp mücadele etmek istiyoruz, bizi yalnız bırakmayın" dedi. "Kadın futbolunda ciddi projeler var" Bir gazetecinin, "Kadın futbolu için ne gibi projeler yapılıyor" şeklindeki sorusuna Kıragası, "TFF olarak kadın futbolunun ülkemize yayılması için çok ciddi projeler yapıyoruz. 3. Ligimizde 185 tane takımımız var bu ciddi bir rakam. 1. Lig, 2. Lig ve Süper Lig’imiz de var. Bunlar hep yatırımlar devam ettirdiğimiz süreç. Küçük yaştaki kız çocuklarını futbola çekmek için UEFA ile ortak yaptığımız projemiz var. 5 ile 8 yaş arasındaki kız çocuklarını futbola çekmek için çaba sarf ediyoruz. Çok kıymetli sponsorlarımızla il il geziyoruz ve seçmeler yapıyoruz. Biz kızların futbol topuna çok güçlü vurmasını ve yarınlara daha iyi bakmasını istiyoruz" yanıtını verdi. Ece Türkoğlu: "3 puan için sahaya çıkacağız" Milli futbolculardan Ece Türkoğlu ise, "Slovenya’dan talihsiz bir sonuçla döndük. Bizde bunu beklemiyorduk. Sivas’ta olduğumuz için mutluyuz. Kendi taraftarımızın önünde oynayacağız. Zor bir maç olacak. Slovenya çok hareketli bir takım. Ben yarın için umutluyum. Gerçekten 3 puan için sahaya çıkacağız. Bizi destekleyecek taraftarları da üzmeyeceğiz" diye konuştu. Ebru Topçu: "Sivas halkını stadyuma bekliyoruz" Milli futbolculardan Ebru Topçu da, "Çok şanssız bir Slovenya maçı geçirdik. Yarın bizim için çok daha önemli olacak. Yarın daha iyi olacağını düşünüyorum. Tüm takım arkadaşlarıma da güveniyorum elimizden geleni sahaya yansıtacağız. Sivas halkını da stadyuma bekliyoruz. Onların desteğiyle daha iyi oynayacağız" ifadelerini kullandı.
Zonguldak Karadeniz’de batan Kafkametler’in sahibi 3 sanık hakim karşısında Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde fırtına nedeniyle batan Kafkametler’in donatını (sahibi) 1’i tutuklu 3 kişi ilk duruşmada hakim karşısına çıktı. Karadeniz Ereğli ilçesinde 19 Kasım 2023’te Karadeniz’de batan Kafkametler Gemisi’nin mürettebatlarından 5’inin cansız bedenine ulaşılırken, Kaptan Cemal Turan, 3’üncü Kaptan Berke Çamurtaş, Başmühendis Veli Özel, 2’nci Makinist Göksel Özel, Usta Gemici Satılmış Uslu, Gemici Mustafa Nacar ve Yağcı Ömer Hebip’in cansız bedenlerine ulaşılamadı. Karadeniz Ereğli Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanarak Karadeniz Ereğli Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan iddianamede sanıklar Saffet, Gökhan ve Kayacan Ö. hakkında ayrı ayrı "taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istendi. Karadeniz Ereğli Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada geminin donatanları olan Kafkametler Şirketi’nin yönetim kurulu üyeleri Saffet Ö., Samet Ö., Kayacan Ö. SEGBİS ile sanık sıfatıyla hakim karşısına çıktı. Beş denizcinin cansız bedenine ulaşılan, 7 denizcinin ise hala kayıp olduğu faciada bilirkişi raporunda şirketin "tali kusurlu" olduğu belirtilmişti. "Gemi İstanbul’a gelseydi bu elim kaza vuku bulmayacaktı" Tutuklu sanık Saffet