GÜNDEM - 29 Eylül 2021 Çarşamba 11:15

Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü MAX’lerin uçuşuna onay verdi

A
A
A
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü MAX’lerin uçuşuna onay verdi

29 Ekim 2018 ve 10 Mart 2019 tarihlerinde yaşanan iki ölümlü kaza sonrası tüm dünyada uçuşları durdurulan Boeing B737-8 ve B737-9 MAX uçakları, yaklaşık 2 yıl sonra yeniden uçuşlara başladı. Türk Hava Yolları, 15 Nisan itibaren Boeing 737 MAX uçaklarını tekrar seferlerde kullanmaya başlamıştı.

29 Ekim 2018 ve 10 Mart 2019 tarihlerinde İki ölümlü kazaya karışmasının ardından tüm dünyada seferden kaldırılarak yere indirilen Boeing 737 MAX uçakları firma tarafından yeniden incelemeye alındı. Boeing’in yaptığı inceleme sonucu 737 MAX’ler, yapılan büyük yazılım değişiklikleri ve yüzlerce saatlik test uçuşlarının ardından onay alarak tekrar gökyüzünde yolcu taşımaya başladı.

Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü MAX’lerin uçuşuna onay verdi

ABD Havacılık İdaresi (FAA) tarafından Boeing 737 MAX’lerin uçuşuna onay vermesinin ardından Türk Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM), iki yılı aşkın süredir yerde bekleyen Boeing 737 MAX uçaklarının yeniden uçması konusunda Uçuşa Elverişlilik Direktifinin yayınlandı.

SHGM tarafından B737 MAX uçaklarının yeniden uçuşuna onay verilen açıklama şöyle:

“Bilindiği üzere, 29 Ekim 2018 ve 10 Mart 2019 tarihlerinde yaşanan iki ölümlü kaza sonrası Boeing B737-8 ve B737-9 MAX uçaklarının uçuşları tüm dünyada olduğu gibi 12 Mart 2019 tarihinde Ülkemizde de durdurulmuştur. Sonrasında, ilgili hava araçlarının yeniden hizmete alınması amacıyla hava aracı tasarımı sahibi Boeing şirketi ile ABD Havacılık İdaresi (FAA) tarafından ülkemizin de arasında bulunduğu ilgili hava araçlarının hizmette olduğu ülke havacılık otoriteleriyle gerekli tedbir ve uygulanması gereken işlemlere yönelik çalışmalar yapılmıştır. Bu kapsamda, yürütülen çalışmalar neticesinde Genel Müdürlüğümüz tarafından ekte yer alan Uçuşa Elverişlilik Direktifi (UED-2021/0001) hazırlanmıştır. Bu bağlamda, anılan Uçuşa Elverişlilik Direktifi (UED)’nin uygulanması koşuluyla Ülkemiz ilgili operatörlerinde bulunan Boeing B737-8 ve B737-9 MAX tipindeki uçakların yeniden hizmete alınması Genel Müdürlüğümüzce uygun olarak değerlendirilmiştir. İki büyük kazanın ardından 13 Mart 2019 tarihinde uçuşları durdurulan Boeing 737 MAX uçaklarına yolcu taşıma izni çıktı. Amerikan Federal Havacılık Otoritesi FAA gerekli onayı verdi.”

THY Boeing 737 MAX’i Marmara Adası etrafında test etti

13 Mart tarihi itibari ile Boeing 737 MAX’leri seferden çeken Türk Hava Yolları, sorunun giderilmesi için özel bir ekip kurdu. Özel ekip tarafından Boeing’in istediği modifikasyonları yapan Türk Hava Yolları, filosunda bulunan Boeing 737 MAX’lere Marmara Adası etrafında test uçuşu yaptırdı. Testlerin başarılı olmasının ardından Türk Hava Yolları filosunda bulunan 12 Boeing 737 MAX’i 15 Nisan 2021’de yeniden sefere koydu.

