SAĞLIK - 24 Mart 2025 Pazartesi 09:29

"Her 3 çocuktan biri akran zorbalığı yaşıyor"

A
A
A
"Her 3 çocuktan biri akran zorbalığı yaşıyor"

Akran zorbalığının dünyada yaygın bir sorun olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Büşra Pekkoç Baskıcıoğlu, "Araştırmalar, dünya çapında çocukların yaklaşık üçte birinin hayatlarının bir döneminde akran zorbalığına maruz kaldığını göstermektedir. Akran zorbalığıyla başa çıkabilmek için çocuklara zorbalıkla başa çıkma stratejileri öğretilmeli, güçlü sosyal bağlar kurmalarına yardımcı olunmalı ve aile-okul iletişimi güçlendirilmelidir" dedi.

Medical Park Ataşehir Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Büşra Pekkoç Baskıcıoğlu, akran zorbalığı hakkında açıklamalarda bulundu. Akran zorbalığının tanımını yapan Uzm. Klnk. Psk. Baskıcıoğlu, "Akran zorbalığı, bireyin yaşıtları tarafından sürekli ve kasıtlı olarak fiziksel, sözel, sosyal veya dijital yollarla zarar görmesi ya da baskı altında tutulmasıdır. Fiziksel saldırılar, alay etme, dışlama, tehdit etme, dedikodu yayma ve siber zorbalık gibi birçok farklı formda ortaya çıkabilir" diye konuştu.

"Siber zorbalıkta da ciddi artış var"

Akran zorbalığının dünyada yaygın bir sorun olduğunu dile getiren Uzm. Klnk. Psk. Baskıcıoğlu, "Araştırmalar, dünya çapında çocukların yaklaşık üçte birinin hayatlarının bir döneminde akran zorbalığına maruz kaldığını göstermektedir. Türkiye’de yapılan çalışmalarda ise öğrencilerin yüzde 20-35’inin zorbalık mağduru olduğu, yüzde 10-20’sinin ise zorbalık yapan taraf olduğu belirlenmiştir. Özellikle internetin yaygınlaşmasıyla birlikte siber zorbalık oranlarında ciddi bir yükseliş görülmektedir" şeklinde konuştu.

"Aile içi şiddet zorbalığa neden olabilir"

Zorbalığın sebeplerinden bahseden Uzm. Klnk. Psk. Baskıcıoğlu, "Zorbalığın nedenleri arasında aile içi şiddet, yetersiz ebeveyn ilgisi, düşük özsaygı, sosyal beceri eksiklikleri, okul ortamındaki denetimsizlik ve toplumda şiddetin normalleştirilmesi gibi faktörler yer almaktadır. Zorbalık yapan bireyler genellikle kendilerini güçlü hissetmek, dikkat çekmek veya başkalarına üstünlük sağlamak amacıyla bu tür davranışlarda bulunurlar" dedi.

"İlkokul ve ortaokul dönemlerinde sık görülür"

Akran zorbalığının hangi yaşlarda daha sık görüldüğüne değinen Uzm. Klnk. Psk. Baskıcıoğlu, "Akran zorbalığı genellikle okul öncesi dönemde başlar ancak en belirgin ve yaygın olarak ilkokul ve ortaokul dönemlerinde görülür. Lise döneminde de devam edebilir, ancak türü ve şekli değişebilir. Araştırmalara göre, akran zorbalığı en çok 7-15 yaş aralığında yaygın olarak görülmektedir. İlkokulun son yılları ve ortaokul dönemi, zorbalığın en sık yaşandığı dönemlerdir" açıklamasında bulundu.

"Akran zorbalığına uğrayan bireyde yalnız kalma isteği olabilir"

Akran zorbalığında görülebilecek belirtilerden bahseden Uzm. Klnk. Psk. Baskıcıoğlu, "Akran zorbalığına maruz kalan çocuklarda içine kapanıklık, kaygı ve depresyon belirtileri, okula gitmek istememe, akademik başarının düşmesi, fiziksel yaralanmalar, sosyal ortamlardan kaçınma, yalnız kalma isteği, uyku ve yeme düzeninde bozulmalar, özsaygı ve özgüvende düşüş gibi belirtiler görülebilir" dedi.

