POLİTİKA - 25 Mart 2025 Salı 16:40

Bakan Tunç: "Ekonomimizin hedef alınması tehlikeli bir yaklaşım"

A
A
A
Bakan Tunç: "Ekonomimizin hedef alınması tehlikeli bir yaklaşım"

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, kontrolsüz gruplar önünde kullanılan kışkırtıcı dille Türkiye’nin büyümesine katma değer sağlayan markaların isim isim hedef gösterilmesinin ve bu yolla ekonominin hedef alınmasının tehlikeli bir yaklaşım olduğuna vurgu yaptı.

Bakan Tunç, İstanbul Adalet Sarayı’ndaki odasında terör örgütü DHKP-C üyelerince şehit edilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın hatırası için gerçekleştirilen Adalet Ormanı Fidan Dikim Töreni’ne katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan program Kur’an-ı Kerim tilavetiyle devam etti. Tunç, burada yaptığı konuşmasında, Savcı Kiraz’ın adaletin tecellisi için millet adına yargı görevi yaparken hain teröristler tarafından şehit edildiğini hatırlatarak, bu olaydan sonra adalet tecellisinde görev alan herkesin Kiraz’ın mirasına sahip çıktığını ve adaletin tecellisi adına görevlerini daha kuvvetli bir şekilde yapmanın gayreti içerisinde olduklarını söyledi.

"Biz onu adalete olan inancıyla hatırlıyoruz"

Adalet Ormanı’na şehit Kiraz’ın adının verilmesini çok önemli ve kıymetli bulduğunu dile getiren Tunç, "Kahraman Cumhuriyet Savcımız bundan 10 yıl önce 31 Mart 2015’te alçak teröristlerin kurşunuyla görevi başında şehit oldu. Kendisi bir ömür adalet için yaşadı ve adalet uğruna şehadete yürüdü. Biz onu adalete olan inancıyla hatırlıyoruz. Her daim vatan ve millet sevgisiyle, çalışkanlığıyla hatırlıyoruz" ifadelerini kullandı.

"Ülkemizin kalkınmasında engel olan terör bağından kurtulmanın eşiğindeyiz"

"Bu ülkenin Mehmet Selim savcılarıyla, kahraman Mehmetçiğiyle, Fethi Sekin’leriyle, Ömer Halisdemir’leriyle hiçbir hain yapı, hiçbir terör örgütü baş edemez" diyen Bakan Tunç, sözlerine şöyle devam etti:

"Biz kahramanlarımızdan aldığımız güç ve ilhamla teröre ve terör örgütlerine karşı mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. İnşallah ’Terörsüz Türkiye’ hedefiyle çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz ve 40 yıldan bu yana ülkemizin her türlü gelişmesinde ve kalkınmasında engel olan terör bağından kurtulmanın eşiğindeyiz."

"Halkın kullanılmasındaki amaç şiddetin hakim olduğu bir ortam oluşturmak olmamalıdır"

Teröre, vandallığa ve şiddete karşı adaletle, hukukla cevap vermeye devam edeceklerinin altını çizen Bakan Tunç, "İfade hürriyetinin özel görünüm biçimi olan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı da dahil olmak üzere temel insan haklarının sonuna kadar kullanılmasından yanayız. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı, yalnızca kişilerin kendini ifade etme özgürlüğü değil, aynı zamanda toplumsal yapının gelişmesi, insanlık değerlerinin savunulması ve adaletin sağlanması adına önemli bir haktır. Demokrasi, bireylerin seslerini duyurabildikleri, fikirlerini özgürce ifade edebildikleri bir zeminde hayat bulur. Ancak bu hakkın kullanılmasında amaç, hiçbir zaman nefretin, şiddetin ya da hoşgörüsüzlüğün hâkim olduğu bir ortam oluşturmak olmamalıdır" değerlendirmesinde bulundu. Bakan Tunç, günlerdir yalan ve iftiralar ile bağımsız ve tarafsız Türk yargısına saldırıldığını ifade ederek, kamu düzenini bozma pahasına güvenlik güçlerini ve polisi marjinal gruplara hedef göstererek tehlikeli bir provokasyona girişildiğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve merhum annesine yönelik ağza alınmayacak hakaretler edildiğini de ifade eden Tunç, bu durumun Türk milletinin sabrını zorladığını ve bu durumu lanetlediğini sözlerine ekledi.Bakan Tunç, kontrolsüz gruplar önünde kullanılan kışkırtıcı dille Türkiye’nin büyümesine katma değer sağlayan markaların isim isim hedef gösterilmesinin ve bu yolla ekonominin hedef alınmasının tehlikeli bir yaklaşım olduğunu söyledi.

