GÜNDEM - 03 Aralık 2024 Salı 12:38

Tapuda yeni dönem: Eski kimlikler geçersiz olacak

A
A
A

Kayseri Emlakçılar Odası Başkanı Selim Atasoy, 01 Ocak 2025 tarihinden itibaren tapu işlemlerinin eski kimlik kartları ile yapılamayacağını söyleyerek, “Vatandaşlarımız Temmuz uzatmasını kıstasa almasınlar” dedi.

Çipli kimlik kartları ile kötü niyetli kişilerin de işlem yapmasının ve bilgi kirliliklerinin önüne geçileceğini söyleyen Selim Atasoy, “Tapu sahibi olan milyonlarca vatandaşımızı ilgilendiren ve şu anda tapu dairelerinde işlem yaparken yeni kimlik kartlı uygulama işlemi 01 Ocak 2025 tarihi itibariyle Türkiye genelinde zorunlu hale gelecek. Artık teknoloji gelişiyor ve bu gelişen teknolojiye bizler de ayak uydurmak zorundayız. Bu gelişen teknolojiyle birlikte vatandaşlarımız ve meslektaşlarımızla memnuniyet içerisinde ve de ayrıyeten tapu dairelerinde olumlu sonuçlarla karşılaştığımız kanaatindeyiz. Elektronik Kimlik Doğrulama Sistemiyle birlikte vatandaşlarımız tapu dairelerinde işlemlerini hızlı güvenli şekilde yapacak. Önemli bir konu da vatandaşlarımız mağduriyet yaşamayacak. Bilgi kirliliği olmayacak ve de en önemli konu bizim için de önemli bu; vatandaşlarımız için de önemli olan konulardan birisi de kötü niyetli kişilerin tapu dairelerinde işlem yapmasının önüne geçileceği kanaatindeyiz. Bunun dışında vatandaşlarımız zaman kaybetmeden en kısa sürede nüfus müdürlüklerine gidip eski kimlik kartlarını, yeni çipli kimlik kartlarıyla değiştirsinler” dedi.

Tapuda yeni dönem: Eski kimlikler geçersiz olacak

“Temmuz ayını kıstasa almasınlar”

Atasoy, tapu işlemlerinde yeni kimlik döneminin 01 Ocak’ta başlayacağını ve vatandaşların Temmuz ayını kıstasa almamaları gerektiğini söyleyerek, “Hem vatandaşlarımız tapu dairelerinde işlem yapma esnasında da hem mağdur olmazlar hem de herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmazlar diyoruz. 01 Ocak 2025 tarihi itibariyle tapu müdürlüklerinde yeni çiftli kimlik kartları zorunlu hale gelecek. Onun için Temmuz ayına kadarki verilen süreyi kıstasa almasınlar diyoruz vatandaşlarımıza” ifadelerini kullandı. 