"Uzman desteği alınmalı"

Uzm. Klnk. Psk. Baskıcıoğlu, zorbalık mağduru bir çocuğa nasıl yaklaşılması gerektiği hakkında şu bilgileri paylaştı:

"Zorbalığa uğrayan çocuğa destekleyici ve anlayışlı bir şekilde yaklaşmak önemlidir. Öncelikle çocuğun hissettiklerini anlamak ve onu suçlamadan dinlemek gerekir. Daha sonra öğretmenler, okul yönetimi ve gerekirse bir uzmandan destek alınmalıdır. Çocuğa kendini savunma ve sosyal beceriler kazandırma konusunda rehberlik edilmelidir. Akran zorbalığına uğrayan çocuklar ilerleyen yaşlarda düşük özsaygı, depresyon, anksiyete bozuklukları, akademik başarısızlık, sosyal izolasyon ve hatta travma sonrası stres bozukluğu gibi sorunlarla karşılaşabilirler. Ayrıca, bazı bireylerde saldırgan davranışlar geliştirme veya başkalarına zorbalık yapma eğilimi de görülebilir."

"Çocuklara empati ve sosyal beceriler kazandırılmalı"

Uzm. Klnk. Psk. Baskıcıoğlu, akran zorbalığıyla başa çıkabilmeleri için ebeveynlere şu önerilerde bulundu:

