Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rami Kütüphanesi’nin açılışına katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte tören öncesi Rami Kütüphanesi’ni gezdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kurdele kesim töreniyle Rami Kışlası açıldı. Rami Kütüphanesi’nin açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Rami Kütüphanesi'nin ülkemize, milletimize, İstanbullumuza özellikle de gençlerimize hayırlı olmasını diliyorum. Sözlerimin hemen başında dün ebediye intikal eden kıymetli sanatçımız Burhan Çaçan'a Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Burhan Çaçan yürek tellerimizi titreten güçlü sesi ve kendine özgü yorumu ve her zaman koruduğu vakur duruşuyla hem halkımızın gönlünde taht kurmuş hem de Türk halk müziğine sayısız katkılar yapmış bir sanatçımızdı. Merhum sanatçımız bizim de ilk gençlik yıllarımızdan itibaren severek dinlediğimiz ve şahsiyetini hep beraber takdir ettiğimiz müstesna bir insandı. 45 yıllık sanat hayatı boyunca birbirinden değerli albümlere imza atan Burhan Çaçan vefatıyla geride doldurulması zor bir boşluk bırakmıştır. Başta ailesi olmak üzere ailesine yakınlarına ve tüm sevenlerine rabbim sabır versin diliyorum” dedi.
“Bu abide eseri İstanbul’un en büyük kütüphanesi olarak düzenlemek için yürüttüğümüz çalışmalar nihayet bitti”
Kütüphaneye dönüştürülen Rami Kışlası'nın kendisinde çok önemli bir yeri olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kütüphaneye dönüştürülen Rami Kışlasının ülkemizin son 2,5 asırlık tarihinde çok önemli bir yeri var bende. Burası gıda çarşısına dönüştüğünde burada uzunca bir zaman peynir, sucuk, pastırma satışı yaptık. Burada bir geçmişim var, bu geçmişimizi bir kenara koymak mümkün değil. Aynı zamanda burası ne haldeydi, hep söyleriz ya nereden nereye. Rami top sahası olarak burada top da oynadım. Buralara yabancı değiliz. Bizim Süleyman Efendi de burada epeyce zaman geçirdi. Hepsinden öte Sultan 2. Mahmut 1828 - 1829 yılındaki Osmanlı Rus savaşının askeri ve idari yönetimini bu kışladan yürütmüştür. Cumhuriyet döneminde de aynı amaçla uzunca bir süre kullanılan kışla daha sonra gıda toptancıları sitesi de dahil farklı biçimlerde değerlendirilmiştir. Zaman içerisinde ciddi bir tahribata uğrayan bu abide eseri İstanbul’un en büyük kütüphanesi olarak düzenlemek için yürüttüğümüz çalışmalar nihayet bitti. Rami’yi sadece kütüphane değil pek çok faaliyetin yapılabileceği bir kültür merkezi olarak planladık” şeklinde konuştu.
“Rami bünyesindeki yazma eserler kütüphanesi de buraya ayrı bir derinlik katacak”
Buradaki kütüphanenin haftanın her günü günün 24 saati gençler başta olmak üzere kitapseverlere hizmet vereceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kullanım alanı 36 bin metrekareyi geçen peyzaj alanı 51 bin metrekareyi bulan ve diğer ilaveleriyle birlikte yaklaşık 110 bin metrekarelik bir alanda şu andaki yapıya kavuşmuş bulunuyoruz. Kütüphanemizde ilk etapta 2 milyonu aşkın kitap ve 4 bin 200 kişilik kapasite ile hizmete başlamasından memnuniyet duyuyorum. Kitap sayımız elbette zaman içinde daha da artacak. Kütüphane bünyesindeki Atatürk İhtisas Kütüphanesi de 25 bin ciltlik külliyatıyla kendi alanında önemli bir ihtiyacı karşılayacaktır. Yine Rami bünyesindeki yazma eserler kütüphanesi de buraya ayrı bir derinlik katacak. Günümüzün olmazsa olmazı dijital kaynaklar da burada meraklılarıyla buluşacaktır. Bünyesindeki pek çok farklı birimle İstanbul'a kazandırdığımız bu güzel kültür merkezinin restorasyonun da emeği geçen başta Bakanımız olmak üzere tüm ekibini özellikle tebrik ediyorum. Gerçekten bu eser her türlü takdirin üzerinde bir eser” dedi.
