SAĞLIK - 22 Nisan 2021 Perşembe 15:12

Prof. Dr. Bakır açıkladı! Virüs nasıl dip yapar?

A
A
A
Prof. Dr. Bakır açıkladı! Virüs nasıl dip yapar?

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Bakır, Bütün Türkiye’de belli bir tarihten itibaren, 14 gün kimse evlerinde dahil maskesiz birbiri ile konuşmayacak dense. 14 gün süresince böyle bir uygulama olursa, virüs dip yapar” dedi.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Beyin Cerrahı Prof. Dr. Abdurrahman Bakır, son dönemde ülkemizde hızla artan Covid-19 vakalarının önüne geçmek için maskenin çok önemli olduğunu söyledi. Şuana kadar kendisinin hiç Covid-19’a yakalanmadığını belirten Prof. Dr. Bakır, bunu sebebinin maskesini hiçbir zaman çıkarmamak olduğunu aktardı. Bakır, virüsün damlacık yoluyla bulaştığını, bunun da büyük bir yüzdelikle karşılıklı konuşma esnasında maskeler olmadığı zaman gerçekleştiğini kaydetti. Bakır ayrıca, virüsün bulaşması için 1 dakika karşılıklı maskesiz konuşmanın bile yeterli olabildiğini kaydetti. Prof. Dr. Bakır, restoran ve kafelerde, ‘yeme içme sırasında konuşmayın’ şeklinde uyarıcı ve bilgilendirici broşürler kullanılabileceğini söyledi.

“Maskesiz konuşmazsak, bu damlacıkların etrafa yayılmasını önleyeceğiz”

Covid-19 virüsünün damlacık yoluyla bulaştığını ve bunun da maske ile önlenebileceğini vurgulayan Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Beyin Cerrahı Prof. Dr. Abdurrahman Bakır, “Çok basit bir yöntemle bu kadar öldürücü bir virüsle mücadeleden en az hasarla çıkacağımıza inanıyorum. Şöyle ki; bu virüsün geçiş şekli ve en önemli geçiş yolu damlacık enfeksiyonu. Tabi ki başka yollar da var, el veya göz ile bulaşması gibi. Ama bunlar çok nadir ve çok zayıf ihtimaller. Ben kişisel olarak çevremde bu virüsü geçiren yüzlerce kişi ile görüştüm. Hemen hemen yüzde 99’u şunu söyledi. Birlikte ya maskesiz bir şey yemişler ya da bir şey içmişler. Bütün hepsinde bunu gördüm. Dolayısıyla yüzde 90’ın üzerinde geçiş şekli maskesiz konuşma. Bunun tedbiri de belli. O halde maskesiz konuşmazsak, bu damlacıkların etrafa yayılmasını önleyeceğiz ve bu virüsü bulunan yerlerde hapsedeceğiz” şeklinde konuştu.

“Mümkün mertebe de böyle ortamlarda bulunmamak lazım”

Günlük yaşantısında, hem işi gereği hem de sosyal yaşantısı nedeniyle kapalı ve kalabalık ortamlarda bulunmak zorunda olduğu zamanlarda maskeye daha fazla dikkat ettiğini belirten Prof. Dr. Bakır, “Aslında ben günlük yaşamın büyük bir zaman dilimini kırmızı alanlarda geçirdim. Yani kapalı alanlarda, hastanede geçirdim. Örneğin ben mesaiye toplu taşıma araçları gidip geldim. Ancak bir şeye çok dikkat ettim. Kesinlikle ve kesinlikle o ortamlarda hiçbir şekilde maskesiz bulunmadım. Kafe ve restoranlara mümkün mertebe gitmedim. Gittiğim zaman da kendimi buna yönelik korudum. Diyeceksiniz ki; ‘maskesiz nasıl yemek yedin, nasıl içtin?’ Örneğin karşılıklı olarak yemek yiyor ya da çay içiyoruz. Ben bir elimle yemeği yedim, diğer elimle maske ile kendimi korudum. Aslında mümkün mertebe yemek yerken insanların birbiri ile konuşmaması gerekiyor. Yemeğini yedikten sonra, çayını veya kahveni içtikten sonra konuşmadan maskeni takacaksın ve ondan sonra sohbetine devam edeceksin. Ama mümkün mertebe de böyle ortamlarda bulunmamak lazım” diye konuştu.