"Akran zorbalığıyla başa çıkabilmek için çocuklara zorbalıkla başa çıkma stratejileri öğretilmeli, güçlü sosyal bağlar kurmalarına yardımcı olunmalı ve aile-okul iletişimi güçlendirilmelidir. Akran zorbalığını önlemek amacıyla ise aileler, eğitimciler ve toplum iş birliği yapmalı; okullarda zorbalık karşıtı programlar düzenlenmeli, çocuklara empati ve sosyal beceriler kazandırılmalıdır. Ayrıca, aileler çocuklarının davranışlarını yakından gözlemlemeli ve dijital ortamda karşılaştıkları içerikleri kontrol etmelidir. Gerekirse, psikolojik destek de alınarak çocukların güvenli ve sağlıklı bir ortamda gelişmeleri sağlanmalıdır. Akran zorbalığı, bireylerin gelişimi üzerinde uzun vadeli etkiler bırakabilen ciddi bir problemdir. Bu konuda farkındalığı artırmak ve etkili çözümler üretmek, daha sağlıklı bir toplum oluşturmanın önemli bir parçasıdır."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Tavşanlı’da Aralık ayı sonunda da Melki mantarı bereketi Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde halk arasında "Melki" olarak bilinen Kanlıca mantarı, Aralık ayının son günlerinde de tezgahları süslemeye devam ediyor. Fiyatı sezon başına göre hayli düşen mantara vatandaşlar yoğun ilgi gösteriyor. Kütahya’nın Tavşanlı ilçesi Durak Mahallesi’nde bulunan ve halk arasında "Kantar" olarak bilinen bölge, adeta bir mantar pazarına dönüştü. Eylül ayında başlayan mantar sezonu, kış mevsiminin ortasına gelinmesine rağmen tüm hızıyla sürüyor. Dağlardan büyük emeklerle toplanan Melki mantarının fiyatındaki düşüş ise dikkat çekiyor. Sezon başında kilogramı 400 TL’den satılan mantar, şimdilerde 100 ile 150 TL arasında alıcı buluyor. Uzun yıllardır mantar toplayıcılığı ve satıcılığı yapan Cemil Akdağ, sürecin zorluklarını ve mantarın rotasını anlattı. Akdağ, melkinin kar yağana kadar çıkmaya devam edeceğini belirterek şunları söyledi: "Melki satışları kar yağana kadar devam eder. Melkiler ilk çıktığında 400 lira idi, şimdi bollukla beraber 100-150 TL’ye kadar düştü. Eylül ayında çıkmaya başlayan melkiler, Aralık ayı sonuna kadar toplandı ve satışı sürdü. Ancak toplaması gerçekten çok zor, gün boyu dağ dağ geziyoruz. Son zamanlarda mantarlar özellikle Yaylacık ve Domaniç ilçesi Sarıot köyü ormanlarında yoğunlaşıyor." Havanın henüz karla kaplanmamış olmasını fırsat bilen satıcılar, ormanların derinliklerinden topladıkları bu doğal lezzeti "Kantar" bölgesinde kurdukları tezgahlarda vatandaşlara sunmaya devam ediyor.
Gaziantep Kubba’dan Gaziantep’in kurtuluşu ve Regaip Kandili mesajı Medical Point Gaziantep Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Hayrullah Kubba, 25 Aralık Gaziantep’in Kurtuluşu ve Regaip Kandili dolayısıyla mesaj yayımladı. Medical Point Gaziantep Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Hayrullah Kubba, 25 Aralık Gaziantep’in Kurtuluşu dolayısıyla yaptığı açıklamada, şehrin gösterdiği eşsiz direnişin bugün hala ilham kaynağı olduğunu vurguladı. Kubba, "Gaziantep, vatan sevgisinin, birlik ve beraberliğin en güçlü örneklerinden biridir. Bu topraklar, büyük fedakârlıklar ve kahramanlıklarla bizlere emanet edilmiştir" dedi. Aynı gün idrak edilen Regaip Kandili’nin taşıdığı manevi anlamlara da dikkat çeken Kubba, "Böylesine anlamlı bir günde, hem şehrimizin kurtuluşunu kutluyor hem de Regaip Kandili’nin huzurunu yaşıyoruz. Bu mübarek gecenin birlik, kardeşlik ve dayanışma duygularımızı pekiştirmesini temenni ediyorum" ifadelerini kullandı. Hayrullah Kubba, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Gaziantep’in kurtuluşunda canlarını feda eden tüm şehit ve gazileri rahmet, minnet ve şükranla andığını belirterek, Regaip Kandili’nin tüm İslam alemine sağlık, barış ve esenlik getirmesi temennisinde bulundu. Gaziantep, bugün hem tarihine sahip çıkmanın onurunu hem de manevi bir gecenin huzurunu bir arada yaşayarak, geçmişten geleceğe uzanan güçlü duruşunu bir kez daha ortaya koyuyor.
