EKONOMİ - 07 Nisan 2025 Pazartesi 14:34

Bakan Şimşek: "Eleştirenler ya bizi duymuyor ya da kötü niyetliler"

A
A
A
Bakan Şimşek: "Eleştirenler ya bizi duymuyor ya da kötü niyetliler"

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "’Sadece para politikası üzerinden enflasyon inmez’ diyorlar. İneceğini kim söylüyor ki? Ne zaman bunu iddia ettik? Eleştirenler ya bizi duymuyorlar, saygı duyuyoruz, duymaları için de zaten bu fırsatı kaçırmak istemedim ya da gerçekten kötü niyetliler" dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Orman Genel Müdürlüğü ev sahipliğinde düzenlenen 4’üncü Tarım Şurası Tarım Ekonomisi Atölyesi programına katıldı. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın da katılım sağladığı program çerçevesinde, tarım ve orman ve su alanında gelecek stratejilerinin gelecek 10 yıl için belirlenmesi ve atılacak adımlarla mevcut alanların geliştirilmesi hedeflendi. Programda bir açılış konuşması gerçekleştiren Bakan Şimşek, ekonomide tarımın bir stratejik sektör olduğunu ve en çok önem verdikleri sektörlerin başında geldiğini dile getirdi. Şimşek, bu çerçevede Tarım ve Orman Bakanlığı’nın çalışmalarına gerekli destekleri verdiklerini söyleyerek, "Bu konuda çok net bir irade var. Geçen sene belki hatırlarsınız. Bir tasarruf bir paketi açıklandı. Orada ilave kaynaklar hangi alanlara kanalize edilecek diye bakarsanız tasarruf demek aslında bir taraftan yani kaynakları verimli alanlara yönlendirmek demek. Bu da özellikle tarımda gerek sulama gerek toplulaştırma gerek az önce ifade edildiği gibi teknoloji gibi bütün bu konularda biz gıda arzını ve tarımı önceliklendirdik. Dolayısıyla sadece sözde değil gerçekten de bütçe uygulamalarımızla bunu azalıyoruz" açıklamasında bulundu.

Bakan Şimşek:

"Dünyanın en büyük 7’inci tarım üreticisiyiz"

Türkiye ekonomisinde tarımın payının yüzde 5,6 olduğunu söyleyen Şimşek, tarımdaki istihdama da dikkati çekti. Şimşek, "Bize benzer ülkelerle karşılaştırdığımız zaman kişi başı milli gelirimize göre tarım sektöründeki çalışanların toplam istihdamdaki payı hala yüksek. Aynı şey tarımsal hasıla için de söyleyebiliriz. Bakın tarımsal katma değer ile kişi başı milli gelirimizi karşılaştıracak olursanız yine kişi başı milli gelire göre tarımsal katma değer Türkiye’de yüksek. Bunlar olumlu trendler. Az önce değerli bakanımız ilk ondayız dedi. Dünya Bankası verilerine göre tabii ki bizim son verilerimizi katıyoruz burada. Dünyanın en büyük 7’inci tarım üreticisiyiz, tarımsal hasılada öyle görünüyor. Dünya Bankası’nın verilerinden bahsediyorum. Avrupa’da da ilk sıradayız" ifadelerine yer verdi.

"Tarım sektörü net dış ticaret fazlası derdiğimiz çok nadir sektörlerden bir tanesi"

Şimşek, tarımsal verimlilik konusunda ise gelişmekte olan ülkeler arasında Türkiye’nin oldukça yüksek bir noktada olduğuna dikkati çekerek, "Tarım ürünlerinde biz net ihracatçıyız. Yani ihracatımızla ithalatımız arasında arasında hakikaten diğer birçok sektöre oranla oldukça iyi bir konumdayız. Net dış ticaret fazlası derdiğimiz çok nadir sektörlerden bir tanesi" diye konuştu.

