GÜNDEM - 08 Aralık 2014 Pazartesi 12:34

Minik Sude Naz 2 bin 500 lira ile yürüyebilir

A
A
A
Minik Sude Naz 2 bin 500 lira ile yürüyebilir

Erzurum'da yaşayan doğuştan engelli 7 yaşındaki Sude Naz Polat, arkadaşları gibi okula yürüyerek gidip gelmek istiyor. Doktorlar, minik Sude Naz’ın yürümesi için 2 bin 500 TL değerindeki ‘İsveç Kilidi’ cihazının gerekli olduğunu söyledi.

Geçtiğimiz günlerde İHA’nın gündeme getirdiği “Annenin yürek burkan dramı” başlıklı haberle sesini duyuran ve ardından hayırsever vatandaşlarla program sunucusu Esra Erol tarafından akülü araba ve tekerlekli sandalye hediye edilen 7 yaşındaki Sude Naz Polat, gerekli yardımlar yapılırsa ilk defa yürüme sevinci yaşayacak. 

Erzurum’un Merkez Yakutiye ilçesinde yaşayan ve doğuştan yürüme engelli olarak annesinin sırtında okula giden 7 yaşındaki Sude Naz ve annesinin hayat hikayesi yürek dağlamıştı. Erken doğum olması nedeniyle doğuştan yürüme engelli olan minik Sude Naz’ın 7 yıl sonra ilk kez gerekli cihazlar yardımıyla yürüyebileceği haberini veren doktorlar, Polat ailesini umutlandırdı. Bu yıl okula başlayan ilk annesinin sırtında daha sonra hediye edilen akülü arabayla okulu gidip gelen Sude Naz, eğer 2 bin 500 TL değerindeki ‘İsveç Kilidi’ cihazı yardımı yapılırsa artık arkadaşları gibi kendi başına yürüyerek okula gidebilecek.

Önceleri kızını sürekli sırtında okula götürdüğünü ifade eden anne Mine Polat, daha sonra hayırseverler tarafından hediye edilen akülü arabayla götürdüğünü, fakat artık kızının yürüyebilme ihtimalinin olduğunu söyleyerek hayırsever vatandaşlardan yardım istedi.

KIZIM, 2 BİN 500 TL DEĞERİNDEKİ CİHAZLA 7 YIL SONRA İLK DEFA YÜRÜME SEVİNCİ YAŞAYACAK

Anne Mine Polat, ”Sude Naz’ı önceden okula sırtımda götürüp getiriyordum. Daha sonra hayırsever vatandaşlar tarafından kızıma akülü araba verildi ama akülü arabayla da otobüslere rahat bir şekilde binemiyorum zor oluyor. Hem kızımı hem de arabayı taşıyamıyorum. Sude Naz’ın doktorlarıyla görüştük. Sude Naz’ın yürümesinin mümkün olduğunu fakat bunun için ‘ İsveç kilidi’ gerekli olduğunu söylediler. Kızımın yürümesi için gerekli olan cihazı almaya çalıştık ama babasının işi olmadığı için alamıyoruz. Buradan hayırsever vatandaşlardan yardım istiyorum her şey kızım Sudenaz’ın yürümesi için. Bir anne olarak kızım için yardım istiyorum. Kızım doğduğundan beri yürüyemiyor. Şuanda 7 yaşında ama ben olmadan tek başına adım bile atamıyor. Doktorlar, Sudenaz’ın yürümesinin mümkün olduğunu fakat bunun için İsveç kilidi yürüme bandının gerekli olduğunu söylediler. Doktorların söylediği cihaz 2 bin 500 bin TL civarında ama bizim maddi durumumuz yok kızımın yürümesi için yardım bekliyorum” dedi.
Annesinin yardımı olmadan tek bir adım dahi atamayan 7 yaşındaki minik Sude Naz, hayırsever vatandaşlardan yürümesi için gerekli olan cihazı istedi. 