THY siparişlerini iptal etti

Türk Hava Yolları, yaşanan kazaların ardından uzun süre yerde bekleyen Boeing 737 MAX Siparişlerini iptal etmişti. Konuyla ilgili Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) açıklama yapan Türk Hava Yolları, 10 adet Boeing 737-8 MAX siparişini iptal ettiğini, mevcut kesin siparişlerden de 40’ını opsiyona çevirdiğini bildirmişti.

THY 150 Milyon Dolar tazminat aldı

Türk Hava Yolları (THY) yere indirilen ve teslimatları yapılamayan Boeing 737 Max uçaklarıyla ilgili maruz kaldığı kayıplarının belli bir kısmını Boeing ile anlaşarak tanzim etti. Türk Hava Yolları’nın Amerikalı üreticiden nakit olarak 150 milyon dolar aldığını buna ek olarak yedek parça ve eğitim ücretleri olarak da 75 milyon dolar aldığı öğrenildi. Boeing’in şu ana kadar 737 Max uçaklarından ettiği zararın 9 milyar doları aştığı iddia ediliyor.

Tuncer Cengiz
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Saylak: “Toprağı korumak, vatanı korumaktır” Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) kararıyla gündeme gelen 5 Aralık Dünya Toprak Günü dolayısıyla bir açıklama yapan Muğla İl Tarım ve Orman Müdürü Barış Saylak, "Gıda arzının temeli tarım, tarımın temel kaynağı ise topraktır. Biz topraklarımızı, vatanı korur gibi korumak için çalışıyoruz" dedi. Saylak, toprağın sonsuz yaşam kaynağı olduğunu, toprağı korumanın ‘Vatanı Korumak’ anlamına geldiğini belirtti. Muğla İl Tarım ve Orman Müdürü Barış Saylak, 5 Aralık Dünya Toprak Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Küresel iklim değişikliği, çölleşme ve doğal afetlerin tehdit ettiği tarımsal toprak varlığımızı gelecek nesillere koruyarak ve geliştirerek aktarabilmek adına yaptıklarımız, bundan sonra yapacaklarımızın da teminatıdır. Bakanlığımızın öncülüğünde, tarımsal üretim yapılan topraklarımızın verimliliğini, kalitesini artırmak, atıl topraklarımızı üretime kazandırmak ve yaşadığımız kayıpları bertaraf edebilmek adına projelerimizi art arda hayata geçiriyoruz. Toprağın korunması konusunda tüm paydaşlarımızın sorumluluğu olduğunu ve bu konudaki farkındalığı geliştirmek adına dayanışma içinde çalışmamız gerektiğini her fırsatta dile getiriyoruz” diye konuştu. “Her yıl 75 milyar ton toprak erozyona uğruyor” Dünya üzerinde her yıl yaklaşık 75 milyar ton toprağın erozyona uğradığını, hızlı yapılaşma, doğal afetler ve iklim değişiklikleri nedeniyle toprak varlığının büyük bir tehditle karşı karşıya olduğunu hatırlatan Saylak, "Gıdanın, üretimin, tarımın temelini oluşturan sağlıklı topraklar en önemli doğal kaynaklarımızdan biri, aynı zamanda ekosistemin taşıyıcı gücüdür. O nedenle, üreticilerimizi sürdürülebilir olmayan toprak ve arazi kullanımı, kural dışı hasat, yanlış bitki koruma ürünü kullanımı, anız yakımı gibi uygulamalar konusunda sürekli uyarıyoruz" dedi. 100. yıl toprak analiz laboratuvarı Muğla Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı (YİKOB) işbirliğiyle ‘YİKOB Destekli Toprak Analizi’ projesi hazırlayarak uygulamaya başladıklarını belirten İl Müdürü Barış Saylak, proje kapsamında Muğla’ya bir laboratuvar kazandırdıklarını kaydetti. Cumhuriyetin 100’üncü yılında Menteşe İlçe Müdürlüğü binasında hizmete sunulan 100. Yıl Laboratuvarının, toprak ve sulama suyu faaliyetlerine devam ettiğini ve açıldığı