Bakan Şimşek:

"2025 yılında 706 milyar liralık bir destekten bahsediyoruz"

Tarım sektörüne çok önemli doğrudan ve dolaylı destekler sağlandığını söyleyen Şimşek, "Destekleri sadece doğrudan destek olarak göremeyiz. Bizim sağladığımız çok ciddi doğrudan dolaylı ve finansman desteklerimiz var. Bu desteklerin tamamına bakacak olursak burada 2025 yılında 706 milyar liralık bir destekten bahsediyoruz. Bu da milli gelire oran olarak yüzde 1,15’e tekabül ediyor. Genelde bütçenin de üzerine çıkıyoruz. Tarım sektörüne sağlanan toplam desteklerin gayri safi bütçe hasılasına bakacak olursanız ki dediğim gibi burada bütün destekler söz konusu yüzde 1’in oldukça üzerinde. Yine doğrudan destekler genelde odaklanılan hususlardan bir tanesi. Reel olarak şöyle söyleyeyim; 2002 yılında 2025 başındaki fiyatlarıyla ne kadar destek vermişiz? Yaklaşık 61 milyar liralık destek verirken bugün 135 milyar liralık yine aynı fiyatlarda karşılaştırmalı olarak destekleri biz iki kattan fazla artırmışız" ifadelerini kullandı.

"Kredilerin faizinin yüzde 70’ini Hazine olarak destekliyoruz"

Çiftçilere sağlanan sübvansiyonlu kredi programının 2004’te başladığını anımsatan Şimşek, "2004’te 18,6 milyar liralık kredi kullandırılmışken bugün 629 milyar liraya çıkmış. Bundan yararlanan çiftçi sayımız 205 binden neredeyse 1 milyon 150 bine ulaşmış durumda. Bazı alanlarda sübvansiyon yüzde 100’e kadar çıkarken bazı alanlarda biraz daha düşük. Bizim yaptığımız hesaplara göre kullanılan kredilerin faizinin yüzde 70’ini Hazine olarak biz destekliyoruz, biz ödüyoruz. 2024’te 87,5 milyar liralık faiz sübvansiyonu bütçelenmiş. Bu sene 160 milyar liralık ödenek söz konusu. İmkanlar el verirse biz çok daha güçlü şekilde desteklemeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu.

Bakan Şimşek:

"Türkiye’nin büyüme noktasında potansiyeli hala yüksek"

Şimşek, dünyanın ‘yüksek borçluluk’ ile karşı karşıya olduğuna işaret ederek, dünyanın borcunun milli gelire oranının 2000’li yıllarda yüzde 230 olduğunu, bu oranın bugün yüzde 328’e çıktığını söyledi. Bu rakamın yüksek olduğuna dikkati çeken Şimşek, gelişmekte olan ülkelerde bu oranın yüzde 245 olarak hesaplandığını sözlerine ekledi. Türkiye’de ise hane halkı, şirketler, finans sektörleri ve devletin toplam borcunun brüt olarak milli gelire oranının yüzde 93 olduğunu belirten Şimşek, "Türkiye burada avantajlı. Bizim büyüme noktasında potansiyelimizin hala yüksek olduğunu ifade etmek istiyorum" dedi.

"Kısa vadede yapmamız gereken, dış borcu aşağı bir trendde tutacak sürdürülebilir cari açık"

Şimşek, ekonomi programının hedefinin sürdürülebilir yüksek büyüme olduğunu belirterek, "Buna ulaşmak için makro bazda başarmamız gereken diğer hedefler var. Bunlar fiyat istikrarı, yani enflasyonun düşük tek haneye indirilmesi. İkincisi mali disiplin, yani bütçe kaynaklarını tarım ve orman gibi doğru alanlara yönlendireceğiz. Üçüncü önceliğimiz sürdürülebilir cari açık. Kısa vadede yapmamız gereken, özellikle dış borcun milli gelire oranını artırmayacak, dış borcu aşağı bir trendde tutacak sürdürülebilir cari açık. Bütün bu kazanımları kalıcı hale getirecek yapısal dönüşüm, yani verimlilik ve rekabet gücünü içeren bir yapısal dönüşüm programı" açıklamasında bulundu. Türkiye’nin, karşı karşıya olduğu enflasyon sorununu geçen yılın ilk yarısında kontrol altına aldığını bildiren Şimşek, ikinci yarıdan itibaren dezenflasyon dönemine geçildiğini de kaydetti.

"Program uygulamaya konulmasaydı, bu durum enflasyonu nerelere götürürdü analizi gerekiyor"

Şimşek, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin yaralarının sarılması için 75-80 milyar dolar harcandığını hatırlatarak, "Biz bütçe açığını kontrol altına almasaydık ve bütçe açığı parasallaşsaydı, yani bir miktar para basılıp finanse edilseydi enflasyonun ne olacağını sağduyulu insanların analizine bırakıyorum. Ayrıca 2023 yılı ortalarında 55-60 milyar dolar civarında bir cari açık, rezervlerde yetersizlik ve ciddi bir kur korumalı mevduat sorunuyla karşı karşıyaydık. Bu program uygulamaya konulmasaydı, bu durum enflasyonu nerelere götürürdü analizi gerekiyor" diye konuştu.