E.MEHMET YILMAZ - MERVE KALAYCI

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Gebelikte kozmetik kullanımı: Düşük ve gelişim bozukluğu riskine dikkat Kadınların hayatında benzersiz bir dönem olan hamilelik sürecinde fiziksel ve duygusal açıdan bir dizi değişiklikle karşılaşmanın kaçınılmaz olduğunu belirten Dermotoloji Uzmanı Dr. Erkan Davarcı, gebelik döneminde kullanılan kozmetik ürünler hakkında uyarılarda bulundu. Davarcı, "Gebelikte kullanılan kozmetik ürünlerin içerikleri bebeğin sağlığını doğrudan etkileyebilir. Özellikle fetal dönemde bu kimyasallar, endokrin sistemden gelişimsel bozukluklara kadar birçok soruna yol açabilir. Bu durum düşük, ölü doğum, intrauterin gelişim geriliği ve doğuştan anomalilere neden olabilir" dedi. Medical Park Antalya Hastane Kompleksi’nden Dermatoloji Uzmanı Dr. Erkan Davarcı, gebelikte cilt bakımı ve güvenli kozmetik kullanımıyla ilgili önemli bilgiler paylaştı. Uzm. Dr. Davarcı, gebelik döneminde kullanılan kozmetik ürünlerin içeriklerinin dikkatle incelenmesi gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi: "Cilt üzerinden emilen kimyasal içerikler kan dolaşımına karışarak plasentayı geçebilir ve bebeğin sağlığını etkileyebilir. Özellikle fetal dönemde bu kimyasallar, endokrin sistemden gelişimsel bozukluklara kadar birçok soruna yol açabilir. Bu durum düşük, ölü doğum, intrauterin gelişim geriliği ve doğuştan anomalilere neden olabilir." Farmakolojik ajanların güvenilirlik değerlendirmelerinde genellikle FDA tarafından C kategorisinde sınıflandırıldığına dikkat çeken Dr. Davarcı, kozmetik ürünlerin gebelikte kullanımı konusunda temkinli olunması gerektiğinin altını çizdi. Kaçınılması gereken kozmetik ürünler Hamilelikte cilt bakımı yaparken ürünlerin içeriğine özen gösterilmesi gerektiğini belirten Uzm. Dr. Davarcı, özellikle şu maddelerden kaçınılmasını önerdi: "Paraben, phthalate, retinoidler, salisilik asit, formaldehit ve nanomateryaller içeren güneş kremleri." Davarcı, güneş koruyucu seçiminde, titanyum dioksit ve çinko oksit gibi mineral filtreler içeren, 50 SPF ve üzeri ürünlerin tercih edilmesi gerektiğini belirtti. Çatlaklarla mücadelede doğal yöntemler Hamilelikte hormonlar, kilo artışı ve cildin gerilmesi nedeniyle çatlakların oluşmasının yaygın olduğunu belirten Uzm. Dr. Davarcı, genetik faktörlerin de etkili olduğunu ifade ederek şu önerilerde bulundu: "Hamileliğin ilk günlerinden itibaren düzenli olarak cildi nemlendirmek, elastikiyetini artırır ve çatlak oluşum riskini azaltır. Doğal yağlar veya gebelik için özel formüle edilmiş ürünler tercih edilmelidir. Dermatolog desteğiyle doğru ürün seçimi, bu süreçte cilt sağlığını korumanın en etkili yoludur." "Bilinçli tercihler yapın" Uzm. Dr. Davarcı, hamilelik döneminde kullanılan her ürünün hem anne hem de bebek sağlığı açısından güvenilir olmasının önemine dikkat çekerek şu tavsiyeyi verdi: "Anne adayları, ürün tercihlerini dermatologlarıyla birlikte yapmalı ve bilinçli seçimler yapmalıdır. Güvenilir markalar ve doğal içerikli ürünler, hem annenin cilt sağlığını koruyacak hem de bebeğin gelişimini olumsuz etkileyen faktörleri minimize edecektir."
Adana Özgüven eksikliği yaşayanlar daha çok ‘Selfitis’ oluyor Psikolog Hande Nacar Baş, sosyal medyanın hayatımıza girmesinin ardından her gün fotoğraflar çekip paylaşanların yaşadığı takıntı ve ardından ortaya çıkan ‘Selfitis’e yönelik, “Araştırmalar özellikle özgüven eksikliği yaşayan kişilerde bu hastalığın olma olasılığının daha yüksek olduğu sonucuna ulaşıyor” dedi. Sosyal medyanın hayatımıza girmesinin ardından hemen her gün fotoğraflar çekip paylaşanların yaşadığı takıntıya yönelik ilk olarak 2014’te ortaya atılan ’selfitis’ kavramı giderek yaygınlaştı. Konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı’na konuşan Onma Psikoloji’den Psikolog Hande Nacar Baş, “Özellikle özgüven eksikliği olan kişilerde dışardan gelen her bir beğeni, kişinin selfieler aracılığıyla bir onay arayışına dönüşebiliyor. Sağlıksız bir değerlilik algısı oluşturabiliyor. Fotoğraf çekilmediklerinde sanki