ASAYİŞ - 07 Nisan 2025 Pazartesi 19:02

Karadeniz’de batan Kafkametler’in sahibi 3 sanık hakim karşısında

A
A
A
Karadeniz’de batan Kafkametler’in sahibi 3 sanık hakim karşısında

Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde fırtına nedeniyle batan Kafkametler’in donatını (sahibi) 1’i tutuklu 3 kişi ilk duruşmada hakim karşısına çıktı.


Karadeniz Ereğli ilçesinde 19 Kasım 2023’te Karadeniz’de batan Kafkametler Gemisi’nin mürettebatlarından 5’inin cansız bedenine ulaşılırken, Kaptan Cemal Turan, 3’üncü Kaptan Berke Çamurtaş, Başmühendis Veli Özel, 2’nci Makinist Göksel Özel, Usta Gemici Satılmış Uslu, Gemici Mustafa Nacar ve Yağcı Ömer Hebip’in cansız bedenlerine ulaşılamadı.


Karadeniz Ereğli Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanarak Karadeniz Ereğli Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan iddianamede sanıklar Saffet, Gökhan ve Kayacan Ö. hakkında ayrı ayrı "taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istendi.


Karadeniz Ereğli Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada geminin donatanları olan Kafkametler Şirketi’nin yönetim kurulu üyeleri Saffet Ö., Samet Ö., Kayacan Ö. SEGBİS ile sanık sıfatıyla hakim karşısına çıktı. Beş denizcinin cansız bedenine ulaşılan, 7 denizcinin ise hala kayıp olduğu faciada bilirkişi raporunda şirketin "tali kusurlu" olduğu belirtilmişti.


"Gemi İstanbul’a gelseydi bu elim kaza vuku bulmayacaktı"


Tutuklu sanık Saffet Ö., suçlamaları kabul etmedi. Kaptan Cemal Turan’ın basiretsiz bir karar aldığını öne süren Saffet Ö., "(Olayın yaşanması) Kaptanın basiretsiz bir kararı. Biz müdahil olamıyoruz. Geminin bakım ve onarımıyla ilgileniyorum. Ben olmadığım zaman atanmış kişi Aytekin D. ilgileniyor. Eksik olan bir şey olsa gemi yola çıkmaz, gemi devamlı denetleme görüyor. Aytekin D, gemi kaptanına İstanbul’a devam etmesi noktasında tavsiye etmiş. Kaptanın kararı yanlış bir tutum olmuş. Ereğli’ye gideceğine İstanbul’a gelseydi, bu elim kaza vuku bulmayacaktı. Gemi kaptanı Cemal Turan, Aytekin D.’nin tavsiyesine uymamış, uymak zorunda da değil. Gerisi kaptanının kararına kalmış. Ben suçlamaları kabul etmiyorum, beraatımı istiyorum" şeklinde konuştu.


Şirketin yönetim kurulu üyesi Kayacan Ö. ise Kafkametler gemisinin 2022 yılında ağır bakımlarının yapıldığını ifade ederek "Türk Bayraklı tek bir gemimiz vardı. Söz konusu olayda batan gemidir. Herhangi bir eksik yoktu, bakımlarını yaptık, belgelerini aldık. Eksik olsa zaten yük taşınmasına izin verilmez. Her limanda gerekli görüldüğünde denetleme yapılıyor. Bazılarında ise rapor tutuluyor" ifadelerine yer verdi.


Olayın yaşandığı gün ilgili kurumlara bilgi verdikten sonra Karadeniz Ereğli ilçesine yola çıktıklarını anlatan Kayacan Ö., "Yola çıktıktan sonra 3-4 saatte Ereğli’ye geldik. O saatte olay teyit edildi. Devlet kendi ekibini kurarak arama kurtarmalar yaptı. Biz de bilgi olarak yardımcı olmaya çalıştık. Bu olaydan dolayı üzgünüz. İçlerinde 10-15 yıllık tanıdıklarımız var. Beraber ekmeği bölüştüğümüz insanlar vardı. Böyle bir şeyin olmasını istemedik" dedi.


Tutuksuz sanık G.Ö. de geminin askeri mendireğe çarptığını öğrendikten sonra hep birlikte şirkette toplandıklarını, yaşanan olaydan dolayı da üzgün olduklarını belirtti.


Rusya’dan yola çıkan geminin rotasının İstanbul Boğazı’nı geçerek İzmir’e inerek yükünü boşaltacağını, rotasının bu yönde olduğuna dikkat çeken sanık avukatı, geminin kaptanının Karasu önlerine geldiğinde önlerinde 6 saatlik yol varken şirketin Boğaz’a gitme tavsiyesine uymadığı yönündeki iddiaları yineledi.