Kocaeli GOSB Teknopark’ta Ar-Ge ve inovasyonun başarıları ödüllendirildi GOSB Teknopark tarafından düzenlenen ödül töreninde, Ar-Ge, inovasyon ve ihracat alanlarında başarı gösteren firmalar 10 farklı kategoride ödüllendirildi. Gebze Organize Sanayi Bölgesi (GOSB) Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen törene, Kocaeli Vali Yardımcısı Ertuğ Şevket Aksoy, GOSB yönetimi, sanayiciler, akademisyenler ve iş dünyası temsilcileri katıldı. Programda konuşan GOSB Teknopark Genel Müdürü Prof. Dr. Murat Çemberci, gerçekleştirilen ekonomik etki analizinin sonuçlarını paylaştı. Teknopark firmalarının uluslararası rekabet gücüne değinen Çemberci, "GOSB Teknopark bünyesinde faaliyet gösteren firmaların son yıllardaki performanslarını ve bu süreçte sunulan teşviklerin etkilerini ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlarıyla ele alan kapsamlı bir analiz gerçekleştirdik. Bu analizle birlikte GOSB Teknopark’ın bölge ve ülke ekonomisine sağladığı katma değeri, akademik dilin karmaşıklığından arındırarak iş dünyası ve kamu sektörü için anlaşılır, somut ve eyleme dönüştürülebilir verilerle ortaya koyduk" dedi. İhracatta yüzde 300’lük rekor artış Prof. Dr. Çemberci, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu rapor, GOSB Teknopark’ın sadece bir teknoloji ve inovasyon merkezi olmadığını; ekonomik büyümeyi destekleyen, nitelikli istihdamla beşeri sermayeyi güçlendiren, kamu kaynaklarını toplumsal değere dönüştüren ve tüm bunları yaparken çevresel ayak izini azaltmayı başaran entegre bir sürdürülebilirlik modeli olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. İncelenen dönemde Teknopark firmalarımız yaklaşık 20 milyar TL gelir elde etti. Bu gelirin yaklaşık yüzde 60’ı doğrudan Ar-Ge faaliyetlerinden sağlandı. Aynı dönemde ihracat gelirlerimiz yüzde 300’ün üzerinde artış göstererek yaklaşık 600 milyon TL’ye ulaştı. Bu veriler, GOSB Teknopark firmalarının uluslararası pazarlardaki rekabet gücünü ve küresel talebi karşılama kapasitesini net biçimde ortaya koymaktadır." "Başarıları ödüllendirmek için bir aradayız" GOSB Yönetim Kurulu Başkanı Ercüment Sarıtaş ise sanayinin geleceğinin teknoloji ve bilgi paylaşımıyla şekillendiğini vurguladı. Teknoparkın sanayi, üniversite ve girişimcileri buluşturan yaşayan bir platform olduğunu belirten Sarıtaş, "Günümüz dünyasında sanayi artık yalnızca üretim kapasitesiyle değil; bilgi, teknoloji, Ar-Ge ve inovasyonla rekabet ediyor. GOSB Teknopark, sanayi ile teknolojiyi aynı hedefte buluşturan stratejik bir yapı olarak konumlanıyor. Biz GOSB olarak sanayinin geleceğinin; iş birliği kültürüne dayalı, bilgi paylaşımına açık, girişimciliği destekleyen ve sürdürülebilirliği merkeze alan ekosistemlerle mümkün olduğuna inanıyoruz. Teknoparkımızı aynı zamanda sanayi, üniversite ve girişimcilerin bir araya geldiği yaşayan bir iş birliği platformu olarak değerlendiriyoruz. Bu vesileyle başarılarıyla bizlere ilham veren tüm firmalarımızı tebrik ediyor, bu ekosistemin gelişmesine katkı sunan tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. Tören, 10 farklı kategoride dereceye giren firma temsilcilerine ödüllerinin verilmesiyle sona erdi.
Balıkesir Balıkesir’de üniversiteliler sıfır atık projesi başlattı Burhaniye İlçesinde, Balıkesir Üniversitesine bağlı Uygulamalı Bilemler Fakültesi öğrencileri "Taşırken Dönüştür" adı altında sıfır atık projesi başlattı. Gastronomi bölümü 3. Sınıf öğrencilerinin başlattığı proje kapsamında öğrencilerin ürettiği reçel ve turşu kavanozları esnaflara dağılırken, sıfır atık hakkında bilgilendirme yapıldı. İlçenin Hürriyet Caddesinde bir araya gelen öğrenciler caddedeki esnafları ziyaret ederken, etkinliğe Uygulamayı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Oğuzhan İlban ile Burhaniye Ticaret Odası Başkanı Hasan Varol da katıldı. Caddedeki esnafları ziyaret eden 5 öğrenci, üzerinde Taşırken Dönüştür yazan torbalar içinde turşu ve reçel dağıttı, sıfır atık konusunda bilgilendirme yaptı. Öğrenciler Hürriyet Caddesindeki 30 esnafı ziyaret etti. Projede görev alan öğrenciler mutluluklarını dile getirdi. Esnafları Bilinçlendirmek istediklerini kaydeden Ziynet Yayla "Biz Burhaniye Uygulamalı Bilimler Gastronomi 3.Sınıf öğrencisiyiz. Fakültemizde sosyal sorumluluk projesi kapsamında sıfır atık adına bir proje yürütüyoruz. Projemizin adı Taşırken Dönüştür. Projeni amacı sıfır atık bilincini yaygınlaştırmak. Bu konuda insanları bilgilendirmek. Bu projelerde insanları bilinçlendirmeyi amaçladık" dedi. Begüm Taslacı da, "Bu günkü projemizin adı Taşırken Dönüştür. Bu projede 5 kişi görev alıyoruz. Meyveleri sebzeleri atmak yerine bunların hepsini kullanarak turşu ve reçeller yapıyoruz. Fazlalarını atmıyoruz. Bu projemizin amacı atığı minimum seviyeye indirmek" dedi. Zeki Özkan ise, "Bu gün projemiz gereği halkımızı ve esnaflarımızı bilinçlendirmek için çanta dağıtımına çıktık. Atıklardan ürünler ürettik, tüketilebilir şekilde. Bu ürünlerle esnafı bilinçlendirmek en büyük hedefimiz bu proje de olduğum için mutluluk duyuyorum" diye konuştu.