Ö., suçlamaları kabul etmedi. Kaptan Cemal Turan’ın basiretsiz bir karar aldığını öne süren Saffet Ö., "(Olayın yaşanması) Kaptanın basiretsiz bir kararı. Biz müdahil olamıyoruz. Geminin bakım ve onarımıyla ilgileniyorum. Ben olmadığım zaman atanmış kişi Aytekin D. ilgileniyor. Eksik olan bir şey olsa gemi yola çıkmaz, gemi devamlı denetleme görüyor. Aytekin D, gemi kaptanına İstanbul’a devam etmesi noktasında tavsiye etmiş. Kaptanın kararı yanlış bir tutum olmuş. Ereğli’ye gideceğine İstanbul’a gelseydi, bu elim kaza vuku bulmayacaktı. Gemi kaptanı Cemal Turan, Aytekin D.’nin tavsiyesine uymamış, uymak zorunda da değil. Gerisi kaptanının kararına kalmış. Ben suçlamaları kabul etmiyorum, beraatımı istiyorum" şeklinde konuştu. Şirketin yönetim kurulu üyesi Kayacan Ö. ise Kafkametler gemisinin 2022 yılında ağır bakımlarının yapıldığını ifade ederek "Türk Bayraklı tek bir gemimiz vardı. Söz konusu olayda batan gemidir. Herhangi bir eksik yoktu, bakımlarını yaptık, belgelerini aldık. Eksik olsa zaten yük taşınmasına izin verilmez. Her limanda gerekli görüldüğünde denetleme yapılıyor. Bazılarında ise rapor tutuluyor" ifadelerine yer verdi. Olayın yaşandığı gün ilgili kurumlara bilgi verdikten sonra Karadeniz Ereğli ilçesine yola çıktıklarını anlatan Kayacan Ö., "Yola çıktıktan sonra 3-4 saatte Ereğli’ye geldik. O saatte olay teyit edildi. Devlet kendi ekibini kurarak arama kurtarmalar yaptı. Biz de bilgi olarak yardımcı olmaya çalıştık. Bu olaydan dolayı üzgünüz. İçlerinde 10-15 yıllık tanıdıklarımız var. Beraber ekmeği bölüştüğümüz insanlar vardı. Böyle bir şeyin olmasını istemedik" dedi. Tutuksuz sanık G.Ö. de geminin askeri mendireğe çarptığını öğrendikten sonra hep birlikte şirkette toplandıklarını, yaşanan olaydan dolayı da üzgün olduklarını belirtti. Rusya’dan yola çıkan geminin rotasının İstanbul Boğazı’nı geçerek İzmir’e inerek yükünü boşaltacağını, rotasının bu yönde olduğuna dikkat çeken sanık avukatı, geminin kaptanının Karasu önlerine geldiğinde önlerinde 6 saatlik yol varken şirketin Boğaz’a gitme tavsiyesine uymadığı yönündeki iddiaları yineledi. Sanık avukatı, 2004 yılında bir kaza yaşandığına atıfta bulunarak bu sebeple boğaz geçişi kapalı bile olsa kıyı emniyetinin küçük gemileri boğaz içine aldığının altını çizdi. Sanık avukatı ayrıca olağanüstü hava şartlarında olayın meydana geldiğini sözlerine ekledi. "Gemide sürekli bakım yapılmadığını düşünüyorum" Kazadan bir gün önce gemi çalışanı olan babası Tamer Özer ile görüştüklerini anlatan Atınç Özer, "Kastamonu açıklarındaymışlar. İstanbul Boğazı kapalı olursa Karasu veya Ereğli’ye gideceklerini bana söyledi. Son seferiydi, İzmir’de yükü indirdikten sonra işi bırakacaktı. Gemi Zonguldak’ta bir kere arıza vermiş. Gemide sürekli bakım yapılmadığını düşünüyorum. Geminin girmesine izin vermeyen Karasu ve Ereğli Limanı yetkilileri ile Ereğli pilot sorumlularından şikayetçiyim" şeklinde