"Enflasyon oranlarını 2027’de net şekilde tek haneye indirme hedefimiz var"

Bakan Şimşek:

Ekonominin iyileşme sürecinde olduğuna dikkati çeken Şimşek, şu ifadelere yer verdi:

"Son yaşanan piyasalardaki çalkantıların kalıcı bir etki yapacağını düşünmüyorum çünkü finansal şartlardaki sıkılaşma dezenflasyonisttir. Liradaki yüzde 3,5 civarındaki değer kaybının çok sınırlı etkisi nisan ayında olabilir ama orta vadeli bunlar dezenflasyonistir. Şu an temel malların enflasyonu yüzde 20’nin altına, mal enflasyonu yüzde 30 civarına düştü. Manşet enflasyon yüzde 38. Kiralarda yüzde 25 üst limiti kaldırdık, eğitimde herhangi bir müdahalemiz söz konusu değil. Bunların geçmişten gelen yansımaları var ama enflasyon düşüyor, düşmeye de devam edecek çünkü bu bizim en büyük önceliğimiz. Programımızda, yüzde 64-65 civarı olan 2022-2023 enflasyon oranlarını 2027’de net şekilde tek haneye indirme hedefimiz var." Bugüne kadar kamunun belirlediği fiyatları enflasyon hedefinin altında veya yakınında tuttuklarını vurgulayan Şimşek, konut, gıda ve enerji arzını öncelikle ele aldıklarını dile getirdi.

"Büyümede öngördüğümüzden daha fazla yavaşlama olabilir"

Şimşek, bütçe açığını bu yıl düşürmeyi hedeflediklerini işaret ederek, "Büyümede öngördüğümüzden daha fazla yavaşlama olabilir. Bu bütçe performansını sınırlayabilir ama bizim zaten bütçe açığını düşürmekten maksadımız Merkez Bankasının elini güçlendirmek ve enflasyonu aşağı çekmekti. Eğer enflasyon finansal şartların sıkılaşması ve büyümenin bir miktar yavaşlaması nedeniyle zaten düşecekse bütçe açığının göreceli olarak veya hedefimize oranla gelir ayağındaki performans zafiyeti yönetilebilir, anlatılabilir bir zafiyettir ama bunlar için de henüz çok erken" diye kaydetti.

"Eleştirenler ya bizi duymuyor ya da kötü niyetliler"

Bütçede disiplinin kritik bir alan olduğuna da dikkati çeken Bakan Şimşek bu konuyu makro olarak ele aldıklarını ifade etti. Şimşek, "Biz bazen 30 bin fitten bakıyoruz aşağıya, bazen 60 bin fitten. Öngörülemeyen deprem ve faiz ödemeleri hariç, 2014-2023 dönemine bakalım. TBMM tarafından onaylanan bütçe 100 lira iken her sene ortalama 109,1 lira harcanmış. Yani bütçenin üzerinde yüzde 9’luk bir sapma söz konusu. Geçen sene sapma var mı? Yok. 100 liralık bütçenin 96,7 lirası harcanmış. Şimdi dolayısıyla burada ’Hani nerede disiplin, nerede tasarruf?’ diye soruyorsanız, toplam tasarruf bu basit hesapla 1,2 trilyon lira. Biz bu konuda samimiyiz, ciddiyiz ve ortada net bir performans var. Bizim arz yönlü tedbirleri şimdi eleştiriyorlar. ’Sadece para politikası üzerinden enflasyon inmez’ diyorlar. İneceğini kim söylüyor ki? Ne zaman bunu iddia ettik? Biz zaten başından beri diyoruz ki bir taraftan tabii ki büyümede bir dengelenme, aşırı bir ısınma varsa onun kontrol altına alınması lazım diğer taraftan da yatırım, istihdam, üretim ve ihracat üzerinden büyümenin devamı ve özellikle de konut, gıda ve yenilenebilir enerji arzı noktasında önceliklendirme lazım. Eleştirenler ya bizi duymuyorlar, saygı duyuyoruz, duymaları için de zaten bu fırsatı kaçırmak istemedim ya da gerçekten kötü niyetliler" dedi.