“14 gün süresince böyle bir uygulama olursa, virüs dip yapar”

Son zamanlarda oldukça yükselen bulaşın önlenme yolunun başında maske geldiğinin altını çizen Prof. Dr. Bakır şunları kaydetti:

“Virüs semptomlar başladıktan yaklaşık 10 gün sonra vücutta inaktive oluyor ve artık bulaşıcı özelliğini kaybediyor. O zaman maske takarak bu damlacık yoluyla olan bulaşıcılığı engelleyebiliriz. Benim bir önerim var. Bu biraz zor, ama olursa çok güzel olur. Bütün Türkiye’de belli bir tarihten itibaren, 14 gün kimse evlerinde dahi maskesiz birbiri ile konuşmayacak dense. 14 gün süresince böyle bir uygulama olursa, virüs dip yapar. Çünkü maskeyle damlacık enfeksiyonu önlenmiş olur, virüs de 10 günde inaktive olacağı ve herkes de aynı tarihte başlayıp aynı tarihte bitireceği için virüs en az noktaya iner diye düşünüyorum. Ama kolektif olarak tüm vatandaşlarımızın ortak bir davranışta bulunması gerekiyor. Bu kolay mı? Bence kolay. Şöyle; bununla ilgili sosyal medyalarda olsun, ana akım medyalarda olsun insanlar bilinçlendirilirse neden olmasın? İnsanlar şunu diyebilir, ‘ya hocam sizin anlattığınız şeyler çok zor.’ O zaman ben şunu söyleyeyim; yoğun bakımda ölümle pençeleşmek, sevdiklerimizin her gün kaybolması, ekonominin kötüye gitmesi daha kolaysa ve benim söylediğim zorsa o zaman kolayı seçsinler. Son olarak şu sloganım ile bitirmek istiyorum; evde ve dışarıda maskesiz konuşma, insanlarımız ölmesin, ülkemiz kapanmasın, ekonomi bozulmasın.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Noterlik Kanun Teklifi TBMM Genel Kurulunda kabul edildi Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı. TBMM Genel Kurulunda Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, kabul edildi. Kanuna göre, avukatlık stajına fiilen engel olmamak şartıyla herhangi bir işte sigortalı olarak çalışılması, avukatlık stajının yapılmasına engel olmayacak. Adli ve idari yargı hakim ve savcı adayları veya yardımcıları ile hakim ve savcılar hariç olmak üzere, kamu kurum ve kuruluşlarının kadro veya pozisyonlarında görev yapanlar da görev yeri saklı kalmak kaydıyla mahkemelerde yapılan staj sürecinde aylıksız veya ücretsiz izinli olarak avukatlık stajı yapabilecek. Kanunla noterlerin tatil gün ve saatlerinde çalışmasına ilişkin usul ve esaslar düzenleniyor. Noterlik Ücret Tarifesi, her yıl mart ayı yerine ocak ayı başında düzenlenecek. Noterliklerde yapılan işlemler ve düzenlenen kağıtlar sebebiyle ödenmesi gereken vergi, resim, harç, değerli kağıt bedelleri, noterlik ücretleri ile diğer işlem giderleri nakit olarak veya banka kartı, kredi kartı ve benzeri kartlar kullanılarak tahsil edilecek. Noterler bir önceki aya ait beyannameleri, her ayın ilk beş iş günü içinde hazırlanacak ve aynı süre içinde ilgili dairelere verilecek. Araç sicil ve tescil sistemi veri tabanında yer alan bilgilerin Karayolları Trafik Kanunu çerçevesinde kişi ve kurumlarla paylaşılması karşılığında sorgu veya dönen kayıt başına Türkiye Noterler Birliğince 2 lira işlem katılım payı alınacak. Kanuna göre, el yazısıyla imzalanarak hazırlanan noterlik işlemleri, güvenli elektronik imzayla Türkiye Noterler Birliğinin bilişim sistemine kaydedilecek. Türk Medeni Kanunu’nda yapılan değişiklikle adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve Basın İlan Kurumunun ilan portalında ilan edilecek. Boşanma davası reddinin kesinleşmesinden sonra ortak hayatı kuramayan çiftlerin yeniden dava açabilmesi için gereken süre 3 yıldan 1 yıla indirilecek. Devlet üniversiteleri Çocuk İzlem Merkezi (ÇİM) kurabilecek. Etki ajanlığına ilişkin hüküm tekliften çıkarıldı.