sahip oldukları sosyal dünyadan koptuklarını hissedebiliyorlar” ifadelerini kullandı. ‘Selfitis’in her geçen gün arttığına vurgu yapan Psikolog Hande Nacar Baş, daha sonra şunları söyledi: “Cep telefonlarının fotoğraf makinelerine dönüşmesi ve sosyal medya platformlarının bu paylaşımları teşvik etmesiyle, yeni bir psikolojik durumu gündeme getiriyor. Selfitis, kişinin kendi fotoğraflarını (selfie) düzenli olarak çekip, gün içerisinde birden fazla kez paylaşma davranışı olarak tanımlanıyor. Henüz resmi bir psikolojik tanı olmasa da, bu kavram literatüre girmiş durumda. Araştırmalar, özellikle özgüven eksikliği yaşayan bireylerde selfitisin daha yaygın olduğunu gösteriyor. Fotoğraf düzenleme uygulamaları ve filtreler sayesinde kişilerin ideal dış görünüşe ulaşması kolaylaşırken, paylaşılan fotoğrafların aldığı beğeniler de bu davranışın tekrarlanmasına yol açabiliyor. Beğeniler, kişide kısa süreli dopamin artışı oluşturarak, bu döngüyü sürdürülebilir hale getiriyor.”
Muğla MSKÜ Rektörü Kaçar, basın mensuplarıyla bir araya geldi Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Rektörü Prof. Dr. Turhan Kaçar, üniversite bünyesinde yürütülen çalışmalar ve gelecek planları hakkında bilgi vermek üzere basın mensuplarıyla bir araya geldi. Öğrenci Sarayı VIP Salonu’nda düzenlenen toplantıda Rektör Kaçar, görevdeki ilk 5 ayını değerlendirerek önemli açıklamalarda bulundu. Eylül ayından bu yana üniversitede yoğun bir dönem geçirdiklerini belirten Rektör Kaçar, bahar dönemi için hazırlıkların sürdüğünü ifade etti. Kaçar, “Kazasız belasız bir dönemi tamamladık. Şimdi ikinci dönem olan bahar dönemi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Göreve geldiğim son 5 ayda önemli adımlar attık” dedi. Rektör Kaçar, üniversitenin kurumsal akreditasyon sürecine dahil olduğunu ve sonuçların Mart ayında alınmasının beklendiğini söyledi. Ayrıca, akademik ve idari süreçlerin yenilenmesi konusunda çalışmalara ağırlık verdiklerini belirtti. Kaçar, “Bu süreçte etik çalıştayı düzenledik. Daha önce AR-GE çalıştayı yaptık. Yakın zamanda 2026-2030 yıllarını kapsayan stratejik çalıştayı gerçekleştireceğiz” diye konuştu. Üniversitenin dışa doğru büyümesinden ziyade iç dinamiklerini geliştirmeyi hedeflediklerini vurgulayan Kaçar, kurumsal sürdürülebilirlik konusunun önemine dikkat çekti. Kaçar, “Kurumların gelişigüzel büyümesindense, dinamik ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşması çok daha önemli. Bu doğrultuda iç süreçlerimizi yenileyerek kurum içindeki faaliyetlerimizi güçlendirmeye odaklanıyoruz” ifadelerini kullandı.
Sakarya SUBÜ Bilişim Teknolojileri MYO’dan Blokzinciri ve kripto ekosistemi atölyesi SUBÜ Bilişim Teknolojileri MYO, uzman eğitmenlerin katılımıyla ‘Blokzinciri ve Kripto Ekosistemini Anlamak ve İnşa Etmek’ konulu atölye çalışması düzenledi. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Bilişim Teknolojileri Meslek Yüksekokulu, ‘Blokzinciri ve Kripto Ekosistemini Anlamak ve İnşa Etmek’ konulu atölye çalışması düzenledi Atölyede uzman eğitmenler Mehmet Kırçal, Ömer Göksoy ve Şahap Kurtaran katılımcılara blokzincir teknolojisinin yapısı ve kullanım alanlarına ilişkin bilgi verdi. Blokzincirin iş dünyasından finansal uygulamalara uzanan etkisini örneklerle açıklayan uzman eğitmenler; katılımcılarla merkeziyetsizlik ilkesi, akıllı sözleşmelerin işleyişi ve kripto varlıkların gelecekteki potansiyeli hakkında da detaylar paylaştı. Atölye ile öğrencilere iş dünyasının fırsatlarına dair farkındalık kazandırmayı ve teknoloji odaklı kariyer planlamalarına rehberlik etmeyi hedeflediklerini kaydeden SUBÜ Bilişim Teknolojileri MYO Bilgisayar Teknolojileri Bölüm Başkanı Öğretim Görevlisi Burak Ağgül, “Blokzincir ve kripto para dünyası, geleceğin en önemli teknolojik devrimlerinden biri olma yolunda ilerliyor. Bu tür atölye çalışmaları öğrencilerimizin söz konusu teknolojilere ilişkin temel bir altyapı kazanmalarına katkı sağlıyor. Bilişim Teknolojileri MYO olarak öğrencilerimizin daima geleceğe hazır bireyler olmaları için çaba gösteriyoruz” dedi.