günden bu yana 535 adet toprak ve 2 adet sulama suyu numunesinde analizler yaparak ayrıntılı sonuç raporlarını ilgili kişi ve kurumlarla paylaştığını açıkladı. Muğla 100. Yıl Toprak Analiz Laboratuvarının son teknolojik alet ve ekipmanlarla çiftçilere, kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektöre geniş bir analiz yelpazesi ile hizmet sunduğunu söyleyen Saylak, "Üretimde yüksek verim, kalite ve karlılığı sağlamanın en öncelikli şartı, toprağı iyi tanımaktan geçer. Üreticilerimize her fırsatta hatırlattığımız gibi, doğru zamanda doğru gübre ve ilaç kullanımının ön şartı da toprak analizidir. Bilinçsiz gübreleme, sadece üreticimizin gelir kaybına yol açmakla kalmaz, aynı zamanda toprağın yapısını da bozarak, toprak ve çevre kirlenmesine yol açar. Bu nedenle, kalite, verim ve sürdürülebilirlik için tüm üreticilerimizi toprak analizi yaptırmaları konusunda uyarmayı görev biliyorum" dedi. “19 ton zirai ambalaj atığı bertaraf edildi” Ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın işbirliğinde Muğla Valiliği himayesinde Muğla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı, Muğla Vakfı (MUÇEV) ortaklığında birçok kurum ve kuruluşun katkılarıyla doğa dostu bir proje olan, ‘Muğla İli Bitki Koruma Ürünleri ve Gübre Ürünleri Ambalaj Atıklarının Toplanması ve Bertarafı’ projesi ile Haziran 2021 yılından itibaren 19 ton zirai ambalaj atığı toplanarak bertaraf edildiğini elirter Saylak, hedeflerinin temiz su, temiz toprak, temiz çevre. Bu projemizle pestisitlerin su kaynaklarımızı, toprağımızı, çevremizi ve denizlerimizi kirletmesinin önüne geçmek olduğunu belirti. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın, tüm ülkede ekilebilir tarım arazisi varlığını koruma altın aldığını ve yeni üretim planlaması ile birim topraktan elde edilecek üretim miktarını artırmak amacıyla çalıştığını hatırlatan Saylak, Türkiye’de 2024 yılı itibariyle koruma altına alınan ova sayısının 468’e çıkarıldığını söyledi. Saylak, "Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazetede yayımlanan karar ile 19 ilimizde 28 yeni ovayı tarımsal üretim potansiyeli yüksek olduğu için tarımsal sit alanı olarak ilan ettik. Koruma altına aldığımız büyük ova sayısı 468’e, korunan alan miktarı da yaklaşık 9,5 milyon hektara çıktı. Biz, yaşam kaynağımız olan toprağı en değerli hazinemiz olarak görmeye ve korumaya devam edeceğiz. Bu vesileyle 5 Aralık Dünya Toprak Günümüzü bir kez daha kutluyorum" dedi.
Ankara İmar hakkı aktarımı tanımı getirilen teklif kabul edildi ve yasalaştı ANKARA (İHA) – Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklikler Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi ve yasalaştı. TBMM Genel Kurulunda kabul edilen teklif ile birlikte, köyde ikamet eden ve köy nüfusuna kayıtlı olup evi bulunmayan ihtiyaç sahiplerine satılan taşınmazlar üzerinde çeşitli nedenlerle bina yapmayanlara ya da taksitlerini ödemeyen hak sahiplerine verilen süre 31.12.2028 tarihine kadar uzatılacak. Gecekondu Kanunu’nun 18’inci maddesinde yapılan düzenleme ile yıkım kararının hangi makamlar tarafından alınacağı, hangi sürede ve nasıl ilgililere tebliğ edileceği, yıkım işleminin tebliğden ne kadar süre sonra ve nasıl tesis edileceği düzenlenerek idari işleme karşı yargı yoluna başvuru imkanı sağlanacak. İmar