Eren Kan 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şanlıurfa Bakan Yumaklı: “Ceyhan 99 isimli buğday tohumunun toprakla buluşmasını gerçekleştirdik” Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “TAGEM Genel Müdürlüğü tarafından geliştirilmiş olan Ceyhan 99 isimli buğday tohumunun toprakla buluşmasını gerçekleştirdik” dedi. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) Ceylanpınar işletmesinde Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) tarafından geliştirilen buğday tohumunun ekimine katıldı. İşletmede incelemelerde bulunan ve yetkilerden bilgi alan Yumaklı, modern makine ve tekniklerle yapılan buğday ekimini takip etti. Yumaklı, burada yaptığı açıklamada bakanlık bünyesindeki TAGEM’in geliştirdiği Ceyhan 99 ismini taşıyan buğdayı verimli topraklarla buluşturduklarını belirtti. TİGEM’e ait Şanlıurfa Ceylanpınar TİGEM’in 1 milyon 600 bin dekarla dünyanın tek parça en büyük işletmesi olduğuna dikkat çeken Yumaklı, “Bunun 1 milyon dekarı sulanabilir arazi. Geriye kalan sulanamayan alanlarda da çok farklı faaliyetler devam ediyor. Bugün burada TAGEM Genel Müdürlüğü tarafından geliştirilmiş olan Ceyhan 99 isimli buğday tohumunun toprakla buluşmasını gerçekleştirdik. Şu an kullanılan buradaki teknolojinin gerek traktörler gerekse bu tohumun ve gübrenin toprakla buluşmasını sağlayan ekipmanlar açısından son derece gelişmiş olması elbette birçok kolaylığı sağlıyor ve kaynak kaybını da önlemiş oluyor” diye konuştu. “Burada üretilen tohumlar Türkiye’nin dört bir tarafındaki üreticilere ulaşmış oluyor” TİGEM’in fonksiyonları ve yüklendiği misyon itibarıyla Türkiye’deki tarımsal üretimin gelişmesi için önderlik ettiğinin altını çizen Bakan Yumaklı, yapılan yatırımlarla çiftçilerin daha iyi ürün alabilmeleri için onlara adeta örneklik yaptığını ve pilot uygulamaları gösterdiğini belirtti. TİGEM’in hem Türkiye hem de bitkisel üretim için bir emniyet supabı görevi üstlendiğine işaret eden Yumaklı, “Burada üretilen tohumlar Türkiye’nin dört bir tarafındaki üreticilere ulaşmış oluyor. Sertifikalı tohumu özellikle yaygınlaştırmakla ilgili bugüne kadar büyük başarı elde edilmiş. Bundan sonra da devam edecektir. Türkiye’de üretilen her 100 kilogramlık sertifikalı tohumun 40 kilogramının TAGEM tarafından geliştirilip, TİGEM tarafından da çoğaltılarak çiftçilerimize ulaştırıldığını düşünürsek hakikaten bu işletmeler ülkemiz tarımının ve bitkisel üretimin gelişmesi için büyük bir görev üstlenmiş durumda” dedi. “Üreticilerimiz verilen eğitimlerle yeni teknolojilerle de tanışmış oluyorlar” Bakan Yumaklı, kullanılan makine, ekipman ve teknoloji takibinin önemini vurgulayarak, şunları kaydetti: “Üreticilerimiz zaman zaman buralarda kendilerine verilen eğitimlerle yeni teknolojilerle de tanışmış oluyorlar. İnşallah burada üretilen ve Türkiye’nin dört bir yanına yayılan tohumlarla ülkemizin tarımsal üretimi, özellikle de üretim planlaması bağlamında bizim istediğimiz ve arzu ettiğimiz sonuçları bir eşgüdüm halinde verecek faaliyetler devam edecektir.”
İzmir Karşıyaka’nın simge yapısı Mahfel yıllardır sahipsiz İzmir Karşıyaka’nın önemli tarihi yapılardan olan, Atatürk’ün de İzmir ziyaretlerinde sıkça uğradığı ‘Mahfel’ bakımsızlıktan harabeye döndü. 2018 yılında Karşıyaka Belediyesinin kamulaştırma kararına rağmen mahfele sahip çıkılmadığını belirten AK Parti Karşıyaka Belediyesi Meclis Üyesi Hasan Ünal, “Burası cumhuriyetimizin bir mirası. Gelin Atatürk’ün mirasına sahip çıkın” şeklinde Karşıyaka ve İzmir Büyükşehir belediyelerine çağrıda bulundu. Karşıyaka tarihinin en köklü yapılarından biri olan Mahfel, cumhuriyetin ilanından sonra uzun yıllar Karşıyaka Spor Kulübü’ne, CHP Karşıyaka İlçe Başkanlığı’na ve Halkevlerine ev sahipliği yaptı. Kulüp binası olduğu dönemde, 1925 ve 1926 yıllarında Atatürk tarafından da ziyaret edilen Mahfel, yıllar önce kaderine terk edildi. Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı olarak tescilli bulunan ancak yıkılmaya yüz tutan tarihi yapının restorasyonu için Karşıyaka Belediye Meclisi 2018 yılında kamulaştırma kararı aldı. "Gazi Evi" olarak önerilen tarihi yapı, bahçesi ile birlikte bir bütün olarak korunacak iken meclisin kamulaştırma kararı sonraki süreçte kağıt üzerine kaldı. “Atatürk’ün mirasına sahip çıkın” Karşıyaka Belediye Meclisinin 2018 yılında burası için kamulaştırma kararı aldığını hatırlatan AK Parti Karşıyaka Belediyesi Meclis Üyesi Hasan Ünal, "Gerek Karşıyaka Belediyesi gerek İzmir Büyükşehir Belediyesinin kamulaştırma kararının gereği olarak buranın satın alma işlemini gerçekleştirmesi gerekiyor. Cumhuriyet değerleriyle gurur duyuyorsak burası da cumhuriyetimizin bir mirası. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mirası. Ata’mızın burada ayak izleri var. ’Atatürkçüyüz’ demekle, ’Atatürk’ün partisiyiz’ demekle, Atatürkçü olunmuyor. Gelin Atatürk’ün mirasına sahip çıkın.” dedi. Yerel yönetimlerin tarihi yapıya sahip çıkmaması durumunda, buranın restorasyonu ilgili bir kampanya başlatacağını ve ilk katkıyı kendisinin koyacağını söyleyen Ünal, öncelikle belediyelerden adım atılması gerektiğini sözlerine ekledi.