"Hedef yönetilebilir cari açık"

Şimşek, programın en önemli boyutlarından birinin gıda arzı olduğunu söyleyerek, sulama ve toplulaştırma yatırımların hızlandırılması, gıda arz zinciri ve lojistiğin etkinleştirilmesi ve organize tarım bölgelerinin geliştirilmesi konularının en büyük öncelikleri olduğunu dile getirdi.

"Petrol fiyatları bu seviyelerde kalırsa Türkiye’nin cari açık anlamında bu sene bir sorunu olmayacak"

Program sayesinde cari açığı ocak itibarıyla 55,5 milyar dolardan 11,5 milyar dolara, milli gelire oran olarak yüzde 5,4’ten yüzde 0,9’a düşürdüklerini vurgulayan Şimşek, "Biz bu sene cari açığın bir miktar artmasını bekliyoruz ama petrol fiyatları dünyadaki son gelişmelerden dolayı çöktü. Eğer petrol fiyatları bu seviyelerde kalırsa Türkiye’nin cari açık anlamında bu sene bir sorunu olmayacak. Zaten beklemiyoruz, yönetilebilir bir cari açık hedefliyoruz. Türkiye hakikaten bu dönemde petrol, doğal gaz fiyatlarındaki düşüşten en fazla olumlu etkilenecek ülkelerin başında geliyor" ifadelerine yer verdi.

"Programın en büyük amaçlarından biri kısa vadede enflasyonu düşürürken büyüme dengesini yürütmek"

Türkiye’nin brüt dış finansman ihtiyacının da hızlı bir şekilde azaldığını söyleyen Şimşek, "Büyümede bir dengelenme var. 2023’te Türkiye yüzde 5 civarı büyürken net ihracatın katkısı eksi 3 puan ama iç talebin katkısı 8. Bu, şu demek, kapalı bir ekonomi olsaydık yüzde 8’in üzerinde büyüyor olacaktık ama bu türden yüksek hızlı büyüme beraberinde cari açık ve enflasyon getiriyor. Zaten bundan dolayı da önemli hedeflerimizden biri büyümeyi kısa-orta vadede daha sürdürülebilir, dengeli hale getirmek, sonra yüksek sürdürülebilir büyümenin temellerini oluşturmak. Şu anda bu programın en büyük amaçlarından biri kısa vadede enflasyonu düşürürken bu dengeyi yürütmek, sonrasında da yüksek büyümeye temel oluşturmak" şeklinde konuştu. Şimşek, istihdam piyasasında şu an oldukça iyi bir noktada olduklarını dile getirerek, 2024 yılında 1 milyona yakın net yeni istihdam oluşturduklarını söyledi. İşsizlik oranlarının hızla düştüğüne dikkati çeken Şimşek, erkekler için işsizlik oranının tarihin en düşük düzeyinde olduğunu, kadınlarda işsizliğin de hızla düştüğünü kaydetti.

"Rezervler, iç ve dış şoklara karşı bir tampondur"

Program sayesinde ekonominin iç ve dış şoklara karşı dayanıklılığını artırdıklarına işaret eden Şimşek, "Ülkenin ciddi rezerv birikimi oldu. Eleştiriyorlar, ’Rezervleri niye kullanıyorsunuz?’ diye. Rezervler, iç ve dış şoklara karşı bir tampondur, tabii ki kullanılmak üzere biriktirilir. Şu anda Türkiye’nin rezerv pozisyonu IMF’nin tanımına göre ki en geniş tanımdır bu, ’bir’dir. ’Bir’ demek, rezerv yeterliliği sağlanmış durumda demektir ki bu mart sonu verisidir" değerlendirmesinde bulundu. Şimşek, Kur Korumalı Mevduat’ın (KKM) da Türkiye için önemli bir yükümlülük olduğunu vurgulayarak, bunu azaltmanın Türkiye’ye ilişkin belirsizlikleri azaltmak anlamına geldiğini, orada da zirve değeri 144 milyar dolar civarındayken bugün bunu 22 milyar doların altına düşürdüklerini bildirdi. ABD’nin son 3-4 günde dış ticaretteki korumacılık tedbirlerini açıklamasıyla birçok ülkenin kredi risk priminin (CDS) Türkiye’den çok daha fazla arttığını söylen Şimşek, mayıs 2023-Nisan 2025 döneminde Türkiye’nin CDS’si 356 baz puan düşerken benzer ülkelerin ise 7 baz puan düştüğünü kaydetti. Şimşek, "Bu, bize benzer ülkelere göre çok iyi bir performans ortaya koyduk demektir" dedi.