“Cumhuriyetimizin 100. yılını 100 yeni kütüphane ile karşılama hedefimize adım adım yaklaşıyoruz”
“Ülkemizin, özellikle de İstanbul'un tarihi ve kültürel mirasına sahip çıkmayı ecdada karşı sorumluluğumuz olarak görüyoruz” diyen Erdoğan, “Üstelik sadece bununla kalmıyoruz. Modern sanatların ülkemizde yaygınlaşmasını sağlayacak projeleri de hayata geçiriyoruz. Bu anlayış ile Ankara’daki Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde ülkemizin en iyi altyapısına sahip bir kongre ve kültür merkezi ve kütüphaneyi milletimizin hizmetine sunduk. Cumhurbaşkanlığımızın Çankaya Köşkündeki, Tarabya’daki, Dolmabahçe'deki Yıldız Sarayı'ndaki tarihi eserleri restore ederek Vahdettin Köşkünü o yanmış halinden sonra bugünkü haline getirerek yeni baştan yaparak tarihimize sahip çıktık. Milli Saraylar Başkanlığını Cumhurbaşkanlığı'na bağlayarak ecdat yadigarı pek çok eserin ihyasını sağladık. Taksim’deki Atatürk Kültür Merkezi'ni yürütülen tüm olumsuz kampanyalara rağmen yeniden ve çok daha güzel bir şekilde İstanbul'un kültür sanat hayatına kazandırdık. Cumhuriyetimizin 100. yılını 100 yeni kütüphane ile karşılama hedefimize adım adım yaklaşıyoruz. Bir taraftan Kültür ve Turizm Bakanlığımız, diğer taraftan Millet Bahçeleri bünyesindeki kütüphane çalışmaları ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız, belediyelerimiz ülkemizi ve gençlerimizi kitapla buluşturmak için canla başla çalışıyor. Yeni bir anlayış ile dönüştürdüğümüz ve inşa ettiğimiz kütüphanelerimizin gençliğimiz üzerinde gördüğü kabule gittiğimiz her yerde şahit oluyorum. Bu mana, bu söz en iyi vücut bulduğu yerlerin bence kütüphaneler olduğuna inanıyorum. İşte burası böyle bir eserdir” ifadelerini kullandı.
“Kütüphanelerimiz ne kadar zengin, yaygın, hareketli ise medeniyetimiz o derece güçlü, milletimiz o derece müreffeh olmuştur”
Gençlerle bir arada olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “'Cumhurbaşkanım 5 dakikada okuldan buraya geliyoruz' dediler. Burada 'çayınızı, kahvenizi, çorbanızı içecek misiniz' İçeceksiniz, para yok. Yarın sabahtan itibaren bu uygulama da başlıyor. Şöyle geriye doğru baktığımızda kütüphanelerimiz ne kadar zengin, ne kadar yaygın, ne kadar hareketli ise medeniyetimiz o derece güçlü milletimiz o derece müreffeh olmuştur. Bizim medeniyetimiz kitapla, defterle, kalemle, mürekkeple, okumakla, anlamakla, sormakla, anlatmakla yoğrulmuş, ilimle, irfanla, hikmetle kıvamını bulmuştur. Duvarları kitaplarla dolu bir kütüphaneyi en kıymetli hazinelerden daha üstün tutan ecdadımız her kütüphaneyi cennetten bir köşke benzetmiştir. Ecdat onların eserlerini de bu ağaçların meyveleri olarak görmüştür. İnşallah biz de onlara layık oluruz” dedi.