hakkı aktarımı, "1/1000 ölçekli uygulama imar planının bulunduğu, arazi ve arsa düzenlemesi yapılmış ya da yapılması mümkün olmayan alanlarda, parselin tamamının ya da bir kısmının umumi ve kamu hizmet alanlarında kalması sebebiyle, parsel üzerinde özel mülkiyete konu yapılaşma hakkının verilememesi durumunda, verilemeyen emsale esas inşaat hakkının başka parsel ya da parsellere imar planı kararı ile taşınması işlemidir" şeklinde tanımlanıyor. İmar hakkı aktarımı yapılarak umumi ve kamu hizmet alanlarının kamuya mali külfet getirmeden bedelsiz karşılanarak kamu mülkiyetine geçirilmesi, vatandaşların mülkiyetlerindeki kısıtlılığın kaldırılması ve kamulaştırmasız el atma davalarının önüne geçilmesi amaçlanıyor. Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan yerler ile bölgenin ihtiyacı olan yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi/parkı, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı öğretime yönelik eğitim tesis alanları, kamuya ait kreş ve gündüz bakımevleri, pazar yeri, semt spor alanı, toplu taşıma istasyonları ve durakları, Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık tesis alanları, otoyol hariç erişme kontrolünün uygulandığı yol, su yolu, bölgenin geneline hizmet veren spor alanı, belediye hizmet alanı, sosyal ve kültürel tesis alanı, kamu hizmeti için planlanan teknik altyapı ve trafo alanları, özel tesis yapılmasına konu olmayan ağaçlandırılacak alan, rekreasyon alanı olarak ayrılan parseller ve mesire alanları, resmi kurum alanı, uygulama imar planı kararı ile getirilen diğer umumi ve kamu hizmet alanları, otogar alanından oluşacak ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamayacak. “Değer artış payının peşin ödenmesi halinde yüzde 10 indirim uygulanacak” Taşınmaz maliklerinin tamamının talebi üzerine parsel bazında fonksiyon değişikliği ile ada bazında yapılacak imar planı değişikliği sonucunda değerinde artış olan parsel veya parsellerin artan değeri ile mahkemelerce iptal edilen imar planı değişikliklerinde, imar planı değişikliği neticesinde yürürlükten kalkan imar planı ile teklif edilen yeni imar planının kapsadığı parsel veya parsellerde oluşan değer farkının yüzde 90’ı, değer artış payı olarak alınacak. Değer artış payı peşin veya taksitle ödenebilecek. Değer artış payının peşin ödenmesi halinde yüzde 10 indirim uygulanacak ve en geç tahakkukun oluştuğu tarihi takip eden bir ay içerisinde ödenecek. “Yapı Denetimi Hakkında Kanun’da yapılan değişiklikle güneş enerji santralleri ile rüzgar enerji santralleri Kanun’un kapsamı dışına çıkarılıyor” Kanun ile birlikte yapı denetim hizmet sözleşmelerinin kurulmaları ve yapı denetim firmalarının görevlendirilmelerine ilişkin düzenleme yapılacak. Güneş enerji santralleri ile rüzgar enerji santralleri Kanun’un kapsamı dışına çıkarılacak. Ayrıca, yapı denetim hizmet sözleşmesi bedeline esas inşaat alanı 500 metrekareye kadar olan yapılarda, yapı sahibince belirlenen yapı denetim kuruluşuyla, diğer hizmet sözleşmelerinde ise Bakanlıkça yayımlanacak usul ve esaslara göre o yapı için ildeki faal yapı denetim kuruluşu sayısı da dikkate alınarak elektronik ortamda aynı anda belirlenen en fazla iki yapı denetim kuruluşundan biriyle yapı sahibi arasında yapı denetim hizmet sözleşmesi akdedilebilecek.