Adalet Bakanı Tunç, sözlerine şöyle devam etti:

"İfade özgürlüğünün, halkın doğru bilgilendirilmesinin teminatı ve demokrasinin olmazsa olmazı basın kuruluşlarının yine düşmanca bir tutumla isimlerinin anılması, tezahüratlarla yuhalanması basın özgürlüğüne bir darbedir. Yayın politikası ne olursa olsun bugüne kadar hiçbir basın kuruluşu bu şekilde hedef alınmamıştır. Medyanın, kamuoyunu doğru bilgilendirme görevini yerine getirmesinden, yargının yürüttüğü soruşturmalara dair haberleri duyurmasından rahatsız olanlar, suçluluk psikolojisiyle yabancı basın kuruluşlarına ülkemizi şikayet etmekten de geri durmamaktadırlar. Yabancı bir yayın kuruluşunda ’Türkiye’de yargı bağımsız değildir’ demek çirkin bir algı operasyonudur." Programa Bakan Tunç’un yanı sıra Ankara Valisi Vasip Şahin ve şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın babası da katıldı.

Muhammed Musab Gümüşer

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Yeni Mersin İdman Yurdu’nun eski başkanı cinayet suçlamasıyla tutuklandı TFF 3. Lig ekiplerinden Çorluspor 1947’nin teknik direktörü Ersin Aka’nın silahlı saldırı sonucu hayatını kaybettiği olayla ilgili soruşturma kapsamında gözaltına alınan Yeni Mersin İdman Yurdu Kulübü’nün eski başkanı Metin Saltık, sevk edildiği mahkemece tutuklandı. Edinilen bilgiye göre, 26 Kasım 2024 tarihinde Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürülen TFF 3. Lig ekiplerinden Çorluspor 1947’nin teknik direktörü Ersin Aka cinayetiyle ilgili yürüten soruşturma kapsamında, Yeni Mersin İdman Yurdu Kulübü’nün eski başkanı Metin Saltık hakkında ’azmettirici’ olduğu iddiasıyla yakalama kararı çıkarıldı. Alınan karar üzerine harekete geçen Mersin Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, Saltık’ı Mersin’de gözaltına aldı. Saltık, emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği mahkemece tutuklandı. Olayın geçmişi 26 Kasım 2024 tarihinde, Tekirdağ’ın Çorlu ilçesine bağlı Mühittin Mahallesi Adnan Kahveci Caddesi üzerinde meydana gelen olayda, Çorluspor 1947 Teknik Direktörü Ersin Aka, caddede yürüdüğü sırada kimliği belirsiz bir kişi tarafından tabancayla vurularak ağır yaralanmış, saldırgan kaçarak izini kaybettirirken, Çorlu Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Aka ise tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı. Cinayetle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında saldırıyla bağlantılı olduğu değerlendirilen 13 kişi gözaltına alınırken, şüphelilerden bazılarının olayın azmettiricisi, bazılarının gözcülük yaptığı, bazılarının ise saldırıyı gerçekleştiren kişilere lojistik destek sağladığı ifade edilmişti. O tarihte adliye sevk edilen ve aralarında suça sürüklenen çocuklarında bulunduğu 13 kişiden 9’u tutuklanırken, 4’ü ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.