"Yeşil dönüşüm bizim için bir moda değil, bir zorunluluktur"

Şimşek, dünyadaki büyük değişimleri görerek programı ona göre dizayn ettikleri bilgisini vererek, en önemli başlıklardan birinin "aktif sanayi politikası" olduğunu belirtti. Sanayinin kendileri için tarım gibi stratejik ve öncelikli olduğunu vurgulayan Şimşek, "Sanayide katma değer zincirinde yukarı çıkmak, daha yüksek teknoloji, orta yüksek teknoloji bizim için şu anda en kritik alandır. Çok güçlü destekler veriyoruz, vereceğiz. Diğer yapısal reformlar insana yatırımdır. Yatırım ortamının iyileştirilmesi, sermaye piyasalarının derinleştirilmesidir. Reform süreklilik arz eder. Amacımız verimliliği, rekabet gücünü artırmak. Yeşil dönüşüm bizim için bir moda değil, bir zorunluluktur" değerlendirmesinde bulundu.

"Enerjide dışa bağımlılığımız önümüzdeki yıllarda hızla düşecek"

Türkiye’nin son 22-23 yılda 1 trilyon dolara yakın parayı petrol, doğal gaz ve türevlerinin ithalatına ödediğini anımsatan Şimşek, "Türkiye’nin borcu yarım trilyon doları geçti diyorlar. Türkiye’nin bu dönemde sadece doğal gaza ödediği fatura 1 trilyon dolar civarı. Burada yeşil dönüşümü sağlayarak biz kalıcı bir şekilde Türkiye’nin dengelerini iyileştireceğiz. Türkiye son yıllarda yine çok önemli petrol üretimi ve doğal gaz üretimi konusunda büyük yatırımlara, büyük atılımlara girdi. Bunun sayesinde bizim enerjide dışa bağımlılığımız önümüzdeki yıllarda hızla düşecek. Dolayısıyla Türkiye’nin geleceğine ilişkin tarım, enerji dahil olmak üzere hiç kötümserliğe yer yoktur. Tabii ki dünya piyasalarında ve Türkiye’de iniş çıkışlar olacak. Bu işin doğasıdır. Önemli olan dalga boylarını yönetebilmektir. Ve yönettiğimiz kanısındayım." ifadelerini kullandı.

"Dijital altyapıda önümüzdeki 1-2 yıl içinde çok büyük atılımlar içinde olacağız"

Türkiye’nin küresel inovasyon liginde kişi başı gelire oranla üst-orta gelirli ülkeler arasında dünyanın en yenilikçi üçüncü ülkesi olduğu bilgisini veren Şimşek, sözlerine şu şekilde devam etti: "Dijital altyapıda önümüzdeki 1-2 yıl içinde çok büyük atılımlar içinde olacağız. Fiber optik kapasitesinin genişletilmesi için yatırım yapılacak, 5G’ye yatırım yapılıyor. Büyük veri merkezleri konusunda ciddi müzakereler, ciddi yatırım hususları var. Ulusal GPS’in oluşturulmasından nükleer enerji yatırımları, beşeri sermaye, düzenleyici ekosistem, yerli büyük dil modelleri bütün bu alanlarda çalışmalar yapılıyor. Türkiye bütün bu konularda kendine benzer ülkelerin oldukça önünde." Açılış konuşmalarının ardından Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e plaket takdiminde bulundu. Program, toplu fotoğraf çekimlerinin ardından basına kapalı olarak devam etti.