Adana Annesinin ölümüne neden olan sürücü serbest kaldı, kızı gözyaşlarıyla karara itiraz etti Adana’da ölüme neden olan sürücünün testis kanseri olduğu gerekçesiyle 45 günde tahliye edilmesine kazada hayatını kaybeden kadının ailesi tepki gösterdi. Kazada annesi ölen Cansu Akbaş, gözyaşlarıyla karara itiraz edeceklerini belirterek, "Özel bir hastaneden alınma kanser hastası raporunu mahkemeye sunuyorlar ve serbest bırakılıyor. Bu çocuk son 1 ayda 19 kez aşırı hızdan ceza yemiş" dedi. Kaza, geçen 10 Ağustos’ta merkez Çukurova ilçesi Turgut Özal Bulvarı’nda saat 21.00 sıralarında meydana geldi. İddiaya göre, Kasım Y. (23) idaresindeki 01 AEY 213 plakalı Volkwagen marka otomobil, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu refüje çıktı. Araç, bu sırada yolun karşısına geçmeye çalışan Sevgi Akbaş’a (54) çarptı. Çarpmanın etkisiyle savrulan Akbaş, kafasını kaldırıma vurdu. Çevredekilerin ihbarı üzerine bölgeye sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri kadının olay yerinde hayatını kaybettiğini belirlerken, polis ekipleri Kasım Y.’yi gözaltına aldı. Panik anları güvenlik kamerasında Öte yandan, bir iş yerinin güvenlik kamerasına yansıyan kazada, Kasım Y.’nin makas attıktan sonra aracının kontrolden çıktığı, kafede oturanların panik yaşadığı görüldü. Ayrıca kaza ile ilgili alınan kaza tespit tutanağı ve trafik bilirkişi raporunda, kazanın oluşumunda sürücü Kasım Y.’nin kusurlu, Sevgi Akbaş’ın ise kusursuz olduğu belirtildi. Tahliye edildi Tutuklanıp cezaevine gönderilen Kasım Y. hakkında, Adana 40. Asliye Ceza Mahkemesi’nde ’Taksirle Ölüme Neden Olma’ suçundan açılan davanın ilk duruşması görüldü. Tutuklu sanık Kasım Y. savunmasında, "Kaza diğer aracın beni sıkıştırması nedeniyle meydana geldi. Kaza sırasında alkollü değildim. Kazadan sonra olay yerinden ayrılmadım. Olayda kusurumun olmadığını düşünüyorum. Öncelikle beraatimi isterim, hakkımda ceza tayin edilecek olursa bu cezayı kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalışıp infaz etmek isterim" dedi. Sanık avukatı Ahmet Özer de, "Müvekkilim testis kanseridir. Tedavi evraklarını mahkemeye sunuyoruz. Müvekkilimin bu aşamada tahliyesini talep ederiz" dedi. Mahkeme hakimi, sanık Kasım Y.’nin tutuklulukta geçirdiği süre, delillerin önemli ölçüde toplanmış olması, ayrıca testis kanseri olduğunu göz önüne alarak ’Konutu Terk Etmeme’ ve ’Yurt Dışına Çıkamamak’ adli kontrol şartları ile tahliyesine karar verdi. Özel hastaneden alınan raporu mahkemeye sundular Öte yandan, mahkemeye sunulan kanser hastası raporunun ise özel bir hastaneden alındığı ve raporda ’2022 yılında testis kanseri tanısı konmuştur. Nüsk riski olan olgunun takipleri devam etmektedir. Ağustos 2024 tarihli kontrolünde remisyonda (hastalık aktivitesinin bulunmadığı) olduğu tespit edilmiştir’ yazıldığı görüldü. Aile karara itiraz etti Sevgi Akbaş’ın ailesi ise bu karara itiraz etti. İhlas Haber Ajansı’na konuşan Sevgi Akbaş’ın 23 yaşındaki kızı Cansu Akbaş, "Annem eve gidiyordu ve karşıda karşıya geçerken çok yüksek hızla gelip çarptı anneme ve ölümüne neden oldu. 45 gün cezaevinde yattı ve çıktı. Biz 45 günlük ceza beklemiyorduk, en azından acımızın biraz daha dinmesini bekliyorduk. Bir şey yapamıyoruz, elimizden bir şey gelmiyor. Turgut Özal Bulvarı’nda bu yapılan 140 kilometre hız normal değil. Otoyolda bu hız yapılmaz. Bunun kaza olduğuna asla inanmıyoruz" ifadelerini kullandı. "Biz sadece adalet istiyoruz" "Son 1 ayda 19 kez aşırı hızdan ceza yemiş" diyen Akbaş, sürücünün kaza öncesi ise bir başkasıyla yarıştığını iddia etti. Akbaş, "Güvenlik kamerası görüntülerinde zaten hepsi görülüyor. Çok geriden başlıyor yarış. Çok hızlı bir şekilde geliyor ve asla frene basmıyor. Annemi gördüğü halde asla durmuyor. Özel bir hastaneden alınma kanser hastası raporunu mahkemeye sunuyorlar ve serbest bırakılıyor. Biz bunu da asla anlamlandıramıyoruz. Biz sadece adalet istiyoruz. Başkalarının başına gelsin istemiyoruz" diyerek gözyaşlarına boğuldu.