konuştu. Eşinin 15 yıldır gemide çalıştığını söyleyen Nuran Özer ise geminin ısıtma sisteminde bile arıza olduğunu hatırlatarak, Karasu’ya gittiklerini havanın kötü olduğunu söyledi. Son seferiydi. Geminin kalorifer tesisatı çalışmıyordu. Evden giderken ısıtıcı alıp gitmişti" dedi. Duruşmada ayrıca daha önce ortaya atılan geminin yakınında mayın patladığı iddiaları da tartışıldı. Tamer Özer’in oğlu Alper Özer, geminin hasar gördüğünü, derme çatma bakımlar yapıldığını, tesisatın yapılamadığını ve babasının evinden ısıtıcı götürdüğünü sözlerine ekledi. "Babamın fütursuzca karar aldığını söyleyenlerden şikayetçiyim" Babası hakkındaki iddialara tepki gösteren gemi kaptanı Cemal Turan’ın kızı Özlem Çakar, babasının 40 yıllık denizci tecrübesi olduğunu söyleyerek, "Babamın suçu yoktur. Babamın fütursuzca karar aldığını söyleyenlerden şikayetçiyim. Rusya’ya gitmeden önce bir hafta Tuzla Tersanesi’nde arıza için parça bekledi" ifadelerini kullandı. Cemal Turan’ın diğer kızı Meltem Akkuş da "Karasu Limanı’nda da alay edercesine gemiyi alamayacaklarını söyleyip, ’Ereğli’de şansınızı deneyin’ denmiş. Ereğli’de de 2 gemi çarpışması olduğu için limana alınmamışlar. Kaza yapan gemiye kimse yardıma gitmemiş. Şirket sahipleri bizimle iletişime geçmedi. Tüm sorumlulardan şikayetçiyim" dedi. Gemi kaptanı Cemal Turan’ın Fransa’da yaşanan bir fırtınada gemisini güvenli alana taşıdığı gerekçesiyle ödül aldığını ve gazetelerde haber konusu olduğunu anlatan oğlu Bora Turan ise "Irgattaki arıza nedeniyle çapa toplanmadı. Toplanmış olsaydı gemiyi limana sokardı. Olay sonrası biz geminin battığını biz İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’dan öğrendik" ifadelerini kullandı. "Gelinime ’Mustafa’yı niye arıyorsun? Arama öldü’ dedi" Gemici Mustafa Nacar’ın babası Mehmet Nacar; bir gün önce oğluyla konuştuğunu hatırlatarak, kendisine dalgaların geminin üzerinden aştığını söylediğini anlattı. Baba Nacar, "İzmir’e gideceklerini, İstanbul’da tersanede bakım yapılacağını söyledi. Oğlum ilk kez bu gemiye katıldı. Ereğli’den ilk kez gemiye bindiler ve burada gemi battı. A.D. bizimle irtibat kurmadı, 3 aylık gelinime, ’Mustafa’yı niye arıyorsun? Arama öldü.’ şeklinde sözler söyledi. Bizim de bu şekilde haberimiz oldu" diye ifade etti. "Geminin battığını haberlerde gördük" Geminin 3. Kaptanı Berke Çamurtaş’ın babası Güngör Çamurtaş, haberlerde olayı görünce ilçeye hareket ettiklerini söyledi. Çamurtaş ayrıca şirket yetkililerinin başsağlığında bile bulunmadığını sözlerine ekledi. "54 yıllık yaşamımda böyle bir fırtına görmedim" Kafkametler Şirketi’nde 4 yıldır karada yetkilendirilmiş kişi olarak görev yapan Aytekin D., mahkemede tanık olarak dinlendi. Hava durumunun kötü olduğunu öğrenince geminin kaptanı Cemal Turan’a ulaştığını anlatan Aytekin D., şöyle dedi: "Havanın kötü olduğunu, İstanbul’a gelmesini tavsiye ettim. İstanbul’a gelirseniz acente olarak devreye gireceğimi, yardımcı olacağımı söyledim. Karasu’ya kadar gelmişken ’Ne gerekiyorsa yaparız.’ dedim. Bunun üzerine emniyetli görmediğini söyleyerek, Ereğli’ye döneceğini söyledi. Yaşı benden büyük olduğu için ’tamam ağabey.’ dedim. ’Orada da aynı durumla karşılaşma, gerekirse sorabilirsiniz.’ dedim. Son konuşmamız bu şekildeydi. Gemi 18 Kasım’da dış limana demirlemiş mesajı geldi. 19 Kasım sabahı aradım demir taraması yaptığını söyledi. Daha sonra da irtibat sağlayamadık. Ereğli’ye geldik. 54 yıllık yaşamımda böyle bir fırtına görmedim. Bozhane limanı çok kötüydü, görüş mesafesi sıfırdı. Gemide daha önceden bir arıza yoktu. Arıza olsa gemiye zaten kalkış izni verilmez." "(Mayın patlaması) Gemide hasar olsa zaten oradan göndermezlerdi" Ukrayna’da geminin yakınında mayın patladığında hasar oluşup oluşmadığı yönündeki sorusuna yanıt veren Aytekin D., "Gemi kaptanı beni aradı kıç tarafında bir patlama olduğunu söyledi. Geminin durumunu bildirdik. Hemen Ukrayna sahil güvenlik ekipleri geldi. Denetim yaptılar, kontrol ettiler. Kaptan bir hasar yok dedi. Gemide hasar olsa zaten oradan göndermezlerdi. Geminin ağır bakımları yapıldı. Gemide ufak tefek arızalar olabilir, bu arızalar mühendis tarafından giderilir. Büyük arıza olsa zaten yola çıkılmaz. Herhangi bir arıza olursa ufak tefek onlar kendileri yapıp kayıt tutarlar" şeklinde konuştu. "Her şeyi çalışır vaziyette kendisine teslim ettim" Cemal Turan’dan önce geminin kaptanlığını yapan İbrahim G. de mahkemede tanık olarak dinlendi. İbrahim G., "Yakınımızda 30-40 metrede mayın patladı. Sahil güvenlik geldi denetim yaptı. Her tarafının kontrolleri yapıldı. Öyle bir arıza olmuş olsa zaten izin vermezler. Benden sonra geminin kaptanı olan Cemal Turan’a gemiyi teslim ettiğimde her şey çalışıyordu, çalışır vaziyette kendisine teslim ettim" dedi. Sanık Saffet Ö.’nin sabit ikametgah ile tahliyesini isteyen sanık avukatı bilirkişi raporunun ise ön rapor şeklinde olduğunu öne sürerek itirazda bulundu. Tutuklu sanık Saffet Ö.’nün tutukluluk halinin devamını talep eden Cumhuriyet Savcısı da mütalaasında dosyadaki eksikliklerin de giderilmesini talep etti. Tutuklu sanığa oy çokluğuyla tahliye kararı Mahkeme heyeti, tutuklu sanık Saffet Ö. hakkında oy çokluğuyla adli kontrol hükümleri uygulayarak yurt dışına çıkış yasağıyla tahliyesine karar verdi. Sanıkların görev ve sorumluluklarının tespit edilmesi, dosya kapsamında bulunan bütün bilgi ve belgelerin incelenerek kusurlu olup olmadıkları; kusurlu olmalarının tespiti durumunda da asli ya da tali kusurlu olup olmadıkları yönünde rapor düzenlenmesini istedi. Duruşma, 7 Temmuz 2025 tarihine ertelendi. Mahkeme sonrası gazetecilere açıklamalarda bulunan mağdur avukatı Hasan Ali Tan, üç sanık hakkında tutukluk talep ederken tutuklu sanığın da tahliye edilmesine tepki gösterdi. Tan, "Batan gemide adalet arayışına devam edeceğiz" şeklinde konuştu.