Yozgat Kerkenes Harabeleri’nde Keykavus Kalesi surlarının yanı sıra yeni figürler keşfedildi Yozgat’ın Sorgun ilçesi Şahmuratlı Köyü sınırları içinde bulunan tarihi Kerkenes Harabeleri güncel kazısında yeni figürler keşfedildi. Sorgun Şahmuratlı köyünde yaklaşık 20 gündür devam etmekte olan kazılarda Keykavus Kalesi’ne ait surların bir bölümünün yanı sıra, bir adet ‘Haç’ sembolü ve bir adet de ‘Hayvan başı kabartması’ figürü bulundu. Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan kazı alanında incelemelerde bulunarak bilgi aldı. Özkan, “Sorgun ilçemiz Kerkenes kazı alanı bölgesindeyiz. Bölgede Amerika Florida Üniversitesi’nden bir hocamızın başkanlığında kazı çalışmaları devam ediyordu. Ancak bu sene Kültür ve Turizm Bakanımızın destekleri, hocamızın da koordinasyonu ve talebi ile birlikte İstanbul Üniversite’sinden Prof. Dr. Şevket Dönmez hocamız da burada bu sahada kendi alanında kazı çalışmalarını başlattı. Gerçekten bizler de hayretler içerisindeyiz. Yaklaşık 20 günlük kısa bir süre içinde hocam, kalenin dış duvarlarında hatta bir kısım da eser buluntularıyla birlikte çalışmalarına devam ediyor. Ben bu vesile ile hocamıza, Kültür ve Turizm Bakanlığımıza, emek veren arkadaşlarımıza ve kazıya katkı ve destekleriyle bizlerin yanında bulunan Sorgun Belediye Başkanımıza, Kaymakamımıza ve Kültür Müdürlüğü’ndeki ekip arkadaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum” ifadelerine yer verdi. “15 günlük süreçte 300 metrelik surun, 15-20 metrelik bölümü açığa çıktı” Kerkenes Harabelerinde yapılan güncel kazı çalışması hakkında bilgi veren İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şevket Dönmez, henüz 15 günlük bir süreç olmasına rağmen Keykavus Kalesi’nde, Keykavus Kalesi’ni çevreleyen tahmini 300 metrelik surun yaklaşık 15-20 metrelik bölümü açığa çıkartmayı başardıklarını belirtti. “Konargöçer Türkmenlere ait bulgular var” Prof. Dr. Dönmez, “Bundan sonraki süreçte giriş kapısıyla, kalenin içinde çalışmalara devam edeceğiz. Şu an görünen noktada Roma ve erken Bizans dönemlerini kazıyoruz. Ama kalede bir Selçuklu Dönemi olduğunu biliyoruz. Bizim uzmanlığımız biraz daha Türk dönemi ve bu topraklardaki bizim 1000-1200 yıllık kültürümüzün açığa çıkması. Çünkü Anadolu arkeolojisinde Neolitik dönem, Roma dönemi, Helenistik dönem, Hitit dönemi çok iyi biliniyor ama bizim bu topraklardaki kendi öz kültürümüzü biraz daha açığa çıkararak vurgulamak istiyoruz. Bizi heyecanlandıran buluntular yüzeyde var. Yüzeyde konargöçer Türkmenlere ait çadır destek duvarları var. Yani bu bölge aslında Türkmenlerin de belki 300-400 yıl önce bir yaylak noktası durumunda. Bunları da saptamaya ve belgelemeye başladık” şeklinde bilgi verdi. Prof. Dr. Şevket Dönmez’in aktardığı bilgilere göre kazı esnasında bulunan ‘Haç’ ve ‘Hayvan başı kabartması’ figürü dinsel bir cemaat bulunduğuna ve bu bölgeyi korumak için kendi kültürlerinden, tılsımlardan faydalandıklarına işaret ediyor.