Kemal Diri - Tolga Başer

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Hasan Çavuşoğlu: "Kümede kalabileceğimiz seviyeye kendimiz gelmeliyiz, başkasının ne yaptığı önemli değil’’ Corendon Alanyaspor Başkanı Hasan Çavuşoğlu, tüm kulüp çalışanları ile birlik, beraberlik içerisinde olduklarını belirterek, "Biz kaçan bir yönetim değiliz. Nasıl zor zamanda geldiysek zor zamanlarda da bu kulübün yönetiminde biz bu kulübün içerisindeyiz. Önümüzdeki maçlarımızı almak zorundayız.7 maç var. Kümede kalabileceğimiz seviyeye kendimiz gelmeliyiz, başkasını ne yaptığı önemli değil, bizim kazanmamız gerekiyor" dedi. Corendon Alanyaspor, Trendyol Süper Lig’in bitimine 7 hafta kala küme düşmeme mücadelesi veriyor. Bodrum FK mağlubiyetinin ardından kırmızı bölgede yer alan Alanyaspor’da bütün şehir tek yürek ile takıma destek veriyor. Samsunspor maçı öncesi açıklamalarda bulunan Alanyaspor Başkanı Hasan Çavuşoğlu, ’’Öncelikle taraftarımızın büyük derbiler hariç ilk defa bir Anadolu takımıyla müsabakada stadı doldurduğundan dolayı teşekkür ediyoruz. Futbolda her şey var ama bizim için Bodrum maçı çok önemli bir maçtı. Şehir olarak, yönetim olarak futbolcular kenetlendik. Bundan dolayı çok üzgünüz. Alanyaspor’u gerçek sevenler için de bizim kadar üzülmüştür. Ama önümüzdeki süreç tabii çok farklı. Bugün burada özellikle vurgulamak istediğim konu, iki yıl önceki, yani bırakabilirim diye yapmış olduğum bir röportajı. Gerek yerel, gerek ulusal basında döndürüp döndürüp bunu yayınlamaları. Bir kere bunlar Alanyaspor’u işte böyle günde Alanyaspor’u sevenleri, sevmeyenleri net bir şekilde şekilde görebiliyoruz. Bizim bunlara her zaman verilecek cevabımız vardır. Gerektiği zaman gerekli üslupta cevap verebiliriz. Ama gün o gün değil. Gün kalan yedi maçımızı Alanya sporumuzun nasıl değerlendirilmesi ve bu ligde kalması ile alakalı çalışmalarımız var. Biz Alanyaspor’u nasıl. Ben ve yönetim kurulu arkadaşlarım canı gönülden 14 yıldır benim yanımda olan arkadaşlarım Alanyaspor’u nasıl çok zor dönemde aldıysak, zor günlerinde de bırakıp giden bir yönetim değiliz’’ dedi. "Alanyaspor yönetim kurulu bugüne kadar hep zorlukları aştık" Alanyaspor olarak zorlukların üstesinden geldiklerini 7 maçta puanlar alarak ligde kalmak istediklerini ifade eden Başkan Çavuşoğlu, "Bugün görevimizin başındayız. Sezon sonuna kadarda görevimizi en iyi şekilde yönetim kurulu arkadaşlarımızla yapacağız. Biz şu anda şehir kenetlendi, taraftarımız kenetlendi. Geçen Bodrumspor maçıyla beraber başta şehrimizi yöneten belediye başkanımız, kaymakamımız ve diğer kurumlardaki müdürlerimiz, amirlerimiz hepsi taraftar olarak birlik beraberlik sağladık ve kalan 7 maçımızı en iyi şekilde yönetim kurulumuz, teknik heyet ve bütün futbolcularımıza kulüp çalışanlarımız dahil olmak üzere hep kenetlendik ve inşallah 7 maçımızı nasıl değerlendireceğiz ona bakacağız. Çünkü burada dedikodu zamanı değil. Şimdi baktığımız zaman Alanyaspor’u sevmeyenler Alanyasporun düşmesini isteyenler daha fazla onlar konuşuyorlar zaten. Hiçbir maçta görmedim ben bir kısmını. Maça gelmiyorsunuz. Şimdi iki yıl önceki bir röportaja bakıyorum. Son günlerde onu konuşuyorlar. Sebep ne onu da anlamıyorum. Yani bilerek mi yapıyorlar, bilmeyerek mi yapıyorlar onu da bilmiyorum. Ama arkadaşlar burada dediğim gibi biz Alanyaspor yönetim kurulu bugüne kadar hep zorlukları aştık, hep zorlukların üstesinden geldik. İnşallah hep beraber bunun da üstesinden geleceğiz. Hiçbir şey dünyanın sonu değildir. Burada her şey motivasyon zamanıdır. Bizim kimseye boş laf edecek ne de harcayacak zamanımız da yok. Ama herkesin konuşmasını ve ne söylediğini bilmesini isteriz. Yani hadlerini aşmaya gerek yok. Çünkü biz de konuşacak çok şey var. Çünkü biz bu şehirde bu göreve geldiğimiz zaman bu takımı Süper Lig sözü de vermedik. Hiçbir sözü vermedik. Hiçbir söz vermeden her şeyi yaptık, her fedakarlığı yaptık yönetim kurulu arkadaşlarımızla. Biz sadece birilerine hesap vermek zorunda da değiliz’’ ifadelerini kullandı. "14 yıldır icraat yaptık. Bu kulübü nereden nereye getirdik" Yönetim kurulu arkadaşları ile ve şehir olarak Alanyaspor mücadele ettiğinin altını çizen Çavuşoğlu, ’’14 yıldır icraat yaptık. Bu kulübü nereden nereye getirdik. Bu kulübü dünya markası haline getirdik. Dünyada konuşulan bir Alanyaspor haline getirdik. Bunlar kolay olmuyor arkadaşlar. Bunlar çalışmayla oluyor. Yani işte uzun zamandır içimizde olanlar. Varsınız siz en iyi bilenlerden. Ondan dolayı son zamanlardaki bu paylaşımlar doğru değildir. Benim iki yıl önceki yaptığım bir röportajı bugün bırakıyor diye dolaştırmanın bir manası yok. Ben ve benim gibi cefakar, benimle beraber elini taşın altına koyan yönetim kurulu arkadaşlarımızla buradayız ve Alanyaspor için mücadele etmeye devam edeceğiz inşallah. Biz Alanyaspor’u kötü zamanda bırakmayız. Bırakırsak zamanında söyledim zaten. Bir gün bırakmayı düşünüyorum. Alanyaspor’un en iyi zamanlarındaydı. Genel kurullarda sezon bittikten sonra yaptık. O zamanda sezon bittikten sonra çağrılar yaptık. Buyurun sokakta konuşmayın. Eğer hakikaten yapabilecek iseniz, yüreğiniz yetiyorsa buna cesaretiniz varsa buyurun yapın. Biz de size destek veririz. Ama kimse çıkmadı biliyorsunuz. Ama biz kaçan bir yönetim değiliz’’ dedi. "Asıl kulübün sahipleri taraftarlarımızla birlik beraberlik içerisindeyiz" Alanyaspor taraftarları ile birlik ve ve beraberlik içerinde takıma destek verdiklerini söyleyen Çavuşoğlu, ’’Nasıl zor zamanında geldiysek zor zamanlarda da bu kulübün yönetiminde biz bu kulübün içerisindeyiz. En başta kulüp başkanı benim ve bütün yönetimin, teknik heyetin, futbolcuların ve bütün kulüp çalışanlarıyla beraber hepimiz birlik beraberlik içerisindeyiz. Aynı şekilde Alanyaspor’a canı gönülden bizim zamanımızda da kötü zamanımızda da destek veren asıl kulübün sahipleri taraftarlarımızla birlik beraberlik içerisindeyiz’’ şeklinde konuştu. "Bir tane Alanyaspor var" Taraftarların geçen haftaki maçta gösterdiği ilgiden dolayı memnun kaldıklarının altını çizen Çavuşoğlu, "Öncelikle Bodrumspor maçında çağrımıza kulak verip stada gelip destek veren herkese teşekkür ediyorum. Bodrumspor maçında ki gibi taraftarımızı, şehrimizi, hiç maça gelmeyenleri bile passolig çıkartıp maça gelmelerini önemle istirham ediyorum. Bir tane Alanya var bir tane de Alanyaspor var, Süper Lig’de mücadele eden. Buna hepimizin herkesin sahip çıkması gerekir, zaten en başta bizim boynumuzun borcu. Diğer taraftan rakiplerimizin ne yaptığı bizi ilgilendirmiyor. Bizim kendi göbeğimizi kendimizin kesmesi, maçları kazanmamız lazım. O iş orada bitiyor. Önümüzdeki maçlarımızı almak zorundayız. 7 maç var. Kümede kalabileceğimiz seviyeye kendimiz gelmeliyiz, başkasını ne yaptığı önemli değil, bizim kazanmamız gerekiyor, her şeyden evvel’’ dedi.
İstanbul Kadıköy’de anaokulunda korkunç kaza: Kaydıraktan düşen çocuk ölümden döndü Kadıköy Suadiye’de anaokulunda eğitim gören 3,5 yaşındaki çocuk, kaydıraktan kayarken yaklaşık 1.5 metre yükseklikten düşerek kafasını zemine vurdu. Ağır kafa travması geçiren küçük çocuk ameliyata alındı. Aile, hem okulun gözetim eksikliği hem de hastanedeki geç müdahale nedeniyle ihmaller olduğunu iddia ederek savcılığa şikayette bulundu. Kadıköy Suadiye’deki Anabilim Koleji Anaokulu’nda 12 Mart günü 3,5 yaşındaki T.K., okul saatleri içerisinde kaydıraktan kayacağı esnada 1.5 metre yükseklikten düşerek kafasını zemine vurdu. Okul idaresi ise küçük kızın arkadaşları tarafından itilmesi sonucu düştüğünü iddia etti. Okul yönetimi, durumun ciddi olmadığını belirterek aileyi bilgilendirdi. Ancak aile, kızlarının durumundan şüphelenerek ilk olarak özel bir hastane olan Kozyatağı Central Hospital’a götürdü. Burada yapılan muayenede ciddi bir bulguya rastlanmadı. Aile, endişeleri üzerine başka bir özel hastaneye başvurdu. Bu hastanede yapılan tetkiklerde çocuğun durumunun ciddi olduğu tespit edildi ve devlet hastanesine sevk edildi. Burada ameliyat geçiren T.K., yoğun bakımda tedavi altına alındı. Aile, hem okulun olay anındaki gözetim eksikliğinden hem de hastanedeki sağlık personelinin gecikmeli müdahalesinden dolayı şikayette bulundu. "Öğretmeni kafasındaki kırmızı lekenin boya olduğunu söylemiş" Baba Mehmet Oğuz Korkmaz, öğretmenin kızının kafasındaki kızarıklığın boya olduğunu söylediğini ifade ederek, "Okuldan aradılar, kızımın kaydıraktan düştüğünü ve aslında önemli bir şey olmadığını ama görmek isterseniz bir gelip görebilirsiniz diye bir bilgi verdiler. Daha sonra eşim okula gitti. Gittiğinde de kızımın kafasında bir kızarıklık görmüş. Görevlilere soruyor ne oldu diye. ‘Kaydıraktan düştü ama çok ciddi bir şey yok. Bence okuldan almayın’ dediler. Hatta okulun müdürü ve öğretmeni kafasındaki o kırmızı lekenin boya olduğunu, okulda boyandığını düşünüyorlar. Ama eşim durumdan şüpheleniyor. Kızımı alıp, dışarı çıkartıyor. Özel bir hastaneye, gidiyorlar. Acildeki doktor bir şey olmadığını, herhangi bir tomografi, herhangi bir test istemiyor. Bir şey olmadığını ve gidebileceğimizi söylüyorlar. Biz kızımın hallerinden şüpheleniyorduk, bir uyku hali var, bir durgunluk hali var. Ardından kızım odada kustu. Biz ısrar ettik bir tomografi vesaire çekilebilir mi diye. Kusunca doktor tomografi istedi. Tomografi çekildi, kızım ile biz odada beklerken sonuçlar geldi. Doktor bey de baktı, çatlaklar var kafasında ama çok ciddi bir şey yok. Doktorlar kontrol amaçlı ‘4 saat sonra herhangi bir hastaneye gidip tekrar bir tomografi vs. çekebilirsiniz’ dedi. Tabi biz güvenmedik, şüphelendik, başka bir hastaneye gittik. Bu hastanede özel hastaneydi. Orada da tomografi çekildi, 2. tomografi ve durumu çok kritik dendi. Direkt kendi arabamızla bir devlet hastanesine gittik, 3.Tomografi de orada çekildi, 15-20 dakika içerisinde direkt ameliyata alındı. 4 gün yoğun bakımda kaldı. Sonrasında servise geçtik. 3-4 günde serviste kaldı. Daha sonra eve geçtik" dedi. "Kafasının tamamında dikişler var" Kızının kafasında dikişlerin olduğunu ve psikolojisinin iyi olmadığına değinen baba Korkmaz, "Konuyla alakalı da okulun ambulans çağırmaması, kafasındaki kanı boya sanmaları, okulda bir doktor yok, hemşire yok, bir revir yok, ambulansa haber verilmemiş. Biz çağırılıyoruz. Biz gittiğimizde çocukta bir şey yok diye bizi ikna etmeye çalışıyorlar. Ardından hastaneye gidiyoruz. Hastanedekiler bizi evimize yollamaya çalışıyor. Yani başlı başına hepsi böyle film şeridi gibi hep hatalar, hep ihmaller var. Şu an çok şükür canı sağ diyoruz. Kafasının tamamında dikişler var. Bir kız çocuğu, saçları şu an sıfır. Psikolojik olarak biraz zor bir süreç geçiyor. Bizim için de onun için de. Biz de sürekli tedirginiz. Çünkü bir yıl boyunca her ay kontrole gitmemiz gerekiyor. Şimdi her şeyinden şüphelenmeye başladık" diye konuştu.