“Hükümete geldiğimiz günden beri adalet, hak, hakkaniyet ve fırsat eşitliği temelinde hiçbir ayrım gözetmeksizin ülkemizin her köşesini kuşatacak şekilde bu anlayış ile çalıştık”
“Kütüphanelerimizin sembolü olduğu bereketli medeniyet iklimimiz yerini fikri ve manevi kuraklığa bıraktıkça bu tablonun yerini yenileme, rehavet, sefalet almıştır” ifadelerini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Kimi dönemlerde bu kuraklık iklimi özellikle tesis edilmiş, özellikle başımıza bir kara bulut gibi çöktürülmüştür. Ülkemizde yıllarca eğitim ve öğretimi ve entelektüel faaliyetleri tek yönlü formatlama aracı hem de belirli kesimlere mahsus bir ayrıcalık olarak tutmaya çalışan zihniyetin yol açtığı kısırlığı yaşadık. Çocuklarımızı ya okullara hiç almıyorlardı, ya da faşizan baskılarla kendi ideolojik saplantılarla biçimlendirmeye çalışıyorlardı. Rahmetli Menderes'in başlattığı rahmetli Özal'ın sürdürdüğü bu ülkenin aslı unsuru olan milletin evlatlarının akademiden bürokrasiye, medyadan iş dünyasına her alanda önlerini açma çabalarını hayırla yad ediyoruz. Biz de hükümete geldiğimiz günden beri adalet, hak, hakkaniyet ve fırsat eşitliği temelinde hiçbir ayrım gözetmeksizin ülkemizin her köşesini ve milletimizin tamamını kuşatacak şekilde bu anlayış ile çalıştık, çabaladık. Kalkınmanın bir bütün olduğuna, en başında da eğitimin kültür ve sanatın geldiğine inanıyoruz. Bunun için önceliklerimizin ilk sırasına eğitimi aldık. Hem geçmişin yanlışlarını düzeltecek hem de mağduriyetlerini giderecek hem de günümüz ihtiyaçlarına cevap verecek bir eğitim alt yapısı ve sistemi kurmak için kolları sıvadık. Okul öncesinden üniversitenin en üst basamaklarına kadar tüm kademelerde köklü reformlar gerçekleştirdik. Tüm sistemi yeniden yapılandırdık. Üniversitelerimizi 81 vilayetimize yaygınlaştırdık. Çocuklarımızı ve gençlerimizi her alanda destekledik. Aynı şekilde kültür sanat altyapımızı tahkim ettik. Düşüncesine, yüreğine, becerisine, emeğine dayalı üretim yaparak ülkemize değer katan herkesin yanında olduk. Yaptığı işe, gerçekleştirdiği üretime, verdiği hizmete kendi damgasını vuran kültür sanat insanlarımızı özellikle teşvik ettik. Bunları yaparken asırlardır yolumuzu aydınlatan medeniyet güneşimizi tekrar en yükseğe taşıma peşinde koşuyorduk. Demokrasi ve kalkınma atılımlarımızın tüm başlıklarına kaydettiğimiz gelişmelerin de bu mücadeleyi destekleyen bir yönü vardı. Geçtiğimiz 20 yılda ülkemizin asırlık altyapı eksiklerini, demokrasi ve alt yapı güvenlik ihtiyaçlarını gidermekte büyük bir başarı yakaladığımızı kimse inkar edemez.”
“Asırlara bedel eserler ve hizmetler ortaya koyduğumuzdan asla şüphemiz yoktur”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğitimde kültür ve sanatta geldiğimiz yeri de çok önemli görüyoruz. Henüz bu alanlarda arzu ettiğimiz seviyeye ulaşamadığımızın da farkındayız. Bizimki ancak hayalleri ve hedefleri büyük olanların yaşayabileceği bir hayıflanmadır. Asırlara bedel eserler ve hizmetler ortaya koyduğumuzdan asla şüphemiz yoktur. Dünya değişirken ülkemizin yerinde kalması demek gerileme işaretidir. Takip eden değil öncülük yapan diğer alanlardaki gibi kültürde de kendisine sunulanları tüketen değil, üreten bir Türkiye için gece gündüz çalışıyoruz. Önümüzdeki dönem Türkiye’nin 100 yılı vizyonumuzla eğitim ve kültür başta olmak üzere ülkemizi küresel düzeyde marka haline getirecek başlıkların tamamında da milletimizi hayallerine kavuşturacağız. Rami Kütüphanemizi işte bu yürüyüşümüzde yeni bir halka yeni bir safha olarak görüyoruz. Rami Kütüphanemizi gezerken bütün mücellitlerimizi gördüm. Gerekse adeta bir ameliyathane gibi kitapların restorasyonlarının yapıldığı birimlere girdik. Oradaki arkadaşlarımızın nasıl bir hassasiyetle çalıştıklarını adeta organ nakli yapar gibi o kitapların bütün tahrip olmuş o yaprakları tek tek bir yerden bir yere naklettiklerini görmek onlara şükran borcu olduğumuzu söylememek mümkün değil. Bu eserlerle birlikte inşallah Rami Kütüphanemiz çok çok farklı geleceğe bir yatırımın eseri olacak. Ülkemize ve İstanbul’umuza hayırlı olmasını diliyorum. Kültür Turizm Bakanlığımızın bütçesine ayrıca bir destek vererek yurtiçi ve yurtdışından buraya her türlü kitapları alacağız. Kitap ithali yapacağız dünyanın dört bir yanından ve Rami Kütüphanemizin uluslararası özelliğini de ortaya çıkaracağız. Herkese şimdiden şükranlarımı sunuyorum, hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum” açıklamasını yaptı.
Caner Sönmez - İsmail Coşkun