Sanık avukatı, 2004 yılında bir kaza yaşandığına atıfta bulunarak bu sebeple boğaz geçişi kapalı bile olsa kıyı emniyetinin küçük gemileri boğaz içine aldığının altını çizdi. Sanık avukatı ayrıca olağanüstü hava şartlarında olayın meydana geldiğini sözlerine ekledi.


"Gemide sürekli bakım yapılmadığını düşünüyorum"


Kazadan bir gün önce gemi çalışanı olan babası Tamer Özer ile görüştüklerini anlatan Atınç Özer, "Kastamonu açıklarındaymışlar. İstanbul Boğazı kapalı olursa Karasu veya Ereğli’ye gideceklerini bana söyledi. Son seferiydi, İzmir’de yükü indirdikten sonra işi bırakacaktı. Gemi Zonguldak’ta bir kere arıza vermiş. Gemide sürekli bakım yapılmadığını düşünüyorum. Geminin girmesine izin vermeyen Karasu ve Ereğli Limanı yetkilileri ile Ereğli pilot sorumlularından şikayetçiyim" şeklinde konuştu.


Eşinin 15 yıldır gemide çalıştığını söyleyen Nuran Özer ise geminin ısıtma sisteminde bile arıza olduğunu hatırlatarak, Karasu’ya gittiklerini havanın kötü olduğunu söyledi. Son seferiydi. Geminin kalorifer tesisatı çalışmıyordu. Evden giderken ısıtıcı alıp gitmişti" dedi.


Duruşmada ayrıca daha önce ortaya atılan geminin yakınında mayın patladığı iddiaları da tartışıldı. Tamer Özer’in oğlu Alper Özer, geminin hasar gördüğünü, derme çatma bakımlar yapıldığını, tesisatın yapılamadığını ve babasının evinden ısıtıcı götürdüğünü sözlerine ekledi.


"Babamın fütursuzca karar aldığını söyleyenlerden şikayetçiyim"


Babası hakkındaki iddialara tepki gösteren gemi kaptanı Cemal Turan’ın kızı Özlem Çakar, babasının 40 yıllık denizci tecrübesi olduğunu söyleyerek, "Babamın suçu yoktur. Babamın fütursuzca karar aldığını söyleyenlerden şikayetçiyim. Rusya’ya gitmeden önce bir hafta Tuzla Tersanesi’nde arıza için parça bekledi" ifadelerini kullandı.


Cemal Turan’ın diğer kızı Meltem Akkuş da "Karasu Limanı’nda da alay edercesine gemiyi alamayacaklarını söyleyip, ’Ereğli’de şansınızı deneyin’ denmiş. Ereğli’de de 2 gemi çarpışması olduğu için limana alınmamışlar. Kaza yapan gemiye kimse yardıma gitmemiş. Şirket sahipleri bizimle iletişime geçmedi. Tüm sorumlulardan şikayetçiyim" dedi.


Gemi kaptanı Cemal Turan’ın Fransa’da yaşanan bir fırtınada gemisini güvenli alana taşıdığı gerekçesiyle ödül aldığını ve gazetelerde haber konusu olduğunu anlatan oğlu Bora Turan ise "Irgattaki arıza nedeniyle çapa toplanmadı. Toplanmış olsaydı gemiyi limana sokardı. Olay sonrası biz geminin battığını biz İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’dan öğrendik" ifadelerini kullandı.


"Gelinime ’Mustafa’yı niye arıyorsun? Arama öldü’ dedi"


Gemici Mustafa Nacar’ın babası Mehmet Nacar; bir gün önce oğluyla konuştuğunu hatırlatarak, kendisine dalgaların geminin üzerinden aştığını söylediğini anlattı. Baba Nacar, "İzmir’e gideceklerini, İstanbul’da tersanede bakım yapılacağını söyledi. Oğlum ilk kez bu gemiye katıldı. Ereğli’den ilk kez gemiye bindiler ve burada gemi battı. A.D. bizimle irtibat kurmadı, 3 aylık gelinime, ’Mustafa’yı niye arıyorsun? Arama öldü.’ şeklinde sözler söyledi. Bizim de bu şekilde haberimiz oldu" diye ifade etti.


"Geminin battığını haberlerde gördük"


Geminin 3. Kaptanı Berke Çamurtaş’ın babası Güngör Çamurtaş, haberlerde olayı görünce ilçeye hareket ettiklerini söyledi. Çamurtaş ayrıca şirket yetkililerinin başsağlığında bile bulunmadığını sözlerine ekledi.


"54 yıllık yaşamımda böyle bir fırtına görmedim"


Kafkametler Şirketi’nde 4 yıldır karada yetkilendirilmiş kişi olarak görev yapan Aytekin D., mahkemede tanık olarak dinlendi. Hava durumunun kötü olduğunu öğrenince geminin kaptanı Cemal Turan’a ulaştığını anlatan Aytekin D., şöyle dedi:


"Havanın kötü olduğunu, İstanbul’a gelmesini tavsiye ettim. İstanbul’a gelirseniz acente olarak devreye gireceğimi, yardımcı olacağımı söyledim. Karasu’ya kadar gelmişken ’Ne gerekiyorsa yaparız.’ dedim. Bunun üzerine emniyetli görmediğini söyleyerek, Ereğli’ye döneceğini söyledi. Yaşı benden büyük olduğu için ’tamam ağabey.’ dedim. ’Orada da aynı durumla karşılaşma, gerekirse sorabilirsiniz.’ dedim. Son konuşmamız bu şekildeydi. Gemi 18 Kasım’da dış limana demirlemiş mesajı geldi. 19 Kasım sabahı aradım demir taraması yaptığını söyledi. Daha sonra da irtibat sağlayamadık. Ereğli’ye geldik. 54 yıllık yaşamımda böyle bir fırtına görmedim. Bozhane limanı çok kötüydü, görüş mesafesi sıfırdı. Gemide daha önceden bir arıza yoktu. Arıza olsa gemiye zaten kalkış izni verilmez."


"(Mayın patlaması) Gemide hasar olsa zaten oradan göndermezlerdi"


Ukrayna’da geminin yakınında mayın patladığında hasar oluşup oluşmadığı yönündeki sorusuna yanıt veren Aytekin D., "Gemi kaptanı beni aradı kıç tarafında bir patlama olduğunu söyledi. Geminin durumunu bildirdik. Hemen Ukrayna sahil güvenlik ekipleri geldi. Denetim yaptılar, kontrol ettiler. Kaptan bir hasar yok dedi. Gemide hasar olsa zaten oradan göndermezlerdi. Geminin ağır bakımları yapıldı. Gemide ufak tefek arızalar olabilir, bu arızalar mühendis tarafından giderilir. Büyük arıza olsa zaten yola çıkılmaz. Herhangi bir arıza olursa ufak tefek onlar kendileri yapıp kayıt tutarlar" şeklinde konuştu.


"Her şeyi çalışır vaziyette kendisine teslim ettim"


Cemal Turan’dan önce geminin kaptanlığını yapan İbrahim G. de mahkemede tanık olarak dinlendi. İbrahim G., "Yakınımızda 30-40 metrede mayın patladı. Sahil güvenlik geldi denetim yaptı. Her tarafının kontrolleri yapıldı. Öyle bir arıza olmuş olsa zaten izin vermezler. Benden sonra geminin kaptanı olan Cemal Turan’a gemiyi teslim ettiğimde her şey çalışıyordu, çalışır vaziyette kendisine teslim ettim" dedi.


Sanık Saffet Ö.’nin sabit ikametgah ile tahliyesini isteyen sanık avukatı bilirkişi raporunun ise ön rapor şeklinde olduğunu öne sürerek itirazda bulundu. Tutuklu sanık Saffet Ö.’nün tutukluluk halinin devamını talep eden Cumhuriyet Savcısı da mütalaasında dosyadaki eksikliklerin de giderilmesini talep etti.


Tutuklu sanığa oy çokluğuyla tahliye kararı


Mahkeme heyeti, tutuklu sanık Saffet Ö. hakkında oy çokluğuyla adli kontrol hükümleri uygulayarak yurt dışına çıkış yasağıyla tahliyesine karar verdi.


Sanıkların görev ve sorumluluklarının tespit edilmesi, dosya kapsamında bulunan bütün bilgi ve belgelerin incelenerek kusurlu olup olmadıkları; kusurlu olmalarının tespiti durumunda da asli ya da tali kusurlu olup olmadıkları yönünde rapor düzenlenmesini istedi. Duruşma, 7 Temmuz 2025 tarihine ertelendi.


Mahkeme sonrası gazetecilere açıklamalarda bulunan mağdur avukatı Hasan Ali Tan, üç sanık hakkında tutukluk talep ederken tutuklu sanığın da tahliye edilmesine tepki gösterdi. Tan, "Batan gemide adalet arayışına devam edeceğiz" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Denizlili kuraşçılar Avrupa’yı fethetti Gürcistan’ın Batum kentinde düzenlenen Avrupa Kuraş Şampiyonasında Denizlili Milli sporcular rakiplerine minderi dar etti. 32 ülkeden 734 sporcunun mücadele ettiği şampiyonada ayyıldızlı formayı giyen kuraşçılar, farklı sıkletlerde toplam 4 altın, 2 bronz madalya kazandı. Avrupa Kuraş Şampiyonası(, 12-13 Nisan 2025 tarihlerinde Gürcistan’da düzenlendi. 32 ülkeden 734 sporcunun katılımıyla gerçekleşen şampiyonada ayyıldızlı forma ile mindere çıkan Denizlili kuraşçılar, rakiplerini birer birer mağlup etmeyi başararak 4 altın, 2 bronz madalya elde etti. Antalya, Burdur ve Mersin’de düzenlenen Türkiye Şampiyonalarında elde ettikleri başarıların ardından Gürcistan’da mindere çıkan sporculardan; Şirin Yolcu Ümit Kadınlar 40 Kg.’da, Arife Aydınoğlu Ümit Kadınlar 48 Kg.’da, Şükran Yolcu Genç Kadınlar 40 Kg.’da, Reyhan Oğuz 57 Kg.’da Avrupa Şampiyonu olurken, Samet Üstündağ Gençler 90 Kg.’da, Mehmet Ali Akıncı Büyükler +100 Kg.’da Avrupa Üçüncülüğü elde etti. Denizlili sporculardan Reyhan Oğuz ve Mehmet Ali Akıncı; bu başarıları ile 06-15 Ağustos tarihleri arasında Suudi Arabistan’da düzenlenecek İslami Dayanışma Oyunları’nda ve 12-14 Eylül tarihleri arasında ülkemizin ev sahipliğinde gerçekleşecek Kuraş Dünya Şampiyonası’nda ayyıldızlı forma ile mindere çıkma hakkı elde etti. Gürcistan’da yapılan yarışmalarda Milli Sporcuların Denizli’yi ve ülkemizi en iyi şekilde temsil ettiğini söyleyen Gençlik ve Spor İl Müdürü Süleyman Erdoğan, genç kuraşçılar ile antrenörleri Dilek Çiğdem Erk ve Gökhan Yörük’ü kutladı. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Spor Kulübü Kuraş branşı sporcularının elde ettiği başarının gurur verici olduğunu ifade eden Erdoğan, gelişmekte olan branşlarda desteklerinin süreceğini söyleyerek Milli Sporculara önümüzdeki aylarda gerçekleşecek uluslararası şampiyonalarda başarılar diledi.
Van Akdamar Adası Badem Çiçeği Festivali lansman toplantısı yapıldı Van’da bu yıl üçüncüsü düzenlenecek olan Akdamar Adası Badem Çiçeği Festivali’nin lansman toplantısı yapıldı. Van Ticaret ve Sanayi Odasında (Van TSO) düzenlenen lasnman toplantısına Van Vali Yardımcısı İbrahim Gültekin, Kültür ve Turizm İl Müdürü Abdurrahman Şahin, Van TSO Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva, paydaş kurum yöneticileri ve turizmciler katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan toplantıda açılış konuşmasını yapan Vali Yardımcısı İbrahim Gültekin, festivallerin şehirler için önemli etkinlikler olduğuna dikkat çekti. Gültekin, "Birincisi festivaller; şehirdeki insanları hem birbiriyle hem bölge illeriyle veya ülkenin diğer illeriyle hatta uluslararası festivallerde, diğer ülke vatandaşlarıyla bir araya getiren, kaynaşmalarını sağlayan, ekonomik ve kültürel geçişkenliklerin olduğu etkinliklerdir. İkincisi, festivaller turizmi ciddi anlamda besler ve dolayısıyla kentin ekonomisine ciddi katkı sağlar. Üçüncüsü, festivaller şehrin doğal güzelliklerini, tarihi, sanatsal ve kültürel zenginliklerini hem yansıtır hem de bu öğeleri besler. Ben festivalin bu boyutunu çok önemsiyorum. Diğer boyutlarda çok önemli ama önemli olan bir şehrin doğal güzelliklerini, tarihi, kültürel ve sanatsal zenginliklerini doğru şekilde festivaller aracılığıyla hem kendi insanına hem de bölge insanına yansıtabilmektir" dedi. Van Kültür ve Turizm İl Müdürü Abdurrahman Şahin’in slayt gösterisi eşliğindeki sunumunun ardından konuşan Van TSO Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva ise Anadolu’da ilk açan bademlerin olduğu coğrafyada yaşadıklarını aktararak, "1750 rakımda erken badem çiçeğinin açılmasının mitolojik bir karşılığı var. Dünyaca ünlü bir adamız var ve o adada badem çiçekleri kısa da olsa belli bir dönemde dünyaya bir görsel şölen oluşturuyor. Bizlerde Van Valiliği öncülüğünde, diğer paydaşlarımızla birlikte bunu dünyaya tanıtmaya ve farkındalığı üst düzeye taşımanın gayreti içerisinde olacağız. Bu yıl 19-20 Nisan’da gerçekleşecek olan Akdamar Adası Badem Çiçeği Festivali’ne ev sahipliği yapmaktan ve lansman toplantısının odamızda gerçekleştiriliyor olmaktan dolayı duyduğum memnuniyeti ifade ediyorum. Hayırlı ve uğurlu olsun" ifadelerini kullandı. Toplantı soru ve cevap